{"id":131,"date":"2020-03-25T18:28:36","date_gmt":"2020-03-25T18:28:36","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/kuranin-net-anlasilmasi-2\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:36","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:36","slug":"kuranin-net-anlasilmasi-2","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/kuranin-net-anlasilmasi-2\/","title":{"rendered":"KUR'AN\u2019IN NET ANLA\u015eILMASI-2"},"content":{"rendered":"
Kur’an’\u0131n Net Anla\u015f\u0131lmas\u0131 Önündeki Engeller<\/strong><\/span><\/p>\n Günümüzde \u0130slâm ad\u0131na ortaya ç\u0131km\u0131\u015f ya da kendilerini Müslüman olarak nitelendiren ve birbirlerine oldukça z\u0131t bir görünüm sergileyen ki\u015fi, grup ve hiziplerin hemen tümü, kendi durumlar\u0131n\u0131 ya da iddialar\u0131n\u0131 me\u015fru göstermek ad\u0131na Kuran’a dayand\u0131klar\u0131n\u0131 iddia etmekte, kimi zaman da bu iddialar\u0131n\u0131 bir iki ayet vererek ispatlamaya çal\u0131\u015fmaktad\u0131rlar. Bu durumunu gören ve \u0130slâm’\u0131 yeterince bilmeyen baz\u0131 kimseler de bu grup, hizip ve ki\u015filerin içerisinde bulunduklar\u0131 parçalanm\u0131\u015fl\u0131\u011fa bakarak Kur’an’\u0131n gerçekten anla\u015f\u0131lmaz ve içerisinde çeli\u015fki bulunan bir kitap oldu\u011funu sanmaktad\u0131rlar. Kur’an, elbette ne oldu\u011funu çok aç\u0131k ifadelerle ortaya koymakta, kendisinde çeli\u015fki ve z\u0131tl\u0131k bulunmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 aç\u0131k bir \u015fekilde belirtmektedir. “\u0130\u015fte o Kitap; kendisinde hiç \u015füphe yoktur; muttakiler için yol göstericidir.” (Bakara, 2) “Kur’an’\u0131 dü\u015fünmüyorlar m\u0131? E\u011fer Allah’tan ba\u015fkas\u0131 taraf\u0131ndan (indirilmi\u015f) olsayd\u0131, onda birbirini tutmaz çok \u015fey bulurlard\u0131.” (Nisa, 82)<\/span><\/em> \u015eu \u015fa\u015fmaz bir gerçektir ki, kullar\u0131n\u0131n gizli aç\u0131k her halini ve kânatta varolan her \u015feyi en ince noktas\u0131na kadar bilen yüce Allah’\u0131n, kullar\u0131n bugün iddia ettikleri gibi, çeli\u015fkilerle dolu bir kitap indirmesi elbette mümkün de\u011fildir. Bu nedenle sorun, Kur’an’da de\u011fil insanlarda ve insanlar\u0131n kafalar\u0131ndad\u0131r. Kafalardaki bu kar\u0131\u015f\u0131kl\u0131k giderilmeden o kafalarda Kur’an’\u0131n net anla\u015f\u0131lmas\u0131 mümkün de\u011fildir. Bu nedenle öncelikle kafalardaki bu kar\u0131\u015f\u0131kl\u0131\u011fa ortaya koymak gerekir. Nedir bunlar: 1- \u0130nsanlar Kur’an’\u0131, kendi içerisindeki bütünlükten hareketle anlamaya çal\u0131\u015fm\u0131yorlar. 2- Geleneksel din anlay\u0131\u015f\u0131ndan hareketle Kur’an’\u0131 okumaya ve anlamaya çal\u0131\u015f\u0131yorlar. 3- Kur’ani kavram ve deyimleri günlük kulland\u0131klar\u0131 kültürel kal\u0131plarla aç\u0131kl\u0131yorlar. 4- Kur’an’\u0131n belirledi\u011fi ölçüler içerisinde ya\u015famak zorlar\u0131na gitti\u011fi için kendi hayat felsefelerine uygun bir \u015fekilde Kur’an’\u0131 anlamaya çal\u0131\u015f\u0131yorlar. 5- Kur’ani hükümleri, dünya ve ahirete yönelik kurallar \u015feklinde ikiye ay\u0131r\u0131yorlar. 6- Kendi duygu ve arzular\u0131na uygun ayetleri seçip onlar\u0131 ölçü ediniyorlar. 7- \u0130srailiyattan etkilenen ki\u015filerin yapt\u0131klar\u0131 tefsirlerin etkisinde kal\u0131yorlar. 8- Kur’an’\u0131n, en güzel örnek olarak verdi\u011fi Rasulullah (as)’\u0131 devre d\u0131\u015f\u0131 b\u0131rak\u0131yorlar. 9- Kur’an’\u0131n bir bölümünü al\u0131p bir bölümünü b\u0131rak\u0131yorlar. \u0130\u015fte say\u0131lan belli ba\u015fl\u0131 bu nedenlerden dolay\u0131 insanlar, Kur’an’\u0131 anlam\u0131yorlar ya da anlamak istemiyorlar. \u0130nsanlardan kimi kendi hevas\u0131n\u0131, kimi \u015firkini, kimi küfrünü Kur’an’a onaylatmaya çal\u0131\u015f\u0131yor, dolay\u0131s\u0131yla ortaya karma\u015f\u0131k bir durum ç\u0131kmaktad\u0131r. Kur’an, içerisinde en küçük bir çeli\u015fki, bir \u015füphe ve z\u0131tl\u0131k bulunmayan, tutarl\u0131 olan ve bütünlük arzeden, insanlar\u0131n bütün sorunlar\u0131n\u0131 çözen, iman edenler için yol gösterici ve rahmet olan mükemmel bir kitapt\u0131r. Bu Kitap’\u0131 ancak akleden ve akl\u0131n\u0131 do\u011fru bir eksende kullanan kimseler anlayabilirler. Kur’an’\u0131n nas\u0131l anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 ile ilgili konuya geçmeden önce yukar\u0131da s\u0131ralad\u0131\u011f\u0131m\u0131z konular\u0131, daha net anla\u015f\u0131lmas\u0131 için biraz daha ve örnekleriyle aç\u0131klamakta yarar vard\u0131r. Ancak bu çal\u0131\u015fmam\u0131z\u0131n bir kitap çal\u0131\u015fmas\u0131 olmamas\u0131 nedeniyle her ba\u015fl\u0131k alt\u0131nda bir ya da en fazla iki örnek vermekle yetinece\u011fiz. 1- Kur’an’\u0131, kendi içerisindeki bütünlükten hareketle anlamaya çal\u0131\u015fm\u0131yorlar.<\/span><\/strong> Kur’an’dan hareket ettiklerini iddia edip yanl\u0131\u015f baz\u0131 söylem ve hareketlerde bulunan baz\u0131 kimseler, bu söylem ve hareketlerini baz\u0131 ayetlerle desteklemeye çal\u0131\u015fmaktad\u0131rlar. Birçok örne\u011fi bulunmakla beraber, burada nikah konusunu örnek verece\u011fiz. Kur’an’\u0131 kerimde, kimlerle ve nas\u0131l nikâhlanaca\u011f\u0131 çok net ve anla\u015f\u0131l\u0131r bir biçimde, \u015füpheye yer b\u0131rakmayacak bir \u015fekilde aç\u0131klanm\u0131\u015ft\u0131r. Ancak buna ra\u011fmen baz\u0131 kimseler, Kur’an’da çeli\u015fki olu\u015fturacak \u015fekilde nikâh konusunu istismar etmekte ve bunu çok ilginçtir ki Kur’an’dan hareketle yapmaktad\u0131rlar. Bu konuda birinci<\/strong> örne\u011fimiz, \u015eiilerin Muta nikah\u0131d\u0131r. \u015eiiler, Muta nikâh\u0131 konusunda Nisa suresi, 24. ayetini dayanak olarak göstermektedirler; “(Sava\u015fta) ellerinize geçen(câriye)ler d\u0131\u015f\u0131nda, evli kad\u0131nlar(la evlenmeniz) de harâmd\u0131r. (Bunlar) Allâh’\u0131n size yazd\u0131\u011f\u0131 yasaklard\u0131r. Bunlardan ötesini, iffetli ya\u015famak, zinâ etmemek \u015fart\u0131yla mallar\u0131n\u0131zla istemeniz (evlenmeniz), size helâl k\u0131l\u0131nd\u0131. O halde onlardan yararlanman\u0131za kar\u015f\u0131l\u0131k, kesilen ücretlerini bir hak olarak onlara verin. Hakk\u0131n kesiminden sonra kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 anla\u015fmada üzerinize bir günâh yoktur. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.” (Nisa, 24) \u015eii kaynaklar\u0131 bu ayetin di\u011fer k\u0131s\u0131mlar\u0131n\u0131 b\u0131rakarak yaln\u0131zca “…O halde onlardan yararlanman\u0131za kar\u015f\u0131l\u0131k, kesilen ücretlerini bir hak olarak onlara verin…”<\/em> k\u0131sm\u0131n\u0131 delil olarak al\u0131rlar. Oysa bu ayet, genel hüküm olan mehir konusunu burada tekrarlamaktad\u0131r. Bu Nisa 24. ayeti, Nisa, 4 ve Bakara, 237. ayetlerinde geçen mehir konusunu yeniden hat\u0131rlatmakta ve peki\u015ftirmektedir. Öncelikle Kur’ani bir gerçe\u011fi hat\u0131rlatmakta yarar vard\u0131r; Kur’an’da bir konu anlat\u0131l\u0131rken bir tek ayetten de\u011fil, de\u011fi\u015fik ayetlerde ortaya konulur. Böylece anlat\u0131lmak istenen konu anla\u015f\u0131l\u0131r bir \u015fekilde bütün yönleriyle belirtilir. \u015eii kaynaklar\u0131n\u0131n Mut’a Nikâh\u0131<\/strong>’na delil olarak gösterdikleri Nisa, 24. ayetinde geçen“…O halde onlardan yararlanman\u0131za kar\u015f\u0131l\u0131k, kesilen ücretlerini bir hak olarak onlara verin…” <\/em>ifade de \u015eiilerin iddia ettikleri gibi belirli bir süre ile kiralanan kad\u0131nlara cinsel arzular\u0131n tatmini için verilen ve zina ili\u015fkisinde kad\u0131na verilen kullanma ücretini de\u011fil Kur’an’da emredilen, helal ve me\u015fru olan evlenme akdi için belirtilen mehirdir. Bu bozuk mant\u0131k, günümüzdeki genelevlerini me\u015fru gösterecek bir mant\u0131kt\u0131r ki, \u0130slâmi esaslarla taban tabana z\u0131tt\u0131r. Nisa, 24. ayetinde Müslüman erkeklerin hangi kad\u0131nlarla evlenecekleri ve evlenilecek kad\u0131nlara haklar\u0131n\u0131n verilmesi, t\u0131pk\u0131 Nisa, 3-4 ve Bakara 237. ayetlerde anlat\u0131ld\u0131\u011f\u0131 mehir konusu i\u015flenmektedir. “\u015eâyet öksüz(k\u0131zlarla evlendi\u011finiz takdirde on)lar hakk\u0131nda adâleti yerine getiremeyece\u011finizden korkarsan\u0131z, size helâl olan <\/span>kad\u0131nlardan iki\u015fer, üçer, dörder al\u0131n. O(kad\u0131)nlar aras\u0131nda da adâlet yapamayaca\u011f\u0131n\u0131zdan korkarsan\u0131z bir tane al\u0131n; yahut ellerinizin alt\u0131nda bulunanlarla yetinin. Cevr (ve haks\u0131zl\u0131k) etmemeniz için en uygun olan budur. Kad\u0131nlara mehirlerini bir hak olarak verin; e\u011fer kendi istekleriyle o mehrin bir k\u0131sm\u0131n\u0131 size ba\u011f\u0131\u015flarlarsa, onu da âfiyetle yeyin.” (Nisa, 3-4) “Bir mehir kesti\u011finiz takdirde, henüz dokunmadan onlar\u0131 bo\u015fam\u0131\u015fsan\u0131z, kesti\u011finizin yar\u0131s\u0131n\u0131 (verin). Ancak kad\u0131nlar vazgeçer, yahut nikâh ba\u011f\u0131 elinde bulunan (erkek) vazgeçerse ba\u015fka. Sizin affetmeniz (mehrin tümünü vermeniz) takvâya daha yak\u0131nd\u0131r. Aran\u0131zda birbirinize iyilik etmeyi unutmay\u0131n. \u015eüphesiz Allâh, yapt\u0131klar\u0131n\u0131z\u0131 görür.” (Bakara, 237) Dikkat edilirse Nisa, 24. ayet ile Nisa, 3-4 ve Bakara 237. ayetlerde geçen ifadeler moda mod örtü\u015fmektedir. \u0130\u015fte bu anlat\u0131m benzerli\u011fi, Kur’an’da ifade edilen ve birçok ayette her konudan sonra tekrarlanan “\u0130\u015fte Rabbinin do\u011fru yolu budur. Biz, ö\u011füt alanlar için âyetleri geni\u015f geni\u015f aç\u0131klad\u0131k.” (Enam, 126)<\/em> ifadesinin ta kendisidir. Ancak \u015eiiler, bütün bu ayetleri almak yerine Nisa 24 ayetinden bir ifadeyi c\u0131mb\u0131zla ç\u0131kararak kendilerine delil olarak almaktad\u0131rlar ki bu, Kur’an esprisiyle taban tabana z\u0131tt\u0131r. Muta nikâh\u0131 konusunda i\u015fin en ac\u0131 ya da gülünç yan\u0131, Sünni alemde alim diye sunulan baz\u0131 kimselerin de bu konuda \u015eiileri desteklemeleri ve “Nisa 24. ayetinden sonra Hz. Ömer (r.anh)’\u0131n Muta nikâh\u0131n\u0131 kald\u0131rd\u0131\u011f\u0131”<\/strong> iddias\u0131d\u0131r. Bu kadar basiretsizce bir iddia, Hz. Ömer (r.anh) gibi Kur’ani esaslara ba\u011fl\u0131l\u0131\u011f\u0131 ve hassasiyeti ile bilinen bir zata en büyük iftirad\u0131r. Allah Rasulü Hz. Muhammed (as)’\u0131n bile vahyi esaslara kar\u015f\u0131 en küçük bir de\u011fi\u015fiklik yapmaya cesaret edemedi\u011fi bir durumda Hz. Ömer (r.anh) yasaklama getirecek! Bu sorumsuzca ifade edilen a\u011f\u0131r bir sözdür. \u0130kinci örnek<\/span><\/strong>, Kitap Ehli kad\u0131nlar\u0131 ile evlenme hususudur; Sünnilerden baz\u0131 kimseler, Maide 5. ayetinden hareketle Kitap Ehli kad\u0131nlar\u0131 ile evlenilece\u011fini, ancak Müslüman kad\u0131nlar\u0131n Kitap Ehli kad\u0131nlar\u0131na verilmeyece\u011fini iddia ederler. “Bugün size iyi ve temiz \u015feyler helâl k\u0131l\u0131nd\u0131. Kendilerine Kitap verilenlerin yeme\u011fi, size helâl, sizin yeme\u011finiz de onlara helâldir. \u0130nanan, namuslu, hür kad\u0131nlar ve sizden önce kendilerine Kitap verilenlerden namuslu hür kad\u0131nlar -zina etmeksizin, gizli dost tutmaks\u0131z\u0131n, namuslu bir biçimde mehirlerini verdi\u011finiz takdirde- size helâldir. Kim inanmay\u0131 kabul etmezse, onun ameli bo\u015fa ç\u0131km\u0131\u015ft\u0131r ve o, âhirette kaybedenlerdendir.” (Maide, 5)<\/span><\/em> Yukar\u0131daki ayette aç\u0131kça belirtildi\u011fi üzere, Ehli kitaptan ancak iman eden kimselerle evlenilebilecektir. Çünkü iman etmeyenler, yoldan ç\u0131km\u0131\u015f fas\u0131k kimseler olduklar\u0131 ve bunlar\u0131n amelleri bo\u015fa gitti\u011fi için kâfir kimselerdir ki bunlarla evlenmeyi yüce Allah haram k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Kur’an’da aç\u0131kça ifade edilen Ehli kitap mensuplar\u0131n\u0131 birbirinden ay\u0131rt etmeden, bunlarla evlenilebilece\u011fini iddia etmek, hakk\u0131 bat\u0131la bula\u015ft\u0131rmak ve yüce Allah üzerine iftira atmakt\u0131r. \u015eayet bu iddia sahipleri, Kur’an’\u0131 bir bütün olarak okuyup anlam\u0131\u015f olsalard\u0131, Kur’an’\u0131n bu konudaki hükmünü çok aç\u0131k bir \u015fekilde görebilirlerdi. Kur’an’da nikah hususunda temel hüküm \u015fudur. “Zinâ eden erkek, zinâ eden veya ortak ko\u015fan kad\u0131ndan ba\u015fkas\u0131yla evlenmez; zinâ eden kad\u0131n da zinâ eden veya ortak ko\u015fan erkekten ba\u015fkas\u0131yla evlenmez. Öyleleriyle evlenmek mü’minlere harâm k\u0131l\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r.” (Nur, 3) Müslümanlar, Müslümanlardan ba\u015fka ehli kitaptan olan ve Kur’an’\u0131n övdü\u011fü kimselerle de evlenebilecekleri bildirilmektedir. Bu kimseler, Kur’an’da hiçbir kapal\u0131l\u0131\u011fa mahal b\u0131rakmayacak \u015fekilde aç\u0131kça belirtilmi\u015ftir. Kur’an bir bütündür ve içerisinde hiçbir çeli\u015fki bulunmamaktad\u0131r. Bu nedenle mü\u015frik ve kâfir olan kimseler, Müslümanlar\u0131n içinde de bulunsalar, Ehli kitaptan de olsalar, bunlarla hiçbir \u015fekilde evlenilmez. Kur’an’\u0131n bir bölümünden hareket eden bu çarp\u0131k zihniyete göre yüce Allah (cc) Müslümanlar içerisindeki mü\u015frik ve zanilere Müslümanlar\u0131n evlenmelerine izin vermiyor, ancak Kitap ehli mü\u015frik ve kâfirleri ile evlenmeye izin veriyor. Bu söz, ha\u015fa yüce Allah’\u0131n üzerine at\u0131lm\u0131\u015f çok büyük bir iftirad\u0131r. Kur’an’\u0131n evlenilmesine izin verdi\u011fi Ehli Kitab\u0131n kimler olduklar\u0131n\u0131 Rabb’imiz \u015föyle tan\u0131ml\u0131yor. “Ama hepsi bir de\u011fildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta durup Allah’\u0131n ayetlerini okuyarak secdeye kapanan bir topluluk da vard\u0131r. <\/span>Onlar, Allah’a ve âhiret gününe inan\u0131rlar, iyili\u011fi emreder, kötülükten men ederler; hay\u0131r i\u015flerine ko\u015farlar. \u0130\u015fte onlar iyilerdendir. Yapacaklar\u0131 hiçbir iyilik inkâr edilmeyecektir. \u015eüphesiz Allah, korunanlar\u0131 bilmektedir.” (Al-i \u0130mran, 113–115) <\/span> “Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah’a, size indirilene ve kendilerine indirilene inan\u0131rlar; Allah’a kar\u015f\u0131 sayg\u0131l\u0131d\u0131rlar; Allah’\u0131n ayetlerini birkaç paraya satmazlar. Onlar\u0131n da Rableri kat\u0131nda ödülleri vard\u0131r! \u015eüphesiz Allah, hesab\u0131 çabuk görendir.” (Al-i \u0130mran, 199)<\/span><\/em> \u0130\u015fte Kurân’\u0131n Müslümanlar\u0131n nikâhlamas\u0131na izin verdi\u011fi Kitap Ehli kad\u0131nlar\u0131 bu vas\u0131flarda olan kad\u0131nlard\u0131r. Özellikle Müslüman erkeklerin, Kitap Ehli kad\u0131nlar\u0131n\u0131 nikâhlayabilece\u011fi, ancak Müslüman kad\u0131nlar\u0131n Kitap Ehli erkeklerine verilmeyece\u011fi çeli\u015fkisi, Kur’an’\u0131n kad\u0131n ve erkekler için öngördü\u011fü e\u015fitlik kavram\u0131na ayk\u0131r\u0131 bir dü\u015füncedir. (Bu konu ile ilgili daha geni\u015f bilgi için “\u0130slâm’da Kad\u0131n\u0131n Konumu”<\/strong> adl\u0131 kitab\u0131m\u0131za bak\u0131lmas\u0131 tavsiye edilir.) 2- Geleneksel din anlay\u0131\u015f\u0131ndan hareketle Kur’an’\u0131 anlamaya çal\u0131\u015fma: Geleneksel din anlay\u0131\u015f\u0131na sahip kimseler, içerisinde bulunduklar\u0131 sosyal statüleri bozulacak endi\u015fesiyle Kur’an’a bir bütün olarak yakla\u015fmazlar, kendi konumlar\u0131na uygun ayetleri, bir anlay\u0131\u015f eksikli\u011fi içerisinde al\u0131p de\u011ferlendirirler. Buna örnek olarak erkek egemenli\u011fini her \u015feyin üstünde tutan anlay\u0131\u015flar\u0131na uygun gördükleri ayetleri delil gösterirler. “Allâh, insanlar\u0131 birbirinden üstün k\u0131ld\u0131\u011f\u0131 ve mallar\u0131ndan harcad\u0131klar\u0131 için erkekler, kad\u0131nlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolay\u0131 iyi kad\u0131nlar itâatkâr olup, Allâh’\u0131n kendilerini korumas\u0131na kar\u015f\u0131l\u0131k gizliyi korurlar (kocalar\u0131na aslâ ihânet etmezler). H\u0131rç\u0131nl\u0131k, etmelerinden korktu\u011funuz kad\u0131nlara ö\u011füt verin, yataklarda onlara sokulmay\u0131n, onlar\u0131 dövün. E\u011fer size itâat ederlerse art\u0131k onlar\u0131n aleyhine ba\u015fka bir yol aramay\u0131n. Çünkü Allâh yücedir, büyüktür.” (Nisa, 34) Bu ayeti al\u0131p kad\u0131n ve erkeklerin, Allah kat\u0131nda bir ve e\u015fit olduklar\u0131n\u0131 anlatan ayetlere bakmadan kad\u0131nlar üzerinde kat\u0131 ve s\u0131n\u0131rs\u0131z bir bask\u0131 ve üstünlük kurmakta, adeta kad\u0131n\u0131 yüce Allah’a de\u011fil kendilerine kul yapmaya çal\u0131\u015fmaktad\u0131rlar. Bu sakat anlay\u0131\u015f, kad\u0131n\u0131 sosyal hayattan ç\u0131kar\u0131p dört duvar aras\u0131na kilitlemekte ve adeta hapishane gardiyan\u0131 gibi ancak erkek kap\u0131n\u0131n kilidini açt\u0131\u011f\u0131nda kad\u0131n d\u0131\u015far\u0131 ç\u0131kabilmektedir. Oysa Kur’an’\u0131 kerim, kad\u0131n ve erke\u011fin, sosyal hayatta omuz omuza olduklar\u0131n\u0131 çok aç\u0131k bir \u015fekilde belirtmektedir. “Mü’min erkekler ve mü’min kad\u0131nlar, birbirlerinin velisidirler. \u0130yili\u011fi emrederler, kötülükten men ederler, namaz\u0131 k\u0131larlar, zekât\u0131 verirler, Allah’a ve Elçisine itâat ederler. \u0130\u015fte onlara Allah rahmet edecektir. Allâh dâimâ üstündür, hakimdir.” (Tevbe, 71) “Müslüman erkekler ve Müslüman kad\u0131nlar, mü’min erkekler ve mü’min kad\u0131nlar, tâ’ate devam eden erkekler ve tâ’ate devam eden kad\u0131nlar, do\u011fru erkekler ve do\u011fru kad\u0131nlar; sabreden erkekler ve sabreden kad\u0131nlar, (Allah’a) sayg\u0131l\u0131 erkekler ve <\/span>sayg\u0131l\u0131 kad\u0131nlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kad\u0131nlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kad\u0131nlar, \u0131rzlar\u0131n\u0131 koruyan erkekler ve (\u0131rzlar\u0131n\u0131) koruyan kad\u0131nlar, Allâh’\u0131 çok zikreden erkekler ve zikreden kad\u0131nlar; (\u0130\u015fte) Allâh bunlar için ba\u011f\u0131\u015f ve büyük bir mükâfât haz\u0131rlam\u0131\u015ft\u0131r.” (Ahzab, 35) “\u0130nanan erkeklere söyle: "Baz\u0131 bak\u0131\u015flar\u0131n\u0131 k\u0131ss\u0131nlar, \u0131rzlar\u0131n\u0131 korusunlar. Bu, onlar için daha temizdir. \u015eüphesiz Allâh, onlar\u0131n her yapt\u0131klar\u0131n\u0131 haber almaktad\u0131r.<\/span><\/em> \u0130nanan kad\u0131nlara da söyle: "Baz\u0131 bak\u0131\u015flar\u0131n\u0131 k\u0131ss\u0131nlar, \u0131rzlar\u0131n\u0131 korusunlar….” (Nur, 30-31)<\/em> Bu ayetler ve benzeri daha birçok ayeti görmezden gelen geleneksel din anlay\u0131\u015f\u0131na sahip kimseler, kad\u0131n\u0131n yüce Allah’a kulluk yapmas\u0131na f\u0131rsat vermedikleri gibi, bütün yasaklar\u0131 kad\u0131nlar için uygulamakta, sanki erkekler her istedi\u011fini yapacakm\u0131\u015f gibi bir anlay\u0131\u015fa sahip olmaktad\u0131rlar. Bu anlay\u0131\u015fla Töre cinayetleri ve benzeri tüm melanet uygulamalar yaln\u0131zca kad\u0131nlar için uygulanmaktad\u0131r. 3- Kur’ani kavram ve deyimleri günlük kulland\u0131klar\u0131 kal\u0131plarla aç\u0131kl\u0131yorlar. Bu ba\u015fl\u0131k için, “Arapça kavramlar\u0131 Türkçe kavramlar\u0131n hakim oldu\u011fu bir kafa yap\u0131s\u0131 ile aç\u0131kl\u0131yorlar” diyebiliriz. Burada bilerek ya da bilmeyerek çarp\u0131tma da sözkonusudur. Kur’an’da geçen ve Tevhid ilkesinin temelini olu\u015fturan ilah, din, Rab, Tevhid, \u015firk, küfür gibi kavramlar ile Tevhid ilkesinin süreklili\u011fini sa\u011flayacak davet, ibadet, kulluk, itaat, okuma, zikir, takva vb. birçok kavram ya bilerek çarp\u0131t\u0131lmakta ya da günlük kulland\u0131klar\u0131 kal\u0131plarla aç\u0131klanmaktad\u0131r. Bu ise, hem \u0130slâm’\u0131n anla\u015f\u0131lmas\u0131n\u0131 zorla\u015ft\u0131rmaktad\u0131r hem de dinin sosyal hayatta ya\u015fanmas\u0131n\u0131 engellemektedir. Burada birkaç örnek verecek olursak: Vahyin ilk nüzulü s\u0131ras\u0131nda Rasulullah (as)’a yap\u0131lan hitab\u0131, Mevdudi gibi baz\u0131 müfessirler, “Oku”<\/em> hitab\u0131n\u0131 salt bir yaz\u0131y\u0131 okuma olarak alm\u0131\u015flar ve Rasulullah (as)’a yaz\u0131l\u0131 bir metnin verildi\u011fini iddia etmi\u015flerdir. “Oku yaratan Rabbinin ad\u0131yla.” (Alak, 1)<\/span><\/em> Kur’an, Peygamber (as)’\u0131n okuma yazma bilmedi\u011fini, ümmi oldu\u011funu bildirmesine, tarihi vesikalarda Rasulullah (as)’\u0131n bu durumu aç\u0131kça beyan edilmesine ra\u011fmen bu müfessirler, yüce Allah’\u0131n (ha\u015fa) Peygamber Hz. Muhammed (as)’a bir kâ\u011f\u0131t dayatt\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve zorla bunu okumas\u0131n\u0131 istedi\u011fini yazarlar. Bu nas\u0131l bir anlat\u0131\u015f, nas\u0131l bir dü\u015füncedir ki, yüce Allah (cc), ha\u015fa zalim yerine konulmakta ve Peygamber (as)’\u0131, okuma yazmas\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131 halde bu konuda bask\u0131 yaparak zorlamaktad\u0131r. Oysa yüce Allah (cc), kulu Muhammed’in okuma yazma bilmedi\u011fini bildirmektedir. “Sen bundan önce bir Kitap okumuyordun, elinle de onu yazm\u0131yorsun. Öyle olsayd\u0131 o zaman (Allâh’\u0131n sözlerini bo\u015fa ç\u0131karmaya çal\u0131\u015fan) iptalciler, ku\u015fkulan\u0131rlard\u0131.” (Ankebut, 48) “Onlar ki yanlar\u0131ndaki Tevrât ve \u0130ncil’de yaz\u0131l\u0131 bulduklar\u0131 o Elçi’ye, o ümmi Peygamber’e uyarlar. O ki, kendilerine iyili\u011fi emreder, kendilerini kötülükten meneder; onlara güzel \u015feyleri helâl, çirkin \u015feyleri harâm k\u0131lar, üzerlerindeki a\u011f\u0131rl\u0131klar\u0131, s\u0131rtlar\u0131ndaki zincirleri kald\u0131r\u0131p atar. Ona inanan, destekleyerek sayg\u0131 gösteren, yard\u0131m eden ve onunla beraber indirilen nura uyanlar, i\u015fte felâha erenler onlard\u0131r.” (Araf, 158)<\/span><\/em> Kur’an, Peygamber (as)’\u0131n, okuma yazma bilmedi\u011fini belirtmekle kalmaz, ayn\u0131 zamanda ona yaz\u0131l\u0131 bir metnin verilmedi\u011fini de bildirir. “E\u011fer sana kâ\u011f\u0131t üzerine yaz\u0131l\u0131 bir Kitap indirmi\u015f olsayd\u0131k da onu elleriyle tutsalard\u0131, yine inkâr edenler, "Bu, apaç\u0131k bir büyüden ba\u015fka bir \u015fey de\u011fildir!" derlerdi.” (En’am, 7) “Yahut alt\u0131ndan bir evin olmal\u0131, ya da gö\u011fe ç\u0131kmal\u0131s\u0131n. Ama, sen üzerimize, okuyaca\u011f\u0131m\u0131z bir Kitap indirmedikçe senin sadece gö\u011fe ç\u0131kmana da inanmay\u0131z! De ki: "Rabbimin \u015fân\u0131 yücedir. (Böyle \u015feyleri yapmak benim i\u015fim de\u011fildir). Ben, sadece elçi ol(arak gönderil)en bir insan de\u011fil miyim?” (\u0130sra, 93)<\/span><\/em> Bütün bu ilahi bildirimlere ra\u011fmen baz\u0131 kimseler, bu ayetleri adeta görmezden gelerek, yüce Allah’\u0131n, Peygamber (as)’a yaz\u0131l\u0131 bir metin gönderildi\u011fini ve bu metni okumas\u0131 için onu zorlad\u0131\u011f\u0131n\u0131, hatta zorlamaktan öte vahiy mele\u011finin, Peygamberin can\u0131n\u0131 ç\u0131kar\u0131rcas\u0131na s\u0131kt\u0131\u011f\u0131n\u0131 iddia ederler. Bu konuda ikinci bir örnek de zikir konusudur; Kur’ani kavramlar içerisinde anlam\u0131 en çok tahrif edilen ve daralt\u0131lan bu kavram, Kur’an’\u0131 kerimde, de\u011fi\u015fik kullan\u0131mlar\u0131yla beraber 292 yerde kullan\u0131lmakta ve 37 anlam\u0131 içerisinde bar\u0131nd\u0131rmaktad\u0131r. Ancak ne yaz\u0131k ki özellikle tasavvuf kesimi, kendi gayri \u0130slâmi konumlar\u0131n\u0131 me\u015frula\u015ft\u0131rmak ad\u0131na bu kavram\u0131 kullanmaktad\u0131r. Zikir kavram\u0131 konusunda i\u015fin belki de en ilginç yan\u0131, tasavvufçular\u0131n iddia ettikleri gibi bir anlam\u0131 zikir kavram\u0131 içinde kesinlikle bar\u0131nd\u0131rmamakta ve Rasulullah (as) zaman\u0131nda da o anlamda hiçbir \u015fekilde kullan\u0131lmamaktad\u0131r. Tabiiki tasavvufçular, Allah demenin zikir oldu\u011funu söyleyecekler, Allah demek elbette zikirdir, ancak Kadirilerde oldu\u011fu gibi, bozuk bir testere gibi h\u0131rlamak ya da havlamay\u0131 and\u0131ran sesler ç\u0131karman\u0131n zikir kavram\u0131 ile hiçbir alakas\u0131 yoktur. Tasavvufçular, tefekkür etmenin de zikir oldu\u011funu söyleyeceklerdir, bu da do\u011fru, ancak tefekkür edilecek zat yaln\u0131zca yüce Allah’t\u0131r; Nak\u015filerde yap\u0131ld\u0131\u011f\u0131 üzere, kendisini bile cehennemden kurtaramayan \u015feyh s\u0131fatl\u0131 varl\u0131\u011f\u0131n müridi kurtaraca\u011f\u0131n\u0131 dü\u015fünmek zikir de\u011fil, olsa olsa küfür ve \u015firktir. Zikir kavram\u0131 ile ilgili daha geni\u015f bilgi için bizim “Kur’ani Kavramlar” kitab\u0131m\u0131za bak\u0131labilir. 4- Kur’an’\u0131n belirledi\u011fi ölçüler içerisinde ya\u015famak zorlar\u0131na gitti\u011fi için kendi ya\u015fam tarzlar\u0131na uygun bir \u015fekilde Kur’an’\u0131 anlamaya çal\u0131\u015f\u0131yorlar. Kur’an, iman eden ki\u015filerin, neler yapacaklar\u0131n\u0131, nas\u0131l hareket edeceklerini, önceliklerinin ne oldu\u011funu, önceki dönemlerde ya\u015fayan Risalet önderlerinin ve Tevhid erlerinin mücadelelerinden örnekler vererek aç\u0131klar. Bütün bunlar\u0131n hepsine de Sünnetullah ad\u0131n\u0131 veren Kur’an, bu Sünnetullah’\u0131n de\u011fi\u015fmedi\u011fini ve de\u011fi\u015fmeyece\u011fini de aç\u0131kça bildirir. Her dönemde oldu\u011fu gibi günümüzde de baz\u0131 kimseler, Kur’an’\u0131n öngördü\u011fü bir \u015fekilde ya\u015famak, mücadele etmek konusunda kendilerinde imani bir cesaret göremedikleri için ilk yapt\u0131klar\u0131 \u015fey, kendi ya\u015fam tarzlar\u0131na uygun ayetleri önplana ç\u0131kar\u0131p di\u011fer ayetleri, ya bulunduklar\u0131 hali me\u015frula\u015ft\u0131racak bir \u015fekilde de\u011fi\u015ftirmi\u015fler ya da o ayetleri ikinci plana at\u0131p gizlemi\u015flerdir. Kur’an, onlar\u0131n bu yapt\u0131klar\u0131n\u0131, Hakk\u0131 bat\u0131la bulay\u0131p gerçekleri gizlemek olarak adland\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. Bu durumu en çok yapanlar\u0131n ba\u015f\u0131nda da, \u0130slâm nokta-i nazar\u0131nda birer \u015firk ve küfür yuvas\u0131 olan ve egemen zorba sistemlerin izin ve icazeti ile aç\u0131lan vak\u0131f, dernek ve partilerde yuvalanan ki\u015filer gelmektedir. Sünnetullahta hiçbir dönemde benzerine rastlan\u0131lmayan vak\u0131f, dernek ve parti gibi \u015firk ve küfür yuvalar\u0131, ça\u011f\u0131m\u0131z\u0131n bir vebas\u0131 olarak Kemalist zorbal\u0131\u011f\u0131n Anadolu topraklar\u0131n\u0131 i\u015fgaliyle ba\u015flam\u0131\u015f, zorba sistemin destek ve yard\u0131m\u0131 ile vücudu saran kanserli bir ur gibi Anadolu’yu bir ba\u015ftan bir ba\u015fa sarm\u0131\u015ft\u0131r. “Bile bile gerçe\u011fi bât\u0131lla bulay\u0131p hakk\u0131 gizlemeyin.” Bakara, 42) “Siz Kitab\u0131 okudu\u011funuz halde, insanlara iyili\u011fi emredip kendinizi unutuyor musunuz? Akl\u0131n\u0131z\u0131 kullanm\u0131yor musunuz?” Bakara, 44)