İnsanların haklarını gasp ederek, yoksulların haklarını vermeyerek zenginleşen kimseler, tarihi süreçte hep var olagelmiştir. Kur’an, ihtiyaç sahiplerinin haklarını vermeyen mal ve sermaye sahiplerini uyarmakta ve nimeti inkâr eden kâfirler olduklarını bildirmektedir.
Kur’an’da Tevhid şirk, Hak batıl mücadelesi, Kur'an bütünlüğü içerisinde iman edenlerle müşrikler arasında cereyan etmektedir. Tevhid ve Hak taraftarları genel itibarı ile mazlumlar ve ezilenler iken, şirk ve batıl taraftarları da genel olarak varlık sahipleri olan egemen güçlerdir. Bu nedenle Risalet tarihindeki Tevhid şirk mücadelesi, bir yerde ezilen, sömürülen, zayıf bırakılarak hakları ellerinden alınan mazlumlarla onlara zulmeden müstekbirlerin mücadelesi şeklinde tezahür etmektedir.
Kur’an’da Tevhid şirk, Hak batıl mücadelesi, Kur'an bütünlüğü içerisinde iman edenlerle müşrikler arasında cereyan etmektedir. Tevhid ve Hak taraftarları genel itibarı ile mazlumlar ve ezilenler iken, şirk ve batıl taraftarları da genel olarak varlık sahipleri olan egemen güçlerdir. Bu nedenle Risalet tarihindeki Tevhid şirk mücadelesi, bir yerde ezilen, sömürülen, zayıf bırakılarak hakları ellerinden alınan mazlumlarla onlara zulmeden müstekbirlerin mücadelesi şeklinde tezahür etmektedir.
Bir yanıt yazın