Şuara Suresi, (69-104. ayetler) Hz. İbrahim (as)

Şuara Suresi, (69-104. ayetler) Hz. İbrahim (as)

Haziran 18, 2022 0 Yazar: Ramazan Yılmaz

Tevhidi mücadelede safların netleştirilmesinin en güzel örneği
Hz. İbrahim (as)
(*) Hz. İbrahim (as)’ın kıssası için ayrıca Meryem, 41-50. ayetlerinin açıklamasına bakınız.
Kendi toplumları içerisinde Tevhidi mücadeleyi ortaya koyan Risalet önderleri ve Tevhid erleri, öncelikle insanları yüce Allah’ın birliğini tasdik etmeye çağırmışlardır. Onlar, bu Tevhidi çağrıyı yaparlarken insanların, hangi nedenlerle Rab’lerine eş koştukları üzerinde durmuşlar ve onları, şirk koştukları durumdan sakındırmışlardır.
İnsanların, Rab’lerine şirk koşmalarına neden olan konular, her Rasul döneminde farklılık göstermiştir. Bunlar, Hz. Musa (as) döneminde zorbalığın olması, Hz. Salih (as) döneminde adaletsizliğin yaygın olması, Hz. Şuayb (as)’da başkalarının haklarına el uzatılması, Hz. Lut (as)’da livatanın yayılması, Hz. Muhammed (as)’da beşerî kanunların toplum hayatına hâkim olması şeklinde boy göstermiştir. Hz. İbrahim (as) döneminde ise, kişilerin yüceltilmesi, heykellerinin dikilmesi olan putperestlik şirkin nedeni olmuştur.
Her toplumda, küfür ve şirk konusu başka durumlar, başka fiiller de mevcuttu ki bu fiiller, toplum tarafından kanıksanmış, normal görülmeye başlanmış fiillerdir. Bu nedenle Risalet önderleri, öncelikli olarak toplumda artık normal görülmeye başlanan şirk unsurları üzerinde durmuşlardır.
Günümüzde bütün Rasuller dönemlerindeki tüm şirk nedenleri apaçık şekilde görülmekte, bu şirk unsurlarından birçoğu, resmî ideoloji tarafından insanlara açıkça kabul ettirilmektedir.
Yüce Allah’a iman ve O’nu Bir’lemenin ilk şartı, tağutun reddedilmesidir
Tüm Risalet önderlerin, toplumlarını yüce Allah’a iman etmeye ve O’nu Tek ilah olarak kabul etmeye davetlerinin ilk şartı, yüce Allah’tan başka itaat edilen tüm otoritelerin yani tağutun reddedilmesi esasıdır. Yüce Allah (cc), tüm rasullerini, öncelikle tağutun reddedilmesi için göndermiştir.
“Andolsun Biz, her millet içinden: ‘Allah’a kulluk edin, tağuttan kaçının’ diye bir Rasul gönderdik; sonra Allah, onlardan kimine Hidayet etti, onlardan kimi üzerine de sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde gezin de bakın görün, yalanlayanların akıbeti nasıl olmuş!” (Nahl, 36)
Yüce Allah’tan başka insanlar üzerine hüküm koymaya kalkışan tüm kişi, kurum, sistem ve devletler, tağuttur. Yüce Allah (cc), tağut reddedilmeden Kendisine iman etmenin hiçbir şekilde mümkün olamayacağını bildirmektedir.
“Dinde zorlama yoktur, Hak yol sapık yoldan kesin ayrılmıştır; artık kim tağutu inkâr eder, Allah’a iman ederse, işte (o), gerçekten kendisinin kopması olmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır, Allah İşiten’dir, Bilen’dir.” (Bakara, 256)
Yüce Allah’a iman etmenin ve Tevhid şirk mücadelesinin temel esası tağutun reddedilmesidir. Evrensel ve çağlarüstü olan Kur’an, bu reddiyenin nasıl olabileceğini, bütün rasullerin hayatlarından örnekler vererek açıklamış, Hz. İbrahim (as)’ın örnekliğinde bu örnekliği net olarak göstermiştir.
Evrensel ve çağlarüstü olan Kur’an, her çağın sorunlarına en iyi çözümü sunmuş, buna uyulması halinde insanların huzur bulacaklarını bildirmiştir.
“Ey insanlar, gerçekten size Rabb’inizden bir öğüt gelmiştir; göğüslerde olana şifa ve Mü’minler için Hidayet ve rahmettir.
De ki: ‘Allah’ın fazlıyla ve rahmetiyle işte bununla ferahlasınlar; o, topladıkları şeylerden daha hayırlıdır.” (Yunus, 57-58)
Kur’anî hükümlerin uygulandığı her dönemde insanlar, sorunlarından kurtulacaklar, huzur bulup ferahlayacaklardır. Bu nedenle Kur’anî hükümler, her çağda anlaşılır bir biçimde açıklanmalı, önceki dönemlerde ortaya konulduğu gibi Tevhidi mücadele apaçık bir şekilde ortaya konulmalıdır.
Şirkin mantığı her dönemde aynıdır
Her dönemde tüm Rasuller ve Tevhid erleri, içerisinde yaşadıkları toplumların, Rab’lerine şirk koştukları konuları apaçık bir şekilde dile getirmişler, onların yanlışlarını sorgulamışlar, onları, üzerinde bulundukları durumu düşünmeleri için uyarmışlardır. Bu uyarıcılardan biri de hiç kuşkusuzdur ki, küfür ve şirk unsurlarına karşı dik duruşu ve tavizsiz tutumu ile tarihe damga vuran Hz. İbrahim (as)’dır.
69-71- Onlara, İbrahim’in haberini oku, Babasına ve kavmine: ‘İbadet ettiğiniz nedir?’ dediği zaman dediler ki: ‘Putlara ibadet ediyoruz, böylece onları koruyup tutunuyoruz.
72-73- Dedi ki: ‘Çağırdığınız zaman onlar sizi işitiyorlar mı yahut size fayda ya da zarar veriyorlar mı?
74- ‘Dediler ki: ‘Bilakis babalarımızı böyle yaparlarken bulduk.’
75-76- ‘Dedi ki: ‘Şimdi gördünüz mü taptığınız şeyi! Siz ve önceki atalarınız.’
Şirkin mantığı, geçmişte de günümüzde de hep aynıdır; araştırıp soruşturmadan, hiçbir delile dayanmadan kendilerine sunulanı olduğu gibi kabul etmek. Kur’an, bu körü körüne mantığı reddetmekte ve hiçbir gerçeğe dayanmadığını bildirmektedir.
Şirkin bu mantığı her dönemde aynı olmuş, müşrikler, kendilerini duymayan, taş ve betondan yaptıkları putlarına saygı adı altında tapınmaktadırlar. Necm suresi, 19-23. ayetlerin açıklamasında Putperestlik, her çağın utanç verici yüzkarasıdır başlığı altında geniş bir biçimde açıklanmıştır.