{"id":271,"date":"2020-03-25T18:28:54","date_gmt":"2020-03-25T18:28:54","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/sunnetullahallahin-yasasi\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:54","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:54","slug":"sunnetullahallahin-yasasi","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/sunnetullahallahin-yasasi\/","title":{"rendered":"S\u00fcnnetullah=Allah\u2019\u0131n Yasas\u0131"},"content":{"rendered":"

<\/p>\n

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم<\/span><\/strong><\/span><\/p>\n

Sünnetullah=Allah’\u0131n Yasas\u0131<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/p>\n

 <\/span>“Vel hamdülillahi Rabb’il âlemin”<\/span><\/em><\/p>\n

Hamdolsun âlemlerin Rabb’ine! O ki, ilk insandan son insana kadar hepsini e\u015fit k\u0131ld\u0131 ve aralar\u0131nda hiçbir farkl\u0131l\u0131k gözetmeden hepsini ayn\u0131 yasadan sorumlu tuttu.<\/span><\/p>\n

Ve Selamun a’lal mürselim,<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Selam olsun Rab’lerinin bildirdi\u011fi esaslardan zerre kadar taviz vermeden, hayatlar\u0131 pahas\u0131na mücadelelerini sürdüren rasullere!<\/span><\/p>\n

Ve Selamun a’la Rasulina Muhammed’in ve a’la alihi ve ashabihi!<\/span><\/em><\/span><\/em><\/p>\n

Ve Selam olsun, Rasulümüz Hz. Muhammed (as)’a, aline ve ashab\u0131na ki, nice bask\u0131, zulüm ve i\u015fkencelere ra\u011fmen iman ettikleri Tevhidi esaslardan zerre kadar \u015füpheye dü\u015fmeden Asr-\u0131 Saadet dönemini olu\u015fturdular, bizlere Tevhidi esaslar\u0131n ula\u015fmas\u0131na sebep oldular.<\/span><\/p>\n

“Ve Selamun a’la i’badihillezinestefa!<\/span><\/em><\/p>\n

Ve selam, O’nun seçkin kullar\u0131 Tevhid erleri Müslümanlara ki, bulunduklar\u0131 küfür ve \u015firk toplumlar\u0131n\u0131 her türlü bask\u0131 ve zorbal\u0131klar\u0131na ald\u0131r\u0131\u015f etmeden Tevhidi esaslar\u0131 insanlara duyurdular.<\/span><\/span><\/p>\n

Sünnetullah=Allah’\u0131n Yasas\u0131<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), gökleri, yeri ve ikisi aras\u0131nda bulunanlar\u0131 yaratt\u0131\u011f\u0131 ilk andan itibaren her \u015fey için bir hareket stratejisi, bir hayat düzeni takdir etmi\u015ftir. Yüce Allah’\u0131n takdir etti\u011fi bu düzen, Sünnetullah denilen temel yasad\u0131r ve bu yasa, yarat\u0131lanlar var oldukça k\u0131yamete kadar devam edecek, hiçbir \u015fekilde bir de\u011fi\u015fikli\u011fe tabi k\u0131l\u0131nmayacakt\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Allah’\u0131n önceden beri gelen sünneti öyledir; Allah’\u0131n sünnetinde de\u011fi\u015fme bulamazs\u0131n.”<\/span><\/em> (Fetih, 23)<\/span><\/em><\/p>\n

Sünnetullah\u0131n süreklili\u011fi ve de\u011fi\u015fmezli\u011finin nedeni, kâinat düzeninin sa\u011flanmas\u0131, yarat\u0131lan \u015feylerin hepsinin yüce Allah (cc) indinde ayn\u0131 seviyede olmas\u0131ndand\u0131r. Bu nedenle gökyüzü, güne\u015f, ay ve y\u0131ld\u0131zlar, ya\u011fmurun ya\u011fmas\u0131, nebat\u0131n bitirilmesi için belirlenen ilahi yasa nas\u0131lki ilk yarat\u0131l\u0131\u015flar\u0131ndan bugüne kadar de\u011fi\u015fmeden gelmi\u015fse, ayn\u0131 \u015fekilde insanlar için belirlenen ilahi yasa da, ilk insandan son insana kadar ayn\u0131d\u0131r, ayn\u0131 kalacakt\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Önceden geçenler aras\u0131ndaki <\/span><\/em>Allah’<\/span><\/em>\u0131n sünnetidir; Allah’\u0131n sünnetinde de\u011fi\u015fme bulamazs\u0131n.”<\/span><\/em> (Ahzab, 62)<\/span><\/em><\/p>\n

Yüce Allah (cc), elbette ki\u015fiden ki\u015fiye, devirden devire de\u011fi\u015fik yasalar göndermez. \u0130nsan, yarat\u0131l\u0131\u015f itibar\u0131 ile ayn\u0131 mayadan yarat\u0131ld\u0131\u011f\u0131 sürece, ilk insandan son insana kadar ayn\u0131 yasaya ba\u011fl\u0131d\u0131r. Bu, yüce Allah’\u0131n, Adil s\u0131fat\u0131n\u0131n gere\u011fi Sünnetullah\u0131n de\u011fi\u015fmezlik ilkesidir.<\/span><\/p>\n

“Allah, sizin için aç\u0131klamak ve sizden önceki kimselerin sünnetine sizi iletmek ve sizi ba\u011f\u0131\u015flamak istiyor; Allah bilendir, hâkimdir.” (Nisa, 26)<\/span><\/em><\/p>\n

Sünnetullah\u0131n de\u011fi\u015fmezlik ilkesi, rasullerin gönderilmesinden vahye muhatap olanlara, iman edenlerden inkâr edenlere, verilen mükâfatlardan, helak edilme nedenlerine, k\u0131yamet günü verilecek mükâfat ve azaplara kadar her \u015fey için ayn\u0131d\u0131r.<\/span><\/p>\n

Tüm <\/span><\/em><\/strong>rasuller, ayn\u0131 yasaya ba\u011fl\u0131 olarak gönderilmi\u015flerdir<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Yüce Allah (cc), her topluma bir rasul ve onlarla beraber o toplumlar\u0131n tabi olacaklar\u0131 ve sak\u0131nacaklar\u0131 durumlar\u0131 belirten hükümlerini göndermi\u015ftir. Sünnetullahta rasullerin gönderili\u015f nedenleri ve davetlerini üzerine bina edecekleri temel aç\u0131kça belirtilmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“Rasullerimizden senden <\/span><\/em>önce gönderdi\u011fimiz kimselerin sünnetidir; Bizim sünnetimizde bir de\u011fi\u015fiklik bulamazs\u0131n.”<\/span><\/em> (\u0130sra, 77)<\/span><\/em><\/p>\n

Bütün rasuller, Sünnetullahta belirlenen yasaya uygun gönderilmi\u015fler; her gönderilen rasul, ayn\u0131 mesaj\u0131 getirmi\u015f, ayn\u0131 ortak mesaj\u0131 duyurmu\u015ftur. Bu temel mesaj, insanlar\u0131n öncelikle tabi olduklar\u0131 tüm sahte ilahlar\u0131 terk ederek Bir olan Rab’lerine iman etmeleridir.<\/span><\/p>\n

“Andolsun biz, her millet içinde: ‘Allah’a kulluk edin, ta\u011futtan kaç\u0131n\u0131n’ diye bir rasul gönderdik; Allah, onlardan kimine hidayet etti, onlardan kimi üzerine de sap\u0131kl\u0131k hak oldu. \u0130\u015fte yeryüzünde gezin de bak\u0131n, yalanlayanlar\u0131n sonu nas\u0131l olmu\u015f!” (Nahl, 36)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Ta\u011fut reddedilmeden yüce Allah’\u0131 Birlemek mümkün de\u011fildir; yüce Allah’\u0131n yan\u0131nda ba\u015fka otoritelere inanmak, onlar\u0131n yasalar\u0131na göre hareket etmek \u015firk ve küfürdür. \u015eirk ve küfrü terk etmeyenler, gere\u011fi gibi iman edemezler. Tüm rasuller insanlara, ilahlar\u0131n\u0131n tek bir ilah oldu\u011funu, ba\u015fka ilahlar\u0131 terk edip yaln\u0131zca O’na iman etmeleri gerekti\u011fini söylemi\u015flerdir.<\/span><\/p>\n

“\u0130lah\u0131n\u0131z bir tek \u0130lah’t\u0131r, O’ndan ba\u015fka ilah yoktur, Rahman’d\u0131r, Rahim’dir.” (Bakara, 163)<\/span><\/em><\/p>\n

“Andolsun Nuh’u kavmine gönderdik, dedi ki: ‘Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin için O’ndan ba\u015fka bir ilah yoktur; art\u0131k korunmayacak m\u0131s\u0131n\u0131z?”<\/span><\/em> (Mü’minun, 23)<\/span><\/em><\/p>\n

“Sonra onlar\u0131n ard\u0131ndan ba\u015fka bir nesil yeti\u015ftirdik; pe\u015finden onlara kendi içlerinden bir rasul gönderdik; ‘Muhakkak Allah’a kulluk edin, O’ndan ba\u015fka sizin bir ilah\u0131n\u0131z yoktur, art\u0131k korunmayacak m\u0131s\u0131n\u0131z?” (Mü’minun, 31-32)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Hiçbir rasul, yüce Allah’\u0131n birli\u011fi, Tevhidi esaslara iman etme d\u0131\u015f\u0131nda bir \u015feyi öncelememi\u015f, insanlar\u0131 ba\u015fka \u015feylerle oyalamam\u0131\u015flard\u0131r. Onlar, Tevhidi esaslar\u0131 ortaya koyduktan sonra toplumda var olan di\u011fer konular\u0131 dile getirmi\u015fler, insanlar\u0131 bundan sak\u0131nd\u0131rmaya çal\u0131\u015fm\u0131\u015flard\u0131r.<\/span><\/p>\n

Rasullerin gönderilmedi\u011fi dönemlerde Tevhidi esaslar\u0131 insanlara duyuran davetçiler de, rasuller gibi insanlar\u0131, öncelikle Rab’lerini Bir’lemeye davet etmi\u015flerdir. Ashab-\u0131 Kehf, \u015fehirlilere ve Ashab-\u0131 Uhdud’a gönderilen davetçiler, hep yaln\u0131zca yüce Allah’a iman ederek yaln\u0131zca O’na davet etmi\u015flerdir.<\/span><\/p>\n

“Biz sana onlar\u0131n haberlerini hakk\u0131yla anlat\u0131yoruz; \u015füphesiz onlar, Rab’lerine iman etmi\u015f gençlerdi; Biz de onlar\u0131n hidayetlerini art\u0131rm\u0131\u015ft\u0131k, onlar\u0131n kalplerini ba\u011flam\u0131\u015ft\u0131k; k\u0131yam ettiler, pe\u015finden dediler ki: ‘Rabb’imiz, göklerin ve yerin Rabb’idir, biz O’ndan ba\u015fka ilaha davet edemeyiz, çünkü o zaman saçmalam\u0131\u015f oluruz. Bunlar, bizim kavmimiz, O’ndan ba\u015fka ilahlar edindiler; onlar\u0131n, apaç\u0131k bir delil getirmeleri gerekmez miydi, Allah’a kar\u015f\u0131 yalan uydurandan daha zalim kimdir!” (Kehf, 13-15)<\/span><\/em><\/p>\n

“O’ndan ba\u015fka ilahlar edinir miyim, e\u011fer Rahman, bana bir zarar vermek istese, onlar\u0131n \u015fefaati bana hiçbir fayda sa\u011flamaz ve beni kurtaramazlar. O takdirde gerçekten ben, apaç\u0131k bir dalalet içerisinde olurum; do\u011frusu ben, sizin Rabb’inize iman ettim, beni dinleyin.” (Yasin, 23-25)<\/span><\/em><\/p>\n

“Ve onlar, Mü’minlere yapt\u0131klar\u0131 \u015feyi seyrediyorlard\u0131; onlardan, aziz, hamde lay\u0131k Allah’a iman etmelerinden ba\u015fka sebeple intikam almad\u0131lar.” (Buruc, 7-8)<\/span><\/em><\/p>\n

Rasullerin ve onlar\u0131n izinden giden Tevhid erlerinin örnekliklerinden de anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 üzere Müslümanlar, insanlar\u0131 öncelikli olarak Tevhidi esaslara davet etmelidirler. Bu gerçek ortaya konulmadan, gündemi bununla olu\u015fturulmadan ba\u015fka \u015feylerle u\u011fra\u015fmak, Tevhidi mücadelenin hedefini sapt\u0131rmak, Hak olan\u0131 ikinci plana atmakt\u0131r.<\/span><\/p>\n

Rasullere verilen tepkiler hep ayn\u0131d\u0131r<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Sünnetullah\u0131n de\u011fi\u015fmezlik ilkesi gere\u011fince gönderilen elçiler, tümüyle Tevhid ilkesini ortaya koymu\u015flar, ayn\u0131 tepkilerle kar\u015f\u0131la\u015fm\u0131\u015flar, benzer s\u0131k\u0131nt\u0131lar çekmi\u015flerdir.<\/span> Rasullerin getirdikleri ilahi mesaj ayn\u0131 olunca kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131klar\u0131 tepkiler de do\u011fal olarak ayn\u0131 olmu\u015ftur.<\/span><\/p>\n

“Andolsun senden önce de, evvelki f\u0131rkalar içine de gönderdik, onlara hiçbir rasul gelmezdi ki, ancak onunla alay eder olmu\u015flard\u0131.” <\/span><\/em>(Hicr, 10-11)<\/span><\/em><\/p>\n

Sünnetullah gere\u011fince daveti ortaya koymakta, yalanlanmakta, Rasule dü\u015fmanl\u0131k yap\u0131lmakta bütün rasuller ayn\u0131 yasaya tabidirler. Tüm rasuller, alaya al\u0131nma, hakaret edilme, sald\u0131r\u0131ya u\u011frama, eziyet ve i\u015fkence görme konular\u0131nda hemen hemen ayn\u0131 \u015feyi ya\u015fam\u0131\u015flard\u0131r. <\/span><\/p>\n

“Böylece Biz, her nebiye, insan ve cin \u015feytanlar\u0131n\u0131 dü\u015fman k\u0131ld\u0131k…” (En’am, 112)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

“Ve böylece Biz, her nebiye günahkârlardan bir dü\u015fman k\u0131ld\u0131k, hidayet edici ve yard\u0131mc\u0131 olarak Rabb’in yeter.” (Furkan, 31)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Tevhidi esaslar\u0131 anlatt\u0131klar\u0131n\u0131 iddia ettikleri halde insanlardan tepki almayan, kâfirlerin kendilerine dü\u015fmanl\u0131k yapmad\u0131\u011f\u0131 kimseler, ya Tevhidi esaslar\u0131, Kur’an’da bildirildi\u011fi \u015fekilde gere\u011fi gibi ortaya koymuyorlar ya anlatt\u0131klar\u0131na uygun bir ki\u015fili\u011fe sahip de\u011filler yahut da Tevhidi esaslar\u0131, Samiri soylu bel’amlar\u0131n yapt\u0131klar\u0131 gibi anlamlar\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirerek anlat\u0131yorlar. Çünkü ayn\u0131 \u015feyleri yapanlar\u0131n, ayn\u0131 tepkilerle kar\u015f\u0131la\u015fmamalar\u0131 mümkün de\u011fildir.<\/span><\/p>\n

“Andolsun senden önce de rasuller yalanlanm\u0131\u015ft\u0131, onlara yard\u0131m\u0131m\u0131z gelinceye kadar yalanland\u0131klar\u0131 ve eziyet edildikleri \u015feylere kar\u015f\u0131 sabrettiler. Allah’\u0131n kelimelerini de\u011fi\u015ftirebilecek yoktur; sana gönderilenlerin haberlerinden geldi.” (En’am, 34)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

“Andolsun senden önceki rasullerle de alay edildi, fakat onlardan alay eden kimseleri, o alay etmekte olduklar\u0131 \u015fey ku\u015fat\u0131verdi.” (Enbiya, 41)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Günümüzde Kur’an’\u0131 anlatt\u0131klar\u0131n\u0131 iddia edenler, anlatt\u0131klar\u0131 içerisinde Tevhidi bir mesaj bulunmad\u0131\u011f\u0131 için tepkilerle kar\u015f\u0131la\u015fmamakta, hatta küfür ve \u015firk ehli ile dostluk duygusu içerisinde içiçe bir ya\u015fam sürmektedirler. Bu durum, o kimselerin ne denli Kur’an’\u0131n ruhundan ve Tevhidi esaslardan uzak olduklar\u0131n\u0131 göstermektedir.<\/span><\/p>\n

Her Rasule mucize verilmi\u015ftir<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Sünnetullah, Risalet’i duyuran her rasul için geçerli ve her rasul, ayn\u0131 yasan\u0131n ortaya koydu\u011fu olaylar\u0131 ya\u015far. Rasullerin daveti ayn\u0131 olunca do\u011fal olarak kendileri ile muhatap olan toplumlar\u0131n onlara gösterdikleri reaksiyon da, talepleri de ayn\u0131 olmu\u015ftur; ilahi hüküm budur.<\/span><\/p>\n

“Allah’\u0131n kendisine farz k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 bir \u015feyde Nebi’ye bir s\u0131k\u0131nt\u0131 yoktur; önceden geçenler aras\u0131nda da Allah’\u0131n yasas\u0131d\u0131r, Allah’\u0131n emri, takdir edilmi\u015f bir kaderdir.” (Ahzab, 38)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Rab’leri taraf\u0131ndan gönderilen rasullerden insanlar, yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan gönderildiklerine dair delil getirmelerini istemi\u015flerdir. Bunun üzerine yüce Allah (cc), o rasullere, mucizeler vererek yard\u0131m etmi\u015ftir. Mucize, ilahi yasan\u0131n gere\u011fi ve sonucudur.<\/span><\/p>\n

“Azimli bir \u015fekilde Allah’a yemin ettiler ki, onlara bir ayet gelirse ona iman edeceklerine gerçekten yemin ettiler. De ki: ‘\u015eüphesiz ayetler Allah kat\u0131ndad\u0131r, \u015fuurunda de\u011filsiniz!’ Gerçekten o geldi\u011fi zaman iman etmezler.” (En’am, 109)<\/span><\/em><\/p>\n

“Bunun üzerine kavminden ileri gelen inkâr kimseler dedi ki: ‘Bu, sizin gibi bir insandan ba\u015fka bir \u015fey de\u011fildir, sizin üzerinize üstün olman istiyor, \u015fayet Allah dileseydi, elbette melekleri indirirdi; biz ilk atalar\u0131m\u0131zdan bunu i\u015fitmedik." (Mü’minun, 24)<\/span><\/em><\/p>\n

“<\/span><\/em>Yahut alt\u0131ndan bir evin olmal\u0131 ya da gö\u011fe ç\u0131kmal\u0131s\u0131n ve üzerimize okuyaca\u011f\u0131m\u0131z bir kitap indirinceye kadar gö\u011fe ç\u0131kmana da inanmay\u0131z.  <\/span>De ki: ‘Rabb’imi tenzih ederim, ben ancak be\u015fer bir Rasul de\u011fil miyim?” (\u0130sra, 93)<\/span><\/em><\/span><\/em><\/p>\n

\u0130nsanlar\u0131n bu taleplerine, mucize de görseler iman etmeyeceklerine kendilerini \u015fahit tutmak için yüce Allah (cc), Rasullerine mucizeler vermi\u015f, ancak gerçe\u011fi görmelerine ra\u011fmen onlar yine iman etmemi\u015flerdir. \u0130man, bir \u015feyleri görerek de\u011fil dü\u015fünüp aklederek edilebilir.<\/span><\/p>\n

“Semud’a de karde\u015fleri Salih dedi ki: ‘Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan ba\u015fka \u0130lah\u0131n\u0131z yoktur; do\u011frusu size, Rabb’inizden aç\u0131k delil geldi, i\u015fte \u015fu, Allah’\u0131n devesi, size bir ayettir; art\u0131k b\u0131rak\u0131n onu Allah’\u0131n arz\u0131ndan yesin, sak\u0131n ona bir kötülükle dokunmay\u0131n, yoksa sizi ac\u0131 bir azap yakalar.”<\/span><\/em> (A’raf, 73)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

“(Fir’avn) dedi ki: ‘E\u011fer bir ayet getirmi\u015f isen, hakikaten do\u011frulardan isen onu getir. Bunun üzerine (Musa) asas\u0131n\u0131 b\u0131rakt\u0131, o aç\u0131kça bir y\u0131lan (oluverdi) <\/span><\/em>v<\/span><\/em>e elini de ç\u0131kard\u0131; bakanlar için o, bembeyaz (göründü.)<\/span><\/em> Fir’avn kavminden ileri gelenler dedi ki: ‘\u015eüphesiz bu, çok bilgili bir sihirbazd\u0131r,<\/span><\/em>” (A’raf, 106-109)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

“Saat yakla\u015ft\u0131 ve Ay yar\u0131ld\u0131! Ve e\u011fer bir ayet\/mucize görseler yüzçevirirler ve derler ki: ‘Süregelen bir sihirdir,<\/span><\/em> yalanlad\u0131lar ve hevalar\u0131na tabi oldular, <\/span>her emir, gerçekle\u015fecektir.” (Kamer, 1-3)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Rasullerin ortak özellikleri, Risalet, davet ve kâfirlerle yap\u0131lan mücadele ile ilgilidir. Rasullerin bu ortak özelliklerinden biri olan, davet ve rasul olu\u015fu yak\u0131ndan ilgilendiren mucize de, Sünnetullah’\u0131n gere\u011fi olarak rasullere verilmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

Mucizeler, kâinat\u0131n sahibi yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan rasullere verildi\u011finden mucize gösterilmesi ile do\u011fada herhangi bir bozulma sözkonusu olmuyor. Yakma özelli\u011fi bulunan ate\u015fin, Hz. \u0130brahim (as)’\u0131 yakmamas\u0131; Hz. Musa (as)’\u0131n asas\u0131yla denizin yar\u0131lmas\u0131, Hz. Salih (as) için kuru bir kayadan di\u015fi bir devenin ç\u0131kmas\u0131, Hz. Muhammed (as)’\u0131n gösterdi\u011fi Ay’\u0131n yar\u0131lmas\u0131 hiçbir \u015fekilde do\u011fan\u0131n dengesinin bozmam\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/p>\n

Bütün bu ilahi delillere ra\u011fmen inkârc\u0131lar, gördükleri muazzam ayetlerin bir sihir oldu\u011funu iddia ederek yine de iman etmemi\u015flerdir.<\/span><\/p>\n

“…De ki: ‘\u015eüphesiz ayetler Allah kat\u0131ndad\u0131r, \u015fuurunda de\u011filsiniz!’ Gerçekten o geldi\u011fi zaman iman etmezler.” (En’am, 109)<\/span><\/em><\/p>\n

Hz. Süleyman (as)’\u0131n, bir ceset haline gelip yeniden dirilmesi, Hz. \u0130sa (as)’\u0131n, henüz bir bebek iken konu\u015fmas\u0131, ölüleri diriltmesi ve daha nice olmaz denilen \u015feyler hep Sünnetullah\u0131n cari olu\u015fu gere\u011fince yüce Allah’\u0131n rasullerine verdi\u011fi mucizelerdir!<\/span><\/p>\n

Kâinat ve do\u011fada bulunan her \u015fey, yaln\u0131zca kendilerini yaratan yüce Allah’\u0131n emri ile hareket ederler ve Rab’leri istedi\u011fi anda da bu hareketlerini durdurabilir ya da de\u011fi\u015ftirebilirler ki bu, tamamen yüce Allah’\u0131n takdirinde olan bir \u015feydir. Yüce Allah (cc), diledi\u011fi bir \u015feyi, diledi\u011fi anda de\u011fi\u015ftirmeye, durdurmaya kadirdir. Elbette bunlara iman etmek yüce Allah’\u0131 hakk\u0131yla takdir etmekle mümkündür, oysa mü\u015frikler, yüce Allah’\u0131 hakk\u0131yla takdir edemediler.<\/span><\/p>\n

“<\/span><\/em>Allah’\u0131 hakk\u0131yla takdir edemediler, k\u0131yamet günü yer, tamamen O’nun avucundad\u0131r, gökler de sa\u011f elinde dürülmü\u015ftür. O yücedir, onlar\u0131n ortak ko\u015ftuklar\u0131ndan münezzehtir.” (Zümer, 67)<\/span><\/em><\/p>\n

“Allah’\u0131n kadir oldu\u011funu hakk\u0131yla takdir edemediler, \u015füphesiz Allah çok güçlüdür, azizdir.” (Hac, 74)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Rab’lerine gerçekten iman edenler, O’nun, Adil oldu\u011funu, ilk insandan son insana kadar kullar\u0131 aras\u0131nda herhangi bir ay\u0131r\u0131m yapmayaca\u011f\u0131n\u0131, ilk insan\u0131 tabi k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 imtihanlara sonradan gelen herkesi de tabi tutaca\u011f\u0131n\u0131, ilk iman ya da inkâr edenlere neyi öngörmü\u015fse bunu, bütün kullar\u0131 için geçerli k\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 bilirler. Çünkü ilahi yasa, tüm ça\u011flar ve insanlar için ayn\u0131d\u0131r, de\u011fi\u015ftirilemez.<\/span><\/p>\n

\u0130man edenler, hep az say\u0131da olmu\u015ftur<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Sünnetullahtaki Tevhidi mücadelede, neredeyse de\u011fi\u015fmeyen bir konu da, iman edenlerin say\u0131lar\u0131ndaki azl\u0131k olmu\u015ftur. <\/span><\/p>\n

“Do\u011frusu kullar\u0131mdan bir grup vard\u0131, diyorlard\u0131 ki: ‘Rabb’imiz, iman ettik, bizi ba\u011f\u0131\u015fla ve bize merhamet et; Sen, merhamet edenlerin en hay\u0131rl\u0131s\u0131s\u0131n.” (Mü’minun, 109)<\/span><\/em><\/p>\n

Risalet tarihinde rasullere iman edenler hep az\u0131nl\u0131kta olmu\u015flard\u0131r. Hz. Nuh (as)’\u0131n 950 sene süren Tevhid mücadelesinde çok az kimse ona iman etmi\u015f ki, tufan koptu\u011funda ancak bir gemiyi doldurabilmi\u015flerdi.<\/span><\/p>\n

“Sen ve beraberindeki kimseler, yerle\u015fti\u011finiz zaman gemi üzerinde: ‘Hamdolsun, bizi, zalim kavimden kurtaran Allah’a’ deyin!” (Mü’minun, 28)<\/span><\/em><\/p>\n

“Andolsun onlar hakk\u0131ndaki dü\u015füncesini do\u011frulad\u0131, Mü’minlerden bir grup d\u0131\u015f\u0131nda nihayet ona uydular.” (Sebe, 20)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Hz. \u0130brahim (as), y\u0131llarca süren Tevhidi mücadelesi sonucunda ancak ailesi ona iman etmi\u015f ve ailesiyle beraber hicret etmi\u015fti. Bu durum, Hz. Musa (as)’a iman edenler için de ayn\u0131 olmu\u015f, genç bir ku\u015faktan ba\u015fka ona iman eden olmam\u0131\u015ft\u0131.<\/span><\/p>\n

“Böylece Fir’avn ve onlar\u0131n ileri gelenlerinden korkmalar\u0131 üzerine Musa’ya, kavminden genç bir ku\u015faktan ba\u015fka iman etmedi; \u015füphesiz onlar çekiniyorlard\u0131 ve gerçekten Fir’avn, yeryüzünde üstünlük tasl\u0131yordu ve \u015füphesiz o, müsriflerdendi.” (Yunus, 83)<\/span><\/em><\/p>\n

Risalet önderleri, etraflar\u0131na çok insan toplama yar\u0131\u015f\u0131na girmemi\u015f, Tevhidi esaslar\u0131 apaç\u0131k bir \u015fekilde duyurarak insanlar\u0131n ona iman etmelerini istemi\u015flerdir. Bu durum, Tevhid erlerinde de aynen vuku bulmu\u015ftur. Ashab\u0131 Kehf’in birkaç genç olu\u015fu, \u015fehirlilere giden davetçilere, \u015fehrin içinden yaln\u0131zca bir ki\u015finin iman etmesi, Ashab\u0131 Uhdud kâfirlerinin yakt\u0131klar\u0131 Müslümanlar\u0131n bir grup olmas\u0131 hep Sünnetullah\u0131n bir tecellisidir.<\/span><\/p>\n

\u0130man edenler, Sünnetullah’a uygun iman etmekle mükelleftirler<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/p>\n

Yaratt\u0131\u011f\u0131 ilk insana, cennette her \u015feyi bol bol ihsan eden yüce Allah (cc), onu imtihan etmek için bir a\u011faca yakla\u015fmay\u0131 ona yasaklam\u0131\u015f, böylece insan\u0131n imtihan\u0131 ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Ey Âdem, sen ve e\u015fin cennete yerle\u015f, art\u0131k diledi\u011finiz yerden yiyin; fakat \u015fu a\u011faca yakla\u015fmay\u0131n, yoksa zalimlerden olursunuz.” (A’raf, 19)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n

Bu imtihan, ilahi yasa gere\u011fi zafiyet sahibi olan tüm insanlar için geçerli olmu\u015f, insanlar, iman etme, imanlar\u0131nda sebat gösterme konusunda dünyevi de\u011fi\u015fik \u015feylerle imtihan edilmi\u015fler, sab\u0131r ve metanet gösterenler, imtihan\u0131 kazan\u0131rm\u0131\u015f zafiyet gösterenler, cezaland\u0131r\u0131lm\u0131\u015flard\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Yoksa siz, sizden önce geçenlerin durumu ba\u015f\u0131n\u0131za gelmeden cennete girece\u011finizi mi sand\u0131n\u0131z! Onlara öyle yoksulluk ve s\u0131k\u0131nt\u0131 dokunmu\u015ftu, öyle sars\u0131lm\u0131\u015flard\u0131, hatta Rasul ve onunla birlikte iman edenler: ‘Allah’\u0131n yard\u0131m\u0131 ne zaman?’ dediler. \u0130yi bilin ki, Allah’\u0131n yard\u0131m\u0131 \u015füphesiz yak\u0131nd\u0131r.” (Bakara, 214)<\/span><\/em><\/p>\n

\u0130lahi yasa olan Sünnetullahta, ki\u015fi ya da dönemler aras\u0131nda hiçbir ay\u0131r\u0131m yap\u0131lmaz, her dönem insan\u0131 ayn\u0131 yasaya tabi, ayn\u0131 süreçleri ya\u015farlar. \u0130slâmi esaslar\u0131 tahrif etmeye çal\u0131\u015fan \u0130slâm dü\u015fmanlar\u0131, Sünnetullah\u0131n de\u011fi\u015fmezlik ilkesini görmezden gelerek, Sünnetullah\u0131 en iyi bilenlerden biri olan ve Sünnetullah gerçe\u011fini insanlara duyuran Rasulullah (as)’\u0131n üzerine iftira atm\u0131\u015f, onun a\u011fz\u0131ndan yalanlar uydurarak haddi a\u015fm\u0131\u015flard\u0131r. Müfteriler, Rasulullah (as)’\u0131n \u015föyle dedi\u011fi yalan\u0131n\u0131 yaym\u0131\u015flard\u0131r.<\/span><\/p>\n

Benim zaman\u0131mda on sünnetimden dokuzunu yap\u0131p birini terk eden ziyandad\u0131r, ama ahir zamanda her kim, benim sünnetimden dokuzunu yapmasa, birini yapsa cennetine kefilim.<\/strong>” Bu yalan\u0131 yayanlar, elbette \u0130slâmi esaslar\u0131 bozmaya çal\u0131\u015fanlard\u0131r.<\/span><\/p>\n

Müfteriler, fark\u0131nda olmadan Rasulullah (as)’\u0131n \u015fu hadisini de söyleyebiliyorlar.<\/span><\/p>\n

\u0130nsanlar\u0131n üzerine öyle bir zaman gelecek ki, dininin gereklerini yerine getirme konusunda sab\u0131rl\u0131\/dirençli davran\u0131p Müslümanca ya\u015fayan kimse, avucunda ate\u015f tutan kimse gibi olacakt\u0131r.<\/strong>” (Tirmizi, Fiten, 73; Ebû Davud, Melahim, 17)<\/span><\/p>\n

Kur’an, insanlar\u0131n mutlaka imtihan edileceklerini bildirir ve tarihsel süreçte imtihan edilenlerin örneklerini verir. <\/span><\/p>\n

“<\/span><\/em>Onlar, ancak ‘Rabb’imiz Allah’t\u0131r’ dedikleri için haks\u0131z yere yurtlar\u0131ndan ç\u0131kar\u0131ld\u0131lar…” (Hac, 40)<\/span><\/em><\/p>\n

“<\/span><\/em>Fir’avn ailesinden iman\u0131n\u0131 gizleyen Mü’min bir Adam dedi ki: ‘Rabb’im Allah’t\u0131r’ diyen bir adam\u0131, gerçekten öldürecek misiniz? …” (Mü’min, 28)<\/span><\/em><\/span><\/em><\/p>\n

“Onlardan, aziz, hamde lay\u0131k Allah’a iman etmelerinden ba\u015fka sebeple intikam almad\u0131lar.” (Buruc, 8)<\/span><\/em><\/p>\n

Bütün bu ilahi bildirimler, Sünnetullah\u0131n de\u011fi\u015fmezlik ilkesini ortaya koymakta, hangi dönemde olursa olsunlar, iman edenlerin, imanlar\u0131nda sad\u0131k olduklar\u0131 sürece çok s\u0131k\u0131nt\u0131lar çekeceklerini bildirmektedir.<\/span><\/p>\n

Günümüzde iman ettiklerini iddia ettikleri halde imanlar\u0131 nedeniyle hiçbir s\u0131k\u0131nt\u0131 çekmeyenler, gerçekte iman etmeyen, imanlar\u0131na \u015firk bula\u015ft\u0131ran mü\u015frikler, herkesle iyi geçinmeye çal\u0131\u015fan münaf\u0131klar, imani hiçbir kayg\u0131lar\u0131 bulunmayan fas\u0131klard\u0131r.<\/span><\/p>\n

Sünnetullahta cari oldu\u011fu üzere iman, elbette bir bedel ister, çünkü bunun kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131 ve oldukça muazzam bir mükâfat vard\u0131r. \u0130manlar\u0131 u\u011frunda herhangi bir bedel vermeyenlerin iman iddialar\u0131, kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 bulunmayan bo\u015f bir iddiad\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Yoksa siz, Allah, sizden cihat edenleri belirtmeden, sabredenleri belirtmeden cennete girece\u011finizi mi sand\u0131n\u0131z!” (Al-i \u0130mran, 142)<\/span><\/em><\/span><\/em><\/p>\n

“Nice nebilerle beraber birçok rabbaniler çarp\u0131\u015ft\u0131lar; Allah yolunda kendilerine isabet eden \u015feylerden y\u0131lmad\u0131lar, zay\u0131fl\u0131k göstermediler, boyun e\u011fmediler. Allah sabredenleri sever.” (Al-i \u0130mran, 146)<\/span><\/em><\/p>\n

Kur’an’\u0131n bildirdi\u011fi ve tarihsel süreçte görüldü\u011fü üzere iman edenler, her \u015fekilde imtihan edilmi\u015flerdir. Bu, yüce Allah’\u0131n, kullar\u0131 için öngördü\u011fü ilahi yasas\u0131d\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Ve sizi korku, açl\u0131k, mallar\u0131n\u0131z, canlar\u0131n\u0131z ve ürünlerinizden eksiltmek gibi \u015feylerle deneriz; sabredenleri müjdele. Onlar, kendilerine bir musibet isabet etti\u011fi zaman derler ki; ‘\u015eüphesiz biz, Allah içiniz ve muhakkak O’na dönece\u011fiz. \u0130\u015fte Rab’lerinden salavat\/yard\u0131m ve rahmet onlar\u0131n üzerinedir ve i\u015fte hidayete erenler onlard\u0131r.” (Bakara, 155-157)<\/span><\/em><\/p>\n

Sünnetullah, iman edenler için de\u011fi\u015fmedi\u011fi gibi mü\u015frik ve kâfirler için de de\u011fi\u015fmemi\u015f, yüce Allah (cc) onlar için de ilahi yasas\u0131n\u0131 geçerli k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/p>\n

Kâfir ve Mü\u015friklerin Talepleri<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), adaleti gere\u011fi bir kavme verdi\u011fi deliller, ayet ve mucizelerle bunlar\u0131 vermedi\u011fi ba\u015fka bir toplumu sorumlu tutmaz. Bu nedenle her toplumu, kendi nefislerine \u015fahit k\u0131lmak için onlara da ayn\u0131 delilleri vermi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), Adil s\u0131fat\u0131 gere\u011fince her toplumun talebini kar\u015f\u0131lam\u0131\u015f, “Daha önceki toplumlara bildirmi\u015ftim, onlara bak\u0131n”<\/em><\/strong> diyerek kâfir ve mü\u015friklerin taleplerini reddetmemi\u015f, onlar\u0131n talep ettiklerini vermi\u015ftir<\/span> ki, onlar\u0131 yarg\u0131larken herhangi bir mazeret ileri sürmesinler.<\/span><\/span><\/p>\n

“<\/span><\/em>Ancak <\/span><\/em>Kitap, sadece bizden önceki iki toplulu\u011fa indirildi ve do\u011frusu biz, onlar\u0131n okumas\u0131ndan habersiz idik’ dersiniz<\/span><\/em> yahut dersiniz ki: ‘\u015eayet gerçekten bize Kitap indirilseydi biz onlardan daha hidayet üzere olurduk.’ \u0130\u015fte gerçekten size Rabb’inizden aç\u0131k delil, hidayet ve rahmet geldi. O halde Allah’\u0131n ayetlerini yalanlay\u0131p ondan uzakla\u015fan kimseden daha zalim kimdir! Ayetlerimizden uzakla\u015fan kimseleri, uzakla\u015ft\u0131klar\u0131ndan dolay\u0131 azab\u0131n en kötüsüyle cezaland\u0131raca\u011f\u0131z.<\/span><\/em>” (En’am, 156–157)<\/span><\/em><\/span><\/em><\/p>\n

De\u011fer yarg\u0131lar\u0131 maddeden ba\u015fka bir \u015fey olmayan, her \u015feyi madde ile ölçen mü\u015frikler, yüce Allah’a, meleklere ve geçmi\u015f rasullere, eksik bir imanla da olsa inan\u0131yorlard\u0131. Rasul kavram\u0131na yabanc\u0131 olmayan mü\u015friklerin, i\u015fte nebi ve kitap beklenti ve talepleri.<\/span><\/p>\n

“Yeminlerinin bütün gücüyle Allah’a yemin ettiler ki, ‘E\u011fer gerçekten kendilerine bir uyar\u0131c\u0131 gelirse, herhangi bir ümmetten daha çok hidayet üzerinde olacaklar,’ ne zaman ki, onlara bir uyar\u0131c\u0131 geldi, onlara nefretten ba\u015fka bir \u015fey art\u0131rmad\u0131.” (Fat\u0131r, 42)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

“Ve do\u011frusu onlar, diyorlard\u0131 ki: ‘E\u011fer gerçekten yan\u0131m\u0131zda öncekilerden bir uyar\u0131 olsayd\u0131, elbette biz, Allah’\u0131n muhlis kullar\u0131 olurduk;’ fakat onu inkâr ettiler; o halde yak\u0131nda bileceklerdir.” (Saffat, 167–170)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

“E\u011fer ellerinin takdim etti\u011fi yüzünden onlara bir musibet isabet ederse: ‘Rabb’imiz, bize bir elçi gönderseydin böylece ayetlerine uyup Mü’minlerden olsayd\u0131k’ diyecekler.” (Kasas, 47)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), her dönemde, mü\u015friklerin taleplerini, onlara bir elçi göndererek kar\u015f\u0131l\u0131yor, ancak her \u015feyi madde ile ölçen mü\u015frikler, kendilerine gönderilen elçileri de getirdikleri ilahi mesaj\u0131 da reddediyor, iman etmemek için diretiyorlard\u0131.<\/span><\/p>\n

“Ne zaman ki onlara Hak gelince: ‘Bu sihirdir ve elbette onu inkâr ediyoruz’ dediler.” (Zuhruf, 30)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), Sünnetullah ve adaleti gere\u011fince kullar\u0131n\u0131n mazeretlerini ortadan kald\u0131rmak için tüm toplumlara. Rasul ve Kitap göndermi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

Bir topluma, rasul gönderilmedikçe, o toplum helak edilmez<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Sünnetullahta cari oldu\u011fu üzere yüce Allah (cc), rasul göndermedi\u011fi, ilahi mesajdan haberdar etmedi\u011fi toplumlar\u0131, inkâr ve azg\u0131nl\u0131k içerisine girmedikleri sürece helak etmemi\u015f, cezaland\u0131rmam\u0131\u015f, neden cezaland\u0131rmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 da bildirmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“\u015eayet gerçekten Biz, ondan önce bir azap ile onlar\u0131 helak etseydik: ‘Rabb’imiz, e\u011fer bize bir rasul gönderseydin de, küçülüp rezil olmadan önce senin ayetlerine tabi olsayd\u0131k’ derlerdi.” (Taha, 134)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), bir mazeret ileri sürmemeleri için insanlar\u0131n, ilahi mesajdan haberdar edilmelerini istemi\u015f, bu nedenle rasullerini ard\u0131 ard\u0131na göndermi\u015ftir. Günümüzde bu görev, Tevhid erlerine dü\u015fmektedir.<\/span><\/p>\n

Hemen tüm Risalet önderlerinin ve Tevhid erlerinin mücadelelerinde görüldü\u011fü üzere, toplumlara davet yap\u0131ld\u0131\u011f\u0131 ve davetçiler o toplum içerisinde bulunduklar\u0131 sürece inkârc\u0131lar helak edilmemi\u015f, yüce Allah (cc) Rahman s\u0131fat\u0131 gere\u011fi onlara mühlet vermi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“Sen onlar\u0131n içinde iken Allah onlara azap edecek de\u011fildi ve onlar tevbe ederlerken de Allah onlara azap edecek de\u011fil.” (Enfal, 33)<\/span><\/em><\/p>\n

Tevhid erleri, toplumlar\u0131 içerisinde davetlerini yapt\u0131klar\u0131 sürece yüce Allah (cc) o toplumlar\u0131 helak etmemekte, ancak o toplumlar, Tevhid erlerine zulmetmeleri, Tevhid erlerini yurtlar\u0131ndan ç\u0131karmalar\u0131 ya da öldürmeleri sonucunda helak edilmektedirler.<\/span><\/p>\n

“\u015eüphesiz yurdunda seni tedirgin ediyorlard\u0131, oradan ç\u0131karmak için; o zaman çok az d\u0131\u015f\u0131nda senin ard\u0131ndan (orada) kalamazlard\u0131r.” (\u0130sra, 76)<\/span><\/em><\/p>\n

Ondan sonra kavminin üzerine gökten bir ordu indirmedik, indiriciler de de\u011fildik, \u015füphesiz sadece tek bir ses oldu, i\u015fte o zaman onlar sönüverdiler.” (Yasin, 28-29)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n

Bir toplumun helak olabilmesi, onlara, ancak Tevhidi esaslar\u0131n net olarak ula\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131, Tevhidi davete kar\u015f\u0131 toplumun ileri gelenlerinin, inkâr ve azg\u0131nl\u0131klar\u0131nda haddi a\u015fmas\u0131 sonucunda mümkün olabilir.<\/span><\/p>\n

 <\/span>“Bir kenti helâk etmek istedi\u011fimiz zaman, onun varl\u0131kl\u0131lar\u0131na emrederiz, ancak orada f\u0131sk yaparlar, böylece onlar üzerine karar hak olur, art\u0131k biz de oray\u0131 y\u0131kar, darmada\u011f\u0131n ederiz.” (\u0130sra, 16)<\/span><\/em><\/p>\n

“Rabb’in, ayetlerimizi onlara okuyan bir rasulü, ba\u015fkentine, gönderinceye kadar <\/span>ülkeleri helâk edici de\u011fildir ve biz, halk\u0131 zulmetmeden ülkeleri helâk edici de\u011filiz.” (Kasas, 59)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Sünnetullah gere\u011fince bütün rasuller için ayn\u0131 yasay\u0131 geçerli k\u0131lan yüce Allah (cc), onlara kar\u015f\u0131 ç\u0131kan mü\u015friklere de ayn\u0131 yasay\u0131 uygulam\u0131\u015f, onlar\u0131n taleplerini kar\u015f\u0131lam\u0131\u015f ve iman etmelerini sa\u011flayacak her türlü delil ve mucizeyi indirmi\u015ftir. Böylece yüce Allah (cc), mü\u015frik ve kâfirlerin \u015fu mazereti ileri sürmelerini engellemi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“Yahut demeyesiniz ki: ‘Önceden atalar\u0131m\u0131z \u015füphesiz \u015firk ko\u015ftu, biz de onlardan sonra gelen bir nesil olduk; bat\u0131lda olanlar\u0131n yapt\u0131klar\u0131 yüzünden bizi mi helak edeceksin.” (A’raf, 173)<\/span><\/em><\/p>\n

Günümüzde Tevhid erlerine çok büyük sorumluluk dü\u015fmektedir. Tevhid erleri, Tevhidi esaslar\u0131 net ve aç\u0131k olarak ortaya koyarak insanlar\u0131, Rab’lerinin mesaj\u0131ndan haberdar etmeli, sonucu Rab’lerine b\u0131rakmal\u0131d\u0131rlar.<\/span><\/p>\n

\u0130nkârc\u0131lar\u0131n helak edilmeleri<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), hiçbir toplumu, Tevhidi esaslardan haberdar etmeden sebepsiz yere helak etmemi\u015ftir. Helak edilen toplumlar\u0131n durumlar\u0131na bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda hemen hepsinin, kendilerine yap\u0131lan Tevhidi ça\u011fr\u0131y\u0131 reddettikleri, küfür ve isyanlar\u0131nda \u0131srar ettikleri görülür.<\/span><\/p>\n

“\u015eüphesiz sizden önce de yasalar geçmi\u015ftir; o halde dola\u015f\u0131n da bak\u0131n, yalanlayanlar\u0131n ak\u0131beti nas\u0131l oldu! Bu, insanlar için bir aç\u0131klama ve muttakiler için hidayet ve ö\u011füttür.”<\/span><\/em> (Al-i \u0130mran, 137-138)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

 <\/span>“Yeryüzünde gezmediler mi ki, <\/span>kendilerinden öncekilerin sonunun nas\u0131l oldu\u011funa baks\u0131nlar. Onlar, kendilerinden daha kuvvetli idiler; topra\u011f\u0131 sürmü\u015fler ve onu, bunlar\u0131n imar ettiklerinden daha çok imar etmi\u015flerdi. Onlara rasulleri aç\u0131k deliller getirmi\u015fti; Allah onlara zulmetmiyordu fakat onlar, kendilerine zulmediyorlard\u0131.<\/span><\/em><\/p>\n

Sonra kötülük yapan kimselerin ak\u0131beti çok kötü oldu; \u015füphesiz Allah’\u0131n ayetlerini yalanlad\u0131lar ve onlarla alay ediyorlard\u0131.” (Rum, 9-10)<\/span><\/em><\/span><\/em><\/p>\n

Sünnetullahta ilahi yasa gere\u011fi, toplumlar\u0131n helak edilmeleri de hemen hemen hep ayn\u0131 nedenlerle olmu\u015ftur; iman etmeyip büyüklük taslamalar\u0131, Tevhidi esaslar\u0131 kendilerine getirenlere tuzak kurmalar\u0131, helak edilmelerinin temel nedeni olmu\u015ftur.<\/span><\/p>\n

“Yeryüzünde büyüklük taslad\u0131lar ve kötü tuzak kurdular; kötü tuzak, sâhibinden ba\u015fkas\u0131na dolanmaz; öncekilerin sünnetinden ba\u015fkas\u0131n\u0131 m\u0131 bekliyorlar! Oysa Allah’\u0131n yasas\u0131nda bir de\u011fi\u015fme bulamazs\u0131n; Allah’\u0131n yasas\u0131nda bir sapma bulamazs\u0131n.”<\/span><\/em> (Fat\u0131r, 43)<\/span><\/em><\/p>\n

“Fakat h\u0131\u015fm\u0131m\u0131z\u0131 gördükleri zaman iman etmelerinin onlara bir faydas\u0131 olmad\u0131. Allah’\u0131n kullar\u0131 hakk\u0131nda gelip geçen yasas\u0131 budur, kâfirler, orada hüsrana u\u011fram\u0131\u015flard\u0131r.” (Mü’min, 85)<\/span><\/em><\/p>\n

Yüce Allah (cc), kullar\u0131n\u0131n tevbe etmeleri için onlara f\u0131rsat vermekte, önceki toplumlar gibi iman etmeleri halinde ba\u011f\u0131\u015flanacaklar\u0131n\u0131 bildirmektedir. Ancak inkâr ve küfürlerini sürdürmeleri durumunda, Sünnetullah\u0131n gere\u011fi olarak önceki inkârc\u0131 toplumlara uygulanan yasa uygulanacak ve helak edileceklerdir.<\/span><\/span><\/p>\n

“Kâfir kimselere de ki: ‘E\u011fer vazgeçerlerse, geçmi\u015fteki \u015feyleri onlara ba\u011f\u0131\u015flan\u0131r ve e\u011fer dönerlerse art\u0131k gerçekten öncekilerin sünneti geçerli olacakt\u0131r.”<\/span><\/em> (Enfal, 38)<\/span><\/em><\/p>\n

\u0130nsanlar\u0131, hidayet kendilerine geldi\u011fi zaman gerçekten iman etmekten ve yaln\u0131zca Rab’lerine isti\u011ffar etmekten al\u0131koyan \u015fey, elbette öncekilerin yasas\u0131n\u0131n onlara da gelmesi yahut kar\u015f\u0131lar\u0131na azab\u0131n gelmesidir.”<\/span> (Kehf, 55)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Sonuç olarak<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/p>\n

Sünnetullah gere\u011fince Kâinatta bulunan her \u015fey, nas\u0131l ki ayn\u0131 yasaya ba\u011fl\u0131 ise tüm insanlar da ayn\u0131 \u015fekilde Sünnetullah\u0131n de\u011fi\u015fmezlik ilkesine ba\u011fl\u0131d\u0131rlar ve bu, hiçbir dönemde de\u011fi\u015fikli\u011fe u\u011framayacak, k\u0131yamet saatinin son an\u0131na kadar devam edecektir.<\/span><\/p>\n

“Allah’\u0131n vaadidir; Allah, vaadinden dönmez, lakin insanlar\u0131n ço\u011fu bilmezler.” (Rum, 6)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), her konuda hükümlerini apaç\u0131k bildirmi\u015f, insanlar\u0131n buna uymalar\u0131n\u0131 istemi\u015ftir. \u0130lahi hükümler apaç\u0131k bir \u015fekilde ortada iken bunlardan hangi gerekçe ile olursa olsun sapanlar, ayetlerden uzakla\u015fm\u0131\u015f zalimlerdir ki, bunlar için azab\u0131n en kötüsü vard\u0131r.<\/span><\/p>\n

“…\u0130\u015fte gerçekten size Rabb’inizden aç\u0131k delil, hidayet ve rahmet geldi. O halde Allah’\u0131n ayetlerini yalanlay\u0131p ondan uzakla\u015fan kimseden daha zalim kimdir! Ayetlerimizden uzakla\u015fan kimseleri, uzakla\u015ft\u0131klar\u0131ndan dolay\u0131 azab\u0131n en kötüsüyle cezaland\u0131raca\u011f\u0131z.” (En’am, 157)<\/span><\/em><\/p>\n

Müslümanlar, Sünnetullah\u0131n bilincinde hareket ederek Tevhidi esaslar\u0131 insanlara duyurmal\u0131, bundan zerre kadar taviz vermeden hayatlar\u0131n\u0131n sonuna kadar bu mücadelelerini sürdürmelidirler. Ne insanlar\u0131n k\u0131nama, hakaret, alay ve iftiralar\u0131 ve ta\u011futi sistemin bask\u0131 ve zulmü Müslümanlar\u0131 Tevhidi mücadelelerinden taviz verdirmemeli, vazgeçirmemelidir.<\/span><\/p>\n

Müslümanlar, Rab’lerinin bildirdi\u011fi esaslar\u0131, O’nun bildirdi\u011fi \u015fekilde kendilerinden önce geçenlerin yasas\u0131na ba\u011fl\u0131 kalarak ortaya koymal\u0131, sonucu Rab’lerine b\u0131rakmal\u0131d\u0131rlar. \u0130\u015fte o zaman gerçekten Sünnetullah’a uygun hareket ederek Rab’lerini raz\u0131 etmi\u015f olacaklard\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Rabb’imiz rasullerine vadetti\u011fini bize ver, k\u0131yamet günü bizi rezil etme; muhakkak ki sen, verdi\u011fin sözden caymazs\u0131n.” (Al-i \u0130mran, 194)<\/span><\/em>
<\/span><\/em><\/p>\n

“Rabb’imiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi sapt\u0131rma ve bize taraf\u0131ndan rahmet ihsan eyle, \u015füphesiz ihsan eden Sensin Sen!”<\/span><\/em> (Al-i \u0130mran, 8)<\/span><\/em><\/span> <\/p>\n

Ramazan Y\u0131lmaz: 2016.10.03
\n