{"id":287,"date":"2020-03-25T18:28:54","date_gmt":"2020-03-25T18:28:54","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/kurani-kavramlari-gercek-anlamlariyla-kullanmak-1-tevhid\/"},"modified":"2020-03-28T11:12:50","modified_gmt":"2020-03-28T11:12:50","slug":"kurani-kavramlari-gercek-anlamlariyla-kullanmak-1-tevhid","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kavramlar\/kurani-kavramlari-gercek-anlamlariyla-kullanmak-1-tevhid\/","title":{"rendered":"Kur\u2019ani Kavramlar\u0131 Ger\u00e7ek Anlamlar\u0131yla Kullanmak-1 TEVH\u0130D"},"content":{"rendered":"
<\/p>\n
Kur’an’\u0131n net anla\u015f\u0131lmas\u0131, buna ba\u011fl\u0131 olarak Tevhidi esaslar\u0131n aç\u0131kça ö\u011frenilmesi ve yüce Allah’a hakk\u0131yla iman edilmesi, ancak Kur’ani kavramlar\u0131n gerçek anlamlar\u0131 ile bilinmesi halinde mümkün olabilir. Tarihsel süreçte insanlar, kendilerine ula\u015fan ilahi duyurular\u0131 net anl\u0131yor, ona göre <\/span>tav\u0131r belirliyor, iman ve küfürlerini ona göre ortaya koyuyorlard\u0131.<\/span><\/p>\n Risalet tarihi boyunca Tevhidi mücadelede, Hak bat\u0131l, Tevhid \u015firk taraftarlar\u0131, kendilerine ula\u015ft\u0131r\u0131lan ilahi mesaj\u0131n kendilerinden ne istedi\u011fini, nas\u0131l bir sorumluluk alt\u0131na gireceklerini biliyor, iman ya da inkârlar\u0131n\u0131 ona göre belirliyorlard\u0131. Bu süreç, son Nebi Hz. Muhammed (as)’a kadar devam etmi\u015f, insanlar, tav\u0131rlar\u0131n\u0131 bilinçli bir \u015fekilde ortaya koymu\u015f, konumlar\u0131n\u0131 ona göre belirlemi\u015flerdi.<\/span><\/p>\n Hz. Muhammed (as) ve Hulefai Ra\u015fidin döneminden sonra saltanat, ç\u0131kar, kavim, kabile ve \u0131rkî taassubun ön plana ç\u0131kmas\u0131, saltanat ve dünyevi ihtiraslar\u0131n her \u015feyden önemli görülmesi üzerine Kur’ani kavramlar\u0131n anlamlar\u0131 ile oynanmaya, kavramlar\u0131n anlamlar\u0131 ona göre de\u011fi\u015ftirilmeye ba\u015flanm\u0131\u015f, öyle ki, daha da ileri gidilerek Rasulullah (as) üzerine iftira at\u0131larak yalan sözler uydurulmu\u015ftur.<\/span><\/p>\n “Sözlerini bozmalar\u0131 sebebiyle onlar\u0131 lanetledik ve kalplerini kat\u0131 yapt\u0131k; kelimelerin yerlerini de\u011fi\u015ftirdiler, o nedenle ö\u011fütlenen \u015feyi muhafaza etmediler ve unuttular. Onlardan pek az\u0131 hariç, onlar\u0131n hainliklerine daima muttali olursun, bu yüzden onlardan vazgeç ve yüzçevir, \u015füphesiz Allah, güzel davrananlar\u0131 sever.” (Maide, 13)<\/span><\/em><\/span><\/em><\/p>\n Mezhep ve grup taassubu, Kur’ani kavramlardaki anlam de\u011fi\u015fikli\u011fini h\u0131zland\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n Mezhepçili\u011fin ortaya ç\u0131kmas\u0131, grup taassubunun dini hassasiyetten önemli görülmesi, Kur’ani kavramlarda yap\u0131lan tahribat\u0131 daha da art\u0131rm\u0131\u015f, uydurulan sözlerle Rasulullah (as) adeta yüce Allah’a kar\u015f\u0131 bir muhalif gibi gösterme çabas\u0131na girilmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n Kur’an’a kar\u015f\u0131 aç\u0131kça cephe alma cesareti göstermeyen mezhepçi ve grupçu sap\u0131klar, Rasulullah (as)’a atfen uydurduklar\u0131 yalanlarla Kur’an’\u0131n mana ve mesaj\u0131n\u0131, kavramlar\u0131n gerçek anlamlar\u0131n\u0131, isteklerine uygun de\u011fi\u015ftirmeye çal\u0131\u015fm\u0131\u015flard\u0131r. Bu dönemlerde yap\u0131lan meal ve tefsirlerin birço\u011fu, bu de\u011fi\u015ftirilen Kur’ani kavramlar\u0131n etkisinde kal\u0131narak yap\u0131lm\u0131\u015f, bu nedenle Kur’ani mesaj, ilk nazil oldu\u011fu dönemden çok farkl\u0131 ve Tevhidi içerikten uzak bir \u015fekilde insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/p>\n “\u015eüphesiz onlardan bir f\u0131rka, dillerini Kitapla e\u011fip bükerler, siz Kitap’tan sanas\u0131n\u0131z diye, oysa o Kitaptan de\u011fildir ve derler ki: ‘O, Allah kat\u0131ndand\u0131r’ o, Allah kat\u0131ndan de\u011fildir. Allah’a kar\u015f\u0131 onlar, bilerek yalan söylerler.” (Al-i \u0130mran, 78)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n Günümüze kadar gelen bu Kur’ani kavramlar\u0131n\u0131n içlerinin bo\u015falt\u0131larak anlamlar\u0131n\u0131n de\u011fi\u015ftirilmesi ya da gizlenmesi çabas\u0131 ile yetinmeyen bilinçli bilinçsiz sapt\u0131r\u0131c\u0131lar, yüce Allah (cc), Rasulullah (as) ve \u0130slâm gibi en temel kavramlar\u0131n bile anlamlar\u0131 ile oynam\u0131\u015flard\u0131r.<\/span><\/p>\n “Yalan söyleyip Allah’a iftira atan ya da O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! \u015eüphesiz zalimler, kurtulu\u015fa ermezler.” (En’am, 21)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n Bilinçli bilinçsiz sapt\u0131rmalar sonucunda günümüzde anla\u015f\u0131lan Allah, Rasul, Din mefhumlar\u0131 ile Kur’an’\u0131n ilk nazil oldu\u011fu dönemdeki Allah, Rasul ve \u0130slâm kavramlar\u0131 taban tabana z\u0131tt\u0131rlar. Bu nedenle günümüzde yüce Allah’a iman ettiklerini iddia edenler, Kur’an’da gerçek anlam\u0131 ile bildirilen âlemlerin Rabb’i Allah’a de\u011fil, uydurulan bir Allah mefhumuna inanmaktad\u0131rlar.<\/span><\/p>\n Bel’amlar\u0131n, Kur’an’\u0131n temel kavramlar\u0131n\u0131 sapt\u0131rmalar\u0131 sonucunda insanlar, yüce Allah’\u0131 (hâ\u015fâ) adeta s\u0131radanla\u015ft\u0131r\u0131p kendilerinden biri gibi gördüler. Hatta kendilerinin her türlü gayri \u0130slâmi ve gayri me\u015fru fiillerine ra\u011fmen kendilerini, yüce Allah’\u0131n salih kullar\u0131 olarak görüp cenneti garanti etmi\u015f duygusuna kap\u0131ld\u0131lar.<\/span><\/p>\n “Kullar\u0131ndan bir parçay\u0131 O’na münasip gördüler, gerçekten insan apaç\u0131k bir nankördür.” (Zuhruf, 15)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n “<\/span><\/em>Allah’\u0131n kadir oldu\u011funu hakk\u0131yla takdir edemediler, \u015füphesiz Allah çok güçlüdür, azizdir.” (Hac, 74)<\/span><\/em><\/p>\n “<\/span><\/em>Allah’\u0131 hakk\u0131yla takdir edemediler, k\u0131yamet günü yer, tamamen O’nun avucundad\u0131r, gökler de sa\u011f elinde dürülmü\u015ftür. O yücedir, onlar\u0131n ortak ko\u015ftuklar\u0131ndan münezzehtir.” (Zümer, 67)<\/span><\/em><\/p>\n Günümüz insan\u0131nda yüce Allah mefhumu, Mekke mü\u015friklerinin anlay\u0131\u015f\u0131ndan farks\u0131zd\u0131r. Bunlar da, t\u0131pk\u0131 Mekke mü\u015frikleri gibi yüce Allah’\u0131n. dünya i\u015flerine kar\u0131\u015fmayan, ancak gökten ya\u011fmuru ya\u011fd\u0131ran, nebat\u0131 bitiren bir yarat\u0131c\u0131 oldu\u011funu biliyor, ondan öte bunlar için bir anlam ifade etmiyor. Bunlar için Kur’an ise, anla\u015f\u0131lmadan okunup geçilen, okunurken sevap kazand\u0131ran bir kitaptan ba\u015fka bir \u015fey de\u011fildir.<\/span><\/p>\n Kur’ani kavramlar\u0131n anlamlar\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirmek, yüce Allah’a kar\u015f\u0131 isyand\u0131r<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n Yüce Allah (cc), Kitab\u0131n\u0131 indirmi\u015f, onda hiçbir eksiklik yapmam\u0131\u015f, dinini tamamlam\u0131\u015f ve tamamlad\u0131\u011f\u0131 dinden raz\u0131 olmu\u015ftur. <\/span><\/p>\n “Hamdolsun Allah’a ki, kuluna Kitab’\u0131 indirdi ve ona hiçbir pürüz koymad\u0131.” (Kehf, 1)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n “…Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamlad\u0131m ve sizin için din olarak \u0130slâm’a raz\u0131 oldum…” (Maide, 3)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n Yüce Allah’\u0131n. apaç\u0131k bir \u015fekilde indirdi\u011fi, herhangi bir e\u011frilik koymad\u0131\u011f\u0131, eksik yapmad\u0131\u011f\u0131, Kur’an ayetlerinin anlam\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirmeye kalk\u0131\u015fmak, Kur’ani kavramlar\u0131 farkl\u0131 yorumlay\u0131p anlamland\u0131rmak, anlamlar\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirmek yüce Allah’\u0131n indirdi\u011fini be\u011fenmemek, O’na kar\u015f\u0131 isyan etmektir.<\/span><\/p>\n Farkl\u0131 anlamlar yüklenmi\u015f, anlamlar\u0131 gizlenmi\u015f kavramlarla tefsir edilip aç\u0131klanan bir Kur’an ile anlat\u0131lmak istenen din, yüce Allah’\u0131n raz\u0131 oldu\u011fu \u0130slâm dini de\u011fildir. Böyle bir din, tahrif edilmi\u015f Yahudi ve Hr\u0131stiyanlar\u0131n dinlerinden farks\u0131zd\u0131r. Tahrif edilmi\u015f böyle bir dine inananlar, kesinlikle yüce Allah’\u0131n Kur’an’da indirdi\u011fi \u0130slâm’a iman etmemi\u015f, do\u011fal olarak da Müslüman olmam\u0131\u015flard\u0131r.<\/span><\/p>\n Kur’an kavramlar\u0131n\u0131n anlamlar\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirmek, gerçek manalar\u0131n\u0131 gizlemek, \u015feytan\u0131n görevini üstlenmektir. \u015eeytan (aleyhillane), yüce Allah’a yemin ederek O’nun do\u011fru yolu üzerine oturup insanlar\u0131 sapt\u0131raca\u011f\u0131na yemin etmi\u015fti. Kur’an kavramlar\u0131n\u0131n anlamlar\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirenler, Hakk\u0131 bat\u0131lla bulayarak gerçekleri gizleyenler, Allah’\u0131n do\u011fru yolu üzerinde oturan \u015feytan\u0131n yard\u0131mc\u0131lar\u0131ndan ba\u015fkalar\u0131 de\u011fildir.<\/span><\/p>\n “Dedi ki: ‘O halde beni azd\u0131rmana kar\u015f\u0131l\u0131k onlar için senin do\u011fru yolunun üstüne oturaca\u011f\u0131m<\/a>, sonra onlara, önlerinden, arkalar\u0131ndan, sa\u011flar\u0131ndan, sollar\u0131ndan gelece\u011fim ve onlar\u0131n ço\u011funu \u015fükredenlerden bulmayacaks\u0131n!” (A’raf, 16-17)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n “Senden önce hiçbir rasul ve nebi göndermemi\u015ftik ki o, temenni etti\u011fi zaman, \u015feytan onun temennisine (bir dü\u015fünce) atm\u0131\u015f olmas\u0131n; fakat Allah, \u015feytan\u0131n att\u0131\u011f\u0131 \u015feyi siler, sonra kendi ayetlerini sa\u011flamla\u015ft\u0131r\u0131r. Allah, âlimdir, hâkimdir.<\/span><\/em> \u015eeytan\u0131n att\u0131\u011f\u0131 \u015feyi, <\/span>kalplerinde hastal\u0131k olanlar ve kalpleri kat\u0131la\u015fanlar için bir imtihan yaps\u0131n; zalimler, uzak bir ayr\u0131l\u0131k içindedirler.” (Hac, 52-53)<\/span><\/em><\/span><\/em><\/p>\n \u015eeytan dostlar\u0131n\u0131n, Kur’ani kavramlar\u0131n anlamlar\u0131 ile oynay\u0131p de\u011fi\u015ftirmeleri sonucunda Tevhidi esaslar Kur’an’da adeta yokmu\u015f gibi insanlara anlat\u0131lmam\u0131\u015f, bunun sonucunda da bu anlamlar\u0131 ile oynanm\u0131\u015f meal ve tefsirleri okuyanlar, Tevhidi bilinçten yoksun, \u015firk ve küfür içerisinde bir inanca sahip olmu\u015flard\u0131r.<\/span><\/p>\n Günümüzdeki Tevhid \u015firk mücadelesi, yüce Allah’\u0131n Kur’an’da bildirip raz\u0131 oldu\u011fu \u0130slâm dinine mensup olan Müslümanlarla Samiri soylu bel’amlar\u0131n, Kur’ani anlamlar\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirip sunduklar\u0131 ve ad\u0131na \u0130slâm dedikleri, fakat Kur’an’daki \u0130slâm ile isim benzerli\u011fi d\u0131\u015f\u0131nda uzaktan yak\u0131ndan hiçbir ilgisi bulunmayan tahrif edilmi\u015f dine mensup olan mü\u015frikler aras\u0131nda yap\u0131lmaktad\u0131r.<\/span><\/p>\n Mü\u015frikler, yüce Allah’a, Kur’an’a, Rasulullah (as)’a ve \u0130slâm’a iman ettiklerini iddia etmelerine ra\u011fmen üzerinde bulunduklar\u0131 tahrif edilmi\u015f dinlerinden hareketle yüce Allah’\u0131n Kur’an’da reddedilmesini emretti\u011fi, reddedilmeden Kendisine iman edilmeyece\u011fini bildirdi\u011fi ta\u011futu reddetmedikleri gibi üstüne üstlük savunucusu olmu\u015flar ve ta\u011fut yolunda Müslümanlarla mücadele edip sava\u015fmaktad\u0131rlar.<\/span><\/p>\n “\u0130man edenler Allah yolunda sava\u015f\u0131rlar, kâfirler de ta\u011fut yolunda sava\u015f\u0131rlar; o halde \u015feytan\u0131n dostlar\u0131yla sava\u015f\u0131n, \u015füphesiz \u015feytan\u0131n hilesi zay\u0131ft\u0131r.” (Nisa, 76)<\/span><\/em><\/p>\n Tevhid \u015firk mücadelesinde Kur’ani Kavramlar\u0131n önemi<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/p>\n Tevhid-\u015firk, Hak-bat\u0131l mücadele tarihi boyunca, Hak-bat\u0131l taraftarlar\u0131, seçimlerini ve mücadelelerini, kabul ya da inkârlar\u0131n\u0131, dostluk ve dü\u015fmanl\u0131klar\u0131n\u0131 çok aç\u0131k bir bilgi ve bilinç içerisinde yap\u0131yorlard\u0131. Kur’an, Tevhid-\u015firk taraftarlar\u0131n\u0131n mücadelelerini verirken onlar\u0131n, üzerinde bulunduklar\u0131 yolu bilinçli bir \u015fekilde seçtiklerini de bildiriyor.<\/span><\/p>\n Tarihi süreçte Tevhidi esaslar\u0131 kabul eden Müslümanlar, kendilerine gelen vahyi anlad\u0131klar\u0131 için neyi, niçin kabul ettiklerini, bu kabulün kendilerine ne kazand\u0131r\u0131p ne kaybettirece\u011fini, kimleri dost bilip kimleri kar\u015f\u0131lar\u0131na alacaklar\u0131n\u0131 çok iyi biliyor ve saflar\u0131n\u0131 ona göre belirliyorlard\u0131. Onlar, iman ettikleri esaslar\u0131n kendilerinden ne istedi\u011fini, bu u\u011frunda nas\u0131l bir fedakârl\u0131kta bulunacaklar\u0131n\u0131, iman edi\u015fleri nedeniyle ba\u015flar\u0131na nelerin gelebilece\u011fini bilerek iman ediyorlard\u0131.<\/span><\/p>\n Risalet tarihinde Tevhidi esaslara iman edenler, bilinçli bir \u015fekilde iman ettiklerinden kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131klar\u0131 onca bask\u0131, zulüm ve i\u015fkenceye, çektikleri ac\u0131lara ra\u011fmen, iman ettikleri esaslardan zerre kadar taviz vermemi\u015f, do\u011fru bildikleri Hak yolda canlar\u0131 pahas\u0131na mücadelelerini sürdürmü\u015flerdir. Onlar, Tevhidi esaslar\u0131 anlat\u0131yor, insanlar\u0131, Tek bir ilaha iman etmeye ça\u011f\u0131r\u0131yor, onlara iyili\u011fi emredip onlar\u0131 kötülüklerden men ediyorlard\u0131.<\/span><\/p>\n “De ki: O Allah Bir’dir! Allah, Samed’dir, do\u011furmam\u0131\u015f ve do\u011furulmam\u0131\u015ft\u0131r, O’nun dengi olmam\u0131\u015ft\u0131r.” (\u0130hlas, 1-4)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n <\/span>“\u0130lah\u0131n\u0131z bir tek \u0130lah’t\u0131r, O’ndan ba\u015fka ilah yoktur, Rahman’d\u0131r, Rahim’dir.” (Bakara, 163)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n Tarihi süreçte, tüm Risalet önderleri, bu ça\u011fr\u0131y\u0131 tekrarlam\u0131\u015flar, insanlar\u0131 yaln\u0131zca yüce Allah’\u0131 Bir’lemeye davet etmi\u015flerdir. Tevhidi esaslar\u0131 reddedenler de, inkârlar\u0131n\u0131 bilinçli bir \u015fekilde yap\u0131yor, neyi reddettiklerini, kay\u0131p ve kazançlar\u0131n\u0131, dost ve dü\u015fmanlar\u0131n\u0131 ona göre belirliyor, saflar\u0131n\u0131 ona göre bilinçli olarak seçiyorlard\u0131.<\/span><\/p>\n “Elbette biliyoruz, onlar\u0131n söyledikleri \u015feyler gerçekten seni üzüyor, do\u011frusu onlar seni yalanlam\u0131yorlar, fakat o zalimler, Allah’\u0131n ayetlerini bilerek inkâr ediyorlar.” (En’am, 33)<\/span><\/em><\/p>\n Risalet tarihinde, vahyi esaslar\u0131n kabul ve reddinin bilinçli yap\u0131lmas\u0131n\u0131n nedeni, vahyi esaslar\u0131n, indi\u011fi dönem insanlar\u0131n\u0131n kulland\u0131klar\u0131 dille ve anlad\u0131klar\u0131 kavramlarla nazil olmas\u0131yd\u0131. Bu nedenle onlar, ilahi mesaj\u0131n kendilerini neye davet etti\u011fini çok iyi biliyorlard\u0131.<\/span><\/span><\/p>\n \u0130lk dönem Müslümanlar\u0131, Kur’an’\u0131 saf ve berrak anlamalar\u0131 sonucunda Tevhidi esaslar\u0131n mücadelesini yaparak Asr-\u0131 Saadet diye an\u0131lan Alt\u0131n Ça\u011f\u0131 meydana getirmi\u015flerdir. Ancak ilk Müslümanlar\u0131n olu\u015fturduklar\u0131 Alt\u0131n Ça\u011f, o dönemle s\u0131n\u0131rl\u0131 kalm\u0131\u015f, daha sonra böyle bir nesil ve ça\u011f meydana gelmemi\u015ftir.<\/span><\/p>\n Önceki Müslümanlar\u0131n, birer iman abidesi olarak toplumlar\u0131 içerisinde bulunmalar\u0131, iman ettikleri Tevhidi esaslar\u0131 çok iyi kavramalar\u0131ndan, ilahi mesaj\u0131n içeri\u011fini gere\u011fi gibi bilmelerinden, inançlar\u0131na ait kavramlar\u0131 net olarak alg\u0131lamalar\u0131, hayatlar\u0131n\u0131 inand\u0131klar\u0131 Tevhidi esaslar do\u011frultusunda düzenlemelerindendir. Bu nedenle onlar, Tevhidi mücadelelerinde ba\u015far\u0131l\u0131 olmu\u015f, derin izler b\u0131rakarak Rab’lerinin r\u0131zas\u0131n\u0131 kazanabilmi\u015fler, yüce Allah (cc) da onlara yard\u0131m\u0131 etmi\u015f, rahmet ve ma\u011ffiretini onlardan esirgememi\u015ftir.<\/span><\/p>\n Kur’ani Kavramlar<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n Tevhidi esaslar<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n Tevhid, yüce Allah’\u0131n, ki\u015finin dü\u015fünce söz ve davran\u0131\u015f\u0131 üzerinde tek \u0130lah, Rab ve hakim olmas\u0131d\u0131r. Tevhid inanc\u0131na sahip olan bir kimse, hiçbir konuda ve hiçbir \u015fekilde iman etti\u011fi esaslar\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda dü\u015fünemez, konu\u015famaz, hareket edemez; aksi halde Tevhid inanc\u0131 zedelenir, ki\u015fi \u015firke dü\u015fer.<\/span><\/p>\n Tevhidi esaslara iman etmek, dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015flar üzerinde yüce Allah’\u0131n hükümlerinin, hiçbir s\u0131k\u0131nt\u0131 duyulmadan, hakim k\u0131l\u0131nmas\u0131, dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015flar\u0131n, yüce Allah’\u0131n Kur’an’da bildirdi\u011fi esaslara kay\u0131ts\u0131z \u015farts\u0131z teslim olunmas\u0131 halinde mümkün olabilir.<\/span><\/p>\n <\/span>\u0130man eden bir kimsenin, dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015flar\u0131 üzerinde kendi arzular\u0131 ve hevesi de dahil, Allah’\u0131n hükmüne ra\u011fmen ba\u015fkalar\u0131na söz hakk\u0131 vermesi, onlara göre dü\u015fünüp konu\u015fmas\u0131 ve hareket etmesi ya da dü\u015fünce plan\u0131nda ba\u015fka ki\u015fi ve ideolojilere yer vermesi apaç\u0131k \u015firktir ki böyle kimseler, dü\u015fünsel \u015firktedirler. Yüce Allah (cc), özellikle insanlar\u0131n kendi hevalar\u0131n\u0131 ilahla\u015ft\u0131rmalar\u0131na dikkatleri çekmi\u015f ve onlar\u0131 uyarm\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/p>\n “Gördün mü o hevas\u0131n\u0131 ilah edinen kimseyi, \u015fimdi sen mi ona vekil olacaks\u0131n!” (Furkan, 43)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n Yüce Allah’\u0131n hükümlerine ra\u011fmen bu hükümleri bildikleri halde görmezden gelerek kendi arzular\u0131n\u0131, kimi dü\u015füncelerle tatmin etmeye çal\u0131\u015fanlar, Kur’an’\u0131n tümünü bilseler de onlar, hevalar\u0131n\u0131 ilah edinmi\u015f, Kur’an’dan sap\u0131p esfele Safiline derekesine dü\u015fmü\u015flerdir. Günümüzde say\u0131lar\u0131 oldukça kabar\u0131k olan bu kimseler yüce Allah (cc) \u015fu örne\u011fi vermektedir.<\/span><\/p>\n “Onlara, kendisine ayetlerimizi verdi\u011fimiz fakat onlardan ç\u0131k\u0131p ayr\u0131lan, bu yüzden \u015feytana tabi olup böylece azg\u0131nlardan olan ki\u015finin haberini oku! <\/span><\/em>E\u011fer dileseydik elbette onu, onlarla yükseltirdik, fakat o, yere sapland\u0131 ve hevesinin pe\u015fine dü\u015ftü, onun durumu, t\u0131pk\u0131 \u015fu köpe\u011fin durumuna benzer ki, üstüne varsan da dilini sark\u0131t\u0131p solur, onu b\u0131raksan da dilini sark\u0131t\u0131p solur. \u0130\u015fte ayetlerimizi yalanlayan toplumun durumu budur, bu k\u0131ssay\u0131 anlat, belki dü\u015fünürler.” (A’raf, 175-176)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n Arzular\u0131n\u0131 ilah edinen kimseler, Kur’an’\u0131 bizzat okumalar\u0131na, kimi Müslümanlar taraf\u0131ndan de\u011fi\u015fik \u015fekillerde uyar\u0131lmalar\u0131na ra\u011fmen bu uyar\u0131lara icabet edip tevbe ederek hallerini düzeltmek yerine kendi hevalar\u0131na uymay\u0131 tercih ederek sap\u0131klardan oluyorlar.<\/span><\/p>\n “O halde e\u011fer sana icabet etmezlerse art\u0131k bil ki onlar, ancak hevalar\u0131na tabi oluyorlar. Allah’tan bir yol gösterici olmadan kendi hevas\u0131na tabi olandan daha sap\u0131k kimdir! Muhakkak ki Allah, zalimler toplumuna hidayet vermez.” (Kasas, 50)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n Kendilerine yap\u0131lan Kur’ani uyar\u0131lara ra\u011fmen sahip olduklar\u0131 Kur’ani ilme uymay\u0131p hevalar\u0131n\u0131 ilah edinenler, kendilerini Hak üzerinde zannetseler bile yüce Allah (cc) onlar\u0131n, kulaklar\u0131n\u0131 ve kalplerini mühürler, gözlerine de perde çeker, art\u0131k onlar hidayet bulamazlar.<\/span><\/span><\/p>\n “Gördün mü o hevas\u0131n\u0131 ilah edinen, Allah’\u0131n, bir ilim üzerine sapt\u0131rd\u0131\u011f\u0131, kula\u011f\u0131n\u0131n ve kalbinin üzerini mühürledi\u011fi, gözünün üzerine de bir perde çekti\u011fi kimseyi! \u015eimdi Allah’tan sonra kim hidayet verecek! <\/span>Hiç mi dü\u015fünmüyorsunuz!” (Casiye, 23)<\/span><\/em><\/p>\n Yukar\u0131daki ayetler, A’raf suresi, 175-176. ayetlerinde örne\u011fi verilen ki\u015fi gibi vahyi bilgiye sahip olanlar\u0131 anlatmaktad\u0131r ki, Casiye 23. ayette bunlar\u0131n bir ilim üzerinde sapt\u0131klar\u0131na dikkatler çekilmektedir.<\/span><\/p>\n