Taha Suresi, Giriş

Taha Suresi, Giriş

Kasım 20, 2021 0 Yazar: Ramazan Yılmaz

Kur’an, İslâm’ın Temel Kaynağıdır

Bir din, ideoloji, bir düşünce ya da dünya görüşünün, insanlar tarafından kabul görmesi onun, ancak kolay ve anlaşılır olması, insanlara taşıyabileceklerinden fazla yük ve sorumluluk yüklememesi ile mümkündür. İslâm, tüm bu özellikleri içerisinde barındıran tek din ve sistemdir.

İslâm, sorumluluk, görev ve yaptırımlar açısından, insanların kaldırabilecekleri ve yapabilecekleri kolaylıktadır. Bu, yüce Allah’ın kullarına olan rahmeti ve lütfundandır.

“Bir nefse, onun gücü dışında külfet yüklemeyiz ve yanımızda Hakk’ı konuşan bir kitap vardır ve onlara asla zulmedilmez.” (Mü’minun, 62)

Yüce Allah (cc), kullarına olan rahmeti nedeniyle hiçbir konuda zorluk dilememiş, kaldıramayacakları yük yüklememiş, onların anlamayacakları, sıkıntı duyacakları bir Kitap da indirmemiştir. O, hiçbir tahsili olmayan, ancak okuma yazma bilen her insanın, kolaylıkla anlayabileceği bir Kitabı kullarına göndermiş, okuma ve anlama yönünden kolaylaştırmıştır.

“Andolsun öğüt için Kur’an’ı kolaylaştırdık, şimdi öğüt alacak var mı!!” (Kamer, 17)

Kur’an’ın kolaylaştırmasının nedeni insanların yüce Allah’tan başkasına kulluk yapmamaları için yol gösterici olmasındandır.

“Allah’tan başkasına kulluk etmeyin; doğrusu ben, sizin için O’ndan bir uyarıcı ve müjdeciyim.” (Hud, 2)

Kur’an, insanların kolayca anlayıp uymaları, sorunlarını çözmeleri, huzurlu bir yaşam sürmeleri için kolaylaştırılmış, huzurlu hayat içerisinde Rab’lerine gereği gibi kulluk yapmaları için gönderilmiştir. Bu nedenle Kur’an, İslâm dininin temel kaynağıdır.

Kur’an’ın, temel kaynak olarak alınması ancak insanların ona hakkıyla iman etmeleri, kendi heva ve arzularını ileri sürmeden hükümlerine razı olmaları ile mümkündür. Kur’an’a gereğince iman edilmedikçe onu anlamak mümkün değildir.

Kur’an’ı en doğru şekilde anlamanın yolu, öncelikle onun yüce Allah (cc) tarafından indirildiğine ve ona, hiçbir şekilde beşer sözü katılmadığına gerçek anlamda iman etmekle mümkündür. Aksi halde Kur’an’ı anlamak mümkün olmayacaktır.

Kur’an, evrensel ve çağlarüstü bir Kitap’tır

Kur’an, sosyal, siyasal, toplumsal hükümleriyle, bildirdiği Kâinat ayetleriyle ve ilmi açıklamalarıyla evrensel ve çağlarüstü bir Kitap’tır. Kur’an’ın 1400 yılı aşkındır verdiği bilgilerin birçoğuna günümüzde daha yeni ulaşılmış, birçoğuna da henüz ulaşılmamıştır.

Kur’an, mana ve madde âlemini birleştirerek insanların Rab’leri yüce Allah’a gereği gibi iman etmelerine ışık tutmakta, onları, her iki âlem içerisinde gezdirerek imanlarının kökleşmesini sağlamaktadır.

Kur’an, genel yapısı ile insanı, maddi âlemden çıkarıp mana âlemine, müşahede edilen sınırlı ortamdan fizikötesi sınırsız âlemin içerisine çeker, insanı iki âlem içerisinde gezdirerek yüce Allah’ın azamet ve kudretini ortaya koyar, Böylece insanın sağlam bir şekilde iman etmesini sağlar.

Kur’an’ın, evrensel ve çağlarüstü mesajını anlamak ancak öncelikle maddi değer

yargılarından sıyrılmakla ve mana âleminin içerisine girmekle mümkündür. Maddi değer yargılarından sıyrılmayanlar, hiçbir zaman Kur’an’ın mesajını anlayamaz, onda geçen mucizevi hükümleri kavrayamazlar.

Kur’an’da geçen ve adeta aklın sınırlarını zorlayan yüzlerce olayı, harikulade mucizeleri anlamak, maddi âlemin gerçeğini kavramakla mümkündür.

Kur’an, her dönem materyalist mantık sahiplerini şaşkına çevirmekte, adeta beyinlerine çivi saplarcasına şoke etmektedir. İman ile küfür arasında yalpalayan bu materyalistler, daha ne olduklarını anlamadan sure, birbiri ile bütünlük sağlayan konuları, gerçekten nasıl iman edileceği konusundaki gerçeği ortaya koyarak hükümlerini ardı ardına sıralamakta ve Kur’an’dan şüphe edenlere meydan okumaktadır.

“Ve gerçekten kulumuza indirdiğimiz şeyden kuşku içerisinde iseniz, o halde onun benzeri bir sure getirin ve Allah’tan başka şahitlerinizi de çağırın şayet doğru söyleyenlerden iseniz.” (Bakara, 23)

“Yoksa ‘Onu uydurdu’ mu diyorlar! De ki: ‘O halde onun benzeri bir sure getirin ve Allah’tan başka gücünüzün yettiği kimseleri de çağırın, gerçekten doğru sözlüler iseniz.” (Yunus, 38)

“De ki: ‘Andolsun şayet insan ve cin, bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine arka çıkmış olsalar, onun benzerini getiremezler.” (İsra, 88)

Üstün ve şerefli bir Kitab’a iman eden Mü’minler, beşerî sistemlerin yasa ve kurallarının, Kur’an’ın bir suresinin, hatta bir ayetinin dahi benzeri olamayacağını bilirler. Onlar, beşerî sistemlerin yetersiz olduğunun bilincinde bu sistemlere ve yasalarına itibar etmezler, kendilerine indirilen Kur’an’la hükmeder, insanların hevalarından çıkan sistemleri ve yöneticilerini reddederler.

“Şayet gerçekten yeryüzünde bulunan ağaçlardan kalem ve deniz de onun arkasından yedi deniz ona takviye edilse, Allah’ın kelimeleri tükenmez; şüphesiz Allah Aziz’dir, Hâkim’dir.” (Lokman, 27)