Toplumlar\u0131 de\u011fi\u015ftiren kimseler, de\u011fi\u015fime önce kendilerinden ba\u015flam\u0131\u015flard\u0131r. Kendilerini de\u011fi\u015ftirmeyenler, hiçbir \u015fekilde toplumu de\u011fi\u015ftiremezler. \u0130nsan\u0131n kendisini de\u011fi\u015ftirmesi de, öncelikle dü\u015fünce haznesinde varolan bilgi ve birikimleri de\u011fi\u015ftirmesi ile mümkündür. \u0130nsan, dü\u015fünce haznesinde bulunan bilgilerden hareketle sözlerine ve davran\u0131\u015flar\u0131na yön verir. Cahili bir dü\u015fünce yap\u0131s\u0131na sahip olan kimselerin, tutarl\u0131, do\u011fru ve gerçekçi davran\u0131\u015flar sergilemeleri elbette mümkün de\u011fildir. Ayn\u0131 \u015fekilde yüce Allah’a iman eden kimselerin de tutars\u0131z ve cahili davran\u0131\u015flar ortaya koymalar\u0131 mümkün de\u011fidir. “De ki: ‘Allah’tan ba\u015fkas\u0131na kulluk etmemi mi bana emrediyorsunuz ey cahiller?” (Zümer, 64) “Yoksa cahiliyye hükmünü mü ar\u0131yorlar? \u0130yi bilen bir toplum için Allah’tan daha güzel hüküm veren kim olabilir?” (Maide, 50) Tarihte çok büyük olaylara ve de\u011fi\u015fimlere imza atan Risalet önderi peygamberler ve onlar\u0131n yolunda giden Tevhid erleri, de\u011fi\u015fime kendilerinden ba\u015flam\u0131\u015flar ve giderek toplumlar\u0131n\u0131, iman ettikleri esaslar do\u011frultusunda de\u011fi\u015ftirmeye çal\u0131\u015fm\u0131\u015flard\u0131r. Kur’an, bu insanlar\u0131n hayatlar\u0131n\u0131n ve mücadelelerinin örneklerini <\/span>vererek, toplumsal de\u011fi\u015fikliklerin ancak bu \u015fekilde hareket edilmesi ile mümkün olabilece\u011fini ortaya koymaktad\u0131r. Yüce Allah’a iman eden, Tevhidi esaslar\u0131 ilke edinen kimselerin, cahili hükümler do\u011frultusunda ortaya konulan bir sisteme uymalar\u0131, o sistemlere ait metodlara göre hareket etmeleri hiçbir \u015fekilde mümkün de\u011fildir. \u0130man eden kimseler, tüm dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131, iman ettileri Tevhidi esaslara göre düzenlemekle mükelleftirler. Onlar, hiçbir \u015fekilde cahiliye hükmü do\u011frultusunda ortaya konulan be\u015feri sistemlere göre dü\u015fünemez, konu\u015famaz ve hareket edemezler. Çünkü iman edenlerin, cahili sistemlere uymalar\u0131 kesinlikle yasaklanm\u0131\u015ft\u0131r. <\/span>“Sana da kendinden önceki Kitab\u0131 do\u011frulay\u0131c\u0131 ve onu kollay\u0131p koruyucu olarak Kitab\u0131 gerçekle indirdik; art\u0131k onlar\u0131n aralar\u0131nda Allah’\u0131n indirdi\u011fiyle hükmet ve sana gelen gerçekten ayr\u0131l\u0131p onlar\u0131n keyiflerine uyma! Sizden her biriniz için bir \u015feriat ve bir yol belirledik. Allah isteseydi, hepinizi bir tek ümmet yapard\u0131, fakat size verdikler(i) içinde sizi s\u0131namak istedi. Öyleyse hay\u0131r i\u015flerine ko\u015fun, hepinizin dönü\u015fü Allah’ad\u0131r. O size ayr\u0131l\u0131\u011fa dü\u015ftü\u011fünüz \u015feyleri haber verecektir. Aralar\u0131nda Allah’\u0131n indirdi\u011fiyle hükmet, onlar\u0131n keyiflerine uyma ve onlar\u0131n, Allah’\u0131n indirdi\u011fi \u015feylerin bir k\u0131sm\u0131ndan seni \u015fa\u015f\u0131rtmalar\u0131ndan sak\u0131n! E\u011fer (Haktan) dönerlerse bil ki Allah, baz\u0131 günahlar\u0131 yüzünden onlar\u0131 felakete u\u011fratmak istiyordur. Zaten insanlardan ço\u011fu, fas\u0131kt\u0131rlar.” (Maide, 48-49)<\/span><\/em> \u0130man eden kimselerin, cahiliye hükmü do\u011frultusunda hareket etmeleri, onlar için Haktan sapma ve felakettir. \u0130\u015fte bu nedenle gerçekten iman eden kimseler, cahili olan be\u015feri ta\u011futi sistemlere itaat edemez, etmezler. \u0130man eden bir kimse, Kur’ani ifade ile ancak Müslümand\u0131r. Müslüman olan bir kimse, demokrat, sosyalist, marksist vb. s\u0131fatlara sahip olamaz. Kur’an, iman edecek bireyin, neleri reddedip neleri kabul edece\u011fini çok aç\u0131k bir biçimde belirtmi\u015ftir. “Dinde zorlama yoktur. Do\u011fruluk, sap\u0131kl\u0131ktan seçilip belli olmu\u015ftur. Kim ta\u011futu inkâr edip Allah’a inan\u0131rsa, muhakkak ki o, kopmayan, sa\u011flam bir kulpa yap\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Allâh i\u015fitendir, bilendir.” (Bakara, 256)<\/span><\/em> \u0130man etmek, yüce Allah’tan ba\u015fka tüm otoriteleri ve onlar\u0131n koyduklar\u0131 hükümleri aç\u0131k ve net bir \u015fekilde reddetmekle ba\u015flar. Dü\u015fünce plan\u0131nda ba\u015flayan bu de\u011fi\u015fim, giderek duygu, söz ve davran\u0131\u015flar\u0131 da içine alacak \u015fekilde hayat\u0131 tümüyle kapsar. \u0130slâm, iman edecek bireylerde, dü\u015fünce plan\u0131nda yüce Allah (cc) d\u0131\u015f\u0131nda bütün otoriteleri reddetmeleri ön \u015fart olarak ileri sürdü\u011fü gibi ayn\u0131 zamanda \u0130slâm d\u0131\u015f\u0131 sistemlerin kurallar\u0131na göre hareketlerini de yasaklam\u0131\u015ft\u0131r. Kur’an, iman edenler için ta\u011futun reddedilmesi konusunda Hz. \u0130brahim (as)’\u0131n davran\u0131\u015f\u0131n\u0131 en güzel örnek olarak verir. “\u0130brahim’de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için çok güzel bir örnek vard\u0131r; onlar kavimlerine ‘Biz sizden ve sizin Allah’tan ba\u015fka itaat ettiklerinizden uza\u011f\u0131z. Sizi tan\u0131m\u0131yoruz. Siz, bir tek Allah’a inan\u0131ncaya kadar sizinle bizim aram\u0131zda sürekli bir dü\u015fmanl\u0131k ve nefret belirmi\u015ftir’ demi\u015flerdi…” (Mümtehine, 4) Ta\u011futun ve ta\u011futi sistemlerin reddedilmeleri ile yetinmeyen \u0130slâm, iman eden ki\u015filerin, ta\u011futa ve \u0130slâm d\u0131\u015f\u0131 olan her \u015feye en küçük bir meylin gösterilmesini de yasaklam\u0131\u015ft\u0131r. \u0130slâm d\u0131\u015f\u0131 sistemlere en küçük bir meyil gösteren kimselerin cehennem azab\u0131na girecekleri ve “Allah \u015firki affetmez”<\/strong> ilahi buyru\u011fun gere\u011fi, yüce Allah (cc) o kimseleri ba\u011f\u0131\u015flamayacakt\u0131r. “Sak\u0131n zulmedenlere meyletmeyin, sonra size ate\u015f dokunur. Sizin Allah’tan ba\u015fka dostlar\u0131n\u0131z yoktur. Sonra size yard\u0131m edilmez.” (Hud, 113) <\/span><\/em> Kur’an, iman edenlerin, nas\u0131l de\u011fi\u015ftiklerini, geçmi\u015f ya\u015fant\u0131lar\u0131na ait her \u015feyi nas\u0131l reddettiklerini bütün boyutlar\u0131 ile gözler önüne serer ve bu konuda Risalet önderlerinin hayatlar\u0131ndan örnekler verdikten sonra, iman etmekle kendilerini de\u011fi\u015ftiren kimselerin hayyatlar\u0131ndan da örnekler verir. Ashab-\u0131 Kehf, Kasabal\u0131lara giden davetçiler ve Ashab-\u0131 Uhdud davetçileri, iman ederek kendilerini de\u011fi\u015ftiren ba\u015fl\u0131ca örneklerdir. Günümüzde, yüce Allah’a, O’nun gönderdi\u011fi Tevhidi esaslara iman iddias\u0131nda olan kimselerin, cahili be\u015feri sistemlerin kurallar\u0131 do\u011frultusunda hareket ederek Kur’an’dan ve \u0130slâm’dan sözetmeleri, insanlar\u0131 aldatmaktan ba\u015fka bir \u015fey de\u011fildir. Bu kimseler, kendileri yüce Allah’a gere\u011fi gibi iman etmedikleri için, imanlar\u0131na \u015firk bula\u015ft\u0131rm\u0131\u015f, Hakk\u0131 bat\u0131la kar\u0131\u015ft\u0131rm\u0131\u015f ve kendilerince bir yol belirlemi\u015flerdir ki bu yol, hiçbir \u015fekilde \u0130slâmi bir yol de\u011fil, bat\u0131l ve gayri \u0130slâmi bir yoldur. \u0130man ettiklerini iddia ettikleri halde, Tevhidi esaslara göre kendilerini de\u011fi\u015ftirmeyen kimselerin, cahili ta\u011futi sistemlerin metodlar\u0131n\u0131 kullanarak insanlar\u0131 ve giderek toplumu de\u011fi\u015ftirmeleri elbette mümkün de\u011fildir. Kur’an, bu kimselerin ikiyüzlü münaf\u0131klar olduklar\u0131n\u0131 bildirmektedir. Kur’an, kendilerini de\u011fi\u015ftirmedikleri halde, insanlara Kur’an’dan sözeden kimseleri uyarmakta ve bu yap\u0131lan\u0131n ancak ak\u0131ls\u0131zl\u0131k oldu\u011funu bildirmektedir. “Siz Kitab\u0131 okudu\u011funuz halde, insanlara iyili\u011fi emredip kendinizi unutuyor musunuz? Akl\u0131n\u0131z\u0131 kullanm\u0131yor musunuz?” (Bakara, 44)<\/span><\/em> Kendilerini, iman ettikleri esaslara uygun bir \u015fekilde de\u011fi\u015ftiren kimseler, öncelikle yerlerini ve konumlar\u0131n\u0131 belirleyerek \u015firk ve küfre kar\u015f\u0131 tav\u0131r al\u0131rlar ve saflar\u0131n\u0131 seçerler. Saflar\u0131n\u0131 belirleyen iman edenler, böylece insanlar\u0131 ça\u011f\u0131racaklar\u0131 yeri bilirler ve ona göre hareket ederler. Neye, niçin iman ettiklerini kendilerinde do\u011fru dürüst belirleyip netle\u015ftirmeyen kimseler, iman ve davran\u0131\u015f çeli\u015fkisi içerisinde bulundukler\u0131 için insanlar\u0131 Tevhidi esaslar\u0131 kabul etmeye davet edemezler. Bu kimseler, imanlar\u0131na \u015firk bula\u015ft\u0131rd\u0131klar\u0131ndan, ne cahili be\u015feri sistemlere kar\u015f\u0131 tav\u0131r al\u0131rlar, ne de müslümanlar\u0131n iman ettikleri gibi, yüce Allah’a iman ederler ve Tevhidi esaslar do\u011frultusunda ya\u015farlar. \u0130man ve davran\u0131\u015f çeli\u015fkisi içerisinde bulunmak, yüce Allah (cc) kat\u0131nda en sevilmeyen bir durumdur. Bu nedenle yüce Allah (cc), iman edenleri böyle bir duruma dü\u015fmemeleri için uyarmaktad\u0131r. “Ey iman edenler, niçin yapmayaca\u011f\u0131n\u0131z \u015feyi söylüyorsunuz?<\/span> <\/font><\/em>Yapmayaca\u011f\u0131n\u0131z \u015feyi söylemek, Allah kat\u0131nda en sevilmeyen bir \u015feydir.” (Saf, 2-3)<\/span><\/em> \u0130man eden bir kimse, bütün söz ve davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131, iman etti\u011fi Tevhidi <\/span>esaslara göre düzenlemekle mükelleftir. Bu, imani bir zorunluluktur ve iman eden bir kimse, hiçbir \u015fekilde bunun d\u0131\u015f\u0131nda hareket edemez. Oysa günümüzde iman ettikleri iddias\u0131nda bulunan baz\u0131 kimseler, insanlar\u0131 baz\u0131 ibadi konularda Kur’an’na davet ederlerken, sosyal hayattaki davran\u0131\u015flar\u0131n düzenlenmesi konusunda be\u015feri ta\u011futi sistemlere insanlar\u0131 davet etmektedirler. Bunlar, hem Hakk\u0131 bat\u0131la kar\u0131\u015ft\u0131rarak gerçekten iman etmenin ne oldu\u011funu gizlemekte, hem de bu ikiyüzlü tav\u0131rlar\u0131 ile insanlar\u0131 kand\u0131rarak bu yapt\u0131klar\u0131 ile ç\u0131kar sa\u011flamaktad\u0131rlar. Ramazan Y\u0131lmaz: 2013.01.16
\n