{"id":210,"date":"2020-03-25T18:28:45","date_gmt":"2020-03-25T18:28:45","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/inkarcilarin-peygamber-dusmanligi\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:45","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:45","slug":"inkarcilarin-peygamber-dusmanligi","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/inkarcilarin-peygamber-dusmanligi\/","title":{"rendered":"\u0130NK\u00c2RCILARIN PEYGAMBER D\u00dc\u015eMANLI\u011eI"},"content":{"rendered":"

<\/p>\n

Ba\u015fl\u0131\u011fa bak\u0131nca Peygamber (as)’a dü\u015fmanl\u0131k yapanlar\u0131n, onu kabul etmeyenlerin, ateistler, Hr\u0131stiyanlar, Yahudiler ya da Mekke mü\u015frikleri oldu\u011fu zannedilecek! Oysa Peygamber (as)’\u0131 kabul etmeyenler, ona dü\u015fman olanlar, ne yaz\u0131k ki, günümüzde Peygamber (as)’\u0131n tebli\u011f etti\u011fi Kur’an’a iman ettiklerini zan ve iddia eden kimselerdir. Bunlar, her vesile ile Rasulullah (as)’a kar\u015f\u0131 adeta kinlerini kusuyorlar ve ondan söz ederlerken s\u0131radan bir ki\u015fiden söz eder gibi önemsemiyorlar. Bunlar, küfürlerini aç\u0131kça izhar eden  <\/span>mealci grubu diye bilinen kimselerdir.<\/span> <\/p>\n

Peygamber (as)’a, dü\u015fmanl\u0131k yapan ikinci bir grup da, hiç ku\u015fkusuzdur ki, onun Tevhidi mücadelesini, tebli\u011f etti\u011fi Kur’an’\u0131 bilmeyen, z\u0131r kara cahil kimselerdir. Bunlar, Rasulullah (as)’a kar\u015f\u0131 dü\u015fmanl\u0131klar\u0131n\u0131, münaf\u0131kça bir tav\u0131rla ortaya koyuyorlar. Rasulullah (as)’\u0131 savunuyor görüntüsü vererek ona en büyük dü\u015fmanl\u0131\u011f\u0131 yap\u0131yorlar.<\/span><\/p>\n

Mealci grup, Rasulullah (as)’\u0131, adeta bir kaset gibi görmekte ve Rasulullah (as)’\u0131n, ayetleri söyledikten sonra a\u011fz\u0131n\u0131 kapatt\u0131\u011f\u0131n\u0131 zannetmekte ya da onu, bir postac\u0131 gibi alg\u0131lamaktad\u0131rlar. Bu sakat anlay\u0131\u015fa göre Rasulullah (as), ilahi mektubu vermi\u015f, i\u015fi birmi\u015ftir. 1980’li y\u0131llarda bu sakat dü\u015füncede olan ve Rasulullah (as)’\u0131n postac\u0131 oldu\u011funu iddia eden kimselerlede bu konu tart\u0131\u015f\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Oysa Rasulullah (as), bir Elçi oldu\u011fu gibi ayn\u0131 zamanda da getirdi\u011fi mesajdan sorumlu olan ve ona teslim olanlar\u0131n yani Müslümanlar\u0131n ilki olan biridir. Halbuki postac\u0131lar, ta\u015f\u0131d\u0131klar\u0131 haberin içeri\u011finden sorumlu de\u011fildirler.<\/span><\/p>\n

“De ki: ‘Bana dini yaln\u0131z Allah’a halis k\u0131larak, O’na kulluk etmem emredildi<\/span><\/em> <\/span><\/em>ve bana müslümanlar\u0131n ilki olmam emredildi.<\/span><\/em> <\/span><\/em>De ki: ‘Ben, Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azab\u0131ndan korkar\u0131m.’<\/span><\/em> <\/span><\/em>De ki: ‘Ben, dinimi yaln\u0131z Allah’a halis k\u0131larak O’na kulluk ediyorum." (Zümer, 11-14)<\/span><\/em><\/p>\n

Bunlar, kendileri, yar\u0131m yamalak bilgileri ile okuduklar\u0131 bir ayetin meali üzerinden sayfalarca yaz\u0131 yazar ve saatlerce konu\u015furlar iken, getirdi\u011fi ilahi mesaja teslim olan Rasulullah (as)’\u0131n, bu konuda hiçbir söz söyleme hakk\u0131n\u0131n bulunmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 zannetmektedirler. Bunlar, ondan gelen hadisleri, “hadislere sonradan kat\u0131lmalar olmu\u015f”<\/strong> diyerek  <\/span>uydurma hadislerle beraber Rasulullah (as)’\u0131n sahih sözlerini ve hatta bizzat Allah Rasulünü reddetmektedirler.<\/span><\/p>\n

\u0130nkârc\u0131 grup, bilinçli bir \u015fekilde Rasulullah (as)’\u0131 inkâr etmekte, ancak okuduklar\u0131n\u0131 iddia ettikleri Kur’an’\u0131n, Allah’\u0131 kabul edip rasullerini inkâr edenlerin gerçek kâfir olduklar\u0131n\u0131 bildirdi\u011fini bile anlamaktan mahrumdurlar.<\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), Kendisinin verdi\u011fi hükmü en güzel \u015fekilde ya\u011fayan Rasulünün örnekli\u011finin, mü’minler için ba\u011flay\u0131c\u0131 oldu\u011funu ve bunu esas almayanlar\u0131n, Kendisine ve Rasulüne kar\u015f\u0131 gelmi\u015f sap\u0131klar olduklar\u0131n\u0131 bildirmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“<\/span><\/em>Allâh ve Resulü, bir i\u015fte hüküm verdi\u011fi zaman, art\u0131k inanm\u0131\u015f bir erkek ve kad\u0131n\u0131n, o i\u015fi kendi isteklerine göre seçme hakk\u0131 yoktur; kim Allah’a ve Resulüne kar\u015f\u0131 gelirse, apaç\u0131k bir sap\u0131kl\u0131\u011fa dü\u015fmü\u015f olur.” (Ahzab, 36)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n

Allah Rasulünün örnekli\u011fini esas almayan Rasul inkârc\u0131lar\u0131n\u0131 Kur’an, gerçek kâfirler olarak tan\u0131mlamaktad\u0131r. Bu inkârc\u0131 kimseler, Kur’an da okusalar, belli ibadetleri de yapsalar, Rasulullah (as)’\u0131, en güzel örnek olarak kabul edip onun örnekli\u011fini hayatlar\u0131nda ya\u015famad\u0131klar\u0131 sürece iman etmi\u015f olamazlar.<\/span><\/p>\n

“Onlar ki, Allah’\u0131 ve elçilerini inkâr ederler, Allah ile elçilerinin aras\u0131n\u0131 ay\u0131rmak isterler, ‘Kimine inan\u0131r\u0131z, kimini inkâr ederiz’ derler; bu ikisinin (imanla küfür) aras\u0131nda bir yol tutmak isterler;<\/span><\/em> <\/span><\/em>i\u015fte onlar gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçalt\u0131c\u0131 bir azap haz\u0131rlam\u0131\u015f\u0131zd\u0131r.” (Nisa, 150-151)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Hangi nedenle olursa olsun, Rasulü inkâr etmek de, onu ilah derecesine getirmek de küfürdür. \u0130nkârc\u0131lar, Kur’an’da bildirilen Rasulü, oldu\u011fu gibi kabul etmedikçe ifrat ve tefritten, küfür ve \u015firkten kurtulamazlar. \u0130man etmek, vahyin belirledi\u011fi esaslara ba\u011fl\u0131 olmak ve bu esaslar\u0131 hiçbir \u015fekilde de\u011fi\u015ftirmeden kabul etmektir.<\/span><\/span><\/p>\n

Di\u011fer Sünnet edebiyat\u0131 yapan grup ise, cehaletlerinden dolay\u0131 tan\u0131mad\u0131klar\u0131 Allah Rasulünü, adeta ilahla\u015ft\u0131rmakta ve onun a\u011fz\u0131ndan ç\u0131kan ya da onun ad\u0131na uydurulan her \u015feyin ayet oldu\u011funu iddia etmektedirler. Bu kimseler, Kur’an’\u0131n, Rasul (as)’\u0131n a\u011fz\u0131 ile kul oldu\u011funu bildirmesini bile bilmecek kadar cahildirler.<\/span><\/p>\n

“De ki: ‘Ben de sizin gibi bir insan\u0131m; \u0130lah\u0131z\u0131n bir tek \u0130lah oldu\u011fu bana vahyolunuyor. Kim Rabbine kavu\u015fmay\u0131 arzu ediyorsa iyi i\u015f yaps\u0131n ve Rabbine ibadete hiç kimseyi ortak etmesin.” (Kehf, 110)<\/span><\/em><\/p>\n

Bu cahiller, Kelime-i \u015fehadeti ifade ederlerken söyledikleri, “Muhammed, kul ve Rasuldur”<\/strong> sözünü bile anlamaktan mahrumdurlar. Kul olma, be\u015feri özelliklerle mücehhez olmakt\u0131r ki, Rasulullah (as), bir kuldur ve bu kul, ayn\u0131 zamanda Allah’\u0131n Rasulüdür. Biz Müslümanlar için Rasulullah (as), yüce Allah’a kar\u015f\u0131 sorumlu  <\/span>bir kul ve yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan seçilerek gönderilen bir Rasuldur.<\/span><\/p>\n

Rasulullah (as), hevas\u0131ndan konu\u015fmaz m\u0131?<\/span><\/strong><\/span><\/p>\n

Kur’an, rasullerin de insan olduklar\u0131n\u0131, bu nedenle zaman zaman hatalar yapt\u0131klar\u0131n\u0131, ancak kendilerine do\u011fru olan\u0131n ne oldu\u011fu<\/span>nun<\/span> yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan bildirildi\u011fini haber vermektedir. H<\/span>z. Muhammed (as) da, kimi hata denilebilecek yanl\u0131\u015flar<\/span> yapm\u0131\u015f ancak an\u0131nda yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan ya do\u011frudan ya da Hz. Davut (as) ve Hz. Yunus (as) gibi peygamberler örnek verilerek uyar\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Y<\/span><\/em>ûnus da gönderilen elçilerdendi;<\/span><\/em> <\/span><\/em>dolu gemiye kaçm\u0131\u015ft\u0131,<\/span><\/em> (<\/span><\/span><\/em>gemide) k<\/span><\/em>ur’a çekti, y<\/span><\/em>enilenlerden oldu; k<\/span><\/em>endi kendisini k\u0131narken (denize att\u0131lar) bal\u0131k onu yuttu.<\/span><\/em> E\u011fer tespih edenlerden olmasayd\u0131,<\/span> <\/span><\/em>(\u0130nsanlar\u0131n) y<\/span><\/em>eniden diriltilecekleri güne kadar bal\u0131\u011f\u0131n karn\u0131nda kal\u0131rd\u0131.” (Yunus, 137-144)<\/span><\/em><\/p>\n

“Zünnûn’u da an; zira (kavmine) k\u0131zarak gitmi\u015fti, bizim kendisine g<\/span><\/em>üç yetiremeyece\u011fimizi, sanm\u0131\u015ft\u0131; n<\/span><\/em>ih<\/span><\/em>a<\/span><\/em>yet karanl\u0131klar içinde: ‘Senden ba\u015fka <\/span><\/em>ilah yoktur,<\/span><\/em> Senin \u015f<\/span><\/em>a<\/span><\/em>n\u0131n yücedir, ben z<\/span><\/em>a<\/span><\/em>limlerden oldum!’ diye yalvard\u0131.” (Enbiya, 87)<\/span><\/em><\/p>\n

“Sen<\/span><\/em>,<\/span><\/em> Rabb’inin hükmüne sabret, bal\u0131k sâhibi (Y<\/span><\/em>u<\/span><\/em>nus) gibi olma<\/span><\/em><\/em>ani o, s\u0131<\/span><\/em>k\u0131nt\u0131dan yutkunarak seslenmi\u015fti;<\/span><\/em> <\/span><\/em>e<\/span><\/em>\u011fer Rabbinden ona bir nimet yeti\u015fmeseydi, yer<\/span><\/em>ilerek ç\u0131plak bir yere at\u0131l\u0131rd\u0131,<\/span><\/em> <\/span><\/em>f<\/span><\/em>akat Rabbi onun du<\/span><\/em>as\u0131n\u0131 kabul etti de onu sa<\/span><\/em>lihlerden yapt\u0131.” Kalem, 48-50)<\/span><\/em><\/p>\n

“(Davud) dedi ki: ‘And olsun senin, koyununu kendi koyunlar\u0131na kat<\/span><\/em>mak istemekle sana zulmetmi\u015ftir; zaten ortaklar\u0131n<\/span><\/em> <\/span><\/em>ço\u011fu birbirine zulmederler, y<\/span><\/em>aln\u0131z inan\u0131p iyi i\u015fler yapanlar bunun d\u0131\u015f\u0131ndad\u0131r ki, onlar da ne kadar azd\u0131r!’ Davud, (bu hükümle) kendisini denedi\u011fimizi sand\u0131 da Rabbinden ma\u011ffiret diledi, e\u011filerek secdeye kapand\u0131 ve tevbe edip döndü.<\/span><\/em> Biz de ondan bunu affettik, y<\/span><\/em>an\u0131m\u0131zda onun bir yak\u0131nl\u0131\u011f\u0131 ve güzel bir gelece\u011fi vard\u0131r.” (Sad, 24-25)<\/span><\/em><\/span><\/em><\/p>\n

Peygamber de olsalar, be\u015fer olu\u015flar\u0131 nedeniyle, rasullerin de, kimi zaman baz\u0131 konularda kendi iradeleri ile hareket ettikleri Kur’an’da bildirilmi\u015ftir. Hz. Muhammed (as) da Rasul olu\u015fu yan\u0131nda ayn\u0131 zamanda bir be\u015ferdi. Bu yüzden zaman zaman baz\u0131 konularda ayetler d\u0131\u015f\u0131nda kendisi de<\/span> baz\u0131 \u015feyler söylemi\u015f<\/span> ya <\/span>da kimi hareketlerde bulunmu\u015ftur. O, sürekli olarak tebli\u011f etti\u011fi Kur’an do\u011frultusunda konu\u015fmu\u015f, hareket etmi\u015ftir. Ancak çok az da olsa bazen de isabet etmedi\u011fi hususlar olmu\u015ftur.<\/span><\/span><\/p>\n

Kur’an<\/span>, Hz. Muhammed (as)’\u0131n, kimi konularda kendi <\/span>iradesi ile<\/span> hareket etti\u011fi<\/span>ni<\/span>, daha iyi tebli\u011f etme, daha çok insan kazanma ve insanlar\u0131 k\u0131rmama ad\u0131na hareket ederken kimi zaman hatalar da yapt\u0131\u011f\u0131<\/span>n\u0131<\/span> ve bu nedenle uyar\u0131ld\u0131\u011f\u0131<\/span>n\u0131 bildir<\/span>mektedir. Ancak onun bu davran\u0131\u015flar\u0131 bilerek yap\u0131lan söz ve hareketler de\u011fil, daha güzel \u015feyler yapma ad\u0131na olmu\u015ftur.<\/span><\/p>\n

Rasulullah (as)’\u0131n kendi duygular\u0131 ile hareket etti\u011fi ve yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan uyar\u0131ld\u0131\u011f\u0131 hususlardan birkaç tanesi<\/span> ile ilgili ayetler:<\/span><\/span><\/p>\n

1-<\/span><\/strong> Rasulullah (as)’\u0131n âmâ geldi\u011findeki tavr\u0131,<\/span><\/p>\n

“Surat\u0131n\u0131 ek\u015fitti ve döndü, âmâ geldi diye!<\/span><\/em> <\/span><\/em>Ne bilirsin belki o ar\u0131nacak yahut ö\u011füt alacak da, ö\u011füt kendisine yarayacak<\/span><\/em><\/em>en kendisini müsta\u011fni görene yöneliyorsun; onun ar\u0131nmas\u0131ndan sana ne!<\/span><\/em> <\/span><\/em>Ancak sana ko\u015farak gelen ve o (Allah)’tan korkmu\u015f iken sen onunla ilgilenmiyorsun.”<\/span><\/em> (Abese, 1-10)<\/span><\/em><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

2-<\/span><\/strong> Rasulullah (as)’\u0131n, bal \u015ferbetini kendisine haram etmesi,<\/span><\/p>\n

“<\/span><\/em>Ey Peygamber, niçin Allah’\u0131n sana helal k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 \u015feyi, e\u015flerinin, hat\u0131r\u0131 için haram k\u0131l\u0131yorsun? Allah ba\u011f\u0131\u015flayad\u0131r, esirgeyendir.” (Tahrim, 1)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n

3-<\/span><\/strong> Rasulullah (as), esirlerden ganimet almas\u0131,<\/span><\/p>\n

“<\/span><\/em>Yeryüzünde a\u011f\u0131r bas\u0131ncaya kadar hiçbir peygambere esirler sahibi olmak yak\u0131\u015fmaz. Siz, geçici dünya mal\u0131n\u0131 istiyorsunuz, Allah ise (sizin için) ahireti istiyor. Allah üstündür, hakimdir.<\/span><\/em> <\/span>E\u011fer Allah’tan, bir yaz\u0131 geçmemi\u015f olsayd\u0131, ald\u0131\u011f\u0131n\u0131z fidyeden dolay\u0131 size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.”<\/span> (Enfal, 67-68)<\/span><\/em><\/p>\n

4-<\/span><\/strong> Rasulullah (as)’\u0131n, sava\u015fmak istemeyen münaf\u0131klara izin vermesi,<\/span><\/p>\n

“Allah seni affetsin; do\u011fru söyleyenler sana iyice belli olup, yalan söyleyenleri bilmezden önce niçin onlara izin verdin?”<\/span><\/em>(Tevbe, 43)<\/span><\/em><\/p>\n

5-<\/span><\/strong> Rasulullah (as)’\u0131n, kendi ba\u015f\u0131na bir \u015feyler yapaca\u011f\u0131n\u0131 söylemesi,<\/span><\/p>\n

“Hiçbir \u015fey için <\/span><\/em>‘<\/span><\/em>Bunu yar\u0131n yapaca\u011f\u0131m<\/span><\/em>deme, ancak <\/span>‘Allah dilerse<\/span>‘ (yapaca\u011f\u0131m de). Unuttu\u011fun zaman Rabbini an ve <\/span>‘Rabbimin beni bundan daha do\u011fru bir bilgiye ula\u015ft\u0131rca\u011f\u0131n\u0131 umar\u0131m<\/span>‘ de.”<\/span>(Kehf, 23-24)<\/span><\/em><\/p>\n

6-<\/span><\/strong> Rasulullah (as)’\u0131n, mü\u015friklerin tekliflerine kar\u015f\u0131 karars\u0131z olmas\u0131,<\/span><\/p>\n

“E\u011fer biz seni sa\u011flamla\u015ft\u0131rmam\u0131\u015f olsayd\u0131k, onlara bir parça yana\u015facakt\u0131n;<\/span><\/em> <\/span>o takdirde sana hayat\u0131n da, ölümün de kat kat(azab)\u0131n\u0131 tadd\u0131r\u0131rd\u0131k, sonra bize kar\u015f\u0131 bir yard\u0131mc\u0131 da bulamazd\u0131n.”<\/span><\/em>(\u0130sra, 74-75)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Hz. Muhammed (as)’\u0131n, zaman zaman bu ve benzeri konularda indi görü\u015fleri olmu\u015f, yüce Allah (cc) da onu uyarm\u0131\u015ft\u0131r. Çünkü Rasulullah (as), K\u0131yamete kadar iman edenler için en güzel örnektir. Bu nedenle örnekte herhangi bir hata ve yanl\u0131\u015fl\u0131k bulunmamal\u0131d\u0131r ki, onu örnek alanlar, hatalar\u0131n\u0131 da almas\u0131nlar.<\/span><\/p>\n

Rasulullah (as), elbette ilah de\u011fildi; o, Tevhidi esaslar\u0131 insanlara bildiren bir Rasul, toplumunu idare eden bir yönetici, di\u011fer insanlarla ili\u015fkileri bulunan<\/span> sosyal bir insan<\/span> ve aile reisi olan bir be\u015ferdi. Bu nedenle Hz. Muhammed (as)’\u0131n ya\u015fam\u0131nda üç<\/span> boyut ortaya ç\u0131kmaktad\u0131r.<\/span><\/span><\/p>\n

1-<\/span><\/em><\/strong> \u0130lahi mesaj\u0131 insanlara duyuran bir Rasul<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Hz. Muhammed (as), yüce Allah’\u0131n kendisine bildirdi\u011fi ilahi mesaj\u0131, kendisinden hiçbir \u015fey katmadan insanlara duyuran bir Rasuldür. Rasuller, Rablerinin kendilerine bildirileni oldu\u011fu gibi ortaya koymakla mükelleftirler.<\/span><\/p>\n

“Size Rabbimin mesajlar\u0131n\u0131 duyuruyorum ve ben sizin için güvenilir bir ö\u011fütçüyüm.” (A’raf, 62)<\/span><\/em><\/p>\n

“De ki: ‘Ben türedi bir elçi de\u011filim, bana ve<\/span><\/em> size ne yap\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 da bilmem; b<\/span><\/em>en sadece bana vahyedilene uyuyorum ve ben apaç\u0131k bir uyar\u0131c\u0131dan ba\u015fka bir \u015fey de\u011filim." (Ahkâf, 9)<\/span><\/em><\/p>\n

Hz. Muhammed (as)’\u0131n, Rasul olu\u015fu ve Risaletin gere\u011fi olarak yapt\u0131\u011f\u0131 hareketler ve söyledi\u011fi sözler, mü’minleri kesinlikle ba\u011flar. Bu ba\u011flay\u0131c\u0131l\u0131k imani bir ba\u011flay\u0131c\u0131l\u0131kt\u0131r ve kesin bir teslimiyeti gerektirir. Nitekim yüce Allah (cc), kendisinin raz\u0131 edilmesinin, ancak Rasulünü en güzel örnek edinmekle mümkün oldu\u011funu, iman edenlere bildirmi\u015f, onun, en güzel örnekli\u011fini almay\u0131p kendi arzular\u0131na uyanlar\u0131 da, Kendisine kar\u015f\u0131 geldiklerini ve sap\u0131kl\u0131k içerisine dü\u015ftüklerini bildirmektedir.<\/span><\/p>\n

“Andolsun Allah’\u0131n Rasulünde sizin için Allah’a ve âhiret gününe kavu\u015fmaya inanan ve Allah’\u0131 çok anan kimseler için, (uyulacak) en güzel bir örnek vard\u0131r.” (Ahzab, 21)<\/span><\/em><\/p>\n

“Allah ve Resulü, bir i\u015fte hüküm verdi\u011fi zaman, art\u0131k inanm\u0131\u015f bir erkek ve kad\u0131n\u0131n, o i\u015fi kendi isteklerine göre seçme hakk\u0131 yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne kar\u015f\u0131 gelirse, apaç\u0131k bir sap\u0131kl\u0131\u011fa dü\u015fmü\u015f olur.” (Ahzab, 36)<\/span><\/em><\/p>\n

2-<\/span><\/em><\/strong> Toplumunu yöneten ve devlet ba\u015fkan\u0131 olan ve komutand\u0131 <\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Hz. Muhammed (as)’\u0131n, devlet ba\u015fkan\u0131 ve bir komutan olarak yapt\u0131klar\u0131ndan günümüzde al\u0131nacak birçok dersler vard\u0131r, ancak imani anlamda ba\u011flay\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131 yoktur. Bu dersler, taktik ve siyaset olarak yap\u0131lan uygulamalard\u0131r. Örne\u011fin, ordu komutanlar\u0131n\u0131 seçerken ortaya koydu\u011fu hassasiyetinden, kimlerle ne zaman, nas\u0131l sava\u015f\u0131laca\u011f\u0131 ile ilgili verdi\u011fi taktiklerinden ve takip etti\u011fi gizlilik metodlar\u0131ndan mü’minlerin alacaklar\u0131 dersler vard\u0131r.<\/span><\/p>\n

3-<\/span><\/em><\/strong> Ailesinde bir baba ve bir e\u015f, insanlarla ili\u015fkileri bulunan bir be\u015ferdir<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Hz. Muhammed (as)’\u0131n sosyal ili\u015fkileri ve aile hayat\u0131ndan da, t\u0131pk\u0131 devlet ba\u015fkan\u0131 örnekli\u011finde oldu\u011fu gibi al\u0131nacak birçok dersler vard\u0131r. Ancak bu, ibadet telakki edilmeden ve sevap al\u0131naca\u011f\u0131 dü\u015füncesi ta\u015f\u0131madan yap\u0131lmal\u0131d\u0131r.<\/span><\/p>\n

“De ki: ‘<\/span>Ben de ancak sizin gibi bir insan\u0131m; bana, ilah\u0131n\u0131z\u0131n bir tek ilah oldu\u011fu vahyediliyor, O’na yönelin, O’ndan ma\u011ffiret dileyin; mü\u015friklerin vay haline!" (Fussilet, 6)<\/span><\/em><\/p>\n

Hz. Muhammed (as)’\u0131n her söyledi\u011finin vahiy oldu\u011funu iddia etmek Kur’an’\u0131 anlamaman\u0131n apaç\u0131k bir göstergesidir. -\u0130ster bilinçli, ister bilinçsizce söylensin- böyle bir iddia, Kur’an’\u0131 anlamaman\u0131n yan\u0131nda ayn\u0131 zamanda Kur’an’da çeli\u015fki oldu\u011fu imaj\u0131n\u0131 da olu\u015fturmakt\u0131r ki bu, çok a\u011f\u0131r bir sorumluluk getiren büyük bir iftirad\u0131r.<\/span><\/p>\n

Hz. Muhammed (as)’\u0131n, ancak Rasul<\/em><\/strong> olarak tebli\u011f ettikleri vahiydir; bunun d\u0131\u015f\u0131nda söyledikleri tamamen indi görü\u015fleridir ve bu görü\u015flerinde isabet de eder, yan\u0131labilir de. Bu, insan olman\u0131n do\u011fal bir sonucudur. Rasulullah (as), uyard\u0131\u011f\u0131 zaman vahiyle konu\u015fur, sosyal ve be\u015feri ili\u015fkilerinde ise bir be\u015fer olarak konu\u015fur, ili\u015fkilerini sürdürür. Örne\u011fin, Rasulullah (as), ziraatten anlayan bir çiftçi, ya da hastalar\u0131 muayene edecek bir doktor de\u011fildir. Bu nedenle bu konularda bir \u015fey söylemesi, sosyal bir birey olu\u015funun gere\u011fidir.<\/span><\/p>\n

Bir Arab‘<\/em>\u0131n, ba\u011f\u0131n\u0131 budama ile ilgili sordu\u011fu soruya yapt\u0131\u011f\u0131 tavsiye ve bir y\u0131l sonra ba\u011f\u0131n üzüm vermemesi üzerine tavsiyesinin hat\u0131rlat\u0131lmas\u0131 üzerine verdi\u011fi cevap Rasulullah (as)’\u0131n da vahiy d\u0131\u015f\u0131nda bilmedi\u011fi baz\u0131 konular\u0131n oldu\u011funu göstermektedir. Hz. Muhammed (as), indi görü\u015flerinde yan\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda küfre girmeyece\u011fi gibi, isabet etti\u011finde de o isabet ettikleri vahiy de\u011fildir.<\/span><\/p>\n

“De ki: ‘Ben ancak sizi vahiyle uyar\u0131yorum; ancak sa\u011f\u0131r(lar) uyar\u0131ld\u0131klar\u0131 zaman ça\u011fr\u0131y\u0131 i\u015fitmez.” (Enbiya, 45)<\/span><\/em><\/p>\n

Cahil ve gafil iftirac\u0131lar\u0131n dedikleri gibi \u015fayet Rasulullah (as)’\u0131n her söyledi\u011fi vahiy olmu\u015f olsa idi, bu durumda yukar\u0131da örnekleri verilen ve yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan uyar\u0131lan Rasulullah (as)’\u0131n indi görü\u015fleri de Kur’an kabul edilecektir. Bu ise, hem Kur’an’\u0131n kendi kendisini k\u0131namas\u0131 anlam\u0131na gelecek hem de Kur’an’da çeli\u015fki varm\u0131\u015f imaj\u0131n\u0131 do\u011furacakt\u0131r.<\/span><\/p>\n

Rasulullah (as)’\u0131n her söyledi\u011fi sözün vahiy oldu\u011funu iddia etmek, Rasulullah (as)’\u0131n programlanm\u0131\u015f bir robot ya da ses doldurulmu\u015f bir kaset oldu\u011funu iddia etmektir ki bu Rasulullah (as)’a yap\u0131lm\u0131\u015f çok büyük bir hakaret ve iftirad\u0131r. Oysa Hz. Muhammed (as) di\u011fer insanlar gibi bir be\u015fer olmaktan ba\u015fka bir \u015fey de\u011fildir.<\/span><\/p>\n

“De ki: ‘Ben de an­cak si­zin gi­bi bir be\u015ferim; an­cak ba­na ilâ­h\u0131­n\u0131­z\u0131n tek bir ilâh ol­du­\u011fu vah­yo­lu­nu­yor…”<\/span><\/em> (Kehf, 110)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Cahiliye mant\u0131\u011f\u0131 hep ayn\u0131d\u0131r; peygamberleri insanüstü bir varl\u0131k olarak kabul etmek ve kutsamak. Bu cahili mant\u0131k, bugün varoldu\u011fu gibi Hz. Muhammed (as)’\u0131n ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 dönemde de var olmu\u015f ve onu, ancak insanüstü bir varl\u0131k olmas\u0131 halinde kabul edebileceklerini söylemi\u015flerdir ki Rasulullah (as), yüce Allah’\u0131 tenzih ederek insan olmaktan ba\u015fka bir \u015fey olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 söylemi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“…De ki: ‘Rab­bi­mi ten­zîh ede­rim, ben bir be­\u015fer olan ra­sul­den ba\u015f­ka bir \u015fey de­\u011fi­lim.’ \u0130n­san­la­ra hi­dâ­yet gel­di­\u011fi za­man, inan­ma­la­r\u0131­na ma­ni olan sâ­de­ce: ‘Al­lah pey­gam­ber ola­rak bir in­san m\u0131 gön­der­di?’ de­meleridir. De ki: ‘Yer­yü­zün­de hu­zur için­de do­la­\u015fan­lar me­lek ol­sa­lar­d\u0131, Biz de on­la­ra gök­ten rasul ola­rak bir me­lek gön­de­rir­dik.” <\/span><\/em>(el-\u0130s­râ, 93-95)<\/span><\/em><\/p>\n

Günümüzki cahiliye insanlar\u0131 da, Hz. Muhammed (as)’\u0131 Rasul olarak kabul etmi\u015f ancak onun her söyledi\u011finin vahiy oldu\u011funu iddia ederek onu ilahla\u015ft\u0131rm\u0131\u015flard\u0131r. Rasulullah (as) için Rabb’imizin buyurdu\u011fu “O heva’dan konu\u015fmaz”<\/em> ifadesi, onun her söyledi\u011finin de\u011fil, vahyi insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131rken söylediklerinin kendisine vahyedilen vahiyden ba\u015fka bir \u015fey olmad\u0131\u011f\u0131d\u0131r.<\/span><\/p>\n

Rasulullah (as), kendisine gelen ayetleri insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131rken onu dinleyen mü\u015frikler, onun hevas\u0131ndan konu\u015ftu\u011funu iddia ediyorlard\u0131. Yüce Allah (cc), mü\u015friklerin bu iddialar\u0131n\u0131 yalanl\u0131yor ve Rasulünün o anda söylediklerinin vahiy oldu\u011funu bildiriyor.<\/span><\/p>\n

O(söyledikleri), kendisine vahyedilen vahiyden ba\u015fka bir \u015fey de\u011fildir.<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/strong><\/p>\n

 <\/span>“O heva’dan konu\u015fmaz”<\/em> ayeti, Rasulullah (as)’\u0131n, ilahi mesaj\u0131 okurken söylediklerinin vahiyden ba\u015fka bir \u015fey olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 bildiriyor. Oysa ayn\u0131 Rasul (as), gerek toplumsal konularda ve gerekse aile hayat\u0131ndaki ili\u015fkilerinde kendi hevas\u0131ndan konu\u015fmakta, zaman zaman bu konu\u015fmalar\u0131nda bazen hata yapmakta ve bu nedenle de yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan uyar\u0131lmaktad\u0131r.<\/span><\/span><\/p>\n

Rasulullah (as)’\u0131n vahyi al\u0131\u015f \u015fekli<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

“Allah bir insanla (kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131) konu\u015fmaz, ancak vahiyle yahut perde arkas\u0131ndan konu\u015fur yahut izniyle diledi\u011fini vahyedecek bir elçi gönderir. O, yücedir, hakimdir.” (\u015eura, 51)<\/span><\/strong><\/span><\/em><\/p>\n

Kur’an’da, Rasulullah (as)’\u0131n vahyi nas\u0131l ald\u0131\u011f\u0131 en ince teferruat\u0131na kadar anlat\u0131lmaktad\u0131r. Yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan gönderilen vahiy, sa\u011flam kaynaklardan ve güvenilir elçiler eliyle Rasule iletilmi\u015ftir. Yüce Allah (cc) vahyi, rasullerine bizzat kendisi bildirdi\u011fi gibi, melek elçileri vas\u0131tas\u0131yla da göndermi\u015ftir. Hz. Musa (as)’\u0131 vahiyle görevlendiri\u015finde yüce Allah (cc) bizzat kendisi hitap etmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“(Musa), o(ate\u015fin yan\u0131)na gelince kendisine ‘Ey Musa!’ diye seslenildi.<\/span><\/em> Ben, (evet) ben senin Rabbinim! Pabuçlar\u0131n\u0131 ç\u0131kar, çünkü sen, kutsal vadide, Tuva’das\u0131n,<\/em> Ben seni seçtim, \u015fimdi vahyolunan\u0131 dinle.<\/em> Muhakkak ben, (evet) ben Allah’\u0131m, benden ba\u015fka ilah yoktur, bana kulluk et ve beni anmak için namaz k\u0131l.” (Taha,11-14)<\/em><\/span><\/p>\n

Hz. Musa (as)’a ilk vahyi bizzat Kendisi bildiren yüce Allah (cc), Hz. Muhammed (as)’a da elçisi ile vahyini göndermi\u015ftir. Bu surede (Necm) vahyin Rasule güçlü bir elçi taraf\u0131ndan ö\u011fretildi\u011fini bildiren yüce Allah (cc), bu elçinin, daha önce de Hz. Muhammed ile bizzat kendi suretinde göründü\u011fünü bildirmektedir.<\/span><\/p>\n

“Onu, müthi\u015f kuvvetleri olan biri ö\u011fretti, üstün ak\u0131l sahibi, do\u011fruldu;<\/span><\/em> kendisi yüksek ufukta iken.<\/span> Sonra yakla\u015ft\u0131, sarkt\u0131, iki yay uzunlu\u011fu kadar yahut daha az kald\u0131;<\/span> kuluna, vahyetti\u011fini vahyetti; gönül gördü\u011fünde yan\u0131lmad\u0131, onun gördü\u011fünden ku\u015fku mu duyuyorsunuz?” (Necm, 5-12)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n

Hz. Muhammed (as)’a, vahyi getiren elçinin Kendi kat\u0131ndaki durumunu bildiren yüce Allah (cc), bu elçinin vahyi Rasulüne ö\u011fretti\u011fini aç\u0131klamaktad\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Muhakkak ki o, âlemlerin Rabbinin indirmesidir; onu, er-Rûhu’l-Emin indirdi senin kalbine, uyar\u0131c\u0131lardan olman için apaç\u0131k Arapça bir dille.” (\u015euara, 192-195)<\/span><\/em><\/p>\n

“(Andolsun) ki o, de\u011ferli bir elçinin sözüdür.<\/span><\/em> (O elçi,) güçlüdür, Ar\u015f\u0131n sahibi (Allah) kat\u0131nda yücedir.<\/span> Orada (ona) itâat edilen, güvenilendir.” (Tekvir, 19-21)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n

“De\u011fer verilen sahifeler içinde,<\/span><\/em> sayg\u0131 ile yükseltilen, tertemiz,<\/span> de\u011ferli ve iyi yaz\u0131c\u0131lar\u0131n ellerinde” (Abese, 13-16)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n

“O, elbette de\u011ferli bir Kur’an’d\u0131r, sakl\u0131 bir Kitaptad\u0131r ki, ona (sakl\u0131 Kitaba) temizlerden ba\u015fkas\u0131 dokunmaz.<\/span><\/em> (O), Âlemlerin Rabbinden indirilmi\u015ftir.” (Vak\u0131a, 77-80)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n

Ayetlerden de anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 üzere yüce Allah (cc), Hz. Muhammed (as)’a vahyi getiren elçinin kim oldu\u011funu da aç\u0131klamakta ve bu elçinin de\u011ferli, emin, güçlü ve yüce biri oldu\u011funu bildirmektedir. Vahiy gibi yüce ve de\u011ferli bir mesaj, elbette de\u011ferli, emin, güçlü ve yüce bir elçi taraf\u0131ndan gönderilir. Çünkü bu mesaj, yüce Allah’\u0131n sözüdür ve de\u011ferlidir.<\/span><\/p>\n

Hz. Muhammed (as), bu de\u011ferli mesaj\u0131, öncelikle kendisinin sorumlu oldu\u011fu bilinci ile ta\u015f\u0131m\u0131\u015f, insanlara duyurmadan önce kendisi, ona teslim olmu\u015f, onu ahlak edinmi\u015ftir. Yüce Allah (cc), Kur’an’\u0131 ahlak edinip en güzel surette ya\u015fayan Rasulünü, iman edenlere en güzel örnek olarak al\u0131nmas\u0131n\u0131 emretmi\u015f ve ancak onun örnekli\u011finin esas al\u0131nmas\u0131 ile Kendisinin raz\u0131 edilece\u011fini bildirmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

<\/p>\n

Ramazan Y\u0131lmaz: 2014.02.12
\n