{"id":193,"date":"2020-03-25T18:28:42","date_gmt":"2020-03-25T18:28:42","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/iman-etmek-yeniden-varolmaktir\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:42","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:42","slug":"iman-etmek-yeniden-varolmaktir","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/iman-etmek-yeniden-varolmaktir\/","title":{"rendered":"\u0130MAN ETMEK, YEN\u0130DEN VAROLMAKTIR"},"content":{"rendered":"
Yüce Allah (cc), insan\u0131 belli bir f\u0131trat üzerinde yaratm\u0131\u015f, insan\u0131n, kendisine verilen özellikleri koruyup korumayaca\u011f\u0131na, kendisini \u015fahit tutmak üzere onu yeryüzüne göndermi\u015ftir. <\/span>\u0130nsan, sahip oldu\u011fu de\u011ferlere, ta\u015f\u0131d\u0131\u011f\u0131 kimlik ve ki\u015fili\u011fe, takip etti\u011fi ya da taraf oldu\u011fu siyasi görü\u015f ve sistemlere göre, yarat\u0131l\u0131\u015fta kendisine verilen özellikleri ya kaybederek alçal\u0131r ya da bu özellikleri daha da geli\u015ftirerek yücelir. “Biz insan\u0131 en güzel biçimde yaratt\u0131k,<\/span><\/em> <\/span>sonra onu a\u015fa\u011f\u0131lar\u0131n a\u015fa\u011f\u0131s\u0131na çevirdik.” (Tin, 4-5)<\/span><\/em> \u0130nsana, insan olma onurunu kazand\u0131r\u0131p onu, “Mahlukat\u0131n en \u015ferefli” makam\u0131na yücelten en büyük de\u011fer, hiç ku\u015fkusuzdur ki, yüce Allah’a olan iman\u0131 ve bu iman do\u011frultusunda ortaya koydu\u011fu fiilleridir. Yüce Allah’a iman, insan\u0131n Rabb’i ile olan ba\u011f\u0131n\u0131 sa\u011flayan bir ba\u011f oldu\u011fundan ki\u015fi, tüm dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131, Rabb’inin kendisinebildirdi\u011fi Tevhidi esaslar içerisinde düzenler ve böylece, yarat\u0131l\u0131\u015fta kendisine verilen özellikleri daha da geli\u015ftirerek yücelir. Yüce Allah’a ve O’nun gönderdi\u011fi Tevhidi esaslara iman etmek, dünya hayat\u0131nda, kimi olumsuz \u015fartlar\u0131n ve \u015feytan aleyhillanenin etkisi ile f\u0131tratta kendisine verilen özellikleri, k\u0131smen ya da tamamen kaybeden insan\u0131n yeniden varolmas\u0131, yeni bir kimlik ve ki\u015filik ku\u015fanmas\u0131d\u0131r. \u0130man, hiçbir \u015fekilde pazarl\u0131k kabul etmez, ertelenmez, üzerinde dü\u015fünülmez. O, bir kalbe girdi mi, kalpte varolan her \u015fey an\u0131nda d\u0131\u015far\u0131 ç\u0131kar ve kalp as\u0131l sahibini a\u011f\u0131rlar. Nitekim sihirbazlar da bu gerçe\u011fi hemen kavram\u0131\u015flar, gördükleri muazzam olay\u0131n, be\u015feri bir \u015fey olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 anlam\u0131\u015flar ve an\u0131nda tepki verip hiç dü\u015fünmeden, Hz. Musa (as) ve Hz. Harun (as)’\u0131n teslim olduklar\u0131 Rabb’e onlar da teslim olup Müslüman olmu\u015flard\u0131r.. \u0130man, izin ve pazarl\u0131k kabul etmez \u0130man edecek kimse, hiçbir \u015fekilde ba\u015fkas\u0131ndan izin almaz, alamaz; böyle bir iman zaten geçersiz bir imand\u0131r. Gerçekten iman edenler, hiçbir \u015fekilde bu u\u011furda ba\u015flar\u0131na gelecekleri dü\u015fünmezler, pazarl\u0131k kabul etmezler, ba\u015fka \u015feyleri gözönünde bulundurarak iman etmezler. Sihirbazlar, ne Fir’avn’den alacaklar\u0131 ünvanlar\u0131, ne de Fir’avn’\u0131n onlara ne yapaca\u011f\u0131n\u0131 dü\u015fünmeden, gördükleri gerçe\u011fe hemen teslim olmu\u015flar, Rab’leri yüce Allah’a iman etmi\u015flerdir. “Fir’avn: ‘Ben size izin vermeden ona inand\u0131n\u0131z m\u0131? Bu, bir tuzakt\u0131r, \u015fehirde bu tuza\u011f\u0131 kurdunuz ki, halk\u0131n\u0131 oradan ç\u0131karas\u0131n\u0131z, ama yak\u0131nda bileceksiniz; elbette ellerinizi ve ayaklar\u0131n\u0131z\u0131 çaprazlama kesece\u011fim, sonra hepinizi asaca\u011f\u0131m!” (A’raf, 123-124)<\/span><\/em> Her dönemin zorba ta\u011futi güçleri, fikir plan\u0131nda alt edemedikleri dü\u015fünce ve ki\u015fileri, bask\u0131 ve zorbal\u0131kla susturmaya çal\u0131\u015f\u0131rlar. Fikir ç\u0131kmaza girdi\u011finde \u015fiddet ba\u015flar, deyimi tam cahil zorbalar\u0131 ifade ediyor. Onlar, ellerindeki güç ile her \u015feyi yapacaklar\u0131n\u0131 ve insanlar\u0131 susturacaklar\u0131n\u0131 zannediyorlar. Ancak gerçek iman sahipleri, ne zorbalar\u0131n tehditlerini, ne de onlar\u0131n verecekleri makam ve mevkileri dü\u015fünürler. \u0130man edenler için tek gerçek, Rablerinin r\u0131zas\u0131n\u0131 kazanmak ve O’na gere\u011fi gibi kul olmakt\u0131r. “ Dediler ki: ‘Biz zaten Rabbimize dönece\u011fiz, Rabbimizin, bize gelmi\u015f olan ayetlerine inand\u0131\u011f\u0131m\u0131z için bizden öc al\u0131yorsun. (Ey) Rabbimiz, üzerimize sab\u0131r bo\u015falt ve bizi müslümanlar olarak öldür.” (A’raf, 125-126)<\/span><\/em> \u0130\u015fte gerçek iman ve Allah’a teslimiyet budur; daha birkaç dakika önce önünde rükuya vard\u0131klar\u0131 Fir’avn’a, \u015fimdi pervas\u0131zca meydan okuyor, onu bir hiç olarak gördüklerini ve önemsemediklerini ilan ediyorlard\u0131. “Dediler ki: ‘Biz seni, bize gelen aç\u0131k delillere ve bizi yaratana tercih edemeyiz; yapaca\u011f\u0131n\u0131 yap, sen ancak bu dünya hayat\u0131nda istedi\u011fini yapabilirsin.<\/span><\/em> Biz Rabbimize inand\u0131k ki (O) bizim günahlar\u0131m\u0131z\u0131 ve senin bizi yapmaya zorlad\u0131\u011f\u0131n büyüyü ba\u011f\u0131\u015flas\u0131n. Allah daha hay\u0131rl\u0131 ve (O’nun mükâfât\u0131 ve cezâs\u0131) daha süreklidir.” (Taha, 72-73)<\/em> \u0130man etmek, yepyeni bir ki\u015filik ku\u015fanmak, yepyeni bir kimli\u011fe sahip olmakt\u0131r.<\/span><\/em><\/strong> Sihirbazlar, yüce Allah’a iman etmekle zilleti terkedip onurlu bir ki\u015filik ku\u015fanm\u0131\u015flar ve bunu da aç\u0131kça ortaya koymu\u015flard\u0131r. Onlar, o güne kadar zilllet içerisinde önünde e\u011filip yücelttikleri, ondan üstün kimseyi tan\u0131mad\u0131klar\u0131 Fir’avn’\u0131n, yüce Allah’a iman ettikten sonra yaln\u0131zca s\u0131radan bir be\u015fer oldu\u011funu anlad\u0131lar ve ona kar\u015f\u0131 yeni sahip olduklar\u0131 kimlikle ç\u0131kt\u0131lar. Onlar, “Alemlerin Rabbine inand\u0131k Musa ve Harun’un Rabbine”<\/em> diyerek yeni kimliklerini aç\u0131klam\u0131\u015f oldular ve bizi müslümanlar olarak öldür.’<\/em> diyerek Müslüman olduklar\u0131n\u0131 Fir’avn’e ve adamlar\u0131na bildirdiler. Kendisini, her \u015feyi yapmaya muktedir zanneden, insanlar üzerinde en üstün otorite, rab ve ilah oldu\u011funu iddia eden Fir’avn, istedi\u011fi zaman insanlar\u0131 sindirip susturaca\u011f\u0131n\u0131 zannediyor, bu nedenle onlara kar\u015f\u0131 pervas\u0131zca konu\u015fuyor ve en büyük kendisi oldu\u011funu söylüyordu. \u0130man etmek, insan\u0131n, dü\u015fünsel ve fiziksel olarak eskiye ait her \u015feyini terk ederek yepyeni bir ki\u015filik ve kimlik kazanmas\u0131, kendi hayat\u0131n\u0131, çevresini ve dünya hayat\u0131n\u0131, yeni iman edilen esaslara göre dizayn etmesidir. \u0130man, bir kalbe girince o kalp sahibi için art\u0131k tek de\u011fer, iman etti\u011fi Rabb’i ve Rabb’inden gelen emirlerdir. O iman edenleri, ne çevresel olumsuz \u015fartlar, ne zorbalar\u0131n bask\u0131lar\u0131, ne dünyevi de\u011ferler ve ne de aile ve akrabalar\u0131 eski konumuna dönderebilir. \u0130man\u0131n, insan\u0131 yüceltebilmesi için iman eden kimselerin, neye iman ettiklerini ve bu imanlar\u0131n\u0131n kendilerinden ne istedi\u011fini çok iyi bilmeleri gerekir. \u0130man, bir kalbe girince o kalp sahibi için art\u0131k tek de\u011fer, iman etti\u011fi Rabb’i ve Rabb’inden gelen emirlerdir. O iman edenleri, ne zorbalar\u0131n bask\u0131lar\u0131, ne dünyevi de\u011ferleri ve ne de aile ve akrabalar\u0131 durdurabilir. \u0130man eden kimseler, neye iman ettiklerini ve bu imanlar\u0131n\u0131n kendilerinden ne istedi\u011fini çok iyi bilmek zorundad\u0131rlar. Yüce Allah (cc), iman eden kimselerin, yaln\u0131zca “iman etttik demekle<\/strong>” b\u0131rak\u0131lmayacaklar\u0131n\u0131 ve bu ifade ile cennete girmeyeceklerini, hayatlar\u0131ndaki de\u011fi\u015fikliklerin ne oldu\u011funu bildirmektedir. “Yoksa siz, sizden önce geçenlerin durumu ba\u015f\u0131n\u0131za gelmeden cennete girece\u011finizi mi sand\u0131n\u0131z? Onlara öyle yoksulluk ve s\u0131k\u0131nt\u0131 dokunmu\u015ftu, öyle sars\u0131lm\u0131\u015flard\u0131 ki, nihayet peygamber ve onunla birlikte inananlar: ‘Allah’\u0131n yard\u0131m\u0131 ne zaman?’ diyecek olmu\u015flard\u0131. \u0130yi bilin ki, Allâh’\u0131n yard\u0131m\u0131 yak\u0131nd\u0131r.” (Bakara, 214) “Yüzlerinizi do\u011fu ve bat\u0131 taraf\u0131na çevirmeniz iman de\u011fildir; as\u0131l iman odur ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere inand\u0131; sevdi\u011fi mal\u0131n\u0131 yak\u0131nlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalm\u0131\u015flara, dü\u015fkünlere ve boyunduruk alt\u0131nda bulunanlara verdi; namaz\u0131 k\u0131ld\u0131, zekât\u0131 verdi; andla\u015fma yapt\u0131klar\u0131 zaman andla\u015fmalar\u0131n\u0131 yerine getirenler; s\u0131k\u0131nt\u0131, hastal\u0131k ve sava\u015f zamanlar\u0131nda sabredenler, i\u015fte do\u011fru olanlar onlard\u0131r, muttakiler de onlard\u0131r.” (Bakara, 214) \u0130man etmek, kalpte, dü\u015füncede, söz ve davran\u0131\u015fta eskiye ait olan kültür, gelenek, al\u0131\u015fkanl\u0131k gibi ne varsa hepsini söküp atmak ve bir daha kesinlikle onlara yakla\u015fmamak ve istememektir. \u0130man ettikten sonra eskiye ait bir \u015feyi istemek ve özlemek, iman noktas\u0131nda bir ar\u0131zan\u0131n oldu\u011funu gösterir ve ki\u015fi için tehlike i\u015faretlerinin varoldu\u011funu belirtir. Bu ar\u0131za giderilmedi\u011fi zaman, art\u0131k o kimse için \u015firk kap\u0131dad\u0131r demektir. \u0130man eden bireyde, geçmi\u015fe ait en küçük bir ayr\u0131nt\u0131n\u0131n kalmas\u0131 halinde bu, ki\u015finin dü\u015füncesinde zamanla büyür ve ki\u015fiyi, gerisin geriye eski durumuna, eski dinine dönmesine neden olur. Tarihsel süreçte, irtidat eden toplumlara bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda bunlar\u0131n, eski al\u0131\u015fk\u0131nl\u0131klar\u0131n\u0131 yeni iman ettikleri dine ta\u015f\u0131d\u0131klar\u0131 ve zamanla bu al\u0131\u015fkanl\u0131klar\u0131n\u0131 din haline getirdikleri ve daha sonra eski kültürel al\u0131\u015fkanl\u0131klar\u0131n\u0131 yeni dinlerinden kabul edip ona uyduklar\u0131 görülür. Bugün Anadolu’da halk taraf\u0131ndan yap\u0131lan birçok hareket ve söylenen sözlerin, eski gelenek, al\u0131\u015fkanl\u0131k ve kültürlerinden oldu\u011fu aç\u0131kça görülmektedir. Yüce Allah’a ve O’nun gönderdi\u011fi Tevhidi esaslara iman etmek, önceden inan\u0131lan ve tabi olunan bütün dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015flar\u0131 terkedip yepyeni bir dünya görü\u015füne sahip olmakt\u0131r. Yüce Allah’a iman eden kimse, hayat\u0131n\u0131, iman etti\u011fi esaslara, yeni dünya görü\u015füne göre düzenlemeli, düzenlemek için çal\u0131\u015fmal\u0131d\u0131r. Yüce Allah’a iman etmekle yeni kimlik ve ki\u015fili\u011fe sahip olan kimse, bu yeni kimlik ve ki\u015fili\u011fini, hiçbir \u015feyden ve kimseden korkmadan aç\u0131kça ortaya koymal\u0131 ve bunu, t\u0131pk\u0131 Fir’avn’\u0131n sihirbazlar\u0131 gibi, neye iman etti\u011fini aç\u0131kça ifade etmelidir. “Alemlerin Rabbine iman ettik,<\/span><\/em> <\/span>Musa ve Harun’un Rabbine!’ dediler.” (A’raf, 121-122)<\/span><\/em> Sihirbazlar, yüce Allah’a iman eder etmez, sihri b\u0131rakm\u0131\u015f, daha birkaç dakika önce önünde e\u011filip rükuya vard\u0131klar\u0131, kendisinden takdir bekledikleri Fir’avn’\u0131n kar\u015f\u0131s\u0131nda dikilmi\u015f, pervas\u0131zca ona meydan okuyorlar ve onu bir hiç olarak gördüklerini ve önemsemediklerini ilan ediyorlard\u0131. “Fir’avn: ‘Ben size izin vermeden ona inand\u0131n\u0131z m\u0131? Bu, bir tuzakt\u0131r, \u015fehirde bu tuza\u011f\u0131 kurdunuz ki, halk\u0131n\u0131 oradan ç\u0131karas\u0131n\u0131z, ama yak\u0131nda bileceksiniz!, Elbette ellerinizi ve ayaklar\u0131n\u0131z\u0131 çaprazlama kesece\u011fim, sonra hepinizi asaca\u011f\u0131m! Dediler ki: ‘Biz zaten Rabbimize dönece\u011fiz!<\/span><\/em> <\/span>Rabbimizin, bize gelmi\u015f olan ayetlerine inand\u0131\u011f\u0131m\u0131z için bizden öc al\u0131yorsun. (Ey) Rabbimiz, üzerimize sab\u0131r bo\u015falt ve bizi Müslümanlar olarak öldür!” (A’raf, 123-126) \u0130\u015fte gerçek iman ve Allah’a teslimiyet budur; iman\u0131n gerektirdi\u011fi \u015fekilde hareket etmek, her yönüyle de\u011fi\u015fmek ve bu de\u011fi\u015fiklikleri apaç\u0131k bir \u015fekilde, hiçbir korku ve endi\u015fe duymadan aç\u0131klamak ve geçmi\u015fi oldu\u011fu gibi reddedip b\u0131rakmakt\u0131r. <\/span>“Dediler ki: ‘Biz seni, bize gelen aç\u0131k delillere ve bizi yaratana tercih edemeyiz; yapaca\u011f\u0131n\u0131 yap, sen ancak bu dünya hayat\u0131nda istedi\u011fini yapabilirsin.<\/span><\/em> Biz Rabbimize inand\u0131k ki (O) bizim günahlar\u0131m\u0131z\u0131 ve senin bizi yapmaya zorlad\u0131\u011f\u0131n büyüyü ba\u011f\u0131\u015flas\u0131n. Allah daha hay\u0131rl\u0131 ve (O’nun mükâfat\u0131 ve cezas\u0131) daha süreklidir.” (Taha, 72-73)<\/em> \u0130man etmek, çok de\u011ferli bir e\u015fya al\u0131r gibi, onu bir kasaya koyup saklamak de\u011fildir. \u0130man etmek, ki\u015finin önce kendisiyle, daha sonra içerisinde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 toplumla ve giderek siyasal güçlerlekar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya gelmesi ve iman etti\u011fi esaslar\u0131, bütün aç\u0131kl\u0131\u011f\u0131 ile ortaya koymas\u0131 demektir. Bu, iman\u0131n ki\u015fide varoldu\u011funun göstergesidir. Toplum ve siyasal egemen güçler, iman eden ki\u015fideki, söz ve hareketlerin de\u011fi\u015fkenli\u011fine \u015fahit olmal\u0131d\u0131r. Kur’an, iman eden ki\u015filerdeki söz ve hareketlerin nas\u0131l de\u011fi\u015fti\u011fini, toplumun ve egemen siyasal güçlerin bu de\u011fi\u015fikliklere kar\u015f\u0131 nas\u0131l tav\u0131r ald\u0131klar\u0131n\u0131, iman edecek kimselere örnek olmas\u0131 için, bütün ayr\u0131nt\u0131lar\u0131 ile bildirmektedir. Putperest bir baban\u0131n o\u011flu olan Hz. \u0130brahim (as), yüce Allah’a iman etti\u011fi güne kadar, hiçbir \u015feye kar\u0131\u015fmaz, hiçbir \u015feyi ele\u015ftirmezken, iman ettikten sonra babas\u0131n\u0131n ve toplumun kar\u015f\u0131s\u0131na ç\u0131karak yapt\u0131klar\u0131 yanl\u0131\u015fl\u0131klar\u0131 aç\u0131kça ifade etmi\u015f, onlar\u0131n, putlar\u0131 b\u0131rakarak yüce Allah’a iman etmelerini istemi\u015ftir. “Babas\u0131na: ‘Babac\u0131\u011f\u0131m, i\u015fitmeyen görmeyen ve sana hiçbir yarar\u0131 olmayan \u015feylere niçin tap\u0131yorsun? Babac\u0131\u011f\u0131m, bana sana, gelmeyen bir bilgi geldi; bana uy, seni düzgün bir yola ileteyim. Babac\u0131\u011f\u0131m, \u015feytana tapma, çünkü \u015feytan, Rahman’a isyan etmi\u015ftir. Babac\u0131\u011f\u0131m, ben sana Rahman’dan bir azab\u0131n dokunmas\u0131ndan korkuyorum; o zaman, \u015feytan\u0131n dostu olursun’ demi\u015fti.” (Meryem, 42-45) “\u0130brahim’i de kavmine: ‘Allah’a kulluk edin, O’ndan korkun, bilirseniz bu, sizin için daha hay\u0131rl\u0131d\u0131r. Siz Allah’tan ba\u015fka bir tak\u0131m putlara tap\u0131yorsunuz, yalan \u015feyler uyduruyorsunuz. Sizin Allah’tan ba\u015fka tapt\u0131klar\u0131n\u0131z, size r\u0131z\u0131k vermezler, siz r\u0131zk\u0131 Allah’\u0131n yan\u0131nda aray\u0131n, O’na tap\u0131n ve O’na \u015fükredin. O’na döndürüleceksiniz. E\u011fer yalanlarsan\u0131z, sizden önceki ümmetler de yalanlam\u0131\u015flard\u0131. Elçiye dü\u015fen, yaln\u0131z aç\u0131kça duyurmakt\u0131r.’ dedi.” (Ankebut, 16-18) Hz. \u0130brahim (as), kavminin ve babas\u0131n\u0131n tehdit ve sald\u0131r\u0131lar\u0131na kar\u015f\u0131 tavr\u0131n\u0131 net olarak ortaya koymu\u015f ve ne r\u0131z\u0131k, ne de can\u0131na bir zarar gelmesi konusunda onlardan korkmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve alemlerin Rabbi yüce Allah’a s\u0131\u011f\u0131nd\u0131\u011f\u0131n\u0131 aç\u0131klam\u0131\u015ft\u0131r. “\u0130\u015fte gördünüz mü neye tap\u0131yorsunuz? Siz ve eski atalar\u0131n\u0131z? Onlar benim dü\u015fman\u0131md\u0131r; yaln\u0131z alemlerin Rabbi (dostumdur). Beni yaratan ve bana yol gösteren O’dur. Bana yediren ve içiren O’dur, hastaland\u0131\u011f\u0131m zaman bana \u015fifa veren O’dur. Beni öldürecek, sonra diriltecek O’dur, ceza günü hatam\u0131 ba\u011f\u0131\u015flayaca\u011f\u0131n\u0131 umdu\u011fum da O’dur.’ dedi.” (\u015euara, 75-82) Hz. \u0130brahim (as), çok net bir \u015fekilde iman etti\u011fi esaslar do\u011frultusunda hareket etmi\u015f, neye kar\u015f\u0131 oldu\u011funu, kime iman etti\u011fini apaç\u0131k bir \u015fekilde babas\u0131na ve kavmine bildirmi\u015ftir. Hz. \u0130brahim (as)’\u0131n yüce Allah’a iman ettikten sonraki bu bamba\u015fka ki\u015fili\u011fi ve bu ki\u015filik do\u011frultusundaki Tevhidi hareketi, bütün Risalet önderleri taraf\u0131ndan t\u0131pat\u0131p ortaya konulmu\u015ftur. Hz. \u015euayb (as)’\u0131n iman ettikten sonraki tavr\u0131, tüm ça\u011flardaki Müslümanlara \u0131\u015f\u0131k tutmakta, Müslümanlar\u0131n, ya\u015fad\u0131klar\u0131 toplumlar içerisindeki davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131n ve zorbalara kar\u015f\u0131 tutumlar\u0131n\u0131n nas\u0131l olmas\u0131 gerekti\u011fi konusunda çok güzel bir örneklik te\u015fkil etmektedir. Hz. \u015euayb (as), daha önce kendi toplumu içerisinde namaz\u0131n\u0131 k\u0131l\u0131p o toplumun kötü fiillerine bula\u015fmad\u0131\u011f\u0131 halde kimse bundan rahats\u0131zl\u0131k duymuyordu. Ancak o, ne zaman ki, kendisine bildirilen ilahi mesaja, gere\u011fi gibi iman edip onu insanlara anlatmaya ba\u015flad\u0131\u011f\u0131nda ve onlardan, yapt\u0131klar\u0131 kötü fiilleri terk etmelerini istedi\u011finde, i\u015fte o zaman k\u0131nanmaya, bask\u0131 görmeye ve tehditler almaya ba\u015flad\u0131. “<\/span><\/em>Ey \u015euayb, senin namaz\u0131n m\u0131 sana, atalar\u0131m\u0131z\u0131n tapt\u0131\u011f\u0131 \u015feylerden yahut mallar\u0131m\u0131z üzerinde diledi\u011fimizi yapmaktan vazgeçmemizi emrediyor? Oysa sen, yumu\u015fak huylu, ak\u0131ll\u0131s\u0131n!’ dediler.” (Hud, 87)<\/span><\/em> Zorba egemen güçler ve onlar\u0131n paralelinde hareket eden küfür ve \u015firk ehli, kendilerine ses ç\u0131kar\u0131lmad\u0131\u011f\u0131, yapt\u0131klar\u0131 kötü fiillere kar\u0131\u015f\u0131lmad\u0131\u011f\u0131 sürece seslerini ç\u0131karmazlar. Ancak ne zaman ki, kar\u015f\u0131lar\u0131na ç\u0131k\u0131p Hak ve Hakikat anlat\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda i\u015fte o zaman bütün kin ve dü\u015fmanl\u0131klar\u0131 ile sald\u0131r\u0131ya geçerler.<\/span> “Dediler: ‘Sen iyice büyülenmi\u015flerdensin,<\/span><\/em> sen de bizim gibi bir insans\u0131n, biz seni mutlaka yalanc\u0131lardan san\u0131yoruz.” (\u015euara, 185-186)<\/em> “Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler dediler ki: ‘Ey \u015euayb, mutlaka seni ve seninle beraber iman edenleri kentimizden ç\u0131kar\u0131r\u0131z ya da dinimize dönersiniz!’ Dedi ki: ‘\u0130stemesek de mi’?” (A’raf, 88)<\/span><\/em> Hz. \u015euayb (as), iman ettikten sonra, kavmine ait siyasi dünya görü\u015flerini ve onlar\u0131n kurallar\u0131n\u0131 terketmi\u015f, bamba\u015fka bir kimlik ve ki\u015filikle toplumunun kar\u015f\u0131s\u0131na ç\u0131km\u0131\u015ft\u0131r. Egemen güçlerin, Hz. \u015euayb (as)’\u0131 eski durumuna döndürmek için yapt\u0131klar\u0131 tüm tehdit ve \u015fantajlara ald\u0131r\u0131\u015f etmemi\u015ftir. Çünkü eski dinine dönmesi, onlar\u0131n kurallar\u0131n\u0131 kabul etmesi, iman edilen Tevhidi esaslardan dönmesi, küfre ve \u015firke sapmas\u0131 demekti. <\/span>\u0130\u015fte bu gerçe\u011fi bilen Hz. \u015euayb (as), kendisinden, kendi kurallar\u0131na dönmesini isteyen zorba güçlere çok net bir cevap vermi\u015ftir.<\/span> “Allah, bizi sizin dininizden kurtard\u0131ktan sonra e\u011fer tekrar ona dönersek, Allah’\u0131n üzerine yalan atm\u0131\u015f oluruz. Rabbimiz Allah, dilemedikten sonra o(sizin di)ne dönmemiz bizim için olur \u015fey de\u011fildir. Rabbimiz, bilgice her \u015feyi ku\u015fatm\u0131\u015ft\u0131r, biz Allah’a dayanm\u0131\u015f\u0131z. Rabbimiz, bizimle kavmimizin aras\u0131n\u0131 gerçekle aç, muhakkak ki sen açanlan\u0131n en iyisisin!” (A’raf, 89)<\/span><\/em> Yüce Allah’\u0131n bildirdi\u011fi esaslara iman eden kimse, daha önce mensup ya da taraf oldu\u011fu siyasi görü\u015fü, ideolojiyi, her \u015feyi ile terk etmek ve hiçbir \u015fekilde ondan bir iz ta\u015f\u0131mamak zorundad\u0131r. Hz. \u015euayb (as), bu durumu ifade ederek: “Allah, bizi sizin dininizden kurtard\u0131ktan sonra e\u011fer tekrar ona dönersek, Allah’\u0131n üzerine yalan atm\u0131\u015f oluruz.”<\/em> demektedir. Yüce Allah’a iman edip yeni bir kimlik ve ki\u015filikle ortaya ç\u0131kan kimselere, her dönemde kavimleri dü\u015fman olmu\u015f, onlara en a\u011f\u0131r hakaretler yap\u0131lm\u0131\u015f, onlar, en a\u011f\u0131r i\u015fkencelere maruz b\u0131rak\u0131lm\u0131\u015flard\u0131r. <\/span>Umut besleyip gelecekte yararl\u0131 olaca\u011f\u0131n\u0131 dü\u015fündükleri ki\u015filerin, ç\u0131karlar\u0131na ayk\u0131r\u0131 bir \u015fey söylemesi üzerine küfür cephesi, birden o güvenip umut besledikleri ki\u015filere dü\u015fman olurlar, onlara sald\u0131r\u0131rlar, deli diye damgalarlar. Hz. \u0130brahim (as)’\u0131n, bir ömür içlerinde ya\u015famas\u0131na hiçbir \u015fey söylemeyen putperest toplum, onun Allah ad\u0131na insanlar\u0131 ilahi mesaja davet etmesinden sonra onu ate\u015fe atm\u0131\u015flar, yurdundan ç\u0131karm\u0131\u015flard\u0131r. Ayn\u0131 \u015fekilde daha önce namaz k\u0131lmas\u0131na ra\u011fmen insanlara kar\u0131\u015fmayan Hz. \u015euayb (as)’dan rahats\u0131zl\u0131k duymayan Medyen halk\u0131 ve onlar\u0131n zorba yöneticileri, onun ilahi mesaj\u0131 duyurmas\u0131 üzerine sald\u0131r\u0131ya geçmi\u015fler ve onu susturmaya çal\u0131\u015fm\u0131\u015flard\u0131r.