{"id":191,"date":"2020-03-25T18:28:42","date_gmt":"2020-03-25T18:28:42","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/islamda-mulkiyet\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:42","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:42","slug":"islamda-mulkiyet","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/islamda-mulkiyet\/","title":{"rendered":"\u0130SL\u00c2M\u2019DA M\u00dcLK\u0130YET"},"content":{"rendered":"
Yüce Allah (cc), insan\u0131, uzvi ve içgüdüsel ihtiyaçlar\u0131 olan bir varl\u0131k olarak yaratm\u0131\u015ft\u0131r. Bu, asl\u0131nda insan\u0131n üzerine yarat\u0131ld\u0131\u011f\u0131 f\u0131tratt\u0131r. Bu nedenle insan ancak bu ihtiyaçlar\u0131n kar\u015f\u0131lanmas\u0131 durumunda huzurlu ve mutlu bir \u015fekilde hayat\u0131n\u0131 idame ettirebilir. Uzvi ihtiyaçlar, yemek, içme, hava almak, dinlenmek; iç güdüsel ihtiyaçlar ise, tap\u0131nmak, mal edinmek, kar\u015f\u0131 cinse ihtiyaç duymak ve prestij kazanmak olarak özetlenebilir. Uzvi ihtiyaçlar\u0131n uyar\u0131lmas\u0131, bedenin ihtiyaç duymas\u0131 iledir; beden, hayatiyetini sürdürebilmesi için ihtiyaçlar\u0131n\u0131n kar\u015f\u0131lanmas\u0131n\u0131 ister ve uyar\u0131larda bulunarak ki\u015fiyi, bu ihtiyaçlar\u0131n\u0131 temin etmeye zorlar. Ki\u015fi, hayatta kalmak, hayatiyetini sona erdirmemek için mutlaka uzvi ihtiyaçlar\u0131n\u0131 gidermek, yemek, içmek, hava almak ve dinlenmek zorundad\u0131r. \u0130çgüdüsel ihtiyaçlar\u0131n uyar\u0131c\u0131lar\u0131 d\u0131\u015fardand\u0131r, bu nedenle ki\u015fi, bu ihtiyaçlar\u0131n\u0131 kendisine, güdülerine ve dü\u015füncesine hat\u0131rlatan birisi ile kar\u015f\u0131la\u015fmad\u0131kça bunlar\u0131 talep etmez. \u0130çgüdüsel ihtiyaçlar\u0131n temin edilmemesi durumunda ki\u015finin hayat\u0131 sona ermez, ancak huzursuz ve mutsuz bir ya\u015fam sürer. \u0130nsan, canl\u0131 bir varl\u0131k olarak hayatiyetini sürdürmek için uzvi ihtiyaçlar\u0131n\u0131 temin edecek çareler arar, bu u\u011furda her türlü s\u0131k\u0131nt\u0131y\u0131, gerekirse tehlikeyi göze al\u0131r; bu ihtiyaçlar\u0131n\u0131 me\u015fru yollarla temin etmemesi durumunda gayri me\u015fru yollarla temin etme yoluna ba\u015fvuracakt\u0131r. Çünkü bu ihtiyaçlar\u0131n kar\u015f\u0131lanmamas\u0131 durumunda, insan\u0131n ya\u015famas\u0131 mümkün de\u011fildir. Uzvi ihtiyaçlar\u0131n, eksik kar\u015f\u0131lanmas\u0131 durumunda insan\u0131n bedeninde rahats\u0131zl\u0131klar, hastal\u0131klar ba\u015fgösterecek ve insan, hayat\u0131n\u0131 huzursuz ve mutsuz bir \u015fekilde idame ettirmek zorunda kalacakt\u0131r. Bu nedenle ki\u015fi, uzvi ihtiyaçlar\u0131n\u0131 en iyi \u015fekilde kar\u015f\u0131lama yoluna gidecektir. \u0130ç güdüsel ihtiyaçlar, insan\u0131n hayat\u0131n\u0131 sürdürmesi ile de\u011fil, ancak daha mutlu, huzurlu ve güven içerisinde bir hayat sürdürmesi ile ilgilidir. Yüce Allah (cc), yarattt\u0131\u011f\u0131 kullar\u0131n\u0131n f\u0131tratlar\u0131n\u0131 bildi\u011fi için onlara, uzvi ve içgüdüsel ihityaçlar\u0131n\u0131 kar\u015f\u0131layacaklar\u0131 her \u015feyi en güzel \u015fekilde ve bol bol ihsan etmi\u015ftir. Mülkiyet, F\u0131tri bir ihtiyaçt\u0131r Bu yaz\u0131daki as\u0131l konumuz, insan\u0131n içgüdüsel ihtiyaçlar\u0131ndan olan mal edinme, mülkiyete sahip olma içgüdüsüdür. Her insan, belli bir mala, bir mülkiyete sahip olmak ister, bu f\u0131tri bir duygudur. Yüce Allah (cc), insan\u0131n bu ihtiyac\u0131n\u0131 bildi\u011fi için ona mal ve mülk vermi\u015ftir. Ancak O, insanlara verdi\u011fi bu mal ve mülkün, niçin verildi\u011fini, nas\u0131l kullan\u0131laca\u011f\u0131n\u0131, bu mal ve mülk üzerinde nas\u0131l bir tasarrufta bulunulaca\u011f\u0131n\u0131 da çok aç\u0131k bir \u015fekilde onlara bildirmi\u015ftir. Yüce Allah (cc), dünya hayat\u0131nda huzurlu ve mutlu bir \u015fekilde ya\u015famas\u0131 için insana mal ve mülk vermi\u015ftir. Ancak insana verilen bu mal ve mülkün ayn\u0131 zamanda kendisini imtihan etmek için de verildi\u011fini bildirmi\u015f, onunla beraber bu mal ve mülke kar\u015f\u0131 nas\u0131l hareket etmesi gerekti\u011fi ile ilgili kullanma klavuzunu da göndermi\u015ftir. “Biz yeryüzündeki \u015feyleri, kendisine süs olsun diye yaratt\u0131k ki onlar\u0131n, hangisinin daha güzel i\u015f yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131 deneyelim.” (Kehf, 7)<\/span><\/em> “Mal ve o\u011fullar dünya hayat\u0131n\u0131n süsüdür; kal\u0131c\u0131 olan güzel i\u015fler ise Rabbinin kat\u0131nda sevapça da daha hay\u0131rl\u0131d\u0131r, umutça da daha hay\u0131rl\u0131d\u0131r.” (Kehf, 46) \u0130nsan, kendisine verilen mal ve mülkü, Rabb’inin kendisine bildirdi\u011fi hükümlere göre kulland\u0131\u011f\u0131 sürece dünya hayat\u0131nda hem mutlu, hem de huzurlu olacak, ahirette de o, Rabb’inin kendisine ikram edece\u011fi sonsuz mükâfatlara ula\u015facakt\u0131r. Yüce Allah (cc), insana verdi\u011fi dünya nimetlerinin geçici oldu\u011funu, oysa ahirette verilecek mükâfatlar\u0131n, dünyada verilen mal ve mülkten çok daha hay\u0131rl\u0131 ve kal\u0131c\u0131 oldu\u011funu bildirmi\u015ftir. “Bak, nas\u0131l onlar\u0131n kimini kiminden (r\u0131z\u0131kça) üstün yapt\u0131k, elbette ahiret, dereceler bak\u0131m\u0131ndan da daha büyük, üstünlük bak\u0131m\u0131ndan da daha büyüktür.” (\u0130sra, 21) “Sizi yeryüzünün halifeleri yapan, size verdi\u011fi \u015feylerde, sizi denemek için, kiminizi kiminizden derecelerle üstün k\u0131lan O’dur. Do\u011frusu Rabbin, cezas\u0131 çabuk oland\u0131r ve O, ba\u011f\u0131\u015flayand\u0131r, esirgeyendir.” (En’am, 165) Sermaye, mal ve mülk, kendileriyle övünülecek, onlarla böbürlenecek, insanlar\u0131 hakir görerek onlarla, di\u011fer insanlar üzerinde üstünlük gösterisi yap\u0131lacak birer araç de\u011fillerdir. Tam aksine bunlar, ki\u015fiye yüklenen mali sorumlukluktur ki ki\u015fi, bu sorumlulu\u011funu idrak edip gereklerini yapt\u0131\u011f\u0131 sürece hem dünya hayat\u0131nda sayg\u0131nl\u0131k kazan\u0131r hem de Rabb’inin r\u0131zas\u0131na ula\u015f\u0131r. \u0130nsana mal ve mülkün verilmesi, geçici dünya hayat\u0131n\u0131n süsü ve onun imtihan\u0131 olmas\u0131 yan\u0131nda bir de, toplumsal düzenin i\u015flerlik kazanabilmesi, insanlar aras\u0131ndaki ili\u015fkilerin sa\u011fl\u0131kl\u0131 bir \u015fekilde sürdürülebilmesi, ekonomik hayat\u0131n canland\u0131r\u0131labilmesi, rekabetin olu\u015fabilmesi, miras hukukunun yerine getirilebilmesi ve devlete zekât ile sadaka verilebilmesi için de verilmi\u015ftir. <\/span> “Rabbinin rahmetini onlar m\u0131 bölü\u015ftürüyorlar? Dünya hayat\u0131nda onlar\u0131n geçimliklerini aralar\u0131nda biz taksim ettik ve onlardan kimini ötekine derecelerle üstün k\u0131ld\u0131k ki biri, di\u011ferine i\u015f gördürebilsin. Rabbinin rahmeti, onlar\u0131n toplay\u0131p y\u0131\u011fd\u0131klar\u0131ndan daha hay\u0131rl\u0131d\u0131r.” (Zuhruf, 32) Mal ve mülk sahipleri, Rab’lerinin kendilerine bildirdi\u011fi esaslara uygun hareket etmeleri halinde, toplumsal bar\u0131\u015f\u0131n sa\u011flanmas\u0131na ve sürdürülebilmesine katk\u0131da bulunacaklar\u0131 gibi ayn\u0131 zamanda kendileri de, güven ve huzur içerisinde mutlu bir hayat sürdüreceklerdir. R\u0131z\u0131kta E\u015fitlik<\/span><\/em><\/strong> \u0130slâm, mülkiyette bir e\u015fitlik yapmam\u0131\u015ft\u0131r, mal ve mülkiyette insanlar farkl\u0131 farkl\u0131d\u0131rlar. Çünkü mülkiyette e\u015fitli\u011fin olmas\u0131 durumunda çal\u0131\u015fan olmayacak, kimse kimseye i\u015f gördüremeyecek, ekonomik hayat i\u015flerlik kazanamayacak ve rekabet olmad\u0131\u011f\u0131 için toplum ilerleyemeyecektir. Ancak \u0130slâm, insanlar\u0131n günlük hayatlar\u0131nda kullan\u0131p harcad\u0131klar\u0131, yiyip içtikleri r\u0131z\u0131klar\u0131nda, e\u015fitli\u011fi emretmi\u015f ve bunun iman etmenin gere\u011fi oldu\u011funu bildirmi\u015ftir. “Allah, r\u0131z\u0131kta kiminizi kiminizden üstün k\u0131ld\u0131; üstün k\u0131l\u0131nanlar, ellerinin alt\u0131nda bulunanlara kendi r\u0131z\u0131klar\u0131n\u0131 verip de hepsi r\u0131z\u0131kta e\u015fit olmuyorlar. Allah’\u0131n nimetini mi inkâr ediyorlar?” (Nahl, 71)<\/span><\/em> \u0130slâm’da, ekonomik gücü ellerinde bulunduranlar, çal\u0131\u015ft\u0131r\u0131p i\u015f gördürdükleri i\u015fçilere, kendi günlük hayatlar\u0131nda kullan\u0131p harcad\u0131klar\u0131, yiyip içtikleri miktarda ihtiyaçlar\u0131n\u0131 kar\u015f\u0131layacak \u015fekilde ücret verecek, onlar\u0131n insanca ya\u015famalar\u0131n\u0131 temin edeceklerdir. \u0130\u015fçiler, alacaklar\u0131 ücretle, t\u0131pk\u0131 patronlar\u0131 gibi bir hayat sürecekler, onlar gibi yiyip içecekler, onlar gibi tatil yap\u0131p dinleneceklerdir. Bu, \u0130slâm’\u0131n, olmazsa olmaz emri ve i\u015fverenlerin gerçekten iman etmelerinin göstergesidir. Bu ücret ve hayat standartlar\u0131nda adaleti sa\u011flamayan i\u015fverenler, yüce Allah’\u0131n nimetini inkâr etmi\u015f, küfre girmi\u015flerdir. Mal ve mülkiyetle ö\u011fünmek, i\u015fçinin hakk\u0131n\u0131 vermemek \u015firk ve küfürdür Hayat\u0131n gayesini, yüce Allah’a kulluk esas\u0131 üzerine bina eden \u0130slâm, bu gayenin d\u0131\u015f\u0131ndaki her söz ve hareketin \u015firk ve küfür oldu\u011funu bildirmi\u015ftir. Mülkiyet sahipleri, kendilerine verilen mülkün, Rab’leri taraf\u0131ndan, geçici olarak verildi\u011fini, bu mal ve mülkün yaln\u0131zca kendilerine ait olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131, bunlarda ba\u015fkalar\u0131n\u0131n da haklar\u0131n\u0131n bulundu\u011funu bilirler. Mülk de t\u0131pk\u0131 vahiy gibi, insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131lmak için kimi insanlara verilmi\u015ftir. Vahiy, nas\u0131l ki, peygamberler eliyle insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131l\u0131yorsa, verilen mal ve mülkler de ayn\u0131 \u015fekilde zenginler eliyle ihtiyaç sahiplerine ula\u015ft\u0131r\u0131lmak zorundad\u0131r. Peygamberler, nas\u0131l ki, vahyi kendilerine mal edip kendilerine ait oldu\u011funu iddia etmiyorlarsa ve etmeleri de mümkün de\u011filse, ayn\u0131 \u015fekilde kendilerine Rab’leri taraf\u0131ndan mal ve mülk verilen kimseler de, kendilerine verilenler üzerinde mülkiyet iddias\u0131na kalk\u0131\u015famazlar. \u0130nsana verilen mal, sermaye ve mülk gibi nimetler, ki\u015fiye has verilmemi\u015ftir; bunlar, verilirken onda ihtiyaç sahibi yoksullar\u0131n da haklar\u0131n\u0131n bulundu\u011fu, hak sahiplerine haklar\u0131n\u0131n verilmesi gerekti\u011fi de yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan bildirilmi\u015ftir. Nas\u0131l ki peygamberler, kendilerine ula\u015ft\u0131r\u0131lan vahyi, kendileri de ya\u015fay\u0131p vahye ihtiyac\u0131 olan \u015firk ve küfür içerisindeki insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131yorlarsa, mal verilenler de ayn\u0131 \u015fekilde, kendilerine verilen maldan istifade ettikten sonra o mala ihtiyac\u0131 olan kimselere vermek zorundad\u0131rlar. “Mallar\u0131nda sail(dü\u015fkün) ve yoksul için hak vard\u0131.” (Zariyat, 19) “Onlar\u0131n mallar\u0131nda belli bir hisse vard\u0131r;<\/span><\/em> sail (dü\u015fküne) ve mahruma” (Meariç, 24-25) Bu ayetler, mal\u0131 veren yüce Allah’\u0131n koydu\u011fu ölçüdür; verilen mal ve sermayenin tümü, verildi\u011fi ki\u015fiye ait de\u011fildir. Sermaye sahipleri, ellerindeki sermayeyi Rab’lerinin kendilerine bildirdi\u011fi ölçüye uygun bir \u015fekilde hak sahiplerine vermekle mükelleftir. Bu ölçüye göre hareket etmemek, maldan istisna etmemek, haddi a\u015fmak ve isyand\u0131r. Verilen nimetleri kendilerinden bilip hak sahiplerine haklar\u0131n\u0131 vermemek, verilen nimetleri inkâr oldu\u011fu gibi ayn\u0131 zamanda o nimeti vereni de inkâr etmektir. Yüce Allah (cc), verdi\u011fi nimetlerin, t\u0131pk\u0131 vahiy gibi, nas\u0131l kullan\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 da kontrol etmektedir. O, bildirdi\u011fi hükümlere uygun hareket etmeyenlerin mallar\u0131n\u0131, t\u0131pk\u0131 Karun’da oldu\u011fu gibi ellerinden alarak onlar\u0131, hem dünya hayat\u0131nda alçaltarak rezil edecek, hem de k\u0131yamet gününde azab\u0131n en \u015fiddetlisine onlar\u0131 sokacakt\u0131r. \u0130\u015fte bu konudaki ilahi bildirimler: “Karun, Musa’n\u0131n kavminden idi; onlara kar\u015f\u0131 azg\u0131nl\u0131k etti. Biz kendisine öyle hazineler vermi\u015ftik ki o(hazineleri)nin anahtarlar\u0131n\u0131 (ta\u015f\u0131mak), güçlü bir toplulu\u011fa a\u011f\u0131r geliyordu. Kavmi ona demi\u015fti ki: ‘\u015e\u0131marma, Allah \u015f\u0131maranlar\u0131 sevmez,<\/span><\/em> Allah’\u0131n sana verdi\u011fi (bu servet) içinde ahiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma, Allah sana nas\u0131l iyilik ettiyse sen de öyle iyilik et, yeryüzünde bozgunculuk isteme, çünkü Allâh bozguncular\u0131 sevmez. Bu (servet) bende bulunan bir bilgi sayesinde bana verildi dedi; bilmedi mi ki Allah, kendisinden önceki ku\u015faklar aras\u0131da kendisinden daha güçlü ve daha çok cemaati bulunan nice kimseleri helak etmi\u015ftir? Suçlulara günahlar\u0131ndan sorulmaz. (Kârûn) süsü, (debdebesi) içinde kavminin kar\u015f\u0131s\u0131na ç\u0131kt\u0131. dünyâ hayât\u0131n\u0131 isteyenler: ‘Ke\u015fke Karûn’a verilenin bir benzeri de bize verilseydi, gerçekten onun büyük \u015fans\u0131 var’ dediler. Kendilerine bilgi verilenler ise: ‘Yaz\u0131k size, iman eden ve salih amel i\u015fleyen kimse için Allah’\u0131n sevâb\u0131 daha hay\u0131rl\u0131d\u0131r; buna ancak sabredenler kavu\u015fturulur’ dediler. Nihayet onu da, evini bark\u0131n\u0131 da yere bat\u0131rd\u0131k; Allah’a kar\u015f\u0131 ona yard\u0131m edecek bir toplulu\u011fu olmad\u0131, kendi kendini kurtaranlardan da de\u011fildi. Dün onun yerinde olmay\u0131 isteyenler: ‘Vay, demek Allah kullar\u0131ndan diledi\u011fine r\u0131zk\u0131 açar ve k\u0131sar. Allah bize lutfetmi\u015f olmasayd\u0131, bizi de yere bat\u0131r\u0131rd\u0131, demek gerçekten kâfirler iflah olmaz’ deme\u011fe ba\u015flad\u0131lar.” (Kasas, 76-82) Yüce Allah’\u0131n verdi\u011fi nimetleri, kendinden bilen ve hak sahiplerine haklar\u0131n\u0131 vermeyen kimseler, azg\u0131nla\u015f\u0131p küfre girdikleri için Rab’leri taraf\u0131ndan, dünya ve ahirette ac\u0131 bir azapla cezaland\u0131r\u0131l\u0131rlar. Yüce Allah (cc), verilen mal ve mülkü kendinden bilenlerin ise mü\u015frik olduklar\u0131n\u0131 da bahçe sahibini örnek vererek aç\u0131klamaktad\u0131r. “Onlara \u015fu iki adam\u0131 misâl olarak anlat: \u0130kisinden birine iki üzüm ba\u011f\u0131 vermi\u015f, onlar\u0131n etraf\u0131n\u0131 hurmalarla çevirmi\u015f, ortalar\u0131nda da ekin bitirmi\u015ftik;<\/span><\/em> her iki ba\u011f da yemi\u015fini vermi\u015f, ondan hiçbir \u015fey eksik etmemi\u015ftik, aralar\u0131ndan bir de \u0131rmak ak\u0131tm\u0131\u015ft\u0131k. O(adam)\u0131n (ba\u015fka) ürünü de vard\u0131.<\/span> Arkada\u015f\u0131yla konu\u015furken ona; ‘Ben malca senden zenginim, adamca da senden güçlüyüm.’ dedi (ve) kendisine yaz\u0131k ederek ba\u011f\u0131na girdi: ‘Bunun yok olaca\u011f\u0131n\u0131 hiç sanmam’ dedi. K\u0131yametin kopaca\u011f\u0131n\u0131 da sanm\u0131yorum; \u015fayet Rabbime döndürülsem bile (orada) bundan daha güzel bir sonuç bulurum. Derken (onun) ürünü yok edildi, çardaklar\u0131 üzerine y\u0131k\u0131lm\u0131\u015f durumda olan(ba\u011f)\u0131n kar\u015f\u0131s\u0131nda ona harcad\u0131klar\u0131na ac\u0131yarak ellerini o\u011fu\u015fturma\u011fa ba\u015flad\u0131: ‘Âh ne olayd\u0131, ben Rabb’ime kimseyi ortak ko\u015fmam\u0131\u015f olayd\u0131m!’ diyordu.<\/span><\/em> Allah’tan ba\u015fka, kendisine yard\u0131m eden bir toplulu\u011fu da olmad\u0131, kendi kendisini de kurtaramad\u0131.” (Kehf, 32-36, 42-43)<\/span> Yüce Allah (cc), insana mal ve mülkü verince bununla ilgili uyar\u0131lar\u0131n\u0131 da yapm\u0131\u015f, neleri yap\u0131p nelerden sak\u0131nacaklar\u0131n\u0131 da onlara bildirmi\u015ftir. Kendilerine verileni, yüce Allah’\u0131n hükümleri do\u011frultusunda kullanmayanlar, hem Rab’lerine \u015fükretmeyerek nankörlük yapm\u0131\u015flar, hem de mala dü\u015fkünlük gösterdikleri için O’na \u015firk ko\u015fmu\u015flard\u0131r. \u0130nsan, kendi sorumlulu\u011funa verilen mal, mülk ve bütün nimetlerin, hesaps\u0131z verilmedi\u011fini, belli bir prosedüre göre kullan\u0131lmas\u0131 gerekti\u011fini bilmelidir. Çünkü kendilerine o mülkü veren yüce Allah (cc), bu mal ve mülkün nas\u0131l kullan\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 ve nerelere verilece\u011fini de belirtmi\u015ftir. Kendilerine mal ve mülk verilenlere dü\u015fen görev, verilen bu emaneti belirtilen yerlere ula\u015ft\u0131rmalar\u0131d\u0131r. Yüce Allah (cc), verilen mal ve mülkün bir imtihan oldu\u011funu, bu nedenle mülkiyet sahiplerinin buna dikkat etmelerini istemi\u015ftir. Ancak iman noktas\u0131nda zafiyet içerisinde bulunan kimseler, kendilerine verilen nimetlerle imtihan edildiklerini unutarak \u015f\u0131marm\u0131\u015flar, kendilerini yeterli görerek ve haddi a\u015farak tu\u011fyan etmi\u015flerdir. “Bilin ki mallar\u0131n\u0131z ve çocuklar\u0131n\u0131z birer fitne(s\u0131nav)d\u0131r. Allah’a gelince büyük mükâfat, O’nun yan\u0131ndad\u0131r.” (Enfal, 28) Mal, sermaye ve mülk sahibi olmak, ki\u015fiyi yüce Allah’a yakla\u015ft\u0131rmas\u0131 gerekirken, bunlar\u0131 araç olmaktan ç\u0131kar\u0131p amaç haline getirmek, ki\u015finin kibir, gurur ve azg\u0131nl\u0131\u011f\u0131n\u0131 art\u0131rarak Rabb’ine isyana sürükler. Bu nedenle yüce Allah (cc) Müslümanlar\u0131, mal ve mülk konusunda uyarmaktad\u0131r. “Ey iman edenler, mallar\u0131n\u0131z ve çocuklar\u0131n\u0131z sizi Allah’\u0131 anmaktan al\u0131koymas\u0131n, kim bunu yaparsa i\u015fte onlar ziyana u\u011frayanlard\u0131r.” (Münafikun, 9)<\/span><\/em> \u0130\u015fçilerin, patronlar\u0131n\u0131n mal ve mülklerine göz dikmeleri haramd\u0131r Yüce Allah (cc), i\u015fverenlere uyar\u0131da bulunarak, çal\u0131\u015ft\u0131rd\u0131klar\u0131 ve “ellerinin alt\u0131nda bulunanlara kendi r\u0131z\u0131klar\u0131n\u0131 verip de hepsi r\u0131z\u0131kta e\u015fit”<\/em> <\/strong>olmalar\u0131n\u0131 istemektedir. \u0130\u015fverenlere yap\u0131lan bu ilahi uyar\u0131dan sonra yüce Allah (cc), çal\u0131\u015fanlara da uyar\u0131da bulunmakta ve onlar\u0131n da, kendilerini çal\u0131\u015ft\u0131ranlar\u0131n mallar\u0131na göz dikmemelerini istemektedir. “Allah’\u0131n, sizi birbirinizden üstün k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 \u015feylere göz dikmeyin, erkeklere de kazand\u0131klar\u0131ndan bir pay var, kad\u0131nlara da kazand\u0131klar\u0131ndan bir pay var. Allah’tan, O’nun lutfunu isteyin; \u015füphesiz Allâh, her \u015feyi bilendir.” (Nisa, 32) Çal\u0131\u015fan kimseler, kendilerine haklar\u0131n\u0131 bir tamam veren i\u015fverenlerin mallar\u0131na göz dikmemeli, Marksist felsefede oldu\u011fu gibi, i\u015fçilik psikolojisiyle hareket ederek i\u015fverenin mal\u0131na zarar vermemeli, i\u015f saatinden ve temposundan çalarak h\u0131rs\u0131zl\u0131k yapmamal\u0131d\u0131r. Böyle bir tav\u0131r, Müslüman olduklar\u0131n\u0131 söyleyen kimselerin ortaya koyabilecekleri bir tav\u0131r de\u011fildir. \u0130slâm’da sendika yoktur Sendika, bat\u0131 kapitalist sömürgecili\u011finin, sanayi devrimi ile i\u015fçiyi kölele\u015ftirmesine tepki olarak ortaya ç\u0131km\u0131\u015f, i\u015fçilerin örgütlü hareket etmelerini sa\u011flayan Marksist bir yap\u0131lanmad\u0131r. Bat\u0131 emperyalizminin, i\u015fçi ve köylüyü d\u0131\u015flayan ve temel haklar\u0131 yaln\u0131zca kendisini mülk sahibi sanan burjuvaziye veren ac\u0131mas\u0131z, ay\u0131r\u0131mc\u0131 tutumu, i\u015fçilerin, önce \u0130ngiltere ve Fransa’da örgütlenmeye ba\u015flamas\u0131na neden olmu\u015ftur. \u0130ngiltere ve Fransa’da önce kendi aralar\u0131nda küçük gruplar halinde örgütlenen i\u015fçiler, özellikle 1700’lu y\u0131llar\u0131n sonu ve 1810’lu y\u0131llar\u0131n ba\u015f\u0131nda sanayi makinelerini k\u0131rma eylemlerinden sonra daha örgütlü bir \u015fekilde hareket etmi\u015flerdir. Örgütlenen i\u015fçiler, gerçek dü\u015fmanlar\u0131n\u0131n kendilerini sömüren kapitalistlerin oldu\u011funun fark\u0131na vararak eylemlerini kapitalizme kar\u015f\u0131 yo\u011funla\u015ft\u0131rm\u0131\u015flard\u0131r. \u0130\u015fçiler, örgütlenmeleri sayesinde birçok haklar elde ettiler, ancak toplumda kampla\u015fmalar ba\u015flad\u0131 ve iki dü\u015fman kutup ortaya ç\u0131kt\u0131.