{"id":165,"date":"2020-03-25T18:28:38","date_gmt":"2020-03-25T18:28:38","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/mirac-gercegi-ve-rasulullah-asin-uzerine-atilan-iftira\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:38","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:38","slug":"mirac-gercegi-ve-rasulullah-asin-uzerine-atilan-iftira","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/mirac-gercegi-ve-rasulullah-asin-uzerine-atilan-iftira\/","title":{"rendered":"M\u0130RA\u00c7 GER\u00c7E\u011e\u0130 VE RASULULLAH (AS)'IN \u00dcZER\u0130NE ATILAN \u0130FT\u0130RA"},"content":{"rendered":"

M\u0130RAÇ GERÇE\u011e\u0130 VE RASULULLAH (AS)’IN ÜZER\u0130NE ATILAN \u0130FT\u0130RA<\/span><\/strong><\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Kur’an, her konuda oldu\u011fu gibi, Rasulullah (as)’a ilahi mesaj\u0131n ula\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131 ile ilgili süreci de, hiçbir ku\u015fkuya yer b\u0131rakmayacak \u015fekilde çok aç\u0131k ve net olarak ortaya koymaktad\u0131r. Bildirilen bu gerçeklere inan\u0131lmas\u0131, ancak gerçek bir \u015fekilde iman edilmesi ile mümkündür. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Materyalist dü\u015fünce yap\u0131s\u0131, maddi olarak görmedi\u011fi, fiziki olarak dokunmad\u0131\u011f\u0131 \u015feylere inanmaz, inanmak istemez. Rasulullah (as)’\u0131n ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 dönemde, bir yerden ba\u015fka bir yere gidip gelmeler çok a\u011f\u0131r \u015fartlarda yap\u0131l\u0131yor, büyük zahmetler çekiliyordu. \u0130\u015fte yolculuklar\u0131n uzun zaman içerisinde gerçekle\u015fti\u011fi böyle bir dönemde bir insan\u0131n, bir gece içerisinde, hem de k\u0131sa bir zaman diliminde, önce Mescidi Aksa’ya oradan da göklere yükselip geri gelmesi, materyalist insan mant\u0131\u011f\u0131n\u0131n kabul edebilece\u011fi bir konu de\u011fildir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Materyalist dü\u015fünce, yaln\u0131zca Rasulullah (as)’\u0131n döneminde de\u011fil, teknolojik ileti\u015fimin doruklara ula\u015ft\u0131\u011f\u0131, insanlar\u0131n dünyan\u0131n en uzak bölgelerine rahatl\u0131kla ve kolayl\u0131kla gidip geldi\u011fi günümüzde bile, hâlâ Rasulullah (as)’\u0131n Miraç gerçe\u011fini kabullenemiyor. \u0130\u015fin en üzücü yan\u0131 ise, iman ettikleri iddias\u0131nda bulunan, ancak gerçek iman\u0131n ne oldu\u011funu bilmeyen \u0130slamc\u0131 mü\u015friklerden birço\u011fu da Rasulullah (as)’\u0131n bu mucize yolculu\u011funu ve yükseli\u015fini kabul etmiyorlar. Bu kimseler, yeri geldi\u011finde \u0130slâmi konularda ahkâm kesmekten de geri durmazlar.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Zaman ve mekândan münezzeh olan kâinat\u0131n Rabb’i yüce Allah (cc), istedi\u011fi anda, istedi\u011fi bir \u015feyi bir yerden ba\u015fka bir yere göndermeye Kadir iken ve “Ol” <\/em>demesiyle her \u015feyin an\u0131nda “oluverdi\u011fi” <\/em>biliniyorken Rasulullah (as)’\u0131n Miraç olay\u0131n\u0131 kabul etmemek, apaç\u0131k bir küfrün ta kendisidir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130sra suresinde yüce Allah (cc), Rasulünü Mescidi Haram’dan Mescidi Aksa’ya nas\u0131l yürüttü\u011fünü ve oradan da, bir k\u0131s\u0131m ayetlerini göstermek üzere nas\u0131l yükseltti\u011fini bildirmekte, Necm suresinde de o büyük olay\u0131n teferruat\u0131n\u0131 aç\u0131klamaktad\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Eksiklikten uzakt\u0131r O (Allâh) ki, gecenin bir vaktinde kulunu, âyetlerimizden bir k\u0131sm\u0131n\u0131 kendisine göstermemiz için, Mescid-i Harâm’dan, çevresini bereketli k\u0131ld\u0131\u011f\u0131m\u0131z Mescid-i Aksa’ya yürüttü. Gerçekten O, i\u015fitendir, görendir.” (\u0130sra, 1)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc) Rasulünü, gecenin bir vaktinde, kendisine bir k\u0131s\u0131m ayetlerini göstermek için Mescidi Haram’dan Mescidi Aksa’ya nas\u0131l yürüttü\u011fünü çok aç\u0131k bir \u015fekilde bildirdi\u011fi halde, hevas\u0131n\u0131 ilah edinen, materyalist kimseler ya da bunlar\u0131n etkisinde kalan baz\u0131 \u0130slamc\u0131lar, bu gerçe\u011fe inanmamakta ve küfürlerinde körü körüne direnmektedirler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), elbette istedi\u011fi bir \u015feyi istedi\u011fi anda yapma gücüne sahiptir. Bu nedenle Miraç olay\u0131, ayetlerin Rasulullah (as)’a indirili\u015fi gibi hak ve gerçektir. Bu gerçe\u011fi ancak iman eden akl\u0131selim sahipleri kabul ederler. <\/o_p><\/span><\/p>\n

“Kuluna, vahyetti\u011fini vahyetti. Gönül gördü\u011fünde yan\u0131lmad\u0131. Onun gördü\u011fünden ku\u015fku mu duyuyorsunuz?”<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

Yüce Allah’\u0131n bildirdiklerinden ku\u015fku duymak elbette mümkün de\u011fildir; O, ne buyurmu\u015fsa iman eden kimseler, be\u015f duyular\u0131yla görmü\u015f, hissetmi\u015f, dokunmu\u015f, hazz\u0131n\u0131 tatm\u0131\u015f ve cennetin mis kokusunu alm\u0131\u015f gibi hissederek iman edip kabul ederler. \u0130man budur ve bu iman, inanan insan\u0131n tüm benli\u011fini kaplar, iman eden ki\u015fi tüm benli\u011fi ile kendisine bildirilen ilahi gerçekleri kabul eder. \u0130man, yüce Allah’\u0131n bildirdi\u011fi gerçekleri tahlil etmez, onlar üzerinde tart\u0131\u015fmaz ve onlardan ku\u015fku duymaz, Rabb’inden ne gelmi\u015fse aynen kabul ve tasdik eder.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Kitab\u0131 sana O indirdi. Onun baz\u0131 ayetleri muhkemdir (ki) onlar Kitab\u0131n anas\u0131d\u0131r. Di\u011ferleri de müte\u015fâbihdir. Kalplerinde e\u011frilik olanlar, fitne ç\u0131karmak, uyard\u0131\u011f\u0131 sonuca u\u011framak için onun müte\u015fâbih ayetlerinin ard\u0131na dü\u015ferler. Oysa onun tevilini Allah’tan ba\u015fka kimse bilmez. \u0130limde ileri gidenler: ‘Ona inand\u0131k, hepsi Rabbimiz kat\u0131ndand\u0131r’ derler. Sa\u011fduyu sahiplerinden ba\u015fkas\u0131 dü\u015fünüp ö\u011füt almaz.” (Al-i \u0130mran, 7)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Kendilerine bilgi verilenler, Rabbinden sana indirilenin, gerçek oldu\u011funu, mutlak galip ve hamde lây\u0131k olan(Allâh)\u0131n yoluna iletti\u011fini bilirler.” (Sebe, 6)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Yüce Allah’a, O’nun bildirdi\u011fi gerçeklere ancak kalplerinde hastal\u0131k bulunan ve gere\u011fi gibi iman etmeyenler ile bu gerçekleri kabul etmeyen inkârc\u0131lar inkâr ederler. Bunlar, kendilerine bildirilen her gerçe\u011fi ku\u015fku ile kar\u015f\u0131larlar. \u0130lahi mesaj\u0131 anlamayan ve hevalar\u0131n\u0131 ilah edinen materyalist kimseler ile kalplerinde hastal\u0131k bulunan kimseler, ku\u015fku içinde bocalayarak bu gerçekleri inkâr ederler. T\u0131pk\u0131 cehennem ile ilgili verilen haberleri yalanlad\u0131klar\u0131 gibi anlamad\u0131klar\u0131 her gerçe\u011fi reddederler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Biz cehennemin muhaf\u0131zlar\u0131n\u0131 hep melekler yapt\u0131k. Onlar\u0131n say\u0131s\u0131n\u0131 da inkâr edenler için bir s\u0131nav yapt\u0131k ki, kendilerine Kitap verilmi\u015f olanlar iyice inans\u0131n, inananlar\u0131n da iman\u0131 arts\u0131n. Kitap verilmi\u015f olanlar ve inananlar ku\u015fkulanmas\u0131nlar. Kalplerinde hastal\u0131k bulunanlar ve kâfirler de: "Allâh bu misâlle ne demek istedi?" desinler. Böylece Allâh, diledi\u011fini \u015fa\u015f\u0131rt\u0131r, diledi\u011fini do\u011fru yola iletir. Rabbinin ordular\u0131n\u0131 ancak kendisi bilir. Bu, insanlara bir uyar\u0131d\u0131r.” (Müddessir, 31)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

\u015eirk ve küfür içerisinde bocalayan kimselerin, hevalar\u0131na uymuyor diye, ilahi mesaj\u0131 reddetmeleri, insanlar\u0131 yüce Allah (cc) yolundan al\u0131koymaya ve ahireti inkâra yönelik bir davran\u0131\u015ft\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Onlar ki Allâh’\u0131n yolundan men edip onu e\u011friltmek isterler, âhireti de inkâr ederlerdi.” (A’raf, 45)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Rasulullah (as), ayetlerde de belirtildi\u011fi üzere, Miraç’a ç\u0131km\u0131\u015f, kendisine gösterilen büyük ayetleri ve kendisine vahyi ula\u015ft\u0131ran Elçi’yi çok yak\u0131n mesafeden görmü\u015f, alaca\u011f\u0131 vahyi gerçekleri alm\u0131\u015ft\u0131r. \u0130\u015fte bu sürecin nas\u0131l gerçekle\u015fti\u011fi ile ilgili ilahi bildirimler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

13-18 “Andolsun, onu bir ini\u015finde daha görmü\u015ftü;<\/span><\/em> Sidretü’l-Müntehân\u0131n yan\u0131nda ki onun yan\u0131nda oturulacak bahçe vard\u0131r.<\/em> Sidre’yi kaplayan kapl\u0131yordu. (Muhammed’in) Göz(ü) \u015fa\u015fmad\u0131 ve (o) azmad\u0131.<\/em> Andolsun, Rabb’inin büyük âyetlerinden baz\u0131lar\u0131n\u0131 gördü.”<\/o_p><\/em><\/span><\/p>\n

\u0130sra suresinde bildirilen “ayetlerimizden bir k\u0131sm\u0131n\u0131 kendisine göstermemiz üzere Mescidi Haram’dan, çevresini bereketli k\u0131ld\u0131\u011f\u0131m\u0131z Mescidi-i Aksa’ya yürüttü.”<\/em> <\/span>Necm suresinde daha belirgin bir \u015fekilde aç\u0131klanmakta ve Rasulullah (as)’\u0131n, o büyük ayetleri gördü\u011fü bildirilmektedir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bu apaç\u0131k ayetlere ra\u011fmen iman ettikleri iddias\u0131nda bulunan baz\u0131 kimselerin, kendilerine bildirilen gerçekleri hâlâ anlamamalar\u0131 ya da çarp\u0131tmalar\u0131, bir alg\u0131lama sorunu de\u011fil bir iman konusudur. Çünkü ak\u0131l nimetinden nasibi olan bir kimsenin bu kadar aç\u0131k anlat\u0131lan bir koyu anlamamas\u0131 dü\u015fünülemez. Bu nedenle ayetler üzerinde yap\u0131lan çarp\u0131tmalar\u0131n temelinde iman etmeme konusu yatmaktad\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Rasulullah (as), Miraç’ta kiminle görü\u015ftü?<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Kur’an, Rasulullah (as)’\u0131n Miraç’ta kendisine ilahi mesaj\u0131 ula\u015ft\u0131ran elçi ile görü\u015ftü\u011fünü çok aç\u0131k bir \u015fekilde bildiriyor. Bu apaç\u0131k bildirimlere ra\u011fmen Rasulullah (as)’\u0131n yüce Allah ile görü\u015ftü\u011fü iddias\u0131nda bulunanlar ya da Miraç’a ç\u0131kt\u0131\u011f\u0131n\u0131 inkâr edenler, iddialar\u0131 farkl\u0131 olsa da, temel itibar\u0131 ile ayn\u0131 sonuca ç\u0131kmaktad\u0131rlar. Bu da, \u015firk ve küfür içerisindeki bu iddia sahiplerinin, Kur’an’a iman etmedikleri ve hiçbir delile dayanmadan yaln\u0131zca hevalar\u0131n\u0131 ilah edindikleri ve Kur’ani gerçeklerden habersiz olduklar\u0131d\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), Rasulullah (as)’\u0131n, kendisiyle de\u011fil, Cebrail(as) ile görü\u015ftü\u011fünü çok aç\u0131k bir \u015fekilde bildiriyor. Yüce Allah (cc), anlamayan ya da anlamak istemeyenlere, Rasul (as)’\u0131n daha önce de Cebrail (as) ile görü\u015ftü\u011fünü bildirerek konuya aç\u0131kl\u0131k getiriyor. <\/o_p><\/span><\/p>\n

“Andolsun, onu bir ini\u015finde daha görmü\u015ftü”<\/span><\/em> Rasulullah (as)’\u0131n Cebrail (as) ile ilk görü\u015fmesi, Rasulullah (as)’\u0131n da anlatt\u0131\u011f\u0131 üzere ilk vahyi ald\u0131\u011f\u0131 zaman olmu\u015ftur. <\/o_p><\/span><\/p>\n

“Andolsun (Muhammed) onu apaç\u0131k ufukta görmü\u015ftür.” (Tekvir, 23)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Rasulullah (as), Cebrail (as)’\u0131 önce apaç\u0131k ufukta iken, daha sonra ise yüksek ufukta iken görmü\u015ftür. Rasulullah (as), her iki görü\u015fmede de Cebrail (as)’\u0131 tan\u0131d\u0131 ve onun “Göz(ü) \u015fa\u015fmad\u0131 ve (o) azmad\u0131, gönül gördü\u011fünde yan\u0131lmad\u0131.”<\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

“Kendisi yüksek ufukta iken, sonra yakla\u015ft\u0131, sarkt\u0131, iki yay uzunlu\u011fu kadar yahut daha az kald\u0131.<\/span><\/em> Kuluna, vahyetti\u011fini vahyetti. Gönül gördü\u011fünde yan\u0131lmad\u0131. Onun gördü\u011fünden ku\u015fku mu duyuyorsunuz?<\/span><\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

Bu ayetlerde Rasulullah (as)’\u0131n kendisine daha önce de vahyi getiren elçi ile görü\u015ftü\u011fünü bildirmektedir. Kur’an’\u0131 anlamayan kimseler, Kuluna, vahyetti\u011fini vahyetti”<\/span><\/em> ifadesinden hareketle, Rasulullah (as)’a bizzat yüce Allah’\u0131n vahyetti\u011fini zannetmektedirler. Oysa bu ifade, Rasul (as)’a iki yay uzunlu\u011fu kadar yakla\u015fan vahiy mele\u011finin, Allah’\u0131n <\/span>Kuluna, vahyetti\u011fini vahyetti”<\/span><\/em> \u015feklindedir. Bu ifade, t\u0131pk\u0131 Zümer suresinde Rasulullah (as)’\u0131n günahkâr insanlar\u0131 tevbeye davet etti\u011fi ifadenin benzeridir.<\/o_p><\/span><\/span><\/p>\n

“De ki: ‘Ey nefislerine kar\u015f\u0131 a\u015f\u0131r\u0131 giden kullar\u0131m, Allâh’\u0131n rahmetinden umut kesmeyin. Allâh bütün günahlar\u0131 ba\u011f\u0131\u015flar. Çünkü O, çok ba\u011f\u0131\u015flayan, çok esirgeyendir.” (Zümer, 53)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Dikkat edilirse bu ayette günahkâr insanlar\u0131 tevbeye ça\u011f\u0131r\u0131rken Rasulullah (as) “Ey nefislerine kar\u015f\u0131 a\u015f\u0131r\u0131 giden kullar\u0131m”<\/em> diye hitap etmektedir. Oysa bu hitap yüce Allah’a aittir ve O (cc), Rasul (as)’a böyle hitap etmesini söylemektedir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bütün bu Kur’ani gerçeklere ra\u011fmen Rasulullah (as)’\u0131n yüce Allah ile görü\u015ftü\u011fünü iddia edenler, Kur’an’\u0131n ifadesi ile delilsiz hareket eden ve kaba \u015feytana uyan kimselerdir. Kur’an, bu kimseleri önce terbiyeye davet etmekte sonra da uyarmaktad\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Haydi, siz, biraz bilginiz olan \u015fey hakk\u0131nda tart\u0131\u015ft\u0131n\u0131z; ama hiç bilginiz olmayan \u015fey hakk\u0131nda neden tart\u0131\u015f\u0131yorsunuz? Allâh bilir, siz bilmezsiniz.” (Al-i \u0130mran, 66)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

“Bilmedi\u011fin bir \u015feyin ard\u0131na dü\u015fme, çünkü kulak, göz ve gönül, bunlar\u0131n hepsi o(yapt\u0131\u011f\u0131)ndan sorumludur.” (\u0130sra, 36)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

\u015eu bir gerçektir ki, bu uyar\u0131lardan utan\u0131p tevbe etmek, ancak gerçekten iman eden vahyi esaslar do\u011frultusunda hareket etmeyi \u015fiar edinen kimselerin gösterebilecekleri bir olgunluktur. Ancak cahil ve art niyetli kimseler, utanmad\u0131klar\u0131 gibi bir de yüce Allah (cc) ve Rasulü (as) hakk\u0131nda yalan ve iftiralar\u0131n\u0131 art\u0131rarak sürdürüyorlar. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Bu müfterilerin, Rasulullah (as)’\u0131n anlatt\u0131\u011f\u0131n\u0131 iddia ederek, yüce Allah (cc) ve Rasulü (as) üzerine att\u0131klar\u0131 Miraç hadisi yalan\u0131na göre Rasulullah (as), Miraç dönü\u015fünde Hz. Musa (as) ile kar\u015f\u0131la\u015f\u0131r. Hz. Musa (as) ile Hz. Muhammed (as) aras\u0131nda \u015föyle bir konu\u015fman\u0131n geçti\u011fi iddia edilir. <\/o_p><\/span><\/span><\/p>\n

“Hz. Musa (as): ‘Rabb’in ümmetine neleri farz k\u0131ld\u0131?’<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Hz. Muhammed (as): ‘Onlara elli vakit namaz farz k\u0131ld\u0131.’<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Mûsa (a.s.):  <\/span>‘Rabb’ine dön de \u015fefaat et, zira ümmetin buna tâkat getiremez.’<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Hz. Muhammed (as): Bunun üzerine Rabb’ime müracaat ettim. Allah Taâla bir k\u0131sm\u0131n\u0131 indirdi. Ben yine Mûsâ’n\u0131n (a.s.) yan\u0131na dönerek durumu kendisine haber verdim. Bir k\u0131sm\u0131n\u0131 indirdi.’<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Mûsa (a.s.): ‘Rabb’ine mürâcaat et, zira ümmetin tâkat getiremez’<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Hz. Muhammed (as): ‘Ben yine Rabbime mürâcaat ettim. Allah Taâla kalan\u0131ndan bir k\u0131sm\u0131n\u0131 indirdi’ Mûsâ (as)’\u0131n yan\u0131na yine döndüm.<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Mûsa (a.s.):  <\/span>‘Tekrar Rabbine dön, zira ümmetin buna dayanamaz’<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Hz. Muhammed (as): ‘Bir daha müracaat ettim.’ Allah Teâlâ, ‘Onlar be\u015ftir, yine onlar sevap itibariyle ellidir. Benim nezdimde hükm-ü kaza de\u011fi\u015fmez’ buyurdu. Mûsa’n\u0131n yan\u0131na döndüm. <\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Mûsa (a.s.): ‘Yine Rabbine dön’ dedi.<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Hz. Muhammed (as): ‘Ben de, ‘Art\u0131k, Rabbimden utan\u0131r oldum’ dedim.” (1)<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Bu konuda uydurulan yalan ve at\u0131lan iftiralar, bir delile dayanmad\u0131\u011f\u0131 için birbirlerinden çok farkl\u0131d\u0131r. Bu müfteriler, Rasulullah (as)’\u0131n yüce Allah (cc) ile namaz pazarl\u0131\u011f\u0131n\u0131n üçten fazla oldu\u011funu da iddia etmektedirler. Hadis diye uydurulan yalan kaynaklar\u0131nda bu pazarl\u0131\u011f\u0131n \u015fu \u015fekilde oldu\u011fu rivayet edilir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ba\u015fka rivâyetlerde Peygamberimizin (a.s.m.) Cenab-\u0131 Hakk\u0131n huzuruna ç\u0131k\u0131\u015f\u0131n\u0131n üç defa de\u011fil de, daha fazla oldu\u011fu bildirilmekte; namaz vakitlerinin say\u0131s\u0131n\u0131n be\u015fer be\u015fer, yahut onar onar indirildi\u011fi haber verilmektedir. Peygamberimizin mürâcaatlar\u0131nda farz k\u0131l\u0131nan miktar\u0131n her seferinde “bir k\u0131sm\u0131n\u0131n” indirilmesi \u015feklinde tercüme edili\u015finin sebebi de, “\u015fatr” sâdece “yar\u0131m” mânâs\u0131na gelmemekte, ayn\u0131 zaman da “çok miktar” mânâs\u0131n\u0131 da içine almaktad\u0131r.<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Hadis âlimleri, yine Peygamberimizden rivâyet edilen haberlere dayanarak, bu hadis hakk\u0131nda aç\u0131klamalarda bulunmaktad\u0131rlar. Aynî merhum Umdetü’l-Kâri isimli 25 ciltlik Buharî \u015ferhinde “elli vakit” meselesinde \u015fu rivayeti zikretmektedir:
Cenab-\u0131 Hakk\u0131n ümmet-i Muhammed’e elli vakit namaz\u0131 farz k\u0131lm\u0131\u015f oldu\u011fu Levh-i Mahfuz’da mevcuttu. Bunu Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bilfiil elli vakit k\u0131l\u0131nacak \u015feklinde te’vil etti. Daha sonra Rabb’ine müracaat\u0131 esnas\u0131nda Cenab\u0131 Hak kendisine bu elli vaktin amel bak\u0131m\u0131ndan de\u011fil de, sevap cihetinden oldu\u011funu bildirdi. Be\u015f vakitte elli vaktin sevab\u0131 elde etmenin \u015fart\u0131 da, namaz\u0131 tadil-i erkân\u0131na uyarak, hu\u015fû içinde k\u0131l\u0131nmas\u0131 hâlindedir.” <\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Peygamber Efendimizin di\u011fer peygamberler aras\u0131nda bu meseleyi niçin Hz. Mûsa ile konu\u015ftu\u011funun; Hz. Mûsa’n\u0131n ümmet-i Muhammed’i bu kadar dü\u015fündü\u011fünün hikmeti hususunda, \u015föyle bir rivâyete yer veriliyor:<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

“Hz. Mûsa, Cenab-\u0131 Hakk’\u0131n ümmet-i Muhammed’e etti\u011fi ikram ve ihsan\u0131n\u0131 görüp ö\u011frenince, g\u0131pta ederek Allah’a \u015föyle niyazda bulunmu\u015ftu: “Allah’\u0131m, beni ümmet-i Muhammed’in içine dâhil et.”<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Cenab-\u0131 Hak, Mûsa Aleyhisselâm\u0131n bu duâs\u0131n\u0131 kabul etmi\u015fti. \u0130\u015fte Hz. Mûsa’n\u0131n ümmet-i Muhammed’e hususî alâkas\u0131 buradan geliyor. Çünkü kim bir toplulu\u011fun içinde olursa, o toplulu\u011fun iyilik ve menfaatini dü\u015fünür.” (2)<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Uydurma kaynaklar\u0131:<\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

1. Müslim, \u0130man: 263; Ahmed Naim. Sahih-i Buharî Muhtaras\u0131 Tecrîd-i Sarih Tercemesi. (Ankara: Diyanet i\u015fleri Ba\u015fkanl\u0131\u011f\u0131 Yay\u0131nlar\u0131, 1981), 2.277.<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

2. Bedrüddin el-Aynî. Umdetü’l-Karî \u015eerhu Sahihi’l-Buharî. (Beyrut: \u0130hyâü’t-Türhasi’l-Arabî), 4.48.<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Yalan ve iftira konusunda s\u0131n\u0131r tan\u0131mayan bu müfteriler, bir peygamber olan Hz. Musa (as)’\u0131n a\u011fz\u0131ndan da yalan uydurmaktan geri kalmam\u0131\u015flar ve <\/span>Allah’\u0131n Rasulü olan Hz. Musa (as), Hz. Muhammed (as)’\u0131n ümmeti olmak istedi\u011fini iddia etmi\u015flerdir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Müfterilere göre Hz. Musa (as), (hâ\u015fâ) yüce Allah’a ve Rasulullah (as)’a ak\u0131l vermekte ve Allah’\u0131n kullar\u0131n\u0131n ne kadar yük kald\u0131r\u0131p kald\u0131ramayacaklar\u0131n\u0131 (hâ\u015fâ) yüce Allah’tan daha çok bilmektedir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Kullar\u0131n\u0131n her halini bilen, kullar\u0131na \u015fah damarlar\u0131ndan daha yak\u0131n olan ve kullar\u0131 ile kalpleri aras\u0131na giren yüce Allah (cc), bu müfterilere göre ayn\u0131 zamanda bir be\u015fer olan Hz. Musa (as) kadar kullar\u0131n\u0131n ne kadar yük kald\u0131r\u0131p kald\u0131ramayacaklar\u0131n\u0131 (hâ\u015fâ) bilmiyor.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ey iman edenler, (Rasul), sizi ya\u015fatacak \u015feylere ça\u011f\u0131rd\u0131\u011f\u0131 zaman Allâh’\u0131n ve Rasulünün ça\u011fr\u0131s\u0131na ko\u015fun ve bilin ki, Allâh, ki\u015fi ile onun kalbi aras\u0131na girer<\/strong> ve siz, O’nun huzûruna toplanacaks\u0131n\u0131z.” (Enfal, 24)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Andolsun insan\u0131 biz yaratt\u0131k ve nefsinin ona ne f\u0131s\u0131ldad\u0131\u011f\u0131n\u0131 biliriz, çünkü biz ona \u015fah damar\u0131ndan daha yak\u0131n\u0131z.” (Kaf, 16)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Bütün bu ilahi bildirimlerden habersiz olan ya da haberleri oldu\u011fu halde bu gerçekleri bilerek çarp\u0131tan müfteriler, Hz. Muhammed (as)’\u0131 adeta (ve hâ\u015fâ) aptal yerine koyup Hz. Musa (as)’\u0131n tavsiyeleri ile dokuz defa yüce Allah’\u0131n huzuruna ç\u0131karmakta, yüce Allah’ da (hâ\u015fâ) kullar\u0131n\u0131 durumunu bilmemekle suçlamaktad\u0131rlar.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Allah’a yalan uyduran, ya da O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kim olabilir? Zalimler de kurtulu\u015f yüzü görmezler.” (En’am, 21)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Allâh hakk\u0131nda yalan uydurandan ve kendisine gelen do\u011fruyu yalanlayandan daha zâlim kim olabilir? Cehennemde kâfirler için bir yer yok mudur?” (Zümer, 32)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Allah’a yalan uyduranlar\u0131n k\u0131yâmet günü yüzlerinin kapkara kesildi\u011fini görürsün. Kibirlenenler için cehennemde bir yer yok mudur?” (Zümer, 60)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Allah’a yalan uyduranlardan daha zâlim kim olabilir? Onlar Rablerine sunulacaklar. \u015eahitler de: ‘\u0130\u015fte Rablerine kar\u015f\u0131 yalan söyleyenler bunlard\u0131r!’ diyecekler. \u0130yi bilin ki Allâh’\u0131n laneti zâlimlerin üzerinedir.” (Hud, 18)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Onun gördü\u011fünden ku\u015fku mu duyuyorsunuz? <\/span><\/em>Rasulullah (as)’\u0131n <\/em>gördü\u011fünden \u015füphe duymak, iman sahibi kimselerin yapabilecekleri bir \u015fey de\u011fildir. Müslümanlar, Rasulullah (as)’\u0131n getirdi\u011fi ve bu konuda söyledi\u011fi her \u015feye iman etmi\u015flerdir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Rasulün, aralar\u0131nda hükmetmesi için Allah’a ve Rasulüne ça\u011f\u0131r\u0131ld\u0131klar\u0131 zaman iman edenlerin sözü ancak: ‘\u0130\u015fittik ve itâat ettik’ demeleridir. \u0130\u015fte umduklar\u0131na erenler bunlard\u0131r, bunlar.” (Nur, 51)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Do\u011fruyu getirene ve onu do\u011frulayanlara gelince, i\u015fte muttakiler onlard\u0131r.” (Zümer, 33)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

 <\/font><\/o_p><\/span><\/p>\n

Ramazan Y\u0131lmaz: 2012.06.16
\n