İnsan, sorumluluk bilincini kuşanarak, kendisine belirlenen ölçüler içerisinde hareket ettiği sürece, mutlak anlamda doğruya ulaşır. Aynı şekilde insan, ölçülü bir şekilde Rabb’ine tevekkül ettiği sürece, yüce Allah (cc), ona her zaman yardım edecek, onu en zorlu anlarında yalnız bırakmayacaktır inşaAllah.
Duha suresi, küfrün, azgınlığını doruk noktaya ulaştırdığı, şirkin kol gezdiği, bid’at ve hurafenin din diye kabul edildiği, cehalet ve bağnazlığın ilmin yerini aldığı, insani değerlerin sıfırlandığı bir ortamda, Tevhidi esasları duyurmaya, ilahi mesajı insanlara ulaştırmaya çalışan Tevhid erlerinin çalışma şevklerini artırmakta, hareket stratejilerini belirlemektedir.
Yüce Allah (cc), kendi yolunda mücadele eden kullarını hiçbir şekilde ve hiçbir zaman yalnız bırakmayacağını, onlara yardım edeceğini vadetmektedir. O’nun, bu vaadi, kullarına, kendi yolunda mücadele edenlere sonsuz bir güven vermektedir. Bu güven, Müslüman davetçilerin omuzlarındaki sorumluluk duygusunu hafifletmekte, onlara, daha fazla çalışma gücü ve şevki vermektedir.
Bu sure, Tevhidi esasları duyuran Tevhid erlerinin yalnız olmadıklarını, en güçlü, en güvenilir olan âlemlerin Rabb’inin kendileriyle beraber olduğunu hatırlatmakta, onlara, her zaman ve şartta yardım edeceğini bildirmektedir. Ancak yüce Allah’ın güvenine ve yardımına mazhar olabilmek için Müslüman davetçilerin, mutlak anlamda Rab’leri tarafından konulmuş kurallara uymaları, hayatlarını ve Tevhidi mücadelelerini bu kuralların belirlediği esaslar doğrultusunda düzenlemeleri gerekir.
Duha suresi, küfrün, azgınlığını doruk noktaya ulaştırdığı, şirkin kol gezdiği, bid’at ve hurafenin din diye kabul edildiği, cehalet ve bağnazlığın ilmin yerini aldığı, insani değerlerin sıfırlandığı bir ortamda, Tevhidi esasları duyurmaya, ilahi mesajı insanlara ulaştırmaya çalışan Tevhid erlerinin çalışma şevklerini artırmakta, hareket stratejilerini belirlemektedir.
Yüce Allah (cc), kendi yolunda mücadele eden kullarını hiçbir şekilde ve hiçbir zaman yalnız bırakmayacağını, onlara yardım edeceğini vadetmektedir. O’nun, bu vaadi, kullarına, kendi yolunda mücadele edenlere sonsuz bir güven vermektedir. Bu güven, Müslüman davetçilerin omuzlarındaki sorumluluk duygusunu hafifletmekte, onlara, daha fazla çalışma gücü ve şevki vermektedir.
Bu sure, Tevhidi esasları duyuran Tevhid erlerinin yalnız olmadıklarını, en güçlü, en güvenilir olan âlemlerin Rabb’inin kendileriyle beraber olduğunu hatırlatmakta, onlara, her zaman ve şartta yardım edeceğini bildirmektedir. Ancak yüce Allah’ın güvenine ve yardımına mazhar olabilmek için Müslüman davetçilerin, mutlak anlamda Rab’leri tarafından konulmuş kurallara uymaları, hayatlarını ve Tevhidi mücadelelerini bu kuralların belirlediği esaslar doğrultusunda düzenlemeleri gerekir.
Bir yanıt yazın