{"id":209,"date":"2020-03-25T18:28:42","date_gmt":"2020-03-25T18:28:42","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/kabir-alemi-azabi-var-midir-varligi-iddia-edilen-ucuncu-hayat\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:42","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:42","slug":"kabir-alemi-azabi-var-midir-varligi-iddia-edilen-ucuncu-hayat","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/kabir-alemi-azabi-var-midir-varligi-iddia-edilen-ucuncu-hayat\/","title":{"rendered":"KAB\u0130R ALEM\u0130 (Azab\u0131) VAR MIDIR? Varl\u0131\u011f\u0131 \u0130ddia Edilen \u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc Hayat(*)"},"content":{"rendered":"

<\/p>\n

\u0130nsanlar, Kur’an gerçe\u011finden uzakla\u015ft\u0131kça kendilerine göre yeni kavramlar üretirler, yeni durumlar ortaya ç\u0131kar\u0131rlar ve zaman içinde bunu dinden zannederek ona inan\u0131rlar. Kabir âlemi ile ilgili ortaya at\u0131lan iddialar, Kur’an gerçe\u011finden uzakla\u015fman\u0131n ortaya koydu\u011fu \u015fa\u015fk\u0131nl\u0131\u011f\u0131n yaln\u0131zca bir yönüdür.<\/span><\/p>\n

Her konu ve durumda, Kur’an gerçe\u011finden hareket etmeyi \u015fiar edinen biz Müslümanlar, bu konuda da ayn\u0131 ölçüden hareket ederek konuyu aç\u0131klamaya çal\u0131\u015faca\u011f\u0131z, \u0130n\u015faAllah.<\/span><\/p>\n

Kur’an’da her \u015feyi‚ en ince \u015fekilde düzenleyen<\/span><\/strong>” (12\/100)<\/em> yüce Allah (cc), kabir âleminin olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 da apaç\u0131k bir \u015fekilde ortaya koymu\u015ftur. Ancak her konuda oldu\u011fu gibi, bu konuda da, \u0130sl#ami gerçekleri yeterince anlamayan ya da vahyi gerçekleri kendilerince yorumlayan kimseler, olmad\u0131k hikâyelerle <\/span>kabir âlemi<\/span><\/strong> <\/span>ve <\/span>azab\u0131<\/span><\/strong> <\/span>diye bir yalan uydurmu\u015flar bunu da utanmadan \u0130slâm’a mal etmi\u015flerdir. Bu kimseler, yazd\u0131klar\u0131 kitaplarda asl\u0131 olmayan iddialar ileri sürmü\u015flerdir.<\/span><\/p>\n

\u0130ki hayat vard\u0131r; Dünya ve Ahiret<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Kabir, ölüm sessizli\u011finin devam\u0131 ve dünya hayat\u0131ndan ahirete geçi\u015f kap\u0131s\u0131d\u0131r. Bu nedenle burada herhangi bir hayat belirtisi yoktur. Kullar\u0131n\u0131, ya\u015fad\u0131klar\u0131 ve gidecekleri yerler konusunda en ince ayr\u0131nt\u0131lar\u0131na kadar bilgilendiren yüce Allah (cc), kabirde herhangi bir hayat belirtisi ya da orada kullar\u0131n\u0131 ilgilendiren herhangi bir konuda bir bilgi vermemektedir. Nitekim yüce Allah (cc) iki dünya oldu\u011fu konusuna \u015fu ilahi hükmü ile aç\u0131kl\u0131k getirmektedir.<\/span><\/p>\n

“Elbette biz elçilerimize ve inananlara hem dünya hayât\u0131nda hem, \u015fahidlerin (\u015fahidli\u011fe) duracaklar\u0131 günde yard\u0131m ederiz.<\/span><\/em> O gün zâlimlere, mazeretleri fayda vermez, onlar için lanet ve yurdun en kötüsü vard\u0131r.” (Mü’min, 51-52)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n

“Allah, iman edenleri, dünya hayat\u0131nda da, ahirette de sa\u011flam sözle tesbit eder. Allah, zalimleri de \u015fa\u015f\u0131rt\u0131r ve Allah, diledi\u011fini yapar.” (\u0130brahim, 27)<\/span><\/em><\/p>\n

Yukar\u0131daki ayetlerden de anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 üzere, iki hayat vard\u0131r ve insanlar, dünya hayat\u0131ndan sonra dünyada yapt\u0131klar\u0131n\u0131n hesab\u0131n\u0131 vermek üzere, ahirete gideceklerdir. \u0130nsanlar ahiret hayat\u0131na gidecekleri yol üzerinde bir ba\u015fka durakta duramayacak ve orada herhangi bir hayat süremeyeceklerdir.<\/span><\/p>\n

Kabir hayat\u0131 olmu\u015f olsayd\u0131, hiçbir \u015feyi eksik b\u0131rakmad\u0131\u011f\u0131 Kutsal Kitab\u0131nda yüce Allah (cc), kullar\u0131n\u0131 bundan haberdar edecek ve orada kar\u015f\u0131la\u015facaklar\u0131 durumlar\u0131, t\u0131pk\u0131 ahirette kar\u015f\u0131la\u015facaklar\u0131 durumlar\u0131 haber verdi\u011fi gibi haber verecek ve kullar\u0131n\u0131n bundan sak\u0131nmas\u0131n\u0131 isteyecekti. Oysa bu konuda Kur’an’da en küçük bir ibare bile yoktur.<\/span><\/p>\n

“Ne i\u015fte bulunsan, Kur’an’dan ne okusan ve siz ne i\u015f yapsan\u0131z mutlaka biz, içine dald\u0131\u011f\u0131n\u0131z an üzerinizde \u015fahidiz, ne yerde ne de gökte zerre a\u011f\u0131rl\u0131\u011f\u0131nca bir \u015fey, Rabbin’den kaçmaz. Ne bundan küçük, ne de büyük hiçbir \u015fey yoktur ki, hepsi apaç\u0131k bir Kitapta olmas\u0131n.” (Yunus, 61)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Her \u015feyi apaç\u0131k bir Kitapta aç\u0131klayan yüce Allah (cc), kabir için bir berzah (perde) ifadesini kullanmaktad\u0131r. Bu perde, dirilecekleri güne kadar insanlar\u0131n önünü kapatacak, yeniden dirilme günü bu perde kald\u0131r\u0131lacakt\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Nihayet onlardan birine ölüm geldi\u011fi zaman: ‘Rabbim, beni geri döndürünüz<\/span><\/em> ki, terk etti\u011fim dünyada yararl\u0131 bir i\u015f yapay\u0131m’ der. Hay\u0131r, bu onun söyledi\u011fi bir sözdür; önlerinde ta diriltilecekleri güne kadar bir berzah vard\u0131r.” (Mü’minun, 99-100)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n

Perde, iki \u015fey aras\u0131ndaki örtüdür; içerisinde hayat unsuru yoktur. Nitekim ba\u015fka bir ayettte bu perdeye aç\u0131kl\u0131k getirilmektedir.<\/span><\/p>\n

“\u0130ki denizi sal\u0131verdi, birbirine kavu\u015fuyorlar,<\/span><\/em> aralar\u0131nda bir engel vard\u0131r, birbirine geçip kar\u0131\u015fm\u0131yorlar.” (Rahman, 19-20)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n

Bu nedenle kabir de, dünya ve ahiret aras\u0131nda bir perdedir ve içerisinde herhangi bir hayat yoktur. Berzah (perde) de hayat olmad\u0131\u011f\u0131 ile ilgili \u015fu ayet daha da aç\u0131klay\u0131c\u0131d\u0131r.<\/span><\/p>\n

“O, iki denizi birbirine salm\u0131\u015ft\u0131r; bu tatl\u0131, susuzlu\u011fu giderici; bu tuzlu ve ac\u0131d\u0131r ve ikisinin aras\u0131na birbirine kavu\u015fmalar\u0131na engel olan bir perde koymu\u015ftur.” (Furkan, 53)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Kur’an’\u0131n bu apaç\u0131k ayetlerinden de anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 üzere, nas\u0131l ki, iki deniz aras\u0131ndaki perdede herhangi bir tad yoksa, tad ancak perdenin iki yan\u0131ndaki denizlerde varsa, ayn\u0131 \u015fekilde dünya ve ahiret aras\u0131ndaki kabir perdesinde de üçüncü bir hayat yoktur. <\/span><\/p>\n

Öldükten sonra ilk uyan\u0131\u015f k\u0131yamet günündedir<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Kur’an, kabirde, herhangi bir hayat\u0131n olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 orada ölü olarak yatanlar\u0131n, k\u0131yamet gününe kadar hiçbir \u015feyden haberleri olmayaca\u011f\u0131n\u0131 ve o günde diriltilerek hesap vermeye ça\u011fr\u0131lacaklar\u0131n\u0131 bildirmektedir.<\/span><\/p>\n

“Saat mutlaka gelecektir, onda \u015füphe yoktur ve Allah kabirlerde olanlar\u0131 diriltecektir.‛ (Hac, 7)<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Ayetlerin ortaya koydu\u011fu üzere kabirlerde yatanlar ölü kimselerdir. \u015fayet onlar, kabirlerde herhangi bir hesap görecek \u015fekilde diri olsalard\u0131, ayetlerde belirtilen “Allah, kabirlerde olanlar\u0131 diriltecektir.”<\/em> ifadesi yerine onlar, “ça\u011fr\u0131lacaklard\u0131r”<\/strong> ifadesi kullan\u0131lacakt\u0131. Çünkü ya\u015fayanlar diriltilmez, hesap vermek üzere ça\u011fr\u0131l\u0131rlar, burada “Allah, kabirlerde olanlar\u0131 diriltecektir”<\/em> buyurularak kabirlerde olanlar\u0131n ölü olduklar\u0131 bildirilmektedir.<\/span><\/p>\n

Bütün bu gerçekler de gösteriyor ki, kabirlerde ölü olarak yatan insanlar\u0131n, ta k\u0131yamet gününe kadar hiçbir \u015feyden haberleri olmayacakt\u0131r. K\u0131yamet gününde ise onlar, diriltilerek hesap meydan\u0131na ça\u011f\u0131r\u0131lacaklard\u0131r. \u015eayet insanlar, kabirde hesap görselerdi, diri olmalar\u0131 gerekirdi; diri olanlar\u0131n ise, diriltilmeleri de\u011fil ça\u011f\u0131r\u0131lmalar\u0131 sözkonusu olurdu.<\/span><\/p>\n

\u0130nsanlar, hesap günü diriltilecekler ve diriltiklerinde kendilerini o yatt\u0131klar\u0131 yerden kimin kald\u0131rd\u0131\u011f\u0131n\u0131 birbirlerine soruyorlar. \u015eayet kabirde herhangi bir hesap ya da sorgulama olsayd\u0131 ve insanlar kabirde ya\u015fasalard\u0131, öncelikle kimin taraf\u0131ndan ve neden kald\u0131r\u0131ld\u0131klar\u0131n\u0131 birbirlerine sormazlard\u0131.<\/span> Bundan da anla\u015f\u0131l\u0131yor ki kabirde olanlar, k\u0131yamet gününe kadar ancak uyuyorlar ve ancak k\u0131yamet gününde uyand\u0131r\u0131l\u0131yorlar.<\/span><\/p>\n

\u0130kinci bir husus, \u015fayet kabirde insanlar herhangi bir ceza görmü\u015f olsalard\u0131, k\u0131yamet günü diriltildiklerinde, kabirde gördükleri cezadan kurtulduklar\u0131 için üzülmez sevinirlerdi. Oysa ayetten de anla\u015f\u0131lacca\u011f\u0131 üzere onlar, uyand\u0131r\u0131ld\u0131klar\u0131nda üzüntülerini dile getiriyorlar.<\/span><\/p>\n

“Sura üflendi; i\u015fte onlar, kabirlerinden Rab’lerine ko\u015fuyorlar. ‘Vah bize, bizi yatt\u0131\u011f\u0131m\u0131z yerden kim kald\u0131rd\u0131? \u0130\u015fte Rahman’\u0131n vadetti\u011fi \u015fey budur; demek elçiler do\u011fru söylemi\u015fler’ derler.” (Yasin, 51–52)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Sura üfürüldükten sonra, insanlar uyand\u0131r\u0131l\u0131yor ve uyand\u0131r\u0131lan insanlar, bu kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131klar\u0131 durumu konu\u015fup rasulllerin dünyada getirdikleri haberlerin do\u011fru oldu\u011funu gözleri ile görüp do\u011fruluyorlar. Bu durum da gösteriyor ki insanlar, öldükten sonra ancak k\u0131yamet gününde diriltiliyorlar.<\/span><\/p>\n

Kabir hayat\u0131n\u0131n olmad\u0131\u011f\u0131, insanlar\u0131n dünya hayat\u0131nda öldükten sonra ancak ahirette dirilecekleri konusunda Kur’an’da onlarca ayet vard\u0131r. Bu ayetlerde, özellikle suçlular kabirde çok az kald\u0131klar\u0131n\u0131 iddia ederler. Bu da onlar\u0131n, kabirde diriltilmediklerini göstermektedir. Di\u011fer taraftan, ac\u0131 çeken insanlar için k\u0131sa bir zaman bile oldukça uzun gelir. <\/span><\/p>\n

K\u0131yamet günü diriltilen insanlar\u0131n, kabirlerde kal\u0131\u015f süreleri ile ilgili olarak söyledikleri sözlerinden de onlar\u0131n, kabirlerde hiçbir \u015feyle kar\u015f\u0131la\u015fmad\u0131klar\u0131, hiçbir \u015feyi hissetmedikleri anla\u015f\u0131lmaktad\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Saat ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 gün suçlular, (kabirde) bir saatten fazla kalmad\u0131klar\u0131na yemin ederler. \u0130\u015fte onlar, (dünyada da haktan) böyle çevriliyorlard\u0131.<\/span><\/em> Kendilerine bilgi ve iman verilenler dediler ki: ‘Andolsun siz, Allah’\u0131n yazg\u0131s\u0131nca ta yeniden dirilme gününe kadar kald\u0131n\u0131z. \u0130\u015fte bu da dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.” (Rum, 55-56)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Ayetlerden de anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 üzere suçlular, kabirde bir saatten fazla kalmad\u0131klar\u0131na yemin etmektedirler. Bu da onlar\u0131n, kabirde azap görmediklerini göstermektedir. \u015eayet onlar, kabirde herhangi bir ceza görmü\u015f olsalard\u0131, bunu hem dile getirirlerdi, hem de zaman\u0131n bu kadar k\u0131sa oldu\u011funu yeminle iddia etmezlerdi. Çünkü s\u0131k\u0131nt\u0131l\u0131 zamanlar, insana çok uzun gelir ve s\u0131k\u0131nt\u0131 bitti\u011finde insan, bu durumu beyan ederek rahatlar.<\/span><\/p>\n

Bir yerde s\u0131k\u0131nt\u0131 ve ceza gören kimselere süre çok uzun gelir, s\u0131k\u0131nt\u0131 ve ceza insan için ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 hayat\u0131n süresini uzun gösterir. Örne\u011fin, huzursuz bir gece geçiren kimseler için gece bitmek bilmez ve onlar, bir an önce gecenin bitmesini ve sabah\u0131n olmas\u0131n\u0131 isterler. Oysa uyuyan kimse, uykusunda kötü bir süprizle kar\u015f\u0131la\u015fmad\u0131\u011f\u0131 sürece rahatt\u0131r ve uyand\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda, kimin taraf\u0131ndan ve neden uyand\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 merak eder ki, kabirlerden uyand\u0131r\u0131lan ki\u015filer de bu soruyu soruyorlar.<\/span><\/p>\n

“Sura üflendi; i\u015fte onlar, kabirlerinden Rab’lerine ko\u015fuyorlar. ‘Vah bize, bizi yatt\u0131\u011f\u0131m\u0131z yerden kim kald\u0131rd\u0131?” (Yasin 51)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/p>\n

Kabirlerde de herhangi bir s\u0131k\u0131nt\u0131 ya da ceza olmu\u015f olsayd\u0131, k\u0131yamet günü diriltilen kimseler, uyand\u0131r\u0131ld\u0131klar\u0131nda bunu dile getirir ve sevinirlerdi. Oysa ayetlerden de anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 üzere onlar, kabirlerde bir saatten fazla kalmad\u0131klar\u0131na yemin edecekler. Kendilerine dünya hayat\u0131nda Kur’an’la bilgi verilen kimseler ise, kabirde ne kadar kald\u0131klar\u0131 konusunda Rab’lerinin takdir etti\u011fi süreyi dile getiriyorlar.<\/span><\/p>\n

Kur’an’da çeli\u015fki bulunmamaktad\u0131r; bu nedenle, “Allah, kabirlerde olanlar\u0131 diriltecektir.” (Hac, 7)<\/em> “Vah bize, bizi yatt\u0131\u011f\u0131m\u0131z yerden kim kald\u0131rd\u0131? \u0130\u015fte Rahmân’\u0131n vadetti\u011fi \u015fey budur, demek peygamberler do\u011fru söylemi\u015f”<\/em> (Yasin, 51-52)<\/em> “Saat ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 gün suçlular, (kabirde) bir saatten fazla kalmad\u0131klar\u0131na yemin ederler.”<\/em> ayetlerinde belirtildi\u011fi üzere, bütün insanlar, k\u0131yamet günü kabirlerinden diriltilecekler, k\u0131yamet gerçe\u011fini orada anlayacaklar ve kabirlerde bir saatten fazla kalmad\u0131klar\u0131n\u0131 söyleyeceklerdir. Bu insanlar\u0131n içerisinde Fir’avn ve ailesi de bulunacaklard\u0131r.<\/span><\/p>\n

Ate\u015f azab\u0131n\u0131n ne zaman olaca\u011f\u0131n\u0131 Ahkâf suresi, 20. Ayetinde daha net bir \u015fekilde aç\u0131klanm\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Ate\u015fe sunulacaklar\u0131 gün kâfirlere: ‘Dünya hayat\u0131n\u0131zda bütün güzel \u015feylerinizi zayi ettiniz; bunlarla sefa sürüp bunlar\u0131 tükettiniz. Yeryüzünde haks\u0131z yere büyüklük taslaman\u0131zdan ve yoldan ç\u0131kman\u0131zdan ötürü bugün, alçalt\u0131c\u0131 bir azap ile cezaland\u0131r\u0131lacaks\u0131n\u0131z.” (Ahkâf, 20)<\/span><\/em><\/p>\n

Bütün bu Kur’ani gerçeklerden de anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 üzere insanlar, öldükten sonra k\u0131yamet gününe kadar hiçbir \u015fey hissetmeden, ölü olarak kabirlerde kalacaklar, k\u0131yamet günü diriltilerek hesap vermek üzere Rab’lerine gideceklerdir. Bu ayetlere ra\u011fmen, Kur’an ayetlerine ayk\u0131r\u0131 iddialarda bulunmak, Kur’an gerçe\u011fiyle ba\u011fda\u015fmayan, hiçbir delili bulunmayan zanni iddialard\u0131r. Bu zanni iddialarda bulunanlar, yüce Allah’a yalan uyduran kimselerdir ki, yüce Allah bunlara lanet etmektedir.<\/span><\/p>\n

“Allah’a yalan uyduranlardan daha zalim kim olabilir? Onlar Rablerine sunulacaklar, \u015fahidler de: ‘\u0130\u015fte Rablerine kar\u015f\u0131 yalan söyleyenler bunlard\u0131r’ diyecekler. \u0130yi bilin ki Allah’\u0131n laneti zâlimlerin üzerinedir.” (Hud, 18)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

\u015eimdi bütün bu gerçekler ortada iken, baz\u0131 kimselerin, kimi sözler uydurarak bu yalanlar\u0131n\u0131 Rasulullah (as)’a mal etmeleri, haddi a\u015fmak ve kendilerince bir din olu\u015fturmakt\u0131r. Bu yalan ve iftira sözleri uyduranlar ya \u0130slâmi esaslar\u0131 kar\u0131\u015ft\u0131rmak, Kur’ani gerçekleri çarp\u0131tmak isteyen hain kimselerdir ya da Kur’anî gerçekleri yeterince bilmeyen baz\u0131 ki\u015filerin, cehaletlerinden dolay\u0131 uydurduklar\u0131 sözlerdir.<\/span><\/p>\n

Kabir hayat\u0131 ve azab\u0131 ile ilgili asl\u0131 olmayan sözleri uyduranlar kimseler, kendi mant\u0131klar\u0131nca, sözümona insanlar\u0131 kötülükten al\u0131koyup iyilik yapmalar\u0131n\u0131 te\u015fvik etmek isteyebilirler. Ancak bunlar, ka\u015f yaparken de\u011fil göz ç\u0131karmak, adeta insan\u0131n \u015fah damar\u0131n\u0131 kesiyorlar. Çünkü böyle uydurma bir söz ile bunlar, \u0130slâmi esaslar\u0131 kar\u0131\u015ft\u0131rmakta, insanlar\u0131n, Tevhidi esaslar\u0131 kavramalar\u0131na ve Kur’an’\u0131 gere\u011fi gibi anlamalar\u0131na engel olmaktad\u0131rlar.<\/span><\/p>\n

Kabir azab\u0131n\u0131n oldu\u011funu iddia edenler, Mü’min Suresi 46. ayetini öne sürmektedirler ki bu ayetin, kabir azab\u0131yla hiçbir ilgisi yoktur. Bu ayet, kabir azab\u0131n\u0131 de\u011fil,<\/span> Fir’avn ve ailesinin k\u0131yamet günü çarp\u0131lacaklar\u0131 azab\u0131n süreklili\u011fini ve \u015fiddetini ortaya koymaktad\u0131r. \u0130lgili ayet kendisinden önce ve sonra gelen (siyak ve sibak) ayetlerle ele al\u0131nd\u0131\u011f\u0131nda daha net olarak anla\u015f\u0131lmaktad\u0131r. <\/span><\/span><\/p>\n

Bu ayette, Hz. Musa (as)’\u0131n getirdi\u011fi ilahi mesaja iman eden bir mü’mine, Fir’avn ve ailesinin, kurduklar\u0131 tuzaklara kar\u015f\u0131l\u0131k, onlara ve takipçilerine verilecek azab\u0131n durumunu ortaya koymaktad\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Allah o(mü’mi)ni (onlar\u0131n) kurduklar\u0131 tuzaklar\u0131n kötülüklerinden korudu. Fir’avn ailesini de azab\u0131n en kötüsü ku\u015fatt\u0131: Ate\u015f! Sabah ak\u015fam ona sunulurlar ve k\u0131yamet koptu\u011fu gün ‘Fir’avn ailesini azab\u0131n en \u015fiddetlisine sokun!’ (denilir). Ate\u015fin içinde birbirleriyle tart\u0131\u015f\u0131rlarken, zay\u0131f olanlar, büyüklük taslayanlara dediler ki: ‘Biz size uymu\u015ftuk; \u015fimdi siz \u015fu ate\u015fin ufak bir parças\u0131n\u0131 bizden savabilir misiniz?” (Mü’min, 45–47)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Ayetlerde, Fir’avn ailesini ku\u015fatan en kötü azab\u0131n ate\u015f oldu\u011fu, bu ate\u015fe Fir’avn ailesinin sürekli (sabah-ak\u015fam) sunulacaklar\u0131, bu azab\u0131n k\u0131yamet günü olaca\u011f\u0131 ve azab\u0131n en \u015fiddetli yerine Fir’avn ailesinin sokulaca\u011f\u0131, onlarla beraber bulunanlar\u0131n da o ate\u015fe at\u0131lacaklar\u0131 bildirilmekte ve <\/span> <\/span>o \u015fiddetli azap içindeki tart\u0131\u015fmalar\u0131ndan bir bölüm aktar\u0131lmaktad\u0131r. <\/span><\/p>\n

Ancak burada, Fir’avn ve ailesi, kendilerine tabi olanlardan farkl\u0131 olarak ate\u015fin en \u015fiddetlisine sokulacaklar\u0131na aç\u0131kl\u0131k getirilmektedir. \u0130lgili ayetten de anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 üzere, Fir’avn ve ailesinin halen ate\u015fte olduklar\u0131 de\u011fil, “azab\u0131n en kötüsü ku\u015fatt\u0131;<\/em><\/span> ate\u015f! Sabah ak\u015fam ona sunulurlar,”<\/span><\/em> buyurularak gelecekte vuku bulaca\u011f\u0131 anlat\u0131lmaktad\u0131r.<\/span><\/span><\/p>\n

Fir’avn ve ailesine, ate\u015f azab\u0131n\u0131n nerede ve ne zaman yap\u0131laca\u011f\u0131 ile ilgili \u015fu ayet \u0131\u015f\u0131k tutmaktad\u0131r:<\/span><\/p>\n

“(Fir’avn), k\u0131yamet günü kavminin önünde gidiyor, i\u015fte onlar\u0131 ate\u015fe getirdi; var\u0131lan yer ne fena bir yerdir! Bu dünyada da (onlar\u0131n) pe\u015flerine lanet tak\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r, k\u0131yamet gününde de, verilen bu vergi ne kötü bir vergidir!” (Hud, 98–99)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Görüldü\u011fü üzere Fir’avn’\u0131n, sabah ak\u015fam sunuldu\u011fu ate\u015f, k\u0131yamet günündeki cehennem ate\u015fidir. Zaten hemen takip eden ayet de bunu teyid ediyor ve “Fir’avn ve kavminin‚ bu dünyada da pe\u015flerine lanet tak\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r, k\u0131yamet gününde de!”<\/em> denilerek, bu azab\u0131n ve lanetin k\u0131yamet gününde oldu\u011fu apaç\u0131k bir \u015fekilde vurgulanmaktad\u0131r. Di\u011fer taraftan‚ ate\u015fe sunulman\u0131n ne zaman oldu\u011funu da yine yüce Allah (cc) bildirmektedir.<\/span><\/p>\n

“Ate\u015fe sunulduklar\u0131 gün kâfirlere: ‘dünya hayat\u0131nda bütün güzel \u015feyleri zayi ettiniz; (o dünyada) bunlarla sefa sürüp bunlar\u0131 tükettiniz, yeryüzünde haks\u0131z yere büyüklük taslaman\u0131zdan ve f\u0131ska dü\u015fmenizden dolay\u0131 bugün, alçalt\u0131c\u0131 bir azap ile cezaland\u0131r\u0131lacaks\u0131n\u0131z.‛ (Ahkâf, 20)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Bütün bu aç\u0131k ifadelere ra\u011fmen, ayetlerde kabir azab\u0131 diye bir kelime ve mana bulunmad\u0131\u011f\u0131 halde, bu ayetleri kabir azab\u0131 diye anlamland\u0131rmak en az\u0131ndan samimiyetle ba\u011fda\u015fmayan bir harekettir.<\/span><\/p>\n

Kullar\u0131na kar\u015f\u0131 \u015fefkatli ve merhametli olan yüce Allah (cc), k\u0131yamet, ahiret ve cehennem hakk\u0131nda bilgi vererek kullar\u0131n\u0131, o günün ve cehennem azab\u0131n\u0131n s\u0131k\u0131nt\u0131lar\u0131na kar\u015f\u0131 nas\u0131l uyard\u0131 ise, elbette ki kabir azab\u0131n\u0131n ve hayat\u0131n\u0131n \u015fiddetine kar\u015f\u0131 da uyarabilirdi. Oysa Kur’an’da bu konuda herhangi bir aç\u0131klama bulunmamaktad\u0131r. Ayn\u0131 \u015fekilde, var olan \u015feyler ve kullar\u0131 ilgilendiren konu ve hususlar için “Kitab\u0131nda hiçbir \u015feyi eksik b\u0131rakmayan” (6\/38)<\/em> yüce Allah (cc), kabir hayat\u0131 hususunda hiçbir \u015fey indirmemi\u015ftir. Bunun nedeni, böyle bir hayat\u0131n ve azab\u0131n olmay\u0131\u015f\u0131d\u0131r.<\/span><\/p>\n

Kabir azab\u0131 ile ilgili olarak verilen sözlerin tümü, Rasulullah (as) hakk\u0131nda uydurulan sözler olup Kur’an’la çeli\u015fmektedir. Bu nedenle Kur’an esas al\u0131nd\u0131\u011f\u0131nda, gerçek net olarak ortaya ç\u0131kacakt\u0131r.<\/span><\/p>\n

Yüce Allah’\u0131n, hakk\u0131nda hiçbir delil indirmedi\u011fi bir konuyu, O’ndanm\u0131\u015f gibi göstermeye kalk\u0131\u015fmak insan için büyük bir sorumluluktur.<\/span><\/p>\n

“Onlar\u0131n ard\u0131ndan, yerlerine geçip kitaba varis olan bir tak\u0131m insanlar geldi ki onlar, \u015fu alçak (dünya)\u0131n menfaatini al\u0131yorlar: ‘Biz nas\u0131l olsa ba\u011f\u0131\u015flanaca\u011f\u0131z!’ diyorlar; kendilerine ona benzer bir menfaat daha gelse onu da al\u0131rlar. Peki, Allah hakk\u0131nda, gerçekten ba\u015fkas\u0131n\u0131 söylememeleri hususunda kendilerinden Kitap misak\u0131 al\u0131nmam\u0131\u015f m\u0131yd\u0131? Ve onun içindekini okuyup ö\u011frenmediler mi? Ahiret yurdu korunanlar için daha hay\u0131rl\u0131d\u0131r. Dü\u015fünmüyor musunuz?” (A’raf, 169)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

“Allah’a yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Onlar Rab’lerine sunulacaklar. \u015eahitler de: ‘\u0130\u015fte Rab’lerine kar\u015f\u0131 yalan söyleyenler bunlard\u0131r!’ diyecekler. \u0130yi bilin ki Allah’\u0131n laneti zalimlerin üzerinedir.” (Hud, 18)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Bu aç\u0131klamalardan sonra akla \u015fu sorular gelebilir; Rasulullah (as)’\u0131n kabirle ilgili hiçbir hadisi yok mudur? Sahabe, kabir âlemi konusunda Rasulullah (as)’a hiç soru sormad\u0131 m\u0131? Elbette ki hem sahabe kabir hayat\u0131n\u0131n olup olmad\u0131\u011f\u0131 hususunda soru sormu\u015f, hem de Rasulullah (as) bu konuda kimi sözler söylemi\u015ftir. Ancak sahabe, Kur’ani gerçeklere ters dü\u015fecek herhangi bir soru sormad\u0131klar\u0131 gibi, Rasulullah (as) da, Kur’an’\u0131n aç\u0131kça bildirdi\u011fi s\u0131n\u0131rlar\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda hiçbir \u015fey söylememi\u015ftir. Çünkü yüce Allah (cc), hakk\u0131nda bilgileri olmayan konularda insanlar\u0131n konu\u015fmas\u0131n\u0131 k\u0131nam\u0131\u015f ve ancak böbürlenenlerin Allah’\u0131n ayetleri hususunda tart\u0131\u015ft\u0131klar\u0131n\u0131 bildirmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“Haydi, siz, biraz bilginiz olan \u015fey hakk\u0131nda tart\u0131\u015ft\u0131n\u0131z; ama hiç bilginiz olmayan \u015fey hakk\u0131nda neden tart\u0131\u015f\u0131yorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.‛ (Al-i \u0130mran, 66)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

“Aç\u0131k bir delil olmadan Allah’\u0131n ayetleri hakk\u0131nda tart\u0131\u015fanlar\u0131n gö\u011füslerinde, eri\u015femeyecekleri bir büyüklük taslamaktan ba\u015fka bir \u015fey yoktur. Sen; Allah’a s\u0131\u011f\u0131n, muhakkak ki O, i\u015fitendir, görendir.” (Mü’min, 56)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Yüce Allah (cc) <\/span><\/span><\/strong>Kur’an’<\/span><\/strong>da, suçlular\u0131n, k\u0131yamet gününde sorgulanacaklar\u0131n\u0131, peygamberlerin ve \u015fahitlerin getirilece\u011fini (39\/69), suçlular\u0131n ellerinin, ayaklar\u0131n\u0131n(36\/65), dillerinin(24\/24), kulaklar\u0131n\u0131n, gözlerinin ve derilerinin aleyhlerinde \u015fahitlik yapacaklar\u0131n\u0131 (41\/20), suçlulara, kitaplar\u0131n\u0131n verilece\u011fini ve kitaplar\u0131n\u0131 okuyacaklar\u0131n\u0131(17\/14), kitaplar\u0131nda tüm i\u015fledikleri suçlar\u0131n\u0131 göreceklerini(18\/49) ve kendilerinin kâfir olduklar\u0131na(7\/37), kendi aleyhlerinde olarak \u015fahit olacaklar\u0131n\u0131(6\/130) bildirmi\u015ftir. Oysa kabirde, herhangi bir sorgulaman\u0131n yap\u0131laca\u011f\u0131 hususu Kur’an’da bildirilmemi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

Yarg\u0131lama ve sorguluma yap\u0131lmadan, insanlara, i\u015fledikleri suçlar\u0131 bildirilmeden herhangi bir cezan\u0131n verilmesi, ilahi adalet ilkesiyle çeli\u015fir. Hâlbuki yüce Allah(cc), adildir ve kullar\u0131ndan da adil olmalar\u0131n\u0131, adaleti ayakta tutmalar\u0131n\u0131 istemektedir.<\/span><\/p>\n

Sonuç olarak<\/span><\/strong>, kabir azab\u0131n\u0131n varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 iddia etmek, yüce Allah’a adaletsizlik vasfetmek ve yüce Allah’\u0131 yarg\u0131s\u0131z infaz yapmakla suçlamakt\u0131r ki bu iddia, sahiplerine çok büyük bir sorumluluk getirecektir.<\/a><\/span><\/p>\n

Kabir konusunda Rasulullah (as)’\u0131n tutumu<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Kabir hayat\u0131 ile ilgili Rasulullah (as) ad\u0131na uydurulan sözlerin birço\u011fu, Kur’an gerçe\u011fi ile çeli\u015fmektedir. Kendisine gelen vahyi esaslar\u0131 tek ölçü edinen ve o esaslara teslim olanlar\u0131n ilki olan Rasulullah (as), teslim oldu\u011fu Kur’an’a ayk\u0131r\u0131 bir \u015fey söylemez, söyledi\u011fini iddia edenler ve onun ad\u0131na sözler uydurup onu yalanlar\u0131na alet edenler, elbette bunun cezas\u0131n\u0131 ac\u0131 bir \u015fekilde ya\u015fayacaklard\u0131r.<\/span><\/p>\n

Rasulullah (as)’\u0131n, kabir ziyaretleri, bak\u0131m\u0131, üzerlerinde oturulmamas\u0131 gerekti\u011fi ile ilgili birçok tavsiyeleri olmu\u015ftur, ancak kabirde bir hayat\u0131n oldu\u011fu ile ilgili hiçbir ifadesi bulunmamaktad\u0131r. Rasulullah (as), insanlara her konuda vahyi gerçeklerden deliller gösteriyor, hiçbir konuda vahiy d\u0131\u015f\u0131nda ve vahye ayk\u0131r\u0131 hiçbir \u015fey söylemiyordu. Çünkü o, delilsiz konu\u015fmas\u0131n\u0131n insana büyük bir sorumluluk getirece\u011fini biliyordu. Rasulullah (as), ayn\u0131 \u015fekilde kabir konusunda da elindeki Kur’an’a ayk\u0131r\u0131 bir \u015fey dememi\u015ftir, diyemezdi de.<\/span><\/p>\n

Rasulullah (as), insan\u0131n öldükten sonra geri dönü\u015fünün olmayaca\u011f\u0131n\u0131, ki\u015filerin ya\u015fad\u0131klar\u0131 süre içerisinde yapt\u0131klar\u0131 ile kalacaklar\u0131n\u0131 ve cennet ya da cehennemi haketmi\u015f olarak kabre gireceklerini ifade etmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“Kabir, ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya da cehennnem çukurlar\u0131ndan bir çukurdur.” (Tirmizi)<\/span><\/strong><\/p>\n

Bu ifadelerinden de anla\u015f\u0131l\u0131yor ki Rasulullah (as), öldükten sonra geri dönü\u015fün olmayaca\u011f\u0131n\u0131, ki\u015filerin kazand\u0131klar\u0131 ve yapt\u0131klar\u0131 ile mükâfatland\u0131r\u0131lacaklar\u0131n\u0131 ya da cezaland\u0131r\u0131lacaklar\u0131n\u0131 belirtiyordu.<\/span><\/p>\n

Kabirde hayat oldu\u011fu konusunda uydurulan ve Rasulullah (as)’a atfedilen ifadelerin, Kur’an’a teslim olanlar\u0131n ilki olan Rasulullah (as) ile uzaktan yak\u0131ndan hiçbir ilgisi bulunmamaktad\u0131r. Rasul (as)’\u0131n üzerine yalan uyduranlar, elbette Kitab’\u0131n ortaya konulup peygamberlerin ve \u015fahitlerin getirilecekleri o günde, yalanc\u0131 olduklar\u0131 ortaya ç\u0131kacak ve Rasul (as)’a att\u0131klar\u0131 iftiralardan dolay\u0131 cehhenneme sürükleneceklerdir.<\/span><\/p>\n

Kabir hayat\u0131n\u0131n oldu\u011fu iddias\u0131, ilahi adallete ayk\u0131r\u0131d\u0131r<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Yüce Allah (cc), insanlar\u0131n, dünyada yapt\u0131klar\u0131 salih amellerin ve i\u015fledikleri günahlar\u0131n kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda, k\u0131yamet günü yarg\u0131lanacaklar\u0131n\u0131 ve herkese, yapt\u0131klar\u0131 amellerin kar\u015f\u0131l\u0131klar\u0131n\u0131n tam verilece\u011fini bildirmi\u015ftir. Kur’an, yarg\u0131lama yap\u0131lmadan kimseye herhangi bir cezan\u0131n verilmeyece\u011fi ile ilgili çok aç\u0131k bilgiler verir. Bu nedenle kabirde bir yarg\u0131lama yap\u0131lmadan insanlara herhangi bir kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n verilece\u011fini iddia etmek ilahi adalete ve Kur’an’da bildirilen hükümlere ayk\u0131r\u0131d\u0131r.<\/span><\/p>\n

Kur’an, insanlar\u0131n, k\u0131yamet gününde yüce Allah’\u0131n huzuruna getirilip Kur’an’dan tek tek sorgulanaklar\u0131n\u0131, peygamberlerin ve \u015fahitlerin getirilip dinleneceklerini bildirmektedir.<\/span><\/p>\n

“Ne Mesih, Allah’a kul olmaktan çekinir ne de yakla\u015ft\u0131r\u0131lm\u0131\u015f melekler; kim O’na kulluktan çekinir ve büyüklük taslarsa bilsin ki O, onlar\u0131n hepsini kendi huzuruna toplayacakt\u0131r.” (Nisa, 172)<\/span><\/em><\/p>\n

“Yer, Rabbinin nuru ile parlam\u0131\u015f, Kitap (ortaya) konmu\u015f, peygamberler ve \u015fâhidler getirilmi\u015f ve aralar\u0131nda adâletle hükmedilmi\u015ftir; onlara asla haks\u0131zl\u0131k edilmez” (Zümer, 69)<\/span><\/em><\/p>\n

Peygamberlerin ümmetleri, \u015fahitlerin kendi toplumlar\u0131 haklar\u0131ndaki \u015fahitliklerinden sonra suçlu kimselerin, el, ayak ve dilleri konu\u015fturulacak; kulak, göz ve derileri aleyhlerinde \u015fahitlik yapacakt\u0131r.<\/span><\/p>\n

“O gün a\u011f\u0131zlar\u0131n\u0131 mühürleriz, elleri bize söyler, ayaklar\u0131 yapt\u0131klar\u0131na \u015fâhidlik eder.” (Yasin, 65)<\/span><\/em><\/p>\n

“O gün, dilleri, elleri ve ayaklar\u0131 yapt\u0131klar\u0131na \u015fâhidlik edecektir.” (Nur, 24)<\/span><\/em><\/p>\n

“Nihayet oraya vard\u0131klar\u0131nda kulaklar\u0131, gözleri ve derileri, yapt\u0131klar\u0131 i\u015fler hakk\u0131nda aleyhlerine \u015fâhidlik ettiler.” (Fussilet, 20)<\/span><\/em><\/p>\n

Bütün bunlardan sonra tutulan kitaplar\u0131n, suçlulara verilecek ve herkes, dünyada ne yapt\u0131\u011f\u0131 suçlar\u0131n\u0131, i\u015fledi\u011fi günahlar\u0131n\u0131 görecek ve böylece kendilerinin kâfir olduklar\u0131na kendi aleyhlerinde \u015fahit yapacaklard\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Kitab\u0131n\u0131 oku, bugün nefsin sana hesapç\u0131 olarak yeter’ (deriz).” (\u0130sra, 14)<\/span><\/em><\/p>\n

“Kitap (ortaya) konulmu\u015ftur; suçlular\u0131n onun içindekilerden korkarak: ‘Vah bize, bu kitaba da ne oluyor, ne küçük ne de büyük hiçbir \u015fey b\u0131rakm\u0131yor, her (yapt\u0131\u011f\u0131m\u0131z) \u015feyi say\u0131p döküyor’ dediklerini görürsün; yapt\u0131klar\u0131n\u0131 haz\u0131r bulmu\u015flard\u0131r, Rabbin kimseye zulmetmez.” (Kehf, 49)<\/span><\/em><\/p>\n

“Allah’a yalan uyduran, ya da O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zâlim kim olabilir? Onlara Kitaptan nasipleri eri\u015fir (ölüm an\u0131 gelir); nihayet melek elçilerimiz gelip canlar\u0131n\u0131 al\u0131rken: ‘Hani Alah’tan ba\u015fka yalvard\u0131klar\u0131n\u0131z nerede?’ dediklerinde: ‘Bizden sap\u0131p kayboldular’ dediler ve kendi aleyhlerine, kendilerinin kâfir olduklar\u0131na \u015fahidlik ettiler.” (A’raf, 37)<\/span><\/em><\/p>\n

“Ey cin ve insan toplulu\u011fu, içinizden, size ayetlerimi anlatan ve bugününüzle kar\u015f\u0131la\u015faca\u011f\u0131n\u0131za dair sizi uyaran elçiler gelmedi mi? ‘Kendi aleyhimize \u015fahidiz’ dediler. Dünya hayât\u0131 onlar\u0131 aldatt\u0131 ve kendilerinin kâfir olduklar\u0131na \u015fahidlik ettiler.” (En’am, 130)<\/span><\/em><\/p>\n

Adil olan yüce Allah (cc), insanlar\u0131, k\u0131yamet gününde adil bir \u015fekilde yarg\u0131layacak, onlar\u0131, kendi fiillerine \u015fahit tuttuktan sonra hak ettikleri cezalar\u0131n\u0131 verecektir.<\/span><\/p>\n

Kur’ani gerçeklerden de anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 üzere, insanlarla ilgili tüm yarg\u0131lama, ceza ve mükâfat verme i\u015flemleri, kabirlerde de\u011fil k\u0131yamet günü yap\u0131lacakt\u0131r. Bütün bu ilahi gerçeklere ra\u011fmen kabir azab\u0131n\u0131n oldu\u011funu iddia etmek, yüce Allah’a adaletsizlik vasfetmek ve O’nu, yarg\u0131s\u0131z infaz yapmakla suçlamakt\u0131r ki, bu iddia sahipleri, yüce Allah’\u0131n üzerine att\u0131klar\u0131 bu iftiralardan dolay\u0131 kendi azaplar\u0131n\u0131 haz\u0131rlam\u0131\u015flard\u0131r.<\/span><\/p>\n

Herkes, yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131n kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 görür<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Yüce Allah (cc), insanlara olan rahmeti gere\u011fi, indirdi\u011fi kitaplarla ve gönderdi\u011fi peygamberlerle onlar\u0131, rahmetinden yaralanmalar\u0131 için müjdelemi\u015f, azab\u0131ndan sak\u0131nmalar\u0131 için de çe\u015fitli örnekler vererek uyarm\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/p>\n

Yüce Allah’\u0131n, hiçbir kuluna özel bir kini olmad\u0131\u011f\u0131 gibi, O’nun yan\u0131nda hiçbir kulun da ayr\u0131 bir statüsü yoktur. O, kullar\u0131na bildirdi\u011fi ilahi kurallara uygun ya da ayk\u0131r\u0131 hareket edi\u015flerine göre onlara muamele edecek, rahmet ve azab\u0131n\u0131, hak ettikleri oranda kendilerine verecektir.<\/span><\/p>\n

54- O gün, hiç kimseye bir haks\u0131zl\u0131k yap\u0131lmaz ve siz ancak yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131z\u0131n cezas\u0131n\u0131 çekersiniz.<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

\u0130nsan\u0131n kendisine yapt\u0131\u011f\u0131 kötülü\u011fü, hiç kimse ona yapamaz. Kur’an, hiç kimsenin hiç kimse ad\u0131na iyilikte bulunmayaca\u011f\u0131 gibi, hiç kimsenin bir ba\u015fkas\u0131 ad\u0131na kötülük de yapmayaca\u011f\u0131n\u0131 bildirir. Bu nedenle insanlar, ancak yapt\u0131klar\u0131n\u0131n kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 görürler.<\/span><\/p>\n

Kabir aleminin oldu\u011funu iddia eden kitaplar<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

\u0130slâm toplumunun, Kur’an gerçe\u011finden uzakla\u015fmas\u0131ndan ya da uzakla\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131ndan sonra toplumu yanl\u0131\u015f bilgilerle bilgilendiren birçok kitap ortaya sürülmü\u015ftür. Ortaya sürülen bu kitaplar\u0131n hemen tümüne yak\u0131n\u0131, Kur’an gerçe\u011fiyle z\u0131t olan bilgilerle doldurulmu\u015ftur. Bu bilgileri dinden zanneden toplum ise, günden güne Kur’an’la ba\u011flar\u0131n\u0131 koparm\u0131\u015f, Kur’an’a yabanc\u0131la\u015fm\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/p>\n

Kur’an gerçe\u011fine z\u0131t olan bilgileri, dinden kabul ederek esas alan insanlar, daha sonra Kur’an gerçe\u011fiyle bu bilgileri test edecek yerde, tam aksine hareket ederek Kur’an gerçe\u011fini bu bilgilerle test etmeye kalk\u0131\u015fm\u0131\u015flar, bu bilgilere Kur’an’dan delil getirmeye çal\u0131\u015fm\u0131\u015flard\u0131r. Hatta öyle ileri gittiler ki; bu as\u0131ls\u0131z bilgileri onaylamayan, bu bilgilerle çeli\u015fen ayetleri tevil ederek yanl\u0131\u015f bilgileri Kur’an’a tasdik ettirmeye çal\u0131\u015fm\u0131\u015flard\u0131r. Her alanda yap\u0131lan bu tevil ve sapt\u0131rma faaliyetleri, kabir âlemi ya da azab\u0131 konusunda da yap\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/p>\n

Kur’an d\u0131\u015f\u0131 bu bilgiler, en muteber kabul edilen kimi kitaplarda da yaz\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Bu kitaplardan biri de Kütüb-i Sitte adl\u0131 eserdir. Kütüb-i Sitte adl\u0131 eserdeki \u015fu ifadeler, bu kimselerin gerçekleri sapt\u0131rmada ne derece ileri gittiklerinin apaç\u0131k bir göstergesidir. “Kabir azab\u0131n\u0131n varl\u0131\u011f\u0131 pek çok nassla sabit olan bir gerçektir.”<\/strong> (Kütüb-i Sitte, c. 7 sh. 105)<\/span><\/p>\n

Bu yalan\u0131 uyduranlar, var dedikleri nas ayetlerden bir tane bile örnek verememi\u015fler, veremezler de; verecekleri kimi ayetlerin ise, konuyla uzaktan yak\u0131ndan hiçbir ilgisi olmayacakt\u0131r. Ayn\u0131 çevrelerin hadis diye verdikleri sözler ise, uydurma olduklar\u0131 daha ilk bak\u0131\u015fta ortaya ç\u0131kmaktad\u0131r. Örne\u011fin; “Manzaralar\u0131n hiçbiri kabir kadar korkutucu ve ürkütücü de\u011fildi!” <\/strong>(Kütüb-i Sitte, c.15, sh.343)<\/span><\/p>\n

Hadis diye uydurulan bu sözün, daha ilk bak\u0131\u015fta uydurma oldu\u011fu ortaya ç\u0131kmaktad\u0131r. Çünkü <\/span>Kur’an’<\/span><\/strong>da cehennemin korkunçlu\u011fundan, ate\u015fin ku\u015fat\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131ndan, küçük dü\u015fürücülü\u011fünden, kötülü\u011fünden söz edilirken, kabir azab\u0131 konusunda bir tek kelime bile geçmemektedir. Rasulullah (as)’a büyük bir iftira olan bu söz, -hâ\u015fâ- Allah ve Rasulü’nü kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya getirmektir.<\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), cehennemin korkunçlu\u011fundan ve ürkütücülü\u011fünden söz ederken, bu uydurma söz, yüce Allah’\u0131n cehennem azab\u0131 hakk\u0131ndaki ayetlerini küçümsemekte, kabir azab\u0131n\u0131n çok daha korkutucu ve ürkütücü oldu\u011funu iddia etmektedir. Bu iddia ise küfürdür; küfür olan bir iddiay\u0131 Rasulullah (as)’a isnat etmek ise hem küfür, hem iftira, hem de hakarettir. Bu uydurma sözün, daha birçok benzerleri sahih diye yutturulan yalan makinesi kitaplarda bulunmaktad\u0131r. Bunlar\u0131 uyduranlar\u0131n amaçlar\u0131, Kur’anî gerçekleri gözard\u0131 etmekten ba\u015fka bir \u015fey de\u011fildir. Kur’an, K\u0131yamet gününün daha çetin oldu\u011funu, o gün, kabirlerden ç\u0131kan kâfirlerin a\u011fz\u0131yla vermektedir.<\/span><\/p>\n

“Gözleri dü\u015fkün dü\u015fkün kabirlerden ç\u0131karlar; t\u0131pk\u0131 yay\u0131lan çekirgeler gibidirler; boyunlar\u0131n\u0131 ça\u011f\u0131rana do\u011fru uzatm\u0131\u015f ko\u015farlarken kâfirler: ‘Bu çetin bir gündür!’ derler.” (Kamer, 7–8)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

“Vah bize, bu ceza günüdür!’ dediler” (Saffet, 20)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

\u015eayet, kabir azab\u0131 olsayd\u0131 k\u0131yamet günü hesap için toplanan suçlular, “Vah bize, bu ceza günüdür”<\/em> demezlerdi. Çünkü \u015fiddetli bir ceza görmü\u015f olanlar, bu cezaya ara verildi\u011finde sevinerek, “Nihayet cezam\u0131z bitti”<\/strong> derlerdi. Oysa onlar, ceza gününü gördüklerinde “Vah bize”<\/em> diyerek üzüntülerini ortaya koymaktad\u0131rlar.<\/span><\/p>\n

Kabir azab\u0131 olsayd\u0131, her konuda kullar\u0131n\u0131 en ayr\u0131nt\u0131l\u0131 bir \u015fekilde bilgilendirip uyaran yüce Allah (cc), o konuda da, kullar\u0131n\u0131 uyaracak ve onlar\u0131 ondan sak\u0131nd\u0131racakt\u0131. Nas\u0131l ki, merhameti gere\u011fi cehennem azab\u0131n\u0131n varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 haber vererek kullar\u0131n\u0131 ondan sak\u0131nd\u0131r\u0131yorsa, ayn\u0131 \u015feyi kabir azab\u0131 için de yapard\u0131. <\/span><\/p>\n

Kabir azab\u0131 hakk\u0131nda, Kur’an’da bir tek ayet dahi geçmemektedir; cehennem azab\u0131 hakk\u0131nda ise onlarca ayette uyar\u0131lar ve bilgiler vard\u0131r. Ayn\u0131 \u015fekilde kabir hayat\u0131 olsayd\u0131 yüce Allah (cc), cennet ile cehennemde olanlar\u0131 haber verdi\u011fi gibi kabirde olan durumlar\u0131 da kullar\u0131na haber verecekti.<\/span><\/p>\n

Kur’an’\u0131n, hakk\u0131nda bilgi vermedi\u011fi bir konuyu, \u0130slâm’danm\u0131\u015f gibi gösterenler, yeni bir din ortaya ç\u0131karmaya çal\u0131\u015fmaktad\u0131rlar. Bu ise, dinin tamamland\u0131\u011f\u0131n\u0131 bildiren yüce Allah’a, apaç\u0131k bir iftirad\u0131r ve bu iftiray\u0131 yapanlar ancak kendilerini sorumluluk alt\u0131na sokmaktad\u0131rlar.<\/span><\/p>\n

Kabir hayat\u0131n\u0131n varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 iddia eden bir ba\u015fka kitap ise, \u0130mam Hatip Liseleri X. s\u0131n\u0131f müfredat\u0131 için yaz\u0131lan ve genç beyinleri i\u011ffal eden, Ahmet Lütfi Kazanc\u0131 adl\u0131 bir \u015fah\u0131s taraf\u0131ndan, haz\u0131rlanan “Akaid ve Kelam” isimli eserdir. Yazar, elinde Kur’anî hiçbir delil bulunmad\u0131\u011f\u0131 halde, insan hayat\u0131n\u0131 üç safhaya ay\u0131rmakta; bu safhalardan birinin kabir oldu\u011funu iddia etmektedir. Oysa Kur’an, birçok ayetinde insan için iki safha oldu\u011funu, bunlar\u0131n da, dünya ve ahiret olarak ikiye ayr\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 bildirmektedir. Yüce Allah (cc), dünya ve ahiret olmak üzere iki hayat oldu\u011fu bildiriliyor.<\/span><\/p>\n

“Elbette biz, elçilerimize ve inananlara hem dünya hayat\u0131nda hem \u015fahitlerin duracaklar\u0131 günde yard\u0131m ederiz.‛ (Mü’min, 51)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Tüm insanlar\u0131n, hesab\u0131n\u0131n ahiret gününde görülece\u011fini, kâfirlerin ileri sürecekleri mazeretlerinin kendilerine hiçbir fayda sa\u011flayamayaca\u011f\u0131n\u0131 (40\/52) bildiren yüce Allah’\u0131n hükmüne ra\u011fmen ad\u0131 geçen kitapta, kabirde de insanlar\u0131n sorgulanaca\u011f\u0131 iddia edilmektedir. \u0130ddialar\u0131nda daha da ileri giden yazar, \u0130brahim suresi, 27. ayetinin kabir azab\u0131 ile ilgili oldu\u011funu savunur; oysa ilgili ayet, dünya ve ahiret olarak iki hayattan söz eder:<\/span><\/p>\n

“Allah inananlar\u0131, dünya hayat\u0131nda da, ahirette de sa\u011flam sözle tesbit eder. Allah, zalimleri de sapt\u0131r\u0131r ve Allah diledi\u011fini yapar.” (\u0130brahim, 27)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Akaid<\/strong>” ad\u0131 verilen ilgili kitab\u0131nda yazar, di\u011fer kitaplarda da tevil edilen Mü’min, 46. ayetini tevil ederek kabir azab\u0131yla ilgili oldu\u011funu iddia eder.<\/span><\/p>\n

Kabir âlemi ile ilgili verece\u011fimiz bir di\u011fer kitap da Prof. Dr. Süleyman Toprak adl\u0131 bir \u015fahs\u0131n kaleme ald\u0131\u011f\u0131 “Ölümden Sonraki Hayat<\/strong>” adl\u0131 eserdir. Yazar bu eserinde, Rasulullah (as)’a iftira etmekle kalmay\u0131p onunla beraber, yüce Allah’\u0131n ayetlerini tevil ederek O’na da iftira etme cüretini gösterebilmi\u015ftir. Bu eserde yazar, kabir ve kabir âlemiyle hiçbir ilgisi bulunmayan ayetleri, kelime benzerli\u011finden hareketle kabir âlemi olarak göstermeye çal\u0131\u015fmakta, böylece ayetlerin anlamlar\u0131n\u0131 oldu\u011fundan ba\u015fka göstermektedir.<\/span><\/p>\n

Berzah<\/strong>’ kelimesini, ölümle yeniden dirilmeye kadar olan süre olarak veren yazar\u0131n verdi\u011fi ayetlerin bu konuyla hiçbir ilgisi yoktur. <\/span><\/p>\n

“\u0130ki denizi sal\u0131verdi, birbirine kavu\u015fuyorlar; aralar\u0131nda berzah (perde) vard\u0131r, bir birine kar\u0131\u015fm\u0131yorlar.”(Rahman, 53)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

“Nihayet onlardan birine ölüm geldi\u011fi zaman: ‘Rabb’im’ der, beni geri döndürünüz ki, terk etti\u011fim dünyada salih i\u015f yapay\u0131m’ Hay\u0131r, bu onun söyledi\u011fi bir laft\u0131r, önlerinde ta dirilecekleri güne kadar bir perde vard\u0131r.”(Mü’minun, 99–100)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Ayetlerde de görüldü\u011fü üzere “Berzah<\/strong>”, iki \u015fey aras\u0131ndaki perde, iki \u015feyin birbirine kavu\u015fmas\u0131n\u0131 engelleyen mânia(engel)dir. \u0130ki denizin birbirine kavu\u015fmas\u0131n\u0131 engelleyen perde ne ise, dünya hayat\u0131 ile ahiret hayat\u0131 aras\u0131ndaki perde de odur. \u0130ki deniz aras\u0131nda nas\u0131l ki üçüncü bir su ya da ba\u015fka bir \u015fey yoksa ayn\u0131 \u015fekilde, dünya hayat\u0131 ile ahiret aras\u0131nda da öylece bir hayat yoktur. Ayetlerde geçen “Berzah<\/strong>” kelimesi, her iki durum için ayn\u0131 \u015feyi ifade etmekte ve perde olarak geçmektedir. Yani iki durum aras\u0131nda s\u0131k\u0131\u015fan perdenin içinde üçüncü bir hayat söz konusu de\u011fildir.<\/span><\/p>\n

Ad\u0131 geçen yazar, tevil ve çarp\u0131tmalar\u0131na devam ederek ölüm ve uyku ile ilgili olan Zümer, 42. ayetini kabir hayat\u0131na örnek vermeye çal\u0131\u015fmaktad\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Allah, ölmekte olan canlar\u0131 al\u0131r, ölmeyenleri de uykular\u0131nda (al\u0131r); sonra ölümüne hükmetti\u011fini yan\u0131nda tutar, ötekilerini de belli bir süreye kadar sal\u0131verir. \u015eüphesiz bunda dü\u015fünen bir toplum için ibretler vard\u0131r.” (Zümer, 42)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Yüce Allah (cc) ölmekte olan kimselerin ruhlar\u0131n\u0131 ald\u0131\u011f\u0131n\u0131, vadesi gelenlerin ruhlar\u0131n\u0131 al\u0131rken, vadesi gelmeyenlerin ruhlar\u0131n\u0131 da belli bir süreye kadar erteledi\u011fini bildirirken yazar, “Bu ruhlar\u0131n, kabirde ölülerden baz\u0131lar\u0131na ruhlar\u0131n\u0131n iade edilece\u011fi”<\/strong> \u015feklinde, El-Kas\u0131mi’ye dayanarak verir. Ancak yazar, burada ayetin anlam\u0131n\u0131 çarp\u0131tmas\u0131 bir yana iddias\u0131nda kendisiyle çeli\u015fkiye de dü\u015fmektedir. Çünkü madem ki (ona göre) kabir hayat\u0131 vard\u0131r, o halde tüm ölülerin ruhlar\u0131 iade edilmesi gerekmez miydi?.<\/span><\/p>\n

Cennet ve cehennemdeki durumlar\u0131 bildiren ayetleri, dilini e\u011fip bükerek, kabir hayat\u0131 olarak veren yazar, çarp\u0131tmalar\u0131na kitab\u0131n sonuna kadar devam eder. Yazar, yüce Allah’tan korkmadan konular\u0131 çarp\u0131tt\u0131kça çarp\u0131tm\u0131\u015f, ayetleri tevil ettikçe etmi\u015ftir. Bu ki\u015finin ve benzerlerinin hükmünü yüce Allah’a havale ediyoruz.<\/span><\/p>\n

Kabir hayat\u0131n\u0131n ve azab\u0131n\u0131n var oldu\u011funu iddia edenlerin Kur’anî hiçbir delilleri yoktur. Bu ki\u015filer, iddialar\u0131na delil olarak kabir hayat\u0131yla uzaktan yak\u0131ndan ilgisi bulunmayan ayetleri çarp\u0131tarak tevil ederek verirler.<\/span><\/p>\n

 <\/span><\/p>\n

(*) Bu yaz\u0131, Mücahede Yay\u0131nlar\u0131ndan 1998 y\u0131l\u0131nda ç\u0131kan Kur’ani Kavramlar kitab\u0131nda yay\u0131nlanm\u0131\u015ft\u0131r. Yo\u011fun talep üzerine yeniden düzenlenerek burada yay\u0131nlanmaktad\u0131r. <\/span><\/u><\/p>\n

<\/p>\n

Ramazan Y\u0131lmaz: 2014.02.06
\n