Ateislâmcılar

Ateislâmcılar

Haziran 26, 2021 0 Yazar: Ramazan Yılmaz

Ateislâmcılar, İslâm düşmanı kâfir, müşrik, münafık ve fasıklardır
Ateislâmcılar, gerçekten yüce Allah’a, Kur’an’a iman etmedikleri halde çıkarları gereği İslâmî kimi kavramları kullanıp Müslüman görünmeye çalışan kimselerdir. Bunlar, hemen bütün söz ve fiilleri ile İslâm’a aykırı hareket etmektedirler. Bu nedenle yüce Allah (cc), Kur’an’da bunları, kâfirler, müşrikler, münafıklar, fasıklar ve zalimler olarak vasıflandırmaktadır.

Ateistler, Kur’an’a göre yalnızca kâfir ve zalim sıfatlarını alırlarken Ateislâmcılar, kâfir, müşrik, münafık, fasık ve zalim sıfatlarını almaktadırlar. Kur’an’ın, kâfirler olarak vasıflandırdığı müşrik, münafık, fasık ve zalimler, temel itibarı ile küfürlerini gizleyen ateistlerdir.

Gerçek ateistler, malum olduğu üzere yüce Allah’a inanmayan, bu nedenle de yüce Allah’ın gönderdiği Kur’an’ı kabul etmediklerinden Müslüman olmayan kimselerdir. Bu kimselerin İslâm’a bakışları belli ve inkârları açıktır. Bunlar, küfür ve inkârlarını çok açık bir şekilde ortaya koyar ve savunurlar.

Başlıkta kullandığımız Ateislâmcılar ifadesi, İslâm’a, İslâmî değerlere inanmış görünerek İslâm’a düşman olan, İslâmî değerlere karşı kin ve düşmanlıklarını, İslâm’dan görünerek ortaya koyan, İslâmî kavram ve değerleri karıştıran kimseleri ifade etmektedir.

Ateislâmcılar, yüce Allah’ın, Kendisine iman edilmesi için reddedilmesini emrettiği tağutî sistemin izni ile açılan vakıf ve dernek gibi şirk ve küfür yuvalarında yuvalanan, Hakk’ı batılla karıştırıp Tevhidi gerçekleri gizleyen günümüz Samiri soylu bel’amlar, ahlakî değerleri ve İslâmî esasları yozlaştırmaya çalışan televizyon kanalizasyonlarına çıkartılan Hoca kılıklı Tevhid düşmanı Prof. unvanlı cahil kişi ve hocalar, tasavvuf denilen şirk ve küfür yuvalarında insanları Kur’an’dan uzak tutmaya çalışan kara cahil şeyhler, yüce Allah’ın, “Tefrikaya düşmeyin, tefrikaya düşenler, müşriktirler” uyarılarına rağmen mezheplerini, vahdet dini olan İslâm’ın önüne geçirerek İslâmî esasların bir bölümünü alıp bir bölümünü terk eden Sünni ve Şii Mezhepçiler ve tağutî sistemin emniyeti için kurulan Diyanet şebekesinde görevli müftü, vaiz ve namaz memurlarıdır.

Ateislâmcıların önde gelenleri, hiç kuşkusuzdur ki, Samiri soylu bel’amlardır. Bunlar, Kur’anî esaslara, Tevhidi ilkelere karşı düşmanlıklarını, Kur’an’ı savunur bir görüntü sergileyerek Tevhidi esasları gizlerler. Her türlü yalanı kullanarak insanların, Rab’lerine yönelmelerine engel olurlar, insanların şirk ve küfür içerisinde olmalarına neden olurlar.

“Ve vaatler yaparak her yolla ikna etmeye çalışmayın, onunla iman edenleri, Allah yolundan uzaklaştırmayın ve onu, zulmederek eğriltmeyin, hatırlayın ki o zaman az idiniz, nihayet sizi çoğalttı ve bakın, bozguncuların akıbeti nasıl oldu!” (A’raf, 86)

Samiri soylu bel’amlar, tüm kurum ve kuralları ile yüce Allah’a, Kur’anî esaslara ve Müslümanlara düşman olan tağutî demokratik sistemi desteklerler, insanların da tağutî sistemi desteklemelerini ve zaten cahil bıraktıkları insanların, İslâm’dan tamamen uzaklaşmalarını sağlarlar.

“Onlar, (insanları) ondan men ederler ve (kendileri de) ondan uzak dururlar; doğrusu yalnız kendi nefislerini helak ediyorlar, şuurunda değiller!” (En’am, 26)

Ateislâmcı Samiri soylu bel’amlar, yüce Allah’ın ayetlerini kullanarak az bir değere satmak için kitap ve dergi yazıp satarak maddi gelir elde ederler. Böylece yüce Allah’ın lanetlediği kimselerden olurlar.

“Şüphesiz açık delillerden indirdiğimiz şeyleri ve Hidayeti, Biz Kitap’ta insanlara onu açıkça beyan ettikten sonra gizleyen kimseler, işte onlara Allah lanet eder ve lanet edebilenler de onlara lanet eder.” (Bakara, 159)

“Şüphesiz Allah’ın indirdiği Kitap’tan bir şey gizleyen kimseler ve onu az bir değere satanlar, işte onların yedikleri, karınları içindeki ancak ateştir. Allah, Kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları temizlemez; onlar için acıklı bir azap vardır. İşte onlar, Hidayete karşılık sapıklığı, mağfirete karşılık azap satın alan kimselerdir; artık ateşe karşı ne kadar sabredebilirler.” (Bakara, 174-175)