{"id":116,"date":"2020-03-25T18:28:33","date_gmt":"2020-03-25T18:28:33","guid":{"rendered":"https:\/\/mucahede.com\/2020\/03\/25\/tevhidi-esaslar-ve-muslumanlar\/"},"modified":"2020-03-25T18:28:33","modified_gmt":"2020-03-25T18:28:33","slug":"tevhidi-esaslar-ve-muslumanlar","status":"publish","type":"post","link":"https:\/\/mucahede.com\/kose-yazilari\/tevhidi-esaslar-ve-muslumanlar\/","title":{"rendered":"TEVH\u0130D\u0130 ESASLAR VE M\u00dcSL\u00dcMANLAR"},"content":{"rendered":"

TEVH\u0130D:<\/span><\/strong> Yüce Allah’\u0131n, ki\u015finin dü\u015fünce söz ve davran\u0131\u015f\u0131 üzerinde tek ilah, rab, hakim ve otorite olmas\u0131d\u0131r. Bu öyleki, Tevhid<\/strong> inanc\u0131na sahip olan bir ki\u015fi, hiçbir konuda ve hiçbir \u015fekilde iman etti\u011fi esaslar\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda dü\u015fünemez, konu\u015famaz, hareket etmez\/edemez. Aksi halde Tevhid<\/strong> inanc\u0131n\u0131 zedeler ve \u015firke dü\u015fer.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Dü\u015fünce, söz ve davran\u0131\u015f\u0131 üzerinde ba\u015fkalar\u0131na söz hakk\u0131 vermek apaç\u0131k \u015firktir. Ki\u015fi, hayat\u0131n\u0131 \u0130slam’a göre ya\u015fam\u0131yorsa ameli \u015firktedir, vahyi önceleyip anlatm\u0131yorsa sözel \u015firktedir, Tevhidi<\/strong> esaslar do\u011frultusunda mücadele etmeyi dü\u015fünmüyorsa, ya da dü\u015fünce plan\u0131nda ba\u015fka ki\u015fi ve ideolojiler yer veriyorsa dü\u015fünsel \u015firktedir  <\/span>demektir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Tevhid,<\/span><\/strong> kainatta varolan her \u015feyin tek güç taraf\u0131ndan idare edilmesi, tek rab taraf\u0131ndan r\u0131z\u0131kland\u0131r\u0131lmas\u0131, her \u015feye tek ilah taraf\u0131ndan düzen verilmesi ve varl\u0131klar aras\u0131ndaki ili\u015fkilerin tek melik taraf\u0131ndan organize edilmesidir. Yani Tevhid<\/strong>, idarenin, r\u0131zk\u0131n düzen ve organizenin tek ilah taraf\u0131ndan yap\u0131lmas\u0131d\u0131r. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), insanlar\u0131n kendi zat\u0131n\u0131, en iyi \u015fekilde tan\u0131malar\u0131 için onlara vahyi esaslar\u0131 indirmi\u015f, Tevhidi<\/strong> nas\u0131l sa\u011flayacaklar\u0131n\u0131, birbirleriyle nas\u0131l ili\u015fki kuracaklar\u0131n\u0131 apaç\u0131k bir \u015fekilde bildirmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Vahyi esaslar, insan dü\u015fünce söz ve davran\u0131\u015flar\u0131n\u0131n hayat ve kainat bütünlü\u011füne uygun olmas\u0131n\u0131 ve bu bütünlük içinde yerini almas\u0131n\u0131 sa\u011flayan sistematik bildirimleridir.<\/span> <\/span>Kainattaki tüm varl\u0131klar, yarad\u0131l\u0131\u015f gayelerine uygun hareket ederek, gerek kendi içlerinde, gerekse di\u011fer varl\u0131klarla olan ili\u015fkilerini kainattaki bütünlük içerisinde düzenlemi\u015f, varolan uyumu bozmam\u0131\u015f, kendilerini yaratan yüce Allah’a kendi hal dilleriyle \u015fükretmektedirler. <\/o_p><\/span><\/p>\n

“Göklerde ve yerde kim varsa hep O’nundur. O’nun yan\u0131nda bulunanlar, O’na kulluk etmekten büyüklenmez, yorulmazlar.”  <\/span>(21 Enbiya, 19)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Göklerde ve yerde bulunan gerek canl\u0131lardan, gerek meleklerden hepsi Allah’a secde ederler. Onlar asla büyüklenmezler. Üstlerindeki Rab’lerinden korkarlar ve emredildikleri \u015feyi yaparlar.” (16 Nahl, 49-50) <\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Yedi gök, yer ve bunlar\u0131n içinde bulunanlar, O’nu tesbih ederler. O’nu hamd ile tespih etmeyen hiçbir \u015fey yoktur; ama siz onlar\u0131n tesbihlerini anlayamazs\u0131n\u0131z. O, halimdir, gafurdur.” (17 \u0130sra, 44)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

\u0130nsan\u0131, kainat bütünlü\u011fü içinde sonradan yaratan yüce Allah (cc), insana bu bütünlük içinde nas\u0131l hareket edece\u011fi ile ilgili esaslar\u0131 bildirmi\u015f, bu esaslara uymas\u0131 halinde dünya ve ahirette mutlu olaca\u011f\u0131n\u0131 ve kurtulu\u015fa erece\u011fini bildirmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Kainatta her \u015fey bir bütünlük içindedir ve her \u015fey kendilerini yaratan Rab’lerine kulluk etmekte ve Rab’lerini tespih edip yüceltmektedirler. Yüce Allah (cc), kainat ve hayat içerisinde insana ayr\u0131 bir de\u011fer vermi\u015f, insana vahiy göndererek onu \u015fereflendirmi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc), insan\u0131 en güzel bir biçimde yaratm\u0131\u015f, onu, vahyini göndererek yüceltmi\u015f, bu vahiyle onun hareket stratejisini belirlemi\u015f, göklerde ve yerde bulunan her \u015feyi insan\u0131n emrine vermi\u015ftir ki, insan, kainat ve hayat bütünlü\u011füne uygun hareket etsin, Rabb’ini tesbih edip yüceltsin, itaat ve kullu\u011funda sürekli olsun. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Hayat ve kâinat içerisinde varolan uyumu bozan tek varl\u0131k insand\u0131r; insan, daha ilk yarad\u0131l\u0131\u015ftan hemen sonra kendisine bildirilen esaslar\u0131 terk etmi\u015f, \u0130blis olan \u015feytan\u0131n da te\u015fviki ve vesveseleri ile Rabb’ine kar\u015f\u0131 ilk ta\u015fk\u0131nl\u0131\u011f\u0131n\u0131 yapm\u0131\u015f ve ilk günah\u0131n\u0131 i\u015flemi\u015ftir. \u0130\u015fledi\u011fi suç yüzünden insan\u0131n yeryüzüne gönderilmesinden sonra yüce Allah (cc), insana yeryüzünde uyaca\u011f\u0131 kurallar\u0131 bildirmi\u015f, bu kurallar do\u011frultusunda hareket edilmesini istemi\u015ftir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Yeryüzünde de insan, kendisine bildirilen kurallara ayk\u0131r\u0131 hareket etmi\u015f, kimi zaman bu kurallara direkt kar\u015f\u0131 ç\u0131karak, kimi zaman da bildirilen vahyi esaslar\u0131 buland\u0131rarak Rabb’ine kar\u015f\u0131 suç i\u015flemi\u015ftir. Bunun üzerine ard\u0131 ard\u0131na rasuller gönderilmi\u015f, insanlardan vahyi esaslar do\u011frultusunda hareket etmeleri istenmi\u015ftir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

De\u011fi\u015fik \u015fekillerde vahyi esaslara kar\u015f\u0131 ç\u0131kan insanlar, \u015fu ya da bu \u015fekilde \u015firk i\u015flemi\u015fler, Rab’lerine isyan etmi\u015flerdir. Risalet tarihi, bir yerde Tevhid<\/strong>-\u015firk mücadelesi tarihidir. Risalet önderi rasuller, insanlara Tevhidi<\/strong> esaslar\u0131 duyurmak, insanlar\u0131n, bu esaslar\u0131 kabul etmelerini sa\u011flamak ve \u015firkten kaç\u0131nmalar\u0131n\u0131 bildirmek için mücadele etmi\u015flerdir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z zaman dilimi, Tevhidi<\/strong> esaslara davet etme ve \u0130slâm’\u0131n bildirilerini insanlara duyurma konusunda en karanl\u0131k dönemini ya\u015famaktad\u0131r. Bunun en büyük nedenlerinden birisi, hiç ku\u015fkusuz ki Tevhid<\/strong> diyen ve Tevhidi<\/strong> esaslar\u0131 sloganik olarak kullanan kimselerin, iman ettiklerini iddia ettikleri esaslar do\u011frultusunda hareket etmemeleri ve kendilerini \u0130slâm’a nispet eden baz\u0131 kesimlerin, \u0130slâm dü\u015fman\u0131 ta\u011futi zorbal\u0131\u011f\u0131n izin ve icazet verdi\u011fi parti, dernek ve vak\u0131f gibi \u015firk kurumlar\u0131nda olmalar\u0131d\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130slamc\u0131 mü\u015friklerin, küfrün \u015firk kurumlar\u0131n\u0131 kulland\u0131klar\u0131n\u0131 iddia ederek orada bulunmalar\u0131n\u0131, bir yerde anlamak mümkündür. \u0130manlar\u0131na \u015firk bula\u015ft\u0131rm\u0131\u015f bu kimseler, yüreklerindeki dünyevi korku ve endi\u015feler ve Tevhidi<\/strong> esaslara gere\u011fince iman etmemi\u015f olmalar\u0131 nedeniyle küfrün \u015firk kurumlar\u0131na girmektedirler. Ancak Tevhidi<\/strong> esaslara gerçekten iman ettiklerini söyleyen Müslümanlar\u0131n, iman ettikleri Tevhidi <\/strong>esaslar do\u011frultusunda hareket etmemelerini ve bu ilahi esaslar\u0131n kendilerinden istedi\u011fi vahdeti<\/strong> sa\u011flamaya çal\u0131\u015fmamalar\u0131n\u0131 anlamak mümkün de\u011fildir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bugün Tevhidi<\/strong> esaslara iman eden kimselerin, vahdeti<\/strong> olu\u015fturmak için çaba sarf etmemeleri ve birey olarak ya\u015famalar\u0131, Kur’an’\u0131n kabul etmedi\u011fi bir durumdur. Yüce kitab\u0131m\u0131z, Müslümanlar\u0131n vahdeti nas\u0131l sa\u011flayacaklar\u0131n\u0131 çok aç\u0131k bir \u015fekilde ortaya koymu\u015f, Müslümanlar\u0131n bu bildirilen esaslar do\u011frultusunda hareket etmelerini istemi\u015ftir. Ancak bu ilahi duyuruyu okuyan ve Tevhidi<\/strong> esaslara iman ettiklerini söyleyen kimseler, vahdeti <\/strong>olu\u015fturma endi\u015fesinden oldukça uzakt\u0131rlar.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Kur’an’\u0131 Kerim, Müslümanlara hitab\u0131nda “Ey iman edenler” <\/strong>ifadesi ile ço\u011ful olarak seslenmekte ve onlar\u0131 ancak cemaat olarak muhatap almaktad\u0131r. Bu nedenle, vahyi esaslar do\u011frultusunda vahdeti<\/strong> sa\u011flamayan Müslümanlar, Kur’an’\u0131n hitab\u0131na mazhar olamayacaklar\u0131 gibi ayn\u0131 zamanda yüce Allah (cc) kat\u0131nda sorumludurlar da. Yüce Allah’\u0131n hitab\u0131na muhatap olmak ve sorumluluktan kurtulmak isteyen, Tevhidi<\/strong> esaslara iman eden kimseler, mutlak anlamda vahdeti<\/strong> olu\u015fturmak ve cemaat olmak zorundad\u0131rlar.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Kur’an’\u0131 kerim, yüce Allah’\u0131n rahmetinin cemaat üzerinde oldu\u011funu ve ancak bunlar\u0131n kurtulu\u015fa ereceklerini bildirmektedir. Vahdeti<\/strong> olu\u015fturmayan Müslümanlar, yüce Allah’\u0131n rahmetinden uzak olacaklar\u0131 için, ne yaparlarsa yaps\u0131nlar, kurtulu\u015fa eremeyeceklerdir. Yüce Allah (cc), Kur’an’\u0131 kerimde Müslümanlar aras\u0131ndaki birlik ve beraberli\u011fin nas\u0131l sa\u011flanaca\u011f\u0131 çok aç\u0131k bir \u015fekilde bildirmi\u015f, Müslümanlar\u0131n bu bildirilenler do\u011frultusunda hareket etmeleri halinde vahdeti<\/strong> sa\u011flayacaklar\u0131n\u0131 belirtmi\u015ftir. Yüce Allah (cc), Müslümanlar\u0131n vahdeti nas\u0131l sa\u011flayacaklar\u0131n\u0131, a\u015fa\u011f\u0131da maddeler halinde belirtilece\u011fi üzere, belli a\u015famalar halinde ortaya koymu\u015ftur.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Birinci a\u015fama: Birey olarak \u0130slâmi hassasiyeti ortaya koymak:<\/o_p><\/span><\/strong><\/p>\n

Müslümanlar, bulunduklar\u0131 yerlerde öncelikle \u0130slâmi hassasiyetlerini en iyi \u015fekilde ortaya koyacaklar, \u0130slâmi kimliklerine yara\u015f\u0131r bir ya\u015fant\u0131 sürecekler, daha sonra \u0130slâmi esaslar\u0131 insanlara duyuracaklard\u0131r. Bununla beraber çevrelerinde kendileri gibi Tevhidi <\/strong>esaslara iman eden ve \u0130slâmi bir kimlikle hareket eden Müslümanlar\u0131 aray\u0131p bulacaklar ve onlarla beraber bir birliktelik olu\u015fturacaklard\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Her ümmetin yöneldi\u011fi bir yönü vard\u0131r. O halde hay\u0131r i\u015flerine ko\u015fun; nerede olsan\u0131z, Allâh sizi bir araya getirir, ku\u015fkusuz Allâh, her \u015feyi yapabilir.” (Bakara, 148)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

Hay\u0131r i\u015flerine ko\u015fanlar ifadesi, iyili\u011fi emredip kötülükten men ederek \u0130slâm’a davet etmektir, yani hay\u0131r i\u015flerine ko\u015fmak ifadesi \u0130slâmi davetin yap\u0131lmas\u0131d\u0131r. Nitekim Al-i \u0130mran 104. ayetinde bu gerçek \u015fu \u015fekilde aç\u0131klanm\u0131\u015ft\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“\u0130çinizden hayra ça\u011f\u0131ran, iyili\u011fi emredip kötülükten men eden bir topluluk olsun; i\u015fte onlar kurtulu\u015fa erenlerdir.” (Al-i \u0130mran, 104)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

Bulunduklar\u0131 yerlerde \u0130slâmi kimliklerini ku\u015fanan, vahyi esaslar\u0131, Peygamberi bir metodla insanlara ula\u015ft\u0131rmaya çal\u0131\u015fan Müslümanlar\u0131, yüce Allah (cc) mutlaka bir araya getirecektir. Bu, yüce Allah’\u0131n vaadidir ve yüce Allah (cc) vaadine sad\u0131kt\u0131r. \u015eayet bir yerde bir Müslüman varsa ve tek ba\u015f\u0131na ise, bu demektirki bu ki\u015fi, vahyi esaslar\u0131n kendisinden istedi\u011fi \u0130slâmi kimli\u011fi henüz tam ku\u015fanmam\u0131\u015ft\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

 <\/span>Bugün bulunduklar\u0131 yerlerde di\u011fer Tevhidi<\/strong> Müslümanlarla bir araya gelmeyen kimseler, öncelikle kendilerini gözden geçirmeli, eksiklerini bir an önce gidermelidirler. Aksi halde onlar\u0131n bu durumlar\u0131, \u0130slâmi olmad\u0131\u011f\u0131 ve bu halleri ile yüce Allah’\u0131n hitab\u0131na mazhar olamayacaklar\u0131 için yüce Allah (cc) kat\u0131nda iman etmemi\u015f, ya da iman\u0131na \u015firk bula\u015ft\u0131rm\u0131\u015f kimseler gibi sorumlu olacaklard\u0131r. Bu ise, büyük bir hüsrand\u0131r. Çünkü di\u011fer Müslümanlarla toplu olarak Allah’\u0131n ipi olarak belirtilen vahyi esaslara sar\u0131lmayanlar, ate\u015ften bir çukurun kenar\u0131nda bulunuyorlar demektir. Ate\u015f çukuruna dü\u015fmemenin çaresi, Tevhidi<\/strong> dü\u015fünen Müslümanlarla vahdeti<\/strong> olu\u015fturmakt\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ve topluca Allâh’\u0131n ipine yap\u0131\u015f\u0131n, ayr\u0131lmay\u0131n; Allâh’\u0131n size olan nimetini hat\u0131rlay\u0131n: Hani siz birbirinize dü\u015fman idiniz, (Allâh) kalplerinizi uzla\u015ft\u0131rd\u0131. O’nun nimetiyle karde\u015fler haline geldiniz. Siz ate\u015ften bir çukurun kenar\u0131nda bulunuyordunuz, (Allâh) sizi ondan kurtard\u0131. Allâh size âyetlerini böyle aç\u0131kl\u0131yor ki, yola gelesiniz.” (Al-i \u0130mran, 103)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

\u0130kinci a\u015fama: Vahdeti olu\u015fturmak, cemaatle\u015fmek:<\/span><\/strong><\/o_p><\/span><\/p>\n

\u0130slâm dini, Tevhidi<\/strong> esaslar\u0131n, gere\u011fince ve Rabb’imizin r\u0131zas\u0131na uygun olarak yerine getirilebilmesinin yolunun cemaatle\u015fmekten geçti\u011fini ortaya koymakta ve Müslümanlar\u0131n buna uymas\u0131n\u0131n imani bir zorunluluk oldu\u011funu belirtmektedir. \u0130badetlerin tam olarak yap\u0131labilmesi, davetin en ideal \u015fekilde ortaya konulabilmesi ve Tevhidi<\/strong> esaslar\u0131n toplum hayat\u0131na hakim olabilmesi için cemaatle\u015fme, \u0130slâm’\u0131n olmazsa olmaz \u015fart\u0131d\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Gerek iman eden bireyin kurtulu\u015fa erebilmesi ve iman\u0131na \u015firk unsuru kar\u0131\u015ft\u0131rmamas\u0131, gerekse yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131n kazan\u0131labilmesi için Müslümanlar\u0131n vahdeti<\/strong> olu\u015fturarak cemaatle\u015fmeleri bir zorunluluktur. Bu nedenle yüce Allah (cc) Müslümanlardan cemaatle\u015fmelerini istemektedir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Ve topluca Allâh’\u0131n ipine yap\u0131\u015f\u0131n, ayr\u0131lmay\u0131n;…” (Al-i \u0130mran, 103)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Allâh, kendi yolunda kenetlenmi\u015f tu\u011flalar gibi saf ba\u011flayarak çarp\u0131\u015fanlar\u0131 sever.” (Saf, 4)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Vahdeti<\/span><\/strong> olu\u015fturarak cemaatle\u015fmek, yüce Allah’\u0131n emri olan farz bir yap\u0131lanma, bir bütünle\u015fme ve bir organizasyondur. Sorunlar\u0131n süratle çözümü, davetin insanlara daha sa\u011fl\u0131kl\u0131 bir \u015fekilde ula\u015ft\u0131r\u0131labilmesi, insanlar\u0131n Müslümanlara güvenebilmesi, emperyalizm taraf\u0131ndan ezilen, sömürülen, horlan\u0131p a\u015fa\u011f\u0131lanan insanlar\u0131n  <\/span>kurtar\u0131lmas\u0131, aç b\u0131rak\u0131l\u0131p kölele\u015ftirilen yoksunlar\u0131n korunmas\u0131 ancak tevhidi esaslar do\u011frultusunda bütünle\u015fmi\u015f \u0130slâmi bir cemaatle\u015fmenin varl\u0131\u011f\u0131 ile mümkündür.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Ferdi ve fevri olarak yap\u0131lan her hareket etkisiz, eksik ve yetersizdir. Oysa cemaatle\u015fme sonucunda yap\u0131lan her hareket etkili, güçlü ve yeterlidir. Bu nedenle bütün risalet  <\/span>önderleri davetlerini ortaya koyarlarken hemen akabinde insanlar\u0131 kendi etraflar\u0131nda toplan\u0131p cemaatle\u015fmeye davet etmi\u015flerdir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Allah’tan korkun ve bana itâat edin.” (\u015euara, 108)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

Müslümanlar, yüce Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131 temel ilke edinerek cemaatle\u015fmelidirler. Bu temel ilke, yap\u0131lanman\u0131n merkezi ve Müslüman bireyler için yegâne ölçü olmal\u0131d\u0131r. Cemaat bireyleri, \u0130slâm cemaatinin kendilerine yükledi\u011fi sorumluluk duygusu ile hareket etmeli, hiçbir \u015fekilde sorumluluktan kaç\u0131nmamal\u0131, bu sorumlulu\u011fun gere\u011fini yapman\u0131n ibadet oldu\u011funu bilmelidirler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Cemaat içerisinde yer alan bireyler, cemaatin menfaatlerini bireysel menfaatlerin üzerinde tutmal\u0131, münferit sorunlar\u0131, tali konular\u0131, esas olan cemaatle\u015fmenin önüne almamal\u0131d\u0131rlar. Unutulmamal\u0131d\u0131r ki, cemaat tüm toplumun çat\u0131s\u0131, muhafaza eden \u015femsiyesi, koruyucu yap\u0131s\u0131d\u0131r. Bu yap\u0131y\u0131 y\u0131kmaya çal\u0131\u015fmak, burada huzursuzluk ç\u0131karmak yüce Allah’\u0131n emrine kar\u015f\u0131 ç\u0131kmak, O’na isyan etmektir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc)’\u0131n rahmeti birey olarak ya\u015fayanlar\u0131n üzerine de\u011fil, cemaat içerisinde yer alan bireylerin üzerindedir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

“\u0130nanan erkekler ve inanan kad\u0131nlar, birbirlerinin velisidirler. \u0130yili\u011fi emrederler, kötülükten menederler, namaz\u0131 k\u0131larlar, zekât\u0131 verirler, Allah’a ve Elçisine itâat ederler. \u0130\u015fte onlara Allah rahmet edecektir. Allâh dâimâ üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.” (Tevbe, 71)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

Yüce Allah (cc),  <\/span>topluma iyili\u011fin emredilmesinin, kötülüklerin giderilmesinin ancak Müslümanlar\u0131n birbirleriyle velayet hukukunu olu\u015fturmalar\u0131 ile mümkün oldu\u011funu ve rahmetinin de ancak bunlar üzerinde olaca\u011f\u0131n\u0131 bildiriyor. Yüce Allah’\u0131n rahmetine mazhar olmak isteyenlerin iman ettikten sonra yapacaklar\u0131 ikinci i\u015f, Tevhidi<\/strong> esaslar\u0131 ilke edinen Müslümanlarla velayet hukuku olu\u015fturup cemaatle\u015fmeleridir. Bunun d\u0131\u015f\u0131nda herhangi bir yol tutmalar\u0131 onlar\u0131 yüce Allah’\u0131n rahmetinden uzakla\u015ft\u0131racak ve sorumluluk alt\u0131na sokacakt\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Müslüman kad\u0131n ve Müslüman erkeklerin çok iyi bilmeleri gereken husus, imandan sonra yap\u0131lmas\u0131 gereken zorunlu görev, kendileri ile ayn\u0131 inanc\u0131 ta\u015f\u0131yan insanlar\u0131 bulup onlarla, Tevhidi<\/strong> esaslar do\u011frultusunda \u0130slâmi bir yap\u0131 olu\u015fturmak, böyle bir yap\u0131 varsa o yap\u0131 içerisinde yer almakt\u0131r. Çünkü cemaatsiz bir hareket yok olmaya mahkum oldu\u011fu gibi, cemaatsiz bir kimse de bugüne kadar birçok örne\u011fi görüldü\u011fü üzere, daha sonra Tevhidi<\/strong> esaslardan uzakla\u015farak sapar gider. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Üçüncü a\u015fama: Velayet ve s\u0131rda\u015fl\u0131k hukukunu olu\u015fturmak:<\/span><\/strong><\/o_p><\/span><\/p>\n

Birinci a\u015famada, \u0130slâmi hassasiyetini ortaya koyan, ikinci a\u015famada di\u011fer Müslümanlarla cemaatle\u015fen Müslüman bireyin, üçüncü a\u015famada di\u011fer Müslümanlarla velayet ve s\u0131rda\u015fl\u0131k hukukunu olu\u015fturma zorunlulu\u011fu vard\u0131r. Bu, yüce Allah’\u0131n iman eden bireyden istedi\u011fi ve iman eden bireyin uymak zorunda oldu\u011fu bir emir ve iman eden bireyde iman\u0131n olgunla\u015fmas\u0131n\u0131n göstergesidir. <\/o_p><\/span><\/p>\n

“Yoksa siz, Allâh içinizden cihâd eden ve Allah’tan, Elçisinden ve mü’minlerden ba\u015fkas\u0131n\u0131 kendisine s\u0131rda\u015f edinmeyenleri bilmeden, b\u0131rak\u0131laca\u011f\u0131n\u0131z\u0131 m\u0131 sand\u0131n\u0131z? Allâh yapt\u0131klar\u0131n\u0131z\u0131 haber almaktad\u0131r.” (Tevbe, 16)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

“Sizin veliniz, ancak Allâh, Elçisi ve namazlar\u0131n\u0131 k\u0131lan, zekâtlar\u0131n\u0131 veren, rükû’a varan mü’minlerdir.” (Maide, 55)<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Velayet ve s\u0131rda\u015fl\u0131k hukuku, Müslüman bireylerin kayna\u015fmas\u0131n\u0131 sa\u011flamakta, samimiyetlerini ortaya koymakta, en önemlisi de Tevhidi <\/strong>gerçekten kabullenip kavrad\u0131klar\u0131n\u0131 göstermektedir. Velayet ve s\u0131rda\u015fl\u0131k hukuku, Müslüman bireyin Tevhidi,<\/strong> sözel olarak kabul etti\u011finin en güzel göstergesidir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Yukar\u0131da yaz\u0131n\u0131n giri\u015finde Tevhidin,<\/strong> “Yüce Allah’\u0131n, ki\u015finin dü\u015fünce söz ve davran\u0131\u015f\u0131 üzerinde tek ilah, rab, hakim ve otorite olmas\u0131d\u0131r.”<\/strong> tan\u0131mlamas\u0131n\u0131n ba\u015fka bir ifade \u015fekli ve daha geni\u015f bir tan\u0131m\u0131 ise, Müslüman bireyin, ilk a\u015famada samimiyetini ortaya koymas\u0131 ve Tevhidi <\/strong>esaslar\u0131 birey olarak ya\u015famas\u0131 yan\u0131nda insanlara hakk\u0131 tebli\u011f etmesi, onun dü\u015fünce plan\u0131nda Tevhidi<\/strong> kabul etti\u011fini gösterirken, di\u011fer Müslümanlarla cemaatle\u015fmesi onun hareket plan\u0131nda Tevhidi<\/strong> kabul etti\u011fini ortaya koymaktad\u0131r. Müslüman bireyin, sözel olarak Tevhidi <\/strong>kabulü ise, velayet ve s\u0131rda\u015fl\u0131k hukukunu olu\u015fturmas\u0131d\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Müslüman birey, yukar\u0131da anlat\u0131lan üç a\u015famadan birisini ya da ikisini ihmal etmesi halinde, o konuda Tevhidi<\/strong> kabul etmemi\u015f, \u015firk ko\u015fmu\u015f demektir. Tevhidi<\/strong> tam olarak kabul etmek isteyen ve iman\u0131na \u015firk bula\u015ft\u0131rmak istemeyen ki\u015filer, Tevhidi<\/strong> esaslar\u0131n kendilerinden istedi\u011fi üç a\u015famay\u0131 da mutlak anlamda gerçekle\u015ftirmelidir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Tevhidi<\/span><\/strong> esaslar do\u011frultusunda yukar\u0131da s\u0131ralanan üç a\u015fama tam olarak gerçekle\u015ftirilmedi\u011fi sürece, bireysel olarak \u0130slâmi daveti ortaya koymak mümkün de\u011fildir. Yüce Allah (cc), \u0130slâmi davetin, ancak son a\u015fama olan velayet ve s\u0131rda\u015fl\u0131k hukukunun olu\u015fturulmas\u0131ndan sonra yap\u0131labilece\u011fi ile ilgili olarak Ashab-\u0131 Kehf’i örnek olarak vermektedir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

“Biz sana onlar\u0131n haberlerini gerçek olarak anlat\u0131yoruz: Onlar, Rab’lerine inanm\u0131\u015f gençlerdi. Biz de onlar\u0131n hidâyetlerini art\u0131rm\u0131\u015ft\u0131k.<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

Kalplerini ba\u011flam\u0131\u015ft\u0131k; k\u0131yam ettiler, dediler ki: ‘Rabb’imiz göklerin ve yerin Rabb’idir. Biz O’ndan ba\u015fkas\u0131na ilah demeyiz, yoksa saçma söylemi\u015f oluruz.’<\/o_p><\/span><\/em><\/p>\n

\u015eunlar, \u015fu kavmimiz, O’ndan ba\u015fka ilahlar edindiler. Onlar\u0131n ilah oldu\u011funa aç\u0131k bir delil getirmeleri gerekmez miydi? Allah’a kar\u015f\u0131 yalan uydurandan daha zâlim kim olabilir?” (Kehf, 13-15)<\/span><\/em><\/o_p><\/span><\/p>\n

Ashab-\u0131 Kehf, \u0130slâmi davetin ne zaman ve nas\u0131l ortaya konulaca\u011f\u0131n\u0131n en güzel örne\u011fidir. Kalpleri birbirlerine ba\u011flanarak velayet ve s\u0131rda\u015fl\u0131k hukukunu olu\u015fturduktan sonra, k\u0131yam ederek ilahi mesaj\u0131 ortaya koyan Ashab-\u0131 Kehf gençleri, Rab’lerinin övgüsüne mazhar olmu\u015flar, evrensel ve ça\u011flarüstü Kur’an’da Rab’leri taraf\u0131ndan zikredilmi\u015flerdir. Bu, onlar için büyük bir saadet ve mutluluktur. <\/o_p><\/span><\/p>\n

Ashab-\u0131 Kehf gençleri, bu yüce övgüye, Tevhidi<\/strong> esaslar do\u011frultusunda hareket etmeleri sayesinde ula\u015fm\u0131\u015flard\u0131r. Ayn\u0131 yüce övgüye mazhar olmak isteyen her Müslüman da onlar gibi velayet ve s\u0131rda\u015fl\u0131k hukukunu olu\u015fturmak zorundad\u0131r.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Bugün dünya üzerinde emperyalizm ve onun \u0130slâm topraklar\u0131 üzerindeki yerli i\u015fbirlikçi kuklalar\u0131, Müslümanlar\u0131n, Tevhidi<\/strong> esaslar do\u011frultusunda, vahdeti <\/strong>olu\u015fturmamalar\u0131 için her türlü entrikay\u0131 çevirmekte, Müslümanlar\u0131n imanlar\u0131na \u015firk bula\u015ft\u0131rmak için çal\u0131\u015fmaktad\u0131rlar. Bunun için emperyalizm ve yerli i\u015fbirlikçileri parti, dernek, vak\u0131f gibi \u015firk kurumlar\u0131n\u0131, Müslümanlar\u0131n \u015firke dü\u015fmeleri için tuzak olarak kullanmaktad\u0131rlar. Küfrün bu tuza\u011f\u0131na, iman\u0131n hazz\u0131n\u0131 gere\u011fince tatmam\u0131\u015f, \u0130slâmi bir kimlik ortaya koyma cesaretini göstermemi\u015f baz\u0131 kimseler dü\u015fmekte, imandan sonra topuklar\u0131 üzerinde gerisin geriye dönerek küfre ve \u015firke girmektedirler.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Dünya üzerindeki mazlum toplumlar, Müslümanlar\u0131n olu\u015fturacaklar\u0131 \u0130slâmi bir cemaate ve giderek bir \u0130slâm Devletine<\/strong> muhtaçt\u0131rlar. Onlar kendilerini, emperyalizmin ve onun \u0130slâm topraklar\u0131 üzerindeki i\u015fbirlikçi kuklalar\u0131n\u0131n zulmünden ancak Müslümanlar\u0131n olu\u015fturacaklar\u0131 \u0130slâm Devletinin<\/strong> kurtaraca\u011f\u0131n\u0131 biliyor ve bekliyorlar. O mazlum toplumlar\u0131n bu beklentilerini bo\u015fa ç\u0131karmak hem onlara zulmetmektir, hem de emperyalizmin kanl\u0131 ekme\u011fine ya\u011f sürmektir ki,  <\/span>buna sebep olanlar yüce Allah’a hesaplar\u0131n\u0131 veremeyeceklerdir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

Sonuç olarak,<\/span><\/strong> Müslüman oldu\u011funu iddia eden bir kimse, ya Tevhidi<\/strong> esaslara, yüce Allah’\u0131n kendilerinden istedi\u011fi \u015fekilde teslim olup \u015feriksiz bir \u015fekilde iman edecek, ya da kanl\u0131 ekme\u011fine ya\u011f sürdükleri emperyalizm ve onun yerli i\u015fbirlikçileri ile beraber, içerisinde ebedi kalmak üzere cehenneme gidecektir. \u0130ki yoldan birini seçmek Müslüman olduklar\u0131n\u0131 iddia eden kimselerin kendilerine ba\u011fl\u0131d\u0131r ve karar da kendilerinindir.<\/o_p><\/span><\/p>\n

 <\/o_p><\/span><\/p>\n

Ramazan Y\u0131lmaz: 2008.11.12
\n