{"id":172,"date":"2020-03-25T18:28:40","date_gmt":"2020-03-25T18:28:40","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/islamda-bosanma-nasil-gerceklesir\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:40","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:40","slug":"islamda-bosanma-nasil-gerceklesir","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/islamda-bosanma-nasil-gerceklesir\/","title":{"rendered":"\u0130SL\u00c2M'DA BO\u015eANMA NASIL GER\u00c7EKLE\u015e\u0130R"},"content":{"rendered":"

Talak, lugatta, herhangi bir \u015feyin ba\u011f\u0131n\u0131 çözmek manas\u0131ndad\u0131r. Ist\u0131lahta talak; kad\u0131n ile erkek aras\u0131ndaki ba\u011f\u0131n  <\/span>çözülmesi ve evlilik ili\u015fkisinin sona ermesidir. Talak, “\u0131tlak” kelimesinden türemi\u015f olup salmak ve terketmek manas\u0131na gelir. \u0130slam hukukuna göre, tatlik manas\u0131na bir isimdir. Tatlik de zevciyet rab\u0131tas\u0131 olan nikah ba\u011f\u0131n\u0131, usulü kaidesinde çözüp sal\u0131vermektir ki, Türkçe’de ‘bo\u015fanmak’ olarak ifade edilir: Yani evlenmi\u015f olan kad\u0131n ve erke\u011fin, türlü sebeplerden dolay\u0131 birbirleriyle bir arada ya\u015famalar\u0131na imkân olmad\u0131\u011f\u0131nda, yek di\u011ferinden ayr\u0131lmas\u0131, birlik ba\u011f\u0131n\u0131n çözülmesidir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130slam dini, zaruret zaman\u0131nda, talak\u0131 bir mahlas\u0131 hukuki olarak kabul<\/st1_place><\/st1_city> etmi\u015f ve bu hakk\u0131 da hem zevcin (erke\u011fin) hem de zevcenin (kad\u0131n\u0131n) eline vermi\u015ftir. Yani kad\u0131n ve erke\u011fin, evlilik ili\u015fkisinin ç\u0131kmaza girdi\u011fini gördükleri anda evlilik ba\u011f\u0131n\u0131 b\u0131rakma haklar\u0131 vard\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130slam bo\u015fanmay\u0131, ne Yahudilerde oldu\u011fu gibi olabildi\u011fince serbest b\u0131rakm\u0131\u015f, ne de Hr\u0131stiyanlarda oldu\u011fu gibi daraltm\u0131\u015f ve yasaklam\u0131\u015ft\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Mesela; Yahudi \u015feriat\u0131nda bugün geçerli olan uygulamada, özürsüz olarak kar\u0131s\u0131n\u0131 bo\u015famak mubaht\u0131r. Yahudi bir erkek, kendi han\u0131m\u0131ndan daha güzel bir kad\u0131n görürse, han\u0131m\u0131n\u0131 özgür olarak bo\u015fayabilir; ancak özürsüz bo\u015fanma toplumda pek ho\u015f kar\u015f\u0131lanmaz.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Yahudilere göre bo\u015fanmay\u0131 gerektiren özürler iki k\u0131sma ayr\u0131l\u0131r: <\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

a) Yarad\u0131l\u0131\u015ftan olan ay\u0131plar; devaml\u0131 göz salg\u0131s\u0131, \u015fa\u015f\u0131l\u0131k, a\u011f\u0131z kokusu, kamburluk, topall\u0131k ve k\u0131s\u0131rl\u0131k gibi.<\/o_p><\/span><\/p>\n

b) Ahlâki ay\u0131plar; sert mizaçl\u0131 olmak, geveze, pis, inatç\u0131, müsrif olmak, açgözlülük, oburluk, yiyeceklerin en güzelini aramak ye tantanay\u0131 sevmek gibi vas\u0131flar.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hr\u0131stiyanlarda ise bo\u015fanma, neredeyse yasaklanm\u0131\u015ft\u0131r. Mesela, Katolik mezhebinde, hiçbir \u015fekilde evlilik ba\u011f\u0131n\u0131 çözmek mubah say\u0131lmaz. Ortodoks ve Protestanlarda ise, e\u015flerin birbirine ihaneti d\u0131\u015f\u0131nda bo\u015fanma mubah say\u0131lmaz. Bu durumda bo\u015fanan e\u015fler, her üç Hr\u0131stiyan mezhebine göre ba\u015fkalar\u0131yla evlenemezler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130slam, aile yuvas\u0131na önem vermekle beraber, bo\u015fanmay\u0131 da belli kurallara ba\u011fl\u0131 olarak kabul etmi\u015f, ancak  <\/span>bo\u015fanma hakk\u0131n\u0131n alelacele kötüye kullan\u0131lmas\u0131n\u0131 önlemek için de önlemler alm\u0131\u015ft\u0131r. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Aile içerisinde durumun kötüye gitmesi, e\u015fler aras\u0131nda büyük sorunlar\u0131n ba\u015fgöstermesi ve bunun düzelmesinin mümkün görülmemesi sonucunda e\u015flerin bir arada ya\u015famalar\u0131na imkân kalmamas\u0131 halinde bo\u015fanma helal k\u0131l\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r. Fakat bunun da en kötü bir helal oldu\u011fu bildirilmi\u015ftir. Hadisi \u015ferifte Rasulullah(as):<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Allah kat\u0131nda en menfur helal bo\u015fanmakt\u0131r.” (Ahkamul Kur’an, c.2 sh 110)<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

“Evlenin ve (ciddi bir sebep olmad\u0131kça) bo\u015fanmay\u0131n, zira bo\u015fanmada arz titrer.”  <\/span>(Ebu Davut ibnül-Humam, Fethul Kadir. c.2 sh.22)<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

“Evlenin, bo\u015fanmay\u0131n. Çünkü Allah ne zevkine dü\u015fkün erkekleri, ne de zevkine dü\u015fkün kad\u0131nlar\u0131 sevmez.”  <\/span>(ibni Adi, Muh-Eha. sh.60)<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

“Aile geçimsizli\u011fi \u015fiddetlenip de ayr\u0131l\u0131k bir zaruret haline gelmedikçe, bir kad\u0131n zevcinden talak\u0131n\u0131 isterse ona cennet kokusu haram olur.”  <\/span>(Tecrid c.2 s.376) (Evlilik ve mahremiyetleri, sh.256)<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

\u0130slâm’da, bo\u015fanmaya getirilen bu s\u0131n\u0131rlamalara ra\u011fmen, bir erkek han\u0131m\u0131n\u0131 bo\u015famak isterse ya da bir kad\u0131n bo\u015fanmak isterse bu durumda her ikisi belli kurallara uymakla mükellef tutulmu\u015flard\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ey peygamber, kad\u0131nlar\u0131 bo\u015fa(mak iste)di\u011finiz zaman onlar\u0131 iddetleri içinde bo\u015fay\u0131n ve iddeti say\u0131n. Rabbiniz Allah’tan korkun (iddet süresince) onlar\u0131 evlerinden ç\u0131karmay\u0131n, kendileri de ç\u0131kmas\u0131nlar. Ancak apaç\u0131k bir edepsizlik yapmalar\u0131 durumu bu hükmün d\u0131\u015f\u0131ndad\u0131r. Bunlar Allâh’\u0131n s\u0131n\u0131rlar\u0131d\u0131r. Kim Allâh’\u0131n s\u0131n\u0131rlar\u0131n\u0131 geçerse, kendisine yaz\u0131k etmi\u015f olur. Bilmezsin belki Allâh, bundan sonra (iddet süresi içinde) yeni bir i\u015f ortaya ç\u0131kar\u0131r.”  <\/span>(65 Talak, 1)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Bo\u015fanmada Ölçü<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Hayat\u0131n her safhas\u0131n\u0131 düzenlemek üzere indirilen Kur’an’\u0131 Kerim, talak konusuna da el atarak bu konuyu en ince noktas\u0131na kadar iman edenlere duyurmu\u015ftur. Kafalar\u0131n\u0131 Kur’an’a göre programlayan ve kalplerini Kur’ani mesaja teslim edip davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131 ona göre düzenleyen mü’minler, talak konusunda da Kur’ani hareket etmekle mükelleftirler. Bu mükellefiyetlerini unutanlar\u0131 ya da hevalar\u0131na tabi olanlar\u0131 Kur’an, Allah’\u0131n s\u0131n\u0131rlar\u0131n\u0131 a\u015fmakla tehdit etmekte ve Allah’\u0131n s\u0131n\u0131rlar\u0131n\u0131 a\u015fanlar\u0131n ise kendilerine yaz\u0131k ettiklerini bildirmektedir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Buhari ve Müslim’de geçen bir hadisi \u015ferifte, talak\u0131n nas\u0131l yap\u0131laca\u011f\u0131, ne zaman ve ne \u015fekilde yerine getirilece\u011fi aç\u0131kça ortaya konulmaktad\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Ömer’in o\u011flu Hz. Abdullah (r.anh), Rasulullah(as) zaman\u0131nda, kar\u0131s\u0131n\u0131 hay\u0131z halinde iken bo\u015fam\u0131\u015ft\u0131. Hz. Ömer bin Hattab, o\u011flunun bu hareketinin hükmünü Rasulullah’a sordu\u011funda, Rasulullah (as) \u015föyle cevap vermi\u015ftir:<\/o_p><\/span><\/p>\n

“O\u011flun Abdullah’a söyle, kar\u0131s\u0131na geri dönsün, sonra kad\u0131n temizlenip tekrar adetini görüp sonra temizleninceye kadar onunla birlikte ya\u015fas\u0131n. \u0130kinci adetinden temizlendikten sonra dilerse aile hayat\u0131na devam etsin ve dilerse (cinsi bir surette yakla\u015fmaks\u0131z\u0131n) bo\u015fas\u0131n. \u0130\u015fte kad\u0131n\u0131n iki kirlenmesi ve temizlenmesi zaman\u0131, erkeklerin kad\u0131nlar\u0131 tatlik etmeleri için Allah’u Tealan\u0131n emretti\u011fi iddet müddetidir.”<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Bu tür bir bo\u015fanman\u0131n, \u015fer’i olup olmad\u0131\u011f\u0131 alimlerce tart\u0131\u015f\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Bir k\u0131s\u0131m f\u0131k\u0131hç\u0131lar bunun gerçek bir bo\u015fanma oldu\u011funu, ancak bu bo\u015fanmay\u0131 yapan\u0131n günahkâr olaca\u011f\u0131n\u0131 öne sürerken; di\u011fer bir k\u0131s\u0131m f\u0131k\u0131hç\u0131lar, “bu bo\u015fanma, Allah’\u0131n me\u015fru k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 cinsten olmad\u0131\u011f\u0131 ve kendisine izin verilmedi\u011fi halde, sahih oldu\u011fu dü\u015fünülemez” diyerek, böyle bir bo\u015fanman\u0131n caiz olmad\u0131\u011f\u0131ndan, gerçek anlamda bo\u015fanma olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 iddia etmi\u015flerdir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Ömer (r.anh)’\u0131n o\u011flu Abdullah’\u0131n e\u015fini bo\u015famas\u0131 \u015feklindeki bir bo\u015fama, gerçek bir bo\u015fama de\u011fildir. Çünkü, bu bo\u015fama istenilen ölçülere uygun de\u011fildir. Böyle bir bo\u015fanmay\u0131 yapmaya kalk\u0131\u015fmak Allah’\u0131n s\u0131n\u0131rlar\u0131n\u0131 a\u015fmak olur ki Allah’\u0131n s\u0131n\u0131rlar\u0131n\u0131 a\u015fan kimse kendine yaz\u0131k etmi\u015ftir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Rasulullah(as), Hz. Abdullah(r.anh)’\u0131n kendisine yaz\u0131k etmemesi için, onun e\u015fini bo\u015famas\u0131n\u0131 iptal ediyor. Rasulullah(as), bu bo\u015famay\u0131 iptal etmi\u015f, bo\u015faman\u0131n nas\u0131l ve ne zaman yap\u0131laca\u011f\u0131 konusunda ölçüler vermi\u015f ve ancak bu \u015fekildeki bir bo\u015faman\u0131n Allah’\u0131n istedi\u011fi \u015fekle uygun olaca\u011f\u0131n\u0131 ifade etmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bo\u015fanma da Allah’\u0131n emirlerinden biri oldu\u011funa göre, di\u011fer emirler gibi, \u015fartlara uygun olmal\u0131d\u0131r. Aksi halde fiil gerçekle\u015fmez. T\u0131pk\u0131 oruçta, namazda ve di\u011fer ibadetlerde oldu\u011fu gibi. Mesela oruç tutmak isteyen bir insan, tanyeri a\u011far\u0131ncaya, yani fecrin siyah ipli\u011fi beyaz ipli\u011finden ay\u0131rt edilinceye kadar yiyip içecek ve sonra oruca niyet ederek geceye kadar yiyip içmeden, cinsi münasebette bulunmadan orucunu tamamlayacakt\u0131r. \u0130\u015fte bu \u015fekilde tutulan oruç, tam tutulmu\u015f bir oruçtur. E\u011fer oruç tutacak olan ki\u015fi, güne\u015f  <\/span>do\u011funcaya kadar yer içerse ya da gece olmadan orucunu bozarsa bu ki\u015fi, oruç tutmu\u015f say\u0131lmaz. E\u011fer mü’min bir ki\u015fi, oruç tutmak isterse ancak \u015fartlar\u0131na uydu\u011fu sürece oruçlu say\u0131l\u0131r. \u0130\u015fte bo\u015faman\u0131n hükmü de böyledir. Ancak \u015fartlar\u0131na uygun bir bo\u015fanma gerçek bir bo\u015fanma olabilir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Ömer(r.anh)’in o\u011flu Hz. Abdullah’\u0131n bo\u015famas\u0131nda oldu\u011fu gibi, hay\u0131zl\u0131 halde iken kad\u0131n\u0131 bo\u015famak haram k\u0131l\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r. Ayba\u015f\u0131 halinde ve temiz iken kendisiyle münasebette bulunulduktan sonra, kad\u0131n\u0131 bo\u015famak haramd\u0131r. Çünkü belki bu son birle\u015fmede kad\u0131n hamile kal\u0131r ve hamile oldu\u011funu anlayan kad\u0131n, ya da e\u015finin hamile oldu\u011funu ö\u011frenen erkek ayr\u0131lma fikrinden vazgeçer ve bu cenin sebebiyle e\u015fiyle ya\u015famaya raz\u0131 olur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

E\u011fer kad\u0131n, temiz olur da bu temizlik halinde erkek kendisine dokunmam\u0131\u015fsa veya hamile oldu\u011fu belli ise, bu durumda bo\u015fanma sebebinin kuvvetli bir geçimsizlik oldu\u011fu anla\u015f\u0131l\u0131r ki o zaman bo\u015fanma me\u015fru olabilir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130slâm, aile yuvas\u0131na önem verdi\u011fi gibi, bu yuvan\u0131n olu\u015fumunu sa\u011flayan nikah ba\u011f\u0131na da sayg\u0131 gösterilmesini ister. Her önüne gelenin bo\u015famay\u0131 diline dolamas\u0131n\u0131 ho\u015f görmeyen \u0130slâm, nikah üzerine yemin etmeyi de haram k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Tirmizi, Hakim ve Ebu Davut’ta geçen bir hadisi \u015ferifte, Allah’tan ba\u015fkas\u0131n\u0131n ad\u0131 ile yemin etmek yasaklanm\u0131\u015f, \u015firk oldu\u011fu ifade edilmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Allah’tan ba\u015fkas\u0131n\u0131n ad\u0131 ile yemin eden \u015firk ko\u015fmu\u015f olur”<\/span><\/strong> denilmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bo\u015fanmanIn Nedenleri<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Kur’an-\u0131 Kerim’de, hangi nedenlerden bo\u015fanman\u0131n zaruret haline geldi\u011fi aç\u0131k bir \u015fekilde belirtilmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Aç\u0131k Edepsizlik (Zina)<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Zina, \u0130slâm’da büyük bir suç, \u015firkle e\u015f anlama gelecek kadar büyük bir günaht\u0131r. Zina, aile düzenini yerle bir eden, toplumu ifsat eden, evlilik ba\u011f\u0131n\u0131 hemen ortadan kald\u0131ran büyük bir günah ve suçtur. <\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130slam hukuku aç\u0131s\u0131ndan zina, kad\u0131n ve erkek için ayn\u0131 a\u011f\u0131rl\u0131kta bir suçtur. Oysa geleneksel kültürde zina, kad\u0131n ve erke\u011fe göre de\u011fi\u015fmektedir. Geleneksel kültürde zina fiilini i\u015fleyen e\u011fer kad\u0131n ise ölüm ile cezaland\u0131r\u0131l\u0131rken bu çirkin fiili i\u015fleyen erkekse neredeyse kahraman addedilmektedir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Zina fiilinin, Müslüman bir evde i\u015flenmesi hiçbir zaman dü\u015fünülemez. Bu fiili Müslüman’\u0131n evine reva gören bir kad\u0131n ya da erkek, o eve lay\u0131k olamaz ve derhal, hem de hiçbir hak iddia etmeden, mü’min olan e\u015finden bo\u015fanarak oray\u0131 terk etmelidir. Zina fiilini i\u015fleyen kad\u0131n ise bu ki\u015fi, ayn\u0131 zamanda mehirden mahrum kal\u0131r. Zina yapan erkek ve kad\u0131n\u0131n her ikisinin de mü’minlere nikah\u0131 haram olur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ey inananlar, kad\u0131nlar\u0131 mirâs yoluyla zorla alman\u0131z size helâl de\u011fildir. Onlara verdiklerinizin bir k\u0131sm\u0131n\u0131 al\u0131p götürmek için onlar\u0131 s\u0131k\u0131\u015ft\u0131rmay\u0131n. \u015eâyet aç\u0131k bir edepsizlik yaparlarsa ba\u015fka. Onlarla iyi geçinin. E\u011fer onlardan ho\u015flanmazsan\u0131z, bilin ki sizin ho\u015flanmad\u0131\u011f\u0131n\u0131z bir \u015feye Allâh çok hay\u0131r koymu\u015f olabilir.” (Nisa, 19)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Ey peygamber, kad\u0131nlar\u0131 bo\u015fad\u0131\u011f\u0131n\u0131z zaman onlar\u0131 iddetleri içinde bo\u015fay\u0131n ve iddeti say\u0131n. Rabbiniz Allah’tan korkun (bekleme süresi içinde) onlar\u0131 evlerinden ç\u0131karmay\u0131n. Kendileri de ç\u0131kmas\u0131nlar. Ancak apaç\u0131k bir edepsizlik yapmalar\u0131 durumu, bu hükmün d\u0131\u015f\u0131ndad\u0131r (o zaman evden ç\u0131karabilirsiniz).” ( Talak, 1)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Zina fiili, f\u0131khi bütün anla\u015fmalar\u0131 iptal eder; zina eden ki\u015fi, mü\u015friklerle ayn\u0131 kategoriye girdi\u011finden dolay\u0131 ancak zina eden veya mü\u015frik olan birisiyle evlenebilir. Mü\u015frikler, kâfir olduklar\u0131na göre kâfirlerle mü’minlerin evlenmeleri haramd\u0131r. \u0130\u015fte bu konudaki ilahi uyar\u0131lar;<\/o_p><\/span><\/p>\n

 <\/span>“Zinâ eden erkek, zinâ eden veya ortak ko\u015fan kad\u0131ndan ba\u015fkas\u0131yla evlenmez; zinâ eden kad\u0131n da zinâ eden veya ortak ko\u015fan erkekten ba\u015fkas\u0131yla evlenmez. Böyleleriyle evlenmek mü’minlere harâm k\u0131l\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r.” (Nur, 3)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“…Kâfir kad\u0131nlar\u0131n ismetlerini (nikâh ba\u011flar\u0131n\u0131) tutmay\u0131n (onlar\u0131 sal\u0131verin ve kâfirlere kat\u0131lan kad\u0131nlara) harcad\u0131\u011f\u0131n\u0131z(mehri)i isteyin. Onlar da (size kat\u0131lan kad\u0131nlar\u0131na) harcad\u0131klar\u0131n\u0131 istesinler. Bu size Allâh’\u0131n hükmüdür. Aran\u0131zda (böyle) hükmediyor. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.” (Mümtehine, 10)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“…Bunlar Allâh’\u0131n s\u0131n\u0131rlar\u0131d\u0131r. Kim Allâh’\u0131n s\u0131n\u0131rlar\u0131n\u0131 geçerse, kendisine yaz\u0131k etmi\u015f olur.” (Talak, 1)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Bütün bu ilahi emirler, kâfir olan kimselerle evlenilmeyece\u011fi gibi, müslüman iken sonradan zina eden, ya da \u015firke giren ve irtidat edip \u0130slâm’dan ç\u0131kan kimseler için de geçerlidir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Huzursuzluk Ç\u0131karma, Fikri Anla\u015fmazl\u0131k<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

\u0130slâmi bir toplumun, huzurlu bir ortam\u0131n olu\u015fmas\u0131 için, toplumun çekirde\u011fini olu\u015fturan ailenin huzurlu olmas\u0131 gerekir. Ailedeki huzuru ise, birbirleriyle çok iyi anla\u015fan e\u015fler sa\u011flar. Ailedeki temel direkler, dengeli de\u011filse aile yuvas\u0131 her an y\u0131k\u0131lmaya mahkumdur. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Ailedeki huzuru ve süreklili\u011fi sa\u011flamak için dengesiz olan dire\u011fin tamir edilerek düzeltilmesi, düzeltilmesi mümkün de\u011filse de\u011fi\u015ftirilerek yenilenmesi, hem aile hem de \u0130slam toplumu aç\u0131s\u0131ndan yararl\u0131 olacakt\u0131r. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Ailenin temel direklerinden biri olan kad\u0131n ya da erkek, e\u015fine kar\u015f\u0131 evde huzursuzluk ç\u0131kar\u0131yor, e\u015fi ile ayn\u0131 de\u011ferleri ta\u015f\u0131m\u0131yor, e\u015finin her sözüne sözlü veya fiili olarak kar\u015f\u0131 ç\u0131k\u0131yor, e\u015finin ta\u015f\u0131d\u0131\u011f\u0131 mesaja destek olmuyor, köstek oluyorsa ve e\u015fini iman etti\u011fi esaslardan döndürmeye ya da al\u0131koymaya çal\u0131\u015f\u0131yorsa bu e\u015ften bo\u015fanmak zaruri hale gelmi\u015f demektir. E\u011fer fikirlerine kar\u015f\u0131 ç\u0131k\u0131lan e\u015f bo\u015fanmazsa bu durumda iki \u015f\u0131k ortaya ç\u0131kar. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Birinci \u015f\u0131k, fikirlerine kar\u015f\u0131 ç\u0131k\u0131lan e\u015f di\u011fer e\u015fine ald\u0131r\u0131\u015f etmez, yoluna devam eder. Ancak bu durumda evde huzursuzluk ba\u015fgösterecektir. Huzursuzlu\u011fun ba\u015fgöstermesi ile de, e\u011fer varsa, çocuklar etkilenecek ve sonuçta bunal\u0131ml\u0131 bir nesil ortaya ç\u0131kacakt\u0131r. Bu nesil, belki de Allah’\u0131 tan\u0131mayacak derecede dinden, imandan uzak bir nesil olacakt\u0131r. Çünkü huzursuzluk ç\u0131karan e\u015f, evde çocuklar\u0131n yan\u0131nda bulundu\u011fundan dolay\u0131 onlar\u0131 etkileyecektir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

E\u015fler aras\u0131nda huzursuzluk olan bir yuvada yeti\u015fen çocuklar, istikbalde belki de dini hassasiyetlerini kaybedeceklerdir. Bu ise, \u0130slâmi de\u011ferleri her \u015feyin üstünde tutan ve bu u\u011furda çal\u0131\u015fan mücadeleci bir insan için büyük bir kay\u0131p ve davas\u0131na a\u011f\u0131r bir darbe olacakt\u0131r. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Ayr\u0131ca fikri hassasiyet ta\u015f\u0131yan e\u015f, evde huzurlu bir ortam bulamad\u0131\u011f\u0131ndan çal\u0131\u015fmalar\u0131nda ba\u015far\u0131s\u0131z olacak veya en az\u0131ndan istedi\u011fi seviyeye gelemeyecektir. Birbirlerinin evliyas\u0131 olmas\u0131 gereken mü’min erkek ve kad\u0131nlar, evde bu velayeti olu\u015fturamam\u0131\u015flarsa, d\u0131\u015far\u0131da hiç bir zaman olu\u015fturamazlar; yeterince iyili\u011fi emredemez, kötülükten al\u0131koyamazlar. O halde Kur’an’\u0131n emretti\u011fi ölçüler içinde bo\u015fanman\u0131n yap\u0131lmas\u0131 \u015fart olacakt\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130kinci \u015f\u0131k, mü’min e\u015f, huzursuzluk ç\u0131karan e\u015finin sözüne uyup ta\u015f\u0131d\u0131\u011f\u0131 hassasiyetten, iman davas\u0131ndan ve bu u\u011furdaki çal\u0131\u015fmalar\u0131ndan vazgeçecektir ki bu da, o e\u015fin fas\u0131k olmas\u0131na ve dinden uzakla\u015fmas\u0131na neden olacakt\u0131r. Son y\u0131llarda bunlar\u0131n bir çok örnekleri bulunmaktad\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“De ki: ‘e\u011fer babalar\u0131n\u0131z, o\u011fullar\u0131n\u0131z, karde\u015fleriniz, e\u015fleriniz, h\u0131s\u0131m akrabalar\u0131n\u0131z, kazand\u0131\u011f\u0131n\u0131z mallar, dü\u015fmesinden korktu\u011funuz ticaret, ho\u015fland\u0131\u011f\u0131n\u0131z meskenler size, Allah’tan, Rasulünden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevgili ise o halde Allah emrini getirinceye kadar gözetleyin.  <\/span>Allah fas\u0131k kavmi hidayete erdirmez.” (Tevbe, 24)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Ey iman edenler, e\u015flerinizden ve çocuklar\u0131n\u0131zdan baz\u0131lar\u0131 size dü\u015fmand\u0131r. Onlardan sak\u0131n\u0131n..” (Tegabun, 14)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Allah yolundan al\u0131koymak için çal\u0131\u015fan her kad\u0131n ya da erkek, kendi e\u015fine dü\u015fman oldu\u011fu gibi ayn\u0131 zamanda Allah’\u0131n da dü\u015fman\u0131d\u0131r. Bu dü\u015fmandan sak\u0131nman\u0131n ve korunman\u0131n yolu, ondan uzakla\u015fmak yani o e\u015ften bo\u015fanmakt\u0131r. Çünkü böyle bir e\u015f iyi bir e\u015f de\u011fildir. \u0130syankâr e\u015fler, e\u011fer düzelmezlerse onlar\u0131 bo\u015famak en ideal yoldur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Allâh’\u0131n, insanlar\u0131 birbirinden üstün k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 ve mallar\u0131ndan harca(y\u0131p kad\u0131nlar\u0131n geçimini sa\u011fla)d\u0131klar\u0131 için erkekler, kad\u0131nlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolay\u0131 iyi kad\u0131nlar itâatkâr olup, Allâh’\u0131n kendilerini  <\/span>korumas\u0131na kar\u015f\u0131l\u0131k gizliyi korurlar (kocalar\u0131na aslâ ihânet etmezler). H\u0131rç\u0131nl\u0131k etmelerinden korktu\u011funuz kad\u0131nlara ö\u011füt verin, yataklarda onlara sokulmay\u0131n, onlar\u0131 huzursuz edin. E\u011fer size itâat ederlerse art\u0131k onlar\u0131n aleyhine ba\u015fka bir yol aramay\u0131n. Çünkü Allâh yücedir, büyüktür.”  <\/span>(Nisa, 34)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

E\u011fer nasihat edilmesine, yataklar\u0131ndan uzakla\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131na ve huzursuz edilmelerine ra\u011fmen düzelip kendilerine çeki-düzen vermezlerse onlar\u0131 bo\u015famak en iyi çaredir. Ancak düzelmeleri halinde, aleyhlerinde bir yol aramak \u0130slâm’da yasaklanm\u0131\u015ft\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Dünya Hayat\u0131n\u0131 Ve Süsünü Allah’a Tercih Etmek<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Kad\u0131n olsun erkek olsun ki\u015fi, yarat\u0131l\u0131\u015f\u0131n\u0131n temel gayesi olan Allah’a itaat (kulluk) etmek ve O’nun dini için çal\u0131\u015fmakla mükelleftir. Yarat\u0131l\u0131\u015flar\u0131n\u0131n \u015fuurunda olanlar, hareketlerinin yönünü ona göre düzenlerler. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Mü’minler, yüce Allah’a kullu\u011fu ve yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131 hayatlar\u0131n\u0131n temel gayesi olarak kabul ederler ve bütün de\u011ferlerini bu gaye u\u011fruna verirler. <\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ben cinleri ve insanlar\u0131, ancak bana kulluk etsinler diye yaratt\u0131m.”  <\/span>(Zariyat, 56)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“… Yaln\u0131z sana kulluk eder ve yaln\u0131z senden yard\u0131m dileriz….”  <\/span>(Fatiha, 4)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Yarat\u0131l\u0131\u015f gayesini unutup dünya hayat\u0131n\u0131n süsünü isteyen kad\u0131nlar\u0131 ya da erkekleri bo\u015famak, her iman eden Müslüman\u0131n yapmas\u0131 gereken bir davran\u0131\u015f olmal\u0131d\u0131r. Aksi halde, bu kad\u0131nlar ya da erkekler, e\u015fleri olan o Müslüman için ayak ba\u011f\u0131 olacak ve engel te\u015fkil edeceklerdir. Bu yüzden onlardan bo\u015fanmak, kad\u0131n iseler mehirlerini verip onlar\u0131 salmak en iyi yoldur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ey peygamber! E\u015flerine söyle: “E\u011fer siz, dünyâ hayât\u0131n\u0131 ve süsünü istiyorsan\u0131z, gelin size müt’a (bo\u015fanma bedeli) vereyim ve sizi güzellikle salay\u0131m. Ey peygamber kad\u0131nlar\u0131! Sizden kim aç\u0131k bir fuhu\u015f (edepsizlik) yaparsa onun için azap iki kat yap\u0131l\u0131r. Bu, Allah’a göre kolayd\u0131r.” (Ahzab, 28-29)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

\u0130slâmi hassasiyetlerini yitiren, Allah’\u0131n nizam\u0131n\u0131n egemen olmas\u0131 için çal\u0131\u015fmay\u0131p dünya hayat\u0131n\u0131n süsünü isteyen kad\u0131nlar ya da erkekler, Allah için çal\u0131\u015fan davetçilerin önlerinde bir kambur, bir engeldirler. Bu engelin giderilmesi de mü’minler için bir zarurettir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Gününü gün etmeye çal\u0131\u015farak dünya hayat\u0131n\u0131 temel gaye olarak alanlar\u0131n ahirette nasipleri olmayacakt\u0131r. Çünkü yüce Rabb’imiz, dünya hayat\u0131n\u0131 ve süsünü isteyenlerin ahirette nasiplerinin olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 bildiriyor. Ahirette nasibi olmayan\u0131n, ahirette nasibi olanlarla beraber olmas\u0131 söz konusu olamaz.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“\u0130\u015fte onlar, ahireti verip dünyâ hayât\u0131n\u0131 sat\u0131n alan kimselerdir. Onlardan azap hiç hafifletilmez ve onlara hiç yard\u0131m edilmez..” (Bakara, 86)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Kimler dünyâ hayât\u0131n\u0131 ve süsünü isterse onlara oradaki amellerin(in kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n)\u0131 tam veririz ve onlar orada hiçbir eksikli\u011fe u\u011frat\u0131lmazlar. Ama onlar öyle kimselerdir ki âhirette onlar için ate\u015ften ba\u015fka bir \u015fey yoktur ve yapt\u0131klar\u0131n\u0131n hepsi orada bo\u015fa ç\u0131km\u0131\u015ft\u0131r, amelleri hep bât\u0131l olmu\u015ftur!” (Hud, 15-16)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Kim âhiret ekinini istiyorsa onun ekinini art\u0131r\u0131r\u0131z; kim dünyâ ekinini istiyorsa ona da dünyâdan bir \u015fey veririz. Fakat onun âhirette bir nasibi olmaz..” (\u015eura, 20)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Dünya hayat\u0131n\u0131 ve süsünü isteyenin, ahiret ekinini isteyenle hiçbir ilgisi ve ili\u015fkisi olmayaca\u011f\u0131ndan, mü’min bir \u015fahsiyetin yapaca\u011f\u0131 en güzel hareket, dünya süsünü isteyen e\u015fini bo\u015famas\u0131d\u0131r. Bu bo\u015faman\u0131n nas\u0131l, ne zaman ve ne \u015fekilde olaca\u011f\u0131n\u0131 ise, \u0130slâmi esaslar net bir \u015fekilde ortaya koymu\u015ftur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

BO\u015eANMA SÜREC\u0130<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Kur’an ve Sünnet’e uygun olan bo\u015fanma \u015fekli, ki\u015finin zifafa girmi\u015f bulundu\u011fu e\u015fini, iddet müddeti içinde, ona dokunmadan bir talakla bo\u015famas\u0131d\u0131r. <\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ey Nebi, kad\u0131nlar\u0131 bo\u015fayaca\u011f\u0131n\u0131z zaman onlar\u0131 id-detleri içinde bo\u015fay\u0131n ve iddeti say\u0131n…” (Talak, 1)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

\u0130ddeti içinde bo\u015faman\u0131n nas\u0131l olaca\u011f\u0131n\u0131 Rasulullah(as), Hz. Ömer(r.anh)’in o\u011flu Hz. Abdullah(r.anh) olay\u0131nda ortaya koymu\u015ftu.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130ddeti say\u0131larak bo\u015faman\u0131n bir defada yap\u0131lmas\u0131 hem bo\u015fayan hem de bo\u015fanan için hay\u0131rl\u0131d\u0131r. Çünkü bu arada e\u015flerin birbirlerine kar\u015f\u0131 duygular\u0131 yumu\u015far ve bir daha bir araya gelmek için talepte bulunabilirler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“…Kocalar\u0131 da bu arada bar\u0131\u015fmak isterlerse, onlar\u0131 geri alma\u011fa daha çok hak sahibidirler…”  <\/span>(Bakara, 228)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Bo\u015fanan kad\u0131n\u0131n kocas\u0131na geri dönmesi için, bo\u015faman\u0131n Kur’ani ölçüler içerisinde, sünnet’e uygun olmas\u0131 gerekir. Sünnete  <\/span>uygun bir bo\u015famada izlenecek yol \u015fudur:<\/o_p><\/span><\/p>\n

1-<\/span><\/strong> Nisa, 34. ayetinde belirtildi\u011fi gibi bir e\u015f, huzursuzluk ç\u0131kar\u0131yorsa veya Ahzab, 28. ayetinde geçti\u011fi üzere bu e\u015f, dünya hayat\u0131n\u0131 ve süsünü istiyorsa böyle durumlarda, öncelikle o e\u015fe ö\u011füt verilir. Allah’\u0131n ayetleri ve yarat\u0131l\u0131\u015f gayesi hat\u0131rlat\u0131l\u0131r. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Huzursuzluk ç\u0131karan e\u015f \u015fayet erkek ise, bu durumda kad\u0131n kendisini üç ay gözetler ve üç ay sonra kocas\u0131ndan bo\u015fan\u0131r. \u015eayet huzursuzluk ç\u0131karan e\u015f kad\u0131nsa bu durumda kad\u0131n\u0131n üç ay adet görmesi beklenir ve üç ay sonra, hamile olup olmad\u0131\u011f\u0131 anla\u015f\u0131ld\u0131ktan sonra bo\u015fama gerçekle\u015ftirilir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Üç kur (adet görme) dönemi, kad\u0131n\u0131n durumuna göre uzun veya daha k\u0131sa bir zaman alabilir. Ancak bunun en az zaman\u0131, iddet müddetlerinde oldu\u011fu gibi, üç aydan az olmamal\u0131d\u0131r. Çünkü en az üç  <\/span>ayl\u0131k bir süre içinde huzursuzluk ç\u0131karan e\u015f, olay\u0131n ciddiyetini kavrar, hissi davrand\u0131\u011f\u0131n\u0131 anlayarak daha mant\u0131ksal davran\u0131r ve Kur’ani hareket ederek kendisine çeki-düzen verebilir, hatas\u0131n\u0131  <\/span>an-layarak tevbe edebilir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Verilen ö\u011füde ra\u011fmen, kendisine çeki-düzen vermeyen bir kad\u0131n ya da erkek, bu yolla düzelmeyece\u011fini ortaya koyuyor demektir. Dolay\u0131s\u0131yla ikinci yapt\u0131r\u0131ma ba\u015fvurularak kad\u0131n\u0131n ya da erke\u011fin düzeltilmesi, yuvan\u0131n y\u0131k\u0131lmamas\u0131 yoluna gidilir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

2-<\/span><\/strong> Bu ikinci yapt\u0131r\u0131m, ki\u015finin e\u015fini yata\u011f\u0131ndan uzakla\u015ft\u0131rmas\u0131d\u0131r. Bunun süresini de dört aydan k\u0131sa tutmamak gerekir. Çünkü bir kad\u0131n ya da erkek ancak uzun bir süre e\u015finden ayr\u0131 kal\u0131rsa olay\u0131n ciddiyetini kavrar. Bu süreyi de, Hz, Ömer(r.anh)’in dönemindeki \u015fu olayla belirliyoruz. Gerçi bu süre ölçü de\u011fil, ancak insan psikolojisinin benzerlik göstermesi bak\u0131m\u0131ndan önemlidir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bir gece vakti, Hz. Ömer(r.anh), etraf\u0131 kontrol etmek için d\u0131\u015far\u0131 ç\u0131kt\u0131\u011f\u0131 zaman, bir kad\u0131n\u0131n \u015fiir söyleyerek yaln\u0131z oldu\u011funu ve kocas\u0131n\u0131 özledi\u011fini dile getirdi\u011fini i\u015fitir. Bunun üzerine Halife, bu kad\u0131n\u0131n neden böyle söyledi\u011fini soru\u015fturdu\u011funda, kad\u0131n\u0131n kocas\u0131n\u0131n uzun zamandan beri mücahitlerle oldu\u011funu ve geri dönmedi\u011fini anlar ve k\u0131z\u0131 Hafsa’ya, bir kad\u0131n\u0131n kocas\u0131ndan uzak olarak ne kadar sabredebilece\u011fini sorar. Hafsa(r.anha)’n\u0131n ‘dört ay’ demesi üzerine Hz. Ömer(r.anh), hiçbir erke\u011fi dört aydan fazla han\u0131m\u0131ndan uzakla\u015ft\u0131rmamaya karar verir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

3-<\/span><\/strong> Dört ay yata\u011f\u0131ndan uzakla\u015fan kad\u0131n ya da erkek, bu süre içerisinde de düzelmezse, yine aile birli\u011finin korunmas\u0131, yuvada huzurun tesisi için, üçüncü yapt\u0131r\u0131ma geçilir. Bu yapt\u0131r\u0131m, o e\u015fin huzursuzluk ç\u0131kard\u0131\u011f\u0131 zamanlarda huzursuz edilmesidir. Aile birli\u011finin korunmas\u0131n\u0131 esas alan \u0130slâm, bu huzursuz edilmenin nas\u0131l ve ne \u015fekilde yerine getirilece\u011fini belirlemi\u015ftir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Peygamber(as)’den rivayet edilen bir hadisi \u015ferifte<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

“Sizin kad\u0131nlar\u0131n\u0131z üzerinde olan haklar\u0131n\u0131z, ho\u015flanmad\u0131\u011f\u0131n\u0131z ki\u015fileri evlerinize almamalar\u0131d\u0131r. \u015eayet böyle yaparlarsa, hafif olarak, \u015fiddete ba\u015fvurmadan  <\/span>dövebilirsiniz. Döverken yüzüne ve tehlikeli yerlerine vurmaktan sak\u0131nmak gerekir. Çünkü maksat, terbiye etmek olup, telef etmek de\u011fildir.”<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Herhangi biriniz köleyi döver gibi kar\u0131s\u0131n\u0131 döver de ayn\u0131 gün ak\u015fam\u0131nda onunla belki cinsi münasebette bulunur.” (\u0130mam Ahmed)<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bu dövme olay\u0131, çe\u015fitli \u015fekillerde huzursuz edilen kad\u0131n\u0131n, buna ra\u011fmen düzelmemesi halinde, aile birli\u011finin  <\/span>korunmas\u0131 için ba\u015fvurulacak son çaredir. Dövme olay\u0131, evire çevire kötü bir \u015fekilde de\u011fil de hafif olarak, Rasulullah (as)’\u0131n belirtti\u011fi \u015fekilde olmal\u0131d\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Dövülmesine ra\u011fmen kad\u0131n düzelmezse, i\u015fte bu durumda yap\u0131lacak i\u015f, o kad\u0131n\u0131 iddeti içinde bo\u015famakt\u0131r. \u015eayet bo\u015fanmak isteyen kad\u0131n ise kocas\u0131na kar\u015f\u0131 yumu\u015fak davranmayarak, onu cezaland\u0131r\u0131r. Evde huzursuzluk ç\u0131karan\u0131n erkek olmas\u0131 halinde kad\u0131n, e\u015fine kar\u015f\u0131 hiçbir \u015fekilde yumu\u015fak l\u0131k göstermez, kad\u0131nl\u0131k görevi ile beraber ev i\u015flerini de aksat\u0131r. Kad\u0131n erkek gibi bedenen güçlü olmad\u0131\u011f\u0131 için do\u011fal olarak davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131 sertle\u015ftirecektir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

4-<\/span><\/strong>  <\/span>Birinci talakla bo\u015fanan e\u015f, bu süre içerisinde düzelirse ve e\u015fi de kendisini isterse tekrar eski e\u015fine dönebilir. Bo\u015fanan e\u015f, döndükten belli bir müddet sonra yeniden huzursuzluk ç\u0131kar\u0131rsa, yine ayn\u0131 birinci talakta oldu\u011fu gibi yapt\u0131r\u0131mlar uygulan\u0131r, düzelmezse ikinci talak\u0131 verilir. \u0130kinci talaktan sonra yeniden e\u015fi isterse yuvas\u0131na döner. Üçüncü defa huzursuzluk ç\u0131kar\u0131r veya dünya hayat\u0131 ve süsünü isterse bu e\u015f, son talak\u0131 da verilerek bo\u015fan\u0131r ve bu bo\u015fanmadan sonra o kad\u0131n, ba\u015fka bir ki\u015fiyle evlenmedikten sonra ilk kocas\u0131na helal olmaz. <\/o_p><\/span><\/p>\n

5-<\/span><\/strong> Talak\u0131 verilen kad\u0131n ise, erke\u011fin evinden ç\u0131kart\u0131lmaz. Erke\u011fin evinin bir bölümünde oturtulur ve nafakas\u0131 temin edilir. Evden ç\u0131kmas\u0131 için kad\u0131na bask\u0131 yapmak haramd\u0131r. Kad\u0131n\u0131n evde kalma suresi, temizlenip talak\u0131 verildikten sonra üç ayd\u0131r, e\u011fer kad\u0131n hamile ise, bu süre çocu\u011fu do\u011furuncaya kadard\u0131r. Do\u011fuma kadar kad\u0131n\u0131n geçimi erke\u011fe aittir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“(Bo\u015fad\u0131\u011f\u0131n\u0131z) O kad\u0131nlar\u0131, gücünüz ölçüsünde oturdu\u011funuz yerin bir bölümünde oturtun ve onlar\u0131 s\u0131k\u0131\u015ft\u0131r(\u0131p evden ç\u0131kma\u011fa zorla)mak için kendilerine zarar verme\u011fe kalk\u0131\u015fmay\u0131n. \u015eâyet gebe iseler, yüklerini b\u0131rak\u0131ncaya kadar onlar\u0131n geçimini sa\u011flay\u0131n. Sonra sizin için (çocu\u011funuzu) emzirirlerse onlara ücretlerini verin ve aran\u0131zda güzellikle konu\u015fup anla\u015f\u0131n. E\u011fer (anla\u015fmakta) güçlük çekerseniz (o halde) çocu\u011fu, ba\u015fka bir kad\u0131n emzirecektir.” (65 Talak, 6)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

 <\/span>“Anneler, çocuklar\u0131n\u0131 -emzirmeyi tamamlamak isteyen kimse için- tam iki y\u0131l emzirirler. Onlar\u0131n uygun biçimde yiyece\u011fini ve giyece\u011fini sa\u011flamak, çocu\u011fun babas\u0131na aittir…” (2 Bakara, 233)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Kocas\u0131 ölen kad\u0131n\u0131n evde bekleme süresi bir y\u0131ld\u0131r. Kocas\u0131 vasiyet b\u0131rakarak e\u015finin bir y\u0131l geçiminin sa\u011flanmas\u0131n\u0131 istemekle mükelleftir. Ancak kad\u0131n kendi iste\u011fi ile evi terk ederse, ölen üzerine bir sorumluluk yoktur. Ancak kad\u0131n istemedi\u011fi sürece hiç kimse onu bu süre içerisinde evinden ç\u0131karamaz. <\/o_p><\/span><\/p>\n

“\u0130çinizden ölüp geriye e\u015fler b\u0131rakanlar e\u015flerinin, (evlerinden) ç\u0131kar\u0131lmadan bir y\u0131la kadar geçimlerinin sa\u011flanmas\u0131n\u0131 vasiyet etsinler. \u015eâyet kendileri ç\u0131karlarsa, onlar\u0131n, kendileri hakk\u0131nda uygun olan\u0131 yapmalar\u0131nda sizin için bir günâh yoktur. Allâh dâimâ üstündür, hakimdir.” (2 Bakara, 240)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Sünnet üzere olan talak tek tek verilir. Her talak için, e\u011fer erkek birinci talaktan sonra kar\u0131s\u0131n\u0131 geri al\u0131rsa ikinci talak için yapaca\u011f\u0131 i\u015flem ayn\u0131d\u0131r. Üçüncü talaktan sonra geri dönü\u015f olamayaca\u011f\u0131ndan, kad\u0131n istedi\u011fi erkekle evlenebilir. \u0130kinci e\u015fle olan evlilikten sonra yine yukar\u0131da say\u0131lan nedenlerden dolay\u0131 bo\u015fanma sözkonusu olursa, talakta uygulanacak i\u015flem ayn\u0131 olacakt\u0131r. Bu e\u015f de, talak\u0131n\u0131 verdi\u011fi kad\u0131n\u0131n geçimini iddet müddeti süresince sa\u011flamakla mükelleftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Bo\u015fanm\u0131\u015f kad\u0131nlar\u0131n uygun olan geçimlerini sa\u011flamak korunanlar üzerine bir borçtur.” (Bakara, 241)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Bo\u015fanmada \u015eahidin Gereklili\u011fi<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Talakta da, t\u0131pk\u0131 nikahta oldu\u011fu gibi, iki \u015fahidin olmas\u0131 \u015fartt\u0131r. Yani bo\u015fanacak olan e\u015fler, Kur’ani ölçülere göre ya\u015fayan, Kur’an’la kendisini programlayan ve adalet sahibi olan iki ki\u015fiyi bulup, bunlar\u0131n huzurunda bo\u015fama i\u015flemini gerçekle\u015ftirmelidir.:<\/o_p><\/span><\/p>\n

 <\/span>“Sürelerinin sonuna vard\u0131klar\u0131nda ya onlar\u0131 güzelce (yan\u0131n\u0131zda) tutun, yahut, güzellikle onlardan ayr\u0131l\u0131n. \u0130çinizden adâletli iki ki\u015fiyi de \u015fahit tutun. \u015eahitli\u011fi Allâh için yap\u0131n. \u0130\u015fte içinizden Allah’a ve Son Güne inanan kimseye ö\u011fütlenen budur. Kim Allah(\u0131n yasaklar\u0131n)dan sak\u0131n\u0131rsa (Allâh) ona bir ç\u0131k\u0131\u015f (yolu) yarat\u0131r.” (Talak, 2)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

\u0130bn Kesir’in, tefsirinde ibn Cureyc’den rivayet etti\u011fine göre Ata, “içinizden iki adaletli \u015fahit getirin”<\/em> ayeti hakk\u0131nda \u015föyle demi\u015fti: “Nikah, talak ve bo\u015fanan kad\u0131n\u0131 geri almak, Allah’u Teala’n\u0131n buyurdu\u011fu gibi, iki adaletli \u015fahid getirmeden ve özürsüz olarak caiz olmaz.”<\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

Talak ve nikah e\u015f de\u011ferli olduklar\u0131ndan nikahta \u015fahitlerin bulunmas\u0131 nas\u0131l \u015fart ise, Ata’ya göre talakta da \u015fahitlerin gerekli oldu\u011fu aç\u0131k bir \u015fekilde görülmektedir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Ali(r.anh)’den rivayet edildi\u011fine göre, kendisine talak konusunda soru soran bir kimseye “Allah’\u0131n emretti\u011fi gibi iki adaletli \u015fahit buldun mu?” diye sordu. Adam “Hay\u0131r” deyince Hz. Ali (r.anh) “Git, senin talak\u0131n geçerli de\u011fildir” dedi.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Haf\u0131z Süyüti’nin Dürü’l-Mensur isimli tefsirinden rivayet edildi\u011fine göre; “içinizden iki adil \u015fahit getirin” <\/em>(65\/2) ayetinin yorumunda \u015föyle denilmi\u015ftir:<\/o_p><\/span><\/p>\n

Abdullah’\u0131n ibni \u015eirin’den rivayet edildi\u011fine göre, kar\u0131s\u0131n\u0131 \u015fahitsiz bo\u015fay\u0131p sonra yine \u015fahitsiz alan kimse hakk\u0131nda bir adam \u0130mran bin Husayn’a sordu. Bunun üzerine \u0130mran bin Husayn, “Bu adam\u0131n yapt\u0131\u011f\u0131 ne kötü. Kar\u0131s\u0131n\u0131 bid’at üzere bo\u015fad\u0131, yine sünnete ayk\u0131r\u0131 olarak tekrar ald\u0131. Bo\u015farken ve al\u0131rken  <\/span>iki \u015fahit bulundursun ve Allah’a isti\u011ffarda bulunsun” dedi.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Haf\u0131z Suyuti, ad\u0131 geçen eserinde, Abdurrezzak ve Abd bin Humeyd’in, Ata’dan \u015föyle rivayet ettiklerini nakleder: Ata \u015föyle demi\u015fti. “Nikah \u015fahitledir. Talak \u015fahitledir. Bo\u015fad\u0131\u011f\u0131 kar\u0131s\u0131n\u0131 tekrar almak yine \u015fahitledir.”<\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

Cafer es-Sad\u0131k ise: “Her kim kar\u0131s\u0131n\u0131 \u015fahitsiz bo\u015farsa bir \u015fey yapm\u0131\u015f say\u0131lmaz” demi\u015ftir.<\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

\u0130mamiyye’nin görü\u015füne göre, “talak\u0131n vaki olmas\u0131nda iki adaletli \u015fahidin bulunmas\u0131 gerekir. \u015eayet \u015fahitler bulunmazsa talak vaki olmaz. Çünkü Allah’u Teala: “içinizden iki adaletli \u015fahit getirin” buyurmu\u015ftur. Bu ayette, Allah’u Teala \u015fahit getirilmesini emretmi\u015f olup, \u015fer’i \u015ferifin örfüne göre emrin zahiri, vücup ifade eder. Buradaki vacipli\u011fin zahirini müstehap olarak kabul etmek, delilsiz olarak \u015fer’i örfün d\u0131\u015f\u0131na ç\u0131kmakt\u0131r”.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u015eu halde, \u015fahitsiz olarak kar\u0131s\u0131n\u0131 bo\u015fayan\u0131n talak\u0131 geçersizdir. Bunda \u0131srar eden ise, yüce Allah’\u0131n bu konuda indirdi\u011fi ayete uymad\u0131\u011f\u0131ndan dolay\u0131 Allah’a kar\u015f\u0131 gelmi\u015f sap\u0131kl\u0131k içine girmi\u015ftir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Bid’at Üzere Yap\u0131lan Bo\u015fanma<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

\u015eartlar\u0131na uygun yap\u0131lmayan, Kur’ani esaslara ve Peygamberi örnekli\u011fe ayk\u0131r\u0131 \u015fekilde yap\u0131lan talak, bid’at üzere yap\u0131lan talakt\u0131r. Bu talaka, üç talak\u0131 birden vermek, hay\u0131zl\u0131 halde, nifazl\u0131 ve cimada bulunulmu\u015f iken temizlik halindeki talak \u015fekilleri girer.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bu talak \u015fekilleri, Kur’ani esaslarla çat\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131ndan, talak\u0131 veren harama girmi\u015f, Allah’\u0131n hükmüne kar\u015f\u0131 ç\u0131km\u0131\u015f olur. Çünkü yüce Rabbimiz:   <\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

“…Kad\u0131nlar\u0131n\u0131z\u0131n iddetlerini gözetleyerek bo\u015fay\u0131n” (65\/1)<\/span><\/em> buyurmu\u015ftur. \u0130bn Aliyye, ibni Teymiyye, ibn Hazm ve ibn Kayy\u0131m gibi Kur’an’\u0131 düstur edinen alimler bu görü\u015ftedirler. Nitekim ibn Ömer’in, han\u0131m\u0131n\u0131 hay\u0131zl\u0131 iken bo\u015famas\u0131n\u0131 Rasulullah (as) kabul etmemi\u015f, ge-çersiz saym\u0131\u015f ve kar\u0131s\u0131na dönmesini emretmi\u015ftir. Bu emirle, yap\u0131lan talak geçersiz say\u0131lm\u0131\u015f ve \u015fartlar\u0131 yerine getirildikten sonra bo\u015fay\u0131p bo\u015famamakta serbest b\u0131rak\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bid’i talaka, \u0130slâmi esaslarla çat\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131ndan dolay\u0131, bid’at ad\u0131 verilmi\u015ftir. Nitekim Rasulullah(as): “Her bid’at dalalettir” buyurarak bu çe\u015fit talak\u0131n ayn\u0131 zamanda dalalet oldu\u011funu ifade etmi\u015flerdir. Yine bir hadisi \u015ferifte Rasulullah(as):<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Üzerinde bizim emrimiz olmayan her i\u015f reddedilmi\u015ftir.”<\/span><\/strong> buyurarak, bunun geçersiz oldu\u011funu ortaya koymu\u015ftur. Mü’minler için rahmet, \u015fifa ve hidayet olan Kur’an-\u0131 Kerim’de \u015föyle buyuruyor:<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Allâh ve Rasulü, bir i\u015fte hüküm verdi\u011fi zaman, art\u0131k inanm\u0131\u015f bir erkek ve kad\u0131n\u0131n, o i\u015fi kendi isteklerine göre seçme hakk\u0131 yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne kar\u015f\u0131 gelirse, apaç\u0131k bir sap\u0131kl\u0131\u011fa dü\u015fmü\u015f olur.” (Ahzab, 36)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Bu apaç\u0131k hükümlere göre, bid’i talak geçersizdir. Geçerli oldu\u011funu iddia etmek, \u0130slâmi esaslar\u0131 kar\u0131\u015ft\u0131rmak, hakk\u0131 bat\u0131la buland\u0131rmakt\u0131r ki bu, Allah ve Rasulüne  <\/span>kar\u015f\u0131 gelmek ve sap\u0131kl\u0131kt\u0131r. <\/o_p><\/span><\/p>\n

F\u0131kh-us Sünne’de bildirildi\u011fi üzere, bid’at üzere yap\u0131lan talak\u0131n vaki olmayaca\u011f\u0131n\u0131; Abdullah bin Ma’mer, Said bin Müseyyed ve ibn Abbas’\u0131n arkada\u015flar\u0131ndan Tavus ortaya koymu\u015flard\u0131r. Ayr\u0131ca Halla b. Amr ve tabiinden Ebu Kilabe ile Hambeli imamlar\u0131ndan \u0130bn Akil, Ehl-i Beyt imamlar\u0131, zahiriler ve \u0130mam-\u0131 Ahmet de bu görü\u015fü tercih etmi\u015flerdir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

K\u0131sacas\u0131 bid’at üzere yap\u0131lan talak, Allah ve Rasulü’nün emirlerine muhalefet oldu\u011fundan, bu talak\u0131 yapan sap\u0131kl\u0131k içine girmi\u015ftir. Çünkü yüce  <\/span>Rabb’imiz \u015föyle  <\/span>buyurmaktad\u0131r:<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Allah’a ve Elçisine kar\u015f\u0131 gelen (onlar\u0131n koydu\u011fu s\u0131n\u0131rlardan ba\u015fka s\u0131n\u0131rlar koyma\u011fa kalkan)lar kendilerinden öncekilerin tepelendikleri gibi tepeleneceklerdir! Biz aç\u0131k aç\u0131k âyetler indirdik. kâfirler için küçük dü\u015fürücü bir azap vard\u0131r.”  <\/span>(58 Mücadele, 5)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Hiçbir neden ve hiçbir gerekçe, Kur’an’a ve Peygamberi örnekli\u011fe ayk\u0131r\u0131 bir bo\u015fanmay\u0131 geçerli k\u0131lamaz, böyle bir bo\u015famay\u0131 yapanlar\u0131 hakl\u0131 gösteremez. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Bo\u015fanman\u0131n Geçerlili\u011fi<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Bir bo\u015fanman\u0131n geçerli olabilmesi için, o bo\u015fanman\u0131n \u0130slâmi esaslara uygun olmas\u0131n\u0131n yan\u0131nda, talak\u0131 veren ki\u015finin ak\u0131ll\u0131, bulu\u011f ça\u011f\u0131na ermi\u015f ve kendi özgür iradesi ile kasten ifade etmesi gerekir. A\u015fa\u011f\u0131daki hallerde, talak geçerli olmaz.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Zorlanan\u0131n Talak\u0131 <\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Zorlanan ki\u015finin kendi ihtiyari yoktur. \u0130rade ve ihtiyar ise teklifin esas\u0131d\u0131r. Bunlar yok olunca teklif de kalkar. Zorlanan ki\u015fi, yapt\u0131\u011f\u0131 i\u015ften sorumlu tutulmaz. Yüce Rabb’imiz Kur’an’\u0131 Kerim’de \u015föyle buyuruyor:<\/o_p><\/span><\/p>\n

“\u0130nand\u0131ktan sonra Allah’a nankörlük eden, kalbi imanla yat\u0131\u015fm\u0131\u015f oldu\u011fu halde (inkâra) zorlanan de\u011fil, fakat küfre gö\u011füs açan, kimselere Allah’tan bir gazap iner ve onlar için büyük bir azap vard\u0131r.” (Nahl, 106)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Hadis-i \u015ferifte ise Rasulullah(as) \u015föyle buyurmu\u015ftur: “Hata, unutmak ve zorla yapt\u0131r\u0131lan suçlar\u0131n cezas\u0131 ümmetimden kald\u0131r\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.” <\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

Bir çok sahabe, Maliki, \u015eafi, Hambeli mezhepleri bu görü\u015ftedirler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Sarho\u015fun Talak\u0131<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Sarho\u015f, akl\u0131ndan yoksun oldu\u011fu için deli ve çocuk hükmündedir. Sarho\u015f kimse ne dedi\u011fini bilmez, sarho\u015flu\u011fun etkisinden kurtulan kimse, sarho\u015fken söyledi\u011fi sözleri hat\u0131rlamaz. Dolay\u0131s\u0131yla sarho\u015f iken verdi\u011fi talak geçersizdir. Çünkü Yüce Allah (cc), sarho\u015fun ibadetini de geçersiz saymaktad\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ey inananlar, sarho\u015fken namaza yakla\u015fmay\u0131n ki ne dedi\u011finizi bilesiniz..”(4 Nisa, 43)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Birçok sahabe, sarho\u015fun talak\u0131n\u0131n geçerli olmad\u0131\u011f\u0131nda birle\u015fmi\u015ftir. Hz. Osman(r.a) da sarho\u015fun bo\u015fanmas\u0131na itibar etmezdi.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u015eevkani \u015föyle demi\u015ftir: “Akl\u0131 giden sarho\u015fun bo\u015famas\u0131n\u0131n bir hükmü yoktur. Çünkü teklifin muhatab\u0131 olan, ak\u0131ldan mahrumdur. \u015eari, sarho\u015fa verilecek cezay\u0131 tayin etmi\u015f olup, kendi görü\u015fümüzle bu s\u0131n\u0131r\u0131 a\u015farak ceza olsun diye talak\u0131n\u0131n geçerli oldu\u011funu söyleme ve neticede sarho\u015fa iki \u015fekilde ceza verme hakk\u0131m\u0131z yoktur.”<\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

K\u0131zg\u0131n Kimsenin Talak\u0131<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

K\u0131zg\u0131n kimse, ne söyledi\u011fini dü\u015fünmeyip kendisinden ç\u0131kan sözü bilmez. Bu bak\u0131mdan talak\u0131 geçerli olmaz. Çünkü iradeden yoksundur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Ahmed, Ebu Davut, ibn Mace ve Hakim’in Hz. Ai\u015fe (r.anha)’den rivayet ettikleri bir hadiste Rasulullah(as), “\u0131\u011flak halinde bo\u015fama ve köle azad etme geçerli de\u011fildir”<\/strong> buyurmu\u015ftur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“I\u011flak”<\/span><\/strong> kelimesi k\u0131zg\u0131nl\u0131k, zorlama ve delilik hali olarak tefsir edilmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Zad-ül Mead’da ibn Teymiyye \u015föyle demi\u015ftir: “I\u011flak kelimesinin hakikati, ki\u015finin kalbinin kapanarak ne söyledi\u011fini bilmemesi ve konu\u015ftu\u011funu kastetmemesidir. Bu kimsenin kast ve iradesi kapanm\u0131\u015ft\u0131r. Zorlanan\u0131n ve delinin talak\u0131 ile sarho\u015fluk ve k\u0131zg\u0131nl\u0131k sebebiyle ak\u0131n\u0131 giderenin talak\u0131 bu k\u0131sma girer. Hatta ne söyledi\u011fini bilmeyen, söyledi\u011finde kas\u0131t bulunmayan\u0131n talak\u0131 da bunun gibi olup geçerli say\u0131lmaz.”<\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

Bu k\u0131zg\u0131nl\u0131k, ne söyledi\u011fini bilmeyecek derecede akl\u0131 gidenin k\u0131zg\u0131nl\u0131\u011f\u0131d\u0131r. Ne söyleyip ne kastetti\u011fini bilen ki\u015finin k\u0131zg\u0131nl\u0131\u011f\u0131nda ise talak vaki olur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bir ibret olmas\u0131 bak\u0131m\u0131ndan k\u0131zg\u0131nl\u0131k ile yap\u0131lan talaka bir örnek vermekte yarar vard\u0131r. Çünkü toplumda bu örne\u011fe benzeyen binlerce olay vuku bulmaktad\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

 <\/span>E\u015fine çok k\u0131zan bir çocuk sahibi gencin biri, sabah i\u015fe gitmeden önce e\u015fine hiddetlenerek “Seni üç talakla bo\u015fuyorum” der, ancak ak\u015fam evine döndü\u011fünde söylediklerine pi\u015fman olur. Yapt\u0131\u011f\u0131 hatan\u0131n fark\u0131na varan genç, verdi\u011fi talak\u0131n geçerli olup olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 ö\u011frenmek için mahallesindeki camide görevli namaz memuruna, verdi\u011fi talak\u0131n durumunu sorar. Kur’ani bilgiden ve \u0130slâm’dan habersiz namaz memuru, gencin k\u0131zg\u0131nl\u0131kla yapt\u0131\u011f\u0131 talak\u0131n geçerli oldu\u011funu, e\u015fini bo\u015famas\u0131 gerekti\u011fini söyler. <\/o_p><\/span><\/p>\n

E\u015fini çok seven genç, bu namaz memurunun söyledikleriyle tatmin olmaz ve çevre camilerinde görevli namaz memurlar\u0131na yapt\u0131\u011f\u0131 hatan\u0131n ve söyledi\u011fi sözün durumunu sorar. Ancak sordu\u011fu her namaz memuru kendisine, e\u015finin bo\u015f oldu\u011funu, onu bo\u015famas\u0131 gerekti\u011fini söylerler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Geleneksel din anlay\u0131\u015f\u0131na sahip genç, çaresiz bir \u015fekilde e\u015finin bo\u015f oldu\u011funu zannederek e\u015fini ve küçücük yavrusunu göz ya\u015flar\u0131 içerisinde bir arabaya bindirerek babas\u0131n\u0131n evine gönderir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bu olay\u0131 bana anlatan ki\u015fi, gencin bo\u015fad\u0131\u011f\u0131 kad\u0131n\u0131 arabas\u0131yla götüren \u015fofördü. “Bo\u015fanan kad\u0131n arabaya bindi\u011finde kad\u0131n\u0131 bo\u015fayan genç ile beraber ailesinde bulunan herkes ve bütün mahalleli a\u011fl\u0131yordu”<\/strong> diyordu \u015foför. \u015eoföre Kur’an’\u0131 aç\u0131p talak ayetlerini okudum; hayret içerisinde beni dinleyen \u015foför, “ke\u015fke o zaman Kur’an okusayd\u0131m ve bu ayetleri bilseydim, belki o yuvan\u0131n y\u0131k\u0131lmas\u0131n\u0131 önlerdim”<\/strong> diye üzüntüsünü belirtti.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130\u015fte \u0130slâm’dan habersiz toplumun ve din ad\u0131na görevlendirilen, ancak \u0130slâm’\u0131 bilmeyen namaz memurlar\u0131n\u0131n ac\u0131 ve ibret verici durumlar\u0131 budur. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Yukar\u0131daki örnekte de görüldü\u011fü üzere k\u0131zg\u0131nl\u0131k an\u0131nda ki\u015fi, bilinçli karar vermekten yoksundur. Bu nedenle böyle bir durumda olan ki\u015finin sarfetti\u011fi sözler, t\u0131pk\u0131 bir sarho\u015fun ifade etti\u011fi sözler gibi geçersiz ve bo\u015f oldu\u011fu için talakta hüküm ifade etmez.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u015eaka Yapanla Hata Yapan\u0131n Talak\u0131<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

\u015eaka, ciddiyetten uzak oldu\u011fu için \u015faka ile yap\u0131labilecek her akit fasittir. \u015eakada azim söz konusu de\u011fildir. Bu nedenle \u015faka ile yap\u0131lan talak geçersizdir. Çünkü, yüce Allah (cc) \u015föyle buyuruyor:<\/o_p><\/span><\/p>\n

“\u015eayet bo\u015famaya kararl\u0131 (azimli) iseler, bilsinler ki Allah \u015füphesiz i\u015fitir ve bilir.”  <\/span>(Bakara, 227)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Talak, niyete ve kararl\u0131 olmaya muhtaç bir i\u015ftir. \u015eaka yapan\u0131n ise, bo\u015famaya ne azmi ne de niyeti vard\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Buhari’nin ibn Abbas’tan rivayet etti\u011fine göre, “\u015füphesiz talak bir ihtiyaçtan dolay\u0131 yap\u0131l\u0131r” <\/strong>buyurulmu\u015ftur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Gerçi senedi hakk\u0131nda ihtilaf olan ve Tirmizi’nin hasen, Hakim’in sahih kabul etti\u011fi bir hadis-i \u015ferifte \u015föyle buyuruluyor:<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Üç \u015fey vard\u0131r ki, bunlar\u0131n ciddisi ciddi, \u015fakas\u0131 da ciddidir. Bunlar\u0131n birincisi nikah, ikincisi bo\u015fanma, üçüncüsü de bir adam\u0131n bo\u015fam\u0131\u015f oldu\u011fu kar\u0131s\u0131na tekrar dönmesidir.”<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Bu hadiste dikkat edilirse, fiil söz konusudur. Yani bu say\u0131lan durumlarda eylem yap\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r, \u015fakay\u0131 a\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Bizim kastetti\u011fimiz sözle yap\u0131lan \u015faka ve bu \u015faka sonucunda kad\u0131n\u0131n evi terk etmesidir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hataen yap\u0131lan talaka gelince; bu kimse söyledi\u011fi sözle talak\u0131 kastetmemi\u015f, sadece a\u011fz\u0131ndan hataen bu kelime ç\u0131km\u0131\u015ft\u0131r. Ancak \u015furas\u0131 da bir gerçektir ki, talak konusu \u015faka ve e\u011flenceye al\u0131namaz.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Dalg\u0131n ye Unutan Kimsenin Talak\u0131<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Dalg\u0131n ve unutan\u0131n talak\u0131, hata ve \u015faka yapan\u0131n talak\u0131 gibidir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u015ea\u015fk\u0131n Kimsenin Talak\u0131<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

\u015ea\u015fk\u0131n kimse, kendisine isabet eden ani bir olay kar\u015f\u0131s\u0131nda ne söyledi\u011fini bilmeyen kimsedir ki, bu olay onun akl\u0131n\u0131 giderir ve fikirlerini sapt\u0131r\u0131r. Deli, bunak ve bayg\u0131n kimsenin talak\u0131 vaki olmad\u0131\u011f\u0131 gibi bunun da talak\u0131 vaki olmaz. Yine bunun gibi akl\u0131na ya\u015fl\u0131l\u0131k, hastal\u0131k veya ani bir musibetten dolay\u0131 bir noksanl\u0131k gelen kimsenin talak\u0131 da geçersizdir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

KADININ BO\u015eANMA HAKKI<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

\u0130slâm’da kad\u0131n ve erkek, sorumluluklar kar\u015f\u0131s\u0131nda e\u015fit tutulmu\u015ftur. Aile yuvas\u0131n\u0131n kurulmas\u0131nda ve süreklili\u011finin sa\u011flanmas\u0131nda da kad\u0131n\u0131n ve erke\u011fin birbiri üzerinde haklar\u0131 ve kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 sorumluluklar\u0131 vard\u0131r. Yüce Rabb’imiz \u015föyle buyuruyor:<\/o_p><\/span><\/p>\n

“…Erkeklerin kad\u0131nlar üzerinde bulunan haklar\u0131 gibi, kad\u0131nlar\u0131n da erkekler üzerinde haklar\u0131 vard\u0131r. Erkeklerin, kad\u0131nlar üzerinde(ki haklar\u0131), bir derece fazlad\u0131r. Allâh azizdir, hakimdir.”  <\/span>(Bakara, 228)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Allâh, insanlar\u0131 birbirinden üstün k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 ve mallar\u0131ndan harca(y\u0131p kad\u0131nlar\u0131n geçimini sa\u011fla)d\u0131klar\u0131 için erkekler, kad\u0131nlar üzerinde yöneticidirler.”  <\/span>(Nisa, 34)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“E\u011fer (kar\u0131-kocan\u0131n) aralar\u0131n\u0131n aç\u0131lmas\u0131ndan endi\u015fe duyarsan\u0131z, erke\u011fin âilesinden bir hakem ve kad\u0131n\u0131n âilesinden bir hakem gönderin. Bunlar uzla\u015ft\u0131rmak isterlerse, Allâh onlar\u0131n aras\u0131n\u0131 bulur. Çünkü Allâh (her \u015feyi) bilendir, haber aland\u0131r.”   <\/span>(Nisa, 35)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Burada dikkat edilirse, kad\u0131n ve erkek e\u015fit haklara sahiptirler, ancak erkek, aile sorumlulu\u011funu yüklenmesi ve ailenin nafakas\u0131n\u0131 temin etmek için sürekli d\u0131\u015far\u0131da çal\u0131\u015fmas\u0131, her çe\u015fit tehlikeyi gö\u011füslemesi nedeniyle, bir derece üstün olup yönetici durumundad\u0131r. Bunun d\u0131\u015f\u0131nda, her halükârda e\u015fitlik söz konusudur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Rab’leri onlara kar\u015f\u0131l\u0131k verdi: ‘Ben, sizden erkek kad\u0131n, hiçbir çal\u0131\u015fan\u0131n i\u015fini zayi etmeyece\u011fim hep bir-birinizdensiniz…”  <\/span>(Al-i \u0130mran, 195)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“\u0130nanan erkekler ve inanan kad\u0131nlar, birbirlerinin velisidirler. \u0130yili\u011fi emrederler, kötülükten menederler, namaz\u0131 k\u0131larlar, zekât\u0131 verirler, Allah’a ve Elçisine itâat ederler. \u0130\u015fte onlara Allah rahmet edecektir. Allâh dâimâ üstündür, hakimdir.”  <\/span>(Tevbe, 71)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Allâh ve Resulü, bir i\u015fte hüküm verdi\u011fi zaman, art\u0131k inanm\u0131\u015f bir erkek ve kad\u0131n\u0131n, o i\u015fi kendi isteklerine göre seçme hakk\u0131 yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne kar\u015f\u0131 gelirse, apaç\u0131k bir sap\u0131kl\u0131\u011fa dü\u015fmü\u015f olur.”  <\/span>(Ahzab, 36)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Yukar\u0131daki ayetlerden de anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 üzere, kad\u0131n da t\u0131pk\u0131 erkek gibi Allah’a kar\u015f\u0131 sorumludur. Bu sorumlulu\u011fu dolay\u0131s\u0131yla da \u015fer’i \u015ferifin bütün emirlerine uymakla mükelleftir. Bu mükellefiyet, dini konularda oldu\u011fu gibi sosyal hayatta söz sahibi olma konusunda da geçerlidir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Kad\u0131nlar, mükellefiyetlerini yerine getirirlerken, her konuda iman ettikleri esaslardan hareket etmek zorundad\u0131rlar. Bu nedenle hiçbir konuda, ho\u015funa gitmiyor diye Allah’\u0131n ayetlerini ve Resulün sünnetini ihmal edemez, kar\u015f\u0131 ç\u0131kamaz. Çünkü kar\u015f\u0131 ç\u0131kmas\u0131 halinde sap\u0131kl\u0131\u011fa dü\u015fece\u011fini bilir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bir kad\u0131n, ho\u015funa gitmiyor diye tesettürden kaçamaz, Allah’\u0131n dinini ya\u015famaktan ve anlatmaktan geri duramaz. Kur’an ve Sünnet’te var olan hükümleri kendi hevas\u0131na göre de\u011fi\u015ftirip kar\u015f\u0131 ç\u0131kan kad\u0131n, Kur’ani ifadeyle sap\u0131tm\u0131\u015f sap\u0131kl\u0131\u011fa dü\u015fmü\u015f demektir. Bu sap\u0131kl\u0131ktan ancak tevbe ederek kurtulabilir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130slâm’da erke\u011fin bo\u015fama hakk\u0131 oldu\u011fu gibi kad\u0131n\u0131n da bo\u015fama hakk\u0131 vard\u0131r ve bo\u015fanma \u015fartlar\u0131 vuku buldu\u011funda kad\u0131n bu hakk\u0131n\u0131 kullanarak e\u015finden ayr\u0131labilir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bir kad\u0131n\u0131n hangi hallerde bo\u015fanaca\u011f\u0131n\u0131 Kur’an’\u0131 Kerim ortaya koymu\u015ftur. Bir kad\u0131n a\u015fa\u011f\u0131daki hallerde bo\u015fanmas\u0131n\u0131 isteyebilir ve bu iste\u011fi \u015feri hiçbir engelle kar\u015f\u0131la\u015fmadan yerine getirilir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Birincisi<\/span><\/strong><\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130kincisi<\/span><\/strong>  <\/span>erkek, üzerine dü\u015fen erkeklik görevini ifa edemezse bu durumda da kad\u0131n bo\u015fanmas\u0131n\u0131 talep edebilir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Ai\u015fe(r.anh)’dan rivayete göre Kurzi Rifaa’n\u0131n kar\u0131s\u0131 (Temime) Rasulullah’a gelerek: “Ya Rasulullah Rifaa beni bo\u015fam\u0131\u015ft\u0131 (ve üç talakla) talak\u0131 kat’i k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131. Sonra ben de Kurzi Abdurrahman bin Zübeyr ile evlenmi\u015ftim. Fakat Abdurrahman’\u0131n erli\u011fi \u015fu elbise saça\u011f\u0131 gibi(gev\u015fek)dir. (Erlik vazifesi göremiyor)”<\/strong> diyerek bo\u015fanmas\u0131n\u0131 talep etmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Üçüncüsü<\/span><\/strong><\/o_p><\/span><\/p>\n

Dördüncüsü<\/span><\/strong><\/o_p><\/span><\/p>\n

Bunun d\u0131\u015f\u0131nda kad\u0131n, herhangi bir nedenden dolay\u0131 evde huzursuzluk ç\u0131kararak ikide bir bo\u015fanmas\u0131n\u0131 talep edemez veya talak\u0131 bir koz olarak erke\u011fe kar\u015f\u0131 kullanamaz. Böyle yapan kad\u0131nlar, Rasulullah (as)’\u0131n diliyle k\u0131nanm\u0131\u015flard\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Zorlay\u0131c\u0131 bir sebep olmadan kocas\u0131ndan bo\u015fanmak isteyen bir kad\u0131na cennetin kokusu haram olur.”<\/span><\/strong> (Ebu’Davut, Tirmizi, Et Tergib c.3s.83)<\/o_p><\/span><\/p>\n

“(Makul ve me\u015fru bir sebep olmaks\u0131z\u0131n) zevcelerinden ayr\u0131lmay\u0131 ve bo\u015fanmay\u0131 isteyen kad\u0131nlarla (gönlünü ba\u015fka birine verdi\u011fi için kocalar\u0131ndan nefislerini ve muhabbetlerini) nezi’eden, kesen zevceler münaf\u0131klar\u0131n ta kendileridir.”<\/span><\/strong> (\u0130slâm’da Evlilik ve Mahremiyetleri s.369)<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Evleniniz, \u015fer’i bir özür olmad\u0131kça bo\u015fanmay\u0131n\u0131z. Çünkü Allahu Teala zevklerine dü\u015fkün olan ve ba\u015fkalar\u0131yla evlenmek için hemen bo\u015fanan erkeklerle kad\u0131nlar\u0131 sevmez”   <\/span><\/span><\/strong>(Tabarani)<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Evlenin ve ciddi bir sebep olmad\u0131kça bo\u015fanmay\u0131n. Zira bo\u015fanmadan arz titrer.” <\/span><\/strong>(Muhtar’ul Ehadis s. 60)<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bütün bunlar da gösteriyor ki kad\u0131n, önemli bir sebep olmad\u0131kça bo\u015fanmas\u0131n\u0131 talep edemez. Etmesi durumunda k\u0131nananlardan olur. Me\u015fru bir sebeple, bo\u015fanmas\u0131n\u0131 isteyen kad\u0131n\u0131n talak \u015fartlar\u0131 da erke\u011fin talak \u015fartlar\u0131 gibidir. Ancak bo\u015fanmak isteyen bir kad\u0131n, kocas\u0131n\u0131n kendisine verdi\u011fi mehiri iade etmek zorundad\u0131r. Çünkü, bo\u015fanmay\u0131 talep eden kendisidir. Fidyenin miktar\u0131 kocan\u0131n kendisine verdi\u011fi miktar kadard\u0131r. Ayet-i kerimede kad\u0131n\u0131n fidye verebilece\u011fi beyan edilmektedir:<\/o_p><\/span><\/p>\n

“E\u011fer erkek ve kad\u0131n\u0131n, Allâh’\u0131n s\u0131n\u0131rlar\u0131nda duramayacaklar\u0131ndan korkarsan\u0131z, o zaman kad\u0131n\u0131n (ayr\u0131lmak için) verdi\u011fi fidye(hakk\u0131ndan vazgeçmesin)de ikisine de bir günâh yoktur…”  <\/span>(Bakara, 229)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Bir gün Sabit b. Kays’\u0131n kar\u0131s\u0131, Rasulullah(as)’a gelerek, Sabit’ten ayr\u0131lmak istedi\u011fini söyler. Rasulullah(as), Sabit’ten ne ald\u0131\u011f\u0131n\u0131 sormas\u0131 üzerine, bir bahçe oldu\u011funu ö\u011frenir ve bahçeyi iade etmesini, Sabit’e de bahçesini kabul ederek kar\u0131s\u0131n\u0131 bir talakla bo\u015famas\u0131n\u0131 buyurur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130\u015fte kad\u0131n\u0131n talak\u0131n\u0131 istemesi budur. Bunun d\u0131\u015f\u0131nda talak talep etmek Allah ve Rasulüne kar\u015f\u0131 gelmektir ki sonu felakettir (58\/5).<\/o_p><\/span><\/p>\n

Talak konusu üzerinde bu denli geni\u015f duru\u015fumuzun nedeni, bu konudaki yanl\u0131\u015f anlamalardan kaynaklanmaktad\u0131r. Toplumsal kültürde, nikah konusunda -evlenecek ki\u015finin inanc\u0131n\u0131n ara\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131 d\u0131\u015f\u0131nda- pek fazla bir farkl\u0131l\u0131k yok iken, talak konusunda ba\u015ftan sona kadar yanl\u0131\u015flar, bid’at ve hurafeler doludur. Bu kültürde, evli bir ki\u015finin, içinde bir \u015fey bulunmayan bir tencere ya da bir kap için; “bu bo\u015ftur” demesi e\u015finin bo\u015fanmas\u0131na sebep gösterilmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bir di\u011feri de, evli bir ki\u015finin e\u015fine \u015faka yoluyla “bak seni bo\u015far\u0131m” ya da “ba\u015fka biriyle evlenip senden bo\u015fanaca\u011f\u0131m” demesi bo\u015fanma sebebi say\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bu konuda ba\u015fka bir yan\u0131\u015fl\u0131k da, evli ki\u015finin “üçten dokuza kadar benden bo\u015fsun” ya da “Seni üç talakla bo\u015far\u0131m”<\/strong> gibi ifadeyi  <\/span>sarf etmesiyle e\u015finin kendisinden ebediyen bo\u015fanaca\u011f\u0131na inan\u0131lmas\u0131d\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Yukar\u0131da verdi\u011fimiz üç örnek d\u0131\u015f\u0131nda bu tür ifadeleri ço\u011faltmak mümkündür. Ancak verece\u011fimiz tüm örnekler, t\u0131pk\u0131 verdi\u011fimiz bu örneklerde oldu\u011fu gibi, hepsi Kur’an ve Sünnet esas\u0131yla çeli\u015fmekte, z\u0131t dü\u015fmektedirler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Talak konusunda yap\u0131lan bütün bu yanl\u0131\u015fl\u0131klar\u0131n temelinde, toplumun Kur’an ve Sünnet gerçe\u011finden uzakla\u015fmas\u0131 yatmaktad\u0131r. Bu yanl\u0131\u015fl\u0131klar\u0131n giderilmesi ise, her konuda Kur’an ve Sünnet gerçe\u011fini bilmekle mümkündür.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Sonuç olarak, Kur’an gerçe\u011finde hareket edildi\u011finde ne itikadi bozukluklar, ne ameli çarp\u0131kl\u0131klar ve ne de bir sürü sap\u0131kl\u0131klar ve yanl\u0131\u015fl\u0131klar ortaya ç\u0131kar. Çünkü Kur’an, do\u011frular\u0131n ana kayna\u011f\u0131 ve kendisine tabi olanlar\u0131 hidayete ula\u015ft\u0131ran yegâne k\u0131lavuz, Sünnet de Kur’ani do\u011frular\u0131 pratize eden en do\u011fru davran\u0131\u015f ve yoldur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“(Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O’ndan ba\u015fka velilere uymay\u0131n. Ne kadar da az ö\u011füt al\u0131yorsunuz!”   <\/span>(A’raf, 3)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Gerçekten bu Kur’un da en do\u011fru yola iletir ve iyi i\u015fler yapan mü’minlere, kendileri için büyük bir ecir oldu\u011funu müjdeler.”     <\/span>(\u0130sra, 9)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“\u015eüphesiz bunda kulluk eden kimseler için yeterli bir ö\u011füt vard\u0131r.” (Enbiya, 106)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Kim(ler) Allah’a ve Resulüne itâat eder, Allah’tan korkar, O’(nun azâb\u0131)ndan korunursa i\u015fte kurtulu\u015fa erenler onlard\u0131r.”  <\/span>(Nur, 52)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Ramazan Y\u0131lmaz: 2012.10.05
\n