İslâm, diğer ideolojilerin yaptıkları gibi, sözel olarak kadın haklarından sözetmez, kadına gerçek anlamda hakkını verir ve onu gerçek anlamda yüceltir. Bu gerçeklik, Kur’an’da çok açık bir şekilde belirtilmiş, Peygamber Hz. Muhammed (as) tarafından ortaya konulmuştur. İslâm’ın kadınlara verdiği haklar ve kadınları yüceltmesi, geçmişte ve günümüzde hiçbir sistem tarafından verilmemiştir.
Marksizm, kadını insan olarak bile görmediği, onu üretime katkı sağlayan makinenin bir dişlisi, bir parçası olarak gördüğü ve kadını bir mal ve eşya görerek toplumun ortak malı saydığı halde Marksistler, kadın haklarını her vesile ile ağızlarına dolamakta, onların duygusallığını ve hassasiyetini istismar etmektedirler.
Kapitalizmin kadına bakışı, Marksizm’den aşağı kalmayacak derecededir ve kadını hakir görücü ve aşağılayıcıdır. Kapitalizm, kadını bir meta olarak değerlendirir ve onu, para getirdiği oranda kullanır, işi bittiğinde de bir kenara fırlatır atar. Kapitaliz, kadını bir reklam aracı olarak kullanması yanında bar, pavyon, genelev gibi showroom salonlarında erkeklerin arzularını tatmin etmek için teşhir eder.
Tahrif edilmiş dinlere mensup olan Yahudi ve Hrıstiyanlar, kadını tahkir etmekte onu günah işleyen ve erkeği baştan çıkaran bir şeytan olarak görmektedirler. Yukarıda bunların kadına bakış açılarını belirtmiştik.
Bir yanıt yazın