Hud Suresi, (12-24 Ayetler) Tevhidi esaslara davette temel ölçü, rasullerin örnek davet metotlarıdır

Hud Suresi, (12-24 Ayetler) Tevhidi esaslara davette temel ölçü, rasullerin örnek davet metotlarıdır

Temmuz 22, 2023 0 Yazar: Ramazan Yılmaz

Tevhidi esaslara davetin nasıl yapılacağını yüce Allah (cc), Kur’an’da çok açık şekilde bildirmiş bu konuda rasullerin örnekliklerini vermiştir. Tevhidi esaslara daveti üstlenen Mü’minler, rasullerin örnek mücadelelerini esas alarak davet görevlerini yapmalıdırlar. Bu, yüce Allah’ın hükmü ve O’na gerçekten iman etmenin gereğidir
“Rasullerin haberlerinden sana her şeyi anlatıyoruz; onda, senin kalbini sağlamlaştıracak şeyler vardır. Sana, bunun içerisinde Hak, nasihat ve Mü’minler için öğüt/zikir geldi” (Hud, 120)
“Gerçekten onların kıssalarında, akıl sahipleri için ibretler vardır; (bu), uydurulacak bir söz değildir velakin kendinden öncekilerin doğrulanması ve her şeyin ayrıntılı açıklaması ve bir Hidayet ve rahmettir iman eden topluluklar için” (Yusuf, 111)
“Gerçekten sizin için İbrahim’de ve onun beraberindeki kimselerde güzel bir örnek vardır; o zaman kavimlerine dediler ki: ‘Şüphesiz biz, sizden ve Allah’tan başka itaat ettiğiniz şeylerden uzağız, sizi tanımıyoruz. O Bir olan Allah’a iman edinceye kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret ortaya çıkmıştır…” (Mümtehine, 4)
“Andolsun sizin için Allah’ın Rasulü’nde, Allah’ı ve Ahiret gününü uman ve Allah’ı çok hatırlayan kimseler için güzel bir örnek vardır” (Ahzab, 21)
Bu hükümler, Mü’minlerin davette uyacakları esasları Tevhidi daveti nasıl ortaya koyacaklarını apaçık bildirmekte, aksi halde Allah ve Rasulü’ne karşı gelmiş, apaçık bir sapıklıkla dalalete düşenler olacaklardır
“Mü’min erkek ve Mü’min kadın için mümkün değildir ki Allah ve Rasulü, bir işe hüküm verdiğinde onlar, o işi kendilerine göre seçmiş olsunlar, kim Allah’a ve Rasulü’ne isyan ederse artık gerçekten apaçık bir sapıklıkla dalalete düşmüştür” (Ahzab, 36)
Yüce Allah’ın Uluhiyet, Rububiyet ve Melikliğine insanları davet eden Mü’minler, Kur’an’da bildirilen Rasul örnekliklerine göre hareket etmelidirler. Mü’minler, hiçbir gerekçe ile kendilerine bildirilen ilahi hükümlere aykırı hareket edemezler. Aksi halde bu kimseler, Rasul’e karşı gelmiş, Mü’minlerin yolundan saparak dalalete düşmüş, kendi elleriyle cehennemi hak etmiş olacaklardır
“Ve kim, Hidayet kendisine açıklanır da sonradan Rasul’e muhalefet eder ve Mü’minlerin yolundan başkasına tâbi olursa, döndüğü yola onu yöneltiriz ve cehenneme atarız; ne kötü bir sonuçtur!” (Nisa, 115)
Günümüzde Kur’an ve rasullerin en güzel örnekliklerine aykırı hareket edip yüce Allah’ın, reddedilmesini Zat’ına iman etmenin esası olarak bildirdiği tağutî sistemin kurallarına göre -İslâm’a hizmet etmek iddiasıyla- vakıf ve dernek kuranlar, ayetlerde bildirildiği üzere apaçık bir şekilde dalalete düşmüş, cehennemi hak etmişlerdir
Tevhidi esaslara davette, korkuya, üzüntü ve yılgınlığa yer yoktur
Tevhidi esaslara davette, korkuya, üzüntüye, yılgınlığa yer yoktur! Mü’minler, gece gündüz demeden, hiçbir korku ve endişe duymadan rasullerin örnekliklerini esas alarak Tevhidi esaslara daveti insanlara ulaştırmakla mükelleftirler
Tevhidi esaslara icabet ederek Rab’lerine iman edip etmemeleri, daveti duyanların sorumluluklarıdır. Mü’minlerin yapmaları gereken şey vahyi esasları, yüce Allah’ın örnekliklerini verdiği rasuller gibi anlatıp sonucu insanların kendi iradelerine bırakmalarıdır
Tevhidi esaslara davet, elbette kolay bir görev değildir, tarihi süreçte Tevhidi esasları insanlara duyuran rasuller ve onların izlerini takip eden Tevhid erleri Mü’minler, bu uğurda birçok sıkıntı ve zorlukla karşılaşmışlar birçokları da şehit edilmişlerdir.
12- Şimdi herhalde sen, sana vahyedilen şeyin bir kısmını terk edeceksin ve göğsün onunla (söyledikleriyle) daralıyor. ‘Onun üzerine bir hazine indirilseydi yahut onun beraberinde bir melek gelseydi ya’ dediler diye! Şüphesiz sen, ancak bir uyarıcısın, Allah her şeye vekildir
İnsanların, Tevhidi esaslara davet eden Mü’minlere karşı sözel ve fiili saldırıları, Mü’minleri hiçbir şekilde umutsuzluğa, üzüntüye sevk etmemeli, Tevhidi esasları net olarak ortaya koymaktan alıkoymamalıdır
13- Yoksa ‘Onu uydurdu,’ mu diyorlar. De ki: ‘O halde getirin onun benzeri uydurulmuş on sure ve çağırın Allah’ın dışında gücünüzün yettiği kimseleri, şayet doğrulardan iseniz!’
14- Buna rağmen size cevap veremezlerse öyleyse bilin ki gerçekten Allah, ilmiyle indirmiştir ve şüphesiz O’ndan başka ilah yoktur; artık Müslüman mısınız!
Davete muhatap olanların, iman edip etmemeleri, daveti yapanlara karşı sözel ve fiili saldırıları Mü’minleri yılgınlığa, üzüntüye sevk etmemeli, onlara daveti terk ettirmemelidir. Çünkü hangi gerekçe ile yapılırsa yapılsın davetin terk edilmesi, onlara çok ağır bir sorumluluk getirir. Yüce Allah (cc), bu konuda Hz. Yunus (as)’ı örnek vererek Mü’minleri uyarmaktadır
“Ve Zünnun (balık sahibi Yunus), kızarak gitmişti, ancak zannetti ki, gerçekten ona güç yetiremeyeceğiz, nihayet karanlıklar içinde: ‘Senden başka ilah yoktur, Senin şanın yücedir, şüphesiz ben zalimlerden oldum!’ diye nida etti. Bunun üzerine ona cevap verdik ve onu sıkıntıdan kurtardık, işte Biz, Mü’minleri böyle kurtarırız” (Enbiya, 87-88)