{"id":86,"date":"2020-03-25T18:28:29","date_gmt":"2020-03-25T18:28:29","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/sakkul-kamer-kurani-bir-gercek-2\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:29","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:29","slug":"sakkul-kamer-kurani-bir-gercek-2","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/sakkul-kamer-kurani-bir-gercek-2\/","title":{"rendered":"\u015eakkul Kamer (Kurani Bir Ger\u00e7ek)"},"content":{"rendered":"

Giri\u015f<\/strong><\/p>\n

Vahyin inzali ve bu vahyin insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131 ile ba\u015flayan Tevhid-\u015firk mücadelesinde, \u015firk cephesinin öncelikli olarak öne sürdü\u011fü husus, vahyi esaslar\u0131 duyuran elçinin, gerçek rasul olup olmad\u0131\u011f\u0131 hususudur. Bu nedenle küfür ve \u015firk cephesi, vahyi getiren ki\u015fiden ya rasul olu\u015funu ispatlayacak deliller istemi\u015fler ya da onun kendileri gibi bir insan oldu\u011funu ileri sürerek reddetmi\u015flerdir. <\/p>\n

Vahyi getiren rasulden, rasul olu\u015funu belirten bir ayet, i\u015faret ya da delil isteyen küfür ve \u015firk cephesine, yüce Allah(cc), rasulüne bir mucize vererek cevap vermi\u015ftir. Küfrün rasulden mucize taleplerine birkaç örnek: <\/p>\n

“(Fir’avn, ey Musa) dedi: ‘E\u011fer bir ayet getirmi\u015f isen, hakikaten do\u011frulardan isen onu göster.’ (Musa) asas\u0131n\u0131 att\u0131, o birden ejderha oluverdi ve elini (yan\u0131ndan) ç\u0131kard\u0131; bakanlar için o, bembeyaz parlak oluverdi.” (7 A’raf, 106–108) <\/em><\/strong><\/p>\n

“(Dediler ki: ‘Ey Salih) sen de bizim gibi bir insans\u0131n, e\u011fer do\u011frulardan isen bize bir ayet getir.’ (Salih) dedi ki: ‘\u0130\u015fte bu (mucize) di\u015fi devedir; onun su içme hakk\u0131 var, günün belli bir zaman\u0131 da sizin su içme hakk\u0131n\u0131z var.” (26 \u015euara, 154–155) <\/em><\/strong><\/p>\n

Mucize, vahyi getiren rasulün, rasul olu\u015funun bir kan\u0131t\u0131d\u0131r. Mucize talep edenler, kendilerine bu mucize gösterilmesine ra\u011fmen yine iman etmemi\u015fler, inkârlar\u0131na devam etmi\u015flerdir. <\/p>\n

Hz. Muhammed(as)’\u0131n rasul olu\u015funa iman etmeyen Mekke \u015firk önderleri de her f\u0131rsatta ondan mucize talebinde bulunmu\u015flar; onun gerçekten rasul olup olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 ö\u011frenmeye çal\u0131\u015fm\u0131\u015flar, t\u0131pk\u0131 önceki kâfirler gibi, ondan mucize göstermesini istemi\u015flerdi. <\/p>\n

“Dediler ki: ‘Ona Rabb’inden bir mucize (ayet) indirilmeli de\u011fil miydi? De ki: ‘\u015eüphesiz Allah, bir mucize indirmeye kadirdir, fakat çoklar\u0131 bilmezler.” (6 En’am, 37) <\/em><\/strong><\/p>\n

Mekke mü\u015friklerinin mucize talebi t\u0131pk\u0131, Fir’avn ve Semud kavminin mucize talebine benzemektedir. Yüce Allah(cc), elbette adalet sahibidir ve bu adaleti, kâfirlerin mucize taleplerinde de aynen tecelli ediyor ve yüce Allah(cc) önceki kâfirlerin taleplerine mucize indirerek cevap verdi\u011fi gibi, Mekke mü\u015friklerinin mucize talebine de cevap veriyor. Üstelik Mekke mü\u015frikleri, di\u011fer kâfirlerden daha çok \u0131srarda bulunmu\u015flar ve Hz. Muhammed(as) ile kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131klar\u0131nda ondan, kendisinin rasul olu\u015funu ispatlamas\u0131 için ola\u011fanüstü \u015feyler talep etmi\u015flerdir. \u0130\u015fte bunlardan birkaç\u0131: <\/p>\n

“Dediler ki: ‘yerden bize bir p\u0131nar f\u0131\u015fk\u0131rtmad\u0131kça sana inanmay\u0131z, (…) Yahut alt\u0131ndan bir evin olmal\u0131 ya da gö\u011fe ç\u0131kmal\u0131s\u0131n. Mamafih, bizim üzerimize okuyaca\u011f\u0131m\u0131z bir kitap indirmedikçe senin sadece gö\u011fe ç\u0131kmana da inanmay\u0131z’ De ki: Rabb’imin \u015fan\u0131 yücedir. Ben, sadece rasul olan bir insan de\u011fil miyim?” (17 \u0130sra, 90,93) <\/em><\/strong><\/p>\n

Her rasulde mucize, kâfirlerin beklentilerinin çok üstünde gerçekle\u015fti\u011fi gibi, Hz. Muhammed(as)’da da kâfirlerin taleplerinin çok üstünde gerçekle\u015fiyor ve ay, kâfirlerin \u015fa\u015fk\u0131n bak\u0131\u015flar\u0131 aras\u0131nda ikiye ayr\u0131l\u0131yor. T\u0131pk\u0131 Hz. Musa(as)’\u0131n asas\u0131n\u0131n ve elinin, mucize olay\u0131 bittikten sonra eski hallerine döndükleri gibi, ay yeniden eski haline dönüyor. <\/p>\n

Vahyin indirilmesi ve rasul olma, ola\u011fanüstü bir olayd\u0131r. Bu ola\u011fanüstü olay, yine ola\u011fanüstü bir olayla delillendirilmektedir. \u0130nkâr\u0131 bir ya\u015fam tarz\u0131 olarak benimsemi\u015f, beyin hücreleri materyalist pisliklerle kirletilmi\u015f, kronikle\u015fmi\u015f bir halde maddeye tapm\u0131\u015f olan kâfirler t\u0131pk\u0131 kendilerinden önce vahyi ve mucizeyi inkâr eden kafirler gibi, vahyi gerçekleri ve ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131 gerçe\u011fini apaç\u0131k görmelerine ra\u011fmen: “Süregelen bir büyüdür” <\/em><\/strong>diyerek reddetmi\u015flerdir. Fir’avn ve melesi de ayn\u0131 ifadeyi kullanm\u0131\u015f, Hz. Musa(as)’ya “Bu, çok bilgili bir büyücüdür” <\/em><\/strong>diyerek, onun gösterdi\u011fi tüm mucizeleri: “Vicdanlar\u0131, onlara kanaat getirdi\u011fi halde, s\u0131rf haks\u0131zl\u0131k ve böbürlenmeleri yüzünden, onlar\u0131 inkâr ettiler,” (27 Neml, 14) <\/em><\/strong><\/p>\n

\u015eakk’ul-Kamer Gerçe\u011fi <\/strong><\/p>\n

(Kamer suresi, 1–3) <\/strong><\/p>\n

1- Saat yakla\u015ft\u0131, ay yar\u0131ld\u0131. <\/em><\/strong><\/p>\n

Sünnetullah, bir kez daha de\u011fi\u015fmezli\u011fini göstermi\u015f ve yüce Allah(cc), rasul olarak görevlendirdi\u011fi Hz. Muhammed(as)’\u0131n rasul oldu\u011funu, kâfirlerin hiçbir mazeret öne sürmelerine f\u0131rsat vermeyecek \u015fekilde ay\u0131 ikiye ay\u0131rarak göstermi\u015ftir. <\/p>\n

Kafirlerin, Hz. Muhammed(as)’dan sürekli olarak mucize talep etmelerine yüce Allah(cc) ay\u0131 ikiye ay\u0131rarak cevap vermi\u015ftir. Hem de gören gözlerin, onu yalanlayamayaca\u011f\u0131 bir \u015fekilde, apaç\u0131k bir halde ay yar\u0131ld\u0131. <\/p>\n

Ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131na ra\u011fmen inkârlar\u0131na devam eden geçmi\u015f kâfirlere yüce Allah lây\u0131k olduklar\u0131 cevab\u0131, en güzel \u015fekilde vermi\u015ftir. Kur’an’\u0131 hayat prensibi olarak alan bizler de bu ça\u011f\u0131n davetçileri olarak, Rabb’imizin yüce kitab\u0131ndan hareketle, günümüz \u015eakku’l-Kamer inkârc\u0131lar\u0131na lay\u0131k olduklar\u0131 cevab\u0131 verece\u011fiz in\u015faallah. Onlar, ya tevbe edip Kur’ani gerçeklere teslim olurlar ya da hevalar\u0131n\u0131n buyru\u011fuyla hareket ederek inkârlar\u0131n\u0131 sürdürmeye devam ederler. Bize dü\u015fen apaç\u0131k bir \u015fekilde tebli\u011f etmektir. <\/p>\n

Ay\u0131n yar\u0131ld\u0131\u011f\u0131 mucizesi, Kur’ani bir gerçek olarak vukubuldu\u011fu halde, ne dü\u015fünce ile hareket ettikleri, kendilerince bile bilinmeyen baz\u0131 kimseler, bu Kur’ani gerçe\u011fi, bile bile inkâra yeltenmektedirler. Bu kimseler, Kur’ani bir gerçe\u011fi inkâr ettikleri yetmiyormu\u015f gibi, bir de Kur’an terbiyesinden ve peygamber e\u011fitiminden geçen birçok güzide sahabeye de hakaret etmektedirler. Üstelik kendileri, Kur’an ruhundan ve Kur’an’\u0131 anlama yetene\u011finden yoksun olduklar\u0131 halde… <\/p>\n

Saat yakla\u015ft\u0131, ay yar\u0131ld\u0131. <\/em><\/strong><\/p>\n

Günümüzdeki mucize inkârc\u0131lar\u0131na, ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131 mucizesinin gerçek oldu\u011funu, Kur’an’\u0131n bizzat kendisiyle ispatlamaya çal\u0131\u015faca\u011f\u0131z in\u015faAllah. <\/p>\n

a) <\/strong>Ay\u0131n yar\u0131ld\u0131\u011f\u0131 gerçe\u011fini, ilk ayetten hemen sonra gelen iki ayet tekid etmekte ve ay\u0131n yar\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 bildirmektedir. <\/p>\n

2- Bir mucize görseler hemen yüzçevirirler ve “süregelen bir büyüdür” derler. <\/em><\/strong><\/p>\n

3- Yalanlad\u0131lar ve hevalar\u0131na uydular. Her emir yerini bulacakt\u0131r. <\/em><\/strong><\/p>\n

Ay, mü\u015friklerin gözleri önünde yar\u0131lm\u0131\u015f, inkâr\u0131 i\u015f edinmi\u015f olan mü\u015frikler bu gerçe\u011fi yalanlam\u0131\u015flar ve \u015fahit olduklar\u0131 bu gerçe\u011fe: “süregelen bir büyüdür” <\/em><\/strong>demi\u015flerdir. Ay\u0131n yar\u0131ld\u0131\u011f\u0131 gerçe\u011fini bildiren ayetten sonra gelen iki ayet, vukubulan bu olay\u0131n mü\u015friklerce nas\u0131l ve hangi ifadelerle yalanland\u0131\u011f\u0131n\u0131 bildirmektedir. <\/p>\n

Mü\u015frikler, kendilerine okunan ayetleri “eskilerin masallar\u0131d\u0131r” <\/em><\/strong>diyerek yalanlam\u0131\u015flard\u0131. Oysa ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131 vukubuldu\u011fu ve kendileri de buna \u015fahit olduklar\u0131 için, bu olaya “süregelen bir büyüdür” <\/em><\/strong>demi\u015flerdir. <\/p>\n

b) <\/strong>\u015eayet ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131 vukubulmasayd\u0131, mü\u015frikler “ay yar\u0131ld\u0131” <\/em><\/strong>ayetine itiraz edeceklerdi ve “Muhammed olmayan \u015feyleri, olmu\u015f gibi gösteriyor” <\/strong>diyerek kar\u015f\u0131 ç\u0131kacaklard\u0131. Neredeyse her ayete itiraz eden, \u0130sra (miraç) olay\u0131n\u0131 inkâra yeltenen mü\u015frikler, bu olay\u0131n vukubulmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 söylememi\u015fler, tam aksine vukubuldu\u011funu kabul etmi\u015fler, ancak kendilerine büyü yap\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 ileri sürerek “süregelen bir büyüdür” demi\u015fler ve yalanlayarak hevalar\u0131na tabi olmu\u015flard\u0131r. <\/p>\n

c) <\/strong>Ay\u0131n yar\u0131ld\u0131\u011f\u0131 gerçe\u011fini belgeleyen bir ba\u015fka delil de K\u0131yamet Suresi, 8 ve 9. ayetleridir. K\u0131yâmet 8. ayetinde ay\u0131n yar\u0131laca\u011f\u0131 de\u011fil tutulaca\u011f\u0131 bildiriliyor. Bu ayete göre ay, k\u0131yamet gününde , “güne\u015fin dürüldü\u011fü (köreltildi\u011fi)” (81\/1) <\/em><\/strong>gibi tutulup karart\u0131lacak ve “güne\u015f ile ay bir araya toplanacakt\u0131r” (75\/9). <\/em><\/strong>Buna göre ay, k\u0131yamet günü yar\u0131lmayacakt\u0131r. Ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131 önceden vuku buldu\u011fu gerçe\u011fi böylece bir kez daha delillendirilmektedir. <\/p>\n

Di\u011fer taraftan k\u0131yamet saati koptu\u011funda, zaten mucizeye gerek kalmayacakt\u0131r. O gün insan, yalanlama içinde de\u011fil; “kaçacak yer neresi” (75\/10) <\/em><\/strong>diyerek can\u0131n\u0131 kurtarma tela\u015f\u0131 ve pani\u011fi içinde olacakt\u0131r. <\/p>\n

K\u0131yamet saatinin o deh\u015fetli an\u0131nda; “güne\u015fin dürüldü\u011fü, y\u0131ld\u0131zlar\u0131n döküldü\u011fü, da\u011flar\u0131n yürütüldü\u011fü, denizlerin kaynat\u0131ld\u0131\u011f\u0131” (81\/1–3,6), <\/em><\/strong>her \u015feyin korkunç gürültülerle birbirine çarpt\u0131\u011f\u0131, “kulaklar\u0131 sa\u011f\u0131r eden o gürültü koptu\u011fu” (80\/33) “da\u011flar\u0131n renkli yün gibi at\u0131l\u0131p” (101\/5), “yer ve da\u011flar\u0131n sars\u0131larak da\u011f\u0131lan kum y\u0131\u011f\u0131nlar\u0131 haline geldi\u011fi” (73\/14), “gök yar\u0131ld\u0131\u011f\u0131” (82\/1), yer sars\u0131l\u0131p içindekileri d\u0131\u015far\u0131 att\u0131\u011f\u0131” (99\/1-2), “insanlar\u0131n pervane gibi, ç\u0131lg\u0131nca sa\u011fa sola kaç\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131” (101\/4) <\/em><\/strong>ve bu korkunç manzara içinde “küçücük çocuklar\u0131n (bile) saçlar\u0131n\u0131n (ihtiyarlar gibi) a\u011fard\u0131\u011f\u0131” (73\/17) <\/em><\/strong>bir ortamda, ay yar\u0131lm\u0131\u015f olsa bile, hangi insan durup bu gerçe\u011fi yalanlayabilir ve hiçbir \u015fey olmam\u0131\u015f gibi, “yüzçevirip ‘bu süregelen bir büyüdür” <\/em><\/strong>diyebilir. <\/p>\n

d) <\/strong>Ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131 olay\u0131, k\u0131yametin yakla\u015ft\u0131\u011f\u0131n\u0131 bildiriyor. Çünkü ay gibi muazzam bir kütle, rahatl\u0131kla ikiye bölünüp yar\u0131labiliyorsa, evren de, Allah’\u0131n emriyle daha kolay parçalan\u0131p k\u0131yamet kopabilir imaj\u0131n\u0131 ve dü\u015füncesini uyand\u0131rmaya çal\u0131\u015f\u0131yor mü\u015frik kafalarda. Yüce Allah(cc), ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131n\u0131 mü\u015friklere göstererek onlara, bu olay kar\u015f\u0131s\u0131nda aciz kald\u0131klar\u0131 gibi, k\u0131yamet saatinde de aciz kalacaklar\u0131n\u0131 bildiriyor. <\/p>\n

e) <\/strong>Ay\u0131n yar\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131n ba\u015fka bir delili de En’am suresi 35. ayetidir. Bu ayette t\u0131pk\u0131 Kamer suresi 2. ayetinde geçen ifade aynen tekrarlan\u0131yor ve Rasul teselli ediliyor. Kamer, 2. ayetinde mü\u015friklerin gördükleri mucizeden “yüzçevirdikleri” <\/em><\/strong>belirtiliyor; En’am, 35. ayetinde de “E\u011fer onlar\u0131n yüzçevirmesi sana a\u011f\u0131r geldiyse haydi (yapabilirsen) yere bir delik aç ya da gö\u011fe bir merdiven daya ki onlara (iman etmeleri için) bir mucize getiresin. Allah dileseydi elbette onlar\u0131 hidayet üzerinde toplard\u0131, o halde cahillerden olma.” (6 En’am, 35) <\/em><\/strong><\/p>\n

Ay\u0131n yar\u0131lma mucizesine ra\u011fmen mü\u015friklerin, bu olaya “süregelen bir büyüdür” <\/em><\/strong>deyip yüzçevirmeleri ve yalanlamalar\u0131 Hz. Muhammed(as)’\u0131 oldukça üzmü\u015ftü. Bunun üzerine yüce Allah(cc) yukar\u0131daki ayeti inzal ederek Rasulünü teselli ediyor. Yüce Allah(cc), Rasulüne, mü\u015frikleri zorla iman ettirmesinin mümkün olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131, bu gerçe\u011fi görmelerine ra\u011fmen bile bile inkâr edenlerin, bundan sonra hiçbir \u015fekilde iman etmeyeceklerini, bunun için üzülmemesini bildirmektedir. <\/p>\n

f) Mucize göstermek, rasullerin rasul olu\u015flar\u0131n\u0131 kan\u0131tlamaktad\u0131r. Hz. Nuh(as), Hz. \u0130brahim(as), Hz. Salih(as), Hz. \u0130sa(as), Hz. Musa(as) ve daha birçok rasul, kâfirlerin kendilerini yalanlamalar\u0131na kar\u015f\u0131l\u0131k, yüce Allah’\u0131n izniyle, mucizeler göstermi\u015flerdi. Hz. Muhammed(as)’\u0131n da, rasuller zincirinin bir halkas\u0131 olmas\u0131 hasebiyle, mucize göstermesi, rasul olu\u015funun gere\u011fi, sonucu ve ispat\u0131d\u0131r. <\/p>\n

Kur’an’da, rasullerin ba\u011fl\u0131 bulundu\u011fu bir yasa vard\u0131r; sünnetullah denilen bu yasa, risaleti duyuran her rasul için geçerlidir ve her rasul, ayn\u0131 yasan\u0131n ortaya koydu\u011fu olaylar\u0131 ya\u015far. Mucize de bu yasan\u0131n gere\u011fi ve sonucudur. <\/p>\n

“Allah’\u0131n kendisine takdir etti\u011fi bir \u015feyi yerine getirmekte peygambere herhangi bir güçlük yoktur. Sizden önce geçenler aras\u0131nda da Allah’\u0131n yasas\u0131 böyle idi. Allah’\u0131n emri olup bitmi\u015ftir.” (33 Ahzab, 38) <\/em><\/strong><\/p>\n

Allah’\u0131n takdir etmesiyle, mucize göstermek, rasuller için hiç de zor de\u011fildir. Ayn\u0131 \u015fekilde Sünnetullah’\u0131n gere\u011fi olarak, daveti ortaya koymakta, yalanlanmakta, rasule dü\u015fmanl\u0131k yap\u0131lmakta da bütün rasuller ayn\u0131 durumu ya\u015farlar. <\/p>\n

“Senden önce de elçiler yalanlanm\u0131\u015ft\u0131. Yalanlanmalar\u0131na ve eziyet edilmelerine sabrettiler, nihayet kendilerine yard\u0131m\u0131m\u0131z yeti\u015fti. Allah’\u0131n kelimelerini de\u011fi\u015ftirebilecek kimse yoktur. Sana da rasullerin haberlerinden bir parça geldi.” (6 En’am, 34) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Böylece biz her peygambere, insan ve cin \u015feytanlar\u0131n\u0131 dü\u015fman yapt\u0131k!…” (En’am, 112) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Böylece biz her elçiye suçlular\u0131 dü\u015fman yapt\u0131k. Yol gösterici ve yard\u0131mc\u0131 olarak Rabb’in yeter.” (25 Furkan, 31) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Andolsun senden önceki elçilerle de alay edildi, ama alay edenleri, o alay ettikleri \u015fey ku\u015fat\u0131verdi.” (21 Enbiya, 41) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Bu, Allah’\u0131n öteden beri yasas\u0131d\u0131r; Allah’\u0131n yasas\u0131nda de\u011fi\u015fme bulamazs\u0131n.” (48 Fetih, 23) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Bu, senden önce gönderdi\u011fimiz elçilerimizin yasas\u0131d\u0131r; bizim yasam\u0131zda bir de\u011fi\u015fiklik bulamazs\u0131n.” (17 \u0130sra, 77) <\/em><\/strong><\/p>\n

Bunlar\u0131 ço\u011faltmak mümkün; eçilerin bu ortak özellikleri, davet, peygamberlik ve kâfirlerle yap\u0131lan mücadele ile ilgilidir. Rasullerin bu ortak özelliklerinden biri olan ve davet ile peygamberlik konular\u0131n\u0131 yak\u0131ndan ilgilendiren mucize, di\u011fer elçilere verildi\u011fi gibi, Hz. Muhammed(as)’a da verilmi\u015ftir. Sünnetullah’\u0131n gere\u011fi olarak bundan do\u011fal ne olabilir ki? Mü’minler, rasullere iman edi\u015flerinde, hiçbirini di\u011ferinden ay\u0131rmad\u0131klar\u0131na göre, di\u011fer rasullerin mucizelerine iman ettikleri gibi, Hz. Muhammed(as)’\u0131n \u015eakku’l-Kamer mucizesine de aynen iman etmekle mükelleftirler. Çünkü rasullere iman bir bütündür. <\/p>\n

“Onlar ki, Allah’a ve elçilerine iman ettiler, onlardan hiçbiri aras\u0131nda ay\u0131r\u0131m yapmad\u0131lar, i\u015fte onlara (Allah) mükâfatlar\u0131n\u0131 verecektir. Allah ba\u011f\u0131\u015flay\u0131p merhamet edendir.” (4 Nisa, 152) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Allah’a, bize indirilene, \u0130brahim’e, \u0130smail’e, \u0130shak’a, Yakub’a ve torunlar\u0131na indirilene, Musa ve \u0130sa’ya verilene ve (di\u011fer) peygamberlere Rab’leri taraf\u0131ndan verilene inand\u0131k, onlar aras\u0131nda bir ay\u0131r\u0131m yapmay\u0131z. Biz O’na teslim olanlar\u0131z’ deyin.” (2 Bakara, 136) <\/em><\/strong><\/p>\n

\u0130man, bütün olu\u015fu gere\u011fi parçalanmay\u0131 kabul etmez. Peygamberlerin bir k\u0131sm\u0131na verileni kabul edip bir k\u0131sm\u0131na verileni kabul etmemek küfrü gerektiren bir durumdur. <\/p>\n

“Onlar ki, Allah’\u0131 ve elçilerini inkâr ederler, (ya da) Allah ile elçilerinin aras\u0131n\u0131 ay\u0131rmak isterler ve ‘kimine inan\u0131r\u0131z, kimini inkâr ederiz’ derler ve bu ikisi aras\u0131nda bir yol tutmak isterler. \u0130\u015fte onlar, gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçalt\u0131c\u0131 bir azab haz\u0131rlam\u0131\u015f\u0131zd\u0131r.” (4 Nisa, 150–151) <\/em><\/strong><\/p>\n

Bütün bu Kur’ani gerçekler de gösteriyor ki, Hz. Muhammed(as) zaman\u0131nda ay ikiye ayr\u0131lm\u0131\u015f ve di\u011fer rasullerde oldu\u011fu gibi, Sünnetullah bir kez daha tecelli etmi\u015ftir. Bu olayla ilgili olarak yine Kur’an’dan hareketle, mü\u015friklerin talepleri de ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131n\u0131n vukubuldu\u011funu göstermektedir. <\/p>\n

Mü\u015friklerin Talepleri<\/strong><\/p>\n

De\u011fer yarg\u0131lar\u0131 maddeden ba\u015fka bir \u015fey olmayan, her \u015feyi madde ile ölçen mü\u015frik Mekke toplumu, di\u011fer toplumlar gibi, yüce Allah’a, meleklere ve geçmi\u015f peygamberlere, eksik bir imanla da olsa, inanmaktad\u0131r. Peygamber kavram\u0131na yabanc\u0131 olmayan Mekkeli mü\u015friklerin, peygamber ve kitap beklediklerini hatta talep ettiklerini yüce Allah(cc) \u015föyle bildiriyor. <\/p>\n

“Yeminlerinin bütün gücüyle ‘Andolsun e\u011fer kendilerine bir uyar\u0131c\u0131 gelirse, herhangi bir milletten daha çok do\u011fru yolda olacaklar’ diye Allah’a yemin ettiler. Ancak kendilerine uyar\u0131c\u0131 gelince bunun, onlara Hak’tan uzakla\u015fmaktan ba\u015fka bir katk\u0131s\u0131 olmad\u0131.” (35 Fat\u0131r, 42) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Gerçi onlar \u015föyle diyorlard\u0131: ‘e\u011fer yan\u0131m\u0131zda öncekilerden bir uyar\u0131 olsayd\u0131, biz, elbette Allah’\u0131n temiz kullar\u0131 olurduk:’ Ama uyar\u0131y\u0131 inkâr ettiler; bilecekler (bu inkârlar\u0131n\u0131n sonunun ne olaca\u011f\u0131n\u0131)” (37 Saffat, 167–170) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Kendi elleriyle yapt\u0131klar\u0131 (suçlar\u0131) yüzünden onlara bir musibet isabet etti\u011fi zaman: ‘Ey Rabb’imiz, bize bir elçi göndersen de ayetlerine uyup mü’minlerden olsayd\u0131k’ diyecek olmasalard\u0131 (onlara elçi göndermezdik)” (28 Kasas, 47) <\/em><\/strong><\/p>\n

Yüce Allah(cc), mü\u015friklerin bu taleplerini kar\u015f\u0131l\u0131yor, ancak her \u015feyi madde ile ölçen Mekke mü\u015frikleri gönderilen elçinin gerçekten elçi olup olmad\u0131\u011f\u0131 konusunda ku\u015fku duymaktad\u0131rlar ve adeta aptalla\u015f\u0131p \u015fa\u015f\u0131rm\u0131\u015f bir halde \u015föyle demekteydiler: <\/p>\n

“Kendilerine hak gelince ‘bu büyüdür, biz onu tan\u0131may\u0131z’ dediler ve ‘bu Kur’an, iki kentten, büyük bir adama indirilmeli de\u011fil miydi?’ dediler” (43 Zuhruf, 30–31) <\/em><\/strong><\/p>\n

Yukar\u0131daki ayetlerden de net olarak anla\u015f\u0131l\u0131yor ki, yüce Allah(cc), gönderdi\u011fi elçinin gerçekten elçi oldu\u011funu mü\u015friklere kan\u0131tl\u0131yor. Bu kan\u0131tlama da, önceki elçilerde oldu\u011fu gibi, mucize yani ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131 ile gerçekle\u015ftiriliyor. Ancak bütün bunlara ra\u011fmen o mü\u015frikler, gelen elçiyi ve mesaj\u0131n\u0131 inkâr ederek haktan uzakla\u015f\u0131p sap\u0131yorlar. Mü\u015frikler, Hz. Muhammed(as)’\u0131n elçi oldu\u011funu çok iyi biliyorlar, ancak içinde bulunduklar\u0131 hasetlik ve böbürlenme nedeniyle o rasulu kabul etmiyor, yalanl\u0131yor ve gösterilen mucizeye de: “bu büyüdür, onu tan\u0131may\u0131z” diyorlard\u0131. Yüce Allah(cc), Hz. Muhammed(as)’\u0131n elçi olu\u015funu, Mekkeli mü\u015friklere mucize ile ispatl\u0131yor ki, o mü\u015friklerin herhangi bir mazeretleri kalmas\u0131n ve k\u0131yamet günü \u015föyle demesinler: <\/p>\n

“Kitap, yaln\u0131z bizden önceki iki toplulu\u011fa indirildi, biz ise onlar\u0131n okumas\u0131ndan habersizdik’ demeyesiniz ya da: ‘e\u011fer bize kitap indirilseydi biz, onlardan daha do\u011fru yolda olurduk’ demeyesiniz….” (6 En’am. 156–157) <\/em><\/strong><\/p>\n

Yüce Allah(cc), adaleti ve rahmeti gere\u011fi kullar\u0131n\u0131n mazeretlerini ortadan kald\u0131rd\u0131ktan sonra onlar\u0131 hesaba çekip yarg\u0131lar. Rasul gönderme ve onun rasul oldu\u011funu kan\u0131tlama hususunda da ayn\u0131 rahmet ve adaletini ortaya koyar. Öyle ki, gönderdi\u011fi rasulün rasul olu\u015funa, daha öncekilerde oldu\u011fu üzere, mü\u015frikleri \u015fahit tutarak kan\u0131tlar. \u0130\u015fte bu kan\u0131tlama her rasulde oldu\u011fu gibi Hz. Muhammed(as)’da da mucize iledir. <\/p>\n

“\u015eayet onlar\u0131, ondan önce bir azap ile helak etseydik: ‘Rabb’imiz, bize bir elçi gönderseydin de böyle alçal\u0131p rezil olmadan önce senin ayetlerine uysayd\u0131k’ derlerdi” (20 Taha, 134) <\/em><\/strong><\/p>\n

<\/em><\/strong>Ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131 mucizesi iman ettikleri için binbir zorlukla kar\u015f\u0131la\u015fan mü’minlere hem moral, hem güç ve güven vermi\u015f hem de imanlar\u0131n\u0131n kökle\u015fmesini sa\u011flam\u0131\u015ft\u0131r. <\/p>\n

\u0130tirazlar<\/strong><\/p>\n

Ça\u011f\u0131m\u0131z \u015eakku’l-Kamer inkârc\u0131lar\u0131, ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131 mucizesine kar\u015f\u0131 \u015fu iddialarda bulunuyorlar ve böyle bir mucizenin vukubulmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 söylüyorlar. <\/p>\n

1- <\/strong>Ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131, k\u0131yamet koptu\u011funda vukubulacak. <\/p>\n

2- <\/strong>Kur’an en büyük mucizedir, ba\u015fka mucizeye gerek yoktur. <\/p>\n

3- <\/strong>\u0130sra 59. ayeti mucize gönderilmeyece\u011fini bildirmektedir. <\/p>\n

4- <\/strong>Bu mucize kabul edildi\u011fi takdirde, hurafecilerin uydurduklar\u0131 mucizeler hakl\u0131l\u0131k kazanacakt\u0131r. <\/p>\n

5- <\/strong>Bu mucizeyi kabul edenler, atalar\u0131n\u0131n yolunda hareket eden kimselerdir. <\/p>\n

1- <\/strong>“Ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131, k\u0131yamet koptu\u011funda vukubulacak” <\/strong>iddias\u0131: Bu iddian\u0131n, Kur’an esprisiyle ve ayetleriyle ba\u011fda\u015f\u0131r hiçbir yan\u0131 bulunmad\u0131\u011f\u0131 gibi, tam aksine Kur’an ayetleriyle çat\u0131\u015fmakt\u0131r. Bu iddiaya yukar\u0131da c <\/strong>\u015f\u0131kk\u0131nda de\u011finmi\u015ftik; o bölümün yeniden okunmas\u0131n\u0131 tavsiye ederiz ve bu iddia sahiplerinin tevbe edip bu çeli\u015fkiden kurtulmalar\u0131n\u0131 temenni ediyoruz. <\/p>\n

2- “Kur’an en büyük mucizedir, ba\u015fka mucizeye gerek yoktur” <\/strong>iddias\u0131: Kur’an’\u0131n en büyük mucize oldu\u011fu gerçe\u011fini inkâr etmek mümkün de\u011fildir. Ancak bu iddia sahipleri ba\u015fka bir mucizenin Hz. Muhammed(as)’a verilmedi\u011fini iddia ediyorlar. Bu talihsiz iddia sahiplerine diyoruz ki: Acaba Hz. \u0130brahim(as)’a Hz. Nuh(as)’a, Hz. Salih(as)’a, Hz. Musa(as)’a ve Hz. \u0130sa(as)’a verilen vahiy mucize de\u011fil miydi, ya da onlara verilen vahiy (hâ\u015fâ) daha m\u0131 kalitesiz idi ki, onlara vahiyle beraber bir de mucize verilmi\u015fti. Bu iddia sahipleri, rasullerin, getirdikleri mesaj dolay\u0131s\u0131yla ayn\u0131 yasaya tabi olduklar\u0131n\u0131 bilmiyorlar anla\u015f\u0131lan. Onlara, bu konuyla ilgili ayetleri okuyup bu ayetlere iman etmelerini ve tevbede bulunmalar\u0131n\u0131 tavsiye ederiz. <\/p>\n

3- “\u0130sra, 59. ayeti, mucize gönderilmeyece\u011fini bildirmektedir.” <\/strong>iddias\u0131: Kur’an mant\u0131\u011f\u0131 ve mantalitesinden uzak, tek ayeti al\u0131p onunla ahkâm kesme psikolojisi ve \u015fa\u015fk\u0131nl\u0131\u011f\u0131 içerisinde bulunan, Kur’an’\u0131 gere\u011fi gibi anlamaktan mahrum olan bu iddia sahipleri, \u015fayet vahyin inzali, risaletin duyurulmas\u0131, peygamberlik görevi, Tevhid-\u015firk mücadelesinde mü\u015frik ve kâfirlerin iddia ve talepleri ve Sünnetullah\u0131n de\u011fi\u015fmezli\u011fi ile ilgili ayetlere de baksalard\u0131, böyle talihsiz bir iddiada bulunamazlard\u0131. <\/p>\n

“Bizi ayetler (mucizeler) göndermekten al\u0131koyan evvelkilerin yalanlamas\u0131d\u0131r. Semuda aç\u0131k bir mucize olarak di\u015fi deveyi verdik, ona zulmettiler. Biz, o (istenilen) mucizeleri, ancak korkutmak için göndeririz.” (17 \u0130sra, 59) <\/em><\/strong><\/p>\n

Bu ayet çok iyi okundu\u011funda, buna ba\u011fl\u0131 olarak ilgili ayetlere bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda, hiçbir mucize gönderilmeyece\u011fini de\u011fil, mü\u015friklerin talep ettikleri mucizelerin gönderilmeyece\u011fini bildirmektedir. Çünkü mü\u015frikler, apaç\u0131k gördükleri ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131n\u0131 inkâr etmi\u015fler, daha ba\u015fka mucizeler istemi\u015flerdi. Mü\u015friklerin istedikleri mucizelerden birkaç\u0131: <\/p>\n

“Allah’\u0131m, e\u011fer bu, senin yan\u0131ndan gelmi\u015f hak ise, ba\u015f\u0131m\u0131za gökten ta\u015f ya\u011fd\u0131r yahut bize ac\u0131 bir azap ver.” (8 Enfal, 32) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Dediler ki, ‘Ey kendisine zikir indirilmi\u015f olan, sen mutlaka delisin. E\u011fer do\u011frulardan isen, bize melekleri getirsene!” (15 Hicr, 6–7) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Onlar, illa buluttan gölgeler içinde Allah’\u0131n ve meleklerin gelmesini ve i\u015fin bitirilmesini bekliyorlar de\u011fil mi? Bütün i\u015fler Allah’a döndürülecektir.” (2 Bakara, 210) <\/em><\/strong><\/p>\n

\u0130\u015fte \u0130sra, 59. ayeti bu istenilenlerin gönderilmeyece\u011fini çünkü bunlardan biri gönderildi\u011finde onlar\u0131n i\u015flerinin bitirilece\u011fini, o zaman ise iman\u0131n art\u0131k fayda vermeyece\u011fini bildiriyor. Mü\u015friklerin taleplerinden hemen sonra gelen ayetler buna i\u015faret ediyor. <\/p>\n

“Biz, melekleri (mucize olarak de\u011fil) ancak hak olarak indiririz, o zaman da kendilerine asla göz açt\u0131r\u0131lmaz (i\u015fleri bitirilir)” (15Hicr, 8) <\/em><\/strong><\/p>\n

Yüce Allah(cc), kâfirlerin istedikleri mucizeler için “Biz o (istenilen) mucizeleri, ancak korkutmak için göndeririz” (17\/59) <\/em><\/strong>buyuruyor ve yukar\u0131daki Hicr, 8. ve benzeri ayetlerde de bu istenilenler gönderildi\u011finde i\u015fin bitirilece\u011fini bildiriyor. Yüce Allah(cc), kafirlerin i\u015flerini neden hemen bitirmedi\u011fini de yine mü\u015friklerin taleplerinden hemen sonra bildiriyor. <\/p>\n

“Sen onlar\u0131n içinde bulundu\u011fun ve onlar tevbe ederlerken de Allah onlara azab edecek de\u011fildir.” (8 Enfal, 33) <\/em><\/strong><\/p>\n

“\u015eayet onlar\u0131, ondan önce bir azap ile helak etseydik: ‘Rabb’imiz, bize bir elçi gönderseydin de böyle alçal\u0131p rezil olmadan önce senin ayetlerine uysayd\u0131k’ derlerdi.” (20 Taha, 134) <\/em><\/strong><\/p>\n

Ayetlerden aç\u0131kça anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 üzere, yüce Allah(cc), inkârc\u0131lara mühlet vermekte ve onlar\u0131n tevbe edip Hakk’a dönmelerine f\u0131rsat tan\u0131maktad\u0131r. Ancak bütün bunlara ra\u011fmen küfürde diretip azg\u0131nla\u015fanlara da hakettikleri cezay\u0131 vermektedir. \u0130\u015fte \u0130sra, 59. ayetinde bu konuya de\u011finmektedir. “Semud’a aç\u0131k bir mucize olarak di\u015fi deveyi verdik, o, zulmetmelerine neden oldu.” (17 \u0130srâ, 59) <\/em><\/strong><\/p>\n

Zulüm ve inkârlar\u0131nda haddi a\u015f\u0131p azg\u0131nla\u015fan kâfirler için art\u0131k sonuç görünmü\u015ftür, helak olmak! <\/p>\n

“Ne zaman ki, bizi k\u0131zd\u0131rd\u0131lar, o zaman onlardan öç al\u0131p onlar\u0131 bo\u011fduk.” (43 Zuhruf, 55) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Bunlardan önce helak etti\u011fimiz hiçbir kent inanmam\u0131\u015ft\u0131; bunlar m\u0131 inanacaklar.” (21 Enbiya, 6) <\/em><\/strong><\/p>\n

Görülüyor ki, yüce Allah(cc), inanmad\u0131klar\u0131 ya da mucizeyi inkâr ettikleri için de\u011fil, azg\u0131nla\u015f\u0131p sald\u0131rganla\u015ft\u0131klar\u0131 için o toplumlar\u0131 helak ediyor. Helak edilen toplumlarla ilgili ayetlere bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda bu apaç\u0131k bir \u015fekilde görülecek, niçin helak edildikleri net olarak anla\u015f\u0131lacakt\u0131r. Tabi ki anlayabilecek ak\u0131l, irade ve samimiyet varsa! <\/p>\n

Mucizeye inan\u0131lmad\u0131\u011f\u0131 için yüce Allah’\u0131n toplumlar\u0131 helak etmedi\u011fine en aç\u0131k delil, Fir’avn ve toplumuna gönderilen dokuz mucize olay\u0131d\u0131r. <\/p>\n

“Andolsun biz, Fir’avn ailesini, y\u0131llarca k\u0131tl\u0131k ve ürünleri azaltmakla s\u0131kt\u0131k ki ö\u011füt als\u0131nlar.(…) dediler k: ‘Bizi büyülemek için ne kadar mucize getirsen de biz sana inanmay\u0131z’. Biz de onlar\u0131n üzerine ayr\u0131 mucizeler olarak tufan, çekirge, k\u0131m\u0131l, kurba\u011falar ve kan gönderdik; ama yine büyüklük taslad\u0131lar ve suçlu bir topluluk oldular. <\/em><\/strong><\/p>\n

Üzerlerine azap çökünce: “Ey Musa, sana verdi\u011fi söz hakk\u0131na bizim için Rabb’bine dua et; e\u011fer bizden azab\u0131 kald\u0131r\u0131rsan, mutlaka sana inanaca\u011f\u0131z ve \u0130srail o\u011fullar\u0131n\u0131 seninle beraber gönderece\u011fiz’ dediler. <\/em><\/strong><\/p>\n

Biz, onlardan geçirecekleri bir süreye kadar azab\u0131 kald\u0131r\u0131nca, hemen yeminlerini bozdular.” (7 A’raf, 130,132–135) <\/em><\/strong><\/p>\n

Ayetlerden de aç\u0131kça anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 üzere mucizeye inanmama, helak nedeni de\u011fildir. Di\u011fer yandan gösterilen mucizelerden dolay\u0131 iman edenlerin de bulundu\u011funu yüce Allah(cc) bizlere bildirmektedir. \u0130\u015fte sihirbazlar bunun aç\u0131k örnekleridir. <\/p>\n

“\u0130plerini ve de\u011fneklerini att\u0131lar ve ‘Fir’avn’\u0131n \u015ferefine biz, elbette galip gelece\u011fiz’ dediler. Musa da asas\u0131n\u0131 att\u0131. Birden o, onlar\u0131n uydurduklar\u0131n\u0131 yutmaya ba\u015flad\u0131, sihirbazlar derhal secdeye kapand\u0131lar. Dediler ki, Âlemlerin Rabb’ine iman ettik, Musa ve Harun’un Rabb’ine…” (26 \u015euara, 44–48) <\/em><\/strong><\/p>\n

Mucizelerin hep inkâr edilmedi\u011fini, akleden insanlar\u0131n iman etmelerine de neden oldu\u011fu yukar\u0131daki örnekte aç\u0131kça görülmektedir. Bu nedenle, \u0130sra, 59. ayetinin içerdi\u011fi anlam\u0131 dü\u015fünmeden ve do\u011fru dürüst Kur’ani bir bilgiye sahip olmadan, Bekta\u015fi bir mant\u0131kla: “Bu ayete göre art\u0131k mucize gönderilmez” <\/strong>demek, bir zulüm ve çarp\u0131tmad\u0131r. Bu iddia sahiplerinin ve onlar\u0131n rüzgâr\u0131na kap\u0131lm\u0131\u015f ancak temelde samimi olanlar\u0131n acilen yüce Allah’a tevbe etmeleri gerekir. Aksi halde, Kur’ani bir gerçe\u011fi inkâr etmekten ve bu inkârlar\u0131n\u0131 \u0131srarla sürdürmekten dolay\u0131, önceden geçen mucize inkârc\u0131lar\u0131n\u0131n durumuna dü\u015feceklerdir. <\/p>\n

4- “Bu mucize kabul edildi\u011fi takdirde, hurafecilerin uydurduklar\u0131 mucizeler hakl\u0131l\u0131k kazanacakt\u0131r” <\/strong>iddias\u0131. Bu iddia da, en az mucize uyduranlar\u0131n iddias\u0131 kadar gülünç, yanl\u0131\u015f ve basit bir iddiad\u0131r. Çünkü do\u011frular ya da yanl\u0131\u015flar ba\u015fkalar\u0131n\u0131n iddialar\u0131na, do\u011fru ya da yanl\u0131\u015flar\u0131na göre de\u011fil, mü’minler için tek ölçü olan Kur’an’a göre tespit edilir. Zaten bu mant\u0131k de\u011fil midir ki, günümüz mü\u015friklerinin, Hz. Muhammed(as) ve güzide sahabesini ilahla\u015ft\u0131rmalar\u0131na tepki olarak, seviyesizce Rasulullah(as)’a ve sahabesine (r.anhum) sald\u0131rmaktad\u0131rlar. <\/p>\n

Hurafecilerin iddialar\u0131ndan hareketle tepkiselli\u011fi ilke edinen bu kimseler bilmelidirler ki, tepki ile din ö\u011frenilmez ve ibadet edilmez. Din, yüce Allah’\u0131n Kitab\u0131’nda bildirilenlerde, ibadet, bu dinin hayata pratize edilmesindedir; hem de en güzel örnek olan Hz. Muhammed(as) ve alt\u0131n nesil olan sahabenin pratize ettikleri gibi pratize edilmesindedir ki; tek k\u0131lavuz ve ölçü olan Kur’an böyle bildiriyor. <\/p>\n

Asr-\u0131 Saadet’in alt\u0131n nesli sahabeye sald\u0131rmay\u0131 din edinen, tepkisel davranmay\u0131 ibadet sayan zihniyet sahipleri, sahabenin \u015eakku’l-Kamer mucizesini rivayet etmelerine de sald\u0131r\u0131yorlar ve s\u0131f\u0131r\u0131n alt\u0131ndaki seviyelerine bakmadan o alt\u0131n nesli yalanc\u0131l\u0131kla suçluyorlar. Oysa as\u0131l yalanc\u0131lar, Allah’\u0131n üzerine yalan atan kendileridir. <\/p>\n

En mütevatir hadisler bile, en fazla üç-dört koldan geliyor. Oysa ay\u0131n yar\u0131lmas\u0131 ile ilgili haberler yedi koldan bizlere ula\u015f\u0131yor. Bu ravilerin birço\u011fu ilmi seviyede ileri ve ya\u015fça büyük olan insanlard\u0131r. \u0130bn Abbas(r.anh) d\u0131\u015f\u0131ndaki di\u011fer iki ravi Hz. Enes(ra) ve \u0130bn Ömer(r.anh) küçük ya\u015ftad\u0131rlar. \u015eu bir gerçektir ki, önemli olaylar, küçük ya\u015fta olanlar\u0131n belleklerinde çok derin ve net çizgiler b\u0131rak\u0131r. Bu nedenle, Enes (r.anh) ve \u0130bn Ömer(r.anh)’\u0131n \u015eakku’l-Kameri net olarak alg\u0131lay\u0131p bilmeleri çok do\u011fald\u0131r. <\/p>\n

Olmayan bir \u015feyi olmu\u015f göstermek, Rasulullah’\u0131n terbiyesinde ve Kur’an ahlak\u0131yla yeti\u015fen sahabeye yak\u0131\u015fmaz. Bu nedenle, onlar\u0131n rivayetleri do\u011fru ve gerçektir. \u015eu bir gerçektir ki, Hz. Muhammed(as)’\u0131n hayat\u0131n\u0131n her an\u0131, bugün bize çok net olarak ula\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Bunu bize ula\u015ft\u0131ran sahabeden ba\u015fkas\u0131 de\u011fildir. Hurafeci mü\u015friklerin, Rasulllah(as) ve ashab\u0131 ile ilgili gayri \u0130slami rivayetlerde bulunmalar\u0131, Rasulullah’\u0131n bize ula\u015fan net ve örnek hayat\u0131na gölge dü\u015füremez, dü\u015fürmemelidir de. <\/p>\n

Rasulullah ve sahabesine sald\u0131rmak, yüce Allah’\u0131n izni ile Rasulullah’\u0131n gösterdi\u011fi mucizeye \u015füphe ile bakmak müste\u015friklerin öteden beri yapageldikleri bir \u015feydir. Bugün onlara, Kur’an’\u0131 do\u011fru dürüst okuyup anlamaktan mahrum olan cahiller de kat\u0131lm\u0131\u015flard\u0131r. Bu cahiller, iki-üç ayeti –anlamadan- okumakla, kendilerini neredeyse Rasulullah(as) ve sahabesinden üstün görecek densizli\u011fe dü\u015fmektedirler ve her vesile ile a\u011f\u0131zlar\u0131n\u0131 açt\u0131klar\u0131nda Rasul(as) ve sahabesine sald\u0131rmaktad\u0131rlar. \u0130limden, Kur’an’dan uzak olduklar\u0131 kadar, terbiye, nezaket ve seviyeden de mahrum olan bu kimseleri yüce Allah’a havale ediyoruz. <\/p>\n

5-“\u015eakku’l-Kamer mucizesini kabul edenleri, atalar\u0131n\u0131n yolunda olmakla” <\/strong>suçlamak ve onlar\u0131 ele\u015ftirmek. Mucize inkârc\u0131lar\u0131, kendilerinin Kur’an gerçe\u011fini, Sünnetullah’\u0131n de\u011fi\u015fmezli\u011fini, yüce Allah’\u0131n adaletini, ayetler aras\u0131ndaki ba\u011flant\u0131 ve ili\u015fkisini, peygamberlik, vahiy, davet ve mucize gerçe\u011fini anlamaktan ve kavramaktan yoksun kimseler olduklar\u0131na bakmadan, Kur’an’\u0131n aç\u0131kça bildirdi\u011fi \u015eakku’l-Kamer mucizesine inanan ve sahabeden gelen rivayetlere, Kur’ani gerçekle bütünle\u015fti\u011fi için, itibar eden müslümanlar\u0131, -ak\u0131llar\u0131 s\u0131ra- atalar\u0131n\u0131n yolunda olmakla suçlamaktad\u0131rlar. Bu suçlamalar\u0131 ile bunlar\u0131n Kur’an gerçe\u011finden ne kadar uzak olduklar\u0131 aç\u0131kça anla\u015f\u0131lmaktad\u0131r. Çünkü bunlar, Kur’an’\u0131n hangi atalardan sözetti\u011fini anlamayacak kadar cahildirler. Müslümanlar\u0131n, atalar\u0131 Hz. \u0130brahim(as)’\u0131n dini üzerinde bulunduklar\u0131n\u0131 yüce Allah(cc) Bakara, 133 ve Hac, 78. ayetlerinde bildiriyor. Oysa Kur’ani gerçekleri inkâr edenler, en güzel örnek olarak Kur’an’\u0131n tavsiye etti\u011fi ve mü’minlere, canlar\u0131ndan daha ileri oldu\u011funu bildirdi\u011fi Hz. Muhammed(as)’\u0131 ve sahabesini, \u015feytan\u0131n Hz. Adem(as)’\u0131 küçümsedi\u011fi gibi küçümseyenler, atalar\u0131 \u015feytan\u0131n yolundan giderek kendi atalar\u0131n\u0131n kim oldu\u011funu ortaya koymaktad\u0131rlar. Bunlar, Rasulullah(as), sahabe(r.anhum) ve mü’minlerle u\u011fra\u015fmak yerine Allah’a, Rasulüne, \u0130slam’a ve müslümanlara sava\u015f açan ta\u011futi zorbal\u0131kla u\u011fra\u015fsalard\u0131, daha tutarl\u0131 ve \u0130slami bir i\u015f yapm\u0131\u015f olacaklard\u0131. <\/p>\n

Sonuç Olarak <\/strong><\/p>\n

Kur’an’da çeli\u015fki olmad\u0131\u011f\u0131 gibi, Sünnetullah’ta da de\u011fi\u015fiklik yoktur. Bütün bunlardan da önemlisi yüce Allah(cc)’\u0131n adalet sahibi olmas\u0131d\u0131r. Bu nedenle, gerek \u015eakku’l-Kamer mucizesini, gerek di\u011fer konular\u0131 incelerken bu gerçekleri gözönünde bulundurmak, mü’minler için imani bir sorumluluk ve görevdir. Aksi halde Kur’an’\u0131n a\u015fa\u011f\u0131daki ayetlerde belirtdi\u011fi durumlara dü\u015fülecek ve sonunda \u015fiddetli bir azapla kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya gelinecektir. <\/p>\n

“\u0130nsanlardan kimi, Allah hakk\u0131nda bilmeden tart\u0131\u015f\u0131r ve her kaba \u015feytana uyar.” (22 Hac, 3) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Kendilerine gelmi\u015f hiçbir delil olmadan Allah’\u0131n ayetleri hakk\u0131nda tart\u0131\u015fanlar\u0131n gö\u011füslerinde, eri\u015femeyecekleri bir büyüklük taslamaktan ba\u015fka bir \u015fey yoktur. Sen Allah’a s\u0131\u011f\u0131n; muhakkak ki O, i\u015fitendir, görendir.” (40 Mü’min, 56) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Kabul edildikten sonra, Allah(‘\u0131n ayetleri hakk\u0131nda) tart\u0131\u015fanlar\u0131n delilleri, Rab’leri kat\u0131nda bat\u0131ld\u0131r. Onlar\u0131n üzerlerine bir gazab ve onlar için \u015fiddetli bir azab vard\u0131r.” (42 \u015eûra, 16) <\/em><\/strong><\/p>\n

Kur’an’da çeli\u015fki yoktur, öyle olsayd\u0131: “Onda birbirini tutmayan çok \u015fey bulunurdu” (4\/82). <\/em><\/strong>Ancak onda hamdolsun böyle bir tutars\u0131zl\u0131k yoktur. Tutars\u0131zl\u0131k, Kur’an’dan bir tek ayet al\u0131p o ayetin siyak-sibâk\u0131n\u0131 ve benzeri olan di\u011fer ayetleri almadan, üstelik bir de ald\u0131klar\u0131 o tek ayete kendi kuruntular\u0131n\u0131 ve arzular\u0131n\u0131 da katan kimselerdedir. Bu kimselerin niyetleri, ne olursa olsun, onlar\u0131 ba\u011flar, ancak yapt\u0131klar\u0131 ve söyledikleri \u015fey aç\u0131kça Kur’an’\u0131n önünde gürültü koparmak ve Kur’an’\u0131n anla\u015f\u0131lmas\u0131n\u0131 engellemektir. <\/p>\n

Sünnetullah’ta de\u011fi\u015fiklik yoktur; yüce Allah(cc), bütün peygamberler için ayn\u0131 yasay\u0131 geçerli k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 gibi, peygamberlere kar\u015f\u0131 ç\u0131kan inkârc\u0131 mü\u015friklere de ayn\u0131 yasay\u0131 uygulam\u0131\u015f ve öncekilerin taleplerini nas\u0131l kar\u015f\u0131lam\u0131\u015f ve onlar\u0131n iman etmelerini sa\u011flayacak her türlü delil ve mucizeyi indirmi\u015fse Hz. Muhammed(as)’a kar\u015f\u0131 ç\u0131kan Mekke mü\u015friklerinin taleplerini de kar\u015f\u0131lam\u0131\u015ft\u0131r. Böylece yüce Allah(cc), mü\u015frik ve kâfirlerin \u015fu mazereti ileri sürmelerini engellemi\u015ftir. <\/p>\n

“Yahut daha önce babalar\u0131m\u0131z ortak ko\u015ftu, biz de onlardan sonra gelen bir nesildik. \u0130ptal edenlerin yapt\u0131klar\u0131 yüzünden bizi helak mi ediyorsun? Demeyesiniz diye…” (7 A’raf, 173) <\/em><\/strong><\/p>\n

Yüce Allah(cc) adalet sahibidir; bir kavme verdi\u011fi deliller, ayetler ve mucizelerle bunlar\u0131 vermedi\u011fi bir toplumu sorumlu tutmaz. Her \u015feyden önce yukar\u0131daki mazeretleri ileri sürmelerine f\u0131rsat vermez. Bu nedenle, her toplumu, kendi nefislerine \u015fahit k\u0131lmak için onlara da ayn\u0131 delilleri vermi\u015ftir ki, onlar\u0131 yarg\u0131larken hiçbir delil ileri sürmesinler. <\/p>\n

Yüce Allah’\u0131n bir topluma verdi\u011fi delillerin, ba\u015fka bir toplum için de geçerli oldu\u011funu ileri sürmek, yüce Allah’\u0131n adaletinden (hâ\u015fâ) \u015füphe etmektir ki bu, küfür ve zulümdür. Mucize inkârc\u0131lar\u0131, yaln\u0131z bu konuda de\u011fil, Kur’an’daki birçok konu hakk\u0131nda, bilgisizlik, cehalet, belki de h\u0131yanet içinde bulunmalar\u0131 ve \u015feytan\u0131n sa\u011fdan sapt\u0131rmas\u0131yla, \u015feytan\u0131n oyunca\u011f\u0131 haline gelmeleri nedeniyle yüce Allah’\u0131n üzerine iftira atmakta, hevalar\u0131na tabi olduklar\u0131ndan, Kur’ani gerçekleri kar\u0131\u015ft\u0131rmakta ve Kur’an’\u0131n anla\u015f\u0131larak hayata uygulanmas\u0131n\u0131n önünde gürültüler koparmaktad\u0131rlar. Burada en üzücü husus, Kur’an’\u0131 samimiyetle ö\u011frenmek isteyen kimi insanlar\u0131n, bu mucize inkârc\u0131lar\u0131n\u0131n ve Kur’ani gerçekleri kar\u0131\u015ft\u0131ranlar\u0131n söylediklerini ciddi san\u0131p onlara aldanmalar\u0131d\u0131r. <\/p>\n

Kur’an’\u0131 samimiyetle ö\u011frenmek isteyen, ancak bu Kur’ani gerçekleri kar\u0131\u015ft\u0131ranlara aldanan kimselere tavsiyemiz, Kur’an’\u0131, ayetler aras\u0131ndaki ba\u011flant\u0131 ve ili\u015fkileri, Kur’an mant\u0131\u011f\u0131n\u0131 iyice ö\u011frenmeden, üç-be\u015f ayet ö\u011frenip ahkâm kesmemeleri, böyle hassas olan konularda olur olmaz fikir beyan edip kendilerini s\u0131k\u0131nt\u0131ya sokmamalar\u0131d\u0131r. Kur’an’\u0131 Kerim, olur olmaz konu\u015fanlar hakk\u0131nda \u015fu uyar\u0131da bulunuyor. <\/p>\n

“\u0130nsanlardan kimi bilmeden, ne bir yol gösterici, ne de ayd\u0131nlat\u0131c\u0131 bir Kitab’\u0131 olmadan Allah hakk\u0131nda tart\u0131\u015f\u0131r.” (22, Hac, 8) <\/em><\/strong><\/p>\n

“Haydi, siz, biraz bilginiz olan \u015fey hakk\u0131nda tart\u0131\u015ft\u0131n\u0131z; ama hiç bilginiz olmayan \u015fey hakk\u0131nda neden tart\u0131\u015f\u0131yorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (3 Al-i \u0130mran, 66) <\/em><\/strong><\/p>\n

Böyle kimseleri, Kur’an’\u0131n bu terbiye edici uyar\u0131s\u0131na davet ediyor ve diyoruz ki: “Gelin Kur’an’a hevan\u0131z\u0131 katmaktan vazgeçin. Bu size hiçbir \u015fey kazand\u0131rmayaca\u011f\u0131 gibi tam aksine çok \u015fey kaybettirecektir. Farkl\u0131 bir \u015fey söyleme ad\u0131na, Kur’ani gerçekleri hevan\u0131z\u0131n bat\u0131l istekleri ile kar\u0131\u015ft\u0131rmay\u0131n. Kur’an, apaç\u0131k bir kitapt\u0131r ve içindeki hükümler, akl\u0131selim sahiplerince net anla\u015f\u0131lacak \u015fekilde yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan aç\u0131klanm\u0131\u015ft\u0131r. \u015eayet siz de akleder, geleneksel kültür kal\u0131plar\u0131ndan s\u0131yr\u0131l\u0131r, ön yarg\u0131lar\u0131n\u0131z\u0131 bir kenara b\u0131rak\u0131r, farkl\u0131 olma hastal\u0131\u011f\u0131ndan kendinizi kurtar\u0131rsan\u0131z ve yaln\u0131zca yüce Rabb’inizi raz\u0131 etmeyi gaye edinirseniz, kesinlikle Kur’an’\u0131 anlayacak ve do\u011frular\u0131 bulacaks\u0131n\u0131z. <\/strong><\/p>\n

Ey Kur’an gerçe\u011fini anlamak istemeyenler, \u015eakul Kamerle ilgili ileri sürdü\u011fünüz iddialar\u0131n Kur’ani hiçbir yan\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131 gibi, bu mant\u0131\u011f\u0131n\u0131z Kur’an gerçe\u011fiyle de çeli\u015fmektedir. Yüce Allah’\u0131n ayetlerinde çeli\u015fki yoktur. Çeli\u015fki sizin mant\u0131\u011f\u0131n\u0131zda ve tatmin olmayan hevan\u0131zdad\u0131r. Sizler, neden konu ile ilgili tüm ayetleri al\u0131p konuyu net olarak anlamak istemiyorsunuz. Farkl\u0131 söylem ad\u0131na, bu ve benzeri Kur’ani gerçekleri kar\u0131\u015ft\u0131r\u0131yor, ayetlerin bir k\u0131sm\u0131n\u0131 al\u0131p bir k\u0131sm\u0131n\u0131 terk ediyor, bedeninizin rahat\u0131 için gece namaz\u0131n\u0131 inkâr ediyor, mala olan dü\u015fkünlü\u011fünüz yüzünden infak etmiyor, can ve mal korkusuyla tevhide davet yapm\u0131yorsunuz? <\/strong><\/p>\n

Kur’ani gerçekleri kar\u0131\u015ft\u0131rmak yerine, Rabb’inizi raz\u0131 etmek için çal\u0131\u015fsan\u0131z hem dünya hayat\u0131nda mutlu olursunuz hem de ahiret hayat\u0131nda kurtulu\u015fa erenlerden olursunuz. Gelin, tevbe edip yapt\u0131klar\u0131n\u0131zdan vazgeçin, Kur’an’a gere\u011fi gibi yönelin. \u0130\u015fte do\u011fru yol budur, i\u015fte kurtulu\u015f bundad\u0131r. <\/strong><\/p>\n

Ramazan Y\u0131lmaz:
\n