{"id":201,"date":"2020-03-25T18:28:42","date_gmt":"2020-03-25T18:28:42","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/musluman-sahsiyetin-kurani-durusu\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:42","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:42","slug":"musluman-sahsiyetin-kurani-durusu","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/musluman-sahsiyetin-kurani-durusu\/","title":{"rendered":"M\u00dcSL\u00dcMAN \u015eAHS\u0130YET\u0130N KUR\u2019AN\u0130 DURU\u015eU"},"content":{"rendered":"

<\/p>\n

\u0130nsanlar, kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131klar\u0131 olaylar ve ki\u015filer kar\u015f\u0131s\u0131nda, farkl\u0131 bir duru\u015f ve tav\u0131r sergilerler. Bunun nedeni, ki\u015filerin, iman ettikleri ya da tabi olduklar\u0131 din ve ideolojilerinden, içerisinde yeti\u015ftikleri gelenek ve göreneklerden, bulunduklar\u0131 sosyal, siyasal ve çevresel etkile\u015fimlerden kaynaklanmaktad\u0131r.<\/span><\/p>\n

Yüce Allah’a iman etmi\u015f, Kur’an’\u0131 ahlak, Rasulullah (as)’\u0131 en güzel örnek edinmi\u015f Müslüman \u015fahsiyetler, bütün dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131, iman ettikleri esaslara, tabi olduklar\u0131 Kur’ani hükümlere göre ortaya koyarlar, olaylar ve ki\u015filer kar\u015f\u0131s\u0131nda, imanlar\u0131n\u0131n kendilerine kazand\u0131rd\u0131\u011f\u0131 ki\u015filikle onurlu bir duru\u015f sergilerler.<\/span><\/p>\n

Tarihi süreçte, belli bir ya\u015fam tarz\u0131 içerisinde bulunan birçok kimse, yüce Allah’a iman ettikten ve O’nun gönderdi\u011fi hükümlere teslim olduktan sonra, eski ya\u015fant\u0131lar\u0131n\u0131 terk etmi\u015fler, yeni bir kimlik ku\u015fanm\u0131\u015flar ve yepyeni bir \u015fahsiyete sahip olmu\u015flard\u0131r. Bu \u015fahsiyetler, olay ve ki\u015filere kar\u015f\u0131 yeni kimlikleri ve ki\u015filikleri ile bir duru\u015f sergilemi\u015flerdir. Çünkü onlar, yüce Rab’lerinin kendilerine gönderdi\u011fi ilahi hükümlere teslim olmu\u015flard\u0131.<\/span><\/p>\n

“De ki: "Bana dini yaln\u0131z Allah’a hâlis k\u0131larak, O’na kulluk etmem emredildi ve<\/span><\/em> <\/span>bana müslümanlar\u0131n ilki olmam emredildi.” (Zümer, 11-12)<\/span><\/em><\/p>\n

Müslüman \u015fahsiyetlerin, her söylem ve hareketleri, Kur’ani olmak zorundad\u0131r ki bu, iman ettikleri Rab’lerinin emri, tabi olduklar\u0131 Kitab’\u0131n gere\u011fidir. Nitekim bu konuda Hz. Ai\u015fe (r.anhum)’a, Rasulullah (as)’\u0131n ya\u015fant\u0131s\u0131n\u0131 (ahlak\u0131n\u0131) sorduklar\u0131nda O, “Onun ahlak\u0131 Kur’an’d\u0131, siz Kur’an okumuyor musunuz?<\/strong>” demi\u015ftir. Yüce Allah (cc), Rasulünün üzerinde bulundu\u011fu ya\u015fam\u0131 (ahlak\u0131) \u015föyle bildiriyor.<\/span><\/p>\n

“Ve sen, büyük bir ahlâk üzerindesin.” (Kalem, 4)<\/span><\/em><\/p>\n

Rasulullah (as), Risaletle görevlendirilmeden toplum içerisinde Muhammed-ül Emin olmas\u0131na ra\u011fmen, toplumda cereyan eden olaylara müdahale edemiyor ya da etmiyordu. Oysa kendisine vahiy gelmeye ba\u015flad\u0131ktan sonra, ba\u015fta putperestlik olmak üzere, her türlü olumsuz durumlara yeni kimli\u011fi ile ç\u0131k\u0131yor, olay ve olgular\u0131 yeni iman etti\u011fi ilahi mesaja göre de\u011ferlendiriyordu. Rasulullah (as)’\u0131n bu yeni onurlu duru\u015fu, sahip oldu\u011fu dininden kaynaklanmaktayd\u0131.<\/span><\/p>\n

Rasulullah (as)’\u0131 en güzel örnek olarak alan mü’minlerin de, iman ettikleri Kur’ani esaslara göre, çevrelerinde cereyan eden olaylara kar\u015f\u0131 bir duru\u015f sergilemelidirler. Kur’an, ki\u015filerin, söyleyip yapt\u0131klar\u0131n\u0131n iman ettikleri Kitapla sa\u011flamas\u0131n\u0131n yap\u0131laca\u011f\u0131n\u0131, söylem ve fiilleri, iman ettikleri kitaplar\u0131na uymayanlar\u0131n yalanc\u0131lar olacaklar\u0131n\u0131 bildirmektedir. Mü’minler, o hesap gününde yalanc\u0131 duruma dü\u015fmemek için bugünden Kur’ani hareket etmekle mükelleftirler.<\/span><\/p>\n

“(O gün) Her ümmeti toplanm\u0131\u015f görürsün; her ümmet, kendi Kitab\u0131na ça\u011f\u0131r\u0131l\u0131r: Bugün yapt\u0131klar\u0131n\u0131zla cezâland\u0131r\u0131lacaks\u0131n\u0131z!<\/span><\/em> <\/span><\/em>\u0130\u015fte Kitab\u0131m\u0131z, aleyhinize gerçe\u011fi söylüyor, çünkü biz, yapt\u0131klar\u0131n\u0131z\u0131 yaz\u0131yorduk.” (Casiye, 28-29)<\/span><\/em><\/p>\n

“Yer, Rabbinin nuru ile parlam\u0131\u015f, Kitâp (ortaya) konmu\u015f, peygamberler ve \u015fâhidler getirilmi\u015f ve aralar\u0131nda adâletle hükmedilmi\u015ftir; onlara asla haks\u0131zl\u0131k edilmez.” (Zümer, 69)<\/span><\/em><\/p>\n

Günümüz Müslümanlar\u0131n\u0131n Tevhidi duru\u015f ve söylemleri<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Müslümanlar\u0131n, Kur’ani hassasiyetlerini bilmeyen, Kur’an gerçe\u011finden habersiz ya da Kur’an’\u0131 k\u0131smen bilmelerine ra\u011fmen, kendi heva ve heveslerini tatmin etmek ve kendilerini kand\u0131rmak için gerçekleri çarp\u0131tan baz\u0131 islamc\u0131 kimseler, günümüz Müslümanlar\u0131n\u0131n, olay ve ki\u015filer kar\u015f\u0131s\u0131ndaki duru\u015f ve söylemlerini, kendi ak\u0131llar\u0131nca sert bulmaktad\u0131rlar. Bunlar, ezberledikleri ve içeri\u011finden haberdar olmad\u0131klar\u0131 baz\u0131 ayetleri, nerede, nas\u0131l, kimler için kullan\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 bilmeden, Müslümanlara kar\u015f\u0131 kullanmakta, zanlar\u0131nca Müslümanlar\u0131n, ayetlere ayk\u0131r\u0131 hareket ettiklerini iddia etmektedirler.<\/span><\/p>\n

Tevhidi ilkeleri ortaya koymak ve bu ilkelerin belirledi\u011fi ölçüleri ifade edip bu do\u011fultuda hareket etmek imani bir hassasiyettir. Bu hassasiyetten hareket eden günümüz Tevhid eri Müslümanlar, hangi söz ve davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131n Kur’ani oldu\u011funu çok iyi bilmekte, Kur’an’dan hesaba çekileceklerinin bilincinde olarak ona göre konu\u015fup yazmakta ve ona göre Küfür ve \u015firk ehli ki\u015filere, \u0130slâm’\u0131 kendi heva ve heveslerine uydurmaya çal\u0131\u015fan sap\u0131k \u0130slamc\u0131lara kar\u015f\u0131 bir duru\u015f sergilemektedirler.<\/span><\/p>\n

Tevhidi Müslümanlar\u0131n sertli\u011finden \u015fikâyet edenler, toplumsal hayatta i\u015flenen gayri \u0130slâmi fiillere ve Kur’an’a ayk\u0131r\u0131 fiilleri i\u015fleyenlere ses ç\u0131karmad\u0131klar\u0131 gibi, Kur’an’\u0131n, uyar\u0131lar\u0131na ra\u011fmen, \u015firk ve küfür ehlinin pe\u015finden giderek onlar\u0131n \u015firk ve küfürlerine ve günahlar\u0131na ortak olmaktad\u0131rlar. Bunlar\u0131n en bilinenleri, \u015firk ve küfür yuvas\u0131 vak\u0131flara devam eden ve oradaki Samiri soylu belamlar\u0131 dinleyen kimselerdir.<\/span><\/p>\n

Onlar, \u015firk ve küfür yuvas\u0131 vak\u0131flarda, \u0130slâmi esaslar\u0131 sapt\u0131ran Samiri soylu belamlar\u0131, zillet içerisinde dinlemekte, dilsiz \u015feytan tavr\u0131 ile susmakta ve bu yapt\u0131klar\u0131n\u0131n da onlara göre yumu\u015fak davranmak olarak tan\u0131mlanmaktad\u0131r. Oysa bu, zillet ve meskenetin ta kendisidir. Kur’an, küfür ve \u015firke kar\u015f\u0131, Tevhidi bir duru\u015f sergilemeyen kimselerin, cehennemlik olduklar\u0131n\u0131 bildiriyor.<\/span><\/p>\n

“Nefislerine yaz\u0131k eden kimselere, canlar\u0131n\u0131 al\u0131rken melekler: ‘Ne i\u015fte idiniz (ne yap\u0131yordunuz)?’ dediler. (Onlar): ‘Biz yer yüzünde âciz dü\u015fürülmü\u015ftük” diye cevap verdiler. Melekler dediler ki: ‘Allâh’\u0131n yeri geni\u015f de\u011fil miydi, onda göç edeydiniz ya! \u0130\u015fte onlar\u0131n dura\u011f\u0131 cehennemdir, ne kötü bir gidi\u015f yeridir oras\u0131!” (Nisa, 97)<\/span><\/em><\/p>\n

Hiç ku\u015fkusuzdur ki Müslümanlar, küfür ve \u015firke ve bunlar\u0131n mensuplar\u0131na kar\u015f\u0131 duru\u015f ve tav\u0131rlar\u0131n\u0131, ki\u015filik ve karakterlerini, iman ettikleri Kur’an’dan ve Kur’an’da en güzel örneklikler olarak verilen Risalet önderlerinin ki\u015filiklerine uygun \u015fekillendirmekte, \u0130slâmi kimliklerini, vahyin belirledi\u011fi esaslara göre olu\u015fturmaya çal\u0131\u015fmaktad\u0131rlar. Bu nedenle her hareket ve duru\u015flar\u0131, iman ettikleri esaslara uygun olmaktad\u0131r.<\/span><\/p>\n

Müslümanlar\u0131n, Kur’ani ölçülerde ki\u015fi ve olaylara bak\u0131\u015flar\u0131<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Kur’an, mü’min \u015fahsiyetin çevresine, ki\u015fi ve olaylara kar\u015f\u0131 nas\u0131l bir tutum tak\u0131naca\u011f\u0131n\u0131 çok aç\u0131k bir \u015fekilde bildirmi\u015ftir. Bu nedenle Kur’an üzere hareket eden bir mü’min \u015fahsiyetin her söz ve fiili, Kur’an’\u0131n belirledi\u011fi ölçüye uygundur. Küfür ve \u015firk ehline kar\u015f\u0131 tavizsiz bir tutumun izlenmesi, yüce Allah’\u0131n buyru\u011fudur.<\/span><\/p>\n

“Ey peygamber, Allah’tan kork; kâfirlere ve münâf\u0131klara itaat etme; muhakkak ki Allah bilendir, hakimdir.” (Ahzab, 1)<\/span><\/em><\/p>\n

Yüce Allah (cc), <\/em>kâfir ve münâf\u0131klara itaat etmeyi yasaklad\u0131\u011f\u0131 gibi onlara ve yanda\u015flar\u0131na kar\u015f\u0131 taviz vermeyi, yumu\u015fak davranmay\u0131 da yasaklam\u0131\u015f ve Müslümanlar\u0131n, onlara hiçbir \u015fekilde yumu\u015fak davranmamalar\u0131n\u0131 da emretmi\u015f, küfür ve \u015firk ehline kar\u015f\u0131 onurlu bir dik duru\u015f sergilemelerini istemi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“Öyleyse yalanlayanlara itaat etme;<\/span><\/em> <\/span><\/em>istediler ki, sen yumu\u015fak davranas\u0131n da onlar da yumu\u015fak davrans\u0131nlar.” (Kalem, 8-9)<\/span><\/em><\/p>\n

Yüce Allah (cc), küfrü reddetmeyi ve ona kar\u015f\u0131 onurlu dik bir duru\u015f tak\u0131nmay\u0131, iman etmenin temel esas\u0131 olarak bildirmi\u015f ve ta\u011fut reddedilmeden iman edilemeyece\u011fini bildirmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“Dinde zorlama yoktur; Do\u011fruluk, sap\u0131kl\u0131ktan seçilip belli olmu\u015ftur. Kim ta\u011futu reddedip Allah’a inan\u0131rsa, muhakkak ki o, kopmayan, sa\u011flam bir kulpa yap\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Allah i\u015fitendir, bilendir.” (Bakara, 256)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Tevhidi esaslara kar\u015f\u0131 ç\u0131kanlara itaat edilmemesi gerekti\u011fi konusunda, Alak suresinde “Kesinlikle ona itaat etme”<\/em> uyar\u0131s\u0131yla davetçi Müslümanlar uyar\u0131l\u0131rken Kalem suresinde,“Öyleyse yalanlayanlara itaat etme”<\/em> denilerek Müslüman davetçilerin, küfür ve \u015firk içerisindeki ki\u015fi ve sistemlere itaatini ve onlara kar\u015f\u0131 taviz vermelerini kesinlikle yasaklamaktad\u0131r. Bu konuda yüce Allah (cc), Müslümanlardan, Hz. \u0130brahim (as)’\u0131n örnek al\u0131nmas\u0131n\u0131 istemektedir.<\/span><\/p>\n

“\u0130brâhim’de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vard\u0131r; onlar kavimlerine ‘Biz sizden ve sizin Allah’tan ba\u015fka itaat ettiklerinizden uza\u011f\u0131z, sizi tan\u0131m\u0131yoruz. Siz, bir tek Allah’a iman edinceye kadar sizinle bizim aram\u0131zda sürekli bir dü\u015fmanl\u0131k ve nefret belirmi\u015ftir…” (Mümtehine, 4)<\/span><\/em><\/span><\/em><\/p>\n

Yüce Allah (cc), küfür ve \u015firk ehline itaati yasaklad\u0131\u011f\u0131 gibi, onlarla dost olmamay\u0131 da emretmi\u015f, onlarla dost olanlar\u0131n, yüce Allah (cc) ile hiçbir dostluklar\u0131n\u0131n kalmayaca\u011f\u0131n\u0131 bildirmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“Mü’minler, mü’minleri b\u0131rak\u0131p, kâfirleri dost edinmesin; kim böyle yaparsa Allah ile bir dostlu\u011fu kalmaz, ancak onlardan (uzakla\u015f\u0131p) korunman\u0131z ba\u015fka. Allah sizi kendisinden sak\u0131nd\u0131r\u0131r, dönü\u015f Allah’ad\u0131r.” (Al-i \u0130mran, 28)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Müslümanlar\u0131n, Tevhidi esaslar do\u011frultusunda net bir ki\u015filik ku\u015fanmalar\u0131n\u0131 isteyen yüce Allah (cc), kâfirleri dost edinmeyi yasaklamakla kalmam\u0131\u015f, onlar\u0131 dost edinenleri  de, baba ve karde\u015fler bile olsalar, dost edinmemelerini bildirmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“Ey inananlar, e\u011fer imana kar\u015f\u0131 küfrü seviyorlarsa babalar\u0131n\u0131z\u0131 ve karde\u015flerinizi dost edinmeyin. Sizden kim onlar\u0131 dost tutarsa i\u015fte zâlimler onlard\u0131r.” (Tevbe, 23)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Müslümanlar\u0131n söylemlerinde Kur’an’\u0131n örnekli\u011fi<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Müslümanlar\u0131n, gerek Tevhidi esaslara davet ederlerken, gerekse muhataplar\u0131 ile konu\u015furlarken, kime kar\u015f\u0131 nas\u0131l hareket edeceklerine dair Kur’an, Risalet önderlerinin hayatlar\u0131ndan örnekler vermektedir.<\/span><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), Müslümanlar\u0131n, en yak\u0131nlar\u0131 da dahil olmak üzere, küfür, \u015firk ve sap\u0131kl\u0131k içerisinde bulunanlara kar\u015f\u0131 nas\u0131l davranacaklar\u0131n\u0131 ve neler söyleyeceklerini bildirmekte, onlar\u0131n, bu ilahi buyru\u011fa göre hareket etmelerini istemektedir.<\/span><\/p>\n

Davetinin ba\u015f\u0131nda babas\u0131na kar\u015f\u0131 oldukça merhametli davranan ve kendisi için Rabb’ine dua edece\u011fini söyleyen Hz. \u0130brahim (as), babas\u0131n\u0131n, küfür ve azg\u0131nl\u0131\u011f\u0131nda s\u0131n\u0131r tan\u0131mamas\u0131 üzerine ona kar\u015f\u0131 hem ifadelerini sertle\u015ftirmi\u015f, hem de babas\u0131na dua etmekten vazgeçmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“Babas\u0131na demi\u015fti ki: ‘Babac\u0131\u011f\u0131m, i\u015fitmeyen görmeyen ve sana hiçbir yarar\u0131 olmayan \u015feylere niçin tap\u0131yorsun?<\/span><\/em> <\/span><\/em>Babac\u0131\u011f\u0131m, bana, sana gelmeyen bir bilgi geldi; bana uy, seni düzgün bir yola ileteyim.<\/span><\/em> <\/span><\/em>Babac\u0131\u011f\u0131m, \u015feytana tapma, çünkü \u015feytan, Rahmân’a isyan etmi\u015ftir.<\/span><\/em> <\/span><\/em>Babac\u0131\u011f\u0131m, ben sana Rahmân’dan bir azâb\u0131n dokunmas\u0131ndan korkuyorum; o zaman, \u015feytan\u0131n dostu olursun.” (Meryem, 42-45)<\/span><\/em><\/p>\n

“(\u0130brâhim): ‘Selâm sana, senin için Rabbimden ma\u011ffiret dileyece\u011fim; çünkü O, bana çok lutufkârd\u0131r’ dedi." (Meryem, 47)<\/span><\/em><\/p>\n

Babas\u0131n\u0131n, küfür ve inand\u0131nda \u0131srar etmesi üzerine Hz. \u0130brahim (as), daha belirgin bir \u015fekilde babas\u0131n\u0131n içerisinde bulundu\u011fu durumu ona anlatm\u0131\u015f ve ondan yüzçevirmi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

“\u0130brâhim, babas\u0131 Azer’e demi\u015fti ki: ‘Sen putlar\u0131 ilahlar m\u0131 ediniyorsun? Do\u011frusu ben seni ve kavmini aç\u0131k bir sap\u0131kl\u0131k içinde görüyorum.” (En’am, 74)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

“\u0130brâhim’in babas\u0131 için ma\u011ffiret dilemesi, sadece ona verdi\u011fi bir sözden ötürü idi; fakat onun, bir Allah dü\u015fman\u0131 oldu\u011fu, kendisine belli olunca ondan uzak durdu. Gerçekten \u0130brâhim, çok içli ve yumu\u015fak huylu idi.” (Tevbe, 114)<\/span><\/em><\/p>\n

\u0130man iddias\u0131nda olan bir kimsenin, yumu\u015fakl\u0131k ad\u0131na, Tevhidi esaslar\u0131 gizlemesi, de\u011fi\u015ftirmesi ve çarp\u0131tmas\u0131 mümkün olmad\u0131\u011f\u0131 gibi, dininden taviz vermesi de Kur’an’a ve Hz. \u0130brahim (as)’\u0131n Kur’an’da en güzel örnek olarak verilen örnekli\u011fine ayk\u0131r\u0131 bir tav\u0131rd\u0131r. \u0130nsan, babas\u0131 da olsa, ona Tevhidi esaslar\u0131 net ve aç\u0131k bir \u015fekilde anlatmal\u0131, Tevhidi esaslara iman etmemesi halinde ise, kendisini bekleyen felaketlerin ve kar\u015f\u0131la\u015faca\u011f\u0131 ac\u0131 sonucun ne oldu\u011funu anlatmal\u0131d\u0131r.<\/span><\/p>\n

Di\u011fer insanlara Tevhidi esaslar\u0131n nas\u0131l anlat\u0131laca\u011f\u0131 hususunda yüce Allah (cc), Hz. Musa (as)’\u0131 örnek vermektedir. Azg\u0131n Fir’avn’e, en güzel \u015fekilde hitap eden Hz. Musa (as), Fir’avn’n\u0131n, inkâr ve inand\u0131nda \u0131srar etmesi üzerine ona kar\u015f\u0131 daha sert bir tutum tak\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/p>\n

“Musa dedi ki: ‘Bunlar\u0131, ancak göklerin ve yerin Rabbinin, kan\u0131tlar olarak indirdi\u011fini pekâlâ bildin. Ey Fir’avn, ben de seni mahvolmu\u015f görüyorum.” (\u0130sra, 102)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

\u0130nsanlara rahmet olarak gönderilen \u0130slâm, bu rahmetten yararlanmak istemeyen inkârc\u0131 kâfirlere ve mü\u015friklere, dua edilmemesini istemi\u015f, küfründe a\u015f\u0131r\u0131 gidenlere de beddua edilece\u011fini, Hz. Musa (as) ve Hz. Nuh (as)’\u0131n örnekliklerini vererek bildirmi\u015ftir.<\/span><\/span><\/p>\n

“Akraba bile olsalar, cehennem halk\u0131 olduklar\u0131 belli olduktan sonra mü\u015frikler için ma\u011ffiret dilemek; ne peygamberin, ne de iman edenlerin yapaca\u011f\u0131 bir i\u015f de\u011fildir.” (Tevbe, 113)<\/span><\/em><\/p>\n

“Musa: ‘Rabbimiz, sen Fir’avn ve adamlar\u0131na yak\u0131n hayatta süs ve nice mallar verdin. Rabbimiz, senin yolundan sapt\u0131rs\u0131nlar diye mi? Rabbimiz, onlar\u0131n mallar\u0131n\u0131 yok et, kalblerini s\u0131k ki, ac\u0131 azâb\u0131 görünceye kadar inanmas\u0131nlar!’ dedi” (Yunus, 88)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

“Nûh: ‘Rabbim, yeryüzünde kâfirlerden tek ki\u015fi b\u0131rakma, çünkü sen onlar\u0131 b\u0131rak\u0131rsan, kullar\u0131n\u0131 \u015fa\u015f\u0131rt\u0131rlar ve sadece ahlaks\u0131z, kâfir do\u011fururlar.’ dedi.” (Nuh 26-27)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

\u015eirk, küfür ve zulüm kar\u015f\u0131s\u0131nda susanlara kar\u015f\u0131 ortaya konulacak tav\u0131r<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/p>\n

\u0130slâm davas\u0131, mü’min \u015fahsiyet için en büyük de\u011ferdir. Bu nedenle bu davadan verilecek en küçük bir taviz bile affedilmeyecek derecede büyük bir suçtur ve bu suçu i\u015fleyenler, kim olurlarsa olsunlar, sorgulanacak, yarg\u0131lanacak ve cezaland\u0131r\u0131lacaklard\u0131r.<\/span><\/p>\n

Kur’an, Müslüman \u015fahsiyetlerin, küfre, \u015firk ve zulme kar\u015f\u0131 tavizsiz olmalar\u0131n\u0131 emretti\u011fi gibi \u015firk, küfür ve zulme kar\u015f\u0131 susanlara kar\u015f\u0131 da nas\u0131l davranaca\u011f\u0131n\u0131 Hz. Musa (as)’\u0131n kendisi gibi peygamber olan karde\u015fine kar\u015f\u0131 tutumunu örnek vererek göstermektedir.<\/span><\/p>\n

 “Mûsâ, kavmine k\u0131zg\u0131n ve üzgün bir halde dönünce: ‘Benden sonra arkamdan ne kötü i\u015fler yapt\u0131n\u0131z? Rabbinizin emrini (beklemeyip) acele mi ettiniz?’ dedi, levhalar\u0131 yere att\u0131 ve karde\u015finin ba\u015f\u0131n\u0131 tutup kendine do\u011fru çekmeye ba\u015flad\u0131. (Karde\u015fi): ‘Anam\u0131n o\u011flu, dedi, bu insanlar beni h\u0131rpalad\u0131lar, az daha beni öldürüyorlard\u0131. (Ne olur) dü\u015fmanlar\u0131 üstüme güldürme, beni bu zâlim kavimle beraber tutma!” (A’raf, 150)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

“(Musa) ‘Ey Harun, onlar\u0131n sapt\u0131klar\u0131n\u0131 gördü\u011fün zaman sana ne engel oldu (da önlemedin)?<\/span><\/em> Neden bana uymad\u0131n, buyru\u011fuma kar\u015f\u0131 m\u0131 geldin?’ dedi.<\/em><\/span><\/p>\n

(Hârûn): ‘Ey anam\u0131n o\u011flu, sakal\u0131m\u0131, ba\u015f\u0131m\u0131 tutma, ben senin ‘\u0130srâil o\u011fullar\u0131 aras\u0131nda ayr\u0131l\u0131k ç\u0131kard\u0131n, sözümü tutmad\u0131n’ diyece\u011finden korktum.’ Dedi.” (Taha, 92-94)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Müslümanlara kar\u015f\u0131 \u015fefkatli ve merhametli olmak<\/span><\/em><\/strong><\/span><\/p>\n

Kur’an, kâfir ve mü\u015friklere kar\u015f\u0131 Müslümanlar\u0131n \u015fiddetli ve kat\u0131 olmalar\u0131n\u0131 emrederken, Müslümanlara kar\u015f\u0131 yumu\u015fak davranmalar\u0131 ve onlar\u0131 koruyup kollamalar\u0131 konusunda tavsiyelerde bulunuyor.<\/span><\/p>\n

“Muhammed Allâh’\u0131n Rasulüdür; onun yan\u0131nda bulunanlar, kâfirlere kar\u015f\u0131 kat\u0131, birbirlerine kar\u015f\u0131 merhametlidirler. Onlar\u0131n, rükû ve secde ederek Allâh’\u0131n lutuf ve r\u0131zâs\u0131n\u0131 arad\u0131klar\u0131n\u0131 görürsün. Yüzlerinde secde izinden ni\u015fanlar\u0131 vard\u0131r. Onlar\u0131n Tevrât’taki vas\u0131flar\u0131 ve \u0130ncildeki vas\u0131flar\u0131 da \u015föyle bir ekin gibidir ki, filizini ç\u0131kard\u0131, onu güçlendirdi, kal\u0131nla\u015ft\u0131, derken gövdesinin üstüne dikildi, ekincilerin ho\u015funa gider, onlara kar\u015f\u0131 kâfirleri de öfkelendirir bir duruma geldi. Allâh onlardan inan\u0131p iyi i\u015fler yapanlara ma\u011ffiret ve büyük mükâfât vadetmi\u015ftir.” (Fetih, 29)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

“Ey iman edenler, sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, yak\u0131nda öyle bir toplum getirecek ki (O), onlar\u0131 sever, onlar da O’nu severler. Mü’minlere kar\u015f\u0131 alçak gönüllü, kâfirlere kar\u015f\u0131 onurlu ve \u015fiddetlidirler. Allah yolunda cihâd ederler, hiçbir k\u0131nay\u0131c\u0131n\u0131n k\u0131namas\u0131ndan korkmazlar. Bu, Allâh’\u0131n bir lutfudur, onu diledi\u011fine verir. Allâh'(\u0131n lutfu) geni\u015ftir, (O), bilendir.” (Maide, 54)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

\u0130slâmi yap\u0131n\u0131n olu\u015fmas\u0131nda ve devam\u0131nda, Müslümanlar aras\u0131ndaki ili\u015fkilerin sevgi, sayg\u0131 ve merhamete dayanmas\u0131 esast\u0131r. Müslümanlar, beraber olduklar\u0131nda birbirlerine kar\u015f\u0131 merhametli olduklar\u0131 gibi birbirlerinden çok uzakta bulunmalar\u0131 halinde de onlar, birbirlerini dü\u015fünürler. T\u0131pk\u0131 Hz. \u0130brahim (as)’\u0131n, Hz. Lut (as)’\u0131 dü\u015fündü\u011fü gibi.<\/span><\/span><\/p>\n

“\u0130brâhim’den korku gidip kendisine sevinç gelince, Lût kavmi hakk\u0131nda bizimle tart\u0131\u015fma\u011fa ba\u015flad\u0131.<\/span><\/em> Çünkü \u0130brahim, gerçekten halimdir, içlidir, (Allah’a) yüz tutup yalvarand\u0131r.<\/em> (Melekler): ‘Ey \u0130brâhim, dediler, bundan vazgeç (bo\u015funa u\u011fra\u015fma). Zira Rabbinin emri gelmi\u015ftir. Mutlaka onlara, geri çevrilmez azâb gelecektir!” (Hud, 74-76)<\/em><\/span><\/p>\n

Davette yumu\u015fakl\u0131k göstermek<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Tevhidi esaslar\u0131n ortaya konulmas\u0131nda ve insanlarla diyalo\u011fun kurulmas\u0131nda yüce Allah (cc), Müslümanlar\u0131n yumu\u015fak davranmalar\u0131n\u0131 bildirmektedir. Bu konuda Kur’an, Hz. \u0130brahim (as) ve Hz. Musa (as)’dan örnekler vermektedir.<\/span><\/p>\n

“Fir’avn’e gidin, çünkü o azd\u0131; ona yumu\u015fak söz söyleyin, belki ö\u011füt al\u0131r veya korkar.” (Taha, 43-44)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Kur’an, Müslüman bireyin nerede, nas\u0131l  davranaca\u011f\u0131n\u0131; olay ve geli\u015fmeler kar\u015f\u0131s\u0131nda nas\u0131l bir tav\u0131r ortaya koyaca\u011f\u0131n\u0131 en ince detay\u0131na kadar belirtmi\u015f, iman edenlerden, bunlar\u0131 ayn\u0131 \u015fekilde uygulamalar\u0131n\u0131 istemi\u015ftir.<\/span><\/p>\n

Kur’an’dan nasipleri, yaln\u0131zca Kur’an’\u0131 yüzünden okuyup b\u0131rakmaktan ya da bir iki ayeti, kar\u015f\u0131s\u0131ndaki muhatab\u0131n\u0131 susturmak amac\u0131 ile kullanmaktan ileri gitmeyen baz\u0131 kimseler, Fir’avn’e kar\u015f\u0131 davetin ortaya konulmas\u0131n\u0131 dillerine dolayarak kâfir ve mü\u015friklere kar\u015f\u0131 yumu\u015fak davran\u0131lmas\u0131 gerekti\u011fini iddia etmektedirler. Onlar, bu sözleri ile bizzat kendilerinin, savunduklar\u0131 ki\u015fileri Fir’avn olarak kabul ettiklerinin bile fark\u0131nda de\u011fildirler.<\/span><\/p>\n

Fir’avnla\u015fm\u0131\u015f ki\u015filere ve onlar\u0131n takipçilerine elbette, Fir’avn’e davran\u0131ld\u0131\u011f\u0131 gibi davranmak gerekir, ancak Samiri ve Belam ibn Baura gibi dini bozan, Allah’\u0131n indirdi\u011fi gerçekleri gizleyen, Hakk\u0131 bat\u0131lla bulayan, Tevhidi esaslar\u0131 de\u011fi\u015ftirmeye kalk\u0131\u015fan ve bunu insanlardan gizleyen Samiri soylu belamlara kesinlikle yumu\u015fak davran\u0131lmaz.<\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), Samiri’ye yap\u0131lan\u0131 Kur’an’da Müslümanlara örnek verdi\u011fi gibi, Belam ibnu Baura’y\u0131 da dilini sark\u0131tan köpe\u011fe benzetmi\u015f ve indirdi\u011fi Tevhidi gerçekleri gizleyenlere, Allah’\u0131n ayetlerini az bir de\u011fere sat\u0131p kö\u015fe olanlara, bizzat yüce Allah (cc), lanet okumakta ve Müslümanlar\u0131n da lanet etmelerini istemektedir.<\/span><\/p>\n

“\u0130ndirdi\u011fimiz aç\u0131k delilleri ve hidâyeti biz Kitapta insanlara aç\u0131kça belirttikten sonra gizleyenler, i\u015fte onlara hem Allah lanet eder, hem bütün lanet edebilenler lanet eder.” (Bakara, 159)<\/span><\/em><\/p>\n

“Allâh’\u0131n indirdi\u011fi Kitaptan bir \u015fey gizleyip, onu birkaç paraya satanlar var ya, i\u015fte onlar kar\u0131nlar\u0131na ate\u015ften ba\u015fka bir \u015fey koymuyorlar; K\u0131yâmet günü Allah ne onlara konu\u015facak ve ne de onlar\u0131 temizleyecektir. Onlar, için ac\u0131 bir azâb vard\u0131r.<\/span><\/em> <\/span>Onlar hidâyet kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda sap\u0131kl\u0131k, ma\u011ffiret kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda azap sat\u0131n alm\u0131\u015flard\u0131r. Onlar ate\u015fe, kar\u015f\u0131 ne kadar da dayan\u0131kl\u0131d\u0131rlar.” (Bakara, 174-175)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Davette yumu\u015fakl\u0131k, Hz. \u0130brahim (as) ve Hz. Musa (as)’\u0131n örnekliklerinde görüldü\u011fü üzere davetin, en güzel \u015fekilde ortaya konulmas\u0131d\u0131r. Kâfir ve sap\u0131klar\u0131n Kur’an’da ortaya konulan durumlar\u0131n\u0131n belirtilmesinde ve onlara kar\u015f\u0131 al\u0131nacak tav\u0131rlarda yüce Allah (cc), bir yumu\u015fakl\u0131k istememekte ve bunu Kalem suresi, 9. ayetinde ve Hz. \u0130brahim (as)’\u0131n babas\u0131na ve Hz. Musa (as)’\u0131n Fir’avn’e kar\u015f\u0131 ifadelerinde Müslümanlara bildirmekktedir. Hakk\u0131 bat\u0131la bulamay\u0131 din, hevalar\u0131n\u0131 da ilah edinen kimseler, Samiri gibi ho\u015flar\u0131na gideni yap\u0131p gerçekleri çarp\u0131tmakta, Hakk\u0131 gizleyerek bat\u0131la tabi olmaktad\u0131rlar.<\/span><\/p>\n

Sonuç olarak<\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Kur’an, Müslümanlar\u0131n, kime kar\u015f\u0131 nas\u0131l bir tav\u0131r tak\u0131nacaklar\u0131 konusunda en ince teferruat\u0131na kadar, aç\u0131klamalarda bulunmu\u015f, iman edenlerin, bu hükümlere göre hareket etmelerini istemi\u015ftir. Müslümanlara dü\u015fen görev ve sorumluluk, iman ettikleri Tevhidi esaslara ve ilahi hükümlere göre hareket etmektir. Bunun d\u0131\u015f\u0131ndaki her türlü hareket, ancak hevay\u0131 ilah edinmek ve Kur’an’dan yüzçevirmektir.<\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), Kur’an’\u0131 inzal etmi\u015f, Hakk\u0131 ve bat\u0131l\u0131 aç\u0131klam\u0131\u015f, insanlar\u0131n neyi, nas\u0131l, neye göre ve ne \u015fekilde yapacaklar\u0131n\u0131, nas\u0131l hareket edeceklerini belirlemi\u015f, do\u011fru ve yanl\u0131\u015f olan\u0131 ortaya koymu\u015ftur. Yüce Allah’\u0131n koydu\u011fu hükümleri, sert bulup hevalar\u0131na uymuyor <\/a>diye de\u011fi\u015ftirmeye kalk\u0131\u015fanlar, elbette bu yapt\u0131klar\u0131n\u0131n a\u011f\u0131r sorumlulu\u011funu yüklenecekler ve Rab’leri taraf\u0131ndan bunun için belirlenmi\u015f kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 bulacaklard\u0131r ki bu ceza, içerisinde ebedi kalmak üzere ancak cehennemdir.<\/span><\/p>\n

Müslümanlar\u0131n, olay ve ki\u015filere kar\u015f\u0131 onurlu duru\u015flar\u0131n\u0131 sert görenler, asl\u0131nda \u0130slâmi hassasiyetleri olan, Tevhidi esaslar\u0131 çok iyi bilen, her söz ve hareketlerinde Rab’lerini raz\u0131 etmeyi dü\u015fünen kimseler de\u011fillerdir. Onlar, Kur’an’dan nasipleri yaln\u0131zca bir kaç ayeti okuyup ezberlemekten ibaret olan, birço\u011fu ta\u011fut ve ta\u011futun mezhepleri olan küfür yuvas\u0131 partileri destekleyen, çocuklar\u0131, e\u015fleri, destekledikleri partileri, ticaretleri ve dünyevi basit birkaç ç\u0131karlar\u0131 için Kur’an’dan yüzçeviren, ayetlerin bir k\u0131sm\u0131n\u0131 al\u0131p bir k\u0131sm\u0131n\u0131 b\u0131rakan, ta\u011futtan izin ve icazetle kurulan \u015firk ve küfür yuvalar\u0131nda yuvalanan, Samirinin günümüz temsilcili\u011fini yapan, \u015firk yuvalar\u0131na gidip oradaki Samiri soylu belamlar\u0131 zillet içerisinde dinleyen, Müslüman olma onuruna ula\u015fmayan, topuklar\u0131 üzerinden gerisin geriye eski batakl\u0131klar\u0131na dönen, ki\u015filik ve seviye noktas\u0131nda yerin derinliklerindeki çukurlarda olan kimselerdir. Bunlar;<\/span><\/span><\/p>\n

“Allah’a verdikleri sözü iyice peki\u015ftirdikten sonra bozanlar ve Allah’\u0131n biti\u015ftirilmesini istedi\u011fi \u015feyi kesenler ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar. \u0130\u015fte lanet onlara, yurdun kötü sonucu da onlarad\u0131r.” (Rad, 25)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Konulan ilahi hükümleri de\u011fi\u015ftirip çarp\u0131tarak, bu hükümlere ayk\u0131r\u0131 hareket etmek yanl\u0131\u015f ve bu fiiller, sahibini dünya ve ahiret azab\u0131na sürükler. \u0130\u015fte bu, ki\u015fi için ç\u0131lg\u0131nl\u0131k ve deliliktir. Do\u011fru ve yanl\u0131\u015f\u0131 belirleyen yüce Allah’t\u0131r. O’nun d\u0131\u015f\u0131nda hüküm koymak ve bunu din haline getirmek, sap\u0131kl\u0131ktan ba\u015fka bir \u015fey de\u011fildir.<\/span><\/p>\n

Kur’ani esaslara, Tevhidi ilkelere uygun hareket edenler do\u011fru yoldad\u0131rlar. Bunun d\u0131\u015f\u0131nda yol ve yöntem koyanlar ve bu Kur’an d\u0131\u015f\u0131 yol ve yönteme tabi olanlar ise, yanl\u0131\u015f üzerinde bulunduklar\u0131 için sap\u0131kl\u0131k ve dalalet içerisindedirler.<\/span><\/p>\n

“Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve art\u0131k ben O(na) ortak ko\u015fanlardan de\u011filim!” (En’am, 79)<\/span><\/em><\/span><\/p>\n

Selam, hidayete tabi olanlar\u0131n üzerine olsun.<\/span><\/p>\n

<\/p>\n

Ramazan Y\u0131lmaz: 2013.10.23
\n