Press ESC to close

Halife ve Yüksek İslâmi Şura Seçimi

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم

Halife ve Yüksek İslâmi Şura Seçimi

Giriş

Demokrasiden diktatörlüğe, Marksizm’den Faşizme kadar beşeri her sistemin, kendine özgü uygulamaları, yönetim biçimleri, sosyal, siyasal ve toplumsal uygulamaları vardır. Her sistem, kendilerine özgü kuralları ile hayatiyetini sürdürür ve toplumlarını idare derler.

Beşeri sistemlerde kanun koyucular, yönetimi ellerinde bulunduran ve kendilerini halkın üzerinde gören kimselerdir. Bunlar, ya halk tarafından seçilen meclislerdir ya da gücü ellerinde bulunduran kişi ya da kişilerdir. Bu nedenle kanunlar, kişiden kişiye meclisten meclise farklılıklar gösterir ve kimi zaman sistem aynı olmasına rağmen çıkarılan kanunlar, süreç içerisinde farklılaşarak ayrışırlar.

Beşeri sistemlerde, kanun koyucunun yönetenler olması nedeniyle çıkarılan kanunlar, kimi zaman taban tabana zıt olmakta, bir zamanlar vatanperver olan kimseler, yasaların değiştirilmesi ile vatan haini olarak damgalanarak yargılanabilmektedirler. Bu sistemlerde, yasalar karşısında eşitlik sözkonusu değildir; yasalar yalnızca halk tabakası için geçerlidir; yönetenler ise, çoğunlukla yasa üstü kalmaktadırlar.

Beşeri sistemlerde cezalar, ancak halk tabakası için uygulanmakta, yönetenlerin suç işlemeleri durumunda ya hiç yargılanmamakta ya da yargılanmaları halinde beraat etmektedirler. Bu nedenle beşeri sistemlerde adalet, eşitlik, hukuksallık yoktur, keyfilik, adaletsizlik, eşitsizlik mevcuttur.

İslâm’da hüküm koyucu yalnızca yüce Allah’tır

İslâm, yüce Allah (cc) tarafından indirilen kurallar ve en güzel örnek olan Rasulullah (as)’ın, örnekliğinden oluşan bir dindir. İslâm’da, kanun koyma hakkı yalnızca yüce Allah’a aittir. Bu nedenle İslâmi hükümler, kişiden kişiye değişiklik göstermezler, yasalar karşısında yöneticilerden halka kadar herkes eşittir.

İslâm’da cezalar, suça göre verilir ve suç işleyenler arasında –halktan yönetenlere kadar- herhangi bir ayırım yapılmadan, işlenen suça göre herkese uygulanmaktadır.

İslâm; hüküm koyma, egemenlik, yönetim ve uygulama olarak beşeri sistemlerden farklı olduğu gibi, İslâm’ın seçim sistemi de tamamen farklıdır. Hâkimiyet hakkının yüce Allah’ta bulunduğu İslâm nizamında, söz hakkı ve hakların gözetilmesinde öncelik, yönetim kadrosunun değil halkındır.

İslâmi yönetim biçiminde, tabandan tavana doğru bir etki sözkonusudur ve hiçbir şekilde tavandan tabana bir dayatma sözkonusu değildir. Yani denetim, yukarıdan aşağıya tabir edilen yönetenden halka değil tabandan yönetimde bulunanlara doğrudur. Bu nedenle en küçük birimden en üst düzeydeki yönetime kadar halkın denetimi ve yönetimin halka hesap verebilirliği sözkonusudur.

İslâm, seçim sisteminden yönetim biçimine, halkın yönetime katılımından yönetimin halka hesap vermesine kadar hemen her alanda, beşeri sistemlerden tamamen farklı olduğundan bu sistemde, beşeri sistemlerde olduğu gibi tek lider sultası sözkonusu değildir. İslami sistemde, son sözü halk söyler ve lider durumunda olanlar, halkın, meşru isteklerini yapmakla ve halkın refahını yükseltmekle görevlidirler.

Beşeri sistemlerde particilik

Beşeri sistemlerde, sistemi ayakta tutan partilerdir; bu nedenle particilik, beşeri sistemlerin vazgeçilmez sacayağıdır. Particilik, halk tarafından birebir tanınmayan, kişiliği, ahlaki yapısı, düşünce ve inancı bilinmeyen, basın ve iletişim araçlarının öne çıkardıkları kişilerin, hegemonyası olan bir yapılanmadır.

Particilik sisteminde, her türlü yalan, istismar, hile, aldatma, riya ve sahtekârlık meşru görülmekte, halk aldatılmakta, halkın manevi ve maddi değerleri çok rahat bir şekilde sömürülmektedir.

Particilikte, parti başkanları dokunulmaz kimseler olarak görülmekte, lider sultası bulunmakta ve belli kimseler yüceltilerek adeta ilahlaştırılmaktadır. Bunun sonucunda bu kimseler, istedikleri gibi hareket etmekte, kimi zaman, kendilerine emanet edilen devlet malını çalıp çırpmakta, her türlü yolsuzluğa bulaşmaktadırlar.

Particiliğin olduğu beşeri sistemlerde birey, sürekli ikinci planda, insanlar, kendileri düşünüp üretmek yerine kendilerine dayatılan partinin tüzüğünü savunan, düşünmekten yoksun birer fanatik olmaktadırlar.

Beşeri sistemlerde particilik, insanlar arasında kamplaşmaya, haksız rekabete neden olmakta, insanların farklı yönlerini, siyasal kimlik ve inançlarını öne çıkararak insanları birbirlerine düşman olmaya sevk etmektedir.

Günümüzde beşeri sistemlerdeki particiliğin neden olduğu tahribat tamir edilemeyecek boyutlara ulaşmış, partileşme, insanları karşı karşıya getirerek düşman kamplara bölmüş toplumsal huzuru bozmuştur.

Beşeri sistemlerde halk, tanıdıkları kişileri değil, kendilerine dayatılan kişileri seçmek durumunda bırakılmaktadır. Bu sistemlerde parti taassubu ve parti taraftarlığı esas alındığından halk, parti yönetiminin belirlediği ve kendilerinin tanımadıkları kişileri seçmek durumunda kalmaktadır. Bu ise, her türlü suiistimale ve günümüzde olduğu üzere her türlü yolsuzluklara ve gayri meşru durumla sebebiyet vermektedir.

Beşeri sistemlerde, halkın yönetimde söz hakkı yoktur; bu konudaki göstermelik ifadeler, halkı aldatmaktan başla bir şey değildir. Bu sistemlerde halk, kendi seçtiklerine adeta kul köle olmakta ve seçilenlerin isteklerine öncelik verilmektedir. Bu nedenle beşeri sistemlerdeki seçimlerde halk, ancak bir piyon olarak kullanılır ve oyunu verdikten sonra işi biter, kenara atılır, yönetimden uzak tutulur ve adeta köreltilir.

Beşeri sistemler, Eski Yunan’da olduğu gibi halkı, katmanlara ayırmakta yöneticiler ve yönetenler olarak sınıflandırmaktadır. Bu sistemlerde yöneticiler, halkın üzerinde bulunurlar ve halka hiçbir şekilde hesap vermezler.

İslâm Devletinde parti ve particilik yoktur

Kardeşliği esas alan, insanlara değer verip onların sorunlarına eğilen İslâm dininde, tıpkı sendikalaşma gibi insanları farklı kamplara ayıran partinin ve belli kişi ya da zümrelerin fikirlerini insanlara dayatan particiliğin de yeri yoktur. Bu nedenle İslâm Devletinde partiler değil, bireyler ön plandadır.

İslâmi sistemde, lider sultası değil, Tevhidi esasların bağlayıcılığı sözkonusudur ve bir kişiye değil tüm bireylere önem verilmekte, bireylerin fikirleri önemsenmektedir. İslâm nizamında bireyler, her türlü istek, temenni, tavsiye ve şikâyetlerini, bulundukları yerleşim birimlerinde olan Şura Meclislerine iletirler.

Halktan gelen dilek ve temennileri Şura Meclisleri, konuşup tartışırlar, kayda değer görülen fikir ve düşünceleri kabul eder gereğini yaparlar. Halktan gelen dilek ve düşüncelerin, ilgili olduğu konu ve konular, ilgili alt Şura Meclislerinde çözüme kavuşturulmazsa bu durumda bunlar, bir üst Şura Meclisine gönderilir ve gerekirse, Yüksek Şura Meclisine kadar iletilirler. Böylece halkın sesi, en üst Şuraya kadar ulaşmış olur.

“…İşini onlara danış, karar verince de Allah'a dayan; çünkü Allah kendine dayanıp güvenenleri sever.” (Al-i İmran, 159)

“Rablerinin çağrısına gelirler, namazı kılarlar; işleri, aralarında danışma iledir, kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler.” (Şura, 38)

İslâm’da tek İlah, tek Melik, yalnızca yüce Allah’tır ve iman edenlerin tek hassasiyetleri, İslâmi değerlerin korunması ve yüceltilmesidir. Müslümanlar, particiliğin kısır döngüsü etrafında değil, daha geniş kapsamlı olarak İslâmi dava etrafında, daha iyiye, daha güzele ulaşmak için düşüncelerini özgürce söyleyerek kardeşlik duyguları içerisinde birbirlerine kenetlenirler.

İslâm Devletinde, beşeri sistemlerde olduğu gibi lider diktatörlüğü sözkonusu değildir; her birey, devlet yönetiminde söz sahibidir ve fikirlerine saygı duyularak değerlendirilir. Bireyler, meşruiyet dairesinde tüm taleplerini, kendilerinin yakından tanıyıp seçtikleri kişilerin oluşturduğu Şura Meclisi üyeleri vasıtasıyla en üst yönetime ulaştırırlar.

Halkın taleplerine önceliğin verilmesi ve halkın isteklerinin yapılabilmesi de ancak bireylerin seçtikleri insanları yakından tanımaları ile mümkündür. Bunun yolu ise, bireylerin yöneticilerini bizzat kendilerinin seçmeleridir.

İslâm Devletinde seçimler, halkın, devlet yönetiminde duyarlılığını artırmaya yönelik ve yönetimde etkin rol oynaması esasına dayalıdır. Bu nedenle halk, kendi içinden yakından tanıyıp bildiği kişilerden kendi yöneticilerini seçecektir.

Bu çalışmada, İslâm’a uygun olan kendi önerimiz doğrultusunda bir seçim modelini sizlerle paylaşacağız. Bu model, İslâm’ın nihai seçim modeli olmayıp bizim ortaya koyduğumuz ideal bir seçim modelidir.

SEÇİM

Seçilecek kişilerin Aranacak özellikler

Halkın yönetimine talip olan kişiler, halkın idarecileri olacakları ve aynı zamanda halka namaz kıldıracak imam olacakları için belli özelliklere sahip olmaları gerekir. Bu özelliklerin başında, o kişinin Müslüman, eğitimli, aydın ve bilgi sahibi olmaları, Kur’an’ı ezbere ve yüzünden rahatça okumaları, Kur’ani ve İslâmi bilgi ile donanmaları gerekir.

Bu kişilerin, hiçbir şekilde halka karşı herhangi bir suça karışmamış olmaları, büyük günah işlememeleri, çevrelerinde yardımsever, cömert, insanlara karşı güleryüzlü, merhametli olmaları ve halk tarafından sevilmeleri gelmektedir.

İslâm Devletinde, her kademedeki yöneticiler, Müslümanlardan seçilecektir; ancak bir köy, bir mahalle ya da bir kasaba halkının tümünün gayri Müslim olması halinde bu durumda oranın yöneticisi, köy, mahalle ya da kasabada yaşayan gayri Müslimlerden olacaktır. Bu yöneticiler, İslâm Devletinin kurallarına göre hareket edecekler ve Müslüman kaymakam ya da valiye bağlı çalışacaklardır.

Bir köy, bir mahalle, bir kasaba ya da şehirde az da olsa Müslüman nüfus bulunuyor ve halkın çoğunluğu gayri Müslim ise, bu durumda o yerin idarecisi Müslümanlardan seçilecek, ancak şura meclisinde nüfus oranına göre gayri Müslimlerden temsilciler bulunacaktır.

İslâm Devletinde seçimler, köy ve mahalle şurası ile muhtarlık, ilçe şurası ve kaymakamlık, il şurası ve valilik, yüksek şura ve halife seçimleri şeklinde dört aşamada yapılacaktır.

Birinci aşamada, köy, mahalle ve ilçe şura meclisleri ile il meclisi seçimleri yapılır. Köy halkı, yalnızca köy şura meclisi; ilçe halkı, ilçe mahalle ve ilçe şura meclisi; il halkı, ildeki mahalle, ilçe ve il şura meclisleri için oy kullanırlar.

Kardeşliği ve halkın kaynaşmasını esas alan İslâm nizamında, seçime katılacak adaylar, seçimi kazanma adına, hiçbir şekilde birbirleri aleyhinde propaganda yapmayacak, birbirlerini kötülemeyecek, birbirlerine karşı düşmanlık duygusu ile hareket etmeyeceklerdir. Bunlardan birini yapan direkt olarak elenmiş olacak, adaylıktan çıkarılacaktır.

Birinci Aşama

Köy ve Mahalle Seçimleri

A- Köy ve Mahalle Şura Meclisi (ve Muhtarlık) Seçimi

Köy ve Mahalle Şura Meclisi (10 Kişi)

Bütün ülke çapında, birinci aşamada köy ve mahalle şurası seçimleri yapılacaktır. Köy ve mahalle sakinleri, kendi köy ve mahallelerinde yakından tanıdıkları ve yukarıda verilen özellikleri taşıyan kişilerden oluşacak köy ve mahalle şurasını seçeceklerdir. Seçilen şura, köy ve mahallenin Şura Meclisidir.

Köy ve mahalle şurası seçiminden sonra, Yüksek Seçim Şurası, Köy ve Mahalle Şura Meclisi’ne girmeye hak kazananlara mazbatalarını vermesi ile Köy ve Mahalle Şura Meclis üyeleri Kur’an üzerine yemin ettikten sonra görevlerine başlayacaklardır.

Seçilen köy ve mahalle Şura Meclisleri, kendi aralarından birer yönetici seçeceklerdir. Yönetime talip birden fazla adayın olması durumunda Şura Meclisi, kimin yönetici olacağı konusunda gizli oylama yapacaktır. Yapılan oylamada en fazla oyu alan köy ve mahalle yöneticisi, yani muhtarı olacaktır.

Muhtarlık seçimine katılan adaylar iki kişi ise ve oyları eşitse bu durumda, Şura Meclisi, Kur’an, genel kültür ve siyasi duyarlılık konusunda iki adayı imtihan edecek en fazla puanı alan aday, muhtar seçilecektir. Adayların aldıkları puanların eşit olması durumunda iki aday arasında kura çekilecek, kurada kazanan muhtar olacaktır.

Muhtar seçiminin hemen akabinde aynı gün, bir de muhtar yardımcısı için şura meclisi bir oylama daha yapacaktır. Şura Meclisi, Muhtar yardımcısının seçimini, muhtarlık seçimindeki usul gereğince yapacaktır. Bu seçimler, en fazla iki günde tamamlanacaktır.

Şura Meclisi tarafından seçilen muhtar ve yardımcısı, köy ve mahalle sakinleri huzurunda, yüce Allah’ı ve halkı şahit tutarak, yemin metnini okuyup Kur’an üzerine yemin edecek, yemin merasimi yapıldıktan sonra resmen görevlerine başlayacaklardır.

Köy ve Mahalle Şura Meclisi Üyelerinin ve Muhtarın Seçilme Süreleri

Şura üyelerinin ve muhtarlık seçimleri, on yılda bir yapılır; sürenin on yıl olması, yeni nesillerin seçilmelerine fırsat verilmesi, onların, ülke sorunlarına duyarlılığının arttırılması, seçilenlerin, halk üzerinde sürekli kalıcılığının önlenmesi içindir.

Muhtarın, muhtar yardımcısının ya da şura üyelerinden birisinin ölmesi, istifa etmesi ya da yüz kızartıcı ve kriminal bir suç işlemesi gibi nedenlerle düşürülmesi halinde bir ay içerisinde o üyenin yerini doldurmak için seçime gidilir.

Düşürülen muhtar ya da yardımcısı ise, şura üyelerinin oyları ile şura içinden biri, yeni muhtar ya da yardımcısı seçilecektir. Muhtar ya da yardımcısı yerine atanan şura üyesi nedeniyle boşalan, üyeliği düşen ya da düşürülen üye, halk tarafından seçilecektir.

Şura Meclisi Üyelerinin ve Muhtarın Maaşları

Şura üyelerinin maaşları, ülke genelindeki normal memur maaşları üzerinden, günün şartlarına göre Yüksek Şura Meclisi tarafından tespit edilir. Muhtar yardımcısının maaşı, şura üyelerinin maaş katsayısından bir puan; muhtarın maaşı iki puan daha fazla olacaktır. Muhtarın, iş takibi ve benzeri nedenlerle ilçeye gitmesi durumunda, yol ve yiyecek masrafları köy bütçesinden, normal yevmiye hesabı yapılarak ödenecektir.

Şura Meclisinin Toplanması

Şura Meclisi, ayda bir defa toplanır.

Muhtarın, Şura üyelerine Hesap vermesi

Muhtar, şura üyelerinin aylık toplantısında, şura üyelerinin kendisine raporlarını sunmalarından sonra o ay içerisinde yaptığı çalışmaları, bir rapor halinde şura üyeleri ile paylaşacaktır. Şura üyelerinin değerlendirmelerini alacak, itirazlarını dinleyecek, eksikliklerin bulunması halinde bunları düzelteceği konusunda şura üyelerine söz verecek ve en geç bir sonraki toplantıya kadar sözkonusu eksiklikleri giderecek ya da gidermeye çalışacaktır.

Muhtar ve Şura Üyelerinin Azledilmeleri

1- İrtidat,

2- Alenen küfre girmesi ve şirk işlemesi,

3- Muhtar, muhtar yardımcısı ya da şura üyelerinden birisinin, ağır hasta olması ve doktor raporu ile tespit edilmesi ile bir yıldan fazla sürecek şekilde hastalanması,

4- Bunama ve delilik hallerinin vuku bulması,

5- Birisini haksız yere öldürmesi halinde,

Hakkında hiçbir şikâyet bulunmasa dahi, Şura meclisinin acil toplanır, durum değerlendirmesi yapılır, ilgili kişi dinlenir, suçun oluşması durumunda üye azledilir ve azil tutanağı, tutulan raporla beraber kaymakamlığa gönderilerek onay alınır.

Kaymakam, kendisine gelen azil tutanağını imzaladıktan sonra tutanağın ve raporun bir nüshasını, cezai işlem için Başkadı’ya gönderecek.

Başkadı, kendisine gönderilen rapor ve tutanağı, inceledikten, suçlunun şeri cezasını tespit ettikten sonra yetkili mahkemeye gönderecek.

İlgili mahkeme, suçluya öngörülen cezayı belirledikten sonra aynı yolu takip ederek Kaymakama iade edecek, Kaymakam, cezayı uygulamak üzere suçluyu tutuklatıp belirlenen kurallar içerisinde verilen cezayı uygulayacaktır.

Şikâyetlerin Değerlendirilmesi

Muhtar, muhtar yardımcısı ya da şura üyelerinden biri hakkında herhangi bir şikâyetin olması durumunda, şura aylık toplantısını beklemeden olağanüstü toplanacak, yapılan şikâyeti değerlendirecektir.

Yapılan şikâyetin doğruluğunun araştırılması için şura üyelerinden üç üyelik bir soruşturma heyeti seçilecek, soruşturma heyeti, yapılan şikâyetin gerçekliğini araştıracak, bu araştırmalarını bir rapor haline getirerek aylık toplantıda Şura’ya sunacaklardır.

Yapılan şikâyetin doğru olması durumunda, hakkında şikâyet bulunan muhtar, muhtar yardımcısı ya da şura üyesinin ifadesi alınır, suçun tespit edilmesi durumunda ilgili kişi, otomatik olarak azledilir.

Azletme tutanağı, yapılan şikâyet ve araştırma komisyonunun raporu ile beraber Muhtar ya da yardımcısı tarafından Kaymakama ulaştırılacak, Kaymakamın azletme kararını imzalamasından sonra azledilen kişinin görevi resmen bitmiş olacaktır.

Azledilen muhtar, muhtar yardımcısı ya da şura üyesi yerine yenisinin seçilmesi, Şura Meclisi Üyelerinin ve Muhtarın Seçilme Süreleri maddesinde belirtildiği üzere, bir ay içerisinde olacaktır.

Şura Meclisinin Görevleri

Şura Meclisinde bulunan üyelerin, ilk ve en öncelikli görevleri, hiç kuşkusuzdur ki, İslâm Devletinin menfaatleri doğrultusunda hareket etmek ve Devletin kalkınması konusunda çalışmaktır. Kendi şahsi özel işleri ikinci planda olmak durumundadır. Bu nedenle Devlet, onlara maaş vermektedir. Buradan hareketle şura meclisinde bulunan sekiz üye, köy ve mahallede belirli görevler üstleneceklerdir. Bu görevler:

1- Öşür ve vergilerin toplanması,

2- Tebliğ, İrşat, Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin kontrolü,

3- Sağlık ve temizlik faaliyetlerinin kontrolü,

4- Çocukların ve gençlerin, bedensel ve zihinsel gelişimlerini sağlayacak sportif aktivitelerin düzenlenmesi,

5- Köy ve mahalledeki ihtiyaç sahiplerinin tespit edilmesi,

6- Düğün ve benzeri aktivitelerin düzenlenmesi, cenazelerin defini ve taziyeye gelenlerin ağırlanması, diğer köy ve mahallelere taziyeye gidilmesinin organize edilmesi,

7- Su, elektrik ve kanalizasyon sorunlarının takip edilmesi,

8- Güvenlik faaliyetleri.

Şura Meclisi üyelerinin her biri, bu görevlerin sürdürülmesinde kontrol ve idare faaliyetlerini sürdürecek, raporlar hazırlayıp aylık istihbarat toplantılarında bunları diğer üyelerle paylaşacaktır.

Raporlarda, ilçedeki mahallede eksiklerin bulunması halinde bu eksiklerin giderilmesi için Muhtar, ilgili birimlere (elektrik şirketi, temizlik işleri, güvenlik birimleri gibi) bilgi verecektir.

Belirlenen eksiklikler köyde ise, maliyeti, köy bütçesi tarafından karşılanacak, köy bütçesini aşması halinde ilçe kaymakamlığınca karşılanacaktır. Bu nedenle hazırlanan raporlar, muhtar tarafından kaymakamlığa ulaştırılacak ve kaymakamlıktan mali yardım sağlanacaktır.

Muhtar yardımcısının görevi

1- Muhtarın ilçeye ya da bir seyahate gitmesi, hastalanması durumunda onun görevlerini üstlenir,

2- Köy ve mahalledeki cami ve okulların bakım ve onarılmasından,

3- Köy ve mahalle sakinleri için kültürel organizasyonların düzenlenmesinden,

4- Köy ve mahalle bütçesinden sorumludur.

Muhtarın görevleri

Muhtar,

1- Köy ve mahalle şura başkanıdır; köy ve mahalledeki cami imamı, davet ve irşat faaliyetlerinin başkanı ve görev alanındaki tüm faaliyetlerin hepsinin sorumlusudur.

2- Kaymakam ile iletişimi sağlar, sorunları iletir, eksikliklerin giderilmesi için çalışır. Hilafet Makamının ve Yüksek Şura’nın, kaymakamlık yoluyla gönderdiği kanun ve nizamları halka duyurur.

3- Her ayın sonunda, şura üyelerinin hazırladıkları raporları, Cuma Hutbesinde halka açıklar,

4- Toplanan öşür ve vergilerin, kaymakamlığa ulaştırır,

5- Muhtarın diğer görev ve sorumlulukları için Kamu Personeli Görevleri, Görevler Bölümünde açıklanmıştır.

B- İlçe Şura Meclisi Seçimi (20 Kişi)

İlçe şura meclisi üyeleri, ilçede oturan vatandaşların vereceği oylarla seçilir. Bu seçim, ilçe mahalle şura üyelerinin seçimi ile birlikte aynı gün yapılır. Seçime katılan vatandaşlar, bir mahalle şura üyeleri, bir de ilçe şura üyeleri için oy kullanacaklardır.

İlçe Şura Meclisine seçilecek üyelerde aranan şartlar;

1- Müslüman ve eğitimli (üniversite ya da yüksekokul veyahut en az lise mezunu) olmaları,

2- Kur’an’ı ezbere ve yüzünden rahatça okumaları, Kur’ani ve İslâmi bilgi ile donanmaları, aydın ve bilgi sahibi bulunmaları,

3- Hiçbir şekilde halka karşı herhangi bir suça karışmamış olmaları,

4- Büyük günah işlememeleri,

5- Çevrelerinde yardımsever ve cömert, insanlara karşı güleryüzlü, merhametli olmaları ve halk tarafından sevilmeleri.

İlçe Şura Meclis üyeleri Kur’an üzerine yemin ettikten sonra görevlerine başlayacaklardır.

İkinci Aşama

Kaymakamın Seçilmesi

Kaymakam, atama ile değil, ilçede mukim olan, ilçe halkını tanıyan, ilçenin sorunlarını bilen kişiler arasından seçilir.

İlçe şura üyelerinin seçiminden bir hafta sonra ilçe yöneticisi yani kaymakam seçimi yapılacaktır. İlçe kaymakamı, köy ve mahalle muhtarlarının da katılımıyla ilçe Şura meclisi üyeleri arasından seçilecektir.

Kaymakam adaylarında, diğer özelliklerden farklı olarak Kamu Yönetimi, İktisat, Ekonomi, İşletme, Maliye, Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler, Uluslararası İlişkiler, Siyaset Bilimi, Hukuk gibi üniversitelerden mezun olma şartı aranacaktır.

İlçe Şura Meclisi, köy ve mahalle muhtarları, köy ve mahalle Şura Meclisinde olduğu gibi, aynı usul ile kendi aralarından bir kişiyi, ilçe yöneticisi yani Kaymakamı ve bir kişiyi de Kaymakam yardımcısı olarak seçeceklerdir.

Kaymakam, seçildikten ve mazbatasını, valinin onayıyla aldıktan sonra Kur’an üzerine yemin ettikten sonra görevlerine başlayacaklardır.

Kaymakamın görevleri

1- Köy ve İlçe Şura meclislerinin başkanı, Cuma imamı, valinin ilçe temsilcisidir,

2- Ayda bir İlçe Şura meclisini toplantıya çağırır,

3- Yüksek Şura’dan Vali yoluyla gelen bildirileri, Cuma hutbesinde halka açıklar,

4- Suçlulara, had cezalarının uygulamasına nezaret eder,

5- Köy ve İlçe Şura meclislerinin aylık raporlarını denetler,

6- Köy ve İlçe Şura meclislerince azledilen şura üyelerinin, muhtar ve yardımcısının azlini onaylar,

7- Kaymakamın diğer görevleri, Kamu Personeli Görevleri, Görevler Bölümünde açıklanmıştır.

Kaymakamın yardımcısının görevi

1- Kaymakamın yardımcısı, Kaymakamın bulunmadığı zamanlarda onun tüm görevlerini üstlenir,

2- Köy ve İlçe Şura meclislerini denetler,

3- Kaymakam ile Şura meclisleri arasında haberleşmeyi sağlar,

4- Köy ve İlçe Şura meclislerinden gelen raporları inceler ve Kaymakama sunar,

5- Kaymakam Yardımcısının diğer görevleri, Kamu Personeli Görevleri, Görevler Bölümünde açıklanmıştır.

Şura Meclisi Üyelerinin ve Kaymakamın Seçilme Süreleri

Şura üyeleri, kaymakam yardımcısı ve Kaymakam seçimleri on yılda bir yapılır. Yeni seçilecek Kaymakamlık için, eski kaymakam, yeniden aday olabileceği gibi, bir başkası da seçilebilecektir.

Kaymakam, Kaymakam yardımcısının ya da şura üyelerinden birisinin ölmesi, istifa etmesi ya da yüz kızartıcı ve kriminal bir suç işlemesi gibi nedenlerle düşürülmesi durumunda, bir ay içerisinde o üyenin yerini doldurmak üzere seçime gidilir.

Kaymakam, Kaymakam yardımcısı ve Şura üyelerinin azledilmeleri

Azli gerektiren durumlar, Köy ve mahalle Muhtar, muhtar yardımcısı ve Şura üyelerinin azlini gerektiren şartların vuku bulması durumudur. Böyle bir durumun vuku bulması halinde, İlçe Şura Meclisi, olağanüstü toplantıya çağırılır ve ilgili kişi ya da kişiler azledilir, azil tutanağı bir raporla valiliğe gönderilerek valinin onayı alınır, cezai işlem için de, azil tutanağının ve raporun bir nüshası Başkadı’ya gönderilir.

Şikâyetlerin Değerlendirilmesi

Kaymakam, kaymakam yardımcısının ya da şura üyelerinden birisinin irtidat etmesi, ağır bir suç işlemesi ya da halktan, haklarında herhangi bir şikâyetin bulunması durumunda, şura üyeleri acilen toplantıya çağırılır.

Yapılan şikâyet, İlçe Şura meclisinin özel toplantısında değerlendirilir. Bu toplantıya, hakkında şikâyet yapılan kaymakam ya da yardımcısı veyahut şura üyesi alınmaz.

Şura meclisi, yapılan şikâyeti araştırmak için kendi içerisinden üç kişilik bir komisyon oluşturacak; elde edilen bilgiler, bir rapor haline getirilecek, bu rapor, şura meclisinde değerlendirilecek, hakkında şikâyet bulunan ilgili kişi dinlenecek ve suçun sabit görülmesi durumunda ilgili kişi hakkında bir rapor hazırlanacaktır.

İlçe Şura Meclisinde alınan kararlar, bir rapor halinde valiye sunulacaktır. Vali, kendisine sunulan şikâyeti, İl Şura Meclisi üyeleri ile değerlendirecek, alınan kararı, İlçe Şura Meclisine gönderecektir.

İlçe Şura Meclisi, Şura Meclisi Üyelerinin ve Kaymakamın Seçilme Süreleri başlığında belirtildiği şekilde toplanıp kararı, hakkında şikâyet bulunan kaymakam ya da yardımcısının yüzüne okuyacak, şayet görevden azli sözkonusu ise, görevden alacaktır.

Valinin onaylamasından sonra azledilen kaymakam ya da yardımcısı veyahut şura meclisi üyesinin görevi sona erer. Azledilen kaymakam ya da yardımcısının yerine, şura üyelerinden biri atanır.

Azledilen ya da istifa eden Kaymakam ya da yardımcısının yerine yenisinin seçilmesi, köy ve ilçe şura üyelerinin oyları ile olacaktır. Kaymakam ya da yardımcısının yerine atanan ya da üyeliği düşen şura üyesinin yerine yeni üye için bir ay içerisinde seçime gidilecektir.

Şura Meclisi Üyelerinin, Kaymakam Yardımcısının ve kaymakamın Maaşları

Şura Meclisi maaşları, günün şartlarına uygun şekilde olacak ve miktarları, Kamu Personeli maaşları bölümünde açıklanmıştır.

Kaymakamın Şura üyelerine Hesap vermesi

Kaymakam, her ay toplanacak olan şura üyelerine bilgi verecek, şura üyelerinden, halktan gelen şikâyet ve eleştirileri dinleyecek, kendisine sunulan raporları alacak, varsa eksikliklerin giderilmesi için gereken talimatları verecektir. Ayrıca her Cuma günü, Cuma hutbesinde, yapılan bir haftalık işler konusunda ya da kimi gelişmeler hakkında halka bilgi verecek, valinin ve Yüksek Şura’nın kararlarını halka duyuracaktır.

Kaymakam, kendisine sunulan dilek, temenni, şikâyet ya da eksikliklerin giderilmesi konusunda yaptığı çalışmaları, bir sonraki ayda yapılacak şura toplantısında bir rapor halinde şura üyelerine verecektir.

İlçe Şura Meclisinin Görevleri

İlçe Şura Meclisi üyelerinin görevleri, Kamu Personeli Görevleri, Görevler Bölümünde açıklanmıştır.

İlçe Şura Meclisinin Toplanması

İlçe Şura Meclisi, her ayın son gününde kaymakam, kaymakamın olmaması durumunda kaymakam yardımcısının başkanlığında toplanacaktır.

C- İl Şura Meclisi Seçimi

(50 Kişi, nüfusu beşyüz binden fazla olan iller için 100; bir milyondan fazla olan iller için 200; beş milyondan fazla olan iller için 300 kişi,)

İl şura meclisi üyeleri, ilde oturan vatandaşların vereceği oylarla seçilir. Bu seçim, ildeki mahalle şura meclisi ve ilçe şura meclisi üyelerinin seçimi ile birlikte aynı gün yapılır. Seçime katılan vatandaşlar, bir mahalle şura üyeleri, bir de ilçe şura üyeleri, bir de il şura üyeleri için olmak üzere üç oy kullanacaklardır.

İl şura meclisi üyeleri, ilde mukim olan, ilin sorunlarını bilen halkı tanıyan kişiler arasından seçilir.

İl Şura Meclisine seçilecek üyelerde aranan şartlar

1- Müslüman ve eğitimli (üniversite ya da yüksekokul veyahut en az lise mezunu) olmaları,

2- Kur’an’ı ezbere ve yüzünden rahatça okumaları, Kur’ani ve İslâmi bilgi ile donanmaları, fıkıh bilgisine vakıf olmaları, İslâm tarihini çok iyi bilmeleri, aydın ve bilgi sahibi bulunmaları,

3- Hiçbir şekilde halka karşı herhangi bir suça karışmamış olmaları,

4- Büyük günah işlememeleri,

5- Çevrelerinde yardımsever ve cömert, insanlara karşı güleryüzlü, merhametli olmaları ve halk tarafından sevilmeleri.

İlk Şura Meclis üyeleri, mazbatalarını aldıktan sonra Kur’an üzerine yemin ederek görevlerine başlayacaklardır.

Şura Meclisi Üyelerinin Maaşları

Şura Meclisi maaşları, günün şartlarına uygun şekilde olacak ve miktarları, Kamu Personeli maaşları bölümünde açıklanmıştır.

Vali

İl valileri, Halife tarafından atanır; ancak vali yardımcıları, il şura meclisi üyeleri arasından seçilir.

Vali yardımcılarının seçimi

(Sayıları, illerdeki şura meclis üyelerinin 10/1oranına göre olacaktır)

İl şura üyelerinin seçiminden bir hafta sonra vali yardımcıları seçimi yapılacaktır. İl vali yardımcıları, ildeki mahalle muhtarlarının, ilçe şura meclisi üyelerinin ve il şura meclisi üyelerinin katılımıyla ile il Şura üyeleri arasından seçilecektir.

Vali yardımcıları adaylarında, yukarıda sayılan diğer özellikler yanında, Kamu Yönetimi, İktisat, Ekonomi, İşletme, Maliye, Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler, Uluslararası İlişkiler, Siyaset Bilimi, Hukuk gibi üniversitelerden mezun olma şartı aranacaktır.

Valinin görevleri

Vali, yardımcıları ile haftalık olarak bir araya gelerek ilin sorunları hakkında istişare eder. İl şura meclisinden gelen dilek, temenni ve şikâyetleri değerlendirir, her ay toplanacak olan şura üyelerine bilgi verecek, şura üyelerinden, halktan gelen şikâyet ve eleştirileri dinleyecek, kendisine sunulan raporları alacak, varsa eksikliklerin giderilmesi için gereken talimatları verecektir.

Vali, aynı zamanda Cuma imamıdır; her Cuma günü, Cuma hutbesinde, halka kimi gelişmeler hakkında bilgi verecek, Halifenin ve Yüksek Şura’nın kararlarını duyuracaktır.

Valinin diğer görevleri, Kamu Personeli Görevleri, Görevler Bölümünde açıklanmıştır.

İl Şura Meclisinin Görevleri

İl Şura Meclisi üyelerinin görevleri, Kamu Personeli Görevleri, Görevler Bölümünde açıklanmıştır.

İlçe Şura Meclisinin Toplanması

İl Şura Meclisi, her ayın son gününde valinin, valinin bulunmaması durumunda vali başyardımcısının başkanlığında toplanacaktır.

Üçüncü Aşama

D- Yüksek Şura Meclisi (Âlimler Şurası) (300 kişi)

Yüksek Şura meclisinin seçimi, köy, mahalle, ilçe ve il şuraları seçimleri bittikten iki hafta sonra halk tarafından seçilen ülkedeki köy, mahalle, ilçe ve illerdeki şura meclis üyelerinin verecekleri oylarla belirlenir. Yüksek Şura meclisine girecek âlimlerin seçimi, halk tarafından değil, ülke bazındaki şura meclis üyelerinin oyları ile olacaktır.

Yüksek Şura Meclisine seçilecek âlimler, Müslüman olmaları yanında öncelikle eğitim görmüş ilim ehli kimseler olacaklardır. Kur’an, Siyer, Hadis, İslâmi ilimler konusunda tam bir bilgiye sahip olacaklar, dünya siyasetini çok iyi bileceklerdir. Bunlar, hiçbir şekilde halka karşı herhangi bir suça karışmamış, büyük günah işlememiş olacaklar, çevrelerinde yardımsever, cömert, insanlara karşı güleryüzlü, merhametli kimseler olacaklardır.

Yüksek Şura Meclisi üyeleri, en yaşlı üyenin başkanlığında toplanarak Kur’an üzerine yemin ettikten sonra görevlerine başlayacaklardır.

Yüksek Şura Meclisi âlimlerinin seçiminden bir hafta sonra âlimler, en yaşlı üyenin başkanlığında toplanıp kendi aralarından birini Halife seçeceklerdir. Halifenin seçimi ile İslâm Devletinde seçimler sona erecektir.

Halife, Yüksek Şura Meclisi huzurunda, yüce Allah’ı ve Yüksek Şura Meclisi üyelerini şahit tutarak Kur’an üzerine yemin eder. Halife’nin yemin merasimi, ülkedeki tüm halkın izlemesi için canlı yapılır.

Halife, Emir el Mü’minundur; bu nedenle görev süresi, ömür boyudur, ancak görevini yapamayacak derecede hasta olması, (Allah korusun) irtidat etmesi, şirk ve benzeri büyük günahlardan birini işlemesi durumunda, Yüksek Şura Meclisi, acil toplantıya çağırılır ve toplanarak Halife’nin azlini verir.

Halife’nin, bir savaş durumlarında düşman ülkeler tarafından esir alınması hallerinde, Halifelik görevi bitmez, ancak Yüksek Şura Meclisi, Halife’nin görevini geçici olarak sürdürecek birisini Halife seçerler. Halifenin, düşman tarafından öldürülmesi ya da vadesi ile ölmesi durumunda, geçici Halife esas Halife olarak görevine devam eder.

Halife, atayacağı bakanları ve valileri kendisi seçer; Halife, bakanlarını, yüksek şura üyelerinden seçer, valileri, dışarıdan atar. Seçilen her bakan ve vali, Yüksek Şura Meclisi âlimleri tarafından güvenoyu ile tasdik edilirler.

Güvenoyu almayan bakan ya da valilerin, neden güvenoyu almadıkları, gerekçeleri ile beraber hem Halifeye, hem de güvenoyu alamayanlara yazılı olarak bildirilir.

Bir bakan ya da valinin, güvenoyu almamasını gerektirecek haller, ancak şeriata aykırı bir halinin bulunması, şura üyelerinde aranan niteliklere sahip olmamasıdır. Bunun dışında hiçbir gerekçe, bakan ya da valinin güvenoyu verilmesine engel olamaz.

Yüksek Şura Meclisi Üyelerinin Maaşları

Halife’nin ve Yüksek Şura üyelerinin maaşları, günün şartlarına uygun şekilde olacak ve miktarları, Kamu Personeli maaşları bölümünde açıklanmıştır.

 

mucahede@mucahede.com: 2015-03-23

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir