Hud Suresi, (1-11. Ayetler)

Hud Suresi, (1-11. Ayetler)

Temmuz 8, 2023 0 Yazar: Ramazan Yılmaz

Yaratılışın temel gayesi yüce Allah’a kulluktur, bu kulluğun esasları da ancak Kur’an’dadır
Yüce Allah’a kulluğun esası, Uluhiyet, Rububiyet ve Hükümranlığın yalnızca O’na ait olduğuna iman edilmesi, sosyal hayatta tüm söz ve davranışların yüce Allah’ın gönderdiği Kur’anî esaslara göre düzenlemesidir.
Yüce Allah (cc), insanları yeryüzüne gönderirken onların oradaki her söz ve davranışlarının nasıl olması gerektiği ile ilgili esaslarını da bildirmiştir. Bu surede, surenin hemen girişinde insanların yüce Allah’a kulluk etmeleri bildirilirken üçüncü ayette bu kulluğun, öncelikle yüce Allah’ın Rububiyetine iman edilmesi gerektiğini açıklanmıştır.
Yüce Allah’ın Rububiyet sıfatı, kullarına, lütfundan ihsan ederek yeryüzünde onları en güzel nimetlerle rızıklandırmasıdır. Bu nedenle kulların, her hal ve durumlarında Rab’lerine yönelmeleri, kendilerine gönderilen apaçık Kitab’a uygun hareket etmeleri gerekir.
Yüce Allah (cc), son Rasulü Hz. Muhammed (as) ile kullarına apaçık Kur’an’ı, ayetlerini sağlamlaştırıp ayrıntılı bir şekilde açıklayarak göndermiştir
1- Elif. Lâm. Ra. (Bu) Kitab’ın, ayetleri sağlamlaştırılmış sonra Hâkim ve Haberdar olan tarafından ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Kur’an, insanların yeryüzünde nasıl hareket edecekleri ile ilgili hükümlerini bildirmiş, onların, Rab’lerine karşı nasıl kulluk yapacakları ile ilgili esasları düzenlemiş, onların, tüm söz ve hareketlerinin nasıl olması gerektiğini apaçık bir şekilde belirlemiş, buna uygun hareket etmelerini istemiştir.
“Hâkim ve Haberdar olan tarafından ayrıntılı olarak açıklanmıştır.” Yüce Allah (cc), her şeye Hâkim ve her şeyden Haberdar olduğunu da bildirerek kullarını, ona göre hareket etmeleri konusunda uyarmıştır.
İnsanlar, Rab’lerine karşı kulluk görevlerini yerine getirirlerken her şeye Hâkim ve her şeyden Haberdar olan Rab’lerinin kendilerini her an gördüğünü, her söz ve hareketlerinden Haberdar olduğunu bilerek hareket etmelidirler.
Kur’an, insanların tüm söz ve davranışlarının bildirilen hükümlere uygun, yüce Allah’a itaat ve kulluk esasına göre yapılmasını bildirmiştir.
2- ‘Allah’tan başkasına kulluk etmeyin; doğrusu ben, sizin için O’ndan bir uyarıcı ve müjdeciyim.’
Kulluk, yalnızca yüce Allah’a yapılır, bu nedenle insanlar, hayatlarını başkalarının isteklerine ve koydukları kurallara göre düzenleyerek onlara itaat ve kulluk yapmaya kalkışmamalıdırlar. Çünkü kendilerini rızıklandıran yalnızca onları yaratan yüce Allah’tır.
Yüce Allah’ın Rububiyetine gerçekten iman edenler, kendilerini rızıklandıranın Rab’leri yüce Allah (cc) olduğunu bilir, her hareketlerini buna göre düzenlerler.
“O ki, beni yarattı, sonra bana Hidayet verdi ve O ki, bana yediren ve içirendir. Hastalandığım zaman işte O, bana şifa verir.” (Şuara, 78-80)
Yüce Allah’ın, Kâinatta ve yeryüzünde kulları için yaratıp kendilerine karşılıksız verdiği tüm nimetlerden istifade ettikleri halde Rab’lerine iman ve itaat etmeyip insanları rızık verici görüp kulluğu onlara hasredenler, yüce Allah’a nankörlük ettiklerinden apaçık bir dalalet içerisindedirler.
“De ki: ‘Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kim? De ki: ‘Allah ve şüphesiz biz yahut siz Hidayet üzerinde yahut apaçık dalalet içerisindedir.” (Sebe, 24)
Yüce Allah’ın nimetlerine nankörlük yapanlar, Allah’tan başka ilahlar edinmişlerdir.
Yüce Allah’ın verdiği nimetlere şükretmeyip nankörlük edenler, asıl itibarı ile yüce Allah’tan başka ilahlar edinmiş, Rab’lerine şirk koşmuş kimselerdir.
“Ey insanlar, üzerinizdeki Allah’ın nimetini hatırlayın; gökten ve yerden sizi rızıklandıran Allah’tan başka bir yaratıcı mı var! O’ndan başka ilah yoktur, öyleyse nasıl iftira ediyorsunuz!” (Fatır, 3)
Rasuller, nankörlük yapıp Rab’lerine şükretmeyen, yüce Allah’a kulluğu vahye uygun yapmayanları, dini başkalarına hasrederek Allah’tan başkalarını ilah edinenleri, yanlarından uydurdukları kimi ibadet şekilleri ile Rab’lerine kulluk yapmaya çalışanları cehennemle uyarmışlar, Rab’lerine kulluğu, vahyin belirlediği esaslara uygun yapanları cennetle müjdelemişlerdir.
Hâkim ve Haberdar olan yüce Allah (cc), yarattığı kullarının her hallerini bilir ve O, kullarının beşer oluşları nedeniyle hata yapabileceklerini bildiği için onlara tevbe etme fırsatı vermiş, tevbe etmeleri halinde onları bağışlayacağını müjdelemiştir.
“O kimseler, bir fuhşiyat yaptıkları yahut nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlarlar, günahları için hemen istiğfar ederler ve Allah’tan başka günahları kim bağışlayabilir ve onlar, yaptıkları şeylerde bilerek ısrar etmezler.” (Al-i İmran, 135)
Yüce Allah (cc), hatalarında ısrar etmeyip Kendisine yönelerek tevbe edenleri bağışlayacağını vadetmiş, onları, belirtilmiş bir süre, lütfundan rızıklandıracağını bildirmiştir.
3- ‘Ve muhakkak Rabb’inizden mağfiret dileyin, sonra O’na tevbe edin ki, belirtilmiş bir zamana kadar güzel nimetlerden sizi faydalandırsın ve O, fazlından her lütuf sahibine böylece ona lütfetsin. Şayet yüzçevirirseniz artık şüphesiz ben, büyük bir günün azabından dolayı sizin için korkarım.’