{"id":88,"date":"2020-03-25T18:28:29","date_gmt":"2020-03-25T18:28:29","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/faiz\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:29","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:29","slug":"faiz","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/faiz\/","title":{"rendered":"Faiz"},"content":{"rendered":"

Allah ve Rasûlü’ne Kar\u015f\u0131 Sava\u015fma Nedeni, Sömürü Düzenlerinin <\/strong>En Büyük Bask\u0131 Arac\u0131 ve Toplumu Kemiren En Büyük Hastal\u0131k:<\/strong><\/font><\/span><\/p>\n

<\/p>\n

YA\u015eAMSAL BOYUTTA FÂ\u0130Z<\/strong> <\/p>\n

Emperyalist güçler ve düzenler, ülkeleri her zaman silah zoruyla bask\u0131 ve \u015fiddet kullanarak i\u015fgâl edip toplumlar\u0131 sindirip sömürmez; çünkü böyle bir uygulama, bask\u0131 alt\u0131nda tutulup sömürülen toplumlar\u0131n kar\u015f\u0131 tepkilerine ve giderek ayaklan\u0131p isyan etmelerine neden olur. Bu durumu çok iyi bilen sömürü ve \u015feytâni düzenler, bunun yerine insanlar\u0131 kendilerine gönüllü kul-köle yapacak yöntemlere ba\u015fvururlar. Bu yöntemlerin en önemlisi ve onlar aç\u0131s\u0131ndan en yararl\u0131s\u0131 ve zarars\u0131z olan\u0131 hiç \u015füphesizdir ki, fâiz sistemi’<\/strong>dir. <\/p>\n

Fâiz sisteminde insanlar, sömürü ve \u015feytâni düzenlere, hiçbir bask\u0131 olmadan, gönüllü olarak itaat etmekte, bu sistemlerin hayâtiyetlerini sürdürmelerine destek olmakta, hatta fâiz alanlar ço\u011fu zaman bu sistemi savunmaktad\u0131rlar. Daha aç\u0131k bir ifâde ile fâiz sisteminin hayâtiyetini sürdürmesini sa\u011flayan en büyük güç, fâiz verenlerdir diyebiliriz. Fâiz alanlar zaten \u015feytâni ve sömürü sistemin ta kendileridir. <\/p>\n

Fâiz sisteminde fâiz verenler özgür de\u011fil, ba\u011f\u0131ml\u0131d\u0131rlar. Çünkü ald\u0131klar\u0131 fâizli paralar\u0131 ödemek için sürekli olarak çal\u0131\u015fmak zorundad\u0131rlar. Sürekli çal\u0131\u015fma zorunlulu\u011fu ki\u015fiyi i\u015fverene kar\u015f\u0131 daha itaatkâr, tâvizkâr ve uysal k\u0131lacak, birçok haks\u0131z tutum ve davran\u0131\u015fa kar\u015f\u0131 suskun olmaya ve tâviz vermeye sevkedecektir. Çünkü aksine davranmas\u0131 halinde ki\u015finin i\u015ften at\u0131lmas\u0131 ve belki de uzun bir süre i\u015f bulamamas\u0131 riski sözkonusudur. Böyle bir durumda ise ki\u015finin anla\u015fma yapt\u0131\u011f\u0131 ve düzenli olarak ödeme yapmak zorunda oldu\u011fu fâiz sistemine kar\u015f\u0131 s\u0131k\u0131nt\u0131 içine girmesi ve yeni fâizlerin üzerine yüklenilmesi, hatta fâizli para ile ald\u0131\u011f\u0131 mal\u0131n elinden al\u0131nmas\u0131 sözkonusudur. \u0130\u015fte tüm bu nedenlerden ve daha ba\u015fka nedenlerden dolay\u0131 fâizle para alan ki\u015fi özgürlü\u011fünden, ki\u015fili\u011finden ve hakk\u0131 savunmadan tâviz vererek pasifize olacakt\u0131r. Bu ise hem ki\u015fi onuruyla ba\u011fda\u015fmamakta, hem hakk\u0131n ortaya konulmas\u0131na engel olmakta, hem de \u0130slâmî bir kimli\u011fin ku\u015fan\u0131lmas\u0131na ayk\u0131r\u0131 dü\u015fmektedir. Fâiz alanlar, \u0130slâm ile hiçbir ilgileri bulunmayan kâfirlerdir. <\/p>\n

Fâiz sistemi, zengin ve fakir aras\u0131nda varolan gelir uçurumunun derinle\u015fmesine, zenginin daha da zenginle\u015fip semirilmesine ve daha ba\u015fka insanlar\u0131 sömürmesine; yoksulun daha çok yoksulla\u015f\u0131p ezilmesine neden olmaktad\u0131r. Çünkü fâiz alan zengin, toplad\u0131\u011f\u0131 fâiz paralar\u0131yla daha çok palazlan\u0131p zenginle\u015firken; fakir, ald\u0131\u011f\u0131 fâizli paray\u0131 ödemek için sürekli çal\u0131\u015facak ve kazand\u0131\u011f\u0131n\u0131 fâizcilere aktaracakt\u0131r. Bu nedenle hiçbir \u015fey biriktirmeyecek veyâ daha çok yoksulla\u015f\u0131p zengine muhtaç olmaya devam edecek ya da hep ayn\u0131 seviyede kalacakt\u0131r. <\/p>\n

Fâiz sistemi, emek harcanmadan haks\u0131z kazanç elde etme sistemidir. Fâizli para alanlar\u0131n, bin bir emek ve zorluk içinde elde ettikleri kazançlar\u0131, fâiz sistemi gere\u011fi, zengin fâizcilerin kasalar\u0131na akacakt\u0131r. Bu nedenle bu sistem, ezen, sömüren ve zûlmeden zalimlerin düzenidir. Fâizli para alanlar, verdikleri fâizli paralar\u0131yla bu zûlüm düzeninin hayâtiyetini sürdürmesine yard\u0131m etmekte, destek olmaktad\u0131rlar. <\/p>\n

Fâiz sistemi, toplumun ilerlemesine, geli\u015fmesine, sosyal adaletin tesis edilmesine engel olan, hantal, dura\u011fan bir sistemdir. Çünkü fâiz geliri elde edenler, çal\u0131\u015fmad\u0131klar\u0131, yat\u0131r\u0131ma ya da teknolojik geli\u015fmeye katk\u0131da bulunmad\u0131klar\u0131 için topyekün bir toplumsal kalk\u0131nma mümkün olmamakta, üretimde istenilen düzeye ula\u015f\u0131lamamaktad\u0131r. Bu ise toplumun zaman içinde gerilemesine, yoksulla\u015fmas\u0131na ve giderek çökmesine neden olmaktad\u0131r. <\/p>\n

Fâiz sistemi, kula kul olma sistemidir. Bu sistem, zenginlerin yoksullara kar\u015f\u0131 üstünlük taslamalar\u0131na, fâiz verenlerin de fâiz alanlara kar\u015f\u0131 zorunlu itaat edip onlar\u0131 yüceltmelerine neden olmaktad\u0131r. Fâizle para alanlar, ister istemez, fâizli paray\u0131 verenlerin isteklerini yerine getirmek, koyduklar\u0131 \u015fartlara uymak ve bu \u015fartlara uygun hareket etmek zorundad\u0131rlar. Böylece kurallar koyup emreden ve konulan kurallara uyup itaat eden kullar \u015feklinde bir yap\u0131 ortaya ç\u0131kmaktad\u0131r ki bu, kula kullu\u011fun ta kendisidir. \u0130\u015fte bu nedenle fâiz alan ve verenler, Allah ve Rasûlü’ne isyan etmi\u015f, sava\u015f açm\u0131\u015flar, küfre girip kâfir olmu\u015flard\u0131r. Çünkü yüce Allah’\u0131n koydu\u011fu kurallara muhâlif kurallar konulmu\u015f ve yüce Allah’\u0131n kurallar\u0131 yerine bu kurallara itaat edilmi\u015ftir. <\/p>\n

<\/strong>KUR’ÂN\u0130 BOYUTTA FÂ\u0130Z <\/strong><\/p>\n

Kur’ân-\u0131 Kerim, fâizin her türlüsünü, fâiz sistemini me\u015frû görmeyi, bu sistemi savunmay\u0131 ve bu sistemin sürdürülmesini kesinlikle yasaklam\u0131\u015f, bu konuda a\u011f\u0131r yapt\u0131r\u0131mlar öngörmü\u015f, bu sisteme bula\u015fanlar\u0131 Allah’a ve Rasûlü’ne kar\u015f\u0131 sava\u015fan çok günahkâr kâfirler olarak nitelendirmi\u015f ve bu kimselerin cehennemde ebedi kalacaklar\u0131n\u0131 bildirmi\u015ftir. Özellikle fâiz alanlar, Allah ve Rasûlü’nün apaç\u0131k dü\u015fmanlar\u0131d\u0131rlar. <\/p>\n

Kur’ân-\u0131 Kerim’de dört sûrede fâizle ilgili hüküm bulunmaktad\u0131r. Bu sûrelerin ikisinde fâiz alanlar uyar\u0131l\u0131rlarken, birinde fâiz verenlere, di\u011ferinde ise her ikisine de hitap edilmektedir. \u0130\u015fte bu konudaki âyetler: <\/p>\n

“Allah fâizi eksiltir, sadakalar\u0131 art\u0131r\u0131r. Allah hiçbir günahkâr kâfiri sevmez. <\/em><\/p>\n

Ey imân edenler, Allah’tan korkun, gerçekten mü’minler iseniz fâizden arta kalan\u0131 b\u0131rak\u0131n. <\/em><\/p>\n

\u015eâyet bunu yapmazsan\u0131z, Allah ve Rasûlü’yle sava\u015ft\u0131\u011f\u0131n\u0131z\u0131 bilin. Tevbe ederseniz, ana mal\u0131n\u0131z sizindir. Ne zûlmedersiniz, ne de zûlmedilirsiniz.” <\/em>(2 Bakara, 275-276, 278-279) <\/em><\/p>\n

“Ey imân edenler, fâizi katlay\u0131p art\u0131rarak yemeyin. Allah’tan korkun ki kurtulas\u0131n\u0131z. Ve kâfirler için haz\u0131rlanm\u0131\u015f ate\u015ften sak\u0131n\u0131n.” <\/em>(3 Al-i \u0130mrân, 130-131) <\/em><\/p>\n

“Menedildikleri fâizi almalar\u0131ndan ve insanlar\u0131n mallar\u0131n\u0131 bat\u0131l bir \u015fekilde yemelerinden dolay\u0131 onlardan inkâr edenler için elîm bir azap haz\u0131rlad\u0131k.” <\/em>(4 Nisâ, 161) <\/em><\/p>\n

“\u0130nsanlar\u0131n mallar\u0131n\u0131n artmas\u0131 için verdi\u011finiz fâiz, Allah kat\u0131nda artmaz. Ancak Allah’\u0131n yüzünü isteyerek verdi\u011finiz zekât\u0131 O, kat kat art\u0131r\u0131r.” <\/em>(30 Rûm, 39) <\/em><\/p>\n

FÂ\u0130Z NED\u0130R? <\/strong><\/p>\n

1- Yüce Allah’\u0131n hükümlerine alternatif olarak ortaya konulan bir sistemdir fâiz: <\/strong><\/p>\n

Fâiz alan ve veren kimseler, yapt\u0131klar\u0131 haram i\u015fi, helâl olan al\u0131\u015fveri\u015fe benzeterek me\u015frû göstermeye çal\u0131\u015f\u0131rlar. Oysa “Allah al\u0131\u015fveri\u015fi helâl, fâizi haram k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r” (2\/275) . <\/em><\/p>\n

Fâizle i\u015ftigâl edenler, ald\u0131klar\u0131 fâizli paralar\u0131n ödeme taksitlerini “kirâ paras\u0131 öder gibi ödüyoruz; ha kirâ ödemi\u015fiz, ha ald\u0131\u011f\u0131m\u0131z fâizli paray\u0131 ödüyoruz” <\/em>\u015feklinde bir çe\u015fit ticâri i\u015flem gibi de\u011ferlendirmeye ve haram olan bir \u015feyi helâl göstermeye çal\u0131\u015f\u0131rlar. Haram\u0131 helâl \u015feklinde göstermeye çal\u0131\u015fan bu zihniyet sahiplerinin k\u0131yâmet günü mezarlar\u0131ndan kalk\u0131\u015flar\u0131 da, ifâdelerindeki çarp\u0131kl\u0131k gibi olacak ve “\u015feytan\u0131n çarpt\u0131\u011f\u0131 kimsenin kalk\u0131\u015f\u0131 gibi (ç\u0131lg\u0131n ve dengesiz) kalkacaklard\u0131r” <\/em>. Bu durum, fâizle ilgili bu iddiân\u0131n ne denli büyük ve seviyesiz bir iddiâ oldu\u011funu göstermektedir. Bu iddiâ, ister fâiz alan, isterse fâiz veren taraf\u0131ndan söylensin, sonuç ayn\u0131d\u0131r. <\/p>\n

2- Fâizle i\u015ftigâl küfürdür: <\/strong><\/p>\n

Yüce Allah(cc), fâizle i\u015ftigâl edenleri günahkâr kâfirler olarak nitelendirmektedir. “Allah hiçbir günahkâr kâfiri sevmez”(2\/276), “Kâfirler için haz\u0131rlanm\u0131\u015f ate\u015ften sak\u0131n\u0131n”(3\/131), “\u0130nkâr edenler için elîm bir azap haz\u0131rlad\u0131k”(4\/161). <\/em><\/p>\n

Yüce Allah’\u0131n indirdi\u011fi esaslar\u0131, basit dünyevî hesaplar\u0131 için kar\u0131\u015ft\u0131ranlar, daha rahat bir ya\u015fam sürmek, mal ve mülk edinmek için haram bir i\u015flemi savunanlar, Kur’ân’\u0131n ifâdesiyle günahkâr kâfirlerdir. <\/p>\n

3- Fâiz haram bir kazanç, mal\u0131n bat\u0131l bir \u015fekilde art\u0131r\u0131lmas\u0131d\u0131r: <\/strong><\/p>\n

Fâiz, yüce Allah’\u0131n haram k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 bir kazanç \u015fekli, emek harcanmadan elde edilen bir gelir kayna\u011f\u0131d\u0131r. “Menedildikleri fâizi almalar\u0131ndan ve insanlar\u0131n mallar\u0131n\u0131 bât\u0131l bir \u015fekilde yemelerinden dolay\u0131, onlardan inkâr edenler için elim bir azap haz\u0131rlad\u0131k” (4\/161) <\/em><\/p>\n

Hangi nedenle yap\u0131l\u0131rsa yap\u0131ls\u0131n, yüce Allah’\u0131n yasaklad\u0131\u011f\u0131 fâizle i\u015ftigâl etmek, haramla i\u015ftigâl etmektir ki bu, yüce Allah’\u0131n indinde büyük bir suçtur. Yüce Allah’\u0131n fâizle ilgili uyar\u0131s\u0131 o denli büyüktür ki, \u015firk d\u0131\u015f\u0131nda hiçbir günah konusunda bu denli büyük bir uyar\u0131da bulunulmam\u0131\u015ft\u0131r: “Kim (fâize) dönerse, i\u015fte onlar ate\u015f halk\u0131d\u0131r, orada ebediyyen kalacaklard\u0131r” (2\/275) <\/em>, “Allah, hiçbir günahkâr kâfiri sevmez” (2\/276) <\/em>, “Allah ve Rasûlü’yle sava\u015ft\u0131\u011f\u0131n\u0131z\u0131 bilin” (2\/279) <\/em><\/p>\n

4 – Fâizle i\u015ftigâl, Allah ve Rasûlü’ne kar\u015f\u0131 sava\u015f açmakt\u0131r: <\/strong><\/p>\n

Fâiz, temel itibariyle insanlar aras\u0131ndaki ili\u015fkileri belirleyip düzenleyen, kurallar koyup yapt\u0131r\u0131mlar öngören bir sistemdir. Oysa insanlar aras\u0131ndaki ili\u015fkilerin düzenlenmesinde yegâne kural koyucu, tek güç ancak yüce Allah’t\u0131r. Yüce Allah’\u0131n koydu\u011fu kurallar\u0131n uygulamas\u0131 da Rasûlullah’\u0131n uygulamas\u0131d\u0131r. Rasûlün örnek uygulamas\u0131, Kur’ân varoldukça devam edecek tek örnek uygulamad\u0131r. \u0130\u015fte bu nedenle Kur’ân ve Peygamberi uygulaman\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda varolan her kural ve uygulama biçimi, aç\u0131k bir \u015fekilde Allah ve Rasûlü’ne kar\u015f\u0131 sava\u015f ilân etmektir. Bu kurallara tâbi olmak ve bu kurallar\u0131n gerektirdi\u011fi \u015fekilde hareket etmek ve \u015fartlar\u0131n\u0131 yerine getirmek de “Allah ve Rasûlü ile sava\u015fmakt\u0131r” (2\/279). <\/em><\/p>\n

Allah’a kar\u015f\u0131 ilân edilen bir sava\u015fta kâfirlerin kurallar\u0131na uyup hareket etmek, kâfirlerin saflar\u0131nda yer almak, Allah ve Rasûlü’ne kar\u015f\u0131 sava\u015fmakt\u0131r. <\/p>\n

“\u0130mân edenler Allah yolunda sava\u015f\u0131rlar, kâfirler de ta\u011fut yolunda sava\u015f\u0131rlar. O hâlde \u015feytan\u0131n dostlar\u0131yla sava\u015f\u0131n, çünkü \u015feytan\u0131n hilesi zay\u0131ft\u0131r.” <\/em>(4 Nisâ, 76) <\/em><\/p>\n

Fâizle i\u015ftigâl etmek, Allah ve Rasûlü’ne kar\u015f\u0131 ilân edilip sürdürülen sava\u015fta, kâfirlerle beraber bulunmakt\u0131r. Fâizle para al\u0131p fâiz vermek, Allah ve Rasûlü’yle sava\u015fan kâfirlere lojistik destek vererek onlar\u0131 hem mâli olarak güçlendirmek, böylece onlar\u0131n yeni cepheler aç\u0131p Allah ve Rasûlü’ne kar\u015f\u0131 sürdürdükleri sava\u015f\u0131 geni\u015fletmelerine ve yeni insanlar\u0131 esâretlerine almalar\u0131na yard\u0131mc\u0131 olmakt\u0131r, hem de fiilî olarak kâfirlerin saflar\u0131nda \u015feytan\u0131n ve kâfirlerin askeri olarak sava\u015fmakt\u0131r. Bu ise mü’min olma vasf\u0131n\u0131 ve \u0130slâmî kimli\u011fi kaybetmektir. Fâiz alanlar\u0131n ise \u0130slâmî kimlikleri yoktur. <\/p>\n

Yüce Allah(cc), Allah ve Rasûlü’ne kar\u015f\u0131 sürdürülen sava\u015fta, fâiz verenleri uyararak, fâizcilerin mallar\u0131n\u0131 art\u0131rmaya yönelik lojistik destekte bulunmamalar\u0131n\u0131 istemektedir. “\u0130nsanlar\u0131n mallar\u0131n\u0131n artmas\u0131 için verdi\u011finiz fâiz Allah kat\u0131nda artmaz, ancak Allah’\u0131n yüzünü isteyerek verdi\u011finiz zekât\u0131 O, kat kat art\u0131rand\u0131r” (30\/39) <\/em>buyurarak zekât vermelerini, böylece kendi yoluna gelmelerini ve mü’minlerin saflar\u0131nda yer almalar\u0131n\u0131 istemektedir. Fâiz sistemine alternatif sistem, zekât müessesesidir. Mü’minler bu sistemde yer al\u0131rlar. <\/p>\n

5- Fâiz, cehennemde yanmaya sebeptir: <\/strong><\/p>\n

Fâiz, haram bir fiil, Allah ve Rasûlü’ne kar\u015f\u0131 ba\u015flat\u0131lm\u0131\u015f bir sava\u015f ve mal\u0131n bat\u0131l bir \u015fekilde art\u0131r\u0131lmas\u0131 olunca, bu fiili irtikâb edenler de do\u011fal olarak kâfirlerdir. Kâfirler için öngörülen cezâ ise, içinde ebedî kalacaklar\u0131 cehennem ate\u015fidir. <\/p>\n

“\u0130\u015fte onlar ate\u015f halk\u0131d\u0131r, orada ebedi kalacaklard\u0131r.” (2\/275) <\/em><\/p>\n

“Ey imân edenler, fâizi katlay\u0131p art\u0131rarak yemeyin, Allah’tan korkun ki kurtulas\u0131n\u0131z. Ve kâfirler için haz\u0131rlanm\u0131\u015f ate\u015ften sak\u0131n\u0131n.” (3\/130-131) <\/em><\/p>\n

“(O) kâfirler için elîm bir azap haz\u0131rlad\u0131k.” (4\/161) <\/em><\/p>\n

Fâiz, sömürgeci ve \u015feytâni düzenlerin, yüce Allah’\u0131n hükümlerine alternatif bir \u015fekilde, insan hayat\u0131 üzerinde etken oldu\u011fu ve zûlüm içerdi\u011fi için buna bula\u015fan ve bu sistemin ya\u015famas\u0131n\u0131 sa\u011flayan herkes için çok a\u011f\u0131r bir cezâ öngörülmektedir. Kâfirler için haz\u0131rlanm\u0131\u015f cehennem ate\u015finde ebedi kalmak üzere elîm bir azap… <\/p>\n

6- Fâiz, yoksullar\u0131n ezilmelerine sebep olan bir bask\u0131 arac\u0131d\u0131r: <\/strong><\/p>\n

Akl-\u0131 selîm sahibi hiçbir insan, dünya ve âhirette kendisini rezil edecek bir mükellefiyet alt\u0131na bile bile girmez; mü’min olanlar ise hiçbir \u015fekilde bu tür bir mükellefiyet alt\u0131na girmezler, hele hele yüce Allah’a ve Rasûlü’ne kar\u015f\u0131 sava\u015f demek olan fâize kesinlikle girmezler. Çünkü mü’minler, yüce Allah’a isyân etmek için de\u011fil, imân edi\u015flerinin gere\u011fi ve sonucu olarak itâât etmek ve kulluk yapmak için çal\u0131\u015f\u0131rlar. <\/p>\n

Fâiz gibi haram bir fiile bula\u015fanlar, temelde Kur’ân bilincini gere\u011fince ku\u015fanmayan, imân etmesi kendisine fayda sa\u011flamayan kimselerdir. Bunlar, içinde bulunduklar\u0131 mâli ve ya\u015famsal s\u0131k\u0131nt\u0131dan biraz olsun kurtulabilmek ve k\u0131smen rahatlamak için fâizle para al\u0131rlar. Ancak ço\u011fu zaman k\u0131smî rahatlama yerine sürekli bir teslimiyete ve ba\u011f\u0131ml\u0131l\u0131\u011fa mahkûm olurlar ve bu durumdan kolay kolay kurtulamazlar. Ayr\u0131ca yukar\u0131da da ifâde edildi\u011fi gibi, fâizli paray\u0131 ödeyebilmek ve yeni sorunlarla kar\u015f\u0131la\u015fmamak için durmadan çal\u0131\u015fmak, bunun için de tâviz üstüne tâviz vererek i\u015fverenlere kar\u015f\u0131 eziklik duymak durumuna dü\u015ferler. Yüce Allah(cc), zenginler kar\u015f\u0131s\u0131nda eziklik duyan yoksullar\u0131 rahatlatmak için fâizden vazgeçen ve imân eden zenginlere \u015föyle seslenmektedir: <\/p>\n

“E\u011fer (borçlu) darl\u0131k içinde ise, bir kolayl\u0131\u011fa ç\u0131k\u0131ncaya kadar bekleyin. Bilirseniz, (onlara) sadaka olarak ba\u011f\u0131\u015flaman\u0131z sizin için daha hay\u0131rl\u0131d\u0131r.” <\/em>(2 Bakara, 280) <\/em><\/p>\n

ÇÖZÜM <\/strong><\/p>\n

Bugünkü dünyam\u0131zda kapitalist sistemlerin ekonomilerinin temeli olan fâiz, sömürü ve \u015feytâni düzenlerce bir ya\u015fam tarz\u0131 olarak sunulmaktad\u0131r. Sömürü düzenleri, fâizi bir ihtiyaç olarak sunmak için bir taraftan tüketimi körüklemekte, di\u011fer taraftan lüksü ve israf\u0131 vazgeçilmez bir ya\u015fam tarz\u0131 olarak göstermekte, bu konuda her türlü propaganda ve reklam yapmaktad\u0131rlar. <\/p>\n

Dünya hayat\u0131nda daha rahat ve lüks ya\u015famay\u0131 gâye edinen kimseler, bu konuda âdeta birbirleriyle yar\u0131\u015farak hareket etmektedirler. Gösteri\u015f, lüks ve israf\u0131 ya\u015fam tarz\u0131 olarak benimseyenler, kimi zaman gelirleriyle orant\u0131l\u0131 olmayan bir tüketim içine girerler. Bu nedenle de ço\u011fu zaman sömürü ve fâiz sistemlerinin tuzaklar\u0131na dü\u015füp fâizle i\u015ftigâl ederler. <\/p>\n

Tüketimin sürekli bir \u015fekilde körüklenmesi, gösteri\u015fin, lüks ve israf\u0131n bir ya\u015fam tarz\u0131 olarak sunulmas\u0131 sonucunda bir taraftan yo\u011fun reklam ve propagandalar\u0131n, di\u011fer taraftan nefsin a\u015f\u0131r\u0131 istek ve arzular\u0131n\u0131n aras\u0131nda kalan, genel olarak \u0130slâm’a inanmakla beraber, temelde Kur’ân bilincinden yoksun olan ve kendilerinin müslüman olduklar\u0131n\u0131 ifâde eden baz\u0131 kimseler de kimi uyduruk mâzeretler ileri sürerek fâize bula\u015f\u0131rlar. Hâttâ bunlardan bir ço\u011fu, bulunduklar\u0131 durumu me\u015frû göstermek için âyetleri te’vil etmeye çal\u0131\u015f\u0131rlar. Oysa bu konudaki âyetler, te’vile yer b\u0131rakmayacak kadar aç\u0131k ve muhkemdir. <\/p>\n

Fâize bula\u015fan bir k\u0131s\u0131m insanlar ise, içinde bulunduklar\u0131 durumun pek iç aç\u0131c\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131, fâizle sürdürülen bir ya\u015fam\u0131n, \u0130slâmî esaslarla ve \u0130slâmî bir kimlikle ba\u011fda\u015fmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 daha sonradan ö\u011frendiler ve bulunduklar\u0131 kötü durumdan bir an önce kurtulmak için çâreler aramaktad\u0131rlar. <\/p>\n

Hem fâiz illetinden kurtulmak isteyenler, hem bu sömürü ve \u015feytâni düzenin tuza\u011f\u0131na dü\u015fmek istemeyenler, hem de sömürü düzenine kar\u015f\u0131 alternatif bir çözüm arayan müslümanlar için tek ç\u0131kar yol; Kur’âni bilince ula\u015fm\u0131\u015f olan ve \u0130slâmî kimli\u011fi ku\u015fanan müslümanlar\u0131n vakit kaybetmeden Kur’ân’\u0131n belirledi\u011fi esaslara uyarak bir an önce bireysellikten kurtulup cemââtle\u015fmeleri, tek çat\u0131 alt\u0131nda toplanmalar\u0131d\u0131r. Aksi halde hem Kur’ân’\u0131n buyruklar\u0131na uyup cemââtle\u015fmedikleri için yüce Allah’a hesap veremeyecekler, hem de zaman içinde sömürü ve \u015feytâni düzenlerin tuzaklar\u0131na kap\u0131larak dünya ve âhirette rezil ve helak olacaklar. <\/p>\n

Kur’âni esaslar, imân edenlerin birey olarak ya\u015famalar\u0131na izin vermemekte, onlar\u0131n velâyet hukukunu (9\/71) <\/em>, s\u0131rda\u015fl\u0131k velâyetini (9\/16) <\/em>ve cemââtle\u015fme müessesesini olu\u015fturmalar\u0131n\u0131 istemekte ve Allah’\u0131n rahmetinin ancak, cemââtle\u015fip velâyet hukukunu olu\u015fturanlar\u0131n üzerinde oldu\u011funu bildirmektedir. \u015eu unutulmamal\u0131d\u0131r ki, Kur’ân’da yüce Allah(cc), tek bir mü’mine hitap etmemekte; “ey imân edenler” <\/em>, “o mü’minler ki” <\/em>… \u015feklinde mü’minlere topluca hitap etmektedir. Öyleyse mü’minlerle birlik olunmal\u0131… <\/p>\n

Mü’minlerin bugün içinde bulunduklar\u0131 ç\u0131kmaz\u0131n temel nedeni, bireysel hareket etmeleridir. Bu ç\u0131kmazdan kurtulman\u0131n ve yüce Allah’\u0131n buyruklar\u0131na uygun bir hayat sürdürmenin, en önemlisi de, yüce Allah’a hesab\u0131 tam verebilmenin tek ve birinci yolu, Kur’ân’\u0131n belirledi\u011fi esaslar do\u011frultusunda velâyet hukukunu olu\u015fturmakt\u0131r. “Kâfirler, birbirlerinin velisidirler. Ancak siz (birbirinizi veliler) yapmazsan\u0131z yeryüzünde fitne ve büyük bir fesatl\u0131k ç\u0131kar (yeryüzünü fesat kaplar).” (8 Enfâl, 73)<\/em><\/font><\/span><\/p>\n

<\/span><\/p>\n

Ramazan Y\u0131lmaz:
\n