Ey Samiri soylu bel’amlar! Bir olan yüce Allah’a iman edin

Ey Samiri soylu bel’amlar! Bir olan yüce Allah’a iman edin

Mart 25, 2020 0 Yazar: admin

         Yüce Allah (cc), Risalet tarihinde Tevhidi esasların nasıl yapıldığı Kur’an’da apaçık bir açıklamış, onlar gibi hareket eden iman edenler için hidayet ve rahmet olduğunu bildirmiştir.

          “Andolsun onların kıssalarında akıl sâhipleri için ibret vardır; bu, uydurulacak bir söz değildir; velakin kendinden öncekilerin doğrulanması ve her şeyin ayrıntılı açıklaması; iman eden topluluk için bir hidayet ve rahmettir.” (Yusuf, 111)

         Bütün Risalet önderleri ve onların izlerini takip eden Tevhid erleri, kendi dönemlerinde Tevhidi esasları insanlara duyurmuşlar, insanları, yüce Allah’tan başka edindikleri ilahlarını terk etmeye ve Bir olan yüce Allah’a iman etmeye davet etmişlerdir. Onlar, Tevhidi esasları insanlara ulaştırırlarken hiçbir şekilde idaresi altında yaşadıkları zorba tağuti sistemlerden izin alma zilletine düşmemişler, Rab’lerinin bildirdiği hükümler doğrultusunda emrolundukları gibi dosdoğru hareket etmişler, tağuti sistemlere açıkça meydan okumuşlardır.

         “Muhakkak ki İbrahim’de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır; o zaman kavimlerine ‘Elbette biz, sizden ve Allah’tan başka itaat ettiklerinizden uzağız, sizi inkâr ediyoruz. Siz, bir tek Allah’a iman edinceye kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret ortaya çıkmıştır’ demişlerdi…” (Mümtehine, 4)

         Yüce Allah’ın, iman edenlerin Kendisini razı etmeleri ve umduklarına ulaşmaları için örnek alınmasını buyurduğu Rasulullah (as), kendisine yapılan onca tekliflere, kendisinin ve arkadaşlarının içerisinde bulundukları zor durumlara rağmen müşriklerin tekliflerini elinin tersi ile itmiş, “Güneşi sağ eline, Ay’ı da sol eline koysalar” yine de üzerinde bulunduğu yoldan zerre kadar taviz vermeyeceğini müşriklere açıkça bildirmiştir.

         Risalet önderleri ve onların izlerini takip eden Tevhid erleri, idaresi altında yaşadıkları zorba tağuti sistemlerin onca baskı, işkence ve zulmüne rağmen Rab’lerinin kendilerine bildirdiği esaslardan zerre kadar taviz vermeden hareket etmişlerdir.

         “Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler dediler ki: ‘Ey Şuayb, mutlaka seni ve seninle beraber iman edenleri kentimizden çıkarırız ya da milletimize dönersiniz!’ Dedi ki: ‘Şayet biz hoş görmesek de mi? Allah, bizi sizin dininizden kurtardıktan sonra şayet (yine) ona dönersek, Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabb’imiz Allah, dilemedikten sonra ona dönmemiz, bizim için olur şey değildir. Rabb’imiz, bilgice her şeyi kuşatmıştır. Biz Allah’a tevekkül ettik; Rabb’imiz, bizimle kavmimizin arasını Hak ile aç; şüphesiz Sen, açanların en iyisisin!” (A’raf, 88-89)

         Ey tağuti sistemlerin izni ile açtığınız vakıf, dernek gibi şirk ve küfür yuvaklarında yuvalanan, tağuti sistemin izni ile hareket edip tağuta karşı dilsiz şeytan rolünü üstlenen, Hakkı batılla karıştırıp Tevhidi gerçekleri gizleyen sizler,

         Ey vakıfçılar,

         Ey dernekçiler,

         Ey Diyanet şebekesinde görev yapan müftü, vaiz ve namaz memurları,
 
         Ey tağuti sistemin Prof. ve resmi hizmete mahsus çalışan öğretim üyeleri,

         Ey televizyonlara çıkartılan hoca kılıklı konuşmacılar,

         İçerisinde bulunduğunuz durum, sistemden izinli hareket edişiniz nedeniyle bugüne kadar bir kez olsun Tevhidi esasları anlatmadınız, tağuti sistemden korkarak Hakkı gizlediniz, gerçekleri anlatmaktan korktunuz. Tağuti sistemi yüce Allah’a tercih edip onu ilah edindiniz.

        Tağuti sisteme karşı içinizde taşıdığınız korku nedeniyle ona karşı çıkmadığınız gibi Hakkı batılla bulayıp gerçekleri gizlediğiniz, haddinizi aşarak Kur’ani kavramları tersine çevirip çarpıttınız, yüce Allah’a açıkça savaş açtınız.

         İşte Rabb’iniz yüce Allah’a karşı giriştiğiniz savaşta konumunuz ve yaptıklarınız

         – Yüce Allah’ın, iman etmenin ilk şartı olarak bildirdiği ve reddedilmesini emrettiği tağutu reddetmeyip desteklediniz, insanların da desteklemelerini istediniz,

         – Tağuti sisteme uyup Samiri ve Bel’am ibnul Bahura ve Samiri gibi bel’amlık yaptınız,

         – Kiminiz yüce Allah’ın sıfatlarını inkâr ederken, kiminiz, Kur’an’daki kimi konuları dilinize doladınız ve yüce Allah’ın üzerine iftira attınız,

         – Risalet tarihindeki Tevhidi esasların uygulandığı metodu terk edip tağuti sistemin izin ve verdiği şirk ve küfür yuvaları vakıf ve dernekleri metot olarak alarak Sünnetullaha aykırı hareket ederek Risalet önderlerine ihanet ettiniz,

         – Tevhidi esasları gizlediniz,

         – Kur’an’da apaçık şekilde vasıfları verilen putperest, müşrik ve kâfir yöneticilerin Müslüman olduklarını iddia ettiniz,

         – Tevhidi esaslar yerine gündemi basit konularla oluşturdunuz, tefrika üzerinde bulunup ümmetin Vahdeti önünde engel teşkil ettiniz,

         – İnsanlara uydurulmuş hikâyeler anlatıp Tevhidi mücadeleden alıkoydunuz,

         – Dillerinizi eğip bükerek Kur’ani Kavramları çarpıttınız,

         – Dini esasları bir ticari meta olarak değerlendirip Allah’ın ayetlerini ve İslâmi esasları kullanarak kitap bastırıp para kazandınız,

         – Tağuti sistemin tüm melanetlerine, gayri İslâmi ve gayri insani uygulamalarına, zulümlerine ses çıkarmayarak o fiillere ortak oldunuz,

         – Ve daha nice şirk ve küfür olan sözleri söylediniz, bunlara uygun harekete bulundunuz,

         – Tüm bu söyleyip yaptıklarınızla yüce Allah’tan başka ilahlar edinip şirk koştunuz,

         – Söyleyip yaptıklarınız nedeniyle yüce Allah’ın lanetine uğradınız.

         Gelin içinde bulunduğunuz tağuttan izinli her türlü şirk ve küfür yuvalarını terk edip tevbe ederek Rabb’inize yönelin, O’na iman ederek Müslüman olun. Böylece önce kendinizi acıklı azaptan kurtarın, sonra saptırdığınız, kâfir, müşrik, münafık, fasık yapıp ebediyen cehennemde kalmalarına sebep olduğunuz bu halka Tevhidi esasları anlatın. Yoksa kendi pis günahınızla beraber bu halkın günahlarının bir kısmını da yüklenip Allah’ın lanetine uğramış kimseler olarak içinde ebediyen kalmak üzere yeriniz cehennemdir.

         Ey âlim müsveddeleri, hoca, şeyh, üstad diye bilinen şeytanın temsilcileri, insanlara Tevhidi gerçekleri anlatmayıp gizlediniz, uydurduğunuz yalanlarla halkı küfür ve şirk içerisine soktuğunuz için Allah’ın, meleklerin ve tüm lanet edebilenlerin lanetini üzerinize aldınız.

         Ey Samiri soylu bel’amlar! Kıyamet gününün dehşeti ile karşılaşmadan önce gelin, edindiğiniz tüm ilahları terk edip Bir olan yüce Allah’a iman edin, aksi halde sizleri, acıklı ve sürekli bir azap ve yüce Allah’ın laneti beklemektedir. Seçiminizi ona göre yapın.

Ramazan Yılmaz: 2018.03.11