İslâmî esaslara davet karşılığında hiçbir ücret alınmaz

İslâmî esaslara davet karşılığında hiçbir ücret alınmaz

Mayıs 7, 2022 0 Yazar: Ramazan Yılmaz

İslâm, yüce Allah’ın kullarının yeryüzündeki hayatlarını düzenlemek için gönderdiği ve razı olduğu dindir. İslâmî esaslar, ticari bir meta ya da insanların kendi yanlarından çıkarıp insanlara pazarladıkları bir buluş değildir. İnsanların, İslâmî esaslar üzerinde bir mülkiyetleri bulunmadığı için hiç kimsenin, yüce Allah’a ait olan din üzerinde tasarruf yapma ve onu, ücret karşılığında pazarlama hakkı bulunmamaktadır.
Yüce Allah (cc), gönderdiği rasullerde bulunması gereken özellikleri belirtmiş, daveti ortaya koyarlarken nasıl hareket edeceklerini, hangi konulara öncelik vereceklerini, insanlara neler söyleyeceklerini de kendilerine bildirmiştir. Rasuller, bildirilen esaslara bağlı kalarak davetlerini sürdürmüşler, hiçbir şekilde, hiçbir nedenle bu hükümlerin dışına çıkmamışlardır.
Risalet tarihinde görüldüğü üzere tüm Risalet önderleri ve onların izini takip eden Tevhid erleri, insanlara ulaştırdıkları Tevhidi esaslar karşılığında insanlardan hiçbir ücret almamışlardır.
Özellikle Şuara suresinde peş peşe verilen Rasul örnekliklerinde, Tevhidi esaslara davetin bir ücret karşılığında yapılmayacağı apaçık bir şekilde bildirilmektedir.
“Ben sizden, ona karşı bir ücret istemiyorum, doğrusu benim ücretim, ancak âlemlerin Rabb’ine aittir.” (Şuara, 109)
Rasuller, yaptıkları davete karşılık insanlardan herhangi bir ücret talep etmemişler, ücretlerinin Rab’leri tarafından verileceğini söylemişlerdir.
“Ve ey kavmim, ona karşı sizden mal istemiyorum, şüphesiz benim mükâfatım ancak Allah’a aittir…” (Hud, 29)
Tevhidi esasları insanlara duyurma görevi, iman edenler için zorunlu, imanî bir görevdir. Tevhid erleri bu görevlerini, Rab’lerinin belirlediği esaslara uygun yaparak karşılığını ancak O’ndan alacaklardır. Rasullerini görevlendiren yüce Allah (cc), görevlendirdiklerinin ücretlerini Kendisi ödeyecektir.
Tevhidi mücadele ve iyiliği emredip kötülükten sakındırma karşılığında insanlardan, ücret anlamına gelebilecek herhangi bir iltifat, makam, mevki, maddi ve manevi bir karşılık beklenmez, yapılan davetin karşılığı ancak yüce Allah’tan beklenir.
“De ki: ‘Sizden ona karşılık bir ücret istemiyorum, ancak dileyen kimse şüphesiz Rabb’ine bir yol edinir.” (Furkan; 57)
Yüce Allah (cc), davetin ücretsiz yapılmasını emretmiştir
Yüce Allah (cc), Tevhidi esaslara ve İslâmî kurallara tâbi olmaya davet karşılığında insanlardan herhangi bir ücret alınmayacağını kesin ve apaçık bir şekilde bildirmiştir.
“Allah’ın ahdini az bir değere satmayın, şüphesiz Allah yanında o, sizin için daha hayırlıdır, şayet bilirseniz.” (Nahl, 95)
“…Öyleyse insanlardan korkmayın, Benden korkun ve ayetlerimi az bir değere satmayın! …” (Maide, 44)
Bu ilahi buyruklar, tüm rasullerin hareket stratejilerinin temel esası olmuş, onlar, Tevhidi esaslara davetlerinin hemen akabinde yaptıkları davet karşılığında herhangi bir ücret istemediklerini apaçık bir şekilde beyan etmişlerdir.
“O zaman kardeşleri Nuh onlara demişti ki: ‘Korkmaz mısınız? Şüphesiz ben, sizin için emin bir Rasul’üm. O halde Allah’tan korkun ve bana itaat edin! Ben sizden, ona karşı bir ücret istemiyorum, doğrusu benim ücretim, ancak âlemlerin Rabb’ine aittir” (Şuara, 106- 109)
Tevhidi esaslara davet, yüce Allah (cc) adına yapıldığından onun karşılığında Rab’lerini razı etmeyi yaşamlarının temel gayesi olarak kabul eden tüm Risalet önderleri ve Tevhid erleri, yaptıkları Tevhidi davetin karşılığını yalnızca Rab’lerinden beklemişler ve bunu açıkça ifade etmişlerdir. Yüce Allah (cc), onlara Hidayet etmiş, onlara tâbi olmayı emretmiştir.
“İşte onlar, Allah’ın Hidayet ettiği kimselerdir; o halde onların Hidayetini rehber edin. De ki: ‘Ona karşılık bir ücret istemiyorum, şüphesiz o, ancak âlemlere bir öğüttür.” (En’am, 90)
Mü’minler için en güzel örnek olan rasullerin Tevhidi mücadelelerinde ve Risalet tarihinde görüldüğü üzere Tevhidi esasların insanlara duyurulması karşılığında insanlardan herhangi bir bedel alınmaz.
Yüce Allah (cc) bu temel esası, iman edenlere de bildirmiş, ayetlerinin az bir değer karşılığında satılmasını kesinlikle yasaklamıştır.
“Beraberinizde bulunanı tasdik eden indirdiğim şeye iman edin ve onu inkâr edenin ilki olmayın, ayetlerimi az bir değere satmayın ve sakın yapmayın. Artık Benden sakının!” (Bakara, 41)
Yaptıkları davetin karşılığını Rab’lerinden almak isteyen her Mü’minin, Risalet önderlerinin yolunda giderek davetleri ve İslâm’a hizmetleri karşılığında insanlardan, -övgü de dâhil- maddi, manevi, makam, mevki vb. hiçbir ücret beklememeli, yaptıklarını tamamen yüce Allah’ın rızasını umarak yapmalıdırlar.
Yüce Allah’ın vereceği mükâfat, dünyada hiçbir şey ile ölçülmeyecek kadar büyüktür
Yapılan her işin elbette bir karşılığı, bir mükâfatı vardır ki bu, ister dini bir konu, isterse dünyevi bir iş ya da bir yardım olsun böyledir. Dünyevi bir iş yapan ya da birileri adına çalışanların ücretlerini, adına iş yaptıkları kimseler verirler.