Evrensel Mesaj Kur'an'ı Kerim Meali
Târık Süresi الطَّارِقِ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

Tarık sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 17 âyettir. İsmini birinci âyette geçen ve “yıldız” mânasına gelen اَلطَّارِقُ (tarık) kelimesinden alır. Mushaf tertîbine göre 86, iniş sırasına göre 36. sûredir.

Andolsun göğe ve Tarık’a!
وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ ﴿١﴾
Anlıyor musun Tarık nedir!
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الطَّارِقُ ﴿٢﴾
Delen yıldızdır. (*3) (**3)
النَّجْمُ الثَّاقِبُ ﴿٣﴾
Kendisi üzerinde koruyucu bulunmayan hiçbir nefis yoktur:
إِن كُلُّ نَفْسٍ لَّمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ ﴿٤﴾
O halde insan bir düşünsün, hangi şeyden yaratıldı. (*5-7)
فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ مِمَّ خُلِقَ ﴿٥﴾
Atılan bir sudan yaratıldı.
خُلِقَ مِن مَّاءٍ دَافِقٍ ﴿٦﴾
Belin ortasından çıkar ve topraktan.
يَخْرُجُ مِن بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ ﴿٧﴾
Şüphesiz O, onu tekrar döndürmeğe elbette Kâdir’dir.
إِنَّهُ عَلَىٰ رَجْعِهِ لَقَادِرٌ ﴿٨﴾
O gün, gizlilikler ortaya çıkarılır.
يَوْمَ تُبْلَى السَّرَائِرُ ﴿٩﴾
Artık onun (insanın), bir kuvveti olmaz ve bir yardımcısı da yoktur.
فَمَا لَهُ مِن قُوَّةٍ وَلَا نَاصِرٍ ﴿١٠﴾
Andolsun dönüşlü göğe!
وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الرَّجْعِ ﴿١١﴾
Ve yarılan yere!
وَالْأَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِ ﴿١٢﴾
Şüphesiz o, elbette ayırdedici bir sözdür.
إِنَّهُ لَقَوْلٌ فَصْلٌ ﴿١٣﴾
Ve o, şaka değildir.
وَمَا هُوَ بِالْهَزْلِ ﴿١٤﴾
Şüphesiz onlar bir plan planlıyorlar.
إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًا ﴿١٥﴾
Ben de bir plan planlıyorum.
وَأَكِيدُ كَيْدًا ﴿١٦﴾
Öyleyse kâfirlere mühlet ver, onlar o mühletleri süresince gezip dolaşsınlar. (*17)
فَمَهِّلِ الْكَافِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًا ﴿١٧﴾
Dipnotlar:
Yer işaretiniz eklendi