İSLÂM’DA SOSYAL HAYAT

İSLÂM’DA SOSYAL HAYAT

Haziran 24, 2023 0 Yazar: Ramazan Yılmaz

Kur’an, Sosyal hayatın her safhasını en güzel biçimde düzenlemektedir
İslâm dini, yüce Allah (cc) tarafından, insanların dünya hayatında uyacakları esasları belirten kurallar bütünüdür. Bu kurallar, Kur’an’da apaçık bir şekilde beyan edilmiştir. İslâm, insan hayatının her alanına müdahale edecek, insan ilişkilerinin tümüne cevap verecek yeterlilikte mükemmel ve muazzam bir dindir.
İslâm, insanın dünya işlerini düzenlediği, insan ilişkilerinin her safhasına düzen vererek sosyal hayata yön verdiği gibi, insanın ruhsal hayatını da düzenleyerek huzur ve mutluluk içinde bir yaşam sürmesine yardım eder, onun psikolojik yönden gelişmesini sağlar. Bu nedenle İslâm, beşerî hiçbir sistemle kıyaslanamayacak yeterlilikte ve mükemmelliktedir.
Beşerî sistemlerdeki yetersizlik, zamana uymama, insan ilişkilerine, yaşanılan zamana, toplumların değişken istek ve taleplerine yeterince cevap vermeme gibi eksikliklerin hiçbiri İslâm’da bulunmamaktadır. Bu nedenle İslâm, diğer sistemlerde bulunmayan evrensel ve çağlarüstü bir özelliğe sahiptir.
İslâm dini, hayatın her alanına müdahale eder, her konuda çözümler sunar. İslâm, inanç esaslarını içerdiği gibi, dünyevi ilişkiler ve işlerle ilgili hususlarda da çözümler sunarak bir hukuk sisteminde var olan tüm konuları çözüme kavuşturur.
İslâm, siyaset, ticaret, iktisadi, cezaî, miras ve aile hukuku ile sosyal hayatın tüm kurallarını beşerî sistemlerle kıyası mümkün olmayan şekilde düzenleyerek hükümler koyar, çözümler sunar, diğer sistemlerde var olmayan bir adalet anlayışı içinde insan ilişkilerini düzenler.
Dünya hayatındaki tüm ilişkiler, eylemler ve düzenlemeler insan eliyle yapılmaktadır. Bu nedenle İslâm, öncelikle insanı ele alarak onu en mükemmel şekilde yetiştirir. Çünkü insanların dürüst olmadıkları, birbirlerine saygı duymadıkları, birbirlerini kandırdıkları bir dünyada sağlıklı ilişkilerden, huzur, güven, barış ve adaletten söz etmek mümkün değildir. Günümüzde var olan savaşların, sömürülerin, zulüm ve baskıların, şiddet ve terörün temelinde insanlara yön veren beşerî sistem ve ideolojilerin, insanı mükemmel şekilde yetiştirememesinde yatmaktadır.
İslâm dini, insanın kendi nefsine, diğer nefislere ve Rabb’ine karşı olan görev ve sorumluluğunu bildirir, insanın diğer nefislerle ve Rabb’i ile olan ilişkilerini en ince detayına kadar düzenler. İşte tüm bu nedenlerle İslâm, inanç sistemi olmasının yanında aynı zamanda siyasi bir sistem ve hukuk düzenidir. İslâm dışında hiçbir sistem, insanın maddi ve manevi sorunlarına çözüm getirmez, insanın her konudaki sorunlarına hükümler vazetmez. Bu husus, yalnızca İslâm’a özgü bir özelliktir.
İslâm dini, insanın düşünce yapısını geliştirir, davranışlarını düzene sokar. Düşünce planında mükemmel olmayan insanın hareket noktasında örnek davranışlar ortaya koyması mümkün değildir. Bu nedenle İslâm, öncelikle insanın düşünce yapısını geliştirip şekillendirir, daha sonra bu şekillenen düşünce doğrultusunda insanın bireysel ve aile içindeki davranışlarının, toplum içindeki hareketlerinin nasıl olacağını belirler.
TOPLUMSAL ve SOSYAL HAYATTA BİREY
İnsan, yaratılış fıtratı, bir anne ve babadan oluşu ve zorunlu ihtiyaçları gereği, sosyal ve toplumsal bir varlıktır. Bu nedenle dünya hayatına gelişinden itibaren doğal olarak toplumun diğer fertleriyle ilişkide bulunacak, toplumdaki diğer fertlerin ürettiklerinden ihtiyaçlarını karşılayacak ve topluma, kendisinde var olan şeylerin bir kısmını verecektir.
Toplumsal ilişkilerde, ilişkinin boyutuna ve çeşidine göre doğal olarak kimi kurallar ortaya çıkacaktır. Bu kurallar, insanlar arasında var olan ilişkilerin nasıl ve ne şekilde olacağını ortaya koyar, yapılması gereken hususları ve sakınılacak durumları belirtir. Ortaya konulan kurallar, sosyal hayatı paylaşan insanların inançlarına, değer yargılarına, ahlak ilkelerine, kişilik ve onurlarına hiçbir şekilde aykırı olmayacak, hatta bunları daha çok geliştirmeye yardımcı olacaktır.
Toplumu oluşturan insanların inançlarına, değer yargılarına ve ahlak ilkelerine aykırı olan kurallar ve böyle kuralları sistemleştiren yönetimler, dikta, zorba ve baskıcı kurallar ve yönetimlerdir.
İnsan ilişkileri, insanların ihtiyaçlarına, beklentilerine, kabiliyetlerine, fiziksel ve düşünsel becerilerine göre çeşit çeşittir. Bu ilişkiler, toplumda çeşitli isimler altında sınıflandırılır. Bunlar; aile, sosyal çevre, ticari, iktisadi, işveren-işçi ilişkisi, dini ve siyasi olmak üzere çeşitli isimler alır.
İslâm dini, insanlar arasındaki tüm bu ilişkilere çözüm getirmiş ve bu ilişkileri en güzel şekilde düzenlemiştir ve hiçbir sistemin yapamayacağı biçimde muazzam bir şekilde düzenlemiştir.
SOSYAL İLİŞKİLER: (NEZAKET KURALLARI)
İslâm dini, sosyal hayatı en temel kurallardan itibaren düzenlemeye başlar, adım adım insanın tüm ilişkilerine yön verir. Çünkü birey, toplumun temel taşı, en önemli öğesidir. Bireyin, tutum ve davranışlarında ölçülü, saygılı, tutarlı ve dürüst olması, o toplumun ideal bir toplum olmasını sağlar.