{"id":247,"date":"2020-03-25T18:28:48","date_gmt":"2020-03-25T18:28:48","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/genclere-ogutler-7-tevhid-hayatinizin-merkezinde-olsun\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:48","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:48","slug":"genclere-ogutler-7-tevhid-hayatinizin-merkezinde-olsun","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/genclere-ogutler-7-tevhid-hayatinizin-merkezinde-olsun\/","title":{"rendered":"GEN\u00c7LERE \u00d6\u011e\u00dcTLER-7 Tevhid, hayat\u0131n\u0131z\u0131n merkezinde olsun!"},"content":{"rendered":"

<\/p>\n

Vahyi esaslar, insan dü\u015fünce söz ve davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131n, hayat ve kâinat bütünlü\u011füne uygun olmas\u0131n\u0131 ve bu bütünlük içinde yerini almas\u0131n\u0131 sa\u011flayan sistematik bildirimlerdir. Yüce Allah (cc), kâinat\u0131, kendi içinde tutarl\u0131 ve uyumlu bir \u015fekilde yaratm\u0131\u015f, kâinattaki varl\u0131klar\u0131n birbirleriyle ili\u015fki içine girmeleri için onlara hayat\u0131 bah\u015fetmi\u015f, bu hayat içinde ili\u015fkilerini sürdüren varl\u0131klar\u0131n hareket ve stratejilerini belirlemi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

Kâinattaki tüm varl\u0131klar, yarad\u0131l\u0131\u015f gayelerine uygun hareket ederek hem kendi içlerinde, hem de di\u011fer varl\u0131klarla olan ili\u015fkilerini kâinattaki bütünlük içerisinde düzenlemekte, var olan uyumu bozmadan kendilerini yaratan Rab’lerine kendi hal dilleriyle \u015fükretmektedirler.<\/span><\/p>\n

“Göklerde ve yerde kim varsa hep O’nundur, O’nun yan\u0131nda bulunanlar, O’na kulluk etmekten büyüklenmez, yorulmazlar.” (Enbiya, 19)<\/span><\/em><\/p>\n

“Göklerde ve yerde bulunanlar O’ndan isterler; O, her gün yeni bir i\u015ftedir.” (Rahman, 29)<\/span><\/em><\/p>\n

\u0130nsan\u0131, kâinat bütünlü\u011fü içinde sonradan yaratan yüce Allah (cc), ona, bu bütünlük içerisinde nas\u0131l hareket edece\u011fi ile ilgili esaslar\u0131 bildirmi\u015f, bu esaslara uymas\u0131 halinde dünya ve ahirette mutlu olaca\u011f\u0131n\u0131 ve kurtulu\u015fa erece\u011fini müjdelemi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

Hayat, kâinat ve insan da dâhil yarat\u0131lan tüm varl\u0131klar üzerindeki tek ilah, tek melik ve rab yaln\u0131zca yüce Allah’t\u0131r. O’nun tek ilah, tek Rab ve Melik oldu\u011funa iman etmek Tevhiddir.<\/span><\/p>\n

Her \u015feyin bir ana dinamizm merkezi, can al\u0131c\u0131 noktas\u0131 bulundu\u011fu gibi, \u0130slâm’\u0131n, iman etmenin temel noktas\u0131 da Tevhiddir. \u0130nsana hayat veren, onu ya\u015fatan nas\u0131l ki kalbidir ve kalbi çal\u0131\u015fmad\u0131\u011f\u0131 zaman ancak bir ceset ise, ayn\u0131 \u015fekilde Tevhidi olmayan bir iman ve \u0130slâm da, ancak tahrif edilmi\u015f bir inan\u0131\u015f biçimi, hurafe ve bat\u0131l inançt\u0131r.<\/span><\/p>\n

Tevhid, kâinatta var olan her \u015feyin tek güç taraf\u0131ndan idare edilmesi, tek rab taraf\u0131ndan r\u0131z\u0131kland\u0131r\u0131lmas\u0131, her \u015feye tek ilah taraf\u0131ndan düzen verilmesi ve varl\u0131klar aras\u0131ndaki ili\u015fkilerin tek melik taraf\u0131ndan organize edilmesidir. Yani Tevhid, idarenin, r\u0131zk\u0131n, düzen ve organizenin tek ilah taraf\u0131ndan yap\u0131lmas\u0131d\u0131r.<\/span><\/p>\n

“E\u011fer(yer-göklerin) ikisinde, Allah’tan ba\u015fka ilahlar olsayd\u0131, ikisi de ifsat olurdu. Ar\u015f\u0131n Rabb’i Allah, onlar\u0131n nitelendirmelerinden yücedir.” (Enbiya, 22)<\/span><\/em><\/p>\n

Ulûhiyet ve Rububiyetin tek elde olmas\u0131, kâinat\u0131n hayatiyetini bir düzen içerisinde sürdürebilmesi için bir zorunluluktur. Aksi halde her \u015fey birbirine girecek, düzen bozulacak ve kâinat\u0131 ifsat ve fitne kaplayacakt\u0131r. Di\u011fer yandan aidiyet kime ait ise, mülk kimin ise, mülk üzerinde tasarruf hakk\u0131, mülkün kurallar\u0131n\u0131 belirleme ve düzenleme de ona aittir. Yer ve gökler ve içinde bulunanlar yüce Allah’a ait oldu\u011funa göre Ulûhiyet ve Rububiyet de ancak ona aittir.<\/span><\/p>\n

“Göklerin, yerin ve bunlar aras\u0131nda bulunan her \u015feyin Rabb’idir, do\u011fular\u0131n da Rabb’idir.” (Saffat, 5)<\/span><\/em><\/p>\n

“\u0130ki do\u011funun Rabb’idir ve iki bat\u0131n\u0131n Rabb’idir.” (Rahman, 17)<\/span><\/em><\/p>\n

“Muhakkak ki Rabb’iniz Allah’t\u0131r; O ki, gökleri ve yeri alt\u0131 gün içinde yaratt\u0131, sonra Ar\u015fa istiva etti, geceyi, durmadan onu takip eden gündüze sarar, güne\u015fi, ay\u0131 ve y\u0131ld\u0131zlar\u0131 buyru\u011funa boyun e\u011fdirdi. \u0130yi bilin ki, yaratma ve emir O’nundur, âlemlerin Rabbi Allah, ne yücedir!” (A’raf, 54)<\/span><\/em><\/p>\n

Mülk, göklerde ve yerde tamamen yüce Allah’a ait olunca, bu ikisinde tasarruf etmek hakk\u0131 da yaln\u0131zca O’na aittir. Zaten göklerde ve yerde bulunan her \u015fey, mülkün Allah’\u0131n elinde oldu\u011funu biliyor, ona göre hareket ediyorlar. Göklerde ve yerde bulunan her \u015fey, i\u015fte bu bilinçle yüce Allah’\u0131 tespih ediyor, yaln\u0131zca O’na kulluk yap\u0131yor, ubudiyeti O’na hasrediyorlar.<\/span><\/p>\n

“Göklerde ve yerde bulunan gerek canl\u0131lardan, gerek meleklerden hepsi Allah’a secde ederler; onlar asla büyüklenmezler, üstlerindeki Rab’lerinden korkarlar ve emredildikleri \u015feyi yaparlar.” (Nahl, 49-50)<\/span><\/em><\/p>\n

“Yedi gök, yer ve bunlar\u0131n içinde bulunanlar, O’nu tespih ederler; O’nu hamd ile tespih etmeyen hiçbir \u015fey yoktur; ama siz onlar\u0131n tespihlerini anlayamazs\u0131n\u0131z. O, halimdir, gafurdur.” (\u0130sra, 44)<\/span><\/em><\/p>\n

Rasuller, Tevhid için gönderilmi\u015ftir<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Risalet önderleri rasuller, insanlara Tevhidi esaslar\u0131 duyurmak, onlar\u0131n, bu esaslar\u0131 kabul etmelerini sa\u011flamak ve \u015firkten kaç\u0131nmalar\u0131n\u0131 bildirmek için gönderilmi\u015flerdir.<\/span><\/p>\n

“Allah buyurdu ki: ‘\u0130ki ilah edinmeyin, muhakkak ki O, tek ilaht\u0131r, yaln\u0131z benden korkun.” (Nahl, 51)<\/span><\/em><\/p>\n

“\u0130lah\u0131n\u0131z bir tek ilaht\u0131r, O’ndan ba\u015fka ilah yoktur, O, Rahman’d\u0131r, Rahim’dir.” (Bakara, 163)<\/span><\/em><\/p>\n

“Deki: ‘O Allah birdir; Allah Samed’dir, do\u011furmam\u0131\u015f, do\u011frulmam\u0131\u015ft\u0131r, hiçbir \u015fey O’nun dengi olmam\u0131\u015ft\u0131r.” (\u0130hlas, 1-4)<\/span><\/em><\/p>\n

Risalet tarihi, Tevhid-\u015firk mücadelesi tarihidir; ilk insan Hz. Adem (as)’dan, son Rasul Hz. Muhammed (as)’a kadar gelen tüm rasuller, onlar\u0131n takipçileri her dönemin Tevhid erleri, yaln\u0131zca Tevhidi gerçe\u011fi insanlara duyurmak için mücadele etmi\u015flerdir.<\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), bütün elçilerini, ki\u015finin dü\u015fünce söz ve davran\u0131\u015f\u0131 üzerinde tek \u0130lah, Rab ve hâkim oldu\u011funu bildirmeleri için göndermi\u015f, insanlar\u0131n, Kendisinden ba\u015fka ilah, rab ve melik kabul etmemelerini, insanlar üzerinde hüküm süren ta\u011futun reddedilmesini istemi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“Andolsun biz, her millet içinde: ‘Allah’a kulluk edin, ta\u011futtan kaç\u0131n\u0131n’ diye bir elçi gönderdik; onlardan kimine Allah hidayet etti, onlardan kimine de sap\u0131kl\u0131k gerekli oldu. \u0130\u015fte yeryüzünde gezin de bak\u0131n, yalanlayanlar\u0131n sonu nas\u0131l olmu\u015f!” (Nahl, 36)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Tevhidi kabul etmenin ilk \u015fart\u0131, Allah’tan ba\u015fka hüküm koyan ta\u011futun reddedilmesidir; ta\u011fut reddedilmeden yüce Allah’a iman etmek, O’nu Bir olarak kabul etmek mümkün de\u011fildir.<\/span><\/p>\n

\u0130nsan için Tevhidi<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Kâinatta her \u015fey bir bütünlük içerisindedir ve her \u015fey, kendilerini yaratan Rab’lerine kulluk etmekte, O’nu tespih edip yüceltmektedir. Yüce Allah (cc), insan\u0131 da yaratm\u0131\u015f, ona vahyini göndererek \u015fereflendirmi\u015f, bu vahiyle onun hareket stratejisini belirlemi\u015f, göklerde ve yerde bulunan her \u015feyi insan\u0131n emrine vermi\u015ftir ki insan, kâinat ve hayat bütünlü\u011füne uygun hareket etsin, Rabb’ini tespih edip yüceltsin, O’na, itaat ve kullu\u011funda sürekli olsun.<\/span><\/p>\n

\u0130nsan için Tevhid<\/strong>, insan\u0131n dü\u015fünce söz ve davran\u0131\u015flar\u0131 üzerinde yüce Allah’\u0131n tek \u0130lah, tek Rab ve tek Melik olmas\u0131d\u0131r. Tevhid, dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015fta yüce Allah’\u0131n Birlenmesidir ki bu, iman etmenin, Müslüman olman\u0131n temelidir. Tevhid, dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015f\u0131n, uyum içerisinde Ulûhiyet, Rububiyet ve Ubudiyetin yüce Allah’a ait oldu\u011funa iman edilmesidir. Bunlar\u0131n üçü bir arada kabul edilmedi\u011fi, hayat buna göre düzenlenmedi\u011fi sürece yüce Allah’a iman etmek mümkün de\u011fildir.<\/span><\/p>\n

Tevhid, yaln\u0131zca sözel olarak “La ilahe illallah”<\/strong> kelime-i Tevhitten ibaret de\u011fil, hayat\u0131 ku\u015fatan bir ya\u015fam biçimidir. Bu da insan, dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131 yüce Allah’\u0131n indirdi\u011fi esaslara göre düzenlemesidir. Bu yap\u0131lmad\u0131\u011f\u0131 sürece insan, Tevhid kabul etmi\u015f say\u0131lmaz.<\/span><\/p>\n

Göklerde, yerde ve bunlar aras\u0131nda bulunan her \u015fey yüce Allah’\u0131n ulûhiyet ve Rububiyeti konusunda Tevhidi sa\u011flam\u0131\u015f ve kendi hal dilleri ve yarad\u0131l\u0131\u015f gayelerine uygun davran\u0131\u015flar\u0131 ile “La ilahe illallah”<\/strong> kelime-i Tevhidi kabul etmi\u015ftir. Ancak bunun tek istisnas\u0131 insand\u0131r; insan, Tevhidi ifade etme noktas\u0131nda yetersiz kalm\u0131\u015f, hatta kimi zaman Tevhide ayk\u0131r\u0131 dü\u015fünce söz ve davran\u0131\u015flar sergilemi\u015ftir. Risalet tarihi boyunca gönderilen Risalet önderleri, insan\u0131n, Tevhide ayk\u0131r\u0131 dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131 düzeltmek için çal\u0131\u015fm\u0131\u015flard\u0131r.<\/span><\/p>\n

Tevhidi esaslara iman eden bir kimse, hiçbir konuda, hiçbir \u015fekilde iman etti\u011fi esaslar\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda dü\u015fünemez, konu\u015famaz, hareket edemez. Aksi halde Tevhid inanc\u0131n\u0131 zedeler ve \u015firke dü\u015fer. Tevhidi esaslara gere\u011fince iman etmeyen bir kimsenin, yapt\u0131\u011f\u0131 tüm ibadetleri bo\u015fa gider.<\/span><\/p>\n

Tevhidin kar\u015f\u0131t\u0131 \u015firktir; dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015f üzerinde ba\u015fkalar\u0131na söz hakk\u0131 verilmesi Tevhidi bozar, \u015firk ortaya ç\u0131kar. Tevhidi bozan \u015firk, insan hayat\u0131nda dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015fta, Tevhide ayk\u0131r\u0131 bir durumun olmas\u0131 durumunda ortaya ç\u0131kar.<\/span><\/p>\n

Tevhidi esaslara iman eden bir kimse, dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015flar\u0131ndan, birini, ikisini ya da her üçünü, yüce Allah’\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda ba\u015fka bir güce, \u015fahsa ya da kendi isteklerine göre düzenlemesi durumunda apaç\u0131k bir \u015fekilde \u015firke dü\u015fer.<\/span><\/p>\n

Buna göre bir kimse, Tevhidi esaslar do\u011frultusunda mücadele etmeyi dü\u015fünmüyor ya da dü\u015fünce plan\u0131nda ba\u015fka ki\u015fi ve ideolojiler yer veriyorsa dü\u015fünsel, vahyi önceleyip anlatm\u0131yorsa sözel, hayat\u0131n\u0131 \u0130slâm’a göre ya\u015fam\u0131yorsa ameli \u015firktedir demektir.<\/span><\/p>\n

Dü\u015füncede Tevhid<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/p>\n

\u0130nsan\u0131n, kendi varl\u0131k nedeninin, yüce Allah’a kulluk oldu\u011funu, bu kullu\u011fun nas\u0131l yap\u0131laca\u011f\u0131 ile ilgili esaslar\u0131n Rabb’i taraf\u0131ndan kendisine bildirildi\u011fini, bu nedenle bildirilen ilahi esaslar\u0131n d\u0131\u015f\u0131na kesinlikle ç\u0131kmamas\u0131 gerekti\u011fini, aksi halde \u015firke ve küfre girece\u011fini bilmesi, onun, dü\u015fünce plan\u0131nda Tevhidi kavrad\u0131\u011f\u0131n\u0131 gösterir.<\/span><\/p>\n

Dü\u015füncede Tevhid, insan\u0131n, yüce Allah’\u0131n, diledi\u011fi zamanda ölece\u011fini, O, dilemedikçe kendisine bir hayr\u0131n ya da bir \u015ferrin isabet etmeyece\u011fini, r\u0131zk\u0131n yaln\u0131zca Rabb’i taraf\u0131ndan verildi\u011fini, yaln\u0131zca O’ndan korkmas\u0131 gerekti\u011fini, O’nun d\u0131\u015f\u0131nda hiçbir güçten korkmamas\u0131 gerekti\u011fini bilmesidir.<\/span><\/p>\n

Öldükten sonra Rabb’ine dönece\u011fini, kendisine bildirilen vahyi esaslardan hesaba çekilece\u011fini, bu hesap sonucunda, mükâfata ula\u015faca\u011f\u0131n\u0131 ya da cezaya çarpt\u0131r\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 bilip dü\u015fünen kimse, dü\u015füncede Tevhide ula\u015fm\u0131\u015f demektir.<\/span><\/p>\n

Dü\u015füncede Tevhid insan için as\u0131ld\u0131r; dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015f\u0131n temeli, hareket merkezi, esas dinamik kayna\u011f\u0131d\u0131r. Bu temel kaynakta var olan bilgilerde bir sakatl\u0131\u011f\u0131n, bir eksikli\u011fin bulunmas\u0131, söz ve davran\u0131\u015f\u0131n bozuk, sakat ve Tevhide ayk\u0131r\u0131 olmas\u0131na neden olur. Bu nedenle dü\u015füncede Tevhid en önemli unsurdur.<\/span><\/p>\n

Tarihi süreçte tüm Risalet önderleri ve onlar\u0131n takipçileri Tevhid erleri, öncelikle insanlar\u0131n dü\u015füncesinde Tevhidi sa\u011flamalar\u0131na çal\u0131\u015fm\u0131\u015flard\u0131r. Yüce Allah’\u0131n indirdi\u011fi esaslar\u0131n, insan için dünyevi bütün de\u011ferlerden ve isteklerden önemli oldu\u011funun bilincine var\u0131lmas\u0131, dü\u015füncede Tevhidi esaslara iman edilmesidir.<\/span><\/p>\n

Tevhid, yaratma kanununun temel unsurudur; yüce Allah (cc), kâinat\u0131, hayat\u0131 ve insan\u0131 bu kanuna göre yaratm\u0131\u015f, buna göre kâinata biçim ve düzen vermi\u015ftir. \u0130nsan, yaratma kanununun bu temel unsurunu çok iyi bilmeli, söz ve davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131 buna göre düzenlemelidir.<\/span><\/p>\n

“Sen yüzünü, Tevhid dinine döndür; Allah’\u0131n yaratma kanununa ki, insanlar\u0131 ona göre yaratm\u0131\u015ft\u0131r. Allah’\u0131n yaratmas\u0131 de\u011fi\u015ftirilemez, i\u015fte do\u011fru din budur, ancak insanlar\u0131n ço\u011fu bilmezler.” (Rum, 30)<\/span><\/em><\/p>\n

“\u015eirk ko\u015fmadan halis olarak Allah’\u0131 birleyin; kim Allah’a \u015firk ko\u015farsa o, sanki gökten dü\u015füyor da kendisini ku\u015f kap\u0131yor ya da rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir.” (Hac, 31)<\/span><\/em><\/p>\n

Yarad\u0131l\u0131\u015f gayesini dü\u015fünen, bu gayeyi idrak eden insan, buna gönülden iman etmeli, dü\u015fünce plan\u0131nda yarad\u0131l\u0131\u015f gayesinin kendisine yükledi\u011fi mükellefiyete haz\u0131r olmal\u0131d\u0131r. Dü\u015fünce plan\u0131nda Tevhid mükemmel bir \u015fekilde olu\u015ftuktan sonra bu, söz ve davran\u0131\u015fa yans\u0131r, söz ve davran\u0131\u015f\u0131 \u015fekillendirir.<\/span><\/p>\n

Sözde Tevhid<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/p>\n

Sözde Tevhidin ilk ifadesi, La ilahe illallah<\/strong> kelime-i Tevhidinin söylenmesidir. Bu söylem, dü\u015füncede var olan Tevhidin aç\u0131klanmas\u0131, söze dönü\u015ftürülmesi ve duyurulmas\u0131d\u0131r. Bu söylem, insan\u0131n ku\u015fand\u0131\u011f\u0131 kimli\u011fin ad\u0131, beyan\u0131 ve s\u0131fat\u0131d\u0131r.<\/span><\/p>\n

La ilahe illallah’\u0131<\/span><\/strong> söyleyen bir kimse, kendisi üzerinde etkili olan, söz sahibi bulunan tüm güçleri, yalanc\u0131 ilahlar\u0131, sahte otoriteleri reddetmi\u015f, inkâr etmi\u015f, benli\u011finden d\u0131\u015flam\u0131\u015f, yaln\u0131zca yüce Allah’\u0131 kabul etmi\u015f, davran\u0131\u015flar\u0131 ve ya\u015fam\u0131 üzerinde O’nu tek söz sahibi, tek otorite ve tek ilah kabul etti\u011fini ilan etmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

Sözle Tevhidin ifadesi, yap\u0131lacak her eylemin, her fiilin, söylenecek her sözün yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131na, indirdi\u011fi vahyi esaslara mutlaka uygun olaca\u011f\u0131n\u0131n ilan edilmesi, bu konuda yüce Allah’a söz verilmesidir. Bu ifadenin beyan edilmesinden yani La ilahe illallah<\/strong> denilmesinden sonra ki\u015fi için art\u0131k ikinci bir seçenek, ikinci bir yol yoktur.<\/span><\/p>\n

Tarih boyunca sürdürülen Tevhid-\u015firk mücadelesinin ilk ate\u015fi, bu kutlu ifade ile yak\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r ki, bu, \u015firk içinde bocalayan be\u015feriyete tek ilah olarak yüce Allah’\u0131n kabul edilmesi ça\u011fr\u0131s\u0131d\u0131r. \u0130\u015fte bu Tevhid ça\u011fr\u0131s\u0131, \u015firk cephesinin tepkisine neden olmu\u015f, Tevhid-\u015firk mücadelesini ba\u015flatm\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/p>\n

Tevhidin, sözle ifade edilmesinin en güzel örneklerinden biri, hiç ku\u015fkusuzdur ki, Hz. \u0130brahim (as)’\u0131n<\/span>, kavmine kar\u015f\u0131 yüce Allah’\u0131n, tek ilah, tek otorite, tek Rab oldu\u011funu aç\u0131kça beyan etmesidir.<\/span><\/p>\n

“<\/span><\/em>Elbette \u0130brahim’de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vard\u0131r; o zaman kavimlerine ‘Muhakkak ki biz, sizden ve Allah’tan ba\u015fka itaat ettiklerinizden uza\u011f\u0131z, sizi reddediyoruz. Siz, bir tek Allah’a iman edinceye kadar sizinle bizim aram\u0131zda sürekli bir dü\u015fmanl\u0131k ve nefret belirmi\u015ftir” demi\u015flerdi…” (Mümtehine, 4)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n

“De ki: ‘Ey kitap ehli, bizim aram\u0131zda ve sizin aran\u0131zda e\u015fit olana bir kelimeye gelin, ancak Allah’a kulluk edelim, O’na hiçbir \u015feyi \u015firk ko\u015fmayal\u0131m; birbirimizi Allah’\u0131n yan\u0131nda rabler edinmeyelim’ E\u011fer yüz çevirirlerse: ‘\u015eahit olun, biz Müslümanlar\u0131z’ deyin.” (Al-i \u0130mran, 64)<\/span><\/em><\/p>\n

Söz ile Tevhidin söylenmesi, saflar\u0131n netle\u015fmesinin ilan\u0131, \u015firke ve küfre kar\u015f\u0131 tav\u0131r al\u0131\u015f\u0131n beyan\u0131d\u0131r. \u0130man eden bir kimse için bu beyandan sonra art\u0131k küfür ve \u015firk unsurlar\u0131ndan uzakla\u015fmak bir zorunluluk haline gelir. Tevhidi ilan etti\u011fi halde, \u015firk ve küfürden, mü\u015frik ve kâfirlerin yapt\u0131klar\u0131ndan ayr\u0131l\u0131p uzakla\u015fmayan kimse, Tevhidi esaslara iman etmemi\u015f, La ilahe illallah<\/em> <\/strong>kelime-i Tevhidini söylememi\u015f demektir. Çünkü as\u0131l olan kelime-i Tevhidin sözle ifade edilmesi de\u011fil, onunla birlikte o ifadenin i\u015faret etti\u011fi eylemin gerçekle\u015ftirilmesi, iman-amel bütünlü\u011fünün sa\u011flanmas\u0131d\u0131r.<\/span><\/p>\n

Tarihi süreçte \u0130slâm dü\u015fmanlar\u0131, kelime-i Tevhidin sözel ifadesinin ne anlama geldi\u011fini, Müslümanlar\u0131n, bunu söyledikten sonra saflar\u0131n\u0131 netle\u015ftireceklerini çok iyi bildikleri için, onlara sald\u0131rd\u0131lar, en korkunç i\u015fkenceleri yapt\u0131lar. Ancak kelime-i Tevhide iman eden Müslümanlar, canlar\u0131 pahas\u0131na bu sözden dönmediler; kimileri \u015fehadet mertebesine ula\u015f\u0131rken, kimileri tüm zorluklara en a\u011f\u0131r zulüm ve i\u015fkencelere ra\u011fmen imanlar\u0131nda sebat ettiler.<\/span><\/p>\n

\u0130\u015fkence, zulüm ve bask\u0131n\u0131n, Müslümanlar\u0131 La ilahe illallah<\/strong> kelime-i Tevhidinden ay\u0131ramayaca\u011f\u0131n\u0131 anlayan küfür ve \u015firk cephesi, Müslümanlar\u0131n öncüsü, Hz. Muhammed(as)’a bir sürü tekliflerle geldiler. Rasulullah (as), mü\u015friklerin tüm tekliflerini reddettikten sonra, amcas\u0131 Ebu Talib’e hitaben: “Ey amca, ben La ilahe illallah<\/strong>’tan ba\u015fka bir \u015fey mi söylüyorum” demi\u015fti. Ancak Rasulullah (as) da, amcas\u0131 da, mü\u015frikler de Kelime-i Tevhid ifadesi La ilahe illallah<\/strong>’\u0131n ne anlama geldi\u011fini çok iyi biliyorlard\u0131.<\/span><\/p>\n

Tarih boyunca Tevhid-\u015firk mücadelesinde Müslümanlara, insanl\u0131k d\u0131\u015f\u0131 zulüm ve i\u015fkenceler yap\u0131lm\u0131\u015f, ancak bunda bir ba\u015far\u0131 elde edilmemi\u015f, Müslümanlar, inançlar\u0131ndan dönmemi\u015flerdir. Küfür ve \u015firkin temsilcileri, bask\u0131 ve zorbal\u0131kla bir \u015fey elde edilmeyece\u011fini anlay\u0131nca taktik de\u011fi\u015ftirip Kur’ani kavramlar\u0131n as\u0131l manalar\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirdiler. Bu konuda ya hadis uydurdular ya da hadisleri yanl\u0131\u015f anlamland\u0131rd\u0131lar. Örne\u011fin, Rasulullah (as)’\u0131n “La ilahe illallah diyen cennete girer”<\/span><\/strong> dedi\u011fini iddia edip yaln\u0131zca bu cümleyi söylemenin cennete girmeye vesile olaca\u011f\u0131n\u0131 savundular.<\/span><\/p>\n

Rasulullah (as) ve beraberindeki Müslümanlar, La ilahe illallah<\/strong> sözünü söylerlerken ayn\u0131 anda davran\u0131\u015flar\u0131yla küfrün ve \u015firkin her \u015feyini reddediyor, yüce Allah’\u0131n indirdi\u011fi Kur’ani esaslar\u0131n toplum hayat\u0131na egemen olmas\u0131 için çal\u0131\u015f\u0131yor, bu u\u011furda her \u015feylerini feda ediyor, i\u015fkence görüyor, zulme maruz kal\u0131yorlard\u0131.<\/span><\/p>\n

Rasulullah (as) ve beraberindekiler, La ilahe illallah<\/strong> kelime-i Tevhidi u\u011fruna bedel ödüyorlard\u0131. Rasulullah (as), kendisi bedel öderken, ba\u015fkas\u0131na yaln\u0131zca sözel olarak La ilahe illallah<\/strong> demekle cennete girilece\u011fini nas\u0131l söyleyebilir! Özellikle bu ifadeye daha sonra eklenen “denizköpü\u011fü kadar günah\u0131 olsa, ki\u015fi La ilahe illallah derse yine cennete girer”<\/span> sözü kelime-i Tevhid gerçe\u011finin, as\u0131l manas\u0131ndan ne kadar sapt\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131n apaç\u0131k bir göstergesidir.<\/span><\/p>\n

Prati\u011fi olmayan bir sözün hiçbir anlam\u0131, sahibine de faydas\u0131 yoktur. Bu nedenle sözel olarak la ilahe illallah<\/strong> demek iman etmek olmad\u0131\u011f\u0131 gibi, söyleyene de hiçbir yarar\u0131 yoktur. Rasulullah (as)’\u0131n yukar\u0131daki sözü söyledi\u011fine inanmak hem Rasul’e iftirad\u0131r, hem de Tevhid-\u015firk tarihindeki mücadeleyi inkâr etmektir ki bu, küfrü gerektiren bir durumdur.<\/span><\/p>\n

Rasulullah (as), yan\u0131ndaki Müslümanlar ve önceki Risalet önderleri ve beraberindeki Mü’minler, La ilahe illallah<\/strong> Kelime-i Tevhid u\u011fruna mü\u015frik ve kâfirlerin zulmüne, sald\u0131r\u0131s\u0131na, bask\u0131 ve \u015fiddetlerine maruz kalm\u0131\u015flar, i\u015fkence görmü\u015fler, birço\u011fu \u015fehit edilmi\u015f, birço\u011fu ise yurtlar\u0131n\u0131, evlerini, barklar\u0131n\u0131 terk edip hicret etmi\u015flerdi. \u0130\u015fte bu nedenle, Kelime-i Tevhidin anlam\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirmek, sapt\u0131rmak, Tevhidi mücadeleyi inkâr, yüce Allah’\u0131n sözünü oldu\u011fundan ba\u015fka bir anlamla anlamland\u0131rmaktan dolay\u0131 sap\u0131kl\u0131k ve küfürdür.<\/span><\/p>\n

Günümüzde, Kelime-i Tevhid sözel olarak tekrarland\u0131\u011f\u0131 halde pratikte bu kelimenin ifade etti\u011fi anlamda bir eylemde bulunulmamakta, hatta kelime-i Tevhidin gerçek anlam\u0131 ile taban tabana z\u0131t olan eylemlerde bulunulmaktad\u0131r. Buna ra\u011fmen sözel olarak Kelime-i Tevhidi ifade edenler, yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131 kazanacaklar\u0131na ve cennete gireceklerine inan\u0131yorlar, daha do\u011frusu zavall\u0131 insanlar böyle inand\u0131r\u0131l\u0131yorlar ki, böyle bir iddian\u0131n \u0130slâm ile Kur’ani esaslar ile en önemlisi de Kelime-i Tevhidin içeri\u011fi ile uzaktan yak\u0131ndan hiçbir ilgisi yoktur.<\/span><\/p>\n

La ilahe illallah<\/span><\/strong> Kelime-i Tevhidinin anlam\u0131nda, Allah’tan ba\u015fka tüm güç sahiplerinin, diktatörlerin, insanlar üzerinde egemenlik kuran tüm yöneticilerin, kanun koyucular\u0131n, insanlar\u0131 etkisi alt\u0131na al\u0131p onlar\u0131 kendi hevalar\u0131na göre kullanan, Kur’an d\u0131\u015f\u0131 yöntemleri vahyi esaslar\u0131n önüne alan ki\u015fi ve düzenlerin reddedilmesi, inkâr edilmesi ve onlara itibar edilmemesi vard\u0131r.<\/span><\/p>\n

La ilahe illallah’\u0131, sözel olarak sürekli tekrarlad\u0131klar\u0131 halde bu kelimenin gerçek anlam\u0131n\u0131 bilmeyen, bu kelimenin bir anlam\u0131n\u0131n oldu\u011fundan dahi haberdar olmayan milyonlarca ki\u015fi, bu Tevhid kelimesinin ihtiva etti\u011fi anlam\u0131n tam z\u0131dd\u0131 tav\u0131rlar içerisine girmektedirler. Onlar, reddetmekle emredildikleri halde ta\u011futi düzenlere oy vermekte, yüce Allah’a isyan edip insanlar üzerinde ilahl\u0131k iddia eden zorba sistemlere ve bu sistemlerin temsilcilerine destek olmaktad\u0131rlar. Dolay\u0131s\u0131yla sözel olarak tekrarlad\u0131klar\u0131 La ilahe illallah<\/strong> Kelime-i Tevhidi kendi nefislerinde bo\u015fa ç\u0131kard\u0131klar\u0131, kâfirlere destek olduklar\u0131 ve yüce Allah’tan ba\u015fka ilahlar edindikleri için küfre ve \u015firke girmektedirler.<\/span><\/p>\n

Davran\u0131\u015fta Tevhid<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/p>\n

Mü’min birey, dü\u015füncesinde var olan Tevhidi esaslar\u0131, kalbiyle iman ve tasdik, sözüyle beyan ettikten sonra fiiliyata dönü\u015ftürse gerçek anlamda Tevhidi esaslara iman etmi\u015f, yüce Allah’\u0131 birlemi\u015f, iman\u0131na \u015firk bula\u015ft\u0131rmam\u0131\u015f ve bir bütün olarak La ilahe illallah’\u0131 kabul etmi\u015f etmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

Mü’minin, hayat\u0131n\u0131 tanzim ederken, kendi nefsine kar\u015f\u0131 sorumlulu\u011funun yerine getirirken, di\u011fer nefislerle ili\u015fkilerini sürdürürken ve Rabb’ine kar\u015f\u0131 kulluk görevlerini yaparken, vahyi esaslardan hareket etmesinin imani bir zorunluluk ve mükellefiyet oldu\u011funu bilmesi, yapaca\u011f\u0131 tüm fiilleri, Kur’ani ölçüler içerisinde Peygamberi örnekli\u011fe uygun yapmas\u0131 onun, Tevhidi esaslara iman etmesidir.<\/span><\/p>\n

Kelime-i Tevhide iman eden Mü’min birey, davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131 tümüyle Tevhidi esaslar\u0131n belirledi\u011fi ölçülere uygun yapmak, bu esaslar\u0131n yasaklad\u0131\u011f\u0131 \u015feylerden ve durumlardan kaç\u0131nmak zorundad\u0131r. Tevhidi esaslar\u0131n ‘yap\u0131n<\/strong>’ buyru\u011funu yapmak ibadet ve kulluk oldu\u011fu gibi, yasaklardan kaç\u0131nmak da ibadet ve kulluktur.<\/span><\/p>\n

Hangi gerekçe ile olursa olsun, yüce Allah’\u0131n koydu\u011fu esaslara ayk\u0131r\u0131 bir fiil i\u015fleyen kimse, o konuda, Tevhidi esaslara kar\u015f\u0131 tav\u0131r alm\u0131\u015f, kendi nefsinde Tevhidi, inkâr etmi\u015ftir. Bu ise \u015firktir. Böyle bir fiili i\u015fleyen kimse, a\u011fz\u0131yla sürekli \u015fekilde La ilahe illallah<\/strong> dese bile mü\u015frik olur. Örne\u011fin, namaz k\u0131lan, Hacca giden, zekât verip oruç tutan ve sürekli olarak Kelime-i Tevhidi tekrarlayan bir kimsenin, ta\u011futi bir düzene, \u0130slâmi olmayan bir yönetim biçimine oy vermesi, böyle bir sistemi ve sistemin bir partisini desteklemesi durumunda, inand\u0131\u011f\u0131n\u0131 iddia etti\u011fi esaslara ayk\u0131r\u0131 hareket etti\u011finden mü\u015frik olmu\u015ftur.<\/span><\/p>\n

Tevhidi esaslara gerçekten iman etmek, bu esas üzerinde sürekli kalmak ancak dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015f\u0131n bir bütün olarak Tevhide uygun olmas\u0131 ile mümkündür. Ki\u015fi, ancak bu durumda yüce Allah’\u0131 tek ilah edinmi\u015f olur.<\/span><\/p>\n

Tevhid tarihinde Mü’minler, Tevhidi esaslar\u0131, nefislerinde bir bütün olarak sa\u011flad\u0131klar\u0131 için yüce Allah’\u0131n yard\u0131m\u0131na, rahmet ve r\u0131zas\u0131na mazhar olmu\u015flar, hem dünyada, hem de ahirette kurtulu\u015fa ve ma\u011ffirete ula\u015fm\u0131\u015flard\u0131r.<\/span><\/p>\n

Bugün ve yak\u0131n tarihte, dü\u015fünce ya da sözde var oldu\u011fu iddia edilen Tevhidin, davran\u0131\u015fta ortaya konulmamas\u0131 ve Tevhide ayk\u0131r\u0131 fiillerde bulunulmas\u0131 sonucunda ki\u015filer, \u015firke ve küfre dü\u015fmü\u015flerdir. Ancak onlar, Tevhide ayk\u0131r\u0131 söz ve hareketleri ile \u015firke dü\u015ftükleri halde kendilerinin Müslüman olduklar\u0131n\u0131 zannederler. Bu nedenle mü\u015frikler, her dönemde zillet ve meskenet içinde kalm\u0131\u015flard\u0131r. Onlar, dünyada rezil olduklar\u0131 gibi ahirette de alçalacaklar, yüce Allah’\u0131n azab\u0131na müstahak olacaklard\u0131r.<\/span><\/p>\n

<\/p>\n

Tevhidi olmayan\u0131n, ibadetleri bo\u015ftur<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Yüce Allah’\u0131, gere\u011fi gibi Birlemeyen, hayat\u0131n\u0131, Rabb’inin indirdi\u011fi esaslara göre düzenlemeyen, ta\u011futi sistemi ve bu sistemin izin verdi\u011fi parti, dernek ve vak\u0131f gibi \u015firk ve küfür yuvalar\u0131n\u0131 reddetmeyen, bunlar\u0131 benimseyip kabul eden kimselerin namaz, hac, oruç, gibi ibadetleri bo\u015fa gider. Çünkü yüce Allah (cc), mü\u015friklerin yapt\u0131klar\u0131 salih amellerin bo\u015fa gidece\u011fini bildirmektedir.<\/span><\/p>\n

“<\/span><\/em>Ey iman edenler, \u015füphesiz mü\u015frikler pisliktir, art\u0131k bu y\u0131llar\u0131ndan sonra Mescid-i Haram’a yakla\u015fmas\u0131nlar; e\u011fer yoksullu\u011fa dü\u015fmekten korkarsan\u0131z; Allah dilerse yak\u0131nda sizi kendi lütfundan zengin edecektir. \u015eüphesiz Allah, bilendir, hâkimdir.” (Tevbe, 28)<\/span><\/em><\/p>\n

“<\/span><\/em>Mü\u015frikler, nefislerinin küfrüne \u015fahit olduklar\u0131 halde, Allah’\u0131n mescitlerini imar etmeleri mümkün de\u011fil, onlar\u0131n yapt\u0131klar\u0131 i\u015fler bo\u015fa ç\u0131km\u0131\u015ft\u0131r ve onlar, ate\u015fte sürekli kalacaklard\u0131r.” (Tevbe, 17)<\/span><\/em><\/p>\n

“\u0130\u015fte onlar öyle kimselerdir ki, ahirette onlar için ate\u015ften ba\u015fka bir \u015fey yoktur ve yapt\u0131klar\u0131 i\u015fler orada bo\u015fa gitmi\u015f, amelleri hep bat\u0131l olmu\u015ftur!” (Hud, 16)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Bütün bu Kur’ani gerçekler de gösteriyor ki, yüce Allah’a gere\u011fi gibi iman etmeyenlerin yapt\u0131klar\u0131 tüm amelleri bo\u015fa gidecek ve onlar için ancak cehennem ate\u015fi olacakt\u0131r.<\/span><\/p>\n<\/p>\n

Arac\u0131lar koyanlar<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Hangi gerekçe ile olursa olsun, iman, davet ve infak konular\u0131nda, ta\u011futi sistemin izin verdi\u011fi vak\u0131f, dernek ve partileri benimseyip desteklemek, Kur’ani hükümleri bilmeden hoca ve \u015feyh gibi ki\u015fileri takip edip dini onlar\u0131n dedikleri \u015fekilde anlay\u0131p ya\u015famak, yüce Allah ile araya arac\u0131 koymak oldu\u011fundan Tevhidi bo\u015far, ki\u015fiyi \u015firke sokar.<\/span><\/p>\n

Yüce Allah’a gerçekten iman etti\u011fini iddia eden bir kimse, ta\u011futun kabulü anlam\u0131na gelen vak\u0131f, dernek ve partilerden, tasavvuf ve \u0130slâm ad\u0131na ortaya ç\u0131k\u0131\u015f ya da ta\u011futi sistem taraf\u0131ndan ç\u0131kart\u0131lm\u0131\u015f gruplardan kesinlikle uzak durmal\u0131d\u0131r. Çünkü bunlar, Tevhidi esaslar\u0131n dü\u015fmanlar\u0131d\u0131rlar.<\/span><\/p>\n

Vak\u0131f, dernek ve partiler, bildirilen ilahi esaslara ayk\u0131r\u0131 olarak ta\u011futu tan\u0131m\u0131\u015f, ta\u011futi sistemin belirledi\u011fi metoda göre hareket etmektedir. Bu ise ilahi metodu terk etmek ve küfürdür. Tevhidi esaslara ayk\u0131r\u0131 olarak kurulan bu ta\u011futtan icazetli kurumlar tümüyle \u015firk ve küfür yuvalar\u0131d\u0131r.<\/span><\/span><\/p>\n

Sonuç olarak<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Tevhidi esaslara iman, sözel bir ifade olmay\u0131p bir ya\u015fam tarz\u0131, bir mücadele metodu, onurlu bir kimlik ku\u015fanmad\u0131r. Tevhid inanc\u0131na sahip olan bir kimse, hiçbir konuda ve hiçbir \u015fekilde iman etti\u011fi esaslar\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda dü\u015fünmez, konu\u015fmaz, hareket edemez; aksi halde Tevhid inanc\u0131 zedelenir, ki\u015fi \u015firke dü\u015fer.<\/span><\/p>\n

Müslüman bir \u015fahsiyet, konu\u015fmas\u0131ndan duru\u015funa, yürümesinden oturup kalkmas\u0131na, kendi nefsine kar\u015f\u0131 sorumlulu\u011fundan aile bireylerine ve topluma kar\u015f\u0131 sorumlulu\u011funa, dostluk ve dü\u015fmanl\u0131k ili\u015fkisinden adab\u0131 mua\u015feret kurallar\u0131na, sosyal, siyasal davran\u0131\u015flar\u0131ndan, ticari ve hukuki ili\u015fkilerine kadar her \u015feyini iman etti\u011fi Tevhidi esaslara göre düzenlemek zorundad\u0131r. <\/span><\/p>\n

Tevhidi esaslara iman etmi\u015f bir Müslüman, hiçbir konuda ve hiçbir durumda, bu esaslara ayk\u0131r\u0131 hareket edemez, duygusal davranamaz. Aksi halde, Tevhidi esaslara ayk\u0131r\u0131 hareket etti\u011fi konuda \u015firke dü\u015fer.<\/span><\/p>\n

Dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015f üzerinde ba\u015fkalar\u0131na söz hakk\u0131 vermek apaç\u0131k \u015firktir. Buna göre ki\u015fi, hayat\u0131n\u0131 \u0130slam’a göre ya\u015fam\u0131yorsa ameli \u015firktedir, vahyi önceleyip anlatm\u0131yorsa sözel \u015firktedir, Tevhidi esaslar do\u011frultusunda mücadele etmeyi dü\u015fünmüyor ya da dü\u015fünce plan\u0131nda ba\u015fka ki\u015fi ve ideolojilere yer veriyorsa dü\u015fünsel \u015firktedir demektir. Bu durumda ki\u015fi, ulûhiyette yüce Allah’a \u015firk ko\u015fmu\u015ftur.<\/span><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), insanlar\u0131n, Tevhidi esaslara nas\u0131l iman edip bu imanlar\u0131n\u0131 nas\u0131l muhafaza edecekleri konusunda vahyini indirmi\u015f, rasullerini, Tevhidi esaslar\u0131 hayatlar\u0131nda ya\u015fayan en güzel örnekler olarak göndermi\u015f ve iman edenlerin de elçileri en güzel örnek alarak Tevhidi esaslar\u0131 ya\u015famalar\u0131n\u0131 istemi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“Andolsun, sizin için Allah’\u0131n Rasulü’nde, Allah’a ve ahiret gününe kavu\u015fmay\u0131 uman ve Allah’\u0131 çok anan kimseler için, en güzel bir örnek vard\u0131r.” (Ahzab, 21)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Tevhidi esaslar\u0131n, insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131 konusunda, bütün de\u011ferlerini ortaya koyan Hz. Muhammed (as)’\u0131n en güzel örnek olarak al\u0131nmas\u0131n\u0131 emreden yüce Allah (cc), be\u015feri tüm sistemlere kar\u015f\u0131 nas\u0131l tav\u0131r konulaca\u011f\u0131 hususunda da Hz. \u0130brahim (as)’\u0131 en güzel örnek olarak vermi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“\u0130brahim’de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vard\u0131r; onlar kavimlerine ‘Biz sizden ve sizin Allah’tan ba\u015fka tapt\u0131klar\u0131n\u0131zdan uza\u011f\u0131z, sizi tan\u0131m\u0131yoruz, siz, bir tek Allah’a iman edinceye kadar sizinle bizim aram\u0131zda sürekli bir dü\u015fmanl\u0131k ve nefret belirmi\u015ftir’ demi\u015flerdi…” (Mümtehine, 4)<\/span><\/em><\/p>\n

Yüce Allah (cc) dinini tamamlam\u0131\u015f, onda bir eksiklik yapmam\u0131\u015f, dini tebli\u011f için rasullerini göndermi\u015f ve onlar\u0131n mücadelelerinin en güzel örnek olarak al\u0131nmas\u0131n\u0131, ancak böyle bir durumdan raz\u0131 olaca\u011f\u0131n\u0131 bildirmi\u015ftir.<\/span><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), Sünnetullahta de\u011fi\u015fiklik olamayaca\u011f\u0131n\u0131 bildirmi\u015f ve iman edenlerden ta\u011futu reddetmelerini, ancak bu durumda kendisine iman edilece\u011fini de bildirmi\u015ftir.<\/span><\/span><\/p>\n

Tevhid, ancak belirlenen esaslara göre bir mücadele ve hayat ortaya konuldu\u011fu zaman bir anlam ifade eder, yüce Allah (cc), mü\u015friklerin, nefislerinin küfrünü göre göre Allah’\u0131n mescitlerini \u015fenlendirme haklar\u0131n\u0131n bulunmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 bildirmi\u015ftir. Bu nedenle Tevhidi esaslar\u0131n dü\u015fmanlar\u0131 ta\u011futi sistemlerden izinli vak\u0131f, dernek ve partiler yoluyla \u0130slâm’a hizmet edilemez.<\/span><\/span><\/p>\n

Temiz bir davaya, pislik olan \u015firki vas\u0131talarla hizmet edilmez; nas\u0131l ki, genelevinde bulunan bir kad\u0131n\u0131n, namustan söz etmesi ne kadar inand\u0131r\u0131c\u0131 de\u011filse ya da meyhanede kafa çeken ki\u015finin, içkinin \u015feytan\u0131n pisli\u011fi oldu\u011funu söylemesi de ancak kendisini kand\u0131r\u0131yor.<\/span><\/span><\/p>\n

Tevhidi esaslar\u0131n dü\u015fman\u0131 olan ta\u011futi sistemin, \u015firk ve küfür tabelas\u0131 alt\u0131nda bulunan vak\u0131f ve dernekçilerin de Tevhid, Kur’an ve \u0130slâm ile ilgili sözleri, gerçekçi olmayan ifadelerdir. Ta\u011futu kabullenmi\u015f, ayetlere ayk\u0131r\u0131 hareket eden bir kimsenin, Tevhitten söz etmesi inand\u0131r\u0131c\u0131 ve gerçek de\u011fildir. Bunlar, Sünnetullah’a ayk\u0131r\u0131 hareket etmi\u015fler, Risalet önderlerine ve Tevhid ihanet etmi\u015fler, Tevhidi esaslar\u0131 ve yüce Allah’ gere\u011fi gibi tan\u0131mam\u0131\u015flard\u0131r.<\/span><\/span><\/p>\n

\u0130\u015fte tüm bu nedenlerle Tevhidi esaslara iman edenler, \u015firk ve küfür yuvalar\u0131ndan ve onlar\u0131n ba\u015flar\u0131ndaki Samiri soylu belamlardan uzak durmal\u0131d\u0131rlar. Kurtulu\u015f bundad\u0131r!<\/span><\/span><\/span><\/p>\n

<\/p>\n

Ramazan Y\u0131lmaz: 2015.07.09
\n