{"id":138,"date":"2020-03-25T18:28:36","date_gmt":"2020-03-25T18:28:36","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/kurandaki-rasul-hz-muhammed-asa-iman-edin\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:36","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:36","slug":"kurandaki-rasul-hz-muhammed-asa-iman-edin","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/kurandaki-rasul-hz-muhammed-asa-iman-edin\/","title":{"rendered":"Kur'\u00e2n'daki Rasul Hz. Muhammed (as)\u2019a \u0130man Edin"},"content":{"rendered":"

KUR’AN’A DAVET-3<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم<\/span><\/o_p><\/span><\/font><\/p>\n

Yüce Allah (cc), her konuda oldu\u011fu gibi rasullere ve son Rasul Hz. Muhammed (as)’a nas\u0131l iman edilece\u011fini çok aç\u0131k bir \u015fekilde Kur’an’da aç\u0131klayarak kullar\u0131na bildirmi\u015ftir. \u0130man eden kimseler, Kur’an’\u0131n belirtti\u011fi ölçüler içerisinde, peygamberlere iman etmekle mükelleftirler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Adem (as)’dan Hz. Muhammed (as)’a kadar bütün Risalet önderi peygamberler, iman eden kimseler için vahyi esaslar\u0131 uygulamak ve Tevhidi ilkeleri insanlara ula\u015ft\u0131rmak konusunda en güzel örnekli\u011fi ortaya koymu\u015flard\u0131r. Peygamberlerin örnek hayatlar\u0131 ve Tevhidi mücadeleleri, bugünkü mü’minler için \u015fa\u015fmaz birer ölçüdür.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Rasul, Rabb’inden kendisine indirilene inand\u0131, mü’minler de. Hepsi Allah’a, meleklerine, kitaplar\u0131na ve peygamberlerine inand\u0131. ‘O’nun rasullerinden hiçbirini di\u011ferinden ay\u0131rt etmeyiz’ ve ‘\u0130\u015fittik, itâat ettik! Rabbimiz, ba\u011f\u0131\u015flaman\u0131 dileriz, dönü\u015f sanad\u0131r!’ dediler” (Bakara, 285)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Deyin ki, Allah’a, bize indirilene, \u0130brâhim’e, \u0130smâil’e, \u0130shak’a, Yakup’a ve s\u0131btlara indirilene, Mûsâ ve Îsâ’ya verilene ve (di\u011fer) peygamberlere Rab’leri taraf\u0131ndan verilene iman ettik, onlar aras\u0131nda bir ay\u0131r\u0131m yapmay\u0131z, biz Müslümanlar\u0131z.” (Bakara, 136)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Ve onlar ki Allah’a ve Rasullerine inand\u0131lar, onlar aras\u0131nda ay\u0131r\u0131m yapmad\u0131lar. \u0130\u015fte yak\u0131nda onlara mükâfâtlar\u0131 verilecektir. Allâh, çok ba\u011f\u0131\u015flayan, çok esirgeyendir.” (Nisa, 152)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

\u0130man eden bir kimse, peygamberler aras\u0131nda ay\u0131r\u0131m yapmadan, hiçbirini di\u011ferine üstün tutmadan hepsine iman etmekle mükelleftir. Bu mükellefiyet, o Risalet önderlerini örnek almay\u0131 gerektirir. Kur’an, hangi Rasulün, hangi konuda Müslümanlara örnek oldu\u011funu çok aç\u0131k bir \u015fekilde belirterek iman edenlerin buna uymalar\u0131n\u0131 istemi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Ça\u011flarüstü ve evrensel bir niteli\u011fe sahip olan Kur’an’da yüce Allah (cc), k\u0131yamete kadar gelecek toplumlardaki sorunlar\u0131n çe\u015fitlili\u011fini ve Tevhidi esaslara kar\u015f\u0131 ç\u0131kan zorba güçlerin, her dönemde de\u011fi\u015fik k\u0131l\u0131klara büründüklerini bildi\u011finden, her Rasulün Tevhidi mücadelesinden örneklikler vererek, bunun iman edenlerce esas al\u0131nmas\u0131n\u0131 bildirmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Andolsun, onlarda sizin için, Allâh’\u0131 ve ahireti umanlar için güzel bir örnek vard\u0131r. Kim yüz çevirirse, Allâh zengin, hamd O’nad\u0131r.” (Mümtehine, 6)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Müslümanlar, Risalet önderlerinin sonuncusu olan Hz. Muhammed (as)’\u0131n getirdi\u011fi \u015feriat\u0131n ve ilahi mesaj\u0131n bütününden sorumlu olduklar\u0131 gibi di\u011fer peygamberlerin, Kur’an’da verilen örnek hayatlar\u0131ndan da sorumludurlar. Müslümanlar, kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131klar\u0131 sorunlar\u0131, hangi peygamberin mücadele metoduna uyuyorsa o peygamberin örnekli\u011fini esas alarak çözmelidirler. Örne\u011fin, ta\u011futi be\u015feri sistemlerin zindanlar\u0131na dü\u015fen bir Müslüman, Hz. Yusuf (as)’\u0131 örnek almal\u0131d\u0131rlar.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Muhammed (as)<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Yüce Allah (cc), son Peygamber Hz. Muhammed (as)’a, nas\u0131l iman edilece\u011fini bütün aç\u0131kl\u0131\u011f\u0131 ile ortaya koymu\u015f, s\u0131n\u0131rlar\u0131n\u0131 çizmi\u015f ve Müslümanlardan bu s\u0131n\u0131rlar dahilinde ona iman ve itaat edilmesini bildirmi\u015ftir. Hz. Muhammed (as)’a bu s\u0131n\u0131rlar\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda iman etmek, onu ilahla\u015ft\u0131rmak ya da onu hiçe say\u0131p küçümsemek küfür olarak bildirilmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), Hz. Muhammed (as)’\u0131 küçümseyenleri uyard\u0131\u011f\u0131 gibi, onu adeta ilahla\u015ft\u0131ranlar\u0131 da uyarm\u0131\u015f ve bunlar\u0131n ancak kendilerine zarar vereceklerini bildirmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Muhammed, sadece bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçmi\u015ftir. \u015eimdi o ölür veya öldürülürse siz ökçelerinizin üzerinde geriye mi döneceksiniz? Kim ökçesi üzerinde geriye dönerse Allah’a hiçbir ziyan veremez. Allâh, \u015fükredenleri mükâfâtland\u0131racakt\u0131r.” (Al-i \u0130mran, 144)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“De ki: ‘Ben kendime dahi, Allâh’\u0131n diledi\u011finden ba\u015fka ne zarar, ne de yarar verme gücüne sâhip de\u011filim…” (Yunus, 49)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“De ki: ‘Ben size, Allâh’\u0131n hazineleri yan\u0131mdad\u0131r, demiyorum. Gayb\u0131 da bilmem. Size ‘Ben mele\u011fim’ de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum.’ ‘Körle, gören bir olur mu? Dü\u015fünmüyor musunuz?’ de.” (En’am, 50)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Sünnet (Örnek uygulama) Nedir?<\/span><\/em><\/strong><\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Rasulün örnekli\u011fi, di\u011fer bir ifade ile Sünnet’i, yüce Allah’\u0131n bildirdi\u011fi esaslar\u0131n, insanlara ula\u015ft\u0131rma ve onu uygulama biçimidir. Hz. Muhammed (as)’\u0131n örnekli\u011fi, Kur’ani esaslar\u0131 en iyi \u015fekilde ve zirve noktas\u0131nda ya\u015famas\u0131d\u0131r. Bu nedenle Sünnet, ne Kur’an’a bir ek, ne ba\u015fl\u0131 ba\u015f\u0131na bir hüküm ve ne de Kur’an üstü ya da Kur’an’a ayk\u0131r\u0131 bir uygulamad\u0131r. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Sünnet, ilahi mesaj\u0131n topluma ula\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131nda takip edilen yöntem ve metottur. Bu nedenle söylenen sözlerin ve yap\u0131lan davran\u0131\u015flar\u0131n Kur’an’a uygun olmas\u0131 gerekir. Sünnet, Kur’an içinde ve onunla beraber olan bir uygulama, bir yöntem ve pratik, tam ve mükemmel olan Kur’an’\u0131n hükümlerini pratize etme \u015feklidir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“…Sana da o Zikir’i indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara aç\u0131klayas\u0131n ki dü\u015fünsünler.” (Nahl, 44)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

Sünnet, beyandan yani aç\u0131klamaktan ba\u015fka bir \u015fey de\u011fildir. Bu da, Sünnetin çerçevesini çizmekte ve ne oldu\u011funu aç\u0131klamaktad\u0131r. Bu nedenle Sünnet, ne Kur’an’dan ayr\u0131 bir kaynak, ne de bid’at ve hurafecilerin iddia ettikleri gibi, Kur’an’\u0131n (hâ\u015fâ) eksik kald\u0131\u011f\u0131 konularda ya da Kur’an’da olmayan hükümlerin tamamlay\u0131c\u0131s\u0131 olan bir ba\u015fvuru k\u0131lavuzudur. Bu iddialar, yanl\u0131\u015f ve sahiplerini sorumluluk alt\u0131na sokan, Kur’an’\u0131 eksik gören sap\u0131k hezeyanlardan ba\u015fka bir \u015fey de\u011fildirler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Kur’an, bütünüyle bir hükümler manzumesidir; bu hükümlerin hayata geçirilmesi, uygulan\u0131r hale gelmesi, ancak örnek olarak verilen Sünnetle mümkündür. \u015eayet Kur’an hükümlerinin uygulanmas\u0131, hayata geçirilmesi her ferdin kendi anlay\u0131\u015f\u0131na b\u0131rak\u0131lm\u0131\u015f olsayd\u0131 bu durumda, Kur’an’\u0131n uygulanmas\u0131nda birçok yöntem, bir çok uygulama biçimleri ortaya ç\u0131kard\u0131 ki, o zaman \u0130slâm toplumunda vahdetin yerini tefrika, bar\u0131\u015f\u0131n yerini \u015fiddet ve sava\u015f al\u0131rd\u0131. Böyle bir durum ise, Kur’an’\u0131n (hâ\u015fâ) kendisiyle çeli\u015fmesi anlam\u0131na gelirdi. Oysa Kur’an, tefrikay\u0131 yermekte, Müslümanlar\u0131n vahdetini övmektedir. Bu nedenle Kur’an, Rasul (as)’\u0131 en güzel örnek olarak verir ve ona uyulmas\u0131n\u0131 emreder.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Allâh ve Rasulü, bir i\u015fte hüküm verdi\u011fi zaman, art\u0131k mü’min erkek ve kad\u0131n\u0131n, o i\u015fi kendi isteklerine göre seçme hakk\u0131 yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne isyan ederse, apaç\u0131k bir sap\u0131kl\u0131\u011fa dü\u015fmü\u015f olur.” (Ahzab, 36)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Bilmediler mi ki kim Allah’a ve Rasulüne kar\u015f\u0131 koyma\u011fa kalkarsa onun için sürekli kalaca\u011f\u0131 cehennem ate\u015fi vard\u0131r. \u0130\u015fte, büyük rezillik budur.” (Tevbe, 63)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Hz. Muhammed (as), en güzel örnektir<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Kur’an, yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan, insanlar\u0131n yeryüzündeki hayatlar\u0131n\u0131, f\u0131trat ölçüleri içerisinde düzenlemek ve en ideal nizam\u0131 hakim k\u0131lmak üzere indirilen ve kendisinde hiçbir eksiklik bulunmayan vahiy zincirinin son halkas\u0131d\u0131r. Tevhidi esaslar\u0131 en aç\u0131k bir \u015fekilde ortaya koyan Kur’an, insanlar\u0131 hayat, kâinat ve insan bütünlü\u011fünü sa\u011flamaya ça\u011f\u0131r\u0131rken, bunun nas\u0131l yap\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 en ince noktas\u0131na kadar aç\u0131klam\u0131\u015ft\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Kur’an, Tevhidi esaslar\u0131n insanlara nas\u0131l ula\u015ft\u0131r\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 ve \u0130slâmi hükümlerin nas\u0131l uygulanaca\u011f\u0131n\u0131 Hz. Muhammed (as)’\u0131n örnekli\u011finde göstermi\u015f ve iman edenlerden, bu örnekli\u011fi esas almalar\u0131n\u0131 istemi\u015f, yüce Allah’\u0131 raz\u0131 edebilmenin ve kurtulu\u015fun ancak bu örneklikte oldu\u011funu bildirmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Andolsun Allâh’\u0131n Rasulünde, sizin için Allah’a ve âhiret gününe kavu\u015fmaya inanan ve Allâh’\u0131 çok anan kimseler için, çok güzel bir örnek vard\u0131r.” (Ahzab, 21)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Rasulullah (as)’\u0131n örnekli\u011fi olan Sünnet’i yüce Allah’\u0131n kontrolündedir.<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Kur’an’daki birçok ayetten de anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 üzere, Kur’an ve onun uygulama biçimi olan Sünnet, iman edenler için bir bütündür ve hiçbir \u015fekilde parçalanamaz. Çünkü Kur’an ve Sünnet iki ayr\u0131 kaynak, iki ayr\u0131 te\u015fri de\u011fildir. Sünnet, Kur’an’\u0131n pratize edili\u015fi oldu\u011fundan, sürekli bir \u015fekilde yüce Allah’\u0131n kontrolü alt\u0131nda idi. Bu nedenle örneklikte en küçük bir hatan\u0131n has\u0131l olmas\u0131 halinde, yüce Allah (cc), Peygamber (as)’\u0131 an\u0131nda uyararak o hatay\u0131 düzeltiyor ve do\u011fru olan\u0131 yapmas\u0131n\u0131 emrediyor.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Kur’an’\u0131n pratize edilmesinde uygulanmas\u0131 gereken yöntemin, nas\u0131l olmas\u0131 gerekti\u011fi konusunu yüce Allah (cc), bizzat kendisi kontrol etmekte idi. Örnekli\u011fin korunmas\u0131 için en küçük bir hata an\u0131nda düzeltiliyordu. Bu konuda yap\u0131lan uyar\u0131lar.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Rasulullah (as)’\u0131n âmâ geldi\u011findeki tavr\u0131<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

\u0130slâmi davet, insan ay\u0131r\u0131m\u0131 yap\u0131lmadan herkese yap\u0131lmas\u0131 gerekir; bu konuda yap\u0131lan en küçük bir hata, yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan an\u0131nda düzeltilerek do\u011frusu bildiriliyordu.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Yüz(ünü) ast\u0131 ve döndü, ama geldi diye! Ne biliyorsun, belki o ar\u0131nacak, ya da ö\u011füt alacak ve ö\u011füt fayda verecek. Müsta\u011fni olan ise, sen ona yöneliyorsun. Onun ar\u0131nmamas\u0131ndan sana ne? Ancak sana ko\u015farak ve korkarak  <\/span>gelenle sen ilgilenmiyorsun.” (Abese, 1-10)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Rasulullah (as)’\u0131n, bal \u015ferbetini kendisine haram etmesi<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Yüce Allah (cc), helal ve haram olan \u015feyleri belirtmi\u015f ve herkesin buna uymas\u0131n\u0131 istemi\u015ftir. Peygamber de olsa, yüce Allah’\u0131n koydu\u011fu hükümleri de\u011fi\u015ftirme yetkisine sahip de\u011fildir. Bal \u015ferbetini kendisine haram k\u0131lan Rasulullah (as) an\u0131nda uyar\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ey peygamber niçin, Allâh’\u0131n sana helâl k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 \u015feyi, e\u015flerinin, hat\u0131r\u0131 için harâm k\u0131l\u0131yorsun? Allâh ba\u011f\u0131\u015flayand\u0131r, esirgeyendir.” (Tahrim, 1)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“De ki: ‘Allâh’\u0131n, kullar\u0131 için ç\u0131kard\u0131\u011f\u0131 süsü ve güzel r\u0131z\u0131klar\u0131 kim harâm etti? O, dünyâ hayât\u0131nda inananlar\u0131nd\u0131r, k\u0131yâmet günü de yaln\u0131z onlar\u0131nd\u0131r.’ De. \u0130\u015fte biz, bilen bir topluluk için âyetleri böyle aç\u0131kl\u0131yoruz.” (A’raf, 32)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Rasulullah (as), esirlerden ganimet almas\u0131.<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Allah ve Rasulüne kar\u015f\u0131 sava\u015fanlar\u0131n öldürülmeleri gerekir. Bedir’de esir dü\u015fen Mekkeli mü\u015friklerden fidye al\u0131nmas\u0131 üzerine Peygamber (as) uyar\u0131lm\u0131\u015f ve bir daha böyle yapmamas\u0131 istenmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Yeryüzünde a\u011f\u0131r bas\u0131ncaya kadar hiçbir peygambere esir sâhibi olmak yak\u0131\u015fmaz. Siz, geçici dünyâ mal\u0131n\u0131 istiyorsunuz, Allâh ise (sizin için) âhireti istiyor. Allâh üstündür, hakimdir.<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

E\u011fer Allah’tan, bir yaz\u0131 geçmemi\u015f olsayd\u0131, ald\u0131\u011f\u0131n\u0131z fidyeden dolay\u0131 size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.<\/span><\/em> Art\u0131k ald\u0131\u011f\u0131n\u0131z ganimetten helâl ve temiz olarak yeyin ve Allah’tan korkun. \u015eüphesiz Allâh, ba\u011f\u0131\u015flayand\u0131r, esirgeyendir.” (Enfal, 67-69)<\/o_p><\/em><\/span><\/p>\n

Rasulullah (as)’\u0131n, sava\u015fmak istemeyen münaf\u0131klara izin vermesi<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

\u0130slâm toplumunda ya\u015fayan herkesin, \u0130slâm devletinin nimetlerinden yararland\u0131klar\u0131 gibi, varolan sorunlar\u0131 beraberce gö\u011füslemeleri gerekir. Ancak münaf\u0131klar, sorunlar varoldu\u011funda bu sorunlar\u0131 gö\u011füslememek için yalanlar üreterek kaçarlar. Onlara izin veren Rasulullah (as) bu konuda da uyar\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Allâh seni affetsin; do\u011fru söyleyenler sana iyice belli olup, yalan söyleyenleri bilmezden önce niçin onlara izin verdin?” (Tevbe, 43)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Rasulullah (as)’\u0131n, <\/span><\/em><\/strong><\/a>Tevhidi esaslar\u0131n insanlara ula\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131nda acele etmesi<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Rasul (as), tebli\u011f görevini yaparken ancak kendisine bildirilen hükümleri aç\u0131klamakla mükelleftir. Bunun d\u0131\u015f\u0131nda Tevhidi esaslar konusunda istedi\u011fi zaman istedi\u011fi \u015feyi söyleyemez. Çünkü o (as), elçidir ve elçiler, kendilerine bildirilenleri söylemek zorundad\u0131rlar, elçilik bunu böyle yapmay\u0131 gerektirir. Yar\u0131n \u015funu yapaca\u011f\u0131m ya da söyleyece\u011fim diyen Rasul (as)’\u0131 yüce Allah bu konuda da uyarm\u0131\u015ft\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Hiçbir \u015fey için ‘bunu yar\u0131n yapaca\u011f\u0131m’  <\/span>deme! Ancak ‘Allâh dilerse’ (de). Unuttu\u011fun zaman Rabb’ini an ve ‘Rabb’imin beni bundan daha do\u011fru bir bilgiye ula\u015ft\u0131raca\u011f\u0131n\u0131 umar\u0131m’ de.” (Kehf, 23-24)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Gerek Hz. Ai\u015fe’ye at\u0131lan çirkin iftira nedeniyle ve gerekse Hz. Zeyd (r.anh)’dan bo\u015fanan Hz. Zeynep (r.anha)’n\u0131n nikahlanmas\u0131 konusunda da yüce Allah (cc) Rasulullah (as)’\u0131 uyarm\u0131\u015f, ne yapmas\u0131 gerekti\u011fi konusunda kendisine yol göstermi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Rasulullah (as), mü\u015friklerin tekliflerine kar\u015f\u0131 kararl\u0131 hareket etmesi gerekir.<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Hz. Muhammed (as), ilahi mesaj\u0131 insanlara duyurma konusunda kararl\u0131 ve yüce Allah’\u0131n bildirdi\u011fi esaslar dahilinde hareket etmekle mükelleftir. Çünkü elçilik görevi bunu böyle yapmay\u0131 gerektirir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ey Rasul, Rabb’inden sana indirileni duyur; e\u011fer bunu yapmazsan, O’nun mesaj\u0131n\u0131 duyurmam\u0131\u015f olursun. Allâh seni insanlardan korur. Do\u011frusu Allâh, kâfirler toplumunu yola iletmez.” (Maide, 67)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Bu ilahi uyar\u0131ya ra\u011fmen Rasulullah (as), tebli\u011fini ortaya koyarken kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131 sorunlar ve arkada\u015flar\u0131n\u0131n u\u011frad\u0131\u011f\u0131 i\u015fkenceler kar\u015f\u0131s\u0131nda kimi zaman s\u0131k\u0131nt\u0131ya dü\u015fmü\u015f, bu nedenle mü\u015friklerin yapt\u0131klar\u0131 kimi tekliflerine kar\u015f\u0131 ne yapaca\u011f\u0131n\u0131 dü\u015fünmü\u015ftür.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Az daha onlar seni, sana vahyetti\u011fimizden ay\u0131rarak ondan ba\u015fkas\u0131n\u0131 bize iftira etmen atman için kand\u0131racaklard\u0131. \u0130\u015fte o zaman seni dost edinirlerdi.<\/span><\/em> <\/o_p><\/span><\/p>\n

E\u011fer biz seni sa\u011flamla\u015ft\u0131rmam\u0131\u015f olsayd\u0131k, onlara bir parça yana\u015facakt\u0131n.<\/span><\/em> O takdirde sana hayât\u0131n da, ölümün de(azâb\u0131) kat kat tatt\u0131r\u0131rd\u0131k. Sonra bize kar\u015f\u0131 bir yard\u0131mc\u0131 da bulamazd\u0131n.” (\u0130sra, 73-75)<\/o_p><\/em><\/span><\/p>\n

“Ve i\u015fte biz onu, Arapça bir hüküm olarak indirdik. E\u011fer sana gelen bu ilimden sonra onlar\u0131n keyiflerine uyarsan, art\u0131k seni Allah’tan kurtaracak ne bir veli ne de koruyucu olmaz.” (Rad, 37)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Rasul (as)’\u0131n, ilahi mesajdan de\u011fil taviz vermek, onu ertelemek, mü\u015friklerin tekliflerine kar\u015f\u0131l\u0131k en ufak bir duraklama göstermesine bile yüce Allah (cc) izin vermemi\u015f ve onu \u015fiddetli bir \u015fekilde uyarm\u0131\u015ft\u0131r. Hz. Muhammed (as), bütün gücü ve çabas\u0131 ile kendisine bildirilen esaslar do\u011frultusunda ya\u015famaya çal\u0131\u015fm\u0131\u015f, bu ilahi mesaja ayk\u0131r\u0131 en küçük bir harekete kalk\u0131\u015fmam\u0131\u015f, söz söylememi\u015ftir, söyleyemezdi de. Çünkü bu konuda yüce Allah (cc), onu \u015fiddetli bir \u015fekilde uyar\u0131yor.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“E\u011fer o (Muhammed), baz\u0131 laflar uydurup bize iftirâ etseydi,<\/span><\/em> elbette onun sa\u011f\u0131n\u0131 al\u0131rd\u0131k.<\/em> Sonra onun can damar\u0131n\u0131 keserdik.<\/em> Sizden hiç kimse buna engel olamazd\u0131.” (Hakka, 44-47)<\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

Bu ilahi uyar\u0131ya ra\u011fmen kendilerince bir peygamber profili ortaya koyan baz\u0131 ki\u015filer, hadis diye uydurduklar\u0131 yalanlarla Rasulullah (as)’\u0131 adeta yüce Allah’a kar\u015f\u0131 ç\u0131kan, O’na neredeyse her konuda muhalefet eden bir duruma dü\u015fürmü\u015flerdir. Bununla da yetinmeyen, Kur’an gerçe\u011finden uzak ve mahrum üretici zihniyet, Rasulullah (as)’\u0131 küçük dü\u015fürecek bir sürü yalanlar uydurmu\u015flard\u0131r. Ne gariptir ki, uydurduklar\u0131 yalanlara inanmayanlar\u0131 da, yalan üretici bu ki\u015filer, Rasul (as)’\u0131 inkâr etmekle suçlamaktad\u0131rlar.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Muhammed (as), ilah de\u011fil, o (as), ancak bir be\u015ferdir.<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Hz. Muhammed (as), Tevhidi esaslar\u0131 insanlara bildiren bir Rasul, toplumunu idare eden bir yönetici, di\u011fer insanlarla ili\u015fkileri bulunan ve aile reisi olan bir be\u015ferdir. Bu nedenle Hz. Muhammed (as)’\u0131n ya\u015fam\u0131nda boyut ortaya ç\u0131k\u0131yor. <\/o_p><\/span><\/p>\n

1-<\/span><\/strong> \u0130lahi mesaj\u0131 insanlara duyuran bir Rasul,<\/o_p><\/span><\/p>\n

2-<\/span><\/strong> Toplumunu yöneten ve devlet ba\u015fkan\u0131 olan Emir-el mü’minin, <\/o_p><\/span><\/p>\n

3-<\/span><\/strong> Aile hayat\u0131 olan ve insanlarla ili\u015fkileri bulunan bir be\u015fer.<\/o_p><\/span><\/p>\n

1- Rasul Hz. Muhammed (as)’\u0131n Sünnet’i ba\u011flay\u0131c\u0131 ve ona iman Allah’a imand\u0131r.<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Hz. Muhammed (as)’\u0131n Rasul olu\u015fu ve Risaleti gere\u011fi olarak yapt\u0131\u011f\u0131 hareketler, söyledi\u011fi sözler ve tak\u0131nd\u0131\u011f\u0131 tav\u0131rlar, iman edenleri kesinlikle ba\u011flar. Risaleti gere\u011fi söyledi\u011fi sözlerine, yapt\u0131\u011f\u0131 hareketlere uymak iman etmenin gere\u011fi ve sonucudur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Kim Rasule itâat ederse Allah’a itâat etmi\u015f olur, kim de yüz çevirirse (bil ki), biz seni onlar\u0131n üzerine bekçi göndermedik.” (Nisa, 80)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“De ki: ‘Allah’a ve Rasule itâat edin!’ E\u011fer dönerlerse muhakkak ki Allâh, kâfirleri sevmez.” (Al-i \u0130mran, 32)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Rasule itaat, yaln\u0131zca Rasulullah (as)’\u0131n ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 dönemle s\u0131n\u0131rl\u0131 de\u011fil, Kur’an varoldu\u011fu ve Kur’ani hükümler kabul edildi\u011fi sürece bütün zamanlar\u0131 içine alan bir itaat ve imand\u0131r. Sünnet, ilahi mesaj\u0131n en güzel biçimde anlat\u0131lmas\u0131 ve uygulanmas\u0131d\u0131r. Rasulullah (as)’\u0131n Sünnet’i  <\/span>d\u0131\u015f\u0131ndaki her uygulama sap\u0131kl\u0131k ve tefrikad\u0131r. Bu nedenle yüce Allah (cc), evrensel ve ça\u011flarüstü Kitab\u0131nda, uyarmakta, Rasule itaati, kendisine ve ahiret gününe iman etmektir buyurmaktad\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ey iman edenler, Allah’a itâat edin, Rasule  <\/span>ve sizden olan emir sâhibine itâat edin. E\u011fer bir \u015feyde anla\u015fmazl\u0131\u011fa dü\u015ferseniz; -Allah’a ve âhiret gününe iman ediyorsan\u0131z- onu Allah’a ve Rasule götürün. Bu, daha iyidir ve sonuç bak\u0131m\u0131ndan da daha güzeldir.” (Nisa, 59)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Kesinlikle, Rabb’in hakk\u0131 için onlar aralar\u0131nda ç\u0131kan sorunlarda seni hakem yap\u0131p, sonra da verdi\u011fin hükme, içlerinde bir s\u0131k\u0131nt\u0131 duymadan tam anlam\u0131yla teslim olmad\u0131kça inanm\u0131\u015f olmazlar.” (Nisa, 65)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

\u0130man edenleri uyaran ayetler, Rasul (as)’dan sonra iman edenleri de içine al\u0131r. Rasul (as)’dan sonraki dönemlerde ortaya ç\u0131kan sorunlar\u0131n çözümü için müracaat mercii Sünnettir. Kur’an ve Sünnet’in ortaya koydu\u011fu çözüm kesindir ve bunu s\u0131k\u0131nt\u0131 duymadan kabullenmek de imand\u0131r. Sünnet d\u0131\u015f\u0131ndaki çözümlere ba\u015fvurmak, Allah’a ve Rasulüne kar\u015f\u0131 sava\u015f açmakt\u0131r ve ebediyen cehennemde kalma nedenidir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Allâh ve Rasulü, bir i\u015fte hüküm verdi\u011fi zaman, art\u0131k mü’min ve kad\u0131n\u0131n, o i\u015fi kendi isteklerine göre seçme hakk\u0131 yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne kar\u015f\u0131 gelirse, apaç\u0131k bir sap\u0131kl\u0131\u011fa dü\u015fmü\u015f olur.” (Ahzab, 36)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Bilmediler mi ki kim Allah’a ve Elçisine kar\u015f\u0131 koyma\u011fa kalkarsa onun için sürekli kalaca\u011f\u0131 cehennem ate\u015fi vard\u0131r. \u0130\u015fte, büyük rezillik budur.” (Tevbe, 63)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Rasulullah (as)’\u0131n Sünnet’i, k\u0131yamete kadar iman edenleri ba\u011flay\u0131c\u0131 bir etkinli\u011fe sahiptir. Hangi ça\u011fda olursa olsun, iman eden kimseler, ilahi mesaj\u0131n ortaya konulmas\u0131nda, insanlara duyurulmas\u0131nda, hayata uygulanmas\u0131nda ve Müslümanlar aras\u0131nda ç\u0131kan kimi sorunlarda ba\u015fvuru kayna\u011f\u0131 Rasulullah (as)’\u0131n en güzel örnekli\u011fi olan Sünnettir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Sünnet’i terk etmek insan\u0131, Kur’an’\u0131 eksik anlamaya sevk edece\u011finden, Müslüman oldu\u011fu iddias\u0131nda olan bir kimse, hiçbir \u015fekilde ve \u015fartta Sünnet d\u0131\u015f\u0131nda bir çözüme ba\u015fvuramaz. Çünkü Kur’an’\u0131n beyan\u0131 olan Sünnet’i terk etmek, Kur’an’\u0131 terk etmek ve küfürdür.<\/o_p><\/span><\/p>\n

2- Emir-el mü’minin olarak Rasulullah (as)’\u0131n örnekli\u011fi.<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Medine \u0130slâm Devletinde mü’minlerin emiri ve ayn\u0131 zamanda ordu komutan\u0131 olan Rasulullah (as)’\u0131n örnekli\u011fi ve bu konudaki emir ve tavsiyeleri, yaln\u0131zca o dönemde ya\u015fayan insanlar\u0131 ba\u011flar. Rasulullah (as)’\u0131n o günkü \u015fartlarda verdi\u011fi emir ve tavsiyeler, sonradan iman eden ve de\u011fi\u015fik co\u011frafi ve teknolojik \u015fartlarda ya\u015fayan kimseleri ba\u011flamaz. Çünkü Müslümanlar bugün art\u0131k ne Uhud’da, Bedir’de, Hendek’te sava\u015facaklar, ne de o günkü sava\u015f malzemelerini kullanacaklar.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Rasulullah (as)’\u0131n, Medine \u0130slâm Devletini yönetirken toplumsal konularda ya da günlük ihtiyaçlar\u0131n kar\u015f\u0131lanmas\u0131nda uygulad\u0131\u011f\u0131 kimi yapt\u0131r\u0131mlar\u0131n\u0131, o günkü \u015fartlara ve co\u011frafi duruma göre verdi\u011fi kararlar\u0131n\u0131 bugünkü Müslümanlar\u0131n örnek almas\u0131 zaten fiziki olarak mümkün de\u011fildir. Ayn\u0131 \u015fekilde \u0130slâm ordusunun sevki s\u0131ras\u0131nda ve sava\u015fa haz\u0131rlanmas\u0131nda uygulad\u0131\u011f\u0131 taktiklerin de bugünkü Müslümanlarca örnek al\u0131nmas\u0131 yine mümkün de\u011fildir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Medine \u0130slâm Devletinin Emir-el Mü’mini ve ordu komutan\u0131 olarak Rasulullah (as)’\u0131n, ki\u015filere, konu ve olaylara kar\u015f\u0131 sergiledi\u011fi tutum ve davran\u0131\u015flar\u0131ndan al\u0131nacak birçok dersler vard\u0131r. Ancak bunlar, imani yönden de\u011fil, siyasal ve taktiksel tecrübe edinilmesi noktas\u0131nda faydal\u0131d\u0131rlar. Bunlar\u0131 esas almayan bir kimse imandan ç\u0131kmaz, küfre girmez. Örne\u011fin, Rasulullah (as)’\u0131n ordu komutanlar\u0131n\u0131 seçerken ortaya koydu\u011fu hassasiyetini, kimlerle, nerede, nas\u0131l sava\u015f\u0131laca\u011f\u0131 hususundaki gizlilik konusunu örnek almamak ki\u015fiyi imandan ç\u0131karmaz.<\/o_p><\/span><\/p>\n

3- Be\u015fer olarak Hz. Muhammed (as).<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Hz. Muhammed (as), bir baba, bir e\u015f ve çevresindeki insanlarla belli be\u015feri ili\u015fkileri bulunan bir insand\u0131r. Onun çevresiyle olan ili\u015fkilerinden al\u0131nacak bir çok örnek elbette vard\u0131r. Ancak bu yönüyle onun örnek edinilmemesi ki\u015fiye herhangi bir sorumluluk getirmez. Hz. Muhammed (as)’\u0131n ailesiyle e\u015fleri ile ya da çevresiyle olan ili\u015fkilerinin örnek al\u0131nmas\u0131 halinde bu örneklik, ibadet  <\/span>ve sevap s\u0131n\u0131rlar\u0131 içerisinde ele al\u0131nmamal\u0131d\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Muhammed (as), be\u015feri ili\u015fkilerinde insan olmas\u0131 nedeniyle baz\u0131 hatalar da yapm\u0131\u015f ancak daha sonra bunlar\u0131 düzeltmi\u015ftir. Örne\u011fin, hurma a\u011façlar\u0131n\u0131n tozlanmas\u0131 konusundaki tavsiyesi sonucunda o y\u0131l hurma a\u011façlar\u0131n\u0131n ürün vermemesi kendisine haber verildi\u011finde Rasulullah (as), kendisinin o konuda uzman olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 söylemi\u015ftir. Ayn\u0131 \u015fekilde Bedir sava\u015f\u0131nda mevzilenme yeri ile ilgili görü\u015füne kar\u015f\u0131 yerin de\u011fi\u015ftirilmesi teklifi üzerine mevziiyi de\u011fi\u015ftirmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Rasulullah (as)’\u0131n her sözü ayettir”<\/span><\/strong> deyip Necm suresindeki ayeti çarp\u0131tarak veren yalan üretici zihniyet yukar\u0131da verilen örnekleri ne ile izah edecekler. \u0130nsan dü\u015fünme ve ak\u0131l nimetinden mahrum olunca kendi mant\u0131\u011f\u0131nca bir peygamber profili çizer ve onu ilah olarak görür. Oysa Kur’an’\u0131n tarif etti\u011fi Rasul profili, bu yalan üretici zihniyetin Rasul anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131 reddetmektedir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz, Muhammed (as)’\u0131n, her sözünün, yüce Allah’\u0131n sözü gibi, ayet olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131, kendisinin bir be\u015fer oldu\u011funu, bu nedenle de çevresindeki olaylardan ve ki\u015filerden, bir be\u015fer olarak etkilendi\u011fini Kur’an, defaatle bildirmektedir. Bütün bu ilahi bildirimlere ra\u011fmen Kur’an’\u0131n bu bildirimlerini anlamaktan mahrum malum üretici zihniyet, kendilerince ürettikleri Peygamberin her söz ve davran\u0131\u015f\u0131n\u0131n vahiy oldu\u011funu iddia edebilmektedirler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Muhammed (as)’\u0131n be\u015feri olu\u015fu nedeniyle kimi zaman yapt\u0131\u011f\u0131 hatalar\u0131n yüce Allah (cc) taraf\u0131ndan an\u0131nda düzeltildi\u011fi yukar\u0131da ifade edilmi\u015fti. Bunlar, âmâ olan ibn Mektum’a kar\u015f\u0131 tavr\u0131, e\u015flerinin hat\u0131r\u0131 için bal \u015ferbetini kendisine haram k\u0131lmas\u0131, bir i\u015fi yar\u0131n mutlaka yapaca\u011f\u0131m demesi, ald\u0131\u011f\u0131 esirlerin serbest b\u0131rak\u0131lmas\u0131 nedeniyle ald\u0131\u011f\u0131 ganimet (fidye), <\/em><\/strong>Sava\u015fmak istemeyen münaf\u0131klara sava\u015ftan önce izin vermesi, kendisiyle baz\u0131 pazarl\u0131klar yapan mü\u015friklerin tekliflerine kar\u015f\u0131 dü\u015fünmesi ve kararl\u0131 hareket etmemesidir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Kur’an, Hz. Muhammed (as)’\u0131n be\u015fer oldu\u011funu defaatle bildirmi\u015f, iman edenlerin de bu gerçe\u011fi bilmelerini istemi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“De ki: ‘Ben de sizin gibi bir insan\u0131m; ilah\u0131n\u0131z\u0131n bir tek ilah oldu\u011fu bana vahyolunuyor. Kim Rabb’ine kavu\u015fmay\u0131 arzu ediyorsa iyi i\u015f yaps\u0131n ve Rabb’ine (yapt\u0131\u011f\u0131) ibâdete hiç kimseyi ortak etmesin.” (Kehf, 110)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“De ki: ‘Ben de ancak sizin gibi bir insan\u0131m. Bana, ilah\u0131n\u0131z\u0131n bir tek ilah oldu\u011fu vahyediliyor. O’na yönelin, O’ndan ma\u011ffiret dileyin. \u015eirk ko\u015fanlar\u0131n vay haline!” (Fussilet, 6)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

Rasulullah (as), Tevhidi esaslar\u0131 bildirirken, bunun yan\u0131nda kendisi de elbette vahiyden ba\u015fka \u015feyler söylemi\u015ftir. Ancak onun söyledi\u011fi bu sözlerin hiçbiri, tebli\u011f etti\u011fi Tevhid ilkesine ve ahlak edindi\u011fi Kur’an’a ayk\u0131r\u0131 de\u011fildir. Aksi halde o durumda en \u015fiddetli bir \u015fekilde yukar\u0131da kendisine yap\u0131lan uyar\u0131lar\u0131n sonucunu ya\u015fard\u0131.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Muhammed (as),<\/span><\/em><\/strong> mü’minlere canlar\u0131ndan ileridir.<\/strong><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Yukar\u0131da bildirilen ilahi gerçeklerden de anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 üzere, ilahi mesaj\u0131 tebli\u011fi d\u0131\u015f\u0131nda kalan hayat\u0131nda Hz. Muhammed (as)’\u0131n di\u011fer insanlardan hiçbir fark\u0131 yoktur. Zaten onu en güzel örnek ve tek önder yapan, de\u011ferli ve sayg\u0131n k\u0131lan da onun bu yönüdür. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Muhammed (as), bir be\u015fer olarak kendisine bildirilen ilahi mesaj\u0131, can\u0131n\u0131, zaman\u0131n\u0131 ve bütün de\u011ferlerini ortaya koyarak tebli\u011f etmi\u015f, kendisi de ilahi mesaj do\u011frultusunda taviz vermeden ya\u015fam\u0131\u015ft\u0131r. O, Tevhidi esaslar\u0131n gere\u011fini yerine getirme, bu konuda hata yapmama çabas\u0131n\u0131 verirken yüceliyor, yüceldikçe de iman edenlerin gönlünde taht kuruyor ve mü’minlere canlar\u0131ndan daha ileri bir konuma yükseliyor.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Peygamber, mü’minlere canlar\u0131ndan ileridir. Onun e\u015fleri de onlar\u0131n anneleridir. Rahim sâhipleri da Allâh’\u0131n Kitab\u0131nda birbirlerine öteki mü’minlerden ve Muhâcirlerden daha yak\u0131nd\u0131rlar. Ancak dostlar\u0131n\u0131za bir iyilik yapman\u0131z hariç. Bunlar Kitapta yaz\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.” (Ahzab, 6)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Hz. Muhammed (as), ilahi mesaj\u0131 tebli\u011f etme ve hayat\u0131nda ya\u015fama konusunda çaba harcarken her insan gibi kimi zaman hata denilebilecek baz\u0131 yanl\u0131\u015flar yapabiliyordu. Ancak onun kimi küçük hatalar yapmas\u0131, hiçbir zaman onu, hem Rabb’i yan\u0131nda hem de kendisine mü’minler yan\u0131nda küçük dü\u015fürmüyor, tam aksine onu daha sayg\u0131n yap\u0131yordu.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Muhammed (as)’\u0131 sevmek, onun en güzel örnekli\u011fini almak ve onun gibi Tevhidi esaslar\u0131 ortaya koymak, iman edenler için bir imand\u0131r. Rasulullah (as), mü’minler için bütün dünyevi de\u011ferler üstünde bir de\u011fere sahiptir. Bu nedenle ona kar\u015f\u0131 en küçük bir sayg\u0131s\u0131zl\u0131k mü’minlere yap\u0131labilecek en büyük hakarettir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Muhammed (as)’\u0131 reddetmek küfrü gerektirir.<\/o_p><\/span><\/em><\/strong><\/p>\n

Peygamberi örneklik ve Kur’ani uygulama olan Sünnet’i terk etmek, insan\u0131 Kur’an’\u0131 eksik anlamaya sevk edece\u011finden, iman eden her Müslüman, hiçbir \u015fekilde ve \u015fartta Sünnet’i terk edemez. Sünnet’i terk etmek, Kur’an’\u0131n uygulama metodunu terk etmek ve bu konuda bildirilen ayetlere ayk\u0131r\u0131 hareket etmek oldu\u011fundan küfürdür. Bu nedenle Müslümanlar, Kur’an’\u0131 ve onun uygulamas\u0131 olan Sünnet’i birlikte almakla mükelleftirler. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Yüce Allah cc), Hz. Muhammed (as)’\u0131 kabul etmeyenlerin ve onun örnekli\u011fini esas almayanlar\u0131n, kâfir olduklar\u0131n\u0131 ve onlar\u0131n Rasulullah (as)’\u0131 küçümsemelerinden dolay\u0131 onlar için alçalt\u0131c\u0131 bir azap oldu\u011funu bildirmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Onlar ki Allâh’\u0131 ve elçilerini inkâr ederler, Allâh ile elçilerinin aras\u0131n\u0131 ay\u0131rmak isterler, ‘Kimine inan\u0131r\u0131z, kimini inkâr ederiz’ derler; bu ikisinin aras\u0131nda bir yol tutmak isterler.<\/span><\/em> \u0130\u015fte onlar gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçalt\u0131c\u0131 bir azap haz\u0131rlam\u0131\u015f\u0131zd\u0131r!” (Nisa, 150-151)<\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

Hz. Muhammed (as)’\u0131n örnekli\u011fini esas almak ve ona itaat etmek, yaln\u0131zca Rasulün ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 dönemi kapsamaz. Ona itaat ve örnekli\u011fini esas almak, Kur’an varoldu\u011fu ve Tevhidi esaslar kabul edildi\u011fi sürece k\u0131yamete kadar her dönemi kapsar. Çünkü ilahi hükmün en güzel uygulama biçimi Rasulün Sünnet’inde ortaya konulmu\u015ftur. Bu nedenle yüce Allah (cc) Rasulullah (as)’\u0131n örnekli\u011fini, kendisini raz\u0131 etmenin ve ahirette bunun kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 alman\u0131n en güzel örne\u011fi olarak vermektedir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Rasul (as)’\u0131n örnekli\u011fi d\u0131\u015f\u0131ndaki her türlü uygulama sap\u0131kl\u0131ktan ba\u015fka bir \u015fey de\u011fildir. Rasul (as)’\u0131n örnekli\u011fini esas almak, yüce Allah’a itaat etmektir; bu örnekli\u011fi terk etmek küfürdür. <\/o_p><\/span><\/p>\n

“De ki: ‘Allah’a ve Rasule itâat edin!’ E\u011fer dönerlerse muhakkak ki Allâh, kâfirleri sevmez.” (Al-i \u0130mran, 32)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Kim Rasul’e itâat ederse Allah’a itâat etmi\u015f olur. Kim de yüz çevirirse (bil ki), biz seni onlar\u0131n üzerine bekçi göndermedik.” (Nisa, 80)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Kur’an’\u0131 tek ölçü kabul ettiklerini iddia etmelerine ra\u011fmen, Kur’an’daki onlarca ayeti görmezden gelerek Rasul ya da di\u011fer bir ifade ile Sünnet’i inkâr edenler, baz\u0131 iddialarla kendilerini savunmaktad\u0131rlar. Bu iddialar;<\/o_p><\/span><\/p>\n

1-<\/span><\/strong> Kur’an, apaç\u0131k bir Kitap’t\u0131r, her \u015feyi aç\u0131kça belirtmi\u015ftir. Bu nedenle Sünnet’e ihtiyaç yoktur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

2-<\/span><\/strong> “Rasule itaat edin”, “\u0130htilaflar\u0131n\u0131z\u0131 Rasule götürün”, “Rasul sizin için en güzel örnektir”, “Rasulün hüküm vermesi” vb. ayetler, Rasul döneminde ya\u015fayanlar\u0131 ba\u011flar.<\/o_p><\/span><\/p>\n

3- <\/span><\/strong>Rasul, kendisinden önce geçen rasullerin yapt\u0131klar\u0131ndan ba\u015fka bir \u015fey yapmam\u0131\u015ft\u0131r. Onun yapt\u0131\u011f\u0131 her \u015fey önceki \u015feraitlerde zaten yap\u0131l\u0131yordu. Bu nedenle Kur’an’\u0131 okuyup gere\u011fini yapmak yeterlidir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

4-<\/span><\/strong> Rasul, Kur’an’da emredildi\u011fi kadar\u0131n\u0131 yapm\u0131\u015ft\u0131r; Kur’an’\u0131n, “biraz yap” dedi\u011fi bir konuda Rasul, daha fazlas\u0131n\u0131 yapamaz.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Kur’an’\u0131 anlamaktan yoksun olan bu talihsiz iddia sahiplerinin Kur’an’\u0131 anlamad\u0131klar\u0131 çok aç\u0131kt\u0131r. Kur’an’\u0131 gerçekten anlayan bir kimse, hiçbir \u015fekilde Kur’an’a ayk\u0131r\u0131 olabilecek kimi iddialarda bulunamaz. Kur’an elbette apaç\u0131k bir kitapt\u0131r; Kur’an bu aç\u0131kl\u0131\u011f\u0131n\u0131, Rasulün beyan\u0131 ile belirginle\u015ftirmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Sana da o Zikr’i indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara aç\u0131klayas\u0131n, tâ ki dü\u015fünüp ö\u011füt als\u0131nlar.” (Nahl, 44)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Rasulün Kur’an’\u0131 beyan etmesi, onun Kur’an’\u0131 aç\u0131klamas\u0131 ve fiili olarak ya\u015famas\u0131d\u0131r. Onlarca ayette Rasule itaatten söz etmektedir. \u0130taat ise, yap\u0131lan bir hareketi aynen almak ve tatbik etmektir. Bu nak\u0131s iddia sahiplerine diyoruz ki:<\/o_p><\/span><\/p>\n

1-<\/span><\/strong> Yüce Allah (cc), (hâ\u015fâ) kendisinde bir eksiklik mi vard\u0131 ki, Ahzab, 36. ayetinde “Allah ve Rasulü bir i\u015fte hüküm verdi\u011fi zaman…”<\/em> buyuruyordu?<\/o_p><\/span><\/p>\n

2-<\/span><\/strong> “Rasule itaat edin”<\/em> buyuran ayetlerini, “Rasulün dönemine aittir”<\/strong> diyerek Kur’an’\u0131n bir bölümünü geçmi\u015fe mahkum etmek de\u011fil midir? Bu durumda, “Kendisine âyetlerimiz okundu\u011fu zaman: ‘Eskilerin masallar\u0131’ der.” (Kalem, 15) <\/em>diyenlerden ne fark\u0131n\u0131z var?<\/o_p><\/em><\/span><\/p>\n

3- “Rasul ile ilgili ayetlerin kendi ça\u011f\u0131ndakileri ba\u011flar” <\/span><\/strong>iddian\u0131z, <\/strong>Kur’an ayetlerinin bir bölümünü al\u0131p bir bölümünü b\u0131rakmak de\u011fil midir?<\/o_p><\/span><\/p>\n

4-<\/span><\/strong> Yine yukar\u0131daki iddian\u0131za göre Kur’an’da, size göre (hâ\u015fâ), be\u015feri küfür sistemleri gibi geçici maddeler mi var?<\/o_p><\/span><\/p>\n

5- “Rasul, kendisinden önce geçen rasullerin yapt\u0131klar\u0131ndan ba\u015fka bir \u015fey yapmam\u0131\u015ft\u0131r.”<\/span><\/strong> iddian\u0131z, Kur’an’\u0131n di\u011fer ayetleriyle aç\u0131kça çeli\u015fmektedir. Oysa yüce Allah (cc) Kur’an’da çeli\u015fki bulunmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 defaatle belirtmi\u015ftir. \u0130\u015fte o ayetlerden baz\u0131lar\u0131.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Sonra seni de buyruktan bir \u015feriata koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin keyiflerine uyma.” (Casiye, 18)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Sana da kendinden önceki Kitab\u0131 do\u011frulay\u0131c\u0131 ve onu kollay\u0131p koruyucu olarak Kitab\u0131 gerçekle indirdik. Art\u0131k onlar\u0131n aralar\u0131nda Allâh’\u0131n indirdi\u011fiyle hükmet ve sana gelen gerçekten ayr\u0131l\u0131p onlar\u0131n keyiflerine uyma! Sizden her biriniz için bir \u015feriat ve bir yol belirledik. Allâh isteseydi, hepinizi bir tek ümmet yapard\u0131, fakat size verdikleri içinde sizi s\u0131namak istedi. Öyleyse hay\u0131r i\u015flerine ko\u015fun, hepinizin dönü\u015fü Allah’ad\u0131r. O size ayr\u0131l\u0131\u011fa dü\u015ftü\u011fünüz \u015feyleri haber verecektir.” (Maide, 48)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Her ümmetin bir elçisi vard\u0131r. Elçileri gelince aralar\u0131nda adâletle hüküm verilir, onlara hiç haks\u0131zl\u0131k edilmez.” (Yunus, 47)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Her ümmetten bir \u015fahit, seni de bunlara \u015fahit getirdi\u011fimiz zaman nice olur?” (Nisa, 41)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

6-<\/span><\/strong> Kur’an’\u0131n bir bölümünü alan ki\u015filerin iddia ettikleri gibi Hz. Muhammed (as), kendisinden önceki peygamberlerin uygulamalar\u0131ndan ba\u015fka bir \u015fey yapmam\u0131\u015f olsa idi, bu durumda ilk Rasulün \u015feriat\u0131 k\u0131yamete kadar gelecek insanlara yeterliydi. \u0130ndirdi\u011fi kitab\u0131 korumaya kadir olan yüce Allah (cc), ilk Rasulün kitab\u0131n\u0131 bizlere ula\u015ft\u0131r\u0131r, bizler de onu okur ve onunla amel ederdik. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Rasul inkârc\u0131lar\u0131n\u0131n Hz. Muhammed (as)’\u0131n örnekli\u011fini reddetme nedenleri.<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

1- Kur’an’\u0131 yeterince anlamamalar\u0131,<\/o_p><\/span><\/p>\n

2- Kur’an’\u0131n bir bölümünü görmezden gelmeleri,<\/o_p><\/span><\/p>\n

3- Hadisler konusundaki uydurma yalanlara tepki göstermeleri,<\/o_p><\/span><\/p>\n

4- Sünnet’i ya\u015faman\u0131n nefislerine a\u011f\u0131r gelmesi,<\/o_p><\/span><\/p>\n

5- Toplum içerisinde varl\u0131klar\u0131n\u0131 hissettirme dü\u015füncesi,<\/o_p><\/span><\/p>\n

6- Günden olu\u015fturma gayretleri.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Sonuç olarak,<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Kur’an’\u0131 gere\u011fi gibi okuyup ona iman eden her ak\u0131l sahibi bilir ki Hz. Muhammed (as), kul ve Rasul olan be\u015fer bir Peygamberdir. O (as), ne söz ve davran\u0131\u015flar\u0131 ile yüce  <\/span>Allah’\u0131n hükmüne kar\u015f\u0131 ç\u0131kan bir ki\u015fidir, ne de yaln\u0131zca kendi döneminde ya\u015fayanlara örnek olan birisidir. Kur’an’da, iman edenlere hitaben, Rasulullah (as) en güzel örnek oldu\u011fu bildirilmektedir. Bu nedenle iman edenler, “Allah’\u0131 ve ahiret gününü umanlar\u0131n ve Allah’\u0131 çok raz\u0131 etmek isteyenler için”<\/em> (Ahzab, 21)<\/em> buyru\u011fu nedeniyle <\/em>onun bu en güzel örnekli\u011fini almakla mükelleftirler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Ahzab, 21. ayetinde geçen, “Allah’\u0131 ve ahiret gününü umanlar\u0131n ve Allah’\u0131 çok raz\u0131 etmek isteyenler için”<\/em> ifadesi genel bir ifade ve yaln\u0131z Rasul (as)’\u0131n dönemindekiler için de\u011fil k\u0131yamete kadar iman edenler içindir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Allâh ve Resulü, bir i\u015fte hüküm verdi\u011fi zaman, art\u0131k mü’min erkek ve kad\u0131n\u0131n, o i\u015fi kendi isteklerine göre seçme hakk\u0131 yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne kar\u015f\u0131 gelirse, apaç\u0131k bir s<\/span><\/em><\/p>\n

Ramazan Y\u0131lmaz: 2011.01.13
\n