“Bu savaş, müslümanlara karşı bir Haçlı seferidir.” (ABD DİKTATÖRÜ Bush)
Emperyalizm tarihine bakıldığında emperyalizmin yaptığı savaşların çoğunun Haçlı Seferleri adı altında gerçekleştiği görülecektir. Özellikle İslam'ın ortaya çıkışı ve yayılışı ile başlayan Haçlı Seferleri adı ile anılan emperyalizmin gasp ve sömürü savaşları değişik tarihlerde zaman zaman şiddetlenmiş, kimi zaman ise alttan alta alevli bir ateş gibi yandığı halde, kimi nedenlerle üzeri küllenmiş görüntüsüne bürünmüştür. Ancak hiçbir zaman sönmemiş, ortadan kalkmamıştır; emperyalizm ve emperyalist duygular varolduğu sürece de bitmeyecektir. Haçlı Seferleri saldırganlık ve savaş dönemlerinde askeri güç olarak varlık gösterirken, savaş olmadığı dönemlerde politik olarak varlığını sürdürmüştür.
Haçlı seferlerinin günümüz organizatörü ABD emperyalizmi ve bu emperyalizmin başındaki diktatörü Bush'tur. Bush, İslam topraklarına saldırı bahanesi oluşturmak için kendi gizli örgütleri CIA ve FBI'ın organize ettikleri 11 Eylül olayının hemen akabinde, Afganistan'a saldıracağını ve bunun bir Haçlı Seferi olacağını tüm dünya basını önünde yukarıdaki ifadeleriyle açıklıyordu.
ABD diktatörü tarih boyunca Haçlıların müslümanlar karşısında aldıkları yenilgilerin intikamını almayı yukarıdaki sözleriyle ifade ederken emperyalist ve kafir birinin tavrını sergiliyordu. Aslında tarih boyunca düzenlenen Haçlı seferlerini hiçbir zaman hristiyanlar yapmamışlardı ve yapılan savaşlar, hristiyan–müslüman çatışması olmamıştı. Haçlı seferlerini, kendilerine karşı oluşan halkın tepkisini ve dikkatini dışarıya çevirmek, çıkar elde etmek ve emperyalist emellerine ulaşmak için Feodalite ve Burjuva'nın düzenlediklerini herkes bilir. Feodal ağalar ve Burjuva, halkı yanlarına almak için, düzenledikleri seferlere din kılıfı giydirmişler ve bunun müslümanların yayılmacılığına karşı bir Haçlı seferi olduğunu iddia etmişlerdi.
Şimdi aynı film yine vizyonda ve ABD emperyalizmi, başındaki diktatörü ile, Afgan doğal gazına ve Irak petrolüne çöreklenmek için, uyduruk bahanelerle, savaşlar yapıyor, masum insanları, günahsız çocukları katlediyor ve bunun adına Haçlı Seferi adını koyuyorlar. Oysa aynı emperyalizm daha önce Kore'ye, Vietnam'a, Küba'ya ve halkı hristiyan olan birçok ülkeye saldırmış, çeşitli bahanelerle Avrupa'da işgal üsleri kurmuştur. Peki halkları hristiyan olan bu ülkelera açtığı savaşları, ABD emperyalizmi hangi isimlerle adlandırmıştı?!
Emperyalizm kural tanımaz, belli bir din ve millete tabi değildir, bu nedenle sömürü ve gasp için her türlü kılığa girer, her türlü değeri istismar eder. ABD, emperyalist ve sömürgeci bir ülke olarak kendi mantığı içinde kendince haklıdır. Çünkü zorba bir güç olarak kendisini üstün görmekte, her türlü kuralsızlığı ve istismarı kendisi için bir hak olarak görmektedir. Emperyalizme destek veren çıkarcı ve yandaş ülkeler ile Kemalizm benzeri halklarından kopuk diktatör ve emperyalizmin uşağı ülkeler emperyalizmin tüm sömürü ve zorbalığına yardım ederler. “Küfür tek millettir”, bu nedenle zulüm ve sömürüde ortak olmaları doğaldır.
Anadolu'yu işgali altında tutup halkı inim inim inleten Kemalist diktatörlük, kendisinin varlık sebebi olan, Anadolu'yu işgalinde kendisine destek veren, bugün bile her vesile ile kendisini destekleyen emperyalizme uşak olması ve onun her emrini anında yerine getirmesi kendisi açısından normaldir. Zaten ABD emperyalizmi de Kemalizm'in bu uşaklığının ve teslimiyetinin nedenlerini çok iyi bilmektedir. Bu nedenle, zorba sistemin generallerini kendi hizmetçisi ve emireri olarak değerlendirir. Nitekim 12 Eylül 1980 kanlı ihtilalinin olacağı gece, ABD emperyalizminin önde gelen yöneticileri Kemalist generaller için “bizim çocuklar Türkiye'de bu gece ihtilal yapacaklar” diye beyanat verdiklerini dünya basını ile beraber Türkiye'deki basında da yayınlandı. Buradan da anlaşılacağı gibi, Kemalist generaller, emperyalizmin çocukları ve emir erleridirler. Buna, Kemalist generallerin, emekli olduktan sonra şükranlarını ifade etmek ve görevlerini emperyalizmin istekleri doğrultusunda ifa edip bitirdiklerini bildirmek için ABD'ye gidişleri ve oradan plaketler alışları da eklendiğinde bu gerçek daha net bir şekilde ortaya çıkmış olur. Çevik Bir, İsmail Karadayı vb. generallerin emekli olduktan sonra ayaklarının tozuyla ABD'ye gidip plaketler almaları, bunların kimlerin hizmetinde olduklarının apaçık göstergeleridir. Bütün bunlar, Kemalist generallerin neden Anadolu halkının dinlerinin, inanç değerlerinin, kültür, gelenek ve göreneklerinin düşmanı olduklarını ve her vesile ile halkın değerlerine saldırmalarının nedenini daha iyi ve açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Şu da bir gerçektir ki, yalnızca Kemalist generaller değil, dikta rejiminin tüm yöneticileri de ABD emperyalizminin uşakları, emir erleri ve maşasıdırlar. Bu yöneticiler, gerek göreve gelmeden önce, gerekse göreve geldikten sonra ABD'ye gidip izin ve icazet almakta, efendilerine gidip kendilerini takdim etmekte ve her emirlerine kayıtsız şartsız tabi olacaklarını bildirmektedirler. Bizzat ABD'de yetiştirildikten sonra Türkiye'ye idareci yapılan Demirel ve Çiller'le beraber Menderes, Ecevit, Özal, M.Yılmaz, Erbakan ve Erdoğan gibi kimseler de ABD'ye gidip icazet alan ve emperyalizmin her emrini kayıtsız şartsız yerine getirenlerdir. Özellikle dikta rejiminin son maşası Erdoğan, hizmet ve uşaklığına uygun bir parti kurmuş ve partisinin ismini görevine uygun koymuştur. AKP yani, Amerikan Kuklaları Partisi!
Dikta rejiminin general ve idarecileri ABD tarafından yapılan her türlü aşağılanmayı iltifat kabul etmekte, her türlü hakareti övgü olarak almaktadırlar. Örneğin ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz, Kemalist generallere ve onların şahsında diğer askerlere en ağır ifadeleri kullanıyor. Askerlerin başlarına çuval geçirip aşağılanıyor, hakaret ediliyor, diktatör Bush, Bakan Rumsfeld en ağır hakaretleri ararda sıralıyor, tehdit ve hakaret dolu ifadeler kullanıyorlar Kemalist diktatörlüğün temsilcileri için. Ancak bunca aşağılanma, hakaret, tehdit ve küçümsemeler karşısında Kemalist diktatörlüğün temsilcilerinden en küçük bir tepki gelmiyor. Hatta tepki şöyle dursun, Amerika Kuklaları Partisi'nin Dışişleri Bakanı Gül, ABD'nin gerçek dostları olduğunu, dostluklarının (daha doğru ifadeyle uşaklıklarının) süreciğini sırıtarak ifade ediyor. Üstüne üstlük bu bakan, kalkıp efendilerinden özür dilemek için ABD'ye gidiyor, orada da aynı küçümsemeyle karşılanıyor, o ise, her zamanki meşhur sırıtışı ile, ABD ile dost olduklarını söylüyor.
Amerikan Kuklaları Partisi ve maşalığını yaptıkları zorba Kemalizm, ABD ile efendi-uşak ilişkisi içinde dost(!) olabilirler; peki ya Kemalizm'in ve emperyalizmin zulüm ve baskısı altında inim inim inleyen, “kafirden dost, köpek derisinden post olmaz” diyen, Kemalizm'den, onun temsilcilerinden ve emperyalizmden tiksinip nefret eden inançlı Anadolu insanı ve pırıl pırıl evlatları gençler?! Anadolu insanı, askerocağını peygamberocağı bilir ve asker çocuklarına conki ya da coni değil, Peygamber Hz. Muhammed(as)'in “Mehmetçik” adını verir.
Asker Mehmetçik, dini, inancı, ülkesi ve kutsal değerleri için askerlik görevini yapar, ancak ne yazık ki Mehmetçik, Anadolu'nun Kemalizm tarafından işgal edilmesinden sonra Kemalist diktatörlüğün korunması için kullanılmıştır. Zorba sistem, Anadolu gençlerini kullandığı yetmiyormuş gibi, üstüne üstlük Kemalist generaller, geleneksel de olsa, imanlı, ahlaklı, kutsal değerlerine, gelenek ve göreneklerine bağlı askerlerin koruması altında, onların gözünün içine bakarak İslam'a, İslami değerlere ve müslümanlara ağızlarının salyalarını akıtarak hakaret etmiş, küfür ve bağnazlıklarını inançlı askerlerin gölgesine sığınarak yapmışlardır.
Kemalist diktatörlüğün generalleri ve yöneticileri, emperyalizme hizmette yarışabilir, emperyalizmin çıkarlarını koruyabilirler. Ancak Anadolu'nun inançlı gençlerine emperyalizmin çıkarlarını feda edemezler. Buna onların ne hakları, ne de yetkileri vardır.
Anadolu gençleri, Kemalist diktatörlük tarafından ABD emperyalizminin çıkarları için feda ediliyor! Kemalizm uğruna bu zorba sistemi korumak için boşu boşuna can verip hiç uğruna öldükleri yetmiyormuş gibi, şimdi de emperyalist ABD'nin conileri Irak'ta öldürülmesin, onlar yaşasın diye Anadolu gençleri onlara feda ediliyor, hedef tahtası yapılıyor. Daha önce de yine ABD çıkarları ve sömürüsüne yardımcı olmak için Kore'de boşu boşuna ölmüşlerdi. Şehadet ve şehitlik; Allah yolunda mücadele ederken ölmektir; oysa Kemalizm ve ABD uğrunda ölmek, yokolup gitmek ve kafirler uğrunda can verildiği için de cehennemde ebediyen yanıp helak olmaktır.
“İman edenler Allah yolunda savaşırlar, kafirler de tağut (düzenler) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostları (kafirler) ile savaşın, çünkü şeytanın tuzağı zayıftır.” (4 Nisa, 76)
Anadolu halkının genç nesilleri, şeytanın dostu tağuti zorbalığa askerlik yapıp yüce Allah(cc) indinde sorumlu oldukları, günaha ve küfre girdikleri, küfür yolunda can verip helak oldukları yetmiyormuş gibi, bir de büyük şeytan, azgın terörist, kafir emperyalist ABD'nin çıkarı için gidip müslüman Irak mücahitleriyle savaşacaklar, müslüman mücahitlerin kurşunlarına hedef olup kafir olarak cehennemi boylayacaklar.
Kemalist diktatörlük Irak'a, ABD askeri coniler ölmesin diye, Anadolu gençlerini ölüme gönderiyor. Yani Anadolu insanı, büyük şeytanın yanında Haçlı (!) ordusuna katılıp müslüman Arap mücahitlerden intikam almaya gidiyor ya da gönderiliyor. Bu ne büyük bir küstahlık ve ne büyük bir ahmaklık!
Amerikan Kuklaları Partisi'nin (AKP) zulüm bakanı, hapishane celladı Cemil Çiçek adlı kafir, Amerika'nın gerçek dost olduğunu, gerçek dostu ABD'ye karşı Iraklı aşiret reisleriyle beraber olmayacağını söylüyor. Zaten istese de Iraklı müslüman mücahitlerle beraber olamaz; çünkü şerefi emperyalist kafirlerin yanında arayan, şereften ve imandan yoksun cezaevi celladının, şerefli ve imanlı olan Iraklı müslüman mücahitlerinin yanında bulunması zaten mümkün değildir. Cezaevi celladı ve Amerikan Kuklaları Partisi'nin diğer piyonlarının sonu Saddam diktatöründen daha kötü olacak. ABD, Saddam'ı kullanıp kullanıp çöpe attığı gibi, AKP'li kuklalarını da yakında bir çöplüğe fırlatacaktır.
ABD ile yandaşları, İslam'dan ve müslümanlardan, tarihte uğradıkları hezimetlerin, yenilgilerin intikamlarını alıyorlar. Bunun için küfür tek millet olmuş, saldırıyor, terör estiriyorlar. Kemalist diktatörler de efendilerinin yanında İslam topraklarına saldırıyor, genç yavrularımızı coniler ölmesin diye hedef tahtası olarak müslümanların kurşunlarının önüne sunuyor. Dikta rejimi, kendi askerlerini, ABD askeri için helak ediyor. Kemalist zorbalık, Anadolu halkından intikam alıyor; her on yılda bir yaptığı kanlı ihtilaller ve zorba muhtıralarla halkın gözünü korkutamayan, halkı sindiremeyen dikta rejimi son çare olarak ABD emperyalizminin çıkarlarını korumak, ABD conilerini ölmekten korumak için Anadolu halkının çocuklarını ölüme gönderiyor. Zorba sistem, Kore, Afganistan, Somali, Irak ve daha birçok yerde bu gençleri ABD için feda etmiştir. Ancak halkın zorba sistemden alacağı intikam çok daha şiddetli, çok daha acı olacaktır.
Bugün ABD'nin bir numaralı destekçileri Polonya, Irak'ta tehlikeli bölgeden askerini çekiyor, ABD conilerine orayı bırakıyor, İspanya, Avustralya, Japonya Irak'a asker göndermekten vazgeçiyor; ABD'nin maşaları BM ve Dünya bankası, görevlilerini Irak'tan çıkarıp Lübnan'a yerleştiriyor, Fransa, Almanya ABD'ye karşı her türlü karşı çıkışlar yapıyorlar iken, emperyalizmin uşağı Kemalist diktatörlüğün generalleri ile AKP(Amerikan Kuklaları Partisi)'nin elemanları bir araya gelip askeri nasıl Irak cehennemine süreceklerinin hesaplarını yapıyorlar. Çünkü efendileri ABD öyle emretmiş, bu emir, Kemalizm'in generalleri ve sivil kadroları için mutlaktır; itiraz edilemez, savsaklanamaz.
Amerikan Kuklaları Partisi (AKP) yöneticileri, kendilerini iktidara (!) getiren ABD'ye nimet borçlarını ödemek ve iktidarda (!) biraz daha Kemalizm'in maşalığını yapabilmek için bu intikam savaşında müslümanlara karşı kafir ABD saflarında yer alıyor, askerleri, conileri kurtarmak için feda ederek cehenneme gönderiyor. Elbette Iraklı müslüman mücahitler, Irak'ı kafirler ve onların yardakçıları için cehenneme çevirecek, orada hiç uğruna ölen Kemalist askerler de ahiretteki ebedi cehenneme gireceklerdir.
İslamcı basın, Kuklalar Partisi'ne destek olmak, Kemalist diktatörlüğü kızdırmamak ve basit dünyevi çıkarlarını tehlikeye sokmamak için intikam ya da Haçlı (!) savaşında, kafirlerin safında savaşa sokulan askerlerin Irak'a gönderilmesine ses çıkarmıyor, dilsiz şeytanlık görevlerini ifa ediyorlar. İslamcı basının İslami bir kimliği ve kişiliği yok, bu nedenle şeytani tavırları anlaşılıyor; peki ya kandırdıkları halk nezdinde rezil olduklarını hiç düşünmüyorlar mı?!
Irak, Afganistan, Ortadoğu, Anadolu vb. yerler İslam toprağı, buralardaki halk bugün İslam'dan uzaklaşmış, uzaklaştırılmış olsa bile bu gerçek değişmez. İslam topraklarını işgal eden emperyalist kafirlerin yanında, safında bu işgale ortak olmak ve müslüman mücahitlere karşı savaşmak, küfür ve azgınlıkta haddi aşmak, yüce Allah'a isyanda doruk noktaya ulaşmaktır. Bu isyan ve azgınlığın hesabı kafirlerden, onların kuklaları mürted ve müşrik AKP(Amerikan Kuklaları Partisi)'nin yöneticilerinden ve Kemalizm'in koruyucularından mutlaka sorulacak, onlar dünyada rezil ve rüsvay, ahirette de aşağılık yaratıklar olarak cehennemin odunu olacaklardır. Bu süreç uzak değildir. Kafir emperyalistler ve onların kuklaları bilmelidirler ki, İslam'a, İslami değerlere ve İslam beldelerine yapılan düşmanlıkların ve saldırıların hesabı mutlak sorulacak ve tarihte birçok örneği görüldüğü üzere kafir emperyalistler ve onların kuklaları er geç yerle bir olacaklardır.
Yüce Allah(cc), mutlaka kendi dinine yardım edecek ve müslümanlar yüce Allah'ın izni ve rahmeti, yardım ve mağfiretiyle galip geleceklerdir; yeter ki Kur'ani gerçeklere dönülsün, yüce Allah'a gereği gibi kulluk yapılsın.
“…Allah, kendi(dini)ne yardım edenlere mutlaka yardım eder. Elbette Allah, güçlüdür, üstündür.” (22 Hac, 40)
Ramazan Yılmaz:
Bir yanıt yazın