Rasulullah (as) üzerine atılan iftiralar

Rasulullah (as) üzerine atılan iftiralar

Eylül 3, 2022 0 Yazar: Ramazan Yılmaz

Hadis diye uydurdukları yalanları Rasulullah (as)’ın üzerine atanlar, Rasulullah (as)’ın en büyük düşmanlarıdırlar
Rasulullah (as)’dan ve özellikle de sahabe ve Tebe-i Tabiin’den sonra Rasulullah (as) adına, Kur’an gerçeği ile taban tabana zıt uydurulan yalanlar, İslâm toplumunun Kur’an’dan ve Tevhidi İslâmî hassasiyetten uzaklaşmasına neden olmuştur.
Kur’an’a aykırı bilgileri İslâm’dan zannedip esas alanlar, Kur’an gerçeğiyle bu bilgileri test edecek yerde, tam aksine hareket ederek Kur’an gerçeğini bu bilgilerle test etmeye kalkışmışlar, bu bilgilere Kur’an’dan delil getirmeye çalışmışlardır. Bunlar, öyle ileri gittiler ki, bu asılsız bilgileri onaylamayan, bu bilgileri reddeden ayetleri tevil ederek yanlış bilgileri Kur’an’a tasdik ettirmeye çalışmışlardır. Her alanda yapılan bu tevil ve saptırma faaliyetleri Kur’an’a ve Rasulullah (as)’ın Sünneti’ne aykırıdır.
İslâm toplumunun, Kur’an gerçeğinden uzaklaşmasından ve uzaklaştırılmasından sonra toplumu yanlış bilgi ve hadis adı altında yalanlarla bilgilendiren birçok kitap ortaya sürülmüştür. Bu kitapların hemen tümüne yakını Kur’an’a aykırı bilgilerle doldurulmuştur. Bu bilgileri dinden zanneden toplum, günden güne Kur’an’la bağlarını koparmış, Kur’an’a yabancılaşmış, Tevhidi İslâmî bilincini kaybetmiş, Kur’an’ın uyarısına rağmen tefrikaya düşerek parçalanmışlardır.
Rasulullah (as), Kur’an’a teslim olanların ilkidir, Kur’an’a aykırı bir şey söyleyemez ve yapamaz
Yüce Allah (cc), Rasulullah (as)’ın Kur’an’a teslim olanların ve Müslümanların ilki olduğunu bildirmiş, buna aykırı hareket etmemesi konusunda şiddetle uyarmıştır.
Rasulullah (as), Kur’an’a aykırı bir şey söyleyip yapması halinde Rabb’i tarafından şiddetle cezalandırılacağını biliyordu.
“Doğrusu neredeyse sana vahyettiğimiz şeyden başkasını Bize iftira atman için seni, gerçekten fitneye düşüreceklerdi ve o zaman seni dost edineceklerdi. Şayet gerçekten seni sağlamlaştırmasaydık, andolsun neredeyse onlara biraz güvenecektin. O zaman sana hayatın iki kat ve ölümün iki katını tattırırdık, sonra bize karşı kendine bir yardımcı bulamazdın.” (İsra, 73-75)
“Şayet o, bazı sözleri bize karşı söyleseydi, tarafımızdan onu alırdık sonra onun can damarını elbette keserdik. İşte o zaman sizden hiç kimse ona engel olamazdı.” (Hakka, 44-47)
Kendisine yapılan bu denli çok ağır uyarı ve tehditleri okuyan Rasulullah (as)’ın, bu ayetlere aykırı bir şey söylemesi ya da yapması elbette hiçbir şekilde mümkün değildir ki, zaten Rasulullah (as) da Kur’an’a aykırı bir şey söylememiş ve yapmamıştır. O, yalnızca Kur’an ile hareket etmiş ve Kur’an’ı ahlak edinerek yaşamıştır.
“Ve şüphesiz senin için elbette kesintisiz bir mükâfat vardır ve muhakkak ki sen, büyük bir ahlâk üzerindesin.” (Kalem, 3-4)
Kur’an’ı ahlâk edinen, hayatının her anını Kur’an ile düzenleyen Rasulullah (as)’ın, bu hayatına ve yüce Allah’ın emirlerine aykırı bir şey söyleyip yapması elbette mümkün değildir. Ancak ne acıdır ki, Rasulullah (as) adına hadis diye uydurulan yalan ve iftiralarda Rasulullah (as), yüce Allah’ın hükümlerine aykırı hareket eden, yüce Allah’a (haşa) rakip olan biri gibi gösterilmiştir.
Aklı başında bir insan bile yaptığı şeylere aykırı bir söz söylemez, biraz önce söylediği bir sözü biraz sonra tekzip edecek başka bir söz sarf etmez. Sözkonusu olan yüce Allah’ın seçerek beğendiği ve Rasul olarak görevlendirdiği Hz. Muhammed (as)’dır. Bu nedenle hadis üzerine konuşan ya da tartışanlar, Rasulullah (as)’ın yüce Allah (cc) tarafından seçilişini bilerek konuşmak ve tartışmak zorundadırlar.
“De ki: ‘Şüphesiz ben, dini O’na halis kılarak Allah’a gerçekten kulluk yapmakla emrolundum ve ben, Müslümanların ilki olmakla emrolundum.’
De ki: ‘Şüphesiz ben, şayet Rabb’ime isyan edersem, büyük bir günün azabından gerçekten korkarım.’
De ki: ‘Dinimi O’na halis kılarak Allah’a kulluk ediyorum.” (Zümer, 11-14)
Rasulullah (as), kendisine indirilen Kur’an’a teslim olanların ilkidir. Bu nedenle o, iman edip teslim olduğu Kur’an’a aykırı bir söz söyleyemez ve bir şey yapamaz. O, getirdiği ilahi mesaja önce kendisi teslim olan, her söz ve davranışını teslim olduğu bu Kitab’a göre yapan, Kur’an’ı ahlâk edinen yüce bir şahsiyettir.
Rasulullah (as), Kur’an’ı tebliğ ettiği insanlardan çok daha fazla Kur’an’ı ve İslâm’ı bilen, daha çok Rabb’ini razı etmeye çalışan, insanlardan daha fazla yüce Allah’tan korkan birisidir. Yüce Allah’a gerçekten iman eden bir kimse, Rasulullah (as)’ın, söyleyip yaptıklarına aykırı bir söz söyleyemeyeceğini ve aykırı bir şey yapamayacağını bilirler!
Hadislerin toplanması, Rasulullah (as)’dan yaklaşık 200 yıl sonra olmuştur
Hadislerin toplanmasına, Rasulullah (as)’ın yaşadığı dönemden yaklaşık iki-üç asır sonra başlanmış, bunlar yazılı hale getirilmiştir. Hadisler, bir ravi zinciri ile Rasulullah (as)’a atfedilen sözlerdir.
Hadislerin toplanmasına, Halife Ömer bin Abdülaziz’in hadislerin toplanmasını emretmesi üzerine 719 yılında başlanılmıştır. Daha sonraları İmam Buhari (810-869) adında Buharalı bir adam, hadisleri yazmıştır.