{"id":209,"date":"2020-03-25T18:28:42","date_gmt":"2020-03-25T18:28:42","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/kabir-alemi-azabi-var-midir-varligi-iddia-edilen-ucuncu-hayat\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:42","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:42","slug":"kabir-alemi-azabi-var-midir-varligi-iddia-edilen-ucuncu-hayat","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/kabir-alemi-azabi-var-midir-varligi-iddia-edilen-ucuncu-hayat\/","title":{"rendered":"KAB\u0130R ALEM\u0130 (Azab\u0131) VAR MIDIR? Varl\u0131\u011f\u0131 \u0130ddia Edilen \u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc Hayat(*)"},"content":{"rendered":"
<\/p>\n
\u0130nsanlar, Kur’an gerçe\u011finden uzakla\u015ft\u0131kça kendilerine göre yeni kavramlar üretirler, yeni durumlar ortaya ç\u0131kar\u0131rlar ve zaman içinde bunu dinden zannederek ona inan\u0131rlar. Kabir âlemi ile ilgili ortaya at\u0131lan iddialar, Kur’an gerçe\u011finden uzakla\u015fman\u0131n ortaya koydu\u011fu \u015fa\u015fk\u0131nl\u0131\u011f\u0131n yaln\u0131zca bir yönüdür.<\/span><\/p>\n Her konu ve durumda, Kur’an gerçe\u011finden hareket etmeyi \u015fiar edinen biz Müslümanlar, bu konuda da ayn\u0131 ölçüden hareket ederek konuyu aç\u0131klamaya çal\u0131\u015faca\u011f\u0131z, \u0130n\u015faAllah.<\/span><\/p>\n Kur’an’da her \u015feyi‚ “en ince \u015fekilde düzenleyen<\/span><\/strong>” (12\/100)<\/em> yüce Allah (cc), kabir âleminin olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 da apaç\u0131k bir \u015fekilde ortaya koymu\u015ftur. Ancak her konuda oldu\u011fu gibi, bu konuda da, \u0130sl#ami gerçekleri yeterince anlamayan ya da vahyi gerçekleri kendilerince yorumlayan kimseler, olmad\u0131k hikâyelerle <\/span>kabir âlemi<\/span><\/strong> <\/span>ve <\/span>azab\u0131<\/span><\/strong> <\/span>diye bir yalan uydurmu\u015flar bunu da utanmadan \u0130slâm’a mal etmi\u015flerdir. Bu kimseler, yazd\u0131klar\u0131 kitaplarda asl\u0131 olmayan iddialar ileri sürmü\u015flerdir.<\/span><\/p>\n \u0130ki hayat vard\u0131r; Dünya ve Ahiret<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n Kabir, ölüm sessizli\u011finin devam\u0131 ve dünya hayat\u0131ndan ahirete geçi\u015f kap\u0131s\u0131d\u0131r. Bu nedenle burada herhangi bir hayat belirtisi yoktur. Kullar\u0131n\u0131, ya\u015fad\u0131klar\u0131 ve gidecekleri yerler konusunda en ince ayr\u0131nt\u0131lar\u0131na kadar bilgilendiren yüce Allah (cc), kabirde herhangi bir hayat belirtisi ya da orada kullar\u0131n\u0131 ilgilendiren herhangi bir konuda bir bilgi vermemektedir. Nitekim yüce Allah (cc) iki dünya oldu\u011fu konusuna \u015fu ilahi hükmü ile aç\u0131kl\u0131k getirmektedir.<\/span><\/p>\n “Elbette biz elçilerimize ve inananlara hem dünya hayât\u0131nda hem, \u015fahidlerin (\u015fahidli\u011fe) duracaklar\u0131 günde yard\u0131m ederiz.<\/span><\/em> O gün zâlimlere, mazeretleri fayda vermez, onlar için lanet ve yurdun en kötüsü vard\u0131r.” (Mü’min, 51-52)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n “Allah, iman edenleri, dünya hayat\u0131nda da, ahirette de sa\u011flam sözle tesbit eder. Allah, zalimleri de \u015fa\u015f\u0131rt\u0131r ve Allah, diledi\u011fini yapar.” (\u0130brahim, 27)<\/span><\/em><\/p>\n Yukar\u0131daki ayetlerden de anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 üzere, iki hayat vard\u0131r ve insanlar, dünya hayat\u0131ndan sonra dünyada yapt\u0131klar\u0131n\u0131n hesab\u0131n\u0131 vermek üzere, ahirete gideceklerdir. \u0130nsanlar ahiret hayat\u0131na gidecekleri yol üzerinde bir ba\u015fka durakta duramayacak ve orada herhangi bir hayat süremeyeceklerdir.<\/span><\/p>\n Kabir hayat\u0131 olmu\u015f olsayd\u0131, hiçbir \u015feyi eksik b\u0131rakmad\u0131\u011f\u0131 Kutsal Kitab\u0131nda yüce Allah (cc), kullar\u0131n\u0131 bundan haberdar edecek ve orada kar\u015f\u0131la\u015facaklar\u0131 durumlar\u0131, t\u0131pk\u0131 ahirette kar\u015f\u0131la\u015facaklar\u0131 durumlar\u0131 haber verdi\u011fi gibi haber verecek ve kullar\u0131n\u0131n bundan sak\u0131nmas\u0131n\u0131 isteyecekti. Oysa bu konuda Kur’an’da en küçük bir ibare bile yoktur.<\/span><\/p>\n “Ne i\u015fte bulunsan, Kur’an’dan ne okusan ve siz ne i\u015f yapsan\u0131z mutlaka biz, içine dald\u0131\u011f\u0131n\u0131z an üzerinizde \u015fahidiz, ne yerde ne de gökte zerre a\u011f\u0131rl\u0131\u011f\u0131nca bir \u015fey, Rabbin’den kaçmaz. Ne bundan küçük, ne de büyük hiçbir \u015fey yoktur ki, hepsi apaç\u0131k bir Kitapta olmas\u0131n.” (Yunus, 61)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n Her \u015feyi apaç\u0131k bir Kitapta aç\u0131klayan yüce Allah (cc), kabir için bir berzah (perde) ifadesini kullanmaktad\u0131r. Bu perde, dirilecekleri güne kadar insanlar\u0131n önünü kapatacak, yeniden dirilme günü bu perde kald\u0131r\u0131lacakt\u0131r.<\/span><\/p>\n “Nihayet onlardan birine ölüm geldi\u011fi zaman: ‘Rabbim, beni geri döndürünüz<\/span><\/em> ki, terk etti\u011fim dünyada yararl\u0131 bir i\u015f yapay\u0131m’ der. Hay\u0131r, bu onun söyledi\u011fi bir sözdür; önlerinde ta diriltilecekleri güne kadar bir berzah vard\u0131r.” (Mü’minun, 99-100)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n Perde, iki \u015fey aras\u0131ndaki örtüdür; içerisinde hayat unsuru yoktur. Nitekim ba\u015fka bir ayettte bu perdeye aç\u0131kl\u0131k getirilmektedir.<\/span><\/p>\n “\u0130ki denizi sal\u0131verdi, birbirine kavu\u015fuyorlar,<\/span><\/em> aralar\u0131nda bir engel vard\u0131r, birbirine geçip kar\u0131\u015fm\u0131yorlar.” (Rahman, 19-20)<\/span><\/span><\/em><\/p>\n Bu nedenle kabir de, dünya ve ahiret aras\u0131nda bir perdedir ve içerisinde herhangi bir hayat yoktur. Berzah (perde) de hayat olmad\u0131\u011f\u0131 ile ilgili \u015fu ayet daha da aç\u0131klay\u0131c\u0131d\u0131r.<\/span><\/p>\n “O, iki denizi birbirine salm\u0131\u015ft\u0131r; bu tatl\u0131, susuzlu\u011fu giderici; bu tuzlu ve ac\u0131d\u0131r ve ikisinin aras\u0131na birbirine kavu\u015fmalar\u0131na engel olan bir perde koymu\u015ftur.” (Furkan, 53)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n Kur’an’\u0131n bu apaç\u0131k ayetlerinden de anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 üzere, nas\u0131l ki, iki deniz aras\u0131ndaki perdede herhangi bir tad yoksa, tad ancak perdenin iki yan\u0131ndaki denizlerde varsa, ayn\u0131 \u015fekilde dünya ve ahiret aras\u0131ndaki kabir perdesinde de üçüncü bir hayat yoktur. <\/span><\/p>\n Öldükten sonra ilk uyan\u0131\u015f k\u0131yamet günündedir<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n Kur’an, kabirde, herhangi bir hayat\u0131n olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 orada ölü olarak yatanlar\u0131n, k\u0131yamet gününe kadar hiçbir \u015feyden haberleri olmayaca\u011f\u0131n\u0131 ve o günde diriltilerek hesap vermeye ça\u011fr\u0131lacaklar\u0131n\u0131 bildirmektedir.<\/span><\/p>\n “Saat mutlaka gelecektir, onda \u015füphe yoktur ve Allah kabirlerde olanlar\u0131 diriltecektir.‛ (Hac, 7)<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n Ayetlerin ortaya koydu\u011fu üzere kabirlerde yatanlar ölü kimselerdir. \u015fayet onlar, kabirlerde herhangi bir hesap görecek \u015fekilde diri olsalard\u0131, ayetlerde belirtilen “Allah, kabirlerde olanlar\u0131 diriltecektir.”<\/em> ifadesi yerine onlar, “ça\u011fr\u0131lacaklard\u0131r”<\/strong> ifadesi kullan\u0131lacakt\u0131. Çünkü ya\u015fayanlar diriltilmez, hesap vermek üzere ça\u011fr\u0131l\u0131rlar, burada “Allah, kabirlerde olanlar\u0131 diriltecektir”<\/em> buyurularak kabirlerde olanlar\u0131n ölü olduklar\u0131 bildirilmektedir.<\/span><\/p>\n Bütün bu gerçekler de gösteriyor ki, kabirlerde ölü olarak yatan insanlar\u0131n, ta k\u0131yamet gününe kadar hiçbir \u015feyden haberleri olmayacakt\u0131r. K\u0131yamet gününde ise onlar, diriltilerek hesap meydan\u0131na ça\u011f\u0131r\u0131lacaklard\u0131r. \u015eayet insanlar, kabirde hesap görselerdi, diri olmalar\u0131 gerekirdi; diri olanlar\u0131n ise, diriltilmeleri de\u011fil ça\u011f\u0131r\u0131lmalar\u0131 sözkonusu olurdu.<\/span><\/p>\n \u0130nsanlar, hesap günü diriltilecekler ve diriltiklerinde kendilerini o yatt\u0131klar\u0131 yerden kimin kald\u0131rd\u0131\u011f\u0131n\u0131 birbirlerine soruyorlar. \u015eayet kabirde herhangi bir hesap ya da sorgulama olsayd\u0131 ve insanlar kabirde ya\u015fasalard\u0131, öncelikle kimin taraf\u0131ndan ve neden kald\u0131r\u0131ld\u0131klar\u0131n\u0131 birbirlerine sormazlard\u0131.<\/span> Bundan da anla\u015f\u0131l\u0131yor ki kabirde olanlar, k\u0131yamet gününe kadar ancak uyuyorlar ve ancak k\u0131yamet gününde uyand\u0131r\u0131l\u0131yorlar.<\/span><\/p>\n \u0130kinci bir husus, \u015fayet kabirde insanlar herhangi bir ceza görmü\u015f olsalard\u0131, k\u0131yamet günü diriltildiklerinde, kabirde gördükleri cezadan kurtulduklar\u0131 için üzülmez sevinirlerdi. Oysa ayetten de anla\u015f\u0131lacca\u011f\u0131 üzere onlar, uyand\u0131r\u0131ld\u0131klar\u0131nda üzüntülerini dile getiriyorlar.<\/span><\/p>\n “Sura üflendi; i\u015fte onlar, kabirlerinden Rab’lerine ko\u015fuyorlar. ‘Vah bize, bizi yatt\u0131\u011f\u0131m\u0131z yerden kim kald\u0131rd\u0131? \u0130\u015fte Rahman’\u0131n vadetti\u011fi \u015fey budur; demek elçiler do\u011fru söylemi\u015fler’ derler.” (Yasin, 51–52)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n Sura üfürüldükten sonra, insanlar uyand\u0131r\u0131l\u0131yor ve uyand\u0131r\u0131lan insanlar, bu kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131klar\u0131 durumu konu\u015fup rasulllerin dünyada getirdikleri haberlerin do\u011fru oldu\u011funu gözleri ile görüp do\u011fruluyorlar. Bu durum da gösteriyor ki insanlar, öldükten sonra ancak k\u0131yamet gününde diriltiliyorlar.<\/span><\/p>\n Kabir hayat\u0131n\u0131n olmad\u0131\u011f\u0131, insanlar\u0131n dünya hayat\u0131nda öldükten sonra ancak ahirette dirilecekleri konusunda Kur’an’da onlarca ayet vard\u0131r. Bu ayetlerde, özellikle suçlular kabirde çok az kald\u0131klar\u0131n\u0131 iddia ederler. Bu da onlar\u0131n, kabirde diriltilmediklerini göstermektedir. Di\u011fer taraftan, ac\u0131 çeken insanlar için k\u0131sa bir zaman bile oldukça uzun gelir. <\/span><\/p>\n K\u0131yamet günü diriltilen insanlar\u0131n, kabirlerde kal\u0131\u015f süreleri ile ilgili olarak söyledikleri sözlerinden de onlar\u0131n, kabirlerde hiçbir \u015feyle kar\u015f\u0131la\u015fmad\u0131klar\u0131, hiçbir \u015feyi hissetmedikleri anla\u015f\u0131lmaktad\u0131r.<\/span><\/p>\n “Saat ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 gün suçlular, (kabirde) bir saatten fazla kalmad\u0131klar\u0131na yemin ederler. \u0130\u015fte onlar, (dünyada da haktan) böyle çevriliyorlard\u0131.<\/span><\/em> Kendilerine bilgi ve iman verilenler dediler ki: ‘Andolsun siz, Allah’\u0131n yazg\u0131s\u0131nca ta yeniden dirilme gününe kadar kald\u0131n\u0131z. \u0130\u015fte bu da dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.” (Rum, 55-56)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n Ayetlerden de anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 üzere suçlular, kabirde bir saatten fazla kalmad\u0131klar\u0131na yemin etmektedirler. Bu da onlar\u0131n, kabirde azap görmediklerini göstermektedir. \u015eayet onlar, kabirde herhangi bir ceza görmü\u015f olsalard\u0131, bunu hem dile getirirlerdi, hem de zaman\u0131n bu kadar k\u0131sa oldu\u011funu yeminle iddia etmezlerdi. Çünkü s\u0131k\u0131nt\u0131l\u0131 zamanlar, insana çok uzun gelir ve s\u0131k\u0131nt\u0131 bitti\u011finde insan, bu durumu beyan ederek rahatlar.<\/span><\/p>\n Bir yerde s\u0131k\u0131nt\u0131 ve ceza gören kimselere süre çok uzun gelir, s\u0131k\u0131nt\u0131 ve ceza insan için ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 hayat\u0131n süresini uzun gösterir. Örne\u011fin, huzursuz bir gece geçiren kimseler için gece bitmek bilmez ve onlar, bir an önce gecenin bitmesini ve sabah\u0131n olmas\u0131n\u0131 isterler. Oysa uyuyan kimse, uykusunda kötü bir süprizle kar\u015f\u0131la\u015fmad\u0131\u011f\u0131 sürece rahatt\u0131r ve uyand\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda, kimin taraf\u0131ndan ve neden uyand\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 merak eder ki, kabirlerden uyand\u0131r\u0131lan ki\u015filer de bu soruyu soruyorlar.<\/span><\/p>\n “Sura üflendi; i\u015fte onlar, kabirlerinden Rab’lerine ko\u015fuyorlar. ‘Vah bize, bizi yatt\u0131\u011f\u0131m\u0131z yerden kim kald\u0131rd\u0131?” (Yasin 51)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/p>\n Kabirlerde de herhangi bir s\u0131k\u0131nt\u0131 ya da ceza olmu\u015f olsayd\u0131, k\u0131yamet günü diriltilen kimseler, uyand\u0131r\u0131ld\u0131klar\u0131nda bunu dile getirir ve sevinirlerdi. Oysa ayetlerden de anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 üzere onlar, kabirlerde bir saatten fazla kalmad\u0131klar\u0131na yemin edecekler. Kendilerine dünya hayat\u0131nda Kur’an’la bilgi verilen kimseler ise, kabirde ne kadar kald\u0131klar\u0131 konusunda Rab’lerinin takdir etti\u011fi süreyi dile getiriyorlar.<\/span><\/p>\n Kur’an’da çeli\u015fki bulunmamaktad\u0131r; bu nedenle, “Allah, kabirlerde olanlar\u0131 diriltecektir.” (Hac, 7)<\/em> “Vah bize, bizi yatt\u0131\u011f\u0131m\u0131z yerden kim kald\u0131rd\u0131? \u0130\u015fte Rahmân’\u0131n vadetti\u011fi \u015fey budur, demek peygamberler do\u011fru söylemi\u015f”<\/em> (Yasin, 51-52)<\/em> “Saat ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 gün suçlular, (kabirde) bir saatten fazla kalmad\u0131klar\u0131na yemin ederler.”<\/em> ayetlerinde belirtildi\u011fi üzere, bütün insanlar, k\u0131yamet günü kabirlerinden diriltilecekler, k\u0131yamet gerçe\u011fini orada anlayacaklar ve kabirlerde bir saatten fazla kalmad\u0131klar\u0131n\u0131 söyleyeceklerdir. Bu insanlar\u0131n içerisinde Fir’avn ve ailesi de bulunacaklard\u0131r.<\/span><\/p>\n Ate\u015f azab\u0131n\u0131n ne zaman olaca\u011f\u0131n\u0131 Ahkâf suresi, 20. Ayetinde daha net bir \u015fekilde aç\u0131klanm\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/p>\n “Ate\u015fe sunulacaklar\u0131 gün kâfirlere: ‘Dünya hayat\u0131n\u0131zda bütün güzel \u015feylerinizi zayi ettiniz; bunlarla sefa sürüp bunlar\u0131 tükettiniz. Yeryüzünde haks\u0131z yere büyüklük taslaman\u0131zdan ve yoldan ç\u0131kman\u0131zdan ötürü bugün, alçalt\u0131c\u0131 bir azap ile cezaland\u0131r\u0131lacaks\u0131n\u0131z.” (Ahkâf, 20)<\/span><\/em><\/p>\n Bütün bu Kur’ani gerçeklerden de anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 üzere insanlar, öldükten sonra k\u0131yamet gününe kadar hiçbir \u015fey hissetmeden, ölü olarak kabirlerde kalacaklar, k\u0131yamet günü diriltilerek hesap vermek üzere Rab’lerine gideceklerdir. Bu ayetlere ra\u011fmen, Kur’an ayetlerine ayk\u0131r\u0131 iddialarda bulunmak, Kur’an gerçe\u011fiyle ba\u011fda\u015fmayan, hiçbir delili bulunmayan zanni iddialard\u0131r. Bu zanni iddialarda bulunanlar, yüce Allah’a yalan uyduran kimselerdir ki, yüce Allah bunlara lanet etmektedir.<\/span><\/p>\n “Allah’a yalan uyduranlardan daha zalim kim olabilir? Onlar Rablerine sunulacaklar, \u015fahidler de: ‘\u0130\u015fte Rablerine kar\u015f\u0131 yalan söyleyenler bunlard\u0131r’ diyecekler. \u0130yi bilin ki Allah’\u0131n laneti zâlimlerin üzerinedir.” (Hud, 18)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n \u015eimdi bütün bu gerçekler ortada iken, baz\u0131 kimselerin, kimi sözler uydurarak bu yalanlar\u0131n\u0131 Rasulullah (as)’a mal etmeleri, haddi a\u015fmak ve kendilerince bir din olu\u015fturmakt\u0131r. Bu yalan ve iftira sözleri uyduranlar ya \u0130slâmi esaslar\u0131 kar\u0131\u015ft\u0131rmak, Kur’ani gerçekleri çarp\u0131tmak isteyen hain kimselerdir ya da Kur’anî gerçekleri yeterince bilmeyen baz\u0131 ki\u015filerin, cehaletlerinden dolay\u0131 uydurduklar\u0131 sözlerdir.<\/span><\/p>\n Kabir hayat\u0131 ve azab\u0131 ile ilgili asl\u0131 olmayan sözleri uyduranlar kimseler, kendi mant\u0131klar\u0131nca, sözümona insanlar\u0131 kötülükten al\u0131koyup iyilik yapmalar\u0131n\u0131 te\u015fvik etmek isteyebilirler. Ancak bunlar, ka\u015f yaparken de\u011fil göz ç\u0131karmak, adeta insan\u0131n \u015fah damar\u0131n\u0131 kesiyorlar. Çünkü böyle uydurma bir söz ile bunlar, \u0130slâmi esaslar\u0131 kar\u0131\u015ft\u0131rmakta, insanlar\u0131n, Tevhidi esaslar\u0131 kavramalar\u0131na ve Kur’an’\u0131 gere\u011fi gibi anlamalar\u0131na engel olmaktad\u0131rlar.<\/span><\/p>\n Kabir azab\u0131n\u0131n oldu\u011funu iddia edenler, Mü’min Suresi 46. ayetini öne sürmektedirler ki bu ayetin, kabir azab\u0131yla hiçbir ilgisi yoktur. Bu ayet, kabir azab\u0131n\u0131 de\u011fil,<\/span> Fir’avn ve ailesinin k\u0131yamet günü çarp\u0131lacaklar\u0131 azab\u0131n süreklili\u011fini ve \u015fiddetini ortaya koymaktad\u0131r. \u0130lgili ayet kendisinden önce ve sonra gelen (siyak ve sibak) ayetlerle ele al\u0131nd\u0131\u011f\u0131nda daha net olarak anla\u015f\u0131lmaktad\u0131r. <\/span><\/span><\/p>\n Bu ayette, Hz. Musa (as)’\u0131n getirdi\u011fi ilahi mesaja iman eden bir mü’mine, Fir’avn ve ailesinin, kurduklar\u0131 tuzaklara kar\u015f\u0131l\u0131k, onlara ve takipçilerine verilecek azab\u0131n durumunu ortaya koymaktad\u0131r.<\/span><\/p>\n “Allah o(mü’mi)ni (onlar\u0131n) kurduklar\u0131 tuzaklar\u0131n kötülüklerinden korudu. Fir’avn ailesini de azab\u0131n en kötüsü ku\u015fatt\u0131: Ate\u015f! Sabah ak\u015fam ona sunulurlar ve k\u0131yamet koptu\u011fu gün ‘Fir’avn ailesini azab\u0131n en \u015fiddetlisine sokun!’ (denilir). Ate\u015fin içinde birbirleriyle tart\u0131\u015f\u0131rlarken, zay\u0131f olanlar, büyüklük taslayanlara dediler ki: ‘Biz size uymu\u015ftuk; \u015fimdi siz \u015fu ate\u015fin ufak bir parças\u0131n\u0131 bizden savabilir misiniz?” (Mü’min, 45–47)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n Ayetlerde, Fir’avn ailesini ku\u015fatan en kötü azab\u0131n ate\u015f oldu\u011fu, bu ate\u015fe Fir’avn ailesinin sürekli (sabah-ak\u015fam) sunulacaklar\u0131, bu azab\u0131n k\u0131yamet günü olaca\u011f\u0131 ve azab\u0131n en \u015fiddetli yerine Fir’avn ailesinin sokulaca\u011f\u0131, onlarla beraber bulunanlar\u0131n da o ate\u015fe at\u0131lacaklar\u0131 bildirilmekte ve <\/span> <\/span>o \u015fiddetli azap içindeki tart\u0131\u015fmalar\u0131ndan bir bölüm aktar\u0131lmaktad\u0131r. <\/span><\/p>\n Ancak burada, Fir’avn ve ailesi, kendilerine tabi olanlardan farkl\u0131 olarak ate\u015fin en \u015fiddetlisine sokulacaklar\u0131na aç\u0131kl\u0131k getirilmektedir. \u0130lgili ayetten de anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 üzere, Fir’avn ve ailesinin halen ate\u015fte olduklar\u0131 de\u011fil, “azab\u0131n en kötüsü ku\u015fatt\u0131;<\/em><\/span> ate\u015f! Sabah ak\u015fam ona sunulurlar,”<\/span><\/em> buyurularak gelecekte vuku bulaca\u011f\u0131 anlat\u0131lmaktad\u0131r.<\/span><\/span><\/p>\n Fir’avn ve ailesine, ate\u015f azab\u0131n\u0131n nerede ve ne zaman yap\u0131laca\u011f\u0131 ile ilgili \u015fu ayet \u0131\u015f\u0131k tutmaktad\u0131r:<\/span><\/p>\n “(Fir’avn), k\u0131yamet günü kavminin önünde gidiyor, i\u015fte onlar\u0131 ate\u015fe getirdi; var\u0131lan yer ne fena bir yerdir! Bu dünyada da (onlar\u0131n) pe\u015flerine lanet tak\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r, k\u0131yamet gününde de, verilen bu vergi ne kötü bir vergidir!” (Hud, 98–99)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n Görüldü\u011fü üzere Fir’avn’\u0131n, sabah ak\u015fam sunuldu\u011fu ate\u015f, k\u0131yamet günündeki cehennem ate\u015fidir. Zaten hemen takip eden ayet de bunu teyid ediyor ve “Fir’avn ve kavminin‚ bu dünyada da pe\u015flerine lanet tak\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r, k\u0131yamet gününde de!”<\/em> denilerek, bu azab\u0131n ve lanetin k\u0131yamet gününde oldu\u011fu apaç\u0131k bir \u015fekilde vurgulanmaktad\u0131r. Di\u011fer taraftan‚ ate\u015fe sunulman\u0131n ne zaman oldu\u011funu da yine yüce Allah (cc) bildirmektedir.<\/span><\/p>\n “Ate\u015fe sunulduklar\u0131 gün kâfirlere: ‘dünya hayat\u0131nda bütün güzel \u015feyleri zayi ettiniz; (o dünyada) bunlarla sefa sürüp bunlar\u0131 tükettiniz, yeryüzünde haks\u0131z yere büyüklük taslaman\u0131zdan ve f\u0131ska dü\u015fmenizden dolay\u0131 bugün, alçalt\u0131c\u0131 bir azap ile cezaland\u0131r\u0131lacaks\u0131n\u0131z.‛ (Ahkâf, 20)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n Bütün bu aç\u0131k ifadelere ra\u011fmen, ayetlerde kabir azab\u0131 diye bir kelime ve mana bulunmad\u0131\u011f\u0131 halde, bu ayetleri kabir azab\u0131 diye anlamland\u0131rmak en az\u0131ndan samimiyetle ba\u011fda\u015fmayan bir harekettir.<\/span><\/p>\n Kullar\u0131na kar\u015f\u0131 \u015fefkatli ve merhametli olan yüce Allah (cc), k\u0131yamet, ahiret ve cehennem hakk\u0131nda bilgi vererek kullar\u0131n\u0131, o günün ve cehennem azab\u0131n\u0131n s\u0131k\u0131nt\u0131lar\u0131na kar\u015f\u0131 nas\u0131l uyard\u0131 ise, elbette ki kabir azab\u0131n\u0131n ve hayat\u0131n\u0131n \u015fiddetine kar\u015f\u0131 da uyarabilirdi. Oysa Kur’an’da bu konuda herhangi bir aç\u0131klama bulunmamaktad\u0131r. Ayn\u0131 \u015fekilde, var olan \u015feyler ve kullar\u0131 ilgilendiren konu ve hususlar için “Kitab\u0131nda hiçbir \u015feyi eksik b\u0131rakmayan” (6\/38)<\/em> yüce Allah (cc), kabir hayat\u0131 hususunda hiçbir \u015fey indirmemi\u015ftir. Bunun nedeni, böyle bir hayat\u0131n ve azab\u0131n olmay\u0131\u015f\u0131d\u0131r.<\/span><\/p>\n Kabir azab\u0131 ile ilgili olarak verilen sözlerin tümü, Rasulullah (as) hakk\u0131nda uydurulan sözler olup Kur’an’la çeli\u015fmektedir. Bu nedenle Kur’an esas al\u0131nd\u0131\u011f\u0131nda, gerçek net olarak ortaya ç\u0131kacakt\u0131r.<\/span><\/p>\n Yüce Allah’\u0131n, hakk\u0131nda hiçbir delil indirmedi\u011fi bir konuyu, O’ndanm\u0131\u015f gibi göstermeye kalk\u0131\u015fmak insan için büyük bir sorumluluktur.<\/span><\/p>\n “Onlar\u0131n ard\u0131ndan, yerlerine geçip kitaba varis olan bir tak\u0131m insanlar geldi ki onlar, \u015fu alçak (dünya)\u0131n menfaatini al\u0131yorlar: ‘Biz nas\u0131l olsa ba\u011f\u0131\u015flanaca\u011f\u0131z!’ diyorlar; kendilerine ona benzer bir menfaat daha gelse onu da al\u0131rlar. Peki, Allah hakk\u0131nda, gerçekten ba\u015fkas\u0131n\u0131 söylememeleri hususunda kendilerinden Kitap misak\u0131 al\u0131nmam\u0131\u015f m\u0131yd\u0131? Ve onun içindekini okuyup ö\u011frenmediler mi? Ahiret yurdu korunanlar için daha hay\u0131rl\u0131d\u0131r. Dü\u015fünmüyor musunuz?” (A’raf, 169)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n “Allah’a yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Onlar Rab’lerine sunulacaklar. \u015eahitler de: ‘\u0130\u015fte Rab’lerine kar\u015f\u0131 yalan söyleyenler bunlard\u0131r!’ diyecekler. \u0130yi bilin ki Allah’\u0131n laneti zalimlerin üzerinedir.” (Hud, 18)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n Bu aç\u0131klamalardan sonra akla \u015fu sorular gelebilir; Rasulullah (as)’\u0131n kabirle ilgili hiçbir hadisi yok mudur? Sahabe, kabir âlemi konusunda Rasulullah (as)’a hiç soru sormad\u0131 m\u0131? Elbette ki hem sahabe kabir hayat\u0131n\u0131n olup olmad\u0131\u011f\u0131 hususunda soru sormu\u015f, hem de Rasulullah (as) bu konuda kimi sözler söylemi\u015ftir. Ancak sahabe, Kur’ani gerçeklere ters dü\u015fecek herhangi bir soru sormad\u0131klar\u0131 gibi, Rasulullah (as) da, Kur’an’\u0131n aç\u0131kça bildirdi\u011fi s\u0131n\u0131rlar\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda hiçbir \u015fey söylememi\u015ftir. Çünkü yüce Allah (cc), hakk\u0131nda bilgileri olmayan konularda insanlar\u0131n konu\u015fmas\u0131n\u0131 k\u0131nam\u0131\u015f ve ancak böbürlenenlerin Allah’\u0131n ayetleri hususunda tart\u0131\u015ft\u0131klar\u0131n\u0131 bildirmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n “Haydi, siz, biraz bilginiz olan \u015fey hakk\u0131nda tart\u0131\u015ft\u0131n\u0131z; ama hiç bilginiz olmayan \u015fey hakk\u0131nda neden tart\u0131\u015f\u0131yorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.‛ (Al-i \u0130mran, 66)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n “Aç\u0131k bir delil olmadan Allah’\u0131n ayetleri hakk\u0131nda tart\u0131\u015fanlar\u0131n gö\u011füslerinde, eri\u015femeyecekleri bir büyüklük taslamaktan ba\u015fka bir \u015fey yoktur. Sen; Allah’a s\u0131\u011f\u0131n, muhakkak ki O, i\u015fitendir, görendir.” (Mü’min, 56)<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n Yüce Allah (cc) <\/span><\/span><\/strong>Kur’an’<\/span><\/strong>da, suçlular\u0131n, k\u0131yamet gününde sorgulanacaklar\u0131n\u0131, peygamberlerin ve \u015fahitlerin getirilece\u011fini (39\/69), suçlular\u0131n ellerinin, ayaklar\u0131n\u0131n(36\/65), dillerinin(24\/24), kulaklar\u0131n\u0131n, gözlerinin ve derilerinin aleyhlerinde \u015fahitlik yapacaklar\u0131n\u0131 (41\/20), suçlulara, kitaplar\u0131n\u0131n verilece\u011fini ve kitaplar\u0131n\u0131 okuyacaklar\u0131n\u0131(17\/14), kitaplar\u0131nda tüm i\u015fledikleri suçlar\u0131n\u0131 göreceklerini(18\/49) ve kendilerinin kâfir olduklar\u0131na(7\/37), kendi aleyhlerinde olarak \u015fahit olacaklar\u0131n\u0131(6\/130) bildirmi\u015ftir. Oysa kabirde, herhangi bir sorgulaman\u0131n yap\u0131laca\u011f\u0131 hususu Kur’an’da bildirilmemi\u015ftir.<\/span><\/p>\n Yarg\u0131lama ve sorguluma yap\u0131lmadan, insanlara, i\u015fledikleri suçlar\u0131 bildirilmeden herhangi bir cezan\u0131n verilmesi, ilahi adalet ilkesiyle çeli\u015fir. Hâlbuki yüce Allah(cc), adildir ve kullar\u0131ndan da adil olmalar\u0131n\u0131, adaleti ayakta tutmalar\u0131n\u0131 istemektedir.<\/span><\/p>\n