Hamd, \u015fa\u015fk\u0131nl\u0131k içinde ç\u0131rp\u0131nan be\u015feriyete, indirdi\u011fi vahiyle yol gösterip hidayete erdiren; indirdi\u011fi Kur’an’la karanl\u0131klar\u0131 ayd\u0131nl\u0131\u011fa, tefrikay\u0131 vahdete erdiren; dü\u015fmanl\u0131klar\u0131 karde\u015fli\u011fe çeviren; küfrün, \u015firkin, zulüm ve adaletsizli\u011fin yeryüzünden kald\u0131r\u0131lmas\u0131n\u0131, yerine hakk\u0131n, adaletin ve iman\u0131n yerle\u015ftirilmesini isteyen; mü’min kullar\u0131na mücadelelerinde yard\u0131mc\u0131 olan; Kelime-i Tevhid’e, tevhid-i kelime ile ula\u015f\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 bizlere bildiren, alemlerin Rabb’i, meliki, maliki ve ilah\u0131 olan Allah’ad\u0131r. <\/p>\n
Selam, vahyi esaslar\u0131 insanlara duyurmaya çal\u0131\u015f\u0131rken, ça\u011flar\u0131n\u0131n diktatörleri taraf\u0131ndan inkar edilip zulme, bask\u0131ya, \u015fiddete, i\u015fkenceye maruz kalan, bu u\u011furda kimileri öldürülüp \u015fehit edilen, kimileri yurtlar\u0131ndan sürülen rahmet elçileri Rasullere ve hayat\u0131 bahas\u0131na Kur’an mesaj\u0131n\u0131 bizlere ula\u015ft\u0131ran bu u\u011furda yerinden yurdundan sürülen en güzel örne\u011fimiz ve biricik önderimiz Hz. Muhammed(as)’a ve onu örnek edinen, onun gibi yerlerinden yurtlar\u0131ndan sürülen tevhid erlerine olsun. <\/p>\n
Bir din, bir dü\u015fünce ya da bir ideolojiyi anlaml\u0131, anla\u015f\u0131l\u0131r ve etkin k\u0131lan en önemli etken, hiç \u015füphesizdir ki, o din, dü\u015fünce ya da ideolojiyi ifade eden kavramlard\u0131r. <\/p>\n
Bir dini, bir dü\u015fünceyi, bir ideoloji ya da inan\u0131\u015f biçimini etkisiz k\u0131lman\u0131n, onu ya\u015fan\u0131r halden ç\u0131karman\u0131n ve hatta oldu\u011fundan ba\u015fka bir \u015fekle dönü\u015ftürmenin en etkin ve en k\u0131sa yolu da hiç \u015füphesizdir ki, söz konusu o din ve dü\u015fünceye hayatiyet kazand\u0131ran kavramlar\u0131n içini bo\u015faltmak ya da o kavramlara oldu\u011fundan ba\u015fka anlamlar yüklemekten geçer. <\/p>\n
Küfür, \u015firk, nifak ve f\u0131sk gibi sap\u0131k dü\u015fünce sahipleri ve \u0130slâm’\u0131n kar\u015f\u0131s\u0131ndaki \u015fer güçleri yüzy\u0131llar boyunca güç yetirip yeryüzününden kald\u0131rmaya muvaffak olamad\u0131klar\u0131 \u0130slamî hayat tarz\u0131n\u0131 ve nizam\u0131n\u0131, ona hayat\u0131yet kazand\u0131ran kavramlar\u0131n içlerini bo\u015faltarak ya da anlamlar\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirerek hayattan kald\u0131rmaya muvaffak olmu\u015flard\u0131r. Bunun sonucunda \u0130slâm, isim olarak varolmas\u0131na ve insanlar taraf\u0131ndan kabul edilmesine ra\u011fmen, bir sistem ve hayat nizam\u0131 olarak bugün maalesef hayatta yoktur. <\/p>\n
Anlam\u0131 kayd\u0131r\u0131l\u0131p de\u011fi\u015ftirilen kavramlardan biri de Hicrettir <\/em>. Hicret nedir? Hangi \u015fartlarda hicret edilir? Hicreti olu\u015fturan durumlar nelerdir? Her kaç\u0131\u015f ya da belli baz\u0131 \u015fartlar gere\u011fi yer de\u011fi\u015ftirmek hicret midir? Muhacir kime denir? Hicret ibadet midir? Tüm bu sorulara Kur’an \u0131\u015f\u0131\u011f\u0131nda cevap vermeye çal\u0131\u015fal\u0131m. <\/p>\n Bir hareketin yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131na muvaf\u0131k ve ibadet olabilmesi için, o hareketin mutlaka Kur’an’da belirtilen esaslara uygun olmas\u0131 ve yaln\u0131zca yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131 için yap\u0131lmas\u0131 gerekir. Aksi halde \u015fekil ve isim olarak do\u011fru olsa bile içerik olarak bo\u015f, anlams\u0131z ve yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131ndan uzak bir hareket olacakt\u0131r. \u015eehitlik konusunu örnek verecek olursak: Kur’an-\u0131 Kerim \u015fehitli\u011fi, yani \u015fehit olmay\u0131 ancak Allah yolunda ölmek ya da öldürülmek \u015feklinde ifade etmekte, bunun d\u0131\u015f\u0131ndaki bir ölüm yada öldürülmenin \u015fehitlik olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 bildirmektedir. Oysa \u0130slâmi kavramlar\u0131n anlamlar\u0131n\u0131 bilerek kar\u0131\u015ft\u0131ranlar, hatta \u0130slâm dü\u015fmanlar\u0131 bile, gayri \u0130slâmi ve bât\u0131l olan dü\u015fünceler ve ideolojiler u\u011frunda ölenleri, hatta \u0130slâmi de\u011ferlere sald\u0131r\u0131rken ölenleri bile \u015fehit olarak adland\u0131rmaktad\u0131rlar. <\/p>\n Bir din ya da dü\u015fünce tarz\u0131, ancak kendisine özgü kavramlar\u0131 ile tan\u0131mland\u0131\u011f\u0131 zaman bir anlam ifade eder ve hem net olarak anla\u015f\u0131lmas\u0131 kolayla\u015f\u0131r, hem insanlar taraf\u0131ndan daha net bir \u015fekilde alg\u0131lan\u0131r, hem de o din ya da ideolojiyi kabul edenler, neyi, niçin kabul ettiklerini ve kabul ettikleri dinin kendilerinden ne istedi\u011fini bilerek kabul ederler. <\/p>\n Hicret de, anlam\u0131 istismar edilmi\u015f, de\u011fi\u015ftirilmi\u015f, oldu\u011fundan farkl\u0131 gösterilmi\u015f kavramlardan biridir. Bu yüzden de anas\u0131na-babas\u0131na küsüp evini bark\u0131n\u0131 terkedenden ekmek paras\u0131 için gurbete gidene, kan davas\u0131ndan korkup kaçandan, gölgesinden korkup saklanan korkaklara kadar hemen herkes yapt\u0131klar\u0131 i\u015fin hicret oldu\u011funu iddia etmeye ba\u015flad\u0131lar. O halde hicret nedir? <\/p>\n Hicret, <\/strong>zulüm, ba\u015fk\u0131 ve i\u015fkenceden, \u015firk ve küfürden kaç\u0131\u015f, kalblerin derinliklerindeki hasret, özlem ve ac\u0131 bir buruklukla özgürlü\u011fe, umuda sonu belirsiz bir yolculuk; <\/p>\n Hicret, <\/strong>kula kulluktan, zillet içinde kölelik ve esaret alt\u0131nda ya\u015famaktan, haks\u0131zl\u0131k kar\u015f\u0131s\u0131nda dilsiz \u015feytan misali susmaktan, zillet ve meskenetten kaç\u0131\u015f, yüce Allah’a O’nun belirledi\u011fi ölçüler içerisinde ibadet ve kulluk yapmaya ve onurla mücadeleye yolculuk; <\/p>\n Hicret, <\/strong>do\u011fup ya\u015fan\u0131lan, hat\u0131ralarla süslenip bezenilen, sevgi, a\u015fk, sevinç ve üzüntülerin harman\u0131yla yo\u011furulan topraklar\u0131n, binbir duygu içerisinde terkedilmesi, ne olaca\u011f\u0131 bilinmeyen yepyeni bir ya\u015fama, bamba\u015fka diyarlara yolculuk; <\/p>\n Hicret, <\/strong>zorba güçlerin zulüm ve bask\u0131yla önü kesilen, insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131 engellenen ilâhi mesaj\u0131n, özgürce ifade edilece\u011fi yepyeni mekanlara do\u011fru bir yolculuk; <\/p>\n Hicret, <\/strong>can, mal, ruh ve bedenle gerçekle\u015ftirilen, yüreklerin derinliklerinden kopup gelen üzüntü, elem, ac\u0131 ve buruklu\u011fun, gözya\u015flar\u0131yla ifade edildi\u011fi bir fedakarl\u0131k örne\u011fi; <\/p>\n Hicret, <\/strong>yüce Allah’a yap\u0131lan ibadetlerin en anlaml\u0131s\u0131, en me\u015fakkâtlisi, en zoru ve en çok özveri isteyeni; <\/p>\n Hicret, <\/strong>yüce Allah’a ve indirdi\u011fi esaslara iman ve teslimiyetin, samimiyet ve sadakatin, gerçek bir ba\u011fl\u0131l\u0131\u011f\u0131n ifadesi; <\/p>\n Hicret, <\/strong>Risalet önderlerinden ve tevhid erlerinden bir ço\u011funun geçti\u011fi bir köprü, mazlum insanlar\u0131n yüce Allah’a olan iman ve teslimiyetlerini muhafaza etmek için s\u0131\u011f\u0131nd\u0131klar\u0131 bir s\u0131\u011f\u0131nakt\u0131r. <\/p>\n \u0130nsanl\u0131k tarihi, büyük zulümlere adeta utanarak ve nefret ederek tan\u0131kl\u0131k etti\u011fi gibi, bu büyük zulümlerin neden oldu\u011fu çok büyük hicretlere de üzüntü içinde tan\u0131kl\u0131k yapm\u0131\u015ft\u0131r. <\/p>\n Yeryüzünde kuraltan\u0131maz bir \u015fekilde ya\u015famak isteyen, bunun için Rab’lerine ve indirdi\u011fi esaslara isyan eden, temeli kan ve gözya\u015f\u0131 üzerine kurulan iktidarlar\u0131n\u0131 sürdürmek u\u011fruna insanlar\u0131 zulüm ve bask\u0131yla egemenlikleri alt\u0131nda tutan diktatörler, bu nedenle mazlum insanlara her türlü i\u015fkence ve eziyet yapmaktan çekinmemi\u015flerdir. <\/p>\n Kendi ülkelerinde, do\u011fup büyüdükleri topraklarda Rab’lerine kar\u015f\u0131 kulluk görevlerini özgürce yapmak isteyen mazlum ve masum insanlar, totaliter diktatörlerin sald\u0131r\u0131lar\u0131na, bask\u0131, zulüm ve i\u015fkencelerine dayanamayarak hüzün ve gözya\u015f\u0131 içinde ülkelerini terketmek zorunda kalm\u0131\u015flard\u0131r. <\/p>\n Yabanc\u0131s\u0131 olduklar\u0131 ülkelere, Rab’lerinin r\u0131zas\u0131 do\u011frultusunda ya\u015famak umuduyla giden mazlum ve masum insanlar\u0131n ço\u011fu, çok büyük s\u0131k\u0131nt\u0131larla kar\u015f\u0131la\u015fm\u0131\u015f, peri\u015fan olmu\u015flard\u0131r. Buna müslümanlar\u0131n duyars\u0131zl\u0131klar\u0131 da eklenince, mazlum insanlar içinden ç\u0131k\u0131lamaz bir duruma dü\u015fmü\u015flerdir. <\/p>\n <\/strong>H\u0130CRET\u0130 OLU\u015eTURAN \u015eARTLAR <\/strong><\/p>\n Yaln\u0131zca Rabbimiz Allah’t\u0131r <\/em>dedikleri ve kula kullu\u011fu reddedip yüce Allah’a kul olmaya çal\u0131\u015ft\u0131klar\u0131 için zulme u\u011frayan, yüce Allah’a kar\u015f\u0131 kulluk görevlerini yapmakta zorlanan, hayatlar\u0131 tehlikeye giren insanlar için tek seçenek Hicret’tir. <\/strong><\/p>\n Zorba diktatörler, iman eden ve inançlar\u0131 do\u011frultusunda ya\u015famak isteyen insanlara hayat hakk\u0131 tan\u0131mam\u0131\u015f, onlar\u0131 kendi sap\u0131k ve küfür olan ideolojilerine döndürmeye çal\u0131\u015fm\u0131\u015f, bunda ba\u015far\u0131 sa\u011flayamay\u0131nca iman edenleri ya öldürmü\u015f ya da ülkeyi terketmeye zorlam\u0131\u015flard\u0131r. Bu durum, her dönemin ve ça\u011f\u0131n de\u011fi\u015fmeyen kurald\u0131r. <\/p>\n “Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki, onlarla bir olas\u0131n\u0131z. O halde onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan dostlar edinmeyin…” (4 Nisa, 89) <\/strong><\/p>\n “Mü’minler ancak aziz ve hamde lay\u0131k olan Allah’a iman ettikleri için o (zulmede)nler onlardan intikam ald\u0131lar.” (85 Buruc, 8) <\/strong><\/p>\n “Kafirler elçilerine dediler ki: ‘Ya sizi mutlaka yurdumuzdan ç\u0131kar\u0131r\u0131z ya da bizim dinimize (bât\u0131l ideolojimize) dönersiniz!’ Rab’leri de onlara \u015föyle vahyetti: ‘Zalimleri mutlaka helak edece\u011fiz!” (14 \u0130brahim, 13) <\/strong><\/p>\n Küfrün, bu tehdit, \u015fantaj, bask\u0131 ve zulmü her dönemde tekrarlana tekrarlana günümüze kadar gelmi\u015f; hak-bat\u0131l mücadelesi devam etti\u011fi sürece de devam edecektir. <\/p>\n Bugün onbinlerce masum insan\u0131n ve birçok mü’min ve davetçi müslüman\u0131n hicret etmelerine ve ülkelerini terketmelerine neden olan Kemalist zorbal\u0131k ve onun ma\u015fas\u0131 durumundakiler de mü’minlere ve mazlum insanlara: “Bu ülkeden gidin, \u0130ran’a, Afganistan’a, Arabistan’a gidin”, “ya sev ya terk et” <\/em>demi\u015flerdir. Müslümanlar\u0131n cevab\u0131 ise, hep ayn\u0131 olmu\u015f ve kafirlerin kirli i\u011frenç suratlar\u0131na bir \u015famar olarak inmi\u015ftir. <\/p>\n “Allah bizi, sizin dininizden kurtard\u0131ktan sonra e\u011fer tekrar ona dönersek Allah’\u0131n üzerine iftira atm\u0131\u015f oluruz. Rabb’imiz Allah, dilemedikten sonra o (bat\u0131l ideolojiniz olan di)ne dönmemiz bizim için olur \u015fey de\u011fildir. Rabb’imiz, bilgice her \u015feyi ku\u015fatm\u0131\u015ft\u0131r. Biz Allah’a tevekkül etmi\u015fiz. (Ey) Rabb’imiz, bizimle kavmimiz aras\u0131n\u0131 gerçek olarak aç. Muhakkak ki sen (gerçekle) açanlar\u0131n en hay\u0131rl\u0131s\u0131s\u0131n.” (7 Â’raf, 89) <\/strong><\/p>\n Bu aç\u0131k tav\u0131rdan sonra her dönemin zorbalar\u0131 gibi, Türkiye’deki Kemalist zorbal\u0131k da mü’minler üzerindeki bask\u0131 ve zulmünü art\u0131rm\u0131\u015f, onlara hayat hakk\u0131 ve ülkede ya\u015fama f\u0131rsat\u0131 vermemi\u015ftir. <\/p>\n Türkiye’deki dikta rejim, mü’minleri ve mazlum halk\u0131 kendisine biat ettirip bat\u0131l ideolojisine ve demokratik dinine iman ettirmek için seçimlere kat\u0131lmay\u0131 zorunlu k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Demokratik(!) seçimlere kat\u0131lmakla insanlar\u0131n kendisine iman ve biat edeceklerinin bilincinde olan dikta rejimi, bunun için kimi \u0130slâmc\u0131lar\u0131 da ma\u015fa olarak kullanm\u0131\u015f ve bugün iktidarda olanlar\u0131 da hâlâ kullanmaktad\u0131r. <\/p>\n Kur’an’\u0131 tek kriter, Rasûlullâh(as)’\u0131 en güzel örnek edinen ferâset sahibi mü’minler, dikta rejimin seçim oyununa gelmemi\u015f, küfrün tüm oyun ve desiselerine \u0130brahimî bir kimlik ku\u015fanarak bu\u011fzetmi\u015f, tav\u0131r alm\u0131\u015ft\u0131r. Bunun üzerine bask\u0131 ve zulmünü art\u0131ran dikta rejimi, mü’minlere, Türkiye’de ya\u015fama hakk\u0131 tan\u0131mam\u0131\u015ft\u0131r. <\/p>\n Mü’minler, kendilerine ya\u015fama hakk\u0131 tan\u0131mayan, davet ve tebli\u011fin önünü kapatan, zulüm ve \u015fiddeti dayan\u0131lmaz bir hal alan dikta rejiminden, -en güzel örnek edindikleri Hz. Muhammed(as) gibi hareket ederek- ba\u015fka ülkelere hicret etmek zorunda kalm\u0131\u015flard\u0131r. <\/p>\n HER KAÇI\u015e H\u0130CRET M\u0130D\u0130R? <\/strong><\/p>\n Elbette ki her kaç\u0131\u015f hicret de\u011fildir! T\u0131pk\u0131 her sava\u015fta ölenlerin \u015fehit olmad\u0131klar\u0131 gibi. Bir kaç\u0131\u015f\u0131n hicret olabilmesi için, o kaç\u0131\u015f nedeninin ancak Kur’an’da belirtilen nedenlerden kaynaklanmas\u0131 gerekir. Aksi halde o kaç\u0131\u015f ancak bireysel bir hareket olmaktan ba\u015fka bir anlam ifade etmez. Bir kaç\u0131\u015f\u0131n hicret olabilmesi için belli ba\u015fl\u0131 nedenler \u015funlard\u0131r: <\/p>\n 1-\u0130lahi vahyin, insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131n\u0131n tamamen engellenmesi. <\/em><\/strong>\u0130lahi mesaj, yap\u0131s\u0131 gere\u011fi insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131 gerekir. Ancak toplumlar\u0131 kölele\u015ftiren zorba güçler, ilahi mesaj\u0131n insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131n\u0131 istemezler. Çünkü ilah\u0131 mesaj\u0131n insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131 halinde bu insanlar, kendilerini kölele\u015ftirenlere kulluk yapmay\u0131 b\u0131rakacaklar ve yüce Allah’a kul olma bilincine ula\u015facaklar. Bu durumda istismarc\u0131, sömürgeci ve zorbalar\u0131n egemenlikleri sona erecektir. Bu nedenle zorba güçler, daveti ve davetçiyi engelleyecek, ilahi mesaj\u0131n insanlara ula\u015fmas\u0131na mani olacaklard\u0131r. <\/p>\n “(\u015euayb) kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler dediler ki: ‘Ey \u015euayb, ya mutlaka seni ve seninle beraber iman edenleri ülkemizden ç\u0131karaca\u011f\u0131z ya da dinimize dönersiniz.’ (\u015euayb) dedi ki: ‘Biz istemesek de mi (bizi ülkenizden ç\u0131karacaks\u0131n\u0131z)?” (7 Âraf, 88) <\/strong><\/p>\n Bugün ayn\u0131 tehdit Türkiye’deki dikta rejimi taraf\u0131ndan mü’minlere yap\u0131lmaktad\u0131r. Dikta rejimi, mü’minlere ve kendisine tabi olmak istemeyenlere: “Ya demokratik dinimize uyar, bize oy vererek biat edersiniz, ya cinayetle sizi yokederiz, ya da ülkeyi terkeder gidersiniz” <\/em>diye tehditler savurmaktad\u0131r. T\u0131pk\u0131 Hz. \u0130brahim(as), Hz. Muhammed(as) vb. gibi. <\/p>\n 2- \u0130lahi mesaj do\u011frultusunda ya\u015faman\u0131n mümkün olmamas\u0131 halinde mü’minlerin hicret etmeleri zorunlu ve gereklidir. <\/em><\/strong>Dünyada ya\u015faman\u0131n temel amac\u0131, yüce Allah’a kulluk yapmakt\u0131r. Çünkü tüm cinler ve insanlar bu amaçla yarat\u0131lm\u0131\u015flard\u0131r. Kula dü\u015fen görev, yüce Allah’a kar\u015f\u0131 kulluk görevini ve O’nun bildirdi\u011fi esaslar do\u011frultusunda ya\u015famay\u0131 her \u015fartta ve mekânda yerine getirmesidir. Herhangi bir mekânda ya\u015fayan bir mü’minin kulluk görevlerinin engellenmesi halinde o mü’min, kulluk görevini ifa edece\u011fi mekânlara hicret edecektir . <\/em><\/strong><\/p>\n “Rab’leri onlara kar\u015f\u0131l\u0131k verdi: ‘Ben, sizden erkek kad\u0131n çal\u0131\u015fan hiç kimsenin amelini zâyi etmeyece\u011fim. Hep birbirinizdensiniz. Hicret edenler, yurtlar\u0131ndan ç\u0131kar\u0131lanlar, yolumda i\u015fkence edilenler, sava\u015fanlar ve öldürülenler…” (3 Al-i \u0130mran, 195) <\/strong><\/p>\n Kulluk görevlerini ifa ederlerken engellenenler, küfre ve zorbal\u0131\u011fa boyun bükmeden onlara kar\u015f\u0131 k\u0131yam edecekler, direnecekler. Ancak bu gücü kendilerinde bulamayanlar hicret edeceklerdir. Çünkü hicret etmeyip küfre boyun büküp zillet içinde oturmak cehennem ehli olmakt\u0131r. <\/p>\n “Kendilerine yaz\u0131k eden kimselere, canlar\u0131n\u0131 al\u0131rlarken melekler: ‘Ne yapt\u0131n\u0131z’ dediler. (Onlar) dediler ki: ‘Biz, yeryüzünde aciz dü\u015fürülmü\u015ftük.’ Melekler dediler ki: ‘O halde Allah’\u0131n arz\u0131 geni\u015f de\u011fil miydi, onda hicret edeydiniz ya?’ \u0130\u015fte onlar\u0131n bar\u0131na\u011f\u0131 cehennemdir, ne kötü gidi\u015f yeridir oras\u0131!” (4 Nisa, 97) <\/strong><\/p>\n \u0130slâm, zillet ve meskeneti, hiçbir \u015fekilde kabul etmez. Mü’min ki\u015fi ya onurlu bir \u015fekilde yüce Allah’a ibadet, davet ve kulluk görevlerini ifa etmek için mücadele eder ya da hicret eder. Ama hiçbir \u015fekilde zillet içinde boyun büküp küfre, zorbal\u0131\u011fa ve ve zulme kar\u015f\u0131 susmaz. <\/p>\n 3- Mü’min bireyin hayat\u0131n\u0131n tehlikeye girmesi durumunda da hicret gerekli ve zorunlu hale gelir. <\/em><\/strong>Kafirler, engelleyip susturamad\u0131klar\u0131 davetci mü’minleri son çare olarak öldürmeye kalk\u0131\u015f\u0131rlar. Her dönem zorbalar\u0131n ba\u015fvurdu\u011fu bu yola, Kemalist diktatörlük de ba\u015fvurmu\u015f, i\u015fkence, bask\u0131, zulüm ve cezaevi yoluyla susturamad\u0131\u011f\u0131 mü’min davetçileri faili bizzat kendisi olan meçhul bir cinayetle ortadan kald\u0131rmaya kalk\u0131\u015fm\u0131\u015f, birçok müslüman\u0131 da bu yolla ortadan kald\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. T.C. zorbal\u0131\u011f\u0131n\u0131n tarihinde bu konuda binlerce örnek vard\u0131r. Böyle bir durumda mü’min bireyin ve davetçi \u015fahsiyetin yapaca\u011f\u0131 \u015fey örnek edindi\u011fi Hz. \u0130brahim(as). Hz. Musa(as) ve Hz. Muhammed(as) gibi hicret etmektir. <\/p>\n “Kafirler, seni tutup ba\u011flamalar\u0131, öldürmeleri, ya da (ülkenden) ç\u0131karmalar\u0131 için sana tuzak kuruyorlard\u0131….” (8 Enfal, 30) <\/strong><\/p>\n Bu durumda hayat\u0131 tehlikeye giren mü’min davetçinin tek seçene\u011fi, fikrini, mesaj\u0131n\u0131 aç\u0131kça ortaya koyaca\u011f\u0131 yeni mekânlara hicret etmektir. <\/p>\n Yeryüzü Allah’\u0131nd\u0131r; mü’minler, nerede ve hangi \u015fartlarda bulunuyorsa bulunsunlar, Allah’\u0131n dinini ortaya koymak, ya\u015famak ve di\u011fer insanlara ula\u015ft\u0131rmak zorundad\u0131rlar. <\/p>\n Mü’min davetçiler, hicret ettikleri ülkelerde hiçbir \u015fekilde davet görevini ihmal edemez, savsaklayamaz ve gizleyemezler. Böyle bir \u015fey yapmalar\u0131 halinde, t\u0131pk\u0131 hicret etmeyip zillete raz\u0131 olanlar gibi, cehennemi hak eden kimseler olacaklard\u0131r. <\/p>\n Yüce Allah’a kulluk yapmak, daveti ortaya koymak, \u0130slâmi esaslar do\u011frultusunda ya\u015famak ve Kur’an’\u0131 ahlâk edinip örnek bir Müslüman birey, örnek bir Müslüman cemiyet olu\u015fturmak süreklilik arzeder ve hiçbir \u015fekilde kesinti kabul etmez. Ayn\u0131 \u015fekilde mü’min birey için hiçbir endi\u015fe ve de\u011fer Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131n önüne geçemez. <\/p>\n Mü’min davetçi için aslolan yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131 oldu\u011funa göre, bu durumda o mü’min bütün dünyevi de\u011ferlerini bu do\u011frultuda ortaya koyar ve hiçbir \u015fekilde bundan vazgeçemez. <\/p>\n <\/strong>H\u0130CRET EDEN MÜ’M\u0130N\u0130N BARINDIRILMASI <\/strong><\/p>\n H\u0130CRET; <\/strong>iman etmenin, yüce Allah’a teslimiyetin ve bu u\u011furda fedakarl\u0131k yapman\u0131n en aç\u0131k göstergesi ve ifadesi oldu\u011fu gibi, gerçek mü’min olman\u0131n da ta kendisidir. Çünkü mü’min birey, iman\u0131 ve yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131 u\u011fruna dünyevi tüm de\u011ferlerinden vazgeçmekte, can\u0131n\u0131 tehlikeye atarak onca s\u0131k\u0131nt\u0131 ve çileyi gö\u011füslemekte ve bilinmez bir gelece\u011fe do\u011fru gitmektedir. Mü’min birey için aslolan yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131 kazanmak ve Kur’an’\u0131 ahlak edinerek ya\u015famakt\u0131r. “Yurtlar\u0131ndan ve mallar\u0131ndan ç\u0131kar\u0131lan onlar, Allah’\u0131n lütuf ve r\u0131zas\u0131n\u0131 ararlar…” (59\/8) <\/strong><\/p>\n Hicret, <\/strong>muhacir için iman\u0131n göstergesi oldu\u011fu gibi, hicret edilen ülkelerdeki mü’minler için de iman\u0131n göstergesi ve ölçüsüdür. Mü’min bireyin hicret ederek gitti\u011fi ülkelerde bulunan, Kur’an’\u0131 ve Peygamberi esas alan mü’minler, kendilerine hicret edip gelen muhaciri, iman edi\u015flerinin gere\u011fi olarak bar\u0131nd\u0131rmak, muhacir karde\u015flerinin sorunlar\u0131yla ilgilenmek zorundad\u0131rlar. Kur’an’\u0131n övgü ile bahsetti\u011fi mü’minler i\u015fte o kimselerdir. <\/p>\n “Ve onlardan önce o ülkeye yerle\u015fen, imana sar\u0131lanlar, kendilerine hicret edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden ötürü gö\u011füslerinde bir ihtiyaç olsa dahi (karde\u015flerini) öz canlar\u0131na tercih ederler. Kim nefsinin cimrili\u011finden korunursa, i\u015fte onlar kurtulanlard\u0131r.” (59 Ha\u015fr, 9) <\/strong><\/p>\n Muhacir karde\u015fini kendi öz nefsine tercih edip onu bar\u0131nd\u0131rmak, maddi ve psikolojik olarak ona destek olmak ve az da olsa onu rahatlatmak ‘ ensar’ <\/em>vasf\u0131n\u0131 kazanmak ve gerçek iman\u0131n hazz\u0131n\u0131 tatmakt\u0131r. Muhacir bir müslüman\u0131 bar\u0131nd\u0131rmak, herkese nasip olmayan istisnai ve faziletli bir davran\u0131\u015f, samimiyet ve yüce Allah’a teslimiyetin ifadesi, Kur’an’\u0131 ahlak edinerek ya\u015faman\u0131n göstergesidir. <\/p>\n “Onlar ki iman edip hicret <\/em>ettiler, Allah yolunda mallar\u0131yla, canlar\u0131yla cihad ettiler ve onlar ki (muhacirleri) bar\u0131nd\u0131rd\u0131lar <\/em>ve yard\u0131m ettiler; i\u015fte onlar birbirinin velisidirler…” (8 Enfal, 72) <\/strong><\/p>\n “Onlar ki iman edip hicret <\/em>ettiler, Allah yolunda cihad ettiler ve onlar ki (hicret edenleri) bar\u0131nd\u0131r\u0131p yard\u0131m ettiler, <\/em>i\u015fte gerçek mü’minler onlard\u0131r. Onlar için ba\u011f\u0131\u015f ve bol r\u0131z\u0131k vard\u0131r.” (8 Enfal, 74) <\/strong><\/p>\n Muhacir, yüce Allah için hicret etti\u011finden dolay\u0131, yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131 kazanmay\u0131 amaç edinen ensar durumundaki mü’minler, muhacir karde\u015flerini ba\u011f\u0131rlar\u0131na basarlar, onlar\u0131 bar\u0131nd\u0131rarak yard\u0131m ederler. Onlar\u0131n bu davran\u0131\u015f\u0131, onlar\u0131n gerçek mü’min olu\u015flar\u0131n\u0131n apaç\u0131k bir göstergesidir. Aksine bir tav\u0131r içine girenler, yani Allah yolunda hicret edip gelen mü’minlere s\u0131rt dönüp yard\u0131m etmeyenler, gerçek mü’min olma vasf\u0131n\u0131 ta\u015f\u0131mayan, yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131 kazanmay\u0131 amaç edinmeyen ve iman\u0131n hazz\u0131n\u0131 tatmayan kimselerdir. Böyle kimselerin mü’minlerle bir velayet ba\u011f\u0131 bulunmamaktad\u0131r. <\/p>\n <\/strong>H\u0130CRET EDENLER\u0130N MÜKÂFATI <\/strong><\/p>\n Hicret eden mü’minlerin hem dünyada, hem de ahirette çok büyük mükafatlar\u0131 vard\u0131r. Her \u015feyden önce Allah(cc) onlardan raz\u0131 olmu\u015f, onlar da Allah’dan raz\u0131 olmu\u015f kimselerdir. <\/p>\n Hicret eden mü’minlerin dünyadaki mükâfatlar\u0131, her \u015feyden önce zulümden kurtulup daha özgür bir ortama kavu\u015fmalar\u0131 ve geni\u015flik bulmalar\u0131d\u0131r. <\/p>\n “Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer ve geni\u015flik bulur. Kim, Allah ve Rasulü için hicret etmek amac\u0131 ile evinden ç\u0131kar da kendisine ölüm yeti\u015firse, onun mükafat\u0131 Allah’a dü\u015fer. Allah, ba\u011f\u0131\u015flayan, esirgeyendir.” (4 Nisa, 100) <\/strong><\/p>\n Hicret <\/strong>eden mü’minlere örnek olarak verilen Hz. \u0130brahim(as)’\u0131n dünyevi mükafat\u0131n\u0131 yüce Allah(cc) \u015föyle bildirmektedir muhacir mü’minlere. <\/p>\n “Bunun üzerine Lût ona (\u0130brahim’e) inand\u0131 ve (\u0130brahim) dedi ki: ‘Ben Rabb’ime hicret edece\u011fim. Çünkü O azizdir, hakimdir.” (29 Ankebut, 26) <\/strong><\/p>\n “(\u0130brahim kavmine) sizden de, Allah’\u0131 b\u0131rak\u0131p ça\u011f\u0131rd\u0131klar\u0131n\u0131zdan da ayr\u0131l\u0131yor ve yaln\u0131z Rabb’ime yalvar\u0131yorum. Umar\u0131m ki Rabb’ime yalvarmakla bahts\u0131z olmam. \u0130\u015fte onlar ve onlar\u0131n Allah’\u0131 b\u0131rak\u0131p tapt\u0131klar\u0131n\u0131zdan ayr\u0131l\u0131nca biz ona \u0130shak’\u0131 ve Yakup’u lütfettik ve hepsini de peygamber yapt\u0131k.” (19 Meryem 48-49) <\/strong><\/p>\n Yüce Allah(cc) elbette yolunda mücadele edip hicret eden kullar\u0131na yard\u0131m eder. Bu, onun va’didir ve o va’dinden caymaz. Yeter ki iman edenler O’nun yolundan ve indirdi\u011fi esaslardan ayr\u0131lmas\u0131nlar. <\/p>\n Hicret eden nice peygamber ve mü’minler, kavimlerine muzaffer bir \u015fekilde dönmü\u015fler ve küfrün kökünü kaz\u0131m\u0131\u015flard\u0131r. Bunun için aslolan, iman ettiklerini iddia eden ve imanlar\u0131n\u0131n gere\u011fini yerine getiren mü’minlerin, vahyin belirledi\u011fi esaslarda birle\u015fmeleri ve aralar\u0131nda vahdet olu\u015fturmalar\u0131d\u0131r. Ancak bu durumda yüce Allah(cc) onlara yard\u0131m edecek, dinlerini kendilerine sa\u011flamla\u015ft\u0131rarak onlar\u0131 yeryüzünde egemen k\u0131lacakt\u0131r. Aksi halde heva ve hevesini ölçü edinip tefrikaya dü\u015fenler, dünyada zillet içinde ya\u015famaya ahirette ise ebediyen cehennemde kalmaya mahkumdurlar. <\/p>\n Hicret eden mü’minlerin ahirette de çok büyük mükafatlar\u0131 vard\u0131r. Bu, ilahi adaletin gere\u011fi ve tecellisidir. Çünkü muhacirler, dünya hayat\u0131n\u0131 gaye edinip zillet içinde küfre boyun bükerek günlerini gün etmemi\u015f, zulme, bask\u0131ya, her türlü adaletsizli\u011fe kar\u015f\u0131 k\u0131yam etmi\u015f, dünyevi de\u011ferlerini, mallar\u0131n\u0131 bir kenara b\u0131rakm\u0131\u015f, yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131 kazanmak u\u011fruna canlar\u0131n\u0131 tehlikeye atarak, s\u0131k\u0131nt\u0131, ac\u0131 ve elem içinde bir bilinmeyene do\u011fru hicret etmi\u015flerdir. Bütün bu nedenlerle, yüce Allah(cc) kuluna mükafatlar\u0131n en güzelini lütfeder. <\/p>\n “Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen ya da ölenlere gelince, Allah onlar\u0131 en güzel bir r\u0131z\u0131kla besleyecektir. Allah, r\u0131z\u0131k verenlerin en hay\u0131rl\u0131s\u0131d\u0131r.” (22 Hac, 58) <\/strong><\/p>\n Muhacirler, dünyada Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131 u\u011fruna terkettikleri mallar\u0131n\u0131n ve r\u0131z\u0131klar\u0131n\u0131n çok daha iyisini ve güzelini yüce Allah’tan bir r\u0131za ve lütuf olarak geri alacaklard\u0131r. Hicret etmeyip zulme, zorbal\u0131\u011fa, bask\u0131 ve adaletsizli\u011fe zillet içinde boyun bükenler ve hicret eden mü’minlere yard\u0131m etmeyenler, dünyada pe\u015finden ko\u015ftuklar\u0131 mal ve servetleriyle beraber cehennem ate\u015finin odunlar\u0131 olacaklard\u0131r. Oysa muhacir mü’minler mükâfat içinde olacaklard\u0131r. <\/p>\n “Rab’leri onlara kar\u015f\u0131l\u0131k verdi: ‘Ben sizden erkek kad\u0131n, çal\u0131\u015fan hiç kimsenin i\u015fini zayi etmeyece\u011fim. Hep birbirinizdensiniz; hicret edenler, ülkelerinden ç\u0131kar\u0131lanlar, yolumda i\u015fkence edilenler, vuru\u015fanlar ve öldürülenler… elbette onlar\u0131n kötülüklerini örtece\u011fim ve onlar\u0131 altlar\u0131ndan \u0131rmaklar akan cennetlere sokaca\u011f\u0131m. Allah kat\u0131nda (yapt\u0131klar\u0131na) bir kar\u015f\u0131l\u0131k olarak. Kar\u015f\u0131l\u0131klar\u0131n en güzeli Allah kat\u0131ndand\u0131r.” (3 Al-i \u0130mran, 195) <\/strong><\/p>\n “\u0130man edip hicret eden ve Allah yolunda mallar\u0131yla, canlar\u0131yla cihad edenlerin Allah kat\u0131nda dereceleri daha büyüktür. \u0130\u015fte kurtulu\u015fa erenler onlard\u0131r.” (9 Tevbe, 20) <\/strong><\/p>\n “Muhacirlerden ve Ensardan ilk önce geçenler ile bunlara güzelce tabi olanlar…. Allah onlardan raz\u0131 olmu\u015ftur, onlar da O’ndan raz\u0131 olmu\u015flard\u0131r. (Allah) onlara, altlar\u0131nda \u0131rmaklar akan, içinde ebedi kalacaklar\u0131 cennetler haz\u0131rlam\u0131\u015fd\u0131r. \u0130\u015fte büyük kurtulu\u015f budur.” (9 Tevbe, 100) <\/strong><\/p>\n Sonuç olarak, yeryüzünde fitne kalmay\u0131p din tamamen Allah’a ait oluncaya; zorbal\u0131k, zulüm, adaletsizlik, küfür, \u015firk ve nifak kalk\u0131ncaya kadar, iman eden ve imanlar\u0131n\u0131 \u015firke bula\u015ft\u0131rmayan, yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131 kazanmay\u0131 gaye edinen her mü’min, mal\u0131yla can\u0131yla ve dünyevi tüm de\u011ferleriyle mücadele etmek, k\u0131yama kalkmak ve Allah’\u0131n kitab\u0131 Kur’an’\u0131 ya\u015fay\u0131p ula\u015ft\u0131\u011f\u0131 herkese duyurmak zorundad\u0131r. Çünkü önceki iman edenler böyle yapm\u0131\u015f, iman etmeleri de bunu böyle yapmalar\u0131n\u0131 gerekli ve zorunlu k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. <\/p>\n Yüce Allah’\u0131n dinini ortaya koyarken, ba\u015fa gelenlere son ana kadar sabretmek, daha sonra yukar\u0131da ifade edilen durumlar vukubuldu\u011funda hicret etmek, yeni mekanlarda ve ülkelerde \u0130slâm’\u0131n esaslar\u0131n\u0131 ya\u015famak ve Kur’an mesaj\u0131n\u0131 duyurmak iman\u0131n gere\u011fi ve yüce Allah’\u0131n mü’min kullar\u0131na emridir. <\/p>\n Yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131 kazanmaya, \u0130slâmi esaslar\u0131 ya\u015famaya, Kur’an mesaj\u0131n\u0131 duyurmaya yönelik olmayan hareketlerin ve kaç\u0131\u015flar\u0131n hiçbiri hicret de\u011fildir. Bu tür hareketler ancak insanlar\u0131n elleriyle yapt\u0131klar\u0131ndan kaynaklanan davran\u0131\u015flard\u0131r ve böyle davran\u0131\u015flar\u0131n hiçbir mükafat\u0131 da yoktur. <\/p>\n Ne mutlu o kimselere ki, nefislerini Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131 kazanmaya adam\u0131\u015f ve bu u\u011furda mücadele etmi\u015flerdir. <\/p>\n Hamd yüce Allah’a , <\/p>\n Selam tüm risalet önderlerine ve bilhassa hicret edenlerine. <\/p>\n Dua, Allah yolunda mücadele eden mü’minleredir.<\/p>\n Ramazan Y\u0131lmaz:
\n