Neml Suresi (15-44. Ayetler) Hz. Süleyman (as)

Neml Suresi (15-44. Ayetler) Hz. Süleyman (as)

Ağustos 6, 2022 0 Yazar: Ramazan Yılmaz

İlimle donatılan, cinlere, insanlara ve kuşlara hükmeden, tevazu örneği bir önder
Yaşadığı hayatın, iman ettiği esasların, Rab’leri tarafından kendilerine verilen nimetlerin, üzerinde bulundukları esasların farkında olan kimseler, hiçbir şekilde övünüp böbürlenmezler, nankörlük yapmazlar, her halükârda ve durumda Rab’lerine hamd ederler.
Yüce Allah (cc), kendilerine verdiği onca nimetlere, sahip oldukları mülk ve egemenliklere rağmen her halükârda Kendisine yönelip hamd eden Hz. Davut (as) ve Hz. Süleyman (as)’ı, Mü’min kullarına örnek vermektedir. Onlar, ilim verilerek kendilerini yücelten Rab’lerine dua ile şükretmekte, nankörlük yapmamaktadırlar.
15- Andolsun Davut’a ve Süleyman’a bir ilim verdik ve dediler ki: ‘Hamdolsun Allah’a, O ki, Mü’min kullarından çoğuna bizi üstün kıldı.’
Kulun, kendisine Rabb’i tarafından verilen nimetlere şükretmesi, onun için bir ibadet olduğu gibi aynı zamanda nankör olmadığını da Rabb’ine bildirmesidir. İman edenler, kendi bedenlerine bahşedilen güç ve güzelliğe, sahip oldukları eş, çocuklarına, sağlık ve afiyet nimetlerine, az olsun çok olsun, sahip oldukları mallara şükretmeleri gerektiği gibi, Hidayet ve imana kavuşturduğu için de Rab’lerine hamd etmelidirler.
Verilen nimetlere hamdetmek, verilenlerin inkâr edilmediğini gösterdiği gibi kişiyi de Rabb’i katında yüceltir, ona Rabb’inin rızasını kazandırır, onu nankörlükten ve inkârdan kurtarır, nimetin artmasına neden olur.
Yüce Allah (cc), Kendisine dua ederek hamd eden Hz. Süleyman (as)’a, hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ve hükümranlık nasip etmiş, cin ve şeytanlar da dâhil olmak üzere, yeryüzünde bulunan her şeyi ona boyun eğdirmiştir.
“Dedi ki: ‘Rabb’im, beni bağışla ve bana bir mülk ver ki, benden sonra hiç kimseye nasip olmasın, şüphesiz Sen, çok lütfeden Sensin!’
Bunun üzerine rüzgârı ona boyun eğdirdik; o, emriyle yumuşak her yere çevirirdi. Ve şeytanları, her bina yapan ve dalgıcı, zincirle birbirine bağlanmış başkaları. Bu, Bizim lütfumuzdur, artık ihsan et yahut tut (verme) hesapsızdır.” (Sad, 35-39)
Yüce Allah (cc), Hz. Süleyman (as)’a öyle bir mülk verdi ki, ondan önce ve sonra kimseye verilmeyen bir mülktü ve bu mülkün kullanımını da ona vermişti.
“Ve Süleyman’a, şiddetli esen rüzgârı (boyun eğdirdik), onun emriyle akıp giderdi yeryüzüne ki, orayı bereketli kılmıştık; Biz her şeyi bilenleriz.” (Enbiya, 81)
Yüce Allah (cc), verdiği nimetlerin, mülk ve servetin nerede nasıl kullanılacağı ile ilgili olarak Hz. Davut (as) ve Hz. Süleyman (as)’ı örnek vermektedir. Onlar, kendilerine verilen onca nimete rağmen azıp şımarmamış, mal sevdasına kapılıp Rab’lerini unutmamış yalnızca Rab’lerini razı etmeyi, O’na yönelmeyi düşünmüşlerdir.
“Davud’a, Süleyman’ı ihsan ettik; ne güzel kuldu, şüphesiz o, (Bize) yönelirdi.” (Sad, 30)
Hz. Süleyman (as), kendisine verilen mülk ve servetle Rabb’ine isyan etmemiş, her vesile ile O’na şükretmiş, tıpkı babası Hz. Davut (as) gibi, Rabb’ine yönelerek O’nun rızasını kazanmaya çalışmıştır.
Mülk ve servet verilen bazı kişilerin, inkâra sapıp Rab’lerine isyan etmelerine karşılık Yüce Allah (cc), Hz. Davut (as) ve Hz. Süleyman (as)’ın örneğini iman edenlere vermiş, “Sana o mübarek Kitabı indirdik ki, ayetlerini düşünsünler ve temiz akıl sâhipleri öğüt alsınlar.” buyurmuştur.
Yüce Allah (cc), bu sonsuz mülkün yanında Hz. Süleyman (as)’a ilim de vermiş, tüm canlıların dillerini ona öğretmiş, ilimde ileri derecede olan ilim adamlarını da emrine vermiştir. Böylece Hz. Süleyman (as)’ı kullarından birçoğuna üstün kılmıştır.
16- Ve Süleyman, Davud’a varis oldu, dedi ki: ‘Ey insanlar, bize kuşların dili öğretildi ve bize her şeyden verildi; şüphesiz bu, elbette O’nun apaçık bir lütfudur.’
Hz. Süleyman (as), verilen sonsuz nimetlerle şımarmamış, büyüklenmemiş, böbürlenmemiştir. O, kendisine verilen nimetleri gördükçe iman ve teslimiyetle Rabb’ine yönelerek şükretmiştir.
Her insan, kendisine verilen nimetlerle imtihan edilmektedir
Yüce Allah (cc), kullarını her vesile ile imtihan etmekte, onların şükür ve nankörlük edeceklerine kendilerini şahit tutmaktadır. İnsanlar, kendilerine verilen nimetlerle ve bu nimetler, artırılarak ya da geri alınarak denenmekte, şükredip etmediği ile ilgili imtihan edilmektedirler.
Hz. Süleyman (as), her şekilde denenmiş, her imtihanda o, Rabb’ine yönelip şükretmiş, böylece imtihanları kazanmıştır.
Hz. Süleyman (as)’ı, kimseye nasip olmayan bir mülk ve saltanat vererek imtihan eden yüce Allah (cc), onun, şükreden bir kul olduğunu bildirmiş, ondan sonra gelenler için onu, güzel bir örnek olarak bırakmıştır.
Sahip olunan maddi ve manevi değerler, insana Rabb’ini hatırlatıyorsa bir anlam ifade eder, aksi halde insana yüktür, dünya ve Ahirette insana acı vermekten başka bir işe yaramaz. Özellikle maddi ve manevi değerlerle övünüp böbürlenmek, insanı Rabb’ine karşı isyana sürükler, onun, cehennem azabının kat kat artmasına neden olur.
17- Süleyman için cinlerden, insanlardan ve kuşlardan ona ordular toplandı, böylece onlar sevk ediliyorlardı.