Hz. Şuayb (as) Dünya hayatı, tercihlerin belirlendiği bir alandır

Hz. Şuayb (as) Dünya hayatı, tercihlerin belirlendiği bir alandır

Temmuz 23, 2022 0 Yazar: Ramazan Yılmaz

Dünya hayatı, insanın tercihlerini belirlediği, kendisi için öncelediği değerleri elde etmesine yarayan bir alandır. Bu alanda, yapılan çalışmalar, söylenen sözler ve elde edilmeye çalışılan değerler kişinin tercihini belirler, insanın kişilik ve kimliğini ortaya koyar, bu kimlik ve kişilikle vasıflanır, ona göre yaptıklarının karşılığını görür.
Yüce Allah (cc), insanları denemek için yeryüzüne göndermiş, onları çeşitli nimetlerle donatmıştır. Verilen nimetler, dünya hayatının gayesi değil, insanların bununla Rab’lerini razı ederek Ahirette cenneti kazanmaları içindir.
“Şüphesiz Biz, yeryüzündeki şeyleri ona süs kıldık, onlardan hangisinin daha güzel amel işlediğini deneriz.” (Kehf, 7)
“O ki, hanginizin daha güzel amel işlediğini denemek için ölümü ve hayatı yarattı; O, Aziz’dir, Ğafur’dur.” (Mülk 2)
İnsanlardan bir kısmı, verilen nimetlerle Rab’lerinin rızasını ve Ahirette cenneti kazanacak yerde dünyada daha müreffeh bir hayat sürme adına adeta verilen nimetleri ilah edinerek onları artırmak için çalışmışlar, Rab’lerine kulluğu terk edip şirk koşarak isyan etmişlerdir. Yüce Allah (cc), böyle kimselere rasullerini göndermiş, yaptıkları yanlışlıktan dönmelerini istemiştir.
Malı ilah edinenler, bunun için her türlü gayri meşru fiilleri işlerler
Malı seven, dünya hayatına düşkün, dünya hayatını gaye edinip hayatı yalnızca dünyadan ibaret sanarak onu mamur etmek için çalışan kimselerden birçoğu, bu amaçlarına ulaşmak için gayri meşru her yolu kendileri için meşru görür, çeşitli hilelerle başkalarının haklarına el uzatırlar. Böyle kimseler, insanları aldatır, yalan söyler, hile yapar, kötü malları, iyi mal diye satar, terazide sahtekârlık yaparlar.
Mala düşkünlük, sömürü ve başkalarının haklarını gasp etmek olarak özetlenebilecek olan materyalist düşünce sistem olarak kapitalizm adı ile bilinmektedir. Ancak sistem olarak olmazsa bile bu düşüncede olan kimseler, insani değerlerini kaybetmiş, materyalist kültürü içselleştirmişlerdir. Bu materyalist kültür, insanların yeryüzüne gönderilişinden hemen sonra başgösteren aldatmaya bağlı bir sistemdir.
Materyalistlerin başı, Hz. Âdem (as)’ın oğlu Kabil’dir denilebilir; Kabil, açgözlü ve ihtiras sahibi biridir. Kabil, açgözlülüğünde o derece ileri gitti ki, yüce Allah’a sunduğu kurbanda bile hileciliğini, bencilliğini, açgözlülüğünü ortaya koymuştur.
“Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini hakkıyla oku, bir zaman (Allah’a) yaklaştıracak birer kurban sundular, fakat onlardan birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen) dedi ki: ‘Mutlaka seni öldüreceğim’ (kurbanı kabul edilen) dedi ki; ‘Şüphesiz sadece Allah, muttakilerden kabul eder.” (Maide, 27)
Muttakiler, materyalist düşünceden uzak olan, Rab’lerini razı etmeyi önceleyen, kimselerdir. Muttakiler, başkalarının haklarına el uzatmayan, hile yapmayan, insanları aldatmayan, dosdoğru kimselerdir.
Başkalarının haklarını, -hangi gerekçe ile olursa olsun- haksızca almak, gasp etmek, gayri ahlaki, gayri insani, İslâm’a ve yüce Allah’ın rızasına aykırıdır. Bu nedenle yüce Allah (cc), bu gayri ahlaki, gayri insani ve gayri İslâmî durumu düzeltmek, bu filleri işleyenleri uyarmak için Hz. Şuayb (as)’ı Rasul olarak göndermiştir.
Kapitalistler, yeryüzünü ifsad eden bozgunculardır
Kapitalistler, yaptıkları hile ve sahtekârlıkları ortaya çıktığında, baskı ve zorbalığa başvurarak kendilerine bir çıkış yolu ararlar. Tarihi süreçte her dönemde var olan materyalist kapitalistler, Hz. Şuayb (as) döneminde de varlık göstermiş, insanların mallarını hile ve sahtekârlıkla almaya çalışmışlardır.
Hz. Şuayb (as), tıpkı diğer Rasuller gibi toplumunu yüce Allah’a kulluğa davet etmiş, toplumsal bozulmayı da dile getirerek bundan vazgeçilmesini istemiştir.
“Medyen’e kardeşleri Şuayb dedi ki: ’Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka ilahınız yoktur, doğrusu Rabb’inizden size Beyyine geldi; artık ölçüyü ve teraziyi tam yapın ve insanların eşyalarına düşük fiyat vermeyin, o, ıslah edildikten sonra yeryüzünü ifsat etmeyin, gerçekten Mü’minler iseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.” (A’raf, 85)
Mala düşkün materyalistler, hep kendi çıkarlarını düşünen bencil kimselerdir. Bunlar, kendilerini akıllı zannederek insanları aldatırlar, onların mallarını haksız yere, hırsızlık, hile ve aldatmayla gasp eder, aldıklarını kendileri için kâr sayarlar.
Kapitalist Medyenliler, malı ilah edinen bozgunculardır
Şayet Medyenliler, Hz. Nuh (as), Hz. İbrahim (as) ya da Hz. Muhammed (as) dönemlerinde yaşayan müşrikler gibi şekli putlar edinmiş olsalardı, Kur’an, bunun üzerinde durur, o konuda onları uyarırdı.
Hayatlarını malı artırmaya teksif eden Medyenlilere yapılan çağrı ve uyarıda, şekil verilmiş putlardan değil, Allah’tan başka ilahlarının olmadığı ifadesi, Medyenlilerin ölçü ve tartıda yaptıkları hırsızlık için kullanılıyor. Onlar, malı öncelemişler, her türlü yolsuzluğu, insanları kandırmayı mal için yaparak kulluğu mala hasretmişlerdir.