Günümüzde Müslümanların, Batı Hrıstiyan ve Yahudi toplumları ile adeta içiçe girdikleri bir dönem yaşanıyor. Kendilerini İslâm’a nispet edenler, diğer din mensupları ile içiçe girdikleri bu dönemde sosyal ilişkiler yanında bireysel ilişkilerde de bulunulmakta, doğal olarak bilebildikleri kadar inançları ile bu diğer din mensupları ile sürdürdükleri ilişkiler arasında sıkışıp kalmaktadırlar.
Ehli kitap ile sosyal ve ticari ilişkiler, elbette Müslümanları harama sokmayacak, Rab’leri indinde sorumluluk yüklemeyecek ölçülerde olmalıdır. Ancak bazı kimseler, sosyal ilişkilerle evlilik ilişkilerini ayırt edemedikleri için Müslüman olduklarını iddia eden birçok kimse, İslâmi hükümleri bilmedikleri için Ehli Kitap kadınları ile evlenmektedirler.
İnsanların bu sorunlarını gidermeye yönelik sağlıklı bir çalışma bulunmadığı için insanlar, Kur’ani gerçekliği gereği gibi bilmeyen kişilerin yanlış fetva ve yönlendirmeleri ile haramlara bulaşmaktadırlar. Kur’ani ölçüler içerisinde, Rasulullah (as)’ın en güzel örnekliği esas alınarak konuyu açmakta inşaAllah fayda mülahaza edilmektedir.
Bir konunun İslâm nokta-i nazarında ne ifade ettiğini incelerken başvurulacak yegâne kaynak yalnızca Kur’an’ı Kerim ve Rasulullah (as)’ın bu konudaki uygulamasıdır. İslâm’ın temel kaynağı olan Kur’an’da bir konu araştırılırken, bunun Kur’an bütünlüğü içerisinde yapılması ve kesinlikle diğer ayetlerle çelişmemesi gerekmektedir. Aksi halde araştırma konusunda yanlış sonuçlara gidileceği gibi Kur’an’da çelişki varmış görüntüsü uyandırılacağı için yüce Allah üzerine de iftira atılmış olunacak ki bu durumda, buna sebebiyet veren kimse yüce Allah’a hesabını veremez.
Bir Müslümanın, ehli Kitap kadınları ile evlenmesi konusunu, öncelikle Kur’ani hükümler doğrultusunda belli başlıklar altında incelemekte yarar vardır ki doğru sonuçlara ulaşılabilsin. Bir Müslüman Hrıstiyan veya Yahudi ile evlenebilir mi konusu, belli başlıklar altında incelenebilir.
1- Ehli Kitap kimlerdir, 2- Müslüman bir kişi kimlerle evlenebilir, 3- Kur’an’ın kendileriyle evlenilmesine ve yemeklerinin yenilebileceğine izin verdiği Ehli kitap kimlerdir.
1- Ehli Kitap kimlerdir
Kur’an’ı Kerim Ehli Kitabı iki gruba ayırır. Bunlarda birincisi, kâfir ve müşrik olan ve Müslümanlara düşmanlık yapan Ehli Kitap mensupları; ikincisi, Müslümanlara dost olan ve Kur’an’ın övdüğü Ehli Kitap mensupları olmak üzere iki gruptur.
Kâfir ve müşrik olan Ehli Kitap mensupları
Kur’an’ı Kerim, kâfir ve müşrik olan Ehli Kitabın kimler olduklarını ve bunların Müslümanlara karşı tutum ve davranışlarının ne olduğunu birçok ayeti kerimede bildirir.
“Kitap ehlinden kâfirler ve müşrikler, şüphesiz size Rabb’inizden bir hayır indirilmesini arzu etmezler; oysa Allah, rahmetini dilediğine tahsis eder, Allah, büyük lütuf sahibidir.” (Bakara, 105)
“Kitap ehlinden bir grup istedi ki sizi saptırsınlar; kendilerinden başkasını saptırmıyorlar, farkında değiller. Ey Kitap ehli, Allah’ın ayetlerini niçin inkâr ediyorsunuz; oysa siz, şahit olanlarsınız! Ey Kitap ehli, niçin Hakkı bâtılla karıştırıyorsunuz ve bildiğiniz halde Hakkı gizliyorsunuz!
Kitap ehlinden bir grup dedi ki: ‘İman edenlere indirilene, günün önünde inanın, sonunda inkâr edin; belki (onlar da) dönerler.” (Al-i İmran, 69–72)
“De ki: ‘Ey Kitap ehli, Allah yaptıklarınıza şahit iken niçin Allah’ın ayetlerini inkâr ediyorsunuz? De ki: ‘Ey Kitap ehli, niçin iman edenleri Allah yolundan çevirmeğe, şahit olduğunuz halde, onu eğriltmeye çalışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.
Ey iman edenler, şayet Kitap verilenlerden bir gruba itaat ederseniz, imanınızdan sonra sizi kâfirler olarak geri döndürürler.” (Al-i İmran, 98–100)
“Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lanetledik ve kalplerini katı yaptık; kelimelerin yerlerini değiştirdiler, o nedenle öğütlenen şeyi muhafaza etmediler ve unuttular. Onlardan pek azı hariç, onların hainliklerine daima muttali olursun, bu yüzden onlardan vazgeç ve yüzçevir, şüphesiz Allah, güzel davrananları sever.
Biz Hrıstiyanız diyen kimselerin sözünü almıştık, fakat unuttular, kendilerine öğütlenen şeyi muhafaza etmediler, bu yüzden kıyamet gününe kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. Yakında Allah, yapmakta oldukları şeyleri onlara açıklayacaktır.” (Maide, 13–14)
“Andolsun Allah, Meryem oğlu Mesih’tir’ diyenler kâfir olmuşlardır. De ki: ‘O halde, Meryem oğlu Mesih’i, annesini ve yeryüzünde olanların hepsini helâk etmek istese, Allah’a karşı kim bir şeye maliktir?’ Göklerde, yerde ve ikisinin arasında bulunanların mülkü Allah’ındır; dilediğini yaratır, Allah, her şeye kadirdir.” (Maide, 17)
“Andolsun, ‘Allah, ancak Meryem oğlu Mesih’tir’ diyenler kâfir olmuşlardır. Mesih demişti ki: ‘Ey İsrail oğulları, benim Rabb’im ve sizin Rabb’iniz Allah’a kulluk edin; zira kim Allah’a şirk koşarsa muhakkak ki, Allah ona cenneti haram etmiştir ve onun varacağı yer ateştir; zalimlerin bir yardımcıları yoktur!
Andolsun Allah, ‘Üçün üçüncüsüdür’ diyenler kâfir olmuşlardır; İlah Bir’dir, başka hiç bir ilâh yoktur. Eğer dedikleri şeylerden vazgeçmezlerse onlardan kâfir olanlara acıklı bir azap dokunacaktır.” (Maide, 72–73)
“O’na dini halis kılan Hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekâtı vermeleri dışında emredilmemişti; işte doğru din budur. Şüphesiz Kitap ehlinden kâfirler ve müşrikler, orada sürekli olarak cehennem ateşindedirler; işte onlar, mahlûkatın en şerlisidir.” (Beyine, 5–6)
Yukarıdaki ayetlerden ve benzeri daha birçok ayetten de anlaşılacağı üzere Ehli Kitab’ın, gerek kendilerine indirilen kitabı saklayıp gizlemeleri ve o kitaplarının emrettiği doğrultuda yaşamamaları, gerek yeni gelen Kur’an’a iman etmemeleri ve gerekse yüce Allah’a çocuk isnat edip iftira etmeleri nedeniyle kâfir ve müşrik oldukları anlaşılıyor. Bu hususa özellikle dikkat etmek gerekir!
Müslümanlara dost olan ve Kur’an’ın övdüğü Ehli Kitap mensupları:
Kur’an’ı Kerim, kitap ehlinin hepsinin aynı olmadıklarını bunların içerisinde gerek kendilerine indirilen kitaba ve gerekse Muhammed(as)’a indirilen yüce Allah’ın ayetlerine iman eden, bu ayetler doğrultusunda yaşayan kimselerin de olduğunu bildiriyor.
“Hepsi aynı değildir, Kitap ehlinden, bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. Allah’a ve ahiret gününe iman ederler, iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlarda yarışırlar; işte onlar salih kimselerdir. Onlar, hayırdan ne yaparlarsa inkâr edilmeyecektir, Allah, muttakileri bilir.” (Al-i İmran, 113–115)
“Doğrusu Kitap ehlinden bazı kimseler, Allah’a iman ederler, size indirilene ve kendilerine indirilene Allah için derin bir saygı duyarlar; Allah’ın ayetlerini az bir değere satmazlar; işte onlara Rab’leri katında mükâfatlar vardır; şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.” (Al-i İmran, 199)
“Lakin onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve Mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; namazı kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve ahiret gününe iman edenlerdir. İşte onlara yakında büyük bir mükâfat vereceğiz!” (Nisa, 162)
“Gerçekten iman edenler, Yahudiler, Sabiiler ve Hrıstiyanlardan, Allah’a ve ahiret gününe iman eden ve salih amel işleyenlere korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.” (Maide, 69)
“İman edenlere düşman olan insanların en şiddetlisi olarak Yahudileri ve müşrikleri bulursun. İman edenlere sevgice en yakınları da ‘Biz Hrıstiyanlarız’ diyenleri bulursun, bu, onların içlerinde keşişler ve rahipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar. Rasul’e indirileni duydukları zaman, tanıdıkları Haktan dolayı gözlerinin yaşla dolduğunu görürsün; derler ki: ‘Rabb’imiz, iman ettik, bizi şahitlerle beraber yaz! Biz, neden Allah’a ve bize gelen gerçeğe iman etmeyelim ki; gerçekten Rabb’imizin bizi salihler arasına katmasını umuyoruz!’
İşte bu sözlerinden dolayı Allah onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler verdi; iyilik edenlerin mükâfatı işte budur!” (Maide, 82–85)
“Onlar, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları Rasul’e, o ümmi Nebi’ye uyarlar. Onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder; onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar, onlardan ağırlıklarını ve üzerlerinde olan bağları kaldırır. Artık ona iman edenler, ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla beraber indirilen nura tabi olanlar, işte kurtuluşa erenler onlardır.” (A’raf,157)
“Bundan önce kendilerine Kitap verdiklerimiz, ona iman ederler; Onlara okunduğu zaman: ‘Ona iman ettik, muhakkak ki o, Rabb’imizden gelen Haktır, gerçekten biz ondan önce de Müslümanlardan idik’ derler. İşte onlara, sabretmelerinden dolayı mükâfatları iki defa verilir ve onlar, kötülüğü iyilikle savarlar, rızıklandırdığımız şeylerden infak ederler.” (Kasas, 52–54)
Yukarıdaki ayetlerde ve daha birçoğunda kitap ehlinden bazılarının gerçekten iman ettikleri bildirilmektedir. Ayetler dikkatlice okunduğunda bu kitap ehli kimselerin, yüce Allah’ın rızasını kazanmaya çalıştıkları, Rab’lerinin ayetlerine karşı duyarlı oldukları görülecektir. Müslümanların, kadınlarıyla evlenecekleri ve yemeklerini yiyebilecekleri kitap ehli kimseler bunlardır. Bu bir:
İkincisi: Kitap ehli kavramı Rasulullah (as) dönemde bir tanımlama, bir kavramdı. Buradan hareketle o topluma bu isim verilmişti, tıpkı o gün yaşayan diğer toplulukların başka isimlerle anıldıkları ve tanındıkları gibi. Bugün kitap ehli olabilecek kimseler olmadığı gibi, zaten insanların tanınmaları da başka isimlerle yapılmaktadır. Bugün yaşayan ve çok az sayıda bulunan kitap ehlinden kimseler ise, ilk bölümde tanımlanan ehli kitaptır ve bunlar kâfir ve müşrik kimselerdir. Bugünkü Hrıstiyan âlemi çoğunlukla ateist inkârcılardır.
Müslüman bir kişi kimlerle evlenebilir
Kur’an’ı Kerim, Müslümanların dünyadaki her davranışına, her iş ve ilişkilerine çözümler sunduğu gibi, evlenme konusundaki ilişkilerine de çözümler getirmiş ve Müslümanların bu belirlenen kurallar doğrultusunda hareket etmelerini onlardan istemiş ve buna uyulmasını imani bir zorunluluk olarak belirtmiştir.
Kur’an’ı Kerimde Müslümanların kimlerle evlenebileceklerini teferruatlı olarak ve apaçık bir şekilde ortaya koyar. Bu konuda, belli başlı ayetlere bakılacak olursa Müslüman kimlerle evlenebileceğini çok açık bir şekilde görür. Bu ayeti kerimeler:
“Zina eden erkek, zina eden veya müşrik kadından başkasını nikâhlayamaz; zina eden kadın da zina eden veya müşrik erkekten başkasını nikâhlayamaz; bu, Mü’minlere haram kılınmıştır.” (Nur, 3)
“Pis (müşrik) kadınlar, pis erkeklere; pis erkekler pis kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere; temiz erkekler de temiz kadınlaradır. Bunlar onların dediklerinden uzaktırlar, bunlara, bağışlama ve değerli bir rızık vardır.” (Nur, 26)
“Müşrik kadınlarla, hoşunuza gitse dahi, iman edinceye kadar evlenmeyin; Mü’min bir cariye, müşrik kadından iyidir; müşrik erkekler de, hoşunuza gitse dahi, iman edinceye kadar, onları (kadınlarınızla) evlendirmeyin. Mü’min bir köle, müşrik adamdan iyidir. Onlar, ateşe çağırıyorlar, Allah ise, izniyle cennete ve mağfirete çağırıyor. İnsanlar için ayetlerini açıklıyor belki düşünürler.” (Bakara, 221)
“Ey Nebi, şüphesiz Biz senin için mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın ganimetlerinden elinin altındakileri, amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını, teyzenin kızlarını, seninle beraber hicret edenleri ve Mü’min bir kadın, kendisini Nebi’ye hibe eder ve Nebi de kendisini nikâhlamak isterse helal kıldık. Bu, sana mahsustur, Mü’minler bunun dışındadır. Gerçekten Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunanlar hakkında onlara, ne farz kıldığımızı biliyoruz ki sana bir zorluk olmasın. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Ahzab, 50)
“Ey iman edenler, Mü’min kadınlar, muhacir olarak size geldiği zaman onları imtihan edin; Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Şayet onların Mü’min olduklarını bilirseniz, onları kâfirlere geri döndürmeyin; bunlar onlara helal değildir; onlar da bunlara helal değildir. Onların (bu kadınlara) harcadıklarını verin, mehirlerini kendilerine verdiğiniz takdirde bunlarla evlenmenizde sizin üzerinize bir günah yoktur. Kâfir kadınların nikâhlarını tutmayın, (onlara) harcadığınızı isteyin; onlar (kâfirler) de harcadıklarını istesinler, bu size Allah’ın hükmüdür, aranızda hükmediyor. Allah bilendir, hâkimdir.” (Mümtehine, 10)
Bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere Müslümanların kimlerle evlenecekleri açıkça belirtilmiştir. Buna göre Müslümanlar, ancak Müslümanlarla evlenebilirler; kâfir, müşrik ve zina edenlerle hiçbir şekilde evlenemezler. Maide suresi 5. ayetinde belirtilen husus, kitap ehlinden ancak yüce Allah’a, bize indirilen Kur’an’a iman edenleriyle evlenilebilir ki bunlar, aşağıdaki ayetlerde bildirildiği gibi olanlarıdır.
“Hepsi aynı değildir, Kitap ehlinden, bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. Allah’a ve ahiret gününe iman ederler, iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlarda yarışırlar; işte onlar salih kimselerdir. Onlar, hayırdan ne yaparlarsa inkâr edilmeyecektir, Allah, muttakileri bilir.” (Al-i İmran, 113–115)
“Doğrusu Kitap ehlinden bazı kimseler, Allah’a iman ederler, size indirilene ve kendilerine indirilene Allah için derin bir saygı duyarlar; Allah’ın ayetlerini az bir değere satmazlar; işte onlara Rab’leri katında mükâfatlar vardır; şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.” (Al-i İmran, 199)
Bugünkü kitap ehli zannedilen batılı kadın ya da erkekler, yukarıda da ifade edildiği üzere ya ateist ya da en azından Hz. İsa (as)’ın Allah’ın oğlu olduğu düşüncesindedirler ki bunlar, müşrik kimselerdir ki, Kur’an da zaten müşriklerle evlenmeyi yasaklamaktadır. Maide suresi, 5. ayetinde sözü edilen ehli kitap kadınlarına bakıldığında bunların iman eden kadınlar oldukları görülecektir ki, ilgili ayetin sonunda “Kim inanmayı kabul etmezse, onun ameli boşa çıkmıştır ve o, ahirette kaybedenlerdendir.” İfadesiyle belirtilmiştir. Şayet bugünkü mantıkla anlaşıldığı gibi hareket edilirse, kitap ehlinin yemeklerinin de yenmesi gerekir ki, bu yemeklerin içerisinde domuz eti de vardır.
“Bugün sizin için temiz şeyler helâl kılındı; kendilerine Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin yemeğiniz de onlara helaldir. Mü’min kadınlardan namuslu olanlar ve sizden önce Kitap verilenlerden namuslu kadınlar -zina etmeksizin ve gizli dost tutmaksızın, mehirlerini verdiğiniz zaman- size helaldir. Kim inanmayı inkâr ederse, onun ameli boşa muhakkak çıkmıştır ve ahirette hüsrana uğrayanlardandır.” (Maide, 5)
Ayete dikkat edilirse, “Bugün sizin için temiz şeyler helâl kılındı;” buyuruluyor ki, Nur suresinde pis kadın ve erkeklerin ancak birbirlerine olacağı, Nur suresi, 3. ayette de müşriklerin -ki müşrikler pistir- Mü’minlere nikâhlarının haram olduğu bildirilmişti.
Pis (müşrik) kadınlar, pis erkeklere; pis erkekler pis kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere; temiz erkekler de temiz kadınlaradır. Bunlar, onların dediklerinden uzaktırlar, bunlara, bağışlama ve değerli bir rızık vardır.” (Nur, 26)
Maide, 5. ayetinde dikkat edilirse Mü’min kadınlarla Kitap ehlinden kadınları, aynı özelliklerle anılıyor. Bu ise, Ehli Kitabın müşrik ve kâfir kadınları ile evlenilmeyeceğini apaçık bir şekilde gösteriyor.
Ramazan Yılmaz: 2017.09.04
Bir yanıt yazın