\u0130slâm, ezilen mustazaf insanlar\u0131n koruyucusu ve yard\u0131mc\u0131s\u0131d\u0131r. Bu nedenle Müslümanlar, ezilen mustazaf insanlar\u0131 koruyup kollamakla mükelleftirler. Bu mükellefiyet, yüce Allah’a iman etmenin gere\u011fidir. Asl\u0131nda yaln\u0131zca Müslümanlar de\u011fil, hangi dü\u015fünceye sahip olursa olsun, insani de\u011ferlerini koruyan her birey, zulme kar\u015f\u0131 mücadele etmelidir. Zulüm, insanl\u0131k için yüz k\u0131zart\u0131c\u0131 bir durum, insanl\u0131k d\u0131\u015f\u0131 ve i\u011frenç bir fiildir<\/span>. Bu nedenle, insani özelliklerini kaybetmemi\u015f, insanl\u0131\u011f\u0131n mutlulu\u011funu, özgürlü\u011fünü isteyen, adaleti ikame etmeye çal\u0131\u015fan, bar\u0131\u015ftan yana olan kimseler, zulme ve zalimlere kar\u015f\u0131 tav\u0131r almay\u0131 ya\u015famlar\u0131n\u0131n temel gayesi olarak kabul etmelidirler. Risalet tarihi boyunca gönderilen tüm peygamberler, müstekbirlere kar\u015f\u0131 mücadele vermi\u015f, onlar\u0131n zulüm ve bask\u0131lar\u0131ndan korkmadan Tevhidi esaslar\u0131 ortaya koymu\u015flard\u0131r. Tevhidi esaslar\u0131n ortaya konulmas\u0131 ve insanlar\u0131n bu esaslar\u0131 kabul etmesi, zulmün kald\u0131r\u0131lmas\u0131 için en etkili yoldur. Tevhidi esaslara iman eden mü’minler<\/span><\/span>, zalimlere ve zulümlerine kar\u015f\u0131 en küçük bir müsamaha göstermemeli, zalimleri insanl\u0131\u011f\u0131n en büyük dü\u015fman\u0131 bilerek ve \u0130brahimi<\/span> bir tav\u0131rla zalimleri ve zulümlerini aç\u0131kça reddetmelidirler. “\u0130brahim’de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için çok güzel bir örneklik vard\u0131r; onlar kavimlerine: ‘biz sizden ve sizin Allah’\u0131 b\u0131rak\u0131p itaat ettiklerinizden uza\u011f\u0131z, sizi (ve itaat ettiklerinizi) tan\u0131m\u0131yoruz. Siz bir tek Allah’a iman <\/span><\/strong><\/em>edinceye<\/span><\/strong><\/span> kadar sizinle bizim aram\u0131zda sürekli bir dü\u015fmanl\u0131k ve <\/span><\/strong><\/em>bu\u011fz<\/span><\/strong><\/span> belirmi\u015ftir’ demi\u015flerdi…” (<\/span><\/strong><\/em>Mümtehinne<\/span><\/strong><\/span>, 4)<\/span><\/strong><\/em> \u0130brahim (as)’\u0131n bu tavizsiz tutumu ve zalimlere kar\u015f\u0131 aç\u0131kça meydan okuma tavr\u0131, tüm Risalet<\/span> önderlerinin, Tevhid<\/span> erlerinin ve onlar\u0131n yolunda yürüyen mü’minlerin<\/span> her dönemdeki zorbalara kar\u015f\u0131 sergiledikleri tav\u0131r olmu\u015ftur. Kur’an’a iman eden günümüz mü’minleri de, kendilerinden önce geçenlerin yolunu takip ederek zulme kar\u015f\u0131 ayn\u0131 kararl\u0131l\u0131kla mücadele etmelidirler. Kur’an<\/span><\/span>, zulmün her türlüsüne ve bu zulmü yapanlara aç\u0131kça sava\u015f açm\u0131\u015f, Kur’an’a<\/span> iman eden mü’minlerin<\/span> de zulme ve zalimlere kar\u015f\u0131 ç\u0131kmalar\u0131n\u0131 emretmi\u015f, yüce Allah’\u0131n zulmü ve zalimleri sevmedi\u011fini aç\u0131kça bildirmi\u015ftir. Mü’minler<\/span> için en güzel örnek ve önder Hz<\/span>. Muhammed (as), hayat\u0131 boyunca zulme ve zalimlere kar\u015f\u0131 mücadele etmi\u015f, zulmü ortadan kald\u0131rmaya çal\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. \u0130man edenleri, zulme kar\u015f\u0131 mücadele vermeye te\u015fvik eden yüce Allah (cc), zalimlere en küçük bir sevginin beslenmemesini, onlara meyledilmemesini, aksi halde zalimlere meylederek onlara sevgi besleyenlere ate\u015f azab\u0131n\u0131n dokunaca\u011f\u0131n\u0131 bildirmektedir. “Sak\u0131n zulmedenlere meyletmeyin, sonra size ate\u015f dokunur; sizin Allah’tan ba\u015fka dostlar\u0131n\u0131z yoktur, sonra size yard\u0131m edilmez.” (Hud, 113) Zulme ve zalimlere kar\u015f\u0131 aç\u0131k bir \u015fekilde kar\u015f\u0131 olan Kur’an, zalimlere ve onlar\u0131n zulümlerine kar\u015f\u0131 mücadele edilmemesi durumunda, o zulme ortak olunaca\u011f\u0131n\u0131 ve zalimlere gelecek azab\u0131n, zulme kar\u015f\u0131 sessiz kalanlar\u0131 da bulaca\u011f\u0131n\u0131 bildirmi\u015ftir. “(Öyle) bir fitneden sak\u0131n\u0131n ki, aran\u0131zdan yaln\u0131z haks\u0131zl\u0131k edenlere eri\u015fmekle kalmaz (hepinize eri\u015fir); bilinki Allah’\u0131n azab\u0131 çetindir.” (Enfal, 25) Kur’an, ini\u015f s\u0131ras\u0131na göre daha ilk suresinden ba\u015flayarak müstekbir zalimlere dikkatleri çeker ve onlara kar\u015f\u0131 tav\u0131r al\u0131nmas\u0131n\u0131 bildirir. Daha sonra nazil olan ayetlerde yüce Allah (cc), zalimlere itaat edilmemesini, mazlumlar\u0131 korumak için onlarla sava\u015f\u0131lmas\u0131n\u0131 emreder. <\/span>“Size ne oldu ki Allah yolunda ve ‘Rabbimiz bizi \u015fu halk\u0131 zalim kentten ç\u0131kar, bize kat\u0131ndan bir koruyucu ver, bize kat\u0131ndan bir yard\u0131mc\u0131 ver’ diyen ezilen erkek, kad\u0131n ve çocuklar u\u011frunda sava\u015fm\u0131yorsunuz?” (Nisa, 75)<\/span><\/em><\/strong> Zalimlere kar\u015f\u0131, mazlumlar\u0131n yan\u0131nda yer alan mü’minler, mutlak manada tabi olduklar\u0131 Kur’an<\/span> do\u011frultusunda ve nebevi örnekli\u011fe uygun hareket etmeli, hiçbir \u015fekilde hevai hareket etmemelidirler. Çünkü yüce Allah’\u0131n rahmet ve yard\u0131m\u0131n\u0131n tahakkuk edebilmesi ancak vahye uygun hareket edilmesi ile mümkündür. Müslümanlar, zalimlere kar\u015f\u0131 mücadele ederlerken, hiçbir \u015fekilde gayri \u0130slâmi yöntemlere ba\u015fvurmamal\u0131, marksist ve ateistlerle beraber olmamal\u0131, onlar\u0131n yöntemleri ile mücadele etmemelidirler. Çünkü marksistler, yüce Allah’\u0131 inkâr etmekle kendileri zaten zalim olmu\u015flard\u0131r. Zalimlerin bir k\u0131sm\u0131 ile mücadele ederken ba\u015fka zalimlerin yöntemleri ile hareket edilmemeli ve onlarla beraber olunmamal\u0131d\u0131r. Ancak marksistlerden birey olarak, vahyi esaslar dahilinde hareket etmeleri \u015fart\u0131 ile Müslümanlar\u0131n yan\u0131nda yeralan olursa, bu durumda onlara, belki ileride iman ederler diye f\u0131rsat verilmeli ve d\u0131\u015flanmamal\u0131d\u0131rlar. Günümüzde baz\u0131 kimseler, kapitalistlere kar\u015f\u0131 mücadele etmek ad\u0131na, ateist marksistlerle kolkola girerek, Marksizmin yöntemleri ile hareket etmektedirler. Bu kimseler, Kur’ani esaslardan yüzçevirmi\u015f ve sapm\u0131\u015f kimselerdir. Müslümanlar,<\/span><\/span> zulme kar\u015f\u0131 tav\u0131r tak\u0131n\u0131rlarken hiçbir \u015fekilde hevai<\/span> hareket etmemeli, iman ettikleri esaslar\u0131n belirledi\u011fi ölçüler içerisinde hareket etmelidirler. \u0130man edilen esaslar, zulme ve zalimlere kar\u015f\u0131 mü’minlerin<\/span> nas\u0131l bir tav\u0131r tak\u0131nacaklar\u0131n\u0131 en ince detaylar\u0131na kadar aç\u0131klam\u0131\u015f, bizzat risalet<\/span> önderlerinin \u015fah\u0131slar\u0131nda örnek hareket metodunu ortaya koymu\u015f ve mü’minlerden bu en güzel mücadele metodlar\u0131n\u0131 almalar\u0131n\u0131 istemi\u015ftir. Müslümanlar<\/span><\/span>, Kur’an’\u0131n<\/span> bildirdi\u011fi esaslar\u0131 ve Risalet önderlerinin örnek hareket metodlar\u0131n\u0131<\/span> gözönünde<\/span> bulundurmadan hiçbir \u015fekilde zulme ve zalimlere kar\u015f\u0131 hevalar\u0131na<\/span> uyarak hareket edemezler. Çünkü Müslümanlar<\/span>, iman etmekle pe\u015finen Kur’an’a<\/span> tabi olacaklar\u0131n\u0131, her hareketlerinde Kur’an’da verilen rasullerin örnek mücadele metodlar\u0131n\u0131 esas alacaklar\u0131n\u0131 ve bu esaslardan kesinlikle ayr\u0131lmayacaklar\u0131n\u0131 taahhüt etmi\u015flerdir. Bu ahidlerine ayk\u0131r\u0131 hareket etmeleri halinde Müslümanlar<\/span>, yüce Allah’a kar\u015f\u0131 sorumlu olacaklar ve belki de hesaplar\u0131n\u0131 veremeyecek bir duruma dü\u015feceklerdir. Müslüman bir ferd, hiçbir \u015fekilde birey olarak tek ba\u015f\u0131na hareket edemez; di\u011fer Müslümanlarla mutlaka birliktelik kurmal\u0131, onlarla ortak hareket etmelidir. Yüce Allah (cc), mü’minlerin birlikte olmalar\u0131n\u0131 emretmi\u015f, kurtulu\u015fun ancak cemaat halinde olunmas\u0131 durumunda mümkün olaca\u011f\u0131n\u0131 bildirmi\u015ftir. Unutulmamal\u0131d\u0131r ki, yüce Allah’\u0131n rahmeti ancak cemaat üzerinedir. “Mü’min erkekler ve mü’min kad\u0131nlar, birbirlerinin velisidirler; iyili\u011fi emrederler, kötülükten menederler, namaz\u0131 k\u0131larlar, zekât\u0131 verirler, Allah’a ve Rasulüne itaat ederler. \u0130\u015fte onlara Alah rahmet edecektir. Allâh üstündür, hakimdir.” (Tevbe, 71) Allah’\u0131n rahmeti, velayet hukukunu olu\u015fturup cemaat olan mü’minler üzerindedir. Nitekim Rasulullah (as) da, Allah’\u0131n rahmetinin ancak cemaat üzerinde oldu\u011funu belirtmi\u015ftir. Bu nedenle hangi konuda olursa olsun, mü’minler bireysel hareket etmemeli, her konu ve durumda di\u011fer Müslümanlarla beraber olmal\u0131d\u0131rlar. Çünkü bireysel hareket, \u015feytan ve dostlar\u0131n\u0131n tuzaklar\u0131na daima aç\u0131k bir kap\u0131d\u0131r. Yüce Allah (cc), kendi aralar\u0131nda birliktelik olu\u015fturan, Tevhidi esaslar do\u011frultusunda hareket eden mü’minlere yard\u0131m edece\u011fini ve onlar\u0131 yeryüzüne egemen k\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 vadetmektedir. “Allah, sizden inan\u0131p iyi i\u015fler yapanlara vadetmi\u015ftir; onlardan öncekileri nas\u0131l hükümran k\u0131ld\u0131ysa, onlar\u0131 da yer yüzünde hükümran k\u0131lacak ve kendileri için seçip be\u011fendi\u011fi dinlerini kendilerine sa\u011flamla\u015ft\u0131racak ve korkular\u0131n\u0131n ard\u0131ndan kendilerini bir güvene erdirecektir. Bana kulluk edecekler ve bana hiçbir \u015feyi ortak ko\u015fmayacaklar, ama kim(ler) bundan sonra da nankörlük ederse i\u015fte onlar, yoldan ç\u0131kanlard\u0131r.” (Nur, 55) “Onlar\u0131, yer yüzünde iktidâra getirdi\u011fimiz takdirde namaz\u0131 k\u0131larlar, zekât\u0131 verirler, iyili\u011fi emrederler, kötülükten men ederler. Bütün i\u015flerin sonu Allah’a aittir.” (Hac, 41) \u015eu bir gerçektir ki, örgütlenmi\u015f bir az\u0131nl\u0131k daima örgütlenmemi\u015f ço\u011funlu\u011fa hükmeder. Bugün yeryüzünde ya\u015fayan topluluklara bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda örgütlenmenin ne kadar önemli oldu\u011fu çok aç\u0131k bir \u015fekilde görülür. Belli ideolojilerle idare edilen devletler, bir az\u0131nl\u0131\u011f\u0131n örgütlenmesi ile bu ba\u015far\u0131lar\u0131n\u0131 elde etmi\u015flerdir. Yeryüzünde Tevhidi esaslar\u0131 hakim k\u0131lmak, zulmü kald\u0131rmak isteyen Müslümanlar, mutlak anlamda Tevhidi esaslar\u0131n belirledi\u011fi ölçüler içerisinde birliktelik olu\u015fturmal\u0131, topluca Allah’\u0131n ipine sar\u0131lmal\u0131, aralar\u0131nda velayet ve s\u0131rda\u015fl\u0131k hukukunu tesis ederek zulme kar\u015f\u0131 omuz omuza hareket etmelidirler. Aksi halde zulüm kar\u015f\u0131s\u0131nda ezilip yok olacaklar, yüce Allah (cc) indinde de sorumlu tutulacaklard\u0131r. “Allah’a ve Rasulüne itaat edin, birbirinizle çeki\u015fmeyin, yoksa korkuya kap\u0131l\u0131rs\u0131n\u0131z, gücünüz gider, sabredin, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal, 46) Günümüzde Müslüman topluluklar, aralar\u0131nda birliktelik olu\u015fturmad\u0131klar\u0131 için emperyalizmin ve onun yerli i\u015fbirlikçilerinin zulmü alt\u0131nda ezilmekte, peri\u015fan bir duruma dü\u015fmü\u015f bulunmaktad\u0131rlar. Yüce Allah (cc), Müslümanlardan, topluca hareket edip yeryüzünde din tamamen Allah’a ait olup fitneden eser kalmay\u0131ncaya kadar sava\u015fmalar\u0131n\u0131 <\/span><\/strong>istemektedir. "Fitne kalmay\u0131ncaya ve din tamamen Allah’\u0131n oluncaya kadar onlarla sava\u015f\u0131n! E\u011fer son verirlerse muhakkak ki Allah, ne yapt\u0131klar\u0131n\u0131 görmektedir." (Enfal, 39) O fitne, yüce Allah’\u0131n kendisi ile sava\u015fmam\u0131z\u0131 istedi\u011fi be\u015feri zulüm sistemleri ve Türkiye’de Kemalist zorbal\u0131kt\u0131r. Bu öyle bir fitne ki, küçücük çocuklar\u0131, daha ilkokula al\u0131r almaz, her sabah putlara yemin ettirerek putperestli\u011fe, küfür ve \u015firke al\u0131\u015ft\u0131rmakta, ülkenin her kar\u0131\u015f topra\u011f\u0131na putlar dikmekte, belli <\/span>günlerde, t\u0131pk\u0131 ilkel toplumlarda oldu\u011fu gibi, toplu tap\u0131nma merasimleri düzenlemektedir. Bu öyle bir fitnedir ki, \u0130slâmi kurallar\u0131 hiçe say\u0131p kendilerine bile faydalar\u0131 dokunmayan birkaç zavall\u0131 milletvekilini görevlendirip hüküm koymalar\u0131n\u0131 isteyecek kadar azg\u0131nl\u0131\u011f\u0131nda s\u0131n\u0131r tan\u0131mayan bir fitnedir! Bu fitne yuvas\u0131 Kemalist sistem, emperyalizmin i\u015fbirli\u011fini yapm\u0131\u015f, Anadolu’yu i\u015fgal etti\u011fi günden bugüne karar \u0130slâmi de\u011ferlere sava\u015f açm\u0131\u015f, Kur’anlar\u0131 toplat\u0131p yakm\u0131\u015f, nice ilim ehli ki\u015fileri asm\u0131\u015f, camileri ah\u0131r yapm\u0131\u015f, iman edenlere hayat hakk\u0131 tan\u0131mam\u0131\u015ft\u0131r. Yüce Allah (cc) i\u015fte bu fitne ve onun önderleri ile Müslümanlar\u0131n sava\u015fmas\u0131n\u0131 istiyor. “E\u011fer andla\u015fma yapt\u0131ktan sonra andlar\u0131n\u0131 bozarlar ve dininize dil uzat\u0131rlarsa, o küfür önderleriyle sava\u015f\u0131n. Çünkü onlar\u0131n andlar\u0131 yoktur; belki (fitne ve küfürlerinden) vazgeçerler.” (Tevbe, 12)<\/span><\/em><\/strong> On y\u0131llar boyunca \u0130slâmi de\u011ferlere dil uzat\u0131p sald\u0131ran, Anadolu insan\u0131na kendi ülkesini zindana çeviren, insanlar\u0131n manevi de\u011ferlerine dil uzat\u0131p bas\u0131n yay\u0131n\u0131 ve her türlü vas\u0131talarla hakaret eden, maddi de\u011ferlerini sömürüp emperyalizme pe\u015fke\u015f çeken, fitne ve fücur yuvas\u0131 ateist zorba sisteme, putperestlerin putlar\u0131na ve put edindikleri de\u011ferlerine kar\u015f\u0131 vahyin belirledi\u011fi ölçüler içerisinde kalarak, kar\u015f\u0131 ç\u0131kmak ve onlara kar\u015f\u0131 mücadele etmek her Müslüman için farz ve imani bir zorunluluktur. “Gökleri ve yeri yaratt\u0131\u011f\u0131 gündeki yaz\u0131s\u0131na göre Allah’\u0131n kat\u0131nda aylar\u0131n say\u0131s\u0131 on ikidir; bunlardan dördü haram(ay)lard\u0131r. \u0130\u015fte do\u011fru din budur. O aylar içinde (konulmu\u015f yasa\u011f\u0131 çi\u011fneyerek) kendinize zulmetmeyin ve mü\u015frikler sizinle nas\u0131l topyekun sava\u015f\u0131yorlarsa, siz de onlarla topyekun sava\u015f\u0131n ve bilin ki Allah muttakilerle beraberdir.” (Tevbe, 36) Onlarla topyekün sava\u015fmak; onlar\u0131n \u0130slâmi esaslara kar\u015f\u0131 mücadele ettikleri gibi Müslümanlar\u0131n da ayn\u0131 \u015fekilde küfür ve \u015firk olan her \u015feylerine kar\u015f\u0131 topyekün mücadele etmeleri, sava\u015fmalar\u0131 gerekir. Onlar nas\u0131l ki, ilk önce Kur’an’\u0131 hedef tahtas\u0131na koyup onunla sava\u015ft\u0131larsa, Müslümanlar da ayn\u0131 \u015fekilde öncelikle onlar\u0131n fitne üreten sistemlerine, tap\u0131nd\u0131klar\u0131 putlar\u0131na ve bütün kurallar\u0131na kar\u015f\u0131 mücadele etmeli, sava\u015fmal\u0131 ve insanlar\u0131 bu konuda uyarmal\u0131d\u0131rlar. Aksi halde bu ta\u011futi zulüm sistemlerine gelecek her bela ve müsibetin, herkesi kapsayaca\u011f\u0131 insanlara aç\u0131k bir \u015fekilde anlat\u0131lmal\u0131d\u0131r. Zorba ta\u011futi sistem, y\u0131llar boyunca insanlar\u0131, bask\u0131 ve zorbal\u0131kla kendi putperest dinini, inkârc\u0131 kurallar\u0131n\u0131 kabullenmeye zorlad\u0131, kabul etmeyenleri, ya faili meçhullerle ortadan kald\u0131rd\u0131 ya da zindanlar\u0131na att\u0131 ve tarihsel zorbalar gibi \u015föyle dedi. “Ya sev ya da terket”. <\/strong>Bu zorbal\u0131k, tarihteki tüm zorbalar taraf\u0131ndan da Allah elçilerine aynen söylenmi\u015fti. “Kâfirler, elçilerine dediler ki: ‘Ya sizi mutlaka yurdumuzdan ç\u0131kar\u0131r\u0131z, ya da bizim dinimize dönersiniz’ Rableri de onlara \u015föyle vahyetti, ‘zalimleri mutlaka helak edece\u011fiz!" (\u0130brahim, 13) “Onlar, s\u0131rf ‘Rabbimiz Allah’t\u0131r’ dedikleri için haks\u0131z yere yurtlar\u0131ndan ç\u0131kar\u0131ld\u0131lar. E\u011fer Allah’\u0131n baz\u0131 insanlar\u0131 di\u011fer baz\u0131lar\u0131yle savunmas\u0131 olmasayd\u0131, içlerinde Allah’\u0131n ismi çok an\u0131lan manast\u0131rlar, kiliseler, havralar ve mescidler y\u0131k\u0131l\u0131rd\u0131. Allah, kendine yard\u0131m edene elbette yard\u0131m eder. Elbette Allah kuvvetlidir, galibdir.” (Hac, 40)<\/span><\/em><\/strong> <\/span>“Ancak iman edenler, salih amel i\u015fleyenler, Allah’\u0131 çok ananlar ve kendilerine zulmedildikten sonra (zalimlere) üstün gelme\u011fe çal\u0131\u015fanlar böyle de\u011fildir. Zulmedenler, yak\u0131nda nas\u0131l bir devrime u\u011fray\u0131p devrileceklerini bileceklerdir!” (\u015euara, 227) Sonuç olarak Müslümanlar, vahyin belirledi\u011fi ölçüler içerisinde, mutlak anlamda zulme kar\u015f\u0131 tav\u0131r almal\u0131d\u0131rlar. Müslümanlar\u0131n, zulme kar\u015f\u0131 sessiz kalmalar\u0131, aralar\u0131nda birliktelik olu\u015fturup zulmü ortadan kald\u0131rmamaya çal\u0131\u015fmalar\u0131 halinde zulme ortak olmu\u015f olacaklar ve zalimlerle beraber yüce Allah’\u0131n gönderece\u011fi belaya maruz kalacaklard\u0131r.