Âdiyat Suresi, Tevhidi mücadele metodu, topyekûn bir inkılabı öngörür

Âdiyat Suresi, Tevhidi mücadele metodu, topyekûn bir inkılabı öngörür

Mayıs 30, 2020 0 Yazar: Ramazan Yılmaz

Vahyi esaslar, nazil oldukları her dönemde, insanlar üzerinde çok büyük etki yapmış, onu kabul edenlere, bambaşka bir yaşam sunmuş, onları yüceltmiş, insan olmanın onuruna yükseltmiştir. Buna karşın insanların Rab’lerine yönelmelerine engel olan, insanlar üzerinde kurdukları sömürü çarklarının bitmesini istemeyen küfür ve şirk çevreleri ile çıkar grupları, vahyi esasların, insanlar üzerindeki etkisini engellemek için var güçleriyle çalışmışlardır.
Küfür ve şirk ehli, her dönemde vahyi esasların insanlara ulaşmasını engellemek, insanlar üzerindeki etkisini azaltmak için çeşitli yollara başvurmuşlardır. Onların bu engelleme çabaları, Kur’an’a karşı da devam etmiş, Kur’an’ın insanlara ulaşmasını, onları etkilemesini engellemeye çalışmışlardır.
Küfür ve şirk ehli, ilahi mesajı insanlar üzerinde etkisiz kılmanın, onu yaşanır halden çıkarmanın, olduğundan farklı bir hâle dönüştürmenin en etkin yolunun, Tevhidi mücadeleye hayatiyet kazandıran kavramların içini boşaltmaktan, kavramlara olduğundan başka anlamlar yüklemekten geçtiğini çok iyi biliyorlardı. Bu nedenle onlar, Kur’an’a karşı çıkmak, ona ve onu kabul edenlere savaş açmak yerine Kur’ani kavramların içini boşaltmayı, anlamlarını değiştirmeyi seçtiler ve maalesef bu konuda kısmen başarılı da oldular.
Küfür ve şirk ehli, yüzyıllar boyunca İslâmi esasları, fiili saldırılarla ve değişik propaganda araçlarıyla hayattan kaldırmak için çalıştılar, ancak hiçbir zaman bu amaçlarına ulaşamadılar. İslâmî esasları hayattan kaldırmaya muvaffak olamayan kâfir ve müşrikler, ona hayatiyet veren kavramların anlamlarını değiştirerek bozmaya çalıştılar, böylece İslâm’ın insanlar üzerindeki etkisini yok etmeye muvaffak oldular.
Âdiyat suresi de İslâm karşıtı güçlerin, bid’at ve hurafecilerin çarpıtmalarından nasibini almıştır. Suredeki aksiyoner İslâmi davet metodu ve İslâm davetçilerinin çabaları âdeta inkâr edilmiş, sureye, surenin ana konusu ile hiçbir ilgisi olmayan anlamlar yüklenmiş, böylece surenin vermek istediği asıl mesaj örtbas edilmiştir.
Âdiyat suresi, vahyi esasları yüklenen Risalet önderlerinin ve Tevhid erlerinin, daveti ortaya koyuşlarını, kendi toplumlarına vahyi esasları nasıl ulaştırdıklarını anlatmaktadır. Onlar, yüce Allah’tan başka kimseden korkup çekinmeden, Tevhidi esasları gizlemeden, açıkça ortaya koymuşlar, içerisinde yaşadıkları şirk toplumlarının karşı çıkışlarına, egemen despot idareci ve yönetimlerin baskı ve zulümlerine rağmen Hakk’ı insanlara duyurmuşlar, onları yüce Allah’a iman etmeye ve yalnızca O’na kulluk yapmaya çağırmışlardır.
Âdiyat suresi, elçilerin daveti ortaya koyuş metotlarını, bu davete karşı toplumların gösterdikleri tepkiyi ve karşı çıkışlarını göstermekte, Kur’an’da mücadele metodunun nasıl yapıldığını ortaya koymaktadır.
Surenin açıklaması
1-2- Andolsun nefes nefese ileri atılanlara, böylece kıvılcım çıkarıp (karanlığı) delenlere,
Bir telaş, bir koşuşturma, bir mücadele ve heyecan ortamının en doruk noktasına işaret eden bu ayetler, çok önemli bir durumu ortaya koymaktadır. Bu önemli durum nedir ki, soluk soluğa kalınmış bir halde toplumun içerisine girilerek ortalık toz dumana dönüştürülüyor!
Kimilerine göre bu ayetler, burunlarından soluyarak koşan, koştukça tırnaklarından ateş çıkaran, doludizgin bir halde sabahleyin akın eden, tozu dumana katarak bir topluluğun ortasına dalan atlara işaret etmektedir. Onlara göre bu ayetler, bir savaş ortamını anlatıyor.
Bu ayetleri böyle tefsir edenler, bu ayetlerin Mekki olduğunu ve Mekke döneminde savaşa izin verilmediğini unutmaktadırlar. Peki, nasıl olur da bu ayetlerin, o günkü Müslümanlara bir savaş ortamını gösterdiği iddia edilebiliyor!
Bu iddiacıların iddialarına göre o gün, baskı ve işkence altında inleyen Müslümanlara, böyle bir savaş ortamının anlatılması onları zımmen savaşa teşvik etmektir. Bu anlatım, Rasulullah (as)’dan sürekli olarak bir çıkış yolu soran, kendilerine yapılan zulme ve işkenceye karşılık vermek için izin isteyen sahabeye, savaş için ruhsat vermektir.
Saffat suresindeki bu ayetler, Âdiyat suresinin ilk dört ayetiyle bir bütünlük sağlamaktadır. Saffat suresinde “Saf saf olanlar, böylece men ettikçe men edenler, sonra birbiri ardınca davet edenler,” insanlara “Şüphesiz ilahınız elbette birdir,” diyerek ilahlarının tek bir ilah olduğunu bildirmektedirler.
Bu, elbette sıradan bir davet değil, Âdiyat suresinin “Nefes nefese ileri atılanlar, kıvılcım çıkarıp (karanlığı) delenler” ayetlerinde belirtildiği üzere davetçiler, toplumda fırtınalar koparmakta, bir kıvılcımla ortalığı yangın yerine dönüştürmektedirler. Tabiiki bu kıvılcım da toplumun yabancısı olduğu, adeta inkâr ettiği yüce Allah’ın uluhiyetinin ortaya konulmasıdır, ilahınız tek Bir ilahtır.
“Nefes nefese ileri atılmak,” hitabı, oturulduğu yerden yapılan bir hareket değil bir haberin getirilmesinde o haberin önemine ve aciliyetine binaen hızlı ve koşarak duyurulmasıdır. Bu önemli haber insanlara, ilâhlarının Bir olduğunun bildirilmesi, onlara aydınlığın getirilmesidir.