بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Sizler, hayatınızın en önemli dönüm noktasının başında bulunuyorsunuz; öncelikle en içten dileklerimle sizleri kutluyorum. Bu yepyeni hayatınızda, Rabb’inizi razı edecek bilinci kuşanarak hareket etmenizi ve birbirinizin haklarını gözeterek mutlu bir hayat sürmenizi yüce Allah’tan diliyorum.
Gençler,
Sizler, yepyeni bir hayata, bambaşka bir kişiliğe ve inşaAllah uzun bir yola adım atmış bulunuyorsunuz. Bu yeni hayatınız ve yeni kişiliğiniz, önceki hayatınızdan çok farklı ve anlamlıdır. Öncelikle bunun bilincinde olmalısınız.
İki ayrı kişilik olarak içerisinde bulunduğunuz eski hayatınızı ve yıllarca beraber yaşadığınız ailenizi bırakıyor, yepyeni bir hayatı, başka biri ile paylaşıyorsunuz. Yeni bir kişilikle, yeni sorumluluklar yüklenerek bu yeni hayatı, yüce Allah’ın takdir ettiği ömrünüzün sonuna kadar sürdüreceksiniz inşaAllah.
Bu yeni hayatta, hanım kardeşlerimiz, artık analarının nazlı kızları, erkek kardeşlerimiz de, anne babalarının şımarık çocukları değildirler. Bu nedenle anne babanızın yanında yaptığınız gibi her istediğinizi istediğiniz gibi yapamayacaksınız. Yapacağınız her işte, sorumluluk duygusu ile hareket ederek karşınızdaki eşinize saygı çerçevesinde ve onunla her konuda ortak kararlar alarak yapmalısınız.
Bu yeni hayatınız, eşler arasında bir yarışma, biri diğerini alt etme gayreti içerisinde bulunma değildir. Bu nedenle önünüzdeki uzun soluklu yolda bir güç birliği oluşturarak zorlukları beraber aşmaya çalışmalı, sorumluluklarınızı paylaşmalı, birbirinizin yardımcısı, sırdaşı olmalısınız.
Bu yeni hayatınızda, birbirinizin hatalarını ve eksikliklerini kullanarak birbirinize üstünlük sağlama gayretine düşmeden, birbirinizin hatalarını, eksikliklerini gidererek, biri diğerinizin daha iyi olması için gayret sarf etmelidir. Yüce Allah (cc), sizleri şöyle uyarıyor.
“Allah’ın sizi birbirinizden üstün kıldığı şeylere göz dikmeyin; erkeklere de kazandıklarından bir pay var, kadınlara da kazandıklarından bir pay var. Allah'tan, O'nun lütfunu isteyin, muhakkak ki Allah, her şeyi bilendir.” (Nisa, 32)
Biliniz ki, İslâm toplumunda kadın ve erkeklerin, yüce Allah’a karşı sorumlulukları ve sosyal hayattaki konumları noktasında eşittirler. Bu nedenle kadın ve erkek olarak, hayatın her alanında omuz omuza mücadele etmelisiniz.
“Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, birbirlerinin velisidirler; iyiliği emreder, kötülükten menederler, namazı kılar, zekâtı verirler, Allah'a ve Rasulüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir; Allah daima üstündür, hâkimdir.” (Tevbe, 71)
Unutmayınız ki, eşini yücelten kendisini yüceltmiştir; kadını, ev ve cinsel ihtiyaçları gideren hizmetçi gözü ile gören erkek, bir hizmetçi ile evlenmiş olur. Ancak kadını evinin saygın kraliçesi, çocuklarının öğretmeni, hayat yolculuğunda sırdaşı ve yol arkadaşı gören erkek, bir kraliçenin kocası olma onurunu yaşayacak, bir öğretmenin ilminden yararlanacak, sırlarının hazinesine, bu uzun yolculukta güveneceği bir abideye kavuşacaktır.
Erkeğini, kendisinin ihtiyaçlarını gideren hizmetçi bir köle, evinin ve çocuklarının bekçisi gören bir kadın, ancak bir köle ile evlenmiş olur. Oysa eşini, evinin saygın büyüğü, hayatını bütünleyen bir parçası, çocukları için örnek bir şahsiyet gören kadın, saygın bir beyefendinin eşi olma saygınlığını kazanacak, hayatını bütünleyen, eksikliklerini gideren bir dost, toplumda kendisini ve çocuklarını yücelten örnek bir şahsiyetle beraber olma mutluluğunu yaşayacaktır.
“…Erkeklerin kadınlar üzerinde bulunan hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Erkeklerin, kadınlar üzerinde(ki hakları), bir derece fazladır. Allah azizdir, hâkimdir…” (Bakara, 228)
Bu ayeti kerimede, eşler arasındaki haklar anlatılmakta, eşlerin birbirlerine karşı nasıl davranmaları gerektiği açıklanmaktadır. Müslüman eşler, birbirlerinin haklarını gözeterek hareket etmelidirler.
Yüce Allah (cc), kadın ve erkeğin, birbiri üzerinde hakları bulunduğunu bildirmektedir. Hayat yolculuğunuzda birbirinizin haklarını gözeterek hareket ederseniz, huzur ve mutluluğunuz sürekli, beraber yetiştireceğiniz çocuklarınız, imani ve fikri olarak sağlıklı olacaktır.
“Allah, insanları birbirinden üstün kıldığı ve mallarından harca(yıp kadınların geçimini sağla)dıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolayı iyi kadınlar itaatkâr olup, Allah’ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi korurlar…” (Nisa, 34)
Bu ve benzeri bir ayet olan Bakara Suresi 228. ayetini çarpıtan cahil ve bağnaz İslamcılar, kadını adeta köleleştirmekte, kadını Allah’a kul olmaktan çok kendilerine kul, köle yapmakta ve kendilerini razı etmeleri halinde kadınların cennete gidebileceklerini ileri sürmektedirler. Bu cahili iddiaların İslâm’da yeri yoktur.
Gençler,
Sizler, İslâmi hassasiyetle birbiriniz buldunuz ve bu uzun yola beraber çıkma kararı aldınız. O halde bu İslâmi hassasiyetini sürekli kılınız; unutmayınız ki İslâm, sloganlarla ifade edilen bir söylem değil, bir yaşam tarzıdır. Bu nedenle hayatınızın her safhasında İslâm’ı bir yaşam tarzı olarak benimseyip hayatınızda bunu gösterin.
Müslümanlar olarak değer yargılarınızı, geleneksel din anlayışına sahip toplumun ya da yakınlarımızın isteklerine ve söylemlerine göre değil, iman ettiğimiz esaslara göre belirlemek durumundasınız. Bu, imani bir hassasiyet ve zorunluluktur. Kadın ve erkeğin her biri, Rab’lerinin buyruklarına uymakla mükelleftirler.
Müslüman eşler, birbirleriyle olan ilişkilerinde, Rab’lerinin kendileri için koyduğu kuralları göz önünde bulundurarak hareket etmeli, hiçbir şekilde ve nedenle bu kurallara aykırı hareket etmemelidirler. Bu, onların Müslüman olarak kalabilmelerinin şartıdır. Yüce Allah (cc), eşleriyle ilgili olarak Mü’minlere ne yapmaları gerektiğini bildirmiştir.
“…Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunanlar hakkında Mü’minlere yapmaları gerekli kıldığımız şeyi bil(dir)dik ki, sana bir zorluk olmasın. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Ahzab, 50)
Bildirilen bu kurallar, Mü’minler için kesin bağlayıcıdır ve Mü’minler, bu kurallara uymakla mükelleftirler. Müslüman eşler, Rab’leri tarafından indirilen kurallara uydukları sürece evlerinde huzurlu olacaklar, hiçbir zaman sıkıntıya düşmeyeceklerdir. Bu nedenle iman ettiğiniz Kur’an’ı, sürekli okumalı ve hükümlerine, hiçbir sıkıntı duymadan teslim olmalısınız.
Düğününüzden ev hayatınıza, giyiminizden yiyip içmelerinize, birbirinizle ilişkilerinizden yakınlarınız ve toplumla ilişkilerinize kadar her alanda Rabb’inizin buyruklarına göre hareket ediniz. Batı ve cahili tarzı bir düğün, cahili bir hayat, israf ve gösterişe dayalı bir yaşantıdan uzak durmalı, hiçbir şekilde bu gayri İslâmi hayatın özlemi içerisinde olmamalısınız.
Sizler, her halinizle topluma örnek olmalısınız; bu nedenle iman ettiğiniz esasları hayatınızda yaşayarak insanlara bu güzellikleri gösteriniz. Sizler, iman etmekle yeni bir kişilik, yeni bir kimlik kuşandığınızı biliniz ve bu nedenle geçmişe ait tüm cahili alışkanlıklarınızı terk ediniz.
Hiçbir şekilde hevanıza ya da çevrenizdeki cahili yaşam tarzını benimsemiş topluma uymayınız. Bu halde hevanızı ilah edinmiş olacak ve toplumun adet ve alışkanlıklarına tabi olmuş kimseler olarak sapmış olacaksınız. Rabb’imiz bu konuda açık bir şekilde uyarıyor.
“Yeryüzünde bulunan(insan)ların çoğuna uysan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar; onlar sadece zannediyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar.” (En’am, 116)
Dikkat ediniz; kimi alışkanlıklarını terk etmeyenleri ya da bazı konularda cahili hayat tarzını benimsemiş topluma uyanları yüce Allah (cc), sakındırmakta ve bunun insana felaket getireceğini bildirmektedir.
“Aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet, onların keyiflerine uyma ve onların, Allah’ın indirdiği şeylerin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın! Eğer dönerlerse bil ki Allah, bazı günahları yüzünden onları felâkete uğratmak istiyordur; zaten insanlardan çoğu fasıktırlar.” (Maide, 49)
Sözel olarak Hakkı kabul ettiklerini iddia ettikleri halde yaşantılarının belli bölümlerinde insanlara uyanlar, Allah’ın indirdiği esaslardan sapmış fıska düşmüşlerdir. Bu nedenle her konu ve durumda hassasiyetinizi koruyunuz, aksi halde son pişmanlık fayda vermeyecektir.
İman ettiğiniz esaslar doğrultusunda hareket etmeniz dilek ve duasıyla sözümü şu güzel dua ile bitiriyorum.
Ey yüce Rabb’imiz, bu gençler senin dinin üzerinde hareket edip hayatlarını düzene koydukları sürece onların yuvalarında huzur ve mutluluğu daim eyle, onları birbirlerine karşı saygılı, sevgilerini sürekli kıl, gözler sevinci çocuklar lütfeyle.
“Ve: ‘Rabbimiz, bize gözler sevinci eşler ve çocuklar lütfeyle ve bizi korunanlara önder yap!’ derler.” (Furkan, 74)
Essalamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu!
Ramazan Yılmaz: 2014.10.20
Bir yanıt yazın